İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM FAKÜLTESİ
PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK
KONU
OKULLARDA GÖZLEM DERSİ FİNAL ÖDEVİ
HAZIRLAYAN
HATİCE AKGÜL
1312020051
2015, Ocak
HAMDİ AKVERDİ İLKOKULU
Hamdi Akverdi İlkokulu 1970-1971 öğretim yılında 9 derslik 1 müdür,1 müdür yardımcısı, 8 öğretmen ve 307 öğrencisiyle eğitim –öğretime açılmıştır. Okula adı verilen Hamdi Akverdi (1907-1952) Adana’nın eski Bakanlığına seçilerek Felsefe öğrenimi yapmak üzere Fransa’ya gönderilmiştir. 1923’te Sorboune’de öğrenimini tamamlayıp yurda dönmüştür. Yüksek Öğretim Genel Müdürü iken 09.09.1952’de Ankara’da vefat etmiştir. Yayınlanmış eserleri vardır. Hamdi Akverdi İlköğretim Okulu 1725 metrekare alan üzerinde kurulmuştur.
1192 metrekaresi inşaat alanında kullanılmıştır. 9 dersliğin yanı sıra 1 tane çok amaçlı salonu,1 laboratuvarı, 1 rehber odası,1 müdür odası, 1 müdür yardımcısı odası,1 memur odası ve 8 derslik bulunmaktadır. 10 sınıf öğretmeni, 11 branş öğretmeni, 2 müdür yardımcısı ve 1 müdür bulunmaktaydı. Deprem güçlendirmesi nedeniyle 2006-2007 öğretim yılında Cumhuriyet İlköğretim okulunun ek binasında geçici olarak 16 şubede ve 554 öğrenciyle eğitime devam etmiştir.
2007 yılında yıkılarak 2009 Temmuzunda inşaatı tamamlanan okul, 4 katlı olarak hizmete girmiştir. Okul; 16 dersliği, 2 Anasınıfı, , 1Fen laboratuvarı, 1 Bilişim Sınıfı, 1 çok amaçlı salonu, 1 kantini 1 yemekhanesi, ile modern bir yapıya sahip olmuştur. 2009/2010 Eğitim-öğretim yılında 600 öğrencisi ile eğitime başlamıştır.
2012-2013 Eğitim-öğretim yılında değişen eğitim kanunu sebebiyle İlkokul olarak eğitim alanında hizmet vermeye başladığından 1,2,3,4,6,7,8. sınıf öğrencileri okulda kalmış ancak 5. Sınıf öğrencileri başka okula gitmiştir.
2013-2014 Eğitim-öğretim yılında okul için kademeli geçişten vazgeçilmiş sadece ilkokul olarak hizmet vermeye başlamıştır.
VİZYON
Bakırköy ve İstanbul’un genelinde Hamdi Akverdili olmaktan gurur duyulan, verilen eğitim öğretim hizmeti, kullandığı teknoloji ve sosyal ve kültürel aktivitelerle öne çıkmış bir ilköğretim okulu olmak okulun en temel ilkesidir.
MİSYON
Eğitim – öğretim ve rehberlik hizmetleri alanında, yasalar ve Milli Eğitim mevzuatı çerçevesinde yetki ve imkanlarını Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda planlı, programlı, etkin, adil, demokratik ve öğrenci merkezli kullanarak bilimsel düşünen ve sorgulayan bir nesil yetiştirmek için en iyi hizmeti sunmak okulun misyonudur.
OKUL İDARİ VE ÖĞRETMEN KADROSU
İsmet Yılmaz – Okul Müdürü
Ramazan Karaman – Müdür Yardımcısı
Atilla Edizarslan – Sınıf Öğretmeni
Beytullah Başol - Sınıf Öğretmeni
Mevhibe Aydemir – Sınıf Öğretmeni
Özden Aydın – Sınıf Öğretmeni
Tevfik Tarık Uysal – Sınıf Öğretmeni
Ayfer Özel – Sınıf Öğretmeni
Emin Güvenç – Sınıf Öğretmeni
Nazım Akça – Sınıf Öğretmeni
Saadet Pehlivan – Sınıf Öğretmeni
Vahdettin Aslan – Sınıf Öğretmeni
Bayram Ertek – Sınıf Öğretmeni
Güneş Şendoğan – Sınıf Öğretmeni
Nurşen Küçükarslan – Sınıf Öğretmeni
Saniye Öztürk – Sınıf Öğretmeni
Yeşim Bingöl – Sınıf Öğretmeni
Bayram Yalınkaya – Sınıf Öğretmeni
Metin Işkın – Sınıf Öğretmeni
Nurten Ürkmez – Sınıf Öğretmeni
Sebahat Türk – Sınıf Öğretmeni
Ayşe Aytül Subaşılar – İngilizce Öğretmeni
Fatma Esen – Rehber Öğretmen
Meltem Tibet Usta – Rehber Öğretmen
OKULUN KENDİNE ÖZGÜN DURUMLARI
Okul ilkokul olduğundan öğrenci yaş ortalaması küçük ve sayı olarak azdır. Öğrenci sayısı zaman zaman azalıp artmakla beraber genel olarak 500 kişiyi geçmemektedir. Öğretmenler açısından dikkat ettiğim bir nokta ise okulun öğretmen yaş ortalaması çok yüksekti. Okul çok merkezi bir yerdedir. Bina olarak ise eski olmayan güzel ve kullanışlı bir binaya sahiptir. Öğrencilerin kıyafet olarak giydiği belli bir kıyafet var fakat düzenli olarak herkes buna uymamaktaydı. Üstüne okul formasını giydirip altına normal pantolon giyen öğrenciler vardı.
