MESUT YİĞİT
YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR
-
KASANIN ENVANTER VE DEĞERLEMESİ İLE KASAHESABINA İLİŞKİN ÖZELLİKLİ DURUMLAR
|
M. Tufan ÇABAK
Denetçi – S.M.M.M.
|
I-GİRİŞ
Mükellefler dönemsellik ilkesinin sonucu olarak dönem sonu işlemleri kapsamında envanter çıkarmak yani işletmeye dahil iktisadi kıymetleri miktar ve tutar olarak tespit etmek zorundadır. Envanter işlemi VUK’un 186. maddesinde düzenlenmiş ve “bilânço günündeki mevcutları, alacakları ve borçları saymak, ölçmek, tartmak ve değerlemek suretiyle kesin bir şekilde ve müfredatlı olarak tespit etmek” olarak tanımlanmıştır. Envanter çalışmasında miktar tespiti fiili ve kaydi sayım ile tutar tespiti ise bulunan miktarlara değerleme ölçüleri uygulanarak yapılır.
Her ne kadar işletmelerin ömrü sınırsız olarak kabul edilse de, firmalar belli zamanlarda faaliyet sonuçlarını tespit etmek amacıyla envanter çıkarır ve değerleme işlemi yaparlar. Bu işlem her yılın sonunda olmak üzere en az bir defa yapılır. Dönem sonunda yapılacak envanter ve değerleme işlemleri ile işletmelerin yıllık faaliyet sonuçlarını gösteren mali tablolar oluşturulur.
Öte yandan işletmelerin gerek TL kasasında gerekse de yabancı para kasasında görülen hareketlerin vergi boyutunun incelenmesi özellik göstermektedir. Ayrıca bu kasalarda bulundurulan paraların miktarı ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13/1-2. maddelerinde belirtilen işletmenin ilişki içerisinde olduğu kişiler ve diğer işletmelerle olan cari hesap hareketleri ve yapılan para transferleri de özellik arz eden durumlar arasındadır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13/1-2. maddelerinde işletmenin ilişki içerisinde olduğu kişiler ile yapılan bu tür işlemlerin transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç sayılacağına ilişkin olan düzenlemeye yer verilmiştir. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13/2. maddesinde ise “ilişkili kişi; kurumun kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi ve kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade eder…” şeklinde tanımlanmıştır.
İşletmelerin Kanun’da belirtilen gerek gerçek kişilerle gerekse de kurumlar ile olan ilişkilerinde emsaline nazaran yüksek veya düşük faiz ve komisyonlarla ödünç para verme işlemleri örtülü kazanç dağıtımı olarak değerlendirilmekte ve adat yöntemiyle faiz hesaplanması yoluyla da vergilendirilmesi gerekmektedir.
Bu çalışmamızda işletmenin kasasında bulunan TL ve yabancı paraların envanter ve değerlemesi ile kasa da normalin üzerinde gerçekleşen yüksek kasa bakiyelerine sahip bir işletmenin KVK’da belirtilen ilişkili kişiler ile olan cari hesap ilişkileri, adat yöntemiyle faiz hesaplama yöntemi ve muhasebeleştirme süreci incelenecektir.
II-KASA HESABININ ENVANTER VE DEĞERLEMESİ
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 186. maddesinde envanter çıkarmak; “Bilânço günündeki mevcutları, alacakları ve borçları saymak, ölçmek, tartmak ve değerlemek suretiyle kesin bir şekilde ve müfredatlı olarak tespit etmektir. Şu kadar ki, ticarî teamüle göre tartılması, sayılması ve ölçülmesi mutat olmayan malların değerleri tahminen tespit olunur. Mevcutlar, alacaklar ve borçlar işletmeye dahil iktisadî kıymetleri ifade eder.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Aynı kanunun 258. maddesinde, değerlemenin tanımı yapılmış olup, anılan maddede “ Değerleme, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadî kıymetlerin takdir ve tespitidir.” denilmektedir. V.U.K’nun 259. maddesinde, değerlemede, iktisadi kıymetlerin vergi kanunlarında gösterilen gün ve zamanlarda haiz oldukları kıymetlerin esas tutulacağı hükme bağlanmış, 260. maddesinde ise, değerlemede iktisadi kıymetlerden her birinin tek başına nazara alınacağı belirtilmiştir.
Değerleme günü, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinde her hesap döneminin sonuncu (ilk defa işe başlamada, işe başlama tarihi) günü olup, hesap döneminin ise normal olarak takvim yılı olduğu, dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında değerleme günü genel olarak 31Aralık tarihi olduğu bilinmektedir. Ancak bazı mükelleflerin başvurusu üzerine, Maliye Bakanlığı özel hesap dönemleri belli edebilmektedir. Bu durumda kendilerine özel hesap dönemi tayin edilen mükelleflerin değerleme günü ise özel hesap döneminin kapandığı son gün olacaktır.
Yukarıda envanter ve değerlemeye ilişkin yasal hükümlerin birlikte değerlendirilmesinde, işletmeye ait her bir varlığın, envanterinin çıkartılması, diğer bir ifadeyle, bilânço günündeki mevcutların, alacakların ve borçların sayılması, ölçülmesi, tartılması ve değerlendirilmesi suretiyle kesin bir şekilde ve müfredatlı olarak tespