Sevbandan peygamber (sav)in şöyle buyurduğu rivayet edilir: Zor meselelerle fakihlerini hataya düşüren ümmmetin içinde bir kavim olacaktır, onlar ümmetinin şerlileridi. (1) (S:172) Hasan Basri) dedi ki: Allahın şerhi kulları şerli meselelere takip olup Allahın kullarını kedelerinlerdi” Evzai dedi ki: Allah kulundan ilmin bereketini kaldırmak istediği zaman lisanını kapalı şeyler, atarker onların ilimce inanların en azı görürsün” İbni Vehb Malik’ten rivayetle dedi ki: Bu beldeye yetiştim, onlar bugün insanların çok yaptığı şeyleri hoş görmüyorlardı, bununla meseleleri murad ediyor” Yine dedi ki: Maliki işittim o çok sözü ve çok fetvayı ayıplıyordu, sonra dedi ki: Erkeklik gücü fazla deve gibi konuşuyor, ve diyorki: Bu şöyle, bu şöyle kelamını heder ediyo, Ve dedi ki: Allah azze ve celle buyurduki: (Sana ruhtan soruyolar, deki: Ruh rabbimin emindendi) (2), bunun hakkında cevab gelmemişti, Malik sünnetlede mücadeleyi kerih görüyordu. Heysem bin Cemil dedi ki: Malik’e dedimki: Ey Abdullahın babası, alim olup sünnetler için müacadele eden adam hakkında ne dersin, hayır, fakat sünneti haber verir, kendisinden kabul edilirse, ne iyi yoksa susar dedi: İshak bin İsa dedi ki: Malik şöyle diyordu: Çekişme ve cedel adamın kalbinden ilmin nurunu gidedirir. İbni Vehb dedi ki: Maliki işittim diyordu ki: İlimde çekişme kalbelri ikatılaştırır, ve kini miras bırakır”
Ebu Şüreyh el İskenderani bir gün meclisindeyken meseleler çüoğaldı, ve dedi ki: Bugünden itibaren kalbleriniz kirlendi, kalkıp Ebu Humeyd Halid bin Humeyd’in yanına gidin, kalblerinizi cilalayın bu arzu edilen şeyleri öğrenin, onlar ibadeti yeniler zahidliği miras bırakır, doğruluğu getirir, olan meseleler haricindeki meseleleri azaltın, onlar kalbi katılaştırır, ve düşmanlık
Dikkat Prağraf atlaması
Çoğunluk mala yani şeylerin terkinden murat edilen şey: Dili boş sözden korumaktır, buna Kaf suresinin ilk ayetlerinden işaret edildi.
Müsnedde Huseyn (ra)’in peygamber (sav)’in ona rivayet ettiği sorusu ilgilendimeyen şeylerden az konuşması kişinin islamının güzelliğindendir.
Haraiti ibni Mesud (r.a)’dan şöyle dediğini tahric etti. Peygamber (sav)’e bir adam geldi ve dedi ki: Ey Allah’ın rasulü, ben kavmim içinde itaat edilen bir adamım, onlara ne emredeyim. Ona buyurduki: Onlara selamı yaymayı ve kendilerini ilgilinderenler haricinde az konuşmalarını emret.
İbni Hibban’ın sahihinde Ebu Zer (ra)’den peygamber (sav)’in şöyle buyurduğu rivayet edildi: İbrahim (AS)’ın sahifelerinde şu vardı: Aklına mağlup olmayan, akıllı kimsenin rabbine münacatta bulunacağı bir saati olması, nefsini hesabaçekeceği bir saati, Allah’ın sanatını düşeneceği bir saati ve yiyecek , içecek ve ihtiyacını karşılaması, için bir saati olması gerekir. Akıllının ancak üç şey için yolculuk yapması gerek: Ahiret azığı için, veya geçim temini, veya haram olmayan lezzet için. Akıllının zamanı hususunda basiretle olması gereki, işine yönelmi, dilini korumas gerekir. Kim işinin, sözünün hesabını yaparsa gereken yer hacinide sözü az olur.