GÖZLEM NOTLARI
Hafta 1
İlk kez görüşmek için okula gittik. Giderken yanımızda sadece izin dilekçemiz vardı. Okulun girişindeki bekçiye kendimizi tanıttık müdür bey ile görüşmek için içeri girip giremeyeceğimizi sorduk. Bizi içeri aldı. Yetkili bir kişinin odasını sorduk ve bize müdür beyin odasını tarif etti. İçeri girince müdür beyin odasına baktık fakat kapısı kilitliydi. Daha sonra karşısındaki müdür yardımcısının odasına girdik. İçerdeki müdür yardımcısı bizi sıcak bir şekilde karşılayıp selamlayarak karşısına oturttu. Müdür beye baktığımızı fakat yerinde olmadığını söyledik. Kendisinin Cuma namazına gittiğini bir süre sonra geleceğini söyledi. O sırada ne için ve nerden geldiğimizi, kim olduğumuzu kendisine açıkladık. Bize yapacaklarımızla ilgili birkaç soru sordu. Konuşmamız bittikten sonra okulun bahçesinde yada içerde bir yerde bekleyebileceğimizi söyleyerek bizi dışarı çıkarttı. Öğle yemeği arasında olan öğrencileri gözlemleyebilmek için bahçeye çıkıp oturduk. Hava da güzel olduğu için bahçede bir sürü çocuk vardı. Erkeklerin hepsi koşuşturup top oynuyordu. Kızlar koşmaktan çok beraber gezip daha sakin oyunlar oynuyorlardı. O sırada yanımıza 3 tane kız geldi. Bizimle konuşmaya başladılar. Kim olduklarını, kaçıncı sınıfa gittiklerini sorduk. Hepsi birinci sınıfa gidiyordu. İçlerinden birisi sürekli gülüyordu. Aralarında oyun oynayarak birbirlerini ileri geri sallıyorlardı. Bu çok hoşlarına gidiyor ve daha da gülüyorlardı. İçlerinden birisi bana “arkadaşımın ablasına çok benziyorsun” dedi. Arkadaşının kim olduğunu sorunca ilerde başkalarıyla oynayan bir kızı çağırdı. Kıza “senin ablana çok benzemiyor mu” diyerek beni gösterdi. Sonra zil çaldı ve hepsi bir anda içeri girmeye başladılar. Bir dakika bile geçmeden bahçede kimse kalmamıştı. O sırada okula birisi girdi. Müdür bey olabileceğini düşündük ama kendisini daha önce görmediğimiz için emin olamadık. Aradan fazla zaman geçmeden müdür yardımcısı yanımıza gelerek bizi içeri çağırdı. Müdür beyin geldiğini ve odasında olduğunu söyledi. Kapıyı çalarak içeri girdik. İçerde başka insanlarda vardı. Bizi karşısındaki koltuğa oturttu. Müdür bey ile selamlaşıp tanıştık. İsimlerimizi, nerden geldiğimizi, kaçıncı sınıf olduğumuzu, gelme amacımızı anlattık. Bizi dinledikten sonra yanlış anlamış olacak ki “bir ücret talep diyor musunuz? Ediyorsanız da vermeyiz” dedi. Biz tekrar açıklama yapıp herhangi bir ücret istemediğimizi belirttik. Daha sonra herhangi bir belgemizin olup olmadığını sordu. Elimizdeki izin dilekçesini kendisine verdik. Verdiğimiz belgenin yeterli olmayacağını, bu ödevi isteyen öğretmenimizden bir değerlendirme yazısı, öğrenci belgesi ve kimlik fotokopisi getirmemiz gerektiğini söyledi. Bu belgeleri tamamlamadan okulda ciddi anlamda herhangi bir gözlem yapamayacağımızı belirtti. İstediği belgelerin bizim işimizi ciddi ve daha iyi bir şekilde yapmamız için aynı zamanda doğru şekilde değerlendirilebilmemiz açısından faydalı olacağını söyledi. Belgeleri tamamlayıp getirince kendisi de onayladıktan sonra gözlemimize başlayabileceğimizi söyledi. Bizde istediklerini tamamlamak üzere not ettik. Müdür beyle konuştuğumuz sırada dikkatimi çeken bir nokta oldu. O da biz odadayken sürekli odaya başka insanların girip çıkıp müdür beyle muhabbet etmesiydi. Müdür bey bizle konuşurken bir anda yanımızdaki insanlarla sohbet etmeye onlara bir şey söylemeye başlayabiliyordu. Bu bizi biraz rahatsız etti doğrusu. Konuşmamız bittikten sonra belgeleri tamamlayıp tekrar gelme konusunda sözleşerek vedalaştık. Müdür bey çıkarken bize güle güle kızlarım diye hitap ederek uğurladı.
Hafta 2
Okula gittik kapıdaki görevli bey ilk önce bizi tanımadı fakat Kültür Üniversitesi’nden geliyoruz müdür beyle görüşeceğiz deyince hatırlayıp içeri aldı. Müdür Bey’in odasına gidip kapıyı çaldık fakat içerde yoktu. Müdür yardımcısının odasına gidip kapıyı çaldık. Kendisi içerideydi odasına girdik. Hoş geldiniz diyerek oturttu bizi. Müdür Bey’in odasına gittiğimizi fakat yerinde olmadığını söyledik. Kendisinin bir hasta ziyaretine gittiğini söyledi. Daha sonradan rehber öğretmen ile konuşurken gittikleri hastanın okulun ikinci sınıf öğrencilerinden bir erkek çocuğunun olduğunu ve menenjit geçirdiği için yoğun bakımda yattığını öğrendik. Müdür Bey gelene kadar müdür yardımcısı bize çay ikram etti. Daha sonra Müdür Bey gelince bizi odasına çağırdı. Selamlaşıp istediği belgeleri tamamladığımızı söyledik