1. KÖYÜN TARİHÇESİ
Armağan köyü yerleşim yeri olarak çok eskilere dayanmaktadır. Doğu Roma ve Bizans imparatorlukları dönemlerinde de yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Armağan köyü içindeki alt yapı ve eski ev kalıntıları Roma ve Bizans imparatorluklarına ait kültürel motifler sunmaktadır.
Türklerin Rumeli’ye geçişiyle birlikte Edirne ve Kırklareli Osmanlı idaresine geçmiştir; fakat buradaki azınlığın taşınması uzun yıllar alıyor. Köyün ilk hatırlanan ismi Oyacılardır. Daha sonraları Balkan Harbinden sonraki değiş – tokuş sırasında buraya Yunanistan, Bulgaristan ve Yugoslavya tarafından gelen Türkler Sultan Abdullaziz döneminde, Balkan Harbinden önce gelenler Tekirdağ yöresine yerleştirilmek isteniyor. Bu köydekiler orman anlamına gelen “balkanlık” yerlerde yaşamaya alıştıkları için bugünkü Armağan köyü onlara hediye ediliyor ve köyün adı “Hediye” olarak kalıyor. Daha sonra uluslar arası antlaşmalardan doğan mübadele çerçevesinde Boşnaklar ve Bulgaristan’dan gelen Pomaklar buraya yerleştiriliyor, buradaki Rumlarda mübadele sonucunda ülkelerine gidiyor. Bugünkü toplumun içinde büyük bir çoğunluk Pomak olmakla birlikte Boşnak ve daha değişik Balkan uluslarından insanlar buraya yerleşmiştir. Buraya gelenlerin bir çoğu Müslüman olmuş başka ırklara mensup fertlerden oluşmaktadır. Buraya gelen vatandaşlarımızın mübadele sonucu akrabalarının bir kısmı Balkanlarda kalmıştır. Geldikleri yerlerde kalan akrabalarıyla ilişkilerini halen daha sürdürmektedirler. Meselâ Bulgaristan’ın Firlebe Yunanistan Selanik in Gümürcine gibi yerlerinde akrabaları bulunmaktadır.1
Armağan köyünde yaşayan eski sülaleler şunlardır.2
-
Dal Sülalesi
-
Şen Sülalesi
-
Turanlar Sülalesi
-
Çalhanlar Sülalesi
Buraya yerleşmiş olan insanlar, her ne kadar mübadele sonucu yerleşmiş olsa da, Balkanlardan kaçak olarak gelen sülaleler de vardır. Mesela Dal sülalesi Yunanlılar tarafından köyleri yakıldığı için buraya yerleştirilmişlerdir. Armağan köyünün eski bir yerleşim yeridir. Otuz yıl öncesine kadar kaldırımlar döşelidir ve alt yapısı vardır; fakat sonradan bunlar sökülmüştür. Üç kere yangın tehlikesi geçirmiştir, evler birbirine yakın olduğundan dolayı yangın tahribatı oldukça etkili olmuştur.
KÖYÜN COĞRAFİ YAPISI
Armağan köyü Marmara bölgesi içerisindedir. Kırklareli’ne uzaklığı Armağan-Kapaklı üzeri 35 km, Armağan- Düzorman üzeri 25 km. Bulgaristan’a uzaklığı 15 km. kadardır. Çevre köylere nazaran daha gelişmiş bir köy olan Armağan köyü batısında Düzorman ve Koruköy , kuzeydoğusunda Armutveren köyü, güneyinde Çukurpınar köyü, kuzeyinde Karadere köyü ile komşudur.
Armağan köyünde Aşağı mahalle ve Yukarı mahalle olmak üzere iki mahalle vardır ve bu mahalleler birbirleriyle bitişiktir. Evler birbirine yakın olup toplu köy tipi özelliği göstermektedir. Tarlalar evlerden uzaktadır.
2.1 İklimi
Marmara bölgesi ikliminin en karakteristik özelliği geçiş iklimi tipi göstermesidir. Balkanlardan gelen soğuk hava kütleleri bu bölgede etkili olmaktadır. Armağan köyünde Karadeniz iklim tipi ve karasal iklim tipi de görülmektedir. Yazlar sıcak ve serin geçerken ; kışlar, karasal iklim tipi kadar sert olmasa da, soğuk geçmektedir. Yağışlı havalar en fazla sonbahar ve ilkbaharda görülür, kar yağışı kış aylarında seyrek olarak görülmektedir.
Bölgedeki sıcaklık ortalamaları şu şekildedir.
-
Yıllık sıcaklık ortalaması : 15 c
-
Ocak ayı sıcaklık ortalaması : 5 c
-
Temmuz ayı sıcaklık ortalaması : 25 c
Bitki örtüsü ormanlıktır. Köy yerleşim alanının birkaç metre uzağında ormanlık alan kendisini göstermektedir.
2.2 Toprak yapısı
Armağan köyünde birbirinden farklı toprak yapıları görülmektedir. Ormanlık alanlarda ve ormanlık alanların kenarlarında humuslu toprak, köyün batısında Kırklareli yolu üzerinde kırmızı toprak, kuzey ve kuzeydoğu taraflarında ise killi toprak görülmüştür.
3. KÖYÜN DEMOĞRAFİK YAPISI
3.1 Hane sayısı ve nüfus yapısı
Armağan köyü 195 hanedir, fakat evli olan çocuklar ile babalarının aileleri iki ayrı aile olarak sayıldığından bu oran yüksek çıkmaktadır oysa iki aile bir arada oldukları için bu hane sayısı aslında düşüktür. 1990 genel nüfus sayımında 832 olan köy nüfusu 1997 genel nüfus sayımında 816 olarak tespit edilmiştir. Doğum oranları da dikkate alındığında köyün göç verdiği tespit edilmiştir.
Evli olan çocuklardan sadece büyük olanın evde kalması, diğer kardeşlerin şehrin getirdiği iş olanaklarından faydalanma isteği ve eğitim bölgedeki göç olgusunda rol oynayan başlıca faktörlerdir.
3.2 Nüfus hareketleri
İnsanlık tarihinin ilk dönemlerinden beri insanlar; doğal afetler, savaşlar, sosyo-ekonomik ve siyasi nedenlerden ötürü hep göç etmişlerdir. Nüfus hareketleri, köyden köye, köyden şehre, şehirden köye ve şehirden şehre olmak üzere genelde dört tip üzerinde olmuştur. Türkiye’nin sanayileşmenin henüz başında bir ülke olarak sanayi sektöründe istihdam olanağı sağlayan bir ülke olarak değerlendirilmesi mümkündür. Şehirlerin sanayileşmesine bağlı olarak yeni iş alanlarının ortaya çıkması köyden kente yapılan göçleri hızlandırmıştır.
Nüfus hareketleri açısından değerlendirildiğinde Armağan köyünün farklı sebeplerden dolayı göç verdiği görülmüştür. Tarım alanlarının sınırlı oluşu ve çocukların evlenmeleriyle tarlaların iyiden iyiye yetersizleşmesi, gençlerin eğitim ihtiyaçlarını karşılama isteği ve daha farklı işlere yönelme merakı, kız çocukların dıştan evlenme yoluyla köyden gitmeleri, köyün iticiliği ve şehrin çekiciliği göçün başlıca etmenleri olarak sayılabilir.
Tarım alanlarının sınırlı olmasına bağlı olarak tarımda iş gücüne duyulan ihtiyaç azalmış, evli olan bir çocuğun aile içinde kalarak tarla işlerinde yardımcı olması yeterli olmaya başlamıştır. Bununla beraber yeni iş alanları arayışı kendisini göstermiş ve göç etmeninde bu olay başat rolü oynamıştır.
4. ULAŞIM HEBERLEŞME ve İLETİŞİM:
Armağan köyü Kırklareli’ne 35km. , Bulgaristan’a 15 km. uzaklıktadır. Köyde çevre köylerle ulaşımı sağlayan yollar vardır; fakat köy yollarının, özellikle köy içi yolların, bozuk olması köylülerin yakındığı en önemli sorunların başında gelmektedir. Köyden kente günde iki otobüs gitmektedir, böylelikle köylüler şehirdeki temel ihtiyaçlarını giderebilmektedirler. Armağan köyünde bir dönem taşımalı eğitim uygulaması sebebiyle çevre köyler ile de ulaşım imkanları da kısmen sağlanmıştır. Armağan köyü sakinlerinin hemen hepsinde telefon olması haberleşme imkanını arttırmaktadır. Ayrıca bütün evlerde iletişim araçlarından en az birinin var oluşu , özellikle televizyonun ve kısmen de çanak antenin, var olması sosyal yapının değişimini hızlandırmaktadır , köyde gazeteye olan ilginin bir hayli fazla oluşu ve köye hemen her gün gazete gelmesi köyün dış dünyadan haber almasın arttırmıştır özellikle köşe yazarlarının yazılarının dikkatlice okunması ve yazıların kesilerek saklanması bu ilginin oldukça üst düzeyde olduğunu göstermektedir. Kitle iletişim araçları vasıtasıyla köy sakinleri siyasilere ve siyasete olan ilgisini daima taze tutabilmektedirler.
Gençlerin değişimi daha erken kabullenebilme özellikleri olduğu sosyolojik bir gerçektir. Buna mukabil yaşlılar toplumun muhafazakar kesimini temsil etmektedirler. Bu zihniyet tutumlarında ki farklılaşmanın kuşaklar arasında yer yer olumsuz yaklaşımlara sebebiyet vermektedir.