Ömer bin Abdul Aziz dedi ki: İşinde sözünün hesabını yapan kimsenin kendini ilgilinderen şey dışında konuşması az olur. Bu iş onun dediği gibidir, insanların çoğu işinde sözünün hesabını yapmıyor, düşünmeden araştırmadan konuşuyor, bu iş Muaz bin Cebel (ra) gizli kaldı hatta rasulullah (sav)’e sordu, dedi ki: Konuştuğumuz şeyden hesaba çekilecek miyiz? Annen seni kaybetsin ey Muaz, burunlarının üzerine cehenneme atan dillerinin kazandığı şey değilmidir? (1)
(S:211) Allah teala insanların aralarında fısıldıştıklarının çoğunda hayır olmadığını bildirdi, buyurduki: Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasınıdüzeltmeyi isteyen (in fısıldaşmayı) müstesna) (2)
Tirmizi ve İbni Mace Ümmü Seleme (ra)den tahrci etti, peygamber (sav) buyurduki: Adem oğlunun iyiliği emretmesi, kötülüğü yasaklaması ve Allah’ı zikrinin haricindeki sözünün hepsi aleyhinedir, lehine değildir. (3)
Bir topluluk Süfyanı Sevri’nin yanında bu hadise şaşırdılar, Süfyan dedi ki: Bundan şaşırmanız nedir? Alllah teala şöyle buyurmadı mı? Allah teala insanların aralarında fısıldaştıklarının çoğunda hayır olmadığını bildirdi, buyurduki: Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak birsadka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyen (in fısıldaşması) müstesna) Allah teala şöyle buyurmadı mı: (Ruh Cebrail ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahmanın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar konuşan da doğru söyler. (4)
Tirmizi Enes (ra)den şöyledediğini tahric etti. Peygamber (sav)’in ashabından biri vefat etti, bir adam cennetle müjdeler olsun, dedi. Bir adam resulullah (sav)’e bilmiyormusun, belki kendini ilgilendermeyen şey konutu veya kendisine fayda vermeyecek şeyle cimrilik etti. (5)
Bu hadisin manası peygmber (sav)den çok vecihlerle rivayet edildi, bazısında o adam şehid edildi diye geçmektedir.
(S: 212) Ebul Kasım el Begavi’nin mu’ceminde Şihab bin Malik’ten tahric etti. Peygamber (sav)’e heyet olarak gelmiş ve peygamber (sav)’i bir kadın demiş, ki: Ey
(1) Ahmed, Buhari, müslim tahric etti. (2) Buhari Ahmed, Tirmizi tahric etti. (3) Ahmed, Buhari, Müslim tahric etti. (4) Buhari, Ebu Davud, Nesai tahric etti. (5) Taberani Said b. Yezid el Yezdide, tahric etti. Heysemi zayıflığına rağmen adamları güvenilir görüldür.. Allah’ın rasulü bize selam vermez misin? Sen çoğu az sayan, fayda yerini engelleyen, ilgilendirmeyeni soran kabilindensin (6)
Amr bin Kays el Melai dedi ki: İnsanlar yanındaykan ber adam Lokman’a uğradı ve ona dedi ki: Sen filan oğullarının kölesi değil misin? Evet, dedi. Şu, şu dağlarda çobanlıkyapan? Evet, dedi. Gördüğüm şeyden sorulan nedir-. dedi ki: Doğru söz, uzun ve beni ilgilendirmeyen şey hakkında uzunca susmak. (7)
Veb bin Münebbih dedi ki: İsrail oğullarında ibadetleri sayesinde su üstünde yürüyen iki adam vardı, o ikisi deniz üzerinde yürürlerken havada yürüyen bir adam gördüler, ona dideler adam vardı, o ikisi deniz üzerinde yürürlerken havada yürüyen bir adam gördüler, ona dediler ki: Ey Allah’ın kulu hangi şeyle bu makamı elde ettin? Dünyada az birşeyle, nefsimi şehvetlerden kestim, dilimi bene ilgilendirmeyen, şeylerde tuttum, Rabbimin beni çağırdığı şeye rağbet ettim, susmaya devam ettim; eğer Allah’a yemin etsem, yeminimi temize çıkarır, ondan bir şiy istesem bana verir.”