belgelerimizi verdik. Kendisine verdiğimiz belgeleri okuyup bize okulda nasıl davranmamız gerektiğini söyledi. Konuşurken küfürlü, kaba, hayvan isimleri gibi hakaret içeren kelimeler kullanmamamız gerektiğini söyledi. Tayt, mini etek giymememizi, saçımızı tarayıp özenli gelmemizi istedi. Okuldaki bireylerle konuşurken beyefendi, hanımefendi; öğrencilere ise sevgili öğrenciler diye hitap etmemizi istedi. O sırada tesadüfen Müdür odasında bulunan rehberlik hocasıyla tanıştık. Müdür Bey rehber öğretmen ile bir program hazırlayıp o program dahilinde okula gelmemizi söyledi. Rehber öğretmen ile beraber okuldaki diğer rehber öğretmenin yanına gidip tanıştık. Bizi çok sıcak karşıladılar. Nereden geldiğimizi, kaçıncı sınıf olduğumuzu sordular. Okuldaki öğrenilen bilgilere rağmen mezun olup mesleğe başlayınca sudan çıkmış balık gibi kalındığından bahsettiler. Bu okul gözleminin tecrübe edinmemiz açısından çok iyi olacağını söylediler. İlkokulda rehber öğretmen olmanın nasıl bir duygu olduğunu sorduk. Mesleklerini çok sevdiklerini söylediler. En verimli rehberlik uygulamalarının hangi kademede olduğunu sorduk. Bir öğretmen ilkokulda çalışmanın daha zevkli olduğunu, insanın hayal gücünü çok geliştirdiğini söyledi. Diğer rehber öğretmen ise lisede çalışmanın daha zevkli olduğunu söyledi. Küçük çocuklarla çalışmanın daha zor olduğundan bahsetti, bir sorun varsa bunu anlamak için konuşmanın yeterli olmadığını, resim yada oyun gibi etkinliklerle bilgi almak gerektiğini söyledi. Lisede böyle bir problemin olmadığını, öğrenciler kendini daha kolay ve açık ifade edebildiği için çözüme daha çabuk ulaşılabildiğini belirttiler. O sırada rehberlik odasına bir erkek çocuğu ve arkadaşları geldi. Çocuk ağlıyordu. Bahçede kavga eden çocuklar ona da sataşıp vurmuşlar. Rehber öğretmen önce peçete verip burnunu silmesini ve sakin olmasını söyledi. “Bak kalbin çok hızlı atıyor ağlama derin derin nefes al.” diyerek çocuğu sakinleştirdi. Sonra olayı anlatmasını istedi. Çocuk Alperen adındaki çocuğun adını söyleyip şikayetçi olunca rehber öğretmen Alperen’in adını fazla duymaya başladığını ve onu alıp özellikle konuşacağını söyledi. Neresine ve nasıl vurduğunu sordu. Onun karşılık verip vermediğini sordu. Anlattıktan sonra “Sen sınıfa git ben geleceğim.” diyerek çocuğu yolladı. Rehber öğretmen bu olaya benzer bir başka olay anlatmaya başladı bize. Önceki çalıştığı okulda kilolu bir öğrencisinin dış görünüşü yüzünden arkadaşları arasında alay konusu olduğundan bahsetti. Sakin uysal bir kızken bu duruma dayanamayıp aşırı hırçınlaşıp kendisiyle dalga geçen arkadaşının yüzünü tırmalayıp kanattığını söyledi. Okullarda empati konusunda çalışmalar yaptıkları halde bunun çocukların bir kulağından girip diğerinden çıktığından dert yandı. Konu biraz daha ilerleyince rehber öğretmenlerin yapması ve yapmaması gerekenlerden bahsettik. Yönetmeliklerin çok iyi öğrenilmesi gerektiği konusunda bizi uyardılar. Özellikle büyük ve kalabalık okullarda göreviniz olmayan hiçbir şeye karışmayın diyerek bizi uyardılar. Sohbetimiz sırasında odaya bir bayan girdi ve rehber öğretmene sorular sordu. Çıktıktan sonra öğretmenimiz bayanın anasınıfında okuyan üstün zekalı bir çocuğu olduğundan bahsetti ve bunun için RAM’a gitmek istediğini söyledi. Bu konuda araştırma yaptıklarını daha bir sonuca varmadıklarını söylediler. Biraz daha sohbet ettikten sonra program hazırlamaya başladık. Hangi gün hangi saatlerde gideceğimizi söyledik. Bilgisayardan çıktı alıp Müdür Bey’e imzalatmaya götürdük. Müdür Bey işleri en ince ayrıntısına kadar titizlikle takip eden birisi olduğu için hazırladığımız programı yetersiz bulup tekrar hazırlamamızı istedi. Rehber öğretmenle beraber programa yapacaklarımızı daha ayrıntılı şekilde ekledik. Programa son halini verdikten sonra götürüp imzalattık. Müdür Bey bize git gide daha sevecen davranmaya başladı. Çıkmadan önce geliş saatlerimize bakıp “Geleceğiniz gün tam saatinde gelmenizi istiyorum.” dedi. “Geldiğinizde önce benim yanıma gelin, gelirken de çayımı alıp öyle gelin yoksa almam.” diyerek bizimle şakalaştı. İlk gidişimizden farklı olarak bizi tanıdığı ve yapacağımız işe verdiğimiz önemi anladığı için bizle daha yakından ilgilenmeye başlamıştı. Bize “kızlarım” diye hitap ediyordu. Bu şekilde konuşması bizdeki yeni bir ortama girmenin vermiş olduğu gerginliği ve endişeyi almıştı. Bir dahaki geleceğimiz tarihi konuşup o gün görüşmek üzere vedalaşıp okuldan ayrıldık.