Armağan köyü değişime ve yeniliğe yatkın bir köydür. Değişimi ve yeniliği kabullenebilmesi daha çok bir diğerinde görme ile gerçekleşmektedir. Yeniliği somut olarak algıladığı vakit onu kabullenerek uygulamaya koyması daha kolay olabilmektedir.3
Kırsal kesimde görülen iletişim yapısında daha çok yüz yüze kişisel iletişim hakimdir, fakat kitle iletişim teknolojisindeki gelişmelere bağlı olarak kitle iletişim kanalları da etkinliğini göstermektedir. Bu iletişim kanallarının etkinlik derecesi çeşitli faktörler tarafından belirlenmektedir. Bu faktörleri kentle kurulan iletişimin yoğunluğu, teknolojik girdilerin benimsenme düzeyi, nüfus yoğunluğu ve eğitim çeşitliliği olarak belirtmek mümkündür. “ kitle iletişim araçlarına sahip olma düzeyi artan kırsal kesimlerde, kanaat önderlerinin (yaşlıların ve hane reislerinin) etkin rolü azalırken medyanın rolü artmaktadır.”4
5. KÖY TİPİ VE KÖY EVLERİ
Barıma ihtiyacı insanların çözüm bulmak zorunda olduğu ve çözümünü de buldukları en temel sorunlardan biridir. Armağan köyünde toplu köy tipi hakimdir. Evler birbirine bitişik durumda olup her evin küçük bir bahçesi vardır. Tarlalar köyün dışında bulunmaktadır. Türkiye de köylerin genellikle su ve tabii kaynakların yakınında ve civarında kurulması gereğine ilave olarak belirtilmesi gereken bir gerçek de Türkiye’de toplu köy tipinin hakim köy tipi olduğu gerçeğidir. Piyasa için üretimde bulunan modern çiftçi tipinden ziyade aile ihtiyaçlarının tatminin sağlanması gayesini güden çiftçi tipi ülkemizde daha yaygındır.
Armağan köyü bir orman köyü olmasına rağmen son zamanlarda yapılan evler betonarme bir özellik göstermektedir. Eski evlerin yapı malzemesi genelde taş ve odun olduğu halde günümüzde beton yapılar yoğunluk kazanmıştır. Evler müstakil ev görünümündedir; tuvalet evin içinde, ahır ise hemen bitişiğindedir. Müstakil evlerin bazılar tek katlı bazıları iki katlıdır.
-
AİLE
Aile hakkında bu zamana kadar pek çok tanımlar yapılmıştır. Toplumun sosyal çekirdeği olarak aile aynı zamanda toplumdaki en temel kurumlardan biridir. Aile hakkında yapılan tanımlardan yapısal olan bir tanım şu şekilde ifade edilebilir “ aralarında gerçek ya da uzlaşma bir akrabalık bağı olan yani, bütün sosyal müesseseleri bir soy etrafında toplanmış olan zümrelere aile denir.”5 Fonksiyonel anlamda aile tanımı şu şekildedir “ aile nüfusun devamının sağlandığı ve yenilendiği, milli kültürün kuşaktan kuşağa aktarıldığı, çocukların sosyalleştiği, ekonomik, biyolojik, psikolojik tatmin fonksiyonlarının sağlandığı bir kurumdur.”6
Aile kurumu toplumun en temel yapı taşı olup, bireyin, hem sosyal hem fiziki hem psikolojik hem de ekonomik yönden geliştirerek topluma kazandırılmasında önemli fonksiyonları yerine getirir. Aile toplumsal bütünün bir parçası olarak bütündeki meydana gelen değişmelerden de etkilenir ve bütünü etkiler. Bütünün sağlıklı işleyebilmesi için parçalarla uyumlu olası gerekir, işlevselci bir yaklaşımla değerlendirecek olursak ailenin toplumsal bütünlüğün devamında çok önemli bir işlevi yerine getirdiğini söyleyebiliriz.
Dinamizmin ve değişimin hızlandığı bir dönemde kurumların fonksiyonlarını sağlıklı bir şekilde yerine getirebilmelerinin şartı mevcut duruma göre kendilerini yenileyebilmeleri ve konumlandırmalarına bağlıdır. Aile kurumu da yapının sağlıklı bir şekilde devamının sağlanması ve oluşan değişimlerin kültür içinde içselleştirilip o toplumun malı haline gelmesinde değişimden kaynaklanması muhtemel çatışmaların en az seviyede hissedilmesinde önemli rol üstlenmektedir. Sosyal yapının kendi içinde barındırdığı değişim ve hareketlilik olgusu tarih boyunca bütün kurumlarda kendisini hissettirdiği gibi aile kurumunda da bazı değişmelere sebep olmuştur. Önemli olan bu değişimin bütünle uyumluluğunu sağlamak ve toplumsal yapıda bir çatışmaya yol açmamasını sağlamaktır.
Bunun yanı sıra şehirli aileler değişimi daha çabuk kabullenirken kırsal kesim kendi içinde barındırdığı muhafazakarlık olgusuna paralel olarak bu değişime direnç gösterebilmiştir. Armağan köyünde gözlemlenen aile yapısı ve aile içi ilişkilerde Türk kültürün ortak paydasını yansıtmaktadır.
6.1 Aile yapısı
Armağan köyünde yapmış olduğumuz araştırmalar ve incelemeler sonucunda bir aile tipolojisi ortaya koymaya çalışırsak şunları söyleyebiliriz; aile yapısı geniş aile tipi içerisinde değerlendirebileceğimiz kök aile tipine uygun bir yapı arz etmektedir. Aile bireyleri genelde anne , baba , evlenmemiş çocuklar ve evli olan tek oğlun eşi ve çocuklarıdır.
Evlilik sonrası evli olan bir oğul aile içinde kalmakta diğerleri ise evlendikleri zaman ayrı eve çıkarak ve ya şehre göç ederek aileden ayrılmaktadır. Mirasın çoğunluğu anne ve baba ile yaşayan erkeğe verilmektedir. Evli erkek çocuğun ekonomik bağımsızlığından söz etmek mümkün değildir. Evli erkek çocuğun tarımsal üretimde aktif olması aile içerisinde alınan kararlarda da onu etkin bir duruma getirmiştir.
Armağan köyünde monogaminin hakim olduğu gözlemlenmiştir, köyde akraba evliliği geçmiş değerlere bağlı olarak hala kabul edilemez bir tabu olarak varlığını sürdürmektedir. Sağlık, din , çevrenin olumsuz bakış açısı ve gelenekler akraba evliliği konusunda köylünün olumsuz tutum geliştirmesinde etkin olan sebeplerdir. Bunun neticesi köy içinde akraba evliliğine rastlanmaması olarak kendini göstermiştir.
6.2 Evlilik ve evlilik adetleri
Evliliği bütün toplumlarda “ erkekle kadının aile kurmak için yasaca birleşmesi”7 olarak tanımlamak mümkündür. Burada yasa tabirinden mutlaka yazılı kanunlar anlaşılmamalıdır, zira evlilik eski bir kurum olarak varlığını yazı öncesi tarihlerden beri devam ettirmektedir.
Evlilik beraberinde bir dizi gelenek ve kural taşır, Armağan köyü de bu durumdan müstağni değildir, bu köyde de kalıplaşmış evlilik adetleri vardır.
-
Kız isteme söz kesme ve nişan
Köyde evlilik çağına gelmiş kız ve erkeklerin eş seçimleri kendi isteklerine bırakılmıştır. Anne ve baba onayı da şüphesiz önemlidir. Zamanı geldiğinde erkek çocuk gelin adayını annesine ablasına açıklar.
Önceden karar verilmiş bir günde erkek tarafı kız istemek üzere gelin adayının evine gider, fakat o gece damat adayı kızın evine gitmez. Aile büyükleri geleneksel olarak “Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızını oğlumuza istiyoruz.” denilir. Eğer kız tarafının cevabı olumlu ise kısmetse olur cevabını verirler. Cevabın olumlu olmasına mukabil bir kişi kızın verildiğini damat adayına ulaştırır. Damat adayı kızın evine gelir ve söz yüzükleri takılır. Damat ve gelin orada bütün büyüklerin öperler. Büyüklerin ellerini öpen gelin ve eline para verilir. Ondan sonraki gün gelin ve damat bohça alış verişi yapmaya giderler. Gelin ve damat için elbiseler alınır. Bohça alış verişi yapıldıktan sonra erkek tarafı kızın evine gelip gelin için hazırlanmış bohçayı kız evine bırakır, kendi için hazırlanmış bohçayı alır. Geline alınan hediyeler gelin evinde erkeğe alınan hediyeler erkek evinde sergilenir. Bütün köylü bohça görmeye gelinin evine gider. Birde o gün nişan yüzükleri takılır, ve nişan merasimi tamamlanmış olur.8
6.2.2 Düğün
Düğün günü önceden kararlaştırılır ve hazırlıklara başlanır. Düğünden bir gün önce hazırlanan davetiyeler ve kınalar hemen hemen bütün köye dağıtılır.
Kına gecesinde gecenin sonuna doğru geline iki kişi tarafından eline ve ayağına kına yakılır. Kına yakıldıktan sonra gelinin daha önceden hazırladığı kırmızı renkteki kınalar gelinin el ve ayaklarına giydirilir. Daha sonra gelin ve damat halay çekerler. Kına gecesinin sabahında erken kalkılır,davul ve zurna eşliğinde gelinin kınalarını yıkamak için, gelin ve damadın yakın akrabalarından bir grup köyün herhangi bir çeşmesine giderler. Giderken yolda durulur ve halay çekilir, çeşmenin yanına varıldığında gelinin kınaları yıkanır, çeşmeye bozuk para atılır ve geri dönülür.
O günün akşamında davul ve zurna eşliğinde halaylar çekilir, yöreye özgü oyunlar oynanır ayrıca takı merasimi yapılır.
Düğün sonrası dama kendi evine gider ve orada gelini bekler. Gelin, evinde annesiyle babasıyla ve yakın akrabalarıyla vedalaşıp yapılan duanın ardından gelin arabasına bindirilip damadın evine doğru yol alır. Bu arada bir kişi “müjde yastığı” denilen yastığı gelinden önce damada ulaştırıp müjde parası alır.
Gelin damadın evine ulaştığında arabada damadın gelip kendisini almasını bekler. Damat gelip arabada geleni indirmeye çalışır, fakat gelin naz yapar ve damattan altın ister. Damat geline altın takar böylelikle gelin arabadan iner. Gelin ve damat eve girmeden önce orada bulunanlara şeker ve bozuk para atarlar. Daha sonra gelin elindeki çiçeği orada bulunanlara atar, adete göre gelini çiçeğini yakalayan çabuk evlenir.