Hastalığı anında bir sahabenin yanına girdiler yüzü parlıyordu, ona yüzünün parlama sebebini sordular, dedi ki: İki huydan daha sağlam benim yanımda amelyoktur. Beni ilgilendirmeyen şey hakkında konuşmuyordum, kalbim müslümanlar için selamette idi haset kin yoktu
Muverrik el İcli dedi ki: Şu şu seneden beri ben bir işi yapma isteğindeyim, gücümyetmedi, onu istemiye bediyen bırakmayacağım. O nedir?, dediler. Dedikiki: Beni ilgilendirmeyenden kaçmaktır. Bunu ibni ebidDünya rivayet eti.
Esed Musa rivayet ettive dedi ki: Bize ebu Ma’şer binMuhamed binKa’b (ra) anlattı, dedi ki: (S: 213) Rasululah (sav) buyurduki: Sizin ilk giren cennet ehlinden bir adamdır” Abdullah bin Selam girdi, birkısım insanlar kalktı ona heber verip dediler ki:Nefsinden en sağlam amelini bize haber ver, dedi ki: Benim amelim muhakka ki zayıftır, en sağlam ümit etiğim (Şudur) Göğüs selameti, ve beni ilgilendirmeyeni terk edişimdir. (1)
Ebu Ubeyde Hasan’ın şöyle dediğini rivayet etti: Allah’ın kuldan yüz çevirdiğinin selameti kulu kendini ilgilendirmeyen şeylerle meşgful etmesidir. Sehl et Tüsteri dedi ki: Kim kendini ilgilendirmeyen şeylerde konuşursa doğruluktan mahrum edilir. Ma’ruf dedi ki: Kulun kendini ilgilindermeyen hususlarda konuşması Allah’tan bir alçaltmadır.
Bu hadis kulun kendini ilgilendermeyen şeyleri ter emesi islamının güzel olduğuna işaret ediyor, kendini ilgilendirmeyeni terkeder ve ilgilenderenle meşgul olursa islamının güzelliği mükemmel olur.
İslami güzel olanın fazileti ve onun iyiliklerinin katlanarak verileceği, kötülüklerinni örtüleceği hakkında hadisler vardır. Açık olan şudur ki katlama islamın güzelliğine göredir.
Sahihi Müslimde Ebu Hureyre (ra)’den yapılan rivayette peygamber (sav) buyurduki: Sizden birinin islamı güzel olduğun zaman iyilikleri bire ondan yedi yüze kadarkatlanarak yazılır, herkötülük te bir olarak, yazılır, bu Allah’a kavuşuncaya kadar böyledi (2)
İyiliğin ona katlanması kesindir, bundan fazlası islamın güzelliğine, niyetin ihlasına göredir. Bu amel ve onun üstünlüğüne ihtiyaç, cihadda, yetimlerde, hacda miskinlerde nafakay ihtiyaç gibidir.
Buna Atiyye’’nin İbni Öme r(ra)’den şöyle dediğini rivayeti şahittir.: Bu ayet bedevi araplar hakkındaindi: (Kim bir iyilik işlerse onun on misli vardır. (3) Ona denildiki:
______
(1) Yani koğuculuk v.b gibi dil cinayetleridir. Dil cinayetleri: Gıybet, koğuculuk, yalan, iftira, küfür sözü alay ve sözden dönmektir. (2) Nisa suresi, ayet: 114) (3) Hadis hasendir, Tirmizi ve İbni Mace Ümme Habibe’den tahric etti. (4) Nebe suresi, ayet: 38 (5) Ebu Nuaym hilyede , ve Tirmizi tahric etti. (6) Hadis zayıftır, senedinde bilinmeyen var.