Hafta 3
Okula gidip Müdür Bey’in istediği gibi ilk onun yanına uğramak istedik. Gittiğimizde toplantıdaydı. Yarım saat çıkmasını bekledik. Daha sonra çıktı fakat yeni bir toplantıya girdi yarım saatte onu bekledik. Müdür odasının yanındaki Okul Aile Birliği odasında otururken Müdür Bey toplantıdan çıkıp geldi ve öğle yemeğini yedi. Bize o gün yapacaklarımızı sordu. Genel günlük programımıza göre anlattık. Sonra bizi “ihtiyacınız olan bir şey varsa yardımcı olurum.” diyerek rehberlik odasına yolladı. Rehber öğretmenlerin yanına gittik. İkisi de odadaydı bizi karşıladılar. Genel olarak muhabbet etmeye başladık. Bir önceki hafta yoğun bakımda olan küçük çocuğun iyileştiğini öğrendik. Yoğun bakımdan çıkıp konuşmaya başladığını söylediler. Daha sonra okuldaki problemli çocukların yaşadıkları sorunlar ile ilgili konuşmaya başladık. Önceki haftadan da adını duyduğumuz Alperen yine bir arkadaşıyla sorun yaşamıştı. Sınıfında bulunan Yağmur adındaki kız Alperen ve Deniz adındaki arkadaşlarının çantasına su döküp, eşyalarını çöpe attığını söyleyerek şikayetçi oldu. Öğretmen kıza Alperen’e bu yüzden küfür yada herhangi bir kötü söz söyleyip söylemediğini sordu. Kız ise daha önce bu konuda uyarılmış olduğu çok belli bir şekilde “küfür etmek çok kötü bir şey, özelliklede kızların ağzına hiç yakışmaz.” diyerek küfür etmediğini söyledi. Öğretmen bunu söylerken gözlerini kaçırdığını ve doğruyu söylemiyor olabileceğini belirtti. Kızdan aynı şeyi gözlerine bakarak söylemesini istedi. Kız gözlerine bakarak söyledi. Sonra onları yollayıp Alperen’ler ile konuşacağını söyledi. Kızlar gittikten sonra bize Yağmur’dan bahsetti. Kendisinin ailesinden kaynaklı sorunlar yaşayan bir öğrenci olduğunu söyledi. Annesi yetiştirme evinde büyümüş, babası ise üvey anne babada büyümüş bir çocukluk geçirmiş. Bu yüzden kendilerinde doğru ebeveyn tutumlarını sergileyememe problemi varmış. Yağmur küçükken ciddi bir hastalık geçirdiği için aile her isteğini hoş karşılamış. Şu anda bunun yarattığı bir şımarıklık ve söz dinlememe durumuyla karşı karşıyalarmış. Ailenin ekonomik açıdan da çok iyi durumda olmadığı için kızın üstü başıyla ilgilenmediğini, annenin kızını okulla alakasız kıyafetler giydirip, saçları dağınık bir şekilde okula yolladığını söyledi. Geçirdiği hastalık yüzünden iki yıl okula geç başlayan Yağmur sınıf arkadaşlarından daha büyük olduğu için ergenliğe girmeye başlamış fakat arkadaşları davranışlarını anlamlandıramadığı için ona tuhaf davranmaya başlamış. Örneğin yağmur sınıftan birilerinden hoşlanıp öpmek istiyormuş fakat arkadaşları bunu sapıklık olarak görüp onu ciddi şekilde dışlıyorlarmış. Sınıf arkadaşlarının Yağmur’dan hoşlanmadığı için onunla arkadaşlık yapmadığından bahsetti. Yağmur ile arkadaşlık yapan tek kız olan Melek ise çok iyi, saf ve temiz kalpli olduğu için Yağmur’u kabullenmiş. Bu yüzden sınıf arkadaşları Yağmur ile arkadaşlık ettiği için Melek’e de kötü davranmaya başlamışlar. Olay böyle başlayıp daha da uzamış. Rehber öğretmen Alperen ile arkadaşı Deniz’i odasına çağırdı. Olayı onlardan da dinlemek istedi. Onlarda kendilerince haklı bir şekilde ilk Yağmur ve Melek’in onlara gelip karıştığını, o yüzden karşılık verdiklerini söylediler. Rehber öğretmen onlara yapılan şeyin aynısını karşı tarafa yapmak zorunda olmadıklarını belirtince sınıf öğretmenlerinin onlara “biri size bir şey yaparsa sizde ona aynısını yapın, ödeşin.” Dediğini söylediler. Bunu duyan rehber öğretmen çok şaşırdı ve “öğretmenlerde bazen yanlış şeyler söyleyebilirler, yada siz öğretmeninizi yanlış anlamış olabilirsiniz” dedi. Rehber öğretmen Yağmur’u kabullenmedikleri için kızın hırçınlaştığını söyledi. Onu aranıza kabul ederseniz size daha iyi davranmaya başlayacak diye öneride bulundu. Alperen, Yağmur böyle davranmaya devam ederse onunla arkadaşlık yapmam diye itiraz etti. Öğretmen ise önce senin onu kabullenmen gerekli, o senin değiştiğini görünce zaten davranışlarını değiştirecek diye uyardı. Deniz, “Ben zaten hatamı anlayıp Yağmur’dan özür diledim.” dedi. Öğretmen “Tamam sana güveniyorum.” diyerek cevap verdi ve Alperen’e, “Sana da güvenebilir miyim?” dedi. Alperen “Olabilir.” dedi ama öğretmen “Gözlerime bakarak söylemiyorsun bunu.” diyerek bir daha söylemesini istedi. O da öğretmenin gözüne bakarak tekrar söyledi. Sonra sınıflarına gittiler. Deniz’in nasıl bu kadar çabuk hatasını kabullenebildiği bizi şaşırttığı için öğretmene sorduk. Öğretmen Deniz’in önceden halüsinasyon görme problemi olduğunu ve onunla bu konuda terapi yaptıklarını söyledi. O yüzden rehberlik hizmetlerini çok alan bir çocuk olduğu için böyle şeylerde sorunu çözmede artık zorlanmıyoruz dedi. Daha sonra rehber öğretmenin okuldaki epilepsi hastası bir kız öğrenciyle görüşmesi vardı. Kızın epilepsi nöbetlerinden dolayı öğrenme zorluğu çektiğini, ilerleme kaydetse bile her nöbette tekrar gerilediğini anlattı. Kızın kendi sınıf öğretmeninin onunla ilgilenmediğini söyledi. Okumayı sökene kadar beraber sürekli çalıştıklarını anlattı. Hatta kıza okumayı öğretebilmek için görevi olmamasına rağmen onu yanına alıp yazı çalışmaları yaptırdığından ve okumayı yazmayı söktürdüğünden bahsetti. Bu yüzden kendisiyle düzenli olarak rehberlik yaptıklarını, bu görüşmenin de onlardan biri olduğunu söyledi. Görüşmeler bittikten sonra zaten çıkış saatimiz gelmişti ve rehber öğretmenlere iyi akşamlar deyip çıktık. Müdür beyin yanına da inip işimizin bittiğini söyleyip çıkmak için izin istedik. O da iyi akşamlar çıkabilirsiniz diyerek bizi yolladı.