“Gelin ve damat eve girmeden önce bal yerler evlilikleri de bal gibi tatlı olsun diye9”... böylelikle toplumun örf ve adetlerine uygun bir şekilde yapılan düğünden sonra toplumun en temel taşı olan ailenin kurulması için gerekli adımlar atılmış olur.
7. EKONOMİK YAPI
Köy ailesinin ekonomik faaliyet alanları genellikle çevre şartlarınca tayin edilmektedir. Sosyal yapısı da cemaatvari bir özellik gösterir. Cemaat yaşamının en ayırıcı özelliği ise iş bölümünün sosyal olmasıdır. “fertler hayatlarının bir yönüyle değil her yönüyle sosyal hayata katılırlar. Böyle homojen bir ortamda yetişen fert şehirdeki bir ferde göre daha sınırlı olarak insan davranışlarını daha geniş olarak da tabiatı gözler. Çalışma konusu ve davranışı konusunda da aynı konumdadır. Çevrenin sınırlılığı çalışma ile ilgili davranış normlarını kazanmasını da tayin edecek,daha çok hayvancılık ve ziraat faaliyetleriyle ilgili tutum ve davranışları küçük yaşlardan itibaren öğrenmek zorunda kalacaktır.”10
Armağan köyünde sosyal ve fiziki şartların ekonomik yapıdaki belirleyiciliği kendini hissettirmektedir. Dar olan fiziki ve sosyal mekan, zirai üretim için yeterli olmayan tarım alanları üretim biçimindeki temel belirleyicilerdir.
7.1 Tarım
Arazinin büyüklüğü; üretilen malın ticari kazanca dönüştürülmesiyle doğru orantılıdır. Arazisi geniş olanlar kendi ihtiyaçlarını tatmin ettikten sonra geri kalan kısmını satarak gelir elde etmektedirler. Arazisi yeterli olmayan aileler ise üretimi kendi temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapmaktadırlar, başka bir ifadeyle üretim aile içi tüketim için yapılmaktadır.
Köyde ;buğday, fasulye, mısır, arpa, yulaf, fiğ vb. ürünler ekilmektedir. Tarlalar parçalanmış tarla görünümünde olup yarısında sulu tarım diğer yarısında da kuru tarım yapılmaktadır. 4000-5000 dekarlık arazi devamlı ekilmekteyken yaklaşık 1000-2000 dekarlık arazi nadasa bırakılmaktadır. Mısır genelde hayvanlar için yem olsun diye ekilmektedir. Köylü en temel tarımsal problem olarak sulama kanalları eksikliğini ve makine eksikliğini dile getirmiştir (biçer döverin çevre illerden geliyor oluşu ürünlerin geç hasat edilmesine sebep olmaktadır.)
7.2 Hayvancılık
Köyde gerek küçük baş gerekse büyük baş hayvancılık ticari amaçlı olarak ve köylülerin kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapılmaktadır. Buna mukabil hayvancılığın eskiye nazaran önemini yitirdiği dile getirilmiştir. Köyde yaklaşık 3000-4000 civarında küçük baş hayvan ile ev başına 3-5 tane büyük baş hayvan bulunmaktadır. Köylüler gerek kuzu satışı gerekse süt satışı için hayvancılıkla uğraşmaktadır. Köyde iki tane süt işletmesinin var oluşu ticari amaçla yapılan hayvancılığı arttırmıştır. Daha evvel köy dışında yapılan küçük baş hayvancılık sürülerin azalmasına bağlı olarak köy içinde yapılmaya başlanmıştır. Köyde 12 küçük baş hayvan sürüsü vardır.11
-
Ormancılık
Armağan köyü bir orman köyüdür. Ormancılık köyde ekonomik girdi de sağlamaktadır. Orman işletmesi her yıl kendi ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla her yıl köyde bir miktar orman kesilmesine izin vermektedir. Ormanın kesimi , tomruk ve odun haline getirilmesi ,depolanması , istiflenmesi, araçlara yüklenmesi gibi faaliyetler köylüler tarafından yapılmaktadır. Orman işletmesi bu hizmetlere karşılık köylülere ücret ödemektedir. Orman işletmesi köylülerin kendi ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla köylülerin de odun kesimine gerekli hallerde izin vermektedir. Odun kesimi orman işletmesinin kontrolü altında belli bir sıra ile yapılmaktadır.
7.4 Ticaret
Armağan köyünde geçici işçi olarak köy dışında çalışanlar vardır; ayrıca D.S.İ de iş imkanı sağlayan bir diğer devlet kuruluşu olarak varlığını köyde göstermektedir. Köyden şehre sanayi işçisi olarak giden gençler de vardır. Kadınlar evlerinde çavdar sazından süs ve ev eşyaları yaparak ev için ek gelir sağlamaktadır. Köyde barajın varlığı balıkçılığı da küçük çapta da olsa köylü için bir gelir kaynağı olarak gündeme getirmiştir. Balıkçılık ticari amaçla yapılmasa da köylünün et ihtiyacını bir nebze karşılayabilmektedir. Çevre şartlarının Türk köylüsü üzerindeki etkisi kendisini Armağan köyünde de hissettirmektedir. Ticari uğraşılar genelde tarım ve hayvancılık temelli olup sanayileşmeye bağlı olarak sanayi işçiliği de oluşmaya başlamış bunun yanı sıra ev ekonomisi ağırlığını sürdürmeye devam etmiştir. Üretim, tüketim amacıyla yapılmaktadır. Köydeki süt işletmeleri de ekonomik yapıda ticaretin rolünü arttıran faktörler olarak kendisini hissettirmektedir.
8. KÜLTÜREL YAPI
8.1 Eğitim öğretim
“Eğitim ; bireydeki fiziksel, entelektüel ve ahlaki yetilerin geliştirilmesi eylemidir.”12Ziya gökalp'in de belirttiği gibi eğitim, yetişmiş neslin yetişmekte olan nesle bilgi, beceri ve kıymet değerlerinin aktarılması işlemidir. Eğitim kültür naklini kuşaktan kuşağa taşıyan en önemli araç olarak bu fonksiyonuyla da sosyal hayata devamlılık kazandırır, böylelikle ulusal motiflerin taşınmasını ve ortak kültürel değerlerin korunmasını, milleti oluşturan fertler arasında birlik şuuru oluşmasını sağlar. Diğer bir ifadeyle de eğitim;çocukta bedensel, ruhsal, zihinsel, toplumsal ahlaki yönleri ile oluşturmak ve geliştirmek için onun varlığındaki değer kaynaklarını ortaya çıkarmaya yönelik yöntem ve tekniklerin eyleme dönüştürülmesidir. Şüphesiz eğitim bireyin yaşamı boyunca onu bilgi ve beceriyle donatılmasında da önemli fonksiyonları yerine getirir. Gelişmiş ülkelerde bireyleri bilgiyle donatılmasına verilen öncelik ve masraflar gelişmiş ülkelerin bu bilgiyi diğer ülkelere satarak telafi edebilmektedirler. Sabit sermaye yatırımları olarak ifade edebileceğimiz eğitim yatırımları, kısa vadede milli gelir için masraf görünümünde olsa da uzun vadede geliri arttırıcı sosyal mobiliteyi hızlandıran bir işlev görmektedir. Bilgini elde edilip satılması uluslar arası ilişkilerde belirleyici bir unsur olma işleve her geçen gün biraz daha artmaktadır.
Gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye global sistem içinde hakkettiği yeri almak istiyorsa sosyal hukuk devleti anlayışı içerisinde eğitimi yurdun her köşesine yayıp bireylerin bilgi ile donatılmasını sağlamalı ve fertlerin becerilerini arttıracak eğitim teknikleri kullanmalıdır. Genç nüfus potansiyeli fazla olan bir ülke olarak bu potansiyelin kendini tanıması, keşfetmesi ve aktif hale getirilmesi sağlanmalıdır.
8.1.1 Aile içi eğitim
“Okul ve işyeri gibi aile de ferdi sosyal hayata intibak ettirme de müspet veya menfi bir rol ifade edebilecek durumdadır.”13 Aile bireyin sosyalleşmesinde lisan sorununu çözmede ve çocuğun yönlendirilmesinde önemli katkıları vardır.
Aile ferde görenek, din görgü terbiye kuralları, dil ve çocuk yetiştirme biçimi gibi öğelerle düzenli ve işlenmiş kültür öğelerini verir. Ailenin köy ailesi oluşu bu etkinin tesirini daha da arttırmaktadır.
Belirli bir kültür içinde yaşayan bireylerde o kültürün etkisi altında birbirine benzer temel tutumlar oluşturdukları varsayılır. Bireyin kişiliğini toplumsallaşma süreci inde yaşadığı kültür çevresinin oluşturduğu bilinen bir gerçekliktir. “Her insan içinde yaşadığı belirli bir kültürün ürünüdür. Birey içinde yaşadığı kültürün ortak değerlerini, tutumlarını, davranışlarını, düşüncelerini, eylemlerini, ilgilerini beklentilerini öğrenir ve benimser.”14 Aile de bu kültürel motiflerin oluşturulması, aktarılması ve kurumsal davranışların belirlenmesinde tayin edici olmaktadır.
Armağan köyünde de bu sosyolojik gerçekleri doğrulayan bir eğitim anlayışı görülmektedir. Okul öncesi ferde gelenek ve göreneklerin ağırlıklı olduğu bir eğitim verilmektedir. Ailenin bu önemli fonksiyonunun yanında hızla etkisini artıran kitle iletişim araçlarının etkisini görmekte mümkündür.