(1) İsnadı zayıf bir hadistir,senededde Ebu Ma’şer var, hadis imamlarının dediği gbi o zayıf birşephtir,hadisi münkerdir, kıssayı imam Ahmed güzel bir isnatla rivayet etti,Hakim ve Zehebi doğruladı (2) Hadis sahihtir, Buhari ve Müslim tahric etti. (3) Enam suresi ayet:160 (4) Nisa suresi ayet: 40 (5) Bunu Nesai tahric etti.
Muhacirler için ne var? dedi ki: Fazlası (S: 214) sonra şu ayeti okudu (iyiki olursa onu katlar, kendin de büyük mükafat verir.) (4)
Nesai Ebu Said (ra)’den peygamber (sav) şöyle buyurduğunu rivayet ettiğini tahric etti: Kul müslüman olurda islamı da güzel olursa, Allah işlediği her iyiliği yazar, işlediği her kötülüğü siler, bundan sonra kısas vardır, her biriyiliğe on katından yedi yüz katına kadar (Mükafat) vardır, kötülük Allah’ın bağışlaması hariç misliyledir. (5)
Daha önce yaptığı iyilik ve kötülüklerden murad: İslamdan önce yaptığını şeyledir. Bu müslüman olursa, islamdan önceki işlediği amellere cevap verileceğine, kötülüklerinin silineceğine delildir. Fakat islamın güzel olması ve islam anındaeski kötülükleri işlememesi şartıyla bunu imam Ahmed zikretti.
Buna sahihayndeki İbni Mesud’un (ra) rivayeti delildir, dedi ki: Ey Allah’ın rasulü cahiliylede yaptığımız amellerden sorumlu tutulur muyuz? Peygamber (sav) buyurduki: Sizden kimin islamı güzel olursa sorumlu tutulmaz, kim kötü yaparsa (islami yaşantısını) islamda ve cahiliyede işlediği amalden sorumlu tutulur.
Sahibi Müslimde Amr bin el As (ra)’den müslüman olunca peygamber (sav)’e şöyle dediği rivayet edildi: Ben şart koşmak istiyorum. Ne şart koşacaksın buyurdu. Amr) dedim: Bağışlanmamı. İslamın kendinden önce iyaptığı ı sen bilmedin mi buyurdu. (Amr): Dedim ki: Bağışlanmamı. İslamın kendinden öncesini yıktığını sen bilmedin mi? buyurdu.
İmam Ahmed’de tahric etti, lafzı: İslam kendinden önceki günahları siler” Bu kamil, güzel islama yorumlanır, bu hadisle önceki ibniMesud hadisinin birleştirilmesiyle bu sonuca varılır.
(S: 215) Yine sahibi Müslimde Hakim bin Hizam’dan şöyle dediği rivayetedildi: Dedim ki: Ya Rasulullah cahiliylede verdiğim sadak, azad ettiğim köle ,yaptığım sılai rahim hakkında görüşünüz nedir , onlarda sevap var mıdır? Rasululuh (sav) buyurduki: Vallahi cahiliyyede yaptığım şeyleri islamda da terk etmeyeceğim, yapacağım, dersen sevap vardır”
Bu daha önce Ebu Said’in hadisinde olduğu gibi kafir müslüman olursa, önceki iyiliklerine sevap verileceğine delildir.
Denildiki: Allah tealanın şu ayetine göre şirkteki kötülükeri iyiliğe çevirilir ve sevap verilr: Yine onlarki, Alllah ile beraber başka bir ilaha yalvarmazlar, Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazla rve zina etmezler. Bunları yapan günahının cezasını bulur. Kıyamet günü azabı katkat artılır, ve onda azapta alçaltılmış olarak devamlı kalır.Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlarbaşkadır. Allah onların kötülükerini iyiliklere çevirir.) (1) Bu değiştirmesi hakkında tefsirciler iki görüşe ayrıldılar, bazısı dedi ki: Bu dünyadadı, yani Allah iman edip kendisine tevbe edeni bulunduğu küfür ve isyan halini iman ve salih amelde bulunma haline çevirir, bu sözü İbrahim elHarbi garibül hadis’te tefsircilerin çoğundan hikaye etti, bazılarının isimlerini zikretti: İbni Abbas’ta Katade, Süddi ve İkrime. Ben de derim ki: Bu Hasan (ra)’dan da meşhur rivayettir.
dedi ki: Hasan ve Ebu Malik ve ikisinden başkası da dedi ki: Bu özellikle şirk ehli içindir, islam ehli için değlidir. Ben de derim ki: Bu değiştirme ilerde geleceği gibi ahirette de sahih olur.