Hafta 4
Okula gittiğimizde her zamanki gibi ilk önce müdürün yanına gittik geldiğimizi haber verdik. Sonra yukarı rehber öğretmenin yanına çıkıp bekledik. Öğle arasında bankada işi olan rehber öğretmenler odayı bize bırakarak okuldan ayrıldılar. Öğle arasında olan çocukları gözlemlemek için okulu dolaşmaya başladık. Okulda okuyan 1. Sınıf öğrencisi kuzenlerimin yanına gittim. Birisi 1-B diğeri ise 1-C sınıfında okuyorlar. Sınıftaki arkadaşlarıyla bizi tanıştırdılar. Okulun geneliyle kıyaslayaraktan 1. Sınıfların okulun en sakin öğrencileri olduğunu fark ettik. Diğer öğrenciler koşup, dövüşüp oynarken 1. Sınıflar daha çok sınıfta durup kendi içlerinde oynuyordu. Kimisi toplanmış beraber oyun hamuruyla oynuyordu. Bizimle çok çabuk iletişim kurabildiler. Birinin yanına gidip konuştuğumuzda diğerleri de hemen gelip konuşmaya başlıyordu. Kuzenlerim Defne ile Cemre bize okullarını gezdirdi. Okul genel olarak küçük ve az öğrencisi olan bir okuldu. Yemekhanesi ve kantini de okul gibi küçüktü. Öğle arası bittiğinde gözlem yapmak için 3-C sınıfına girdik. Girdiğimiz sınıfın öğretmeni bizi öğrencilerine tanıtmak istedi. Sözü bize vererek konuşturdu. Adımızı, hangi okuldan geldiğimizi ve ne yapacağımızı söyledik. Daha sonra boş bir sıraya oturduk. Ders matematikti ve konu olarak paralarımızı işliyorlardı. Sınıfta bazı öğrenciler her soruyu yapıp derse katılırken, bazıları sınıfın gerisinde kalıp katılmaktan çekiniyordu. Özellikle bir kız öğrenci ders boyunca defterinden kafasını bile kaldırmadı. Öğretmen ile göz temasından oldukça kaçınıyordu. Soruları yapamadığı için mi, yoksa yaptığı halde utandığı için mi derse katılmadığını anlayamadım. Başka bir kız öğrenci ise yapamadığı sorularda dahi derse aşırı katılım gösteriyordu. Öğrenciler dersin sonuna doğru sıkılmaya başlamıştı. Öğretmen derse devam sağlayabilmek için bu soruları yıldızlı yapıyorum, bilene 3 yıldız vereceğim diyordu. Öğrenciler soruyu çözünce parmak kaldırarak sessizce söz almaları gerekiyordu. Eğer buna uymazsanız 1 yıldızınızı alırım diyordu öğretmen. Böyle bir dersten sonra teneffüse girildi. Tekrar ders başladığında öğrenciler son derste olmanın verdiği yorgunlukla ders işlemek değil oyun oynamak istediler. Öğretmende bunu kabul etti. “Nesi var?” diye bir oyun oynamak istediler öğrenciler. Sınıftan biri dışarı çıkıyor, diğerleri bir eşyayı seçiyor. Dışarıdaki öğrenci “Nesi var?” diye sorarak eşyanın bazı özelliklerini öğrenerek ne olduğunu bulmaya çalışıyor. Öğrenciler oyun sırasında bizi de dahil etmek isteyip bize de soru sordular. Dersin son 10 dakikası öğretmen sınıfı bize bırakarak dışarı çıktı. Öğrenciler bize alfabe diye bir oyun bildiklerini, onu oynayabileceklerini söylediler. Biz de tamam deyip oyuna başladık. “A” harfinden başlayıp sırayla herkes bir sonraki harfi saymaya devam ediyor. Hata yapan çıkıyor. Bu oyunla kimin sıraya uyduğunu, kimin kuralları çiğnemediği gibi sonuçlara vardık. Ders bitiş zili çalınca çocuklarla vedalaşıp sınıftan ayrıldık. Rehber öğretmenlere ve müdüre haber verdikten sonra okuldan ayrıldık.
Hafta 5
Okula gidip müdür beyin yanına gittik fakat yerinde olmadığı için direk rehber öğretmenin yanına çıktık. Öğretmenler öğle arasına girdiğinde bizde başka bir ödevimiz için hazırlamamız gereken anket sorularını belirledik. Öğle arası bitince derse girip öğrencilere anketle ilgili sorular sorduk. Yaptığım anket geleneksel oyunların yerini alan teknolojik aletlerle ilgiliydi. Çocuklara bilgisayar olmasaydı ne yapardınız diye sordum. Birisi ölürdüm dedi. Diğeri temiz havaya ve kelebeklere mahkum kalırdım dedi. Genel olarak teknolojik aletlere çok yoğun bir ilgilerinin olduğunu anladık. Anketle ilgili sorularımız bitince yine oyun oynamaya başladık. Bom oyunu oynadık. Öğrenciler bize iyice ısındığı için davranışları da gevşemişti. Bazen sınıfı sessiz tutmada zorlanıyorduk. Küçük oldukları için hepsinin aynı anda konuşmaya başladığı yada ayağa kalktığı oluyordu. Zor da olsa oyun oynatmayı başarıp dersi bitirdik. Rehber öğretmenle de günü değerlendirip o günkü gözlemimizi de bitirdik.
ODAKLI GÖZLEMLER
-
Bir hafta gittiğimizde okulun öğrencilerinden birinin menenjit hastalığından hastaneye kaldırıldığını duyduk. Rehber öğretmenler ve okul müdürü hastanede yatan çocuğu ve ailesini ziyaret için okula gitmişti. Ziyaret esnasında orada çocuğu hasta olarak yatan başka bir anne bu durumu görüp özendiğini belli etmiş. Benim çocuğumun hiç okulundan öğretmenleri tanıdıkları gelmedi diyerek dert yanmış. Bunu duyan rehber öğretmenler annenin durumuna çok üzülmüş. Okula geldikten sonra o hasta çocuğun okuluyla irtibata geçerek en azından rehber öğretmenlere dahi olsa hastaneye gitmeleri konusunda ricada bulunmayı düşündüler.