8.1.2 Okul eğitimi
Armağan köyünde ilk okul 1937 yılında açılmıştır. Orta okul ise 1978 yılında açılmıştır. 1964 yılında öğrenci sayısı 163 iken 1999 da öğrenci sayısı 104 ‘tedüşmüştür. Göç ve aile planlanması bu sayının oluşumundaki en önemli sebeplerdir. Armağan köyünün merkezi bir köy oluşu sebebiyle çevre köylerdeki öğrenciler taşımalı eğitim anlayışı içerisinde buraya getirilmişlerdir. Taşımalı eğitim ile çok az sayıda öğrenci buraya getirilmektedir, bunun yanında taşıma için gereğinden çok fazla para verilmektedir. Bu konu köy sakinlerinin eleştirdiği konulardan biridir. Köylüler taşıma ücretine verilecek para ile köyde yatılı bir yurt yapılmasının sorunu çözmede daha etkili olacağı kanaatindedirler.
Armağan köyü ilk öğretim okulunda 18 öğretmen görev yapmaktadır.15 Kız evlatlarının okutulmasına sıcak bakılmakta, cinsiyet faktörü eğitimde belirleyici olma vasfını kaybetmiştir.
8.1.3 İlk öğretim sonrası eğitim
Köyde ilk öğretimini tamamlayan kız ve erkek öğrenciler değişik lise ve meslek okullarına gönderilmektedirler. İlk öğretim sonrası eğitime devam hususunda önceleri kız evlatlarının okutulmasına bazı olumsuz yaklaşımlar olmuş olsa da bugün bu husus önemini eskiye nazaran yitirmiştir. Kız ve erkek evlatlarının eğitimlerini devamı konusunda bir eşitliğin sağlandığını söylemek mümkündür.
“Önceleri ilk öğretim sonrası okul tercihlerinde imam hatip liseleri ağırlıklı tercihler yapılmaktaydı, bu dini hassasiyetlerden kaynaklanan bir husus olmaktan çok imam hatip liselerinin yatılı oluşu ve çocuğun çabuk meslek sahibi oluşu belirleyici bir etkendi, bugün imam hatip liselerinin bu beklentilere cevap vermiyor oluşu , bu sebeple çekiciliğinin azalması köyde yaşayan aileleri farklı tercihlere ve çözüm yolları aramaya itmiştir. Köydeki ailelerin çocuğun eğitimi için şehirlerde ev almalarına sebep olmuştur, hatta çocuklarının eğitimi için şehre göç eden aileler mevcuttur.”16
Köyde üniversitede okuyan gençlerin sayısında artış gözükmektedir. Gençlere bilinçli bir yönlendirme yapılırsa bu sayının daha yukarılara çıkması muhtemeldir.
Eğitim kurumları; kültürün düzenli,ve bilinçli şekilde aktarıldığı yerlerdir. Fertlerin milli kültürle bütünleşmesinde belirleyici bir işleve sahiptir. Armağan köyünde bireylerin eğitim düzeyleri ile meselelere bakışları arasında paralellik gözlenmiştir. Eğitim düzeyi arttıkça sorunlar karşısında rasyonel çözümler bulma çabası da artmaktadır.
-
Dini hayat
İnsanların dinleriyle yaşam biçimleri arasında yakın ve sıkı ilişkiler vardır. Dinin davranışlar üzerindeki etkisi inançla olur. Gelenek ve görenek gibi din de bireyin topluma uyumunu sağlar. “Dinin değişmez, zorlayıcı ve tutucu nitelikleri vardır.” 17
“Din; endüstri devrimiyle yeryüzünde kurulan toplumlar arası yeni ilişkileri kavraya bilmememize yardımcı olacak en önemli kesittir. Biz de bu ilişkiler içinde kendi yerimizi belirleye bilmemiz, batının bize verdiği yerin dışında kendi yerimizi kavraya bilmemiz için din sorununa kendi görüş açımızdan eğilmeliyiz.”18
Gerçekte sosyoloji bir toplumsal varlığın kendisini ifade eden bilimsel bilinçten başka bir şey değildir. Bilimsel bilinç bir toplumsal varlığın üzerinde etki eden unsurları fark edip, tahlil edebilmeyi gerektirir. Din bu unsurlar arasında en güçlü olanıdır. Din dışında sayılan “gelenek unsuru” büyük ölçüde dini düşüncenin pratiğe yansıyan hükümlerinin alışılmış ve sıradanlık kazanmış halidir. Köylerde dinin yalın bilin ve bilgi durumundan soyutlanıp, köylülük kalıbı içinde algılanması evrensel bir durumdur. Ancak inanılan dinin, inanç esasları ve ritüellerinin yapısı bu durumun hem niteliğini hem de niceliğini belirler. Diğer dinlerle kıyaslandığında İslam bilinçten soyutlanıp sıradan bir ritüeller manzumesi haline gelmeye en az yatkın olanıdır. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda dinin köy üzerindeki etkisini ve belirleyiciliğini daha iyi anlayabiliriz.
Armağan köylüsünün tamamına yakını kendisini dindar olarak tanımlamaktadır. Hayatlarındaki en önemli referans kaynağı olarak dini göstermektedirler.
Armağan köyü sakinlerinin tamamı Sünni ve hanefidir. Armağan köylüsünün genelde Pomak oluşu bu sebeple Bulgaristan’da yaşayanların medrese eğitimi almış olması dini bilincin üst seviyelere çıkmasına imkan vermektedir. Köyde dini kurallara riayet edilmekte günah kavramından çek inilmektedir. Dini gecelere büyük önem verilmekte dünya işlerinde hocanın fikri alınmaktadır.
“Köyde cami bünyesinde faaliyet veren bir kuran kursu vardır. 2000 yılında 32 kayıtlı öğrencisi vardır. Kuran kursunda öğrencilere kuran, meal, ibadet, itikat, ahlak, siyer dersleri verilmektedir. Cami cemaatini orta yaş ve yaşlılar teşkil etmektedir. Cuma ve teravih namazlarında aşırı bir ilgi mevcuttur. Medya ve kitle iletişim Araçları gençlerin dine bakış açılarını değiştirmekte ve olumsuzlaştırmaktadır.”19
Köy sakinleri dini işlerinde imama resmi işlerinde kurumlara müracaat etmektedirler. Din görevlisi köy sakinlerince önemli adl edilmekte ve saygınlığını korumaya devam etmektedir.
-
SOSYAL YAPI
9.1 Aile üyeleri arasındaki ilişkiler
Köyün aile tipi geleneksel aile tipini andırsa da ailenin işleyişi, aile içinde alınan kararlar bakımından gün geçtikçe günümüz aile yapısına uygun bir hal almaktadır. Aile reisi ne kadar baba olsa da alınan kararlar ailenin ortak kararıdır.
Armağan köyünde baba otoritesine dayalı bir aile yapısından kısmen söz etmek mümkündür. Bu otorite mutlak manada bir otorite değildir. Anne ve çocuklarında söz sahibi oldukları bir otoritedir. Erkek çocukların evlenip anne ve babasıyla birlikte yaşıyor oluşu kara almada erkek evli çocuğu da etkin hale getirmektedir.
Baba otoritesi ailenin dışarıyla olan ilişkilerinde, karar alma ve temsil etme gibi durumlarda kendisini hissettirmektedir. Anne de ;aile bütçesinin düzenlenmesinde, ihtiyaçların temininde ve tespitinde, aile içi çocukların eğitiminde , evlilik çağın gelmiş gençlerin eş seçiminde çocuklarına yardımcı olmakta ve otoriteseni bu konularda ön plana çıkarmaktadır. Aile içinde çocukları ilgilendiren konularda onların görüşlerine müracaat edilmekte, her konuda çocukların fikri alınmamaktadır.
Köyde kız ve erkek çocukları arsında pek fazla fark gözetilmemekte, kız çocuklarının okutulmasına olumlu bakılmaktadır. Bu eşitlik anlayışı tüm konularda kendini göstermemektedir. Miras paylaşımında ağırlık erkek evladına verilmektedir. Evli olan ve ailesiyle birlikte yaşayan erkek çocuğu mirasın büyük bir bölümünü alır. Buna mukabil kız çocuğu mirastan cüzi bir miktar alır.
Köyde aile fertleri arasında bir görev dağılımı mevcuttur. Aile reisi baba; geçimi sağlamak için tarla ne bahçe işlerinde çalışmakta, anne ise; ev işleriyle uğraşmakta ve tarlada eşine yardımcı olmaktadır. Çocuklarda cinsiyetlerinin niteliği doğrultusunda yardımcı olmaktadırlar. Kız çocuğu evde annesine erkek çocuğu da tarla işlerinde babasına yardımcı olmaktadırlar. Ailedeki yardımcı unsurlarının yani çocukların eğitim durumları yardım düzeyini aşağı çekebilmektedir.
9.2 Akrabalık ve komşuluk ilişkileri
Sınırlı olan fiziki ve sosyal çevre ilişkilerin yapısını ve görüntüsünü belirlemektedir. Sınırlı çevrede vuku bulan ilişkiler cemaatvari bir özelliği andırmaktadır. Toplumsal eylemin ve ilişkilerin temel özelliği başkalarını hesaba katan eylemler oluşudur. Başkalarını hesaba katmak aynı zamanda onların içinde bulundukları kültür ortamını anlamak demektir. Çünkü her eylem bir kültürel kalıp içinde anlamlı olmakta ve ancak böyle yorumlana bilmektedir.
Sosyal çevrenin dar ve sınırlı olduğu terlerde ilişkilerin yüz yüze olması beklenir. İlişkiler sınırlı bir sosyal çevrede cereyan etmekte dolayısıyla ilişkilerin kitlelerce olmasından ziyade bireyler arası yada küçük gruplar içinde vuku bulması beklenilir. Köylüler arasındaki karşılıklı ilişkiler , aile , akrabalık, topluluk gibi küçük gruplar arasında gerçekleşmektedir. Bu küçük gruplar arasındaki ilişkiler daha tatmin edici ve daha fazla güvenlik uyandırıcı görünmektedir.