Eğer denilirse: Dünyada, kafir müslüman olursa, müslüman da tevbe ederse buhusuta eşiti, hatta müslüman tevbe ederse müslüman olan kafirden daha iyi halde olur.
dedi ki: Diğerleri dedik: Değiştirme ahirettedir, her bir kötülük iyilik yapılır. (S: 216) Amr bin Meymun, Mekhul, ibnil Müseyyeb ve Ali binHüseyin onlardandır. dedi ki: Ebul Ali’e Mücahid ve Halid Seyelan itiraz etti, sonra sözlerinin özetini zikretti. Bundan kötülüğü çok olanın kötülüğü az olandan daha iyi halde olması gerekir, sayının nasıl değiştirildiğini zikretmedi. Değiştirilir kelimesinin manasınınşu olması caizdir. Kimbir kötülük yapar da tevbe ederseyüz bin iyilikle değitirilir, kim de bin kötülük yapıp bin iyilikle kötülüğünün değiştirilmesi, gibi, bu durumda kötülükleri az olan daha iyi halde olur.
Derim ki: Bu değiştirme sözü ahirettedir, Ebul Aliye buna itikaz etti ve şu ayeti okudu: (Herkesin, iyilik olarak yaptıklarını da kötülük olarak yaptıklarını da karşısında hazır bulduğu günde insan isteyecekki kendisiyle kötülükleri arasında uzun bir mesafe bulunsun. (2) Bazıları şu ayetle reddetti: Kim zerre ağırlığınca şer işlerse onu görür) (3) Ve Kitap ortaya konmuştur. Suçluların onda yazılı olnadan korktuklarını görürsün. (Vay halimize! Derler, bu nasıl kitapmış! Küçük büyük bırakmaksızın hepsini sayıp dökmüş! Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Senni Rabbin kimseye zulmetmez.) (1) Fakat buna şöyle cevap verildi: Tevbe eden kötülüklerinden durdurulur, sonra iyiliklere çevrilir.
Ebu Osman enNehdi dedi ki: Mü’minin kitabı Allah’tan bir örtü içinde getirilir, iyilikerine rastlayıncaya kadar kötülüklerini okuyunca yüzünün rengi değişirir, iyiliklerini okur, yüzünün rengi geri düzelir,sonra bakar birde görürki kötülükleri iyiliklere çevrilmiş (2), o zaman der ki: İşte alın kitabımı okuyun) (3)
Bazısı Ebu Osman’dan oda İbni Mesud’dan rivayet etti. Bazısıda Ebu Osman’dan oda Selman’dan rivayet etti, dedi.
Sahihi Müslide Ebu Zer (ra) Peygamber (sav)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti.: (217) Ben cennet ehlinin en son cennete ve cehennemden en son çıkacak olanını biliyorum. Kıyamet günü biradam getirilir ve denil ki: Ona küçük günahlarını arz ediniz ve ondan büyük günahlarını kaldırın, ona küçük günahları arz edilir ve denir ki: Şu , şu gün şunu, şunu yaptın, şu, şu gün şunu, şunu yaptın öylemi? Evet, der, İnkar edemez, o kendisine büyük günalarının arz edilmesinden korkar, ona denirk ki: Seni için her bir günah yerine bir iyilik var, adamıyla rabbi birçok şeyler yapım onları burda göremiyorum, der dedi: Rasululah (sav)’i gördm azı dişleri görünceye kadar güldü (4)
Cehennemde cezalandırılanın kötülükleri iyiliklere çevirilirse islamla ve samimi tevbe ile günahları silinen daha evladır. Çünkü bu şekilde silinmesi Allah için azap ile silinmesinen daha sevimlidir.