-
Okulun öğrencilerinden herhangi görünür problemi olmayan bir çocuk kendiliğinden tik geliştirmeye başlamış. Bunu fark eden sınıf öğretmeni çocuğu rehber öğretmene yönlendirmiş. Rehber öğretmen çocuğun yaşantısıyla ilgili bazı sorular sormuş. Çocuk apartmanda oturuyormuş ve anne babası çalıştığı için büyük anne ve büyük babasıyla gününü geçiriyormuş. Onlarda olduğu süre içinde sıkıntıdan hep evde bilgisayar oyunları oynuyormuş. Hafa sonları da dışarı çıkamayan çocukta aşırı enerji birikmesi olduğundan tikler geliştirdiğini düşünen rehber öğretmen çocuğun ailesiyle de görüşmüş. Bunun sonucunda rehber öğretmen çocuğu okulda her gün belli bir süre koşturmaya başlamış. Aile de daha özenli bir şekilde çocuğa zaman ayırmaya başlamış. Enerjisini dışarı atma fırsatı bulan çocuğun tikleri yavaş yavaş ortadan kalkmış.
-
Rehber öğretmen okulda Deniz adındaki öğrenciye uyguladığı 12 seanslık psikoterapiden bahsetti. Deniz gündüz rüyaları ve halüsinasyon gören bir çocukmuş. Ailesinin durumu maddi olarak çok iyi olmadığından başka yerde psikoterapi yaptırabilecek durumda değilmiş. O yüzden rehber öğretmen bu sorunla ilgilenmek istemiş. Deniz’in annesi daha önceden bir evlilik yapmış ve bu evlilikten 3 oğlu olmuş. Daha sonra ikinci bir evlilik yapmış. Bu evlilikten Deniz ve bir küçük kardeş daha dünyaya gelmiş. Önceki evlilikten olan abilerden birinin ruhsal problemleri varmış ve ilaç almayı kabul etmiyormuş. Abiler yaş olarak da Deniz’den çok büyük oldukları için ciddi bir uyum problemi yaşıyorlarmış. Evdeki bu karmaşık ve sağlıksız ortamdan kaçış olarak da Deniz gündüz rüyalarını seçmiş. Kendi bunun farkında değilmiş ama uyanık olduğu halde olmayan şeyler görüyormuş. Olayları kendi görmek istediği gibi görüyormuş. Rehber öğretmen ailenin de yardımıyla Deniz ile sürekli iletişim halinde olduklarını bize anlattı.
OKULDA YAPTIĞIM GÖRÜŞME
Görüşme Konusu: Günümüz çocukları ve geleneksel oyunlar
Yer: Hamdi Akverdi İlkokulu
Tarih: 12.12.2014
Görüşmeci: Hatice Akgül
Görüşme Yapılan Kişi: 2. Sınıfta okuyan bir kız öğrenci
-
Hangi geleneksel oyunları biliyorsun?
Mendil kapmaca, bezirganbaşı, yakan top, eski minder, sek sek, yağ satarım bal satarım, on bir elli, saklambaç, topaç, körebe, yerden yüksek, el üstünde kimin eli, kabak, kutu kutu pense, kulaktan kulağa.
-
Bu tür oyunlar oynadığında kendini nasıl hissediyorsun?
Mutlu hissediyorum ama yoruluyorum. Boş vakitlerimi değerlendirip enerjimi atmak için güzel bir etkinlik.
-
Bu oyunları ne sıklıkla oynuyorsun?
Her zaman oynayamam. Okulda arkadaşlarımla yada hava güzelken evden dışarı çıkıp oynayabilirim.
-
Bilgisayar oyunlarını mı yoksa geleneksel oyunları mı oynamaktan hoşlanıyorsun?
Her ikisini de seviyorum. Bilgisayar oyunlarını evde tek başımayken arkadaşım olmadığı için oynuyorum. Diğer oyunları ise arkadaşlarımla beraberken oynuyorum.
-
Arkadaşlarınla grupça oynamayı mı, tek başına bireysel oynamayı mı daha çok seviyorsun?
Arkadaşlarım ile oynamayı daha çok seviyorum.
6) Arkadaşlarınla beraber oynamayı en çok sevdiğin oyun nedir?
Saklambaç
OKUL REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA AÇISINDAN NASIL?
Okulda iki bayan rehber öğretmen var ve ikisi de alanında uzman ve tecrübeli öğretmenlerdir. 1. ve 4. sınıflardan ayrı, 2. ve 3. sınıflardan ayrı bir rehber öğretmen sorumludur. Rehberlik hizmetlerinin ilkokul çağı çocuklarının okul sistemine uyum sağlamasında ve gelecek yıllardaki okul yaşamını etkilemede önemli bir faktör olduğunun farkındalardı. Öğrencilerin rehberlik servisini tanımaları, işleyişini algılayabilmeleri açısından sene başında öğrencilere rehberlik servisi oryantasyonu adı altında bilgilendirmelerde bulunulur. Öğrencilerin akademik ve kişilik gelişimlerini sürekli izlemekte, sosyal becerileri geliştirici bireysel, grup ve sınıf çalışmaları uygulamakta olduklarını söylediler. Görüşmeler öğrencinin yaşına göre değişen yöntemlerle sürdürülür. Çeşitli envanterler ve testler uygulanır, gerektiğinde öfke kontrolü çalışması gibi çalışmalar yaptırılır. 1. Sınıf öğrencisine genellikle resim çizme, cümle tamamlama yöntemi kullanılarak sonuca ulaşılmaya çalışılır. Bu doğrultuda öğretmenler ve velilerle işbirliği içerisinde çalışmalar yürütülür. Tüm bu Rehberlik ve Psikolojik Danışma hizmetlerini yürütürken gizlilik, kişilik haklarına saygı, güven, bireyin değerliliği ve işbirliği ilkelerini izlediklerini de eklediler.
OKULDA ÖĞRENCİLERE YAPILAN KISA BİR BEP ÖRNEĞİ
Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Hazırlanan Öğrencinin;
Adı: .................
Soyadı: ..............................