“Köy topluluğu belirli ve sınırlı bir alanda devamlı olarak bir arada yaşamak üzere toplanmış fertlerden oluşan küçük bir gruptur. Yani köy topluluğunu oluşturan bireyler belirli bir yerde topluca yaşarlar. Köyün nerede başlayıp nerede bittiğini gözükmektedir. Sınırlı bir alanda devamlı sosyal ilişkilere girilmesi köy halkına grup şuurunu aşılamaktadır.”20
Köy gibi küçük grup şuurunun güçlü olduğu yerlerde bütün fertlerin birbirini tanıyor oluşu ilişkilerdeki kontrol mekanizmasına daima canlı tutmaktadır. Bu dar sosyal çevrede ilişkilerin daha sıkı ve yüz yüze olması kaçınılamazdır. Kontrol mekanizması köyde yaşayan bireylerin kültürel normlara uymaları hususunda baskı yapabilmektedir. Her insan bir kültürün ürünüdür, bu anlamda armağan köyündeki akrabalık ve komşuluk ilişkilerinin de hakim kültür boyutunda kendini göstermesi beklenir.
Köyde sosyal yapıya bağımlı ilişliler zinciri görülmektedir. Akrabalar ve komşular arasındaki ilişkiler önemlidir. Köyde akrabalar arası evlilik kesinlikle görülmez. Akraba ziyaretleri sıkça yapılır. Nişan, düğün. Mevlit gibi adetlerde akrabalar ve komşular birbiriyle yardımlaşır, dayanışma halindedirler.
Köyde yaptığımız incelemelerde köy sakinleri komşuluk ilişkilerinde akraba olup olmamasını pek önemsemedikler izlenimi vermişlerdir. Komşunun ahlak yapısı ve dünya görüşü komşuluk ilişkisinin niteliğini belirleyen en temel etkendir. Komşular yapılacak işlerde birbirine danışmaktadırlar. Düğünlerde komşular hediyeler götürür, özel günlerde ziyaret yaparlar. Kadınlar arasındaki komşuluk ilişkileri daha yoğun bir sıklıkla gözükmektedir. Köylülerin yaşam alanlarının ortak oluşu sebebiyle birbirlerini her gün görmekte ve hasbi hal edebilmektedirler. Komşuların anlaşmazlığa düştüğü hususlar incelememizde kendini göstermemiştir az sayıda köy sakini tarla sınırı ve sulama hususunda komşuları ile anlaşmazlığa düştüğünü beyan etmiştir.
10. KÜLTÜRÜN ANONİM UNSURLARI
Anonim unsurlar bir toplumun tarihi tecrübesinin ifade şekilleridir. Anonim değerler kuşaktan kuşağa aktarılarak tarihi tecrübenin yeni kuşaklara ışık tutması ve yol göstermesi amaçlanır.
10.1 Ata sözleri ve deyimler
Kış geldi kılıç gibi vurdu bizi piliç gibi
Mart dokuzu sallar topuzu
Yüz sabanı düz
Yüz on tarlaya kon
Yüz elli yaz belli
Yarı kışta mandıramı arıyorsun
Kurt kırk türkü bilirmiş kırkıda koyun üzerineymiş
10.2 Yeminler, beddualar ve hayır duaları
Ekmekçik kör etsin
Ölümü gör
Kuran çarpsın
İki gözüm dizime aksın
Oturmuşum kalkmayayım
Yıldırım vurmayası
Kör olası
İstediğine kavuşasın
10.3 Bilmeceler
Derecik tepecik sümbüllü küpecik (kızılcık)
Anım içerde saçı dışarıda (mısır)
Gece harman olur gündüz yığın olur. (yatak, yorgan)
Benim dört kızım var türkü çağırırlar. (inek memesi)
Benim bir köpeğim var her gün et taşır. (küpe)
İki kaşık duvara yapışık (kulak)
Yer altında yağlı kayış (yılan)
Alçacık boylu kadife donlu (patlıcan)
Ağacı oyarlar içine dünya koyarlar (radyo)
Çıt öte, çıt beri, çıt altında süt verir (arı)
10.4 Maniler
Kırklareli parkında
Açmış roman okuyor
Yakasında esans var
Yel estikçe kokuyor
Mendilimin moruna
Gitmem köylü oğluna
Köylü oğlu saf olur
Takmaz beni koluna
Harmanda darımız var
Bankada paramız var
Kara gözlü yarimle
İki yaş aramız var
Motor geliyor motor
Üstünde bacası yok
Kalkmış beni istiyor
Pantolonunun paçası yok
Karşı karşı duralım
Telefonu kuralım
Telefon çalışmazsa
Mektuplarda buluşalım
Mani maniyi açar
Mani cebimden kaçar
Demedim mi ben sana
Mani çok dert açar
Ayakkabısı kırmızı
Anasının tek kızı
İstedim de vermedi
Sanki padişah kızı
Derenin karşısında
Arpa biçerim arpa
Sanma seni isterim
Dalga geçerim dalga
Bizim camın altına
Kim koymuş kara boya
Annem, babam evde yok
Gör beni doya doya
10.5 Mahalli kavramlar
Ala ,Halku : Hala
Tete : Teyze
Kızan : Çocuk
Dayko : Dayı
Ülen : Öğlen
Bostan : Karpuz
Amuca : Amca
10.6 Batıl inançlar
Salı günü iş yapılması uğursuzluk sayılır
Yoldan giderken kaplumbağanın önünden geçmesi o işin yavaş gideceğine delalettir.
Leyleği havada görenin o yıl çok seyahat edeceğini, yerde görenin ise o yıl bir yere ayrılamayacağı anlamına gelir.
Evin çatısına baykuş konduğunda o evde cenaze çıkacağına inanılır.
Hıdır ilyas günü; iğne, makas ellenilmez ellenilmesi uğursuzluk sayılır. Eğer bu yapılırsa kişiyi yılan ısırır veya koyunu kurt yer.
Gece tırnak kesilmesi uğursuzluk kabul edilir.
10. 6 Törenler
10.6.1 Yağmur duası
Yağmur duası hemen hemen köyde her sene yapılan hem dini hem de sosyal boyutu olan bir etkinliktir.
Yağmur duası yapılacak gün önceden belirlenir, bütün köylülere davetiye çıkarılır. Yiyecekler hazırlanır, kesilecek hayvanlar ayarlanır ve görev dağılımı yapılır. Yağmur duasına sadece armağan köylüleri değil çevre köylüler de katılır, onlara da önceden haber verilir. Bütün hazırlıklar tamamlandıktan sonra çevre köylerden gelen misafirler karşılanır. Cemaat toplanır eğer o gün hava uygunsa dua tepede yapılır, hava uygun değilse camide yapılır. Duadan sonra yağmur duasına ait özel bir namaz kılınır, daha sonra yemek muhaline geçilir. Görevli sofra sahipleri , sofraya oturanlara hizmet eder. Yemek yenilir, dua edilir ve daha sonra köylüler helâlleşerek ayrılırlar.
“Yağmur duası köyde hemen hemen her sene yapılır, çevre köylerden gelenlerle tanışılır, kaynaşılır ve dargın olanların barışmaları sağlanır.”21
10.6.2 Doğum adetleri
Doğumlar çok acil durumlarda köy ebesi yada kadınlarca yaptırılır. Olağan durumlarda doğumlar hastanede yaptırılmaktadır.
Doğumdan en az üç gün sonra hazırlıklara başlanır. Genelde ailenin ilk çocuklarında kurban kesilir, köye özgü süt karışımı çorba yapılır, çorbanın sütü komşularca getirilir ayrıca etli pilav yapılır. Köyün kadınları doğum yapan kişinin akrabalık derecesine göre hediyeler getirirler. Ziyarete bütün köylüler gelirler. Yemeğin verileceği günden bir gün önce doğum yapan kişinin bütün akrabaları gelir ve yapılacak işlerde yardımcı olurlar.
Kadınlar yemeği yemek verilen evde yerler, evlerine giderlerken de bir tas yemek evlerine götürürler. Köy kahvesinde erkeklere lokum dağıtılır.
Çocuk 40 gün dışarı çıkarılmaz, doğumdan sonraki ilk üç gün anne sütü yerine şerbet içirilir.
Çocuğun göbeğini aile reisi çocuğun ne olmasını istiyorsa oraya gömer. Çocuğun dişi çıktığında çörek yapılır, içine para konur ve komşulara dağıtılır. Para kime çıkarsa o çocuğa hediye alır, ayrıca çocuğun dişini ilk gören de çocuğa hediye alır.
“Çocuk yürümeye başladığında “tay durduğu zaman” Cuma günü Cuma namazına camiye getirilir. Caminin önünde ayakları bağlı bir şekilde orada oturtturulur. Camiden ilk çıkan kişi çocuğun ayağındaki ipi çözer ve ipi keser kesene hediye verilir. Bu olaya da “köstek kesme” adı verilir.”22
10.6.3 Askere gitme ve gelme törenleri
Askerlik memleketimizin her yerinde olduğu armağan köyünde de kutsal bir görev olarak kabul edilmektedir. Askerlik gençlerin evliliği öncesi en temel problem olarak görülmektedir. Köy sakinleri erkekler için en uygun evlilik yaşını askerlik sonrası olarak kabul etmektedirler. Askere gitmemiş bireylerin evliliğine pek sıcak bakılmamaktadır.
Muayene olmaya giden asker adayları köye geldiğinde davul ve zurna ile karşılanır, eğlence yapılır. Asker adayının yakın akrabaları askere gidecek olan şahısı yemeğe davet ederler. Askere gitmeden önceki Cuma imam asker adaylarına mevlit okur. Gidecekleri sabah davul ve zurna eşliğinde köyün meydanında toplanılır, helalleşilir, imam dua eder ve gençler askere gönderilir.
Askerlik görevini tamamlayan gençler köye dönüşlerinde onları taşıyan araç köyün içine korna çalarak girer askerden geldiğini duyurmak için bütün köylüye lokum dağıtır. Askere gitmeden önce olduğu gibi geldikten sonrada yakın akrabaları sıra ile yemeğe çağırır.