Hakim fadl bin Musa yoluyla Ebil Anbesten tahric etti. Oda babasından rivayet eti, Oda Ebu Hureyre (ra)’den rivaet etti, Rasululah (sav) buyurduku: Bazı kavimer kötülükleri çok yapmış olmayı temenni edecek dediler ki: Ne sebeple ya rasulullah? Buyurduki: Allah’ın kötülüklerini iyiliklere çevirdiği kimseler böyledir
İbnim Ebi Hatim Süleman bin Davudez Zühri yoluyla Ebil Anbes’ten o babasından , Oda Ebu Hureyreden mevkuf olarak tahric etit, ve o merfuya çok benziyor.
Buna benzer Hasan-ı Basri’den de rivayet ediliyor, ve meşhur: Değiştirme dünyadadır sözüne muhalefet ediyor.
Harbinin zikrettiği değiştirme ise, kötülükleri az olanın iyilikleri artılır, kötülükleri fazla olanınsa iyilikleri azaltılır, Ebu Zer hadisi bunu reddetmede açıktır, o hadiste her kötülüğe bir iyilik verilir (geçiyor)
Bundan kötülüğü çok olanın, kötülüğü az olandan daha iyi halde olması gerekir, söktüne gelince denilirki: (S:118) Değiştirme kötülüğü gözünün önüne getirip de ondan pişman olan ve her hatırlayışında Allah’tan hayası, korkusu ve titremesi artan ve o kötülükleri örtecek salih amellere sürat gösteren hakkındandır. Allah tealanın buyurduğu gibi (: Ancak tevbe edip salih amel işleyen müstesna) (5)
Zikrettiklerimizin hepsi salih amelde dahildir. Kimin hali böyle olursa günahlarına karşı aldığı lezzetten kat, kat fazla üzüntü ve pişmanlık acısı yudumlar, işlediği her birgünah o günahı silmeye sebep olacak salih amel işlenir, bundan sonra o günahların iyiliklere çevrilmesine itiraz edilmez.
______
(1) Furkan suresi, ayet: 68-70 (2) Ali imran, ayet: 30 (3) Zilzal suresi, ayet: 8 (1) Kehf suresi, ayet: 49 (2) İbni ebiHatimve abd bin Humeyd Ebu Osman’dan rivayet etti. İbni Kesir tefsiri: 4/415 (3) Haka suresi, ayet: 19 (4) Hadis sahihtir, Ebu Zer’den rivayet edildi. (5) Furkan suresi, ayet: 70
Kafir müslüman olup, islamı güzel olursa şirk anındaki kötülüklerinin iyiliklere çevrileceğine dair açık hadisler mecuttur.
Taberani Abdurrahman bin Cübeyr bin Nüfeyr’den tahric etti. Oda Ebu Ferve Şatb’dan rivayet etti: Ebu Ferve Şatb peygamber (sav)’e geldi ve dedi ki: Günahların hepsini işleyip, küçük büyük bırakmayan kimse hakkında görüşün nedir onun için tevbe var mıdır?
Müslüman oldun mu? buyurdu, evet, dedi. Hayırları yap kötülükeri terk et, Allah onların hepsini senini için iyilik yapar. Buyurdu.İhanetlerin, fücur fasıklıkarım) da mı, dedi. “Evet” buyurdu. Dediki gözden kayboluncaya kadar tekbir getirdi.
Başka bir vecihle, zayıf bir isnatla Seleme bin Nüfeyl’den tahric etti, Oda peygamber (sav)’den rivayet etti
İbni Ebi Hatim benzerini mürsel olarak mekhul’dan tahric etti.
(S: 219)Bezzarilik hadisi tahric etti. Onun yanındaki rivayette . Ebu Tavil’den Şatb, memdud) diye rivayet etti, O (Ebu Tavil Peygamber (sav)’e geldi.. ve hadisi mama ile zikretti.