Doğum Tarihi:
Yaşı:
Öğrencinin Ailesine Ait Bilgiler:
|
BABA
|
ANNE
|
ADI- SOYADI
|
|
|
MESLEĞİ
|
|
|
ADRES
|
EV
|
|
|
İŞ
|
|
------------------------------
|
TELEFON
|
EV
|
--------------------------
|
------------------------------
|
İŞ
|
--------------------------
|
------------------------------
|
Öğrencinin Öz Geçmiş Bilgileri:
-
Eğitsel Öz geçmiş Bilgileri
Gittiği okul ve kaç yıldır okula gittiği
|
İlk Öğretim 2. sınıfa gidiyor. 2 yıldır özel rehabilitasyon merkezinden yaralanıyor.
|
Aldığı Özel eğitim Hizmeti Ve kaç yıldır Aldığı
|
2 yıldır özel rehabilitasyon merkezinden yararlanıyor.
|
Rehberlik Araştırma merkezinde yapılan eğitsel tanılama
|
Zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerinde hafif düzeydeki yetersizliği nedeniyle özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine sınırlı düzeyde ihtiyaç duymaktadır.
|
Özel rehabilitasyon Merkezinde aldığı Hizmet Türü
|
1 yıl süreyle yapılan program doğrultusunda kaynaştırma programına alınması, zihinsel alanda bireysel ve grup destek eğitimi alması
|
B- Tıbbi Öz Geçmiş Bilgileri: Hastaneden verilen sağlık kurulu raporunda Debilite Düzeyinde Mental Retardasyon tanısı koyulmuştur.
Ek Engel Durumu
|
Düzeyi
|
Açıklama
|
Konuşma Bozukluğu
|
-----------------------------
|
-----------------------------
|
Fiziksel Engeli
|
-----------------------------
|
-----------------------------
|
İşitme Engeli
|
-----------------------------
|
-----------------------------
|
Görme Engeli
|
-----------------------------
|
-----------------------------
|
BEP Hazırlanan Öğrencinin Var Olan Performans Düzeyinin Belirlenmesi
Performans alanları
|
Performans düzeyi
|
Öz Bakım Becerileri
|
Öz bakım becerilerini bağımsız olarak karşılamaktadır. Giyinip- soyuna bildiği, yemeğini bağımsız yediği, kişisel tuvalet temizliğini yapabilmektedir. Banyo yapmada anneden yardım almaktadır.
|
Varlıklar arası ilişkiler( öğrencinin kavram bilgisi)
|
Varlıklar arası ilişkileri bilmekte, sorulduğunda göstermektedir. Cümlelerinde bu kavramları mantıksal bir sıra içerisinde kullanmaktadır.
|
Renk Bilgisi
|
Ana ve ara renkleri bilmektedir. Sorulduğunda göstermekte ve mantıklı bir biçimde günlük yaşantısında kullanmaktadır.
|
İletişim Becerileri
|
Alıcı Dil Becerileri
|
Yönerge alma ve dinleme becerisine sahip olduğu gözlenmiştir. Verilen her türlü yönergeyi yerine getirmektedir.
|
İfade Edici Dil Becerileri
|
Çıkaramadığı ses ve söyleyemediği kelime olmadığı görülmüştür. Sözcükleri uygun yerde kullanma ve cümle kurma düzeyi yaşıtlarına göre geri olduğu gözlenmiştir.
|
Psikomotor Beceriler
|
Kaba Motor Becerileri
|
Gelişim çağına uygun olduğu düşünülmektedir.
|
İnce Motor Becerileri
|
Kalem tutabilmekte, blokları üst üste koyabilmektedir. Makas kullanma ve yırtma yapıştırma becerilerinin yetersiz olduğu gözlenmiştir.
|
Akademik Beceriler
|
Türkçe
|
Heceleyerek okumada zorlandığı okuduğu parçayla ilgili sorulan sorulara yanıt veremediği gözlenmiştir. Adını soyadını bakmadan yazabildiği tespit edilmiştir. Söylenen sözcükleri sözel ipucuyla yazabilmektedir. Söylenen cümleleri yazamadığı tespit edilmiştir.
|
Matematik
|
100 e kadar birer, onar ve beşer sayabildiği tespit edilmiştir. Rakamları tanımakta ve bir, iki basamaklı sayıları okuyup yazabilmektedir. Basit düzeydeki toplama. çıkarma, çarpma ve bölme işlemlerini yapamamaktadır.
|
Hayat Bilgisi
|
Kendini tanıtmakta zorlandığı ev adresi ve ev telefonunu bilmediği, okul kurallarını öğrenemediği gözlenmiştir.
|
Diğer Dersler
|
-------------------------------------
|
Sosyal Beceriler
|
Çevresindeki kişilere ve yeni ortamlara uyumlu olduğu ancak toplumsal kurallara uymada zorlandığı gözlenmiştir. Basit düzeyde alış vere yapabilmektedir. Toplu taşıma araçlarını kullanamamakta ancak yalnız başına yakın yerlere gitmektedir.
|
UZUN DÖNEMLİ VE KISA DÖNEMLİ AMAÇLARIN BELİRLENMESİ
Uzun Dönemli Amaç 1- İletişim becerilerini geliştirebilme.
Kısa dönemli Amaçlar:
1- Üç sözcük kullanarak cümle kurar.
2- Kendini ifade etme becerisi geliştirir.
Uzun Dönemli Amaç 2- Küçük kas becerilerini geliştirebilme.
Kısa Dönemli Amaçlar:
-
Makasla kâğıt kesme çalışmaları yapar.
-
Kâğıt yırtma çalışmaları yapar.
-
Kâğıt yapıştırma çalışmaları yapar.
Uzun Dönemli Amaç 3- Okuma becerisini geliştirebilme.
Kısa Dönemli Amaçlar:
-
Okuma becerisini geliştirir.
-
Dinlediği ya da okuduğu masalı- öyküyü kavrar.
-
Dinlediği ya da okuduğu bir metni kavrar.
Uzun Dönemli Amaç 4- Yazma becerisini geliştirebilme.
Kısa Dönemli Amaçlar:
-
Kendi ve yakın çevresindeki kişilerin adlarını yazar.
-
İzlediğini, dinlediğini, okuduğunu, duygu ve düşüncelerini ifade etme becerisi geliştirir.
Uzun Dönemli Amaç 5- Ritmik sayabilme.