10.6.4 Ölüm adetleri ve mezar ziyaretleri
Ölüm adetleri kültürle bütünleşmiş geleneksel dini motiflerin ortak özelliklerini taşır. ölümden sonraki 7.ve 52. Geceleri mevlit okunur. Mevlitte yemek yada şeker dağıtılır. Defin işlemi erkeklerce yapılır, cenaze başında dualar okunur. defin işleminden sonra bütün köylüler baş sağlığı ziyaretine giderler.
Mezar ziyaretleri dini bayramların olduğu gün bütün köylünün katılımı ile yapılır. Camide bayram namazı kılınır, camiden ilk önce yaşlılar çıkar ve onlar sabit dururlar. Camiden çıkan gençler yaşlıların elini öper ve sıraya geçerler. Sıra mezarlığa doğru yapılır. Köyün erkekleri bayramlaşma sonrası topluca mezarlığa gider dualar okunur ve beraberce geri dönülür.
10.6.5 Hac törenleri
Hac inancı milli değerler açısından önemini halen korumakta kültürün ve dini inancın bir sentezi olarak canlılığını sürdürmektedir. Ülkemizde yaşlı sayılacak fertlerin hacca gitme isteklerinin daha belirgin olduğu bilinmektedir. Armağan köyü de bu durumdan pek farklı bir görünüm arz etmemektedir.
Hacca gidecek olan hacı adayları köy meydanında toplanır bütün cemaat tekbir getirir ve dua yapılacak yere gidilir. Daha sonra hacı adayları köylülerle helalleşir imam dua eder ve hacı adayları hacca uğurlanır.
Hacılar kutsal görevlerini yerine getirip döndüklerinde bütün köylülerce karşılanır. Komşular ziyarete giderler ve daha sonra bütün köylüler sıra ile hacıları yemeğe çağırırlar. Yemekte cami imamı da bulunur.
10.7 Yerel yemekler
-
Kaçamak
Kaynamış suya mısır unu dökülür. Döküldükten sonra hava almaması ve buhar çıkması amacıyla üzerine iki üç delik açılır suyunu çekinceye kadar kaynar. Kaynadıktan sonra yere indirilir, özel sopasıyla kıvamına gelinceye kadar karıştırılır böylelikle katı bir hale gelir. Bütün bunlardan sonra isteğe göre yağlı, tuzlu veya şekerli yapılır.
-
Kül pitası
Mısır unu suyla yoğrulur ve içine kabarması için ekmek sodası konur. Külle karışık ateşin içine gömülüp pişirilmeye bırakılır. Piştikten sonra bir miktar soğutulur ve yoğurtla yenir.
-
Tarhana
Buğday unundan yapılan bir çeşit çorbadır. Un, su ile hamur halini alıncaya kadar karıştırılır. Ondan sonra üç gün bekletilir. Hamur iyice ekşitilir, kırmızı biber ince ince doğranıp içine karıştırılır ve tekrar yoğrulur. Elle ovunularak inceltilir. 3-5 gün kurutulup çorba yapmaya hazır hale getirilir.
-
Kus-kus
Kısırlık bulgur, yumurta ve sütle karıştırılarak büyük ağaç teknesinde yoğrulur. Kısırlık belirli büyüklüğe gelinceye kadar karıştırılır. Kuruduğu zaman yumurta yaş olduğu zamanda un katılarak durmadan karıştırılır. Belirli büyüklüğe geldiğinde saç ızgara üzerine çavdar sapı konulup , üzerine yapılan kus-kus maddesi beyaz beze sarılarak pişmesi için kazana konur. Buharın dışarı çıkmasına engel olmak için üzerine bir sini konur. Pişirildikten sonra çıkarılıp bir sofranın üzerine çarşaf serilir. Pişirilen madde çarşafın üzerinde elle yoğrularak ufalanılır. Ufaltıldıktan sonra çarşafta kurutulur. Bu kus-kus pilav ve makarna gibi pişirilir.
11. HUKUKİ HAYAT
“Hukuk kuralları, toplum hayatında kişilerin kendi aralarındaki veya kişilerle toplum arasındaki ilişkileri düzenleyen devletçe uygulanacak maddi müeyyidesi bulunan, uyulması zorunlu kurallar bütünüdür.”23sosyal hukuk devleti anlayışını belirlemiş bir iktidarın meşruiyetinin en önemli ilkesi hukuk kuralları içinde kalabilmesidir. Kanun yapıcılar anayasayı oluştururken toplumsal yapının dokusunu analiz etmiş toplum mühendislerinin yani sosyologların görüşlerine baş vurmalıdır. Toplumsal yapının analizini en ince noktasına kadar yapabilecek olan sosyal bilimciler, oluşturulacak kanunların toplum tarafından nasıl algılanacağına, ahengi bozup bozmayacağı veya hangi kanunların toplum tarafından çabuk benimsenip özümseneceği konusunda daha tutarlı görüşler beyan etmeleri mümkündür. Örf ve adetlerin de hukukun kaynağını teşkil ettiği düşünülürse sosyal bilimcilerin toplumun yapısına uygun hukuk kuraları tespit etmekteki öncelikleri daha iyi anlaşılır.
Armağan köyünde hukuki kuralların yaptırımı devletin küçük bir birimi olan köy yönetimince yapılmaktadır. Köy yönetimi; muhtar, 4 aza ve ihtiyar heyetinden oluşur. Karar alma mekanizmasında bu şahıslar yetkin kimselerdir. “kararlar ay sonlarında yapılan toplantıda bir defada alınır, bazen zor durumlarda karar iki vadede alınır. Köylüler arasındaki anlaşmazlıklar hemen hemen hepsi heyetçe çözüme kavuşturulur, böylelikle olayın yargıya intikal etmeden tatlıya bağlanması amaçlanır. Köylüler arasındaki mera konusunda, sınır itilafları konusunda çözüm bulunamadığı zaman valilikteki mali idareler bölümü sınır itilafları ve mera sorununu il idare heyeti gelir onlarda çözüm bulamazsa olay yargı yargıya intikal eder.”24
Bütün resmi yazılar ilan yoluyla köylüye duyurulur. Köylünün sorunları muhtar vasıtasıyla resmi kurumlara iletilir.
Köydeki miras durumu incelendiğinde mirasın eşit bir şekilde dağıtıldığını söylemek mümkün gözükmemektedir. Mirasta erkek ağırlıklı bir paylaşım söz konusudur. Evli olan ve anne babasıyla beraber yaşayan erkek evlâdı mirastan daha fazla pay aldığını söylemek mümkündür. Kız çocuğu da mirastan tamamen mahrum değildir, belirli bir miktarda ona verilir.
12. SİYASİ HAYAT,
“Judeaus’a göre, siyasetin çok karışık yapısı vardır. Pek az gerçek ve bol yalan siyasetin acayip örgüsünü tamamlamaktadır.”25
Siyaset devletle ilgili faaliyetlerin toplamıdır. Devletin, milleti ilgilendiren sorunlarındaki çözüm yollarını ifade etmektedir. “Siyaset kamuoyu ve belli bir grubu ilgilendiren meselelerde karar verme, kararları etkileme veya uygulamaya yönelik mücadele etme veya mensup olma işbirliği ve dayanışma içerisinde olabildiği gibi çatışma şeklinde de beliren, değişen bir sosyal münasebetler bütünüdür.”26
Armağan köyünde siyasi katılım oy kullanma yoluyla gerçekleşmektedir. Hemen hemen her partinin delegesi vardır. Seçmen oylarında belirsizlik ve değişkenlik gözlemek mümkündür. Muhtar adayları köyde siyasi partilerin adayları değillerdir. Kitle iletişim araçlarının Köylülerin siyasi tercihlerinde önemli rol oynadıklarını söylemek mümkündür. Köye her gün gazete geliyor oluşu köylünün ülkemizin temel sorunlarıyla ilgili bilgi edinmesini ve bir tutum sahibi olmasını sağlamaktadır. Siyaseti ve siyasileri güncel olaylar içerisinde onların tutumlarıyla değerlendirmekte ve yargılamaktadır.
Köyde araştırmamızı yaparken, köylülerin siyasilerin popülist söylemlerinden rahatsız olduklarını köylüler beyan etmiştir. Milletvekili adaylarının sadece seçim zamanı köylerine gelişi ve onların sorunlarıyla ilgilenmeyişleri yakındıkları temel konulardır. Türkiye’de yaşanan güncel olayların da etkisi köylünün siyaset ve siyasilere bakış açısını olumsuzlaştırmıştır. Köylüler siyasi parti liderlerinden dürüstlük, şeffaflık ve halka yakınlık gibi temel özellikler aradıklarını bunun yanında Türkiye'nin en temel sorunlarının işsizlik, enflasyon, eğitim ve yolsuzluk olarak belirtmişlerdir.
Kitle iletişim araçları oyların rengini değiştirmede etkili olmakta ve çoğu zaman çocuğu babasından farklı partiye oy verebilmektedir.
1999 genel milletvekili seçimlerinin sonuçları ve oy dağılımı şöyledir:
DSP : 274
ANAP :78
FP : 75
MHP : 48
DYP :36
CHP :17 27
ΙΙ. BÖLÜM
ALAN VERİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
-
DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER
-
1. Nüfus
Tablo 1
Örneklem grubunun hane nüfuslarının oranı şu şekildedir: %28.9’u 5 kişi, %22.2’si 4 kişi, %17.8’i 6 kişi, %11.1’i 3 kişi, %11.1’i 2 kişi, %6.7’si 7 kişi, %2.2’si 8 kişidir. % 50’sinden fazlası 5 ve yukarı fert sayısına sahiptirler. Evli erkek çocuğun anne ve babasıyla birlikte yaşıyor oluşu ve evlilik sonrası yerleşilen yerin genellikle erkeğin baba evi olması bu oranın yüksek çıkmasındaki en önemli etkendir.