Aynı şekilde ebul Kasım el Beğavi’nin ceminde tahric etti ve doğrusunun Abdurrahman bin Cübeyr binNüfeyr’den mürsel olarak yapılan rivayet olduğunu zikretti. Uzun, şatb bir adam bir adam peygamber (sav)’e geldi Şatb sözlükte uzun demektir, bazı raviler kendiler eklemişler ve adam ismi zannedilmiş. (1)
ON ÜÇÜNCÜ HADİS
İMAN VE SEVGİ
(S:220) Rasulullah (sav)’in hizmetçisi Ebu Hamza, Enes bin Malik (ra)’ten, Oda peygamber (sav)’in, şöyle dediğini rivayet etti: Sizden biriniz kendi nefsi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe hakiki) iman etmiş olmaz.
Buhari ve Müslim rivayet etti.
Bu hadisi Buhari ve Müslim Katade’den, Oda Enes (ra)den tahric etti. Müslim’nin lafzı: Komşusu veya kardeşi için sevinceye kadar ek ile rivayet edildi.
İmam Ahmed’de tahric etti. lafzı: Kul nefsi için sevdiği hayrı insanlar için de sevmedikçe imanın hakikatını ulaşamaz.
Bu rivayet sahihaynde tahric etti edilen rivayetin manasını açıklıyor, imanın nefyi ilemurad: Hakikatı ve son noktasını nefyidir, çünkü iman ve çok zaman bazı rükünlerinin ve farzlarının Nefy olmasıyla nefyedilir, resulullah (sav)’in şu hadisi gibi: Zina edenin malıyken zina etmez, hırsız imanlıyken hırsızlamaz ,içki içen imanlıyken içki içmez. (2)
(S: 221) Komşusu şerlerinden emin olmayan kimse hakiki) iman etmemiştir (3)
Alimler büyük günah işleyen hakkında ihtilaf etti: İmanı noksan mü’min mi, yoksa mü’min değil diye , anacak müslüman, mü’min değil diye mi isimlendirilir? Bunda iki görüş vardır. İkisi de İmam Ahmed’den rivayettir.
Küçük günahları işleyene gelince, ondan iman ismi tamamen kalkmaz, bilakis o imanı noksan mü’mindir, bu küçük günahlardan işlediği oranda imanı noksanlaşır.
Büyük günah işleyenler, imanı noksan mü’mindir sözü Cabir bin Abdullah’tan ibnil Mübarek, İshak, Ebu Ubeyd ve başkalarından rivayet edilmiştir.
Müslümandır, mü’min değildir sözü Ebu Cafer Alioğlu Muhmammed’den rivayet edilmiştir. Bazıları bunun ehli sünnet yanında tercih edildiğini zikretti.
İbni Abbas dedi ki: Zina edenden imanın nuru çekilir. (4)
Ebu Hureyre dedi ki: İman ondan çekilir, başının üzerinde gölge gibi olur, tevbe ederse geri kendisine döner.
Abdullah bin Revaha ve Ebud Derda dedi ki: İman gömlek gibidir. İnsan bazangi yer, bazan
_______
(1) Hafız İbni Hacer bunun hakkında konuşmadı, sustu. (2) Razin ,Abdullah binMesud’dan Buhar ve Nesai Abdullahbin Abbas’tan tahric etti. İbni Hibban doğruladı. (3) Ahmed, Buhari ve Müslim Ebu Hureyre’den buna yakın başka birlafızla, Buhari ve Ahmed Ebu Şureyl el Ka’bidenbu lafızla tahric etti. (4) Acurri rivayet etti. (5) Yine Süfyan-ı Sevri dedi ki: İman şalvar gibidir, istersen giyersin, istersen çıkarısın. Hilyetül evliya 7/32
Çıkarır, imam Ahmed ve başkasıda böyle dedi. (5)
Manası: İmanın özellikleri kamil olduğu zaman, (İnsan) onu giyer, ondan bir şey noksan olursa çıkarır.
(S: 222) Bütün bunlar farzlarından bir şey noksan olmamış tam, kamil imana işarettir.
Maksat: İmanın farz olan hasletlerinden: Kişinin kendi nefsi için sevdiğini, kardeyi için de sevmesi, nefsi için hoşlanmadığı şeyden kardeşi için de hoşlanmamasıdır, eğer bu mü’minden yok olursa imanı noksanlaşır.