Kısa Dönemli Amaçlar:
-
100 e kadar ikişer ritmik sayar.
-
100 e kadar üçer ritmik sayar.
Uzun Dönemli Amaç 6- Doğal sayıları tanıyabilme.
Kısa dönemli Amaçlar:
-
Üç basamaklı doğal sayıları kavrar.
-
Dört basamaklı doğal sayıları kavrar.
Uzun Dönemli Amaç 7- İşlemleri yapabilme.
Kısa Dönemli Amaçlar:
-
Toplama işlemini kavrar.
-
Doğal sayılarda eldesiz- eldeli toplama işlemi yapar.
-
Toplama işlemini kullanarak problem çözer.
-
Çıkarma işlemini kavrar.
-
Doğal sayılarda onluk bozmayı gerektirmeyen- gerektiren çıkarma işlemi yapar.
-
Çıkarma işlemini kullanarak problem çözer.
-
Çarpma işlemini kavrar.
-
Doğal sayılarda eldesiz çarpma işlemi yapar.
-
Bölme işlemini kavrar.
-
Doğal sayılarda kalansız bölme yapar.
Uzun Dönemli Amaç 8- Kendini tanıtabilme.
Kısa dönemli Amaçlar:
-
Kendini tanıtır.
-
Adreste belirtilmesi gerekenleri bilir.
Uzun Dönemli Amaç 9- Sosyal becerilerini geliştirebilme.
Kısa Dönemli Amaçlar:
-
.Müziğe eşlik edebilme.
-
Basit ritimli hareketleri yapabilme.
-
Yoğurma çalışmaları yapabilme
OKULLARDA UYGULANAN REHBERLİK ÇERÇEVE PLANI ÖRNEĞİ
AY
|
HAFTA
|
GRUP REHBERLİĞİ
|
BİREYSEL PLANLAMA
|
MÜDAHALE HİZMETLERİ
|
PROGRAM GELİŞTİRME, ARAŞTIRMA, MÜŞAVİRLİK VE PROFESYONEL GELİŞİM
|
DİĞER
|
SINIF
|
OKUL
|
SINIF DÜZEYLERİ
|
KAZANIM NUMARALARI
|
|
EYLÜL 2013
|
I.HAFTA
02.09.2013
08.09.2013
|
1
|
|
|
* Hazırlık Çalışmaları
|
* Hazırlık Çalışmaları
|
* Rehberlik hizmeti çalışmalarının planlanması ve eğitim-öğretim yılına hazırlık, okulun ve servisin ihtiyaçlarının belirlenmesi
* Okul PDR Hizmetlerinin -çalışmalarının planlanması.
|
|
2
|
|
3
|
|
4
|
|
II. HAFTA
09.09.2013
15.09.2013
|
|
|
|
*Anasınıfı ve 1. Sınıf öğrencilerine yönelik uyum haftasında yapılacak faaliyetlerle ilgili öğretmen ve idarecilerle toplantı yapılması.
|
*Okul korkusu yaşayan öğrencilere bireysel danışma yapılması
|
* Rehberlik hizmeti çalışmalarının planlanması ve eğitim-öğretim yılına hazırlık, okulun ve servisin ihtiyaçlarının belirlenmesi
* Okul PDR Hizmetlerinin -çalışmalarının planlanması.
|
|
|
|
|
|
|
|
2013-2014Eğitim-Öğretim Yılının Başlaması
|
III. HAFTA
16.09.2013
22.09.2013
|
|
|
|
*Anasınıfı ve 1. Sınıf öğrencilerine yönelik uyum haftasında yapılacak faaliyetlerle ilgili öğretmen ve idarecilerle toplantı yapılması.
|
*Okul korkusu yaşayan öğrencilere bireysel danışma yapılması
|
* RPD Hizmetleri Okul Yürütme Komisyonunun Oluşturulması –Toplanması
* Anasınıfı ve 1.Sınıf Öğrenci velilerine yönelik “Okul Fobisi” konusunda bilgilendirme çalışması
Velilere oryantasyon hizmetinin sunulması
|
Okul Rehberlik ve Psikolojik Danışma Panosunun oluşturulması
|
|
|
|
|
|
|
IV. HAFTA
23.09.2013
29.09.2013
|
|
|
|
* Öğrencilere okulun birim ve olanaklarının tanıtılması.
*Kişisel-Sosyal, Eğitsel ve Mesleki amaçlı bireysel görüşme yapılması.
|
Herhangi bir konuda yoğun ihtiyaç gösteren ya da sorun yaşayan veya sorun yaşaması muhtemel risk gruplarındaki öğrencilere yönelik her türlü Bireysel ya da Grupla Psikolojik Danışma yapılması
*Özel durumu olan öğrencilerin gerekli kurum ve kuruluşlara yönlendirilmesi
|
Okullarda Şiddetin Önlenmesi ve Risklerden Korunmaya Yönelik Okul Ekibinin kurularak Okul Eylem Planı hazırlanması
*Krize Müdahale Ekibinin kurulması, toplanması ve eylem planının hazırlanması
|
*Kılık, kıyafet ve disiplin ile ilgili konuların okunarak okulda uyulması gereken kurallar (davranış, ahlak, görgü vs.) hakkında bilgi verilmesi
|
|
|
|
|
|
|
BEN NE ÖĞRENDİM?
Bu ödev sayesinde erken bir zamanda da olsa okul deneyimi elde etmiş oldum. Derslerde öğrendiğim teorik bilgileri gerçek hayatta kullanabilme imkanı buldum. İlkokul çağındaki çocukların genel özelliklerini, okula alışmada yaşadıkları sorunları yada zorlukları, dönem dönem gelişim özelliklerini yakından gözlemledim. Onlarla çeşitli oyunlar oynadık, etkinlikler yaptık. İçlerinde olan kaynaştırma yada özel eğitim öğrencilerini daha iyi gözlemleyebildim. Kendileriyle iletişim kurmaya çalıştım. Okul idarecileriyle, öğretmenleriyle ve çalışanlarıyla nasıl iletişim kurmam gerektiğini öğrendim. Her yönüyle bana katkı sağlayan bir çalışma oldu.
Dostları ilə paylaş: |