-
Yaş
Tablo 2
Görüşülen kişilerin yaş ortalamaları şöyledir: 55 ve yukarısının oranı %42.2’ i, 45-55 yaş arasının oranı %35.6’ı, 35-45 yaş arasının oranı %13.3’ü, 30-35 yaş arasının oranı %6.7’yi, 25-30 yaş arasının oranı %2.2’yi oluşturmaktadır. Aile reislerinin yaş ortalamaları yüksektir. Gençlerin büyük bir kısmının şehre göç etmesi köyün yaş ortalamasının bu kadar yüksek çıkmasının temel nedenidir.
-
Doğum yeri
Tablo 3
Görüşülen kişilerin %97.8’i Kırklareli armağan köyü doğumludur. Armağan köyü balkanlardan gelen yurttaşlarımızın yerleştiği bir ter olması sebebiyle yaşlı fertlerin doğum yerleri başka ülkelerdir.
-
SOSYAL YAPI
-
AİLE
2.1.1 Ailenin kuruluşu
Tablo 4
Evlilik biçiminiz nasıldır sorusuna ankete katılanların %62.2’si konuşarak,%24.4’ükaçırma %13.3’ü ise görücü usulü cevabını vermiştir. Konuşarak evlenme oranının geçler içinde daha fazla olması muhtemeldir. Kaçırma olayının bu kadar yüksek bir oranda oluşunda sosyal ve ekonomik etmenlerin etkisi fazladır, ayrıca kaçırma sonrası ailelerin barışık olması sanki kaçırma olayının haberli bir şekilde yapıldığı izlenimini vermektedir.
Tablo 5
Evlenirken başlık parası verdiniz mi sorusuna örneklem grubunun %95.5’i hayır cevabını vermişken, %4.4’ü evet cevabını vermiştir. köyde başlık parası adetinin görülmediği çok açıktır ancak; kız ailesinin evlilik öncesi erkek tarafından istediği taleplerin ağır oluşu evliliklerin kaçırma biçiminde kendisini göstermesine sebep olmaktadır.
Tablo 6
Evlilik sonrası nereye yerleştiniz şeklindeki sorumuza örneklem grubumuzun %84.4’ü erkeğin baba evi derken, %15.6’sıayrı bir ev cevabını vermişlerdir. Ayrı bir eve yerleşenler içinde memurların oranı yüksektir. Köyün sosyal dokusu içerisinde evlenen erkek evladının birisinin ailesiyle beraber yaşadığı gözlemlenmiştir.
Tablo 7
Tablo 8
Akraba evliliğini neden onaylamıyorsunuz sorusuna örneklem grubunun %48.9’u sağlık açısından sakıncalı olduğu için, %35.6’sı geleneklerimize aykırı olduğu için %8.9’u dinen yasak olduğu için cevabını vermiştir. İncelememiz sonucunda elde ettiğimiz izlenimler gelenek unsurunun tayin edici izlenimini bırakmıştır.
Tablo 9
Akrabayla evlenme husussuna nasıl bakıyorsunuz sorusuyla cevabınız hayırsa bunun nedeni nedir sorusu karşılaştırıldığında durum şöyledir: örneklem grubunun %100 de akraba ile evliliğe karşıdırlar nedeni sorulduğunda ise bunların %48.9’u sağlık açısından sakıncalı oluşu, %35.6’sı geleneklere aykırı oluşu, %8.9’u dinen yasak oluşu cevaplarını vermişlerdir.
Tablo 10
Erkekler için uygun evlilik yaşı kaç olmalı sorusuna örneklem grubumuzun %28.9’u 24-26 yaş arası, %28.9’u 26-28 yaş arası, %26.2’si 22-24 yaş arası, %13.3’ü 20-22 yaş arası evliliği erkekler için uygun bulmaktadır. %97.8’i erkekler için uygun evlilik yaşını askerlik sonrası uygun görmektedirler. Askerlik gençlerin evliliği önündeki en önemli sorun olarak görülmektedir.
Tablo 11
Kızlar için en uygun evlilik yaşı kaç olmalıdır sorusuna örneklen grubunun %48.9’u 18-20 yaş arası, %28.9’u 20-22 yaş arası, %17.8’i 22-24 yaş arası cevabını vermiştir.
Tablo 12
Evlilik yaşı ve erkekler için uygun evlilik yaşı tabloları karşılaştırıldığında şöyle bir sonuç ortaya çıkmaktadır: örneklem grubunun %40’ 18-20 yaş arası evlenmişlerdir erkekler için uygun evlilik yaşını %13.3’ü 22-24 yaş arası %11.1’i 26-28 yaş arası %4.4’ü 22-24 yaş arası %2.2’si 18-20 yaş arası olarak belirtmişlerdir. örneklem grubunun %44.4’ü 21-23 yaş arası evlenmişlerdir 21-23 yaş arası evlenenler erkekler için uygun evlilik yaşını %20’si 24-26 yaş arası %11.1’i 22-24 yaş arası %8.9’u 26-28 yaş arası %4.4’ü 20-22 yaş arası olarak belirtmişlerdir. Örneklem grubunun %15.6’sı 24-26 yaş arası evlenmişlerdir, erkekler için uygun evlilik yaşını %8.9’u 26-28 yaş arası %4.4’ü 24-26 yaş arası %2.2’si 21-23 yaş arası olarak belirtmişlerdir. Tabloda erkekler için uygun bulunan evlilik yaşları %28.9’u 26-28 yaş arası, %28.9’u 24-26 yaş arası, %26.7’si 22-24 yaş arası, %13.3’ü 20-22 yaş arası, %2.2’si de 18-20 yaş arası olarak belirtmişlerdir. Hane reisleri kendilerinin evlilik yaşlarını genellikle çocukları için uygun bulmamaktadırlar. Örneklem grubunun %97.8’i erkekler için uygun evlilik yaşını askerlik sonrası yaşlar olarak belirtmişlerdir.
Tablo 13
Evlilik biçimi ve evlenme yaşı karşılaştırıldığında şöyle bir durum belirmektedir: örneklem grubunun %13.3’ü görücü usulü ile evlilik yapmıştır, bunların %6.7’si 18-20 yaş arası %4.4’ü 21-23 yaş arası, %2.2’si de 24-26 yaş arası evlenmişlerdir. Görücü usulüyle evlenmede yaş oranı düşmektedir. Örneklem grubunun %62.2’si konuşarak evlilik yapmıştır, bunların %20’si 18-20 yaş arası %33.3’ü 21-23 yaş arası %8.9’u 24-26 yaş arası evlenmiştir. Konuşarak evlenenlerin yaş düzeyleri görücü usulü ve kaçırma yoluyla evlenenlere göre daha yüksektir. Örneklem grubunun %24.4’ü kaçırma yoluyla evlenmişlerdir, bunların %13.3’ü 18-20 yaş arası, %6.7’si 21-23 yaş arası %4.4’ü 24-26 yaş arası evlenmiştir. Örneklem grubunun %%40’ 18-20 yaş arası, %44.4’ü 21-23 yaş arası, %15.6’sı 24-26 yaş arası evlenmişlerdir.
Tablo 14
Birlikte oturduğunuz kişiler kimlerdir sorusuna örneklem grubunun; 44.4’ü başkası oturmuyor, %28.9’u anne ve baba, %26.7’si yakın akraba cevabını vermişlerdir. Köyün yarıdan fazlası çekirdek aile tipinden uzaktır. Genellikle evli çocuklardan biri anne ve babasıyla beraber oturmakta ve evlilik sonrası yerleşilen yer erkeğin baba evi olmaktadır.
Tablo 15
Çocuklarınızın evleneceği kişide hangi özellikleri ararısınız sorusuna ankete katılanların; %46.7’si iyi huylu olması, %37.8’i iş sahibi olması, %8.9’u becerikli olması, %4.4’ü dindar olması cevaplarını vermişlerdir. Köyde akraba evliliği tamamen yadsınmakta, genel olarak farklı bölge ve farklı bir mezhepten olma sorun olarak görülmemektedir.
2.1.2 Aile içi otorite
Tablo 16
Ailede karar alırken kimlere danışırsınız sorusuna örneklem grubunun: 68.9’u aile içinde birlikte karar veririz, %20’si ben karar veririm, %8.9’u eşime danışırım cevaplarını vermişlerdir. Alınan kararlar genel olarak ailenin ortak kararlarıdır.
Tablo 17
Ailede karar alınırken çocukların fikri alınmalımı sorusuna örneklem grubumuzun hepsi olumlu cevap vermiştir. Bunlar içinden %68.9’luk bir kesim bazen, %31.1’lik bir kesimde her zaman cevabını vermiştir.
Tablo 18
Kız ve erkek evladın eş seçiminde kimler belirleyici olmalıdır şeklindeki sorumuza örneklem grubunun %62.2’si anne-baba onayı ve kendisi, %33.3’ü sadece kendisi, %4.4’ü anne-baba birlikte karar vermelidir cevabını vermişlerdir. Evlilik çağına gelmiş gençler ailelerince önemsenmekte ve onların kararlarına saygı duyulmaktadır. Köyde bireyin istemediği birisiyle zorla evlendirilmesine sıcak bakılmamaktadır.
Tablo 19
Çocuklarınızın eş seçiminde mezhep farkı gözetir misiniz sorusuna ankete katılanların %57.8’i hayır cevabının verirken, %42.2’si evet cevabını vermiştir. Köylüler için bir insanın farklı mezhepten oluşu genellikle sorun olarak algılanmamaktadır.
Tablo 20
Kız ve erkek evlatlarının eş seçiminde kimler belirleyici olmalıdır sorusu ile ailede karar alınırken çocukların fikri alınmalımıdır sorusu karşılaştırıldığında şöyle bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Kız ve erkek evladının eş seçiminde anne-baba birlikte karar vermelidir diyenlerin %4.4’ü de ailede karar alınırken çocukların fikri bazen alınmalı cevabını vermişlerdir. Kız ve erkek evlâdının eş seçiminde anne-baba onayı ve kendisi cevabını verenlerin oranı %62.2’dir, bunların %40’ı çocukların fikri bazen alınmalı %22.2’si her zaman alınmalı cevaplarını vermişlerdir. Kız ve erkek evladının eş seçiminde sadece kendisi belirleyici olmalıdır diyenlerin oranı %33.3’tür, bunların %24.4’ü ailede karar alınırken çocukların fikri bazen alınmalı %8.9’u her zaman alınmalı cevaplarını vermişlerdir. Örneklem grubunun %68.9’u ailede karar alınırken çocukların fikri bezen alınmalı, %31.1’i her zaman alınmalı cevabını vermişlerdir.
Tablo 21
Ailede karar alırken kimler danışırsınız sorusuyla kadın ev dışında gelir getirici bir işte çalışmalımıdır sorusu karşılaştırıldığında şöyle bir sonuç ortaya çıkmaktadır: ailede kara alınırken ben karar veririm diyenlerin oranı %20.5’tir, ben karar veririm diyenlerin kadın ev dışı gelir getirici bit işte çalışmalımıdır sorusuna %13.6’sı mecbur kalırsa, %4.5’i hayır, %2.3’ü evet cevaplarını vermişlerdir. Ailede karar alınırken eşime danışırım diyenlerim oranı %9.1’dir bunların %6.8’i evet kadın ev dışında gelir getirici bir işte çalışmalıdır, %2.3’ü de mecbur kalırsa cevaplarını vermişlerdir. Aile içinde birlikte karar veririz diyenlerin oranı %68.2’dir bunların içinden kadının ev dışı gelir getirici bir işte çalışmasına yönelik tutumları şöyledir: %45.5’i mecbur kalırsa %13.6’sı evet %9.1’ hayır cevaplarını vermişlerdir. Örneklem grubunun kadının ev dışı gelir getirici bir işte çalışmalı sorusuna verdikleri yanıtlar %61.4’ü mecbur kalırsa %25’i evet %13.6 hayır cevaplarını vermişlerdir.
-
Komşuluk ilişkileri
Tablo 22
Komşularla ilişkilerinizde neler dikkat edersiniz sorusuna örneklem grubunun; %88.6’sı gibi büyük bir kesim ahlak yapısına cevabını verirken, %11.4’ü sorunlarımı çözebilmesine cevabını vermiştir. Akrabalık komşuluk ilişkilerinde diğerlerinden ayrı bir öneme sahip değildir. Aynı kültürel kaynaktan beslenen bireylerin ahlaki değer yargılarının da birbirine benzemesi muhtemeldir.
Tablo 23
Komşularla anlaşmazlığa düştüğünüz konular nelerdir sorusuna örneklem grubunun; %80’i problem yaşamayız, %13.3’ü sınır konusunda, %2.2’si tarla suyu cevaplarını vermişlerdir.
Tablo 24
Komşularınızla yardımlaştığınız konular nelerdir sorusuna örneklem grubunun; %53.3’ü günlük işler, %33.3’ü acil işler, %11.1’i tarla işleri cevaplarını vermişlerdir.
Tablo 25
Komşularınızı hangi sıklıkla ziyaret edersiniz sorusuna örneklem grubunun; %64.4’ü ara sıra ziyaret ederim, %28.9’u sık ziyaret ederim, %6.7’si özel günlerde ziyaret ederim cevaplarını vermişlerdir. Yüz yüze ilişkilerin hakim olduğu ve iletişimin sözlü kanallarla yapıldığı köy toplumunda, ilişkilerin daha sık dayanışma duygusunun daha yüksel olması beklenir.
-
Evde bulunan eşyalar
Tablo 26-a (Telefon)
Tablo- 26-b (Dikiş makinesi)
Tablo- 26-c (Şofben)
Tablo- 26-d (Soba)
Tablo- 26-e (Çanak anten)
Tablo- 26-f (Buzdolabı)
Tablo- 26-g (Elektrik süpürgesi)
Tablo- 26-h (video)
Tablo- 26-i (Traktör)
Tablo- 26-k Otomobil
Orta sınıfın sahip olması muhtemel dayanıklı tüketim maddelerine köylülerin büyük bir kısmı sahiptir.
-
Dünya görüşü
-
Kendisiyle ilgili dünya görüşü
Tablo 27
Kendinizi hangi tabakada görüyorsunuz sorusuna örneklem grubunun; %71.1’i orta tabaka, %26.7’si alt tabaka, %2.2’si üst tabaka cevaplarını vermişlerdir. Orta tabaka ve alt tabakanın gelir durumları hemen hemen aynı olmasına rağmen hissedilen tabaka durumunun farklı oluşu ilgi çekicidir.
Tablo 28
Kendinizi hangi konularda yetersiz hissediyorsunuz sorusuna örneklem grubunun; %53.3’ü eğitim konusunda, %24.4’ü sermaye konusunda, %17.8’i iş konusunda, %4.4’ü dini konularda cevaplarını vermişlerdir. Sonradan kazanılan statülerin ağırlık kazandığı bir dönemde, bireylerin eğitim yoluyla kendine bir yer edinme isteği belirginleşmiştir. Bu yüzden aile reisleri ebe beyinlerin eğitimine önem vermektedirler.
Tablo 29
Sosyal güvenceniz var mı sorusuna örneklem grubunun; %88.9 evet, %11.1’i hayır cevaplarını vermişlerdir.
Tablo 30
Sosyal güvencesi olanlara sosyal güvencelerinin hangisi olduğu sorusuna örneklem grubunun; %82.5’ bağ-kur,%10’u emekli sandığı, %7.5’s.s.k cevaplarını vermişlerdir.
Tablo 31
Şehre niçin gidersiniz sorusuna örneklem grubunun; % 66.7’si ihtiyaçlarımdan dolayı, %26.7’si ihtiyaçlarımdan dolayı,% 6.7’si Pazar için cevaplarını vermişlerdir.
Tablo 32
Eğer imkanınız olsaydı hangi mesleği yapmak isterdiniz sorusuna örneklem grubumuzun; %40’ı memur, %17.8’i aynı mesleği, %11.1’i doktor, %8.9’u esnaf, %6.7’si subay, %15.6’sı diğer cevabını vermiştir. Devlet kapısının sağlam bir ekmek kapısı olarak görülüyor oluşu devlet güvencesindeki iş tercihlerinin ağırlık kazanmasına yol açmaktadır.
Tablo 33
Çocuğunuzun hangi mesleği yapmasını istersiniz sorusuna örneklem grubumuzun; %57.8’i memur, %31.1’ mühendis, doktor, avukat ve subay, %8.9’u esnaf cevabını vermiştir. Aile reislerinin tamamına yakını çocuklarının kendi mesleklerini yapmalarına sıcak bakmamaktadırlar.
-
Çevresiyle ilgili dünya görüşü
Tablo 34
Köydeki toplumsal değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz sorumuza örneklem grubunun;%53.3’ olumlu, %33.3’ü olumsuz, %13.3’ü kararsızım cevaplarını vermişlerdir. Değişim kaçınılmaz bir olgudur, değişimin yaşamımızın her alanında kendisini hissettirmesi, bireylerin ona karşı farklı tutumlar takınmasına yol açmaktadır. Muhafazakar tutumları ön planda olan yaşlıların denge ve uyum endişesiyle değişimin yönünü olumsuz algılamaları doğal bir süreçtir.
Tablo 35
Örf ve adetlerinize karşı uygun davranmayan kişilere karşı nasıl bir tutum takılırsınız sorusuna örneklem grubunun; %84.4’ü onu uyarırım, %8.9’u ona itimat etmem, % 4.4’ü onu adam yerine koymam cevabını vermiştir. köylünün ört ve adetlerini korumadaki muhafazakarlığı dinamizmini korumaktadır.
Tablo 36
Köyünüzü çevre köylere nazaran nasıl buluyorsunuz sorusuna ankete katılanların hepsi daha iyi cevabını vermiştir. Köyde bir çok alt yapı ve üst yapı işlerinin tamamlanmış olması armağan köyünü çevre köyler nazaran daha şanslı kılmaktadır.
Tablo 37
Hayatınızın geri kalan kısmında şehre göç etmeyi düşümüyor musunuz? sorusuna örneklem grubunun; %80’ i hayır, %20’si evet cevaplarını vermişlerdir. Örneklem grubu içinde yallı sayılacak düzeydeki insanların köydeki yaşamdan memnun olduklarını , buna mukabil gençlerin şehre gitme arzularının daha yüksek olduğunu söylemek mümkündür.
Tablo 38
Köydeki çalışma hayatından memnun musunuz sorusu ile hayatınızın geri kalan kısmında şehre göç etmeyi düşünüyor musunuz sorusu karşılaştırıldığında şöyle bir sonuç çıkmaktadır: örneklem grubunun %71.1’ köydeki çalışma hayatından memnundur, bunların %67.7’si şehre göç etmeyi düşünmüyor %4.4’ü göç etmeyi düşünüyor.%28.9’u köydeki çalışma hayatından memnun değildir, bunların %15.6’sı şehre göç etmeyi düşünüyor %13.3’ şehre göç etmeyi düşünmüyor. Örneklem grubunun %80’i şehre göç etmeyi düşünmüyor, %20’si şehre göç etmeyi düşünüyor. Köy nüfusunun yaş düzeyinin yüksek oluşu köyde kalma oranının yüksek olmasında etkilidir.
T ablo: 39
Köyünüzün en temel sorunları nelerdir sorusuna örneklem grubu birden fazla şık işaretlemiştir. Verilen cevaplarından; 21’i sulama, su tesisatı ve içme suyu sorununu, 15’i eğitim sorununu, 15’i yolarının bozuk oluşunu, 12’si çevre temizliği ve çöp sorununu, 8’i işsizlik sorununu, 7’si tarım makinelerinin yetersizliğini, 6’sı sosyal faaliyetlerin yetersizliği sorununu, 6’sı alt yapı yetersizliği ve P.T.T’te hizmetlerinin aksaması sorununu, 3’ü de kültürel yozlaşma sorununu işaretlemişlerdir
2.5 Miras ve hukuki hayat hakkındaki görüşleri
Dostları ilə paylaş: |