Peygamber (sav)’in Ebu Hureyre (ra)’e şöyle buyurduğu rivayet edildi: Nefsin için sevdiğini insanlar için dese müslüman olursun. Bunu Tirmizi ve ibni Mace tahri cetti.(1) İmam ahmed tahric etti. Muaz Peyamber (sav)’e imanın en faziletlisinden sonu, peygamber (sav) buyurduki: İmanın en faziletlisi: Allah için sevmen, Allah için buğz etmen ve dilini Allah’ın zikrinde çalıştırmandır” dedi ki: Ve nedir,ey Allah’ın rasulü? Buyurduki: Nefsin için sevdiğini insanlar için de sevmen, kendi nefsin için hoşlanmadığını onlar içinde hoşanmamandır ve hayır söyleyip yada susmandır. (2)
Peygamber (sav) cennete girmeyi bu haslete tertip etti.
İmam Ahmed’in müsnedinde Yezid bin Esedr elKasri’den şöyle dediğini rivayet etti.
Rasulullah (sav) bana cenneti seviyor musun? buyurdu, evet dedim nefsin için sevdiğini kardeşin için de sev buyurdu. (3)
Sahihi Müslimde Abdullah bin Amr bin As (ra)’tan rivayet edildi: Peygamber (sav) bana buyurdu: (S0 223) Ey Ebu Zer seni zayıf görüyorum, ben nefsim için sevdiğimi senin için de seviyorum, iki kişinin başına emir olma, yetimin malını korumayı) üstlenme (5)
Bundan ona ancak onu zayıf gördüğü ve peygamber (sav) bunu her zayıf için sevdiği için yasakladı, Rasulullah (sav) insanların yönetim işini üstlenmişti, çünkü Allah bu için onu kuvvetlendirmişti, yaratıkların hepsini Allah kendine itaat çağırdı ve peygamber (sav)’i onların din ve dünya işlerini yürütmeyi üstlenmeye çağırdı.
Ali (ra)ın şöyle dediği rivayet edildi: Peygamber (sav) bana buyurduki: Ben nefsim için razı olduğuma senin için de razı oluyorum, nefsim için hoşlanmadığım şeyden sen iniçin de hoşlanmıyorum, cünüpken kuran okuma, rüku ve secdedeyken de okuma (6)
Muhammed bin Vasi eşeğini satıyoru, bir adam ona dedi ki: Benim için razı olurmusun? dedi ki: Razı olsaydım, satmazdım.
Bu kendi nefsi için razı olduğuna kardeşi içinde razı olduğuna işaretir, bütün bunlar din cümlesinden olan müslümanların geneline nasilattır, tefsiri daha önce yerinde geçtiği gibi,
Daha öcne Nu’man bin Beşir (ra) hadisini zikretmiştirk, peygamber (sav) buyurduki: Birbirlerini sevmede, şefkat edip acıma da mü’minlerin misali cesed misali gibidir, ondan (cesedden ) bir uzun hastalanma cesedin diğer azaları uykusuzluk ve ateşle yardımına koşar” Bu sahihaynde tahric edildi. Bu mü’minn kardeşini kötü duruma düşüren, şey, mü’minin ne kötü duruma düşüreceğine , onu üzen şeyin mü’mini düzeleceğini işarettir.
(S: 224) Şu an konuştuğumuz Enes (ra) hadisi mü’min kardeşini sevindiren şeyinmü’mini de sevindireceğine ve mü’minin kendi nefsi için istediği hayrı mü’min kardeşi için de isteyeceğine delildir.
Bütün bunlar göğsün tamamen hased, sahtekarlık gibi şeylerden selamette olduğu zaman meydana gelir, çünkü hased hasedçiyi başkasının geçmesinden veya kendisine eşit olmasından hoşlanmamayı gerektirir, çünkü hasetçi üstünlükleriyle insanlardan ayrılacaklı vebu üstünlükler hususunda tek olmak ister.
Dostları ilə paylaş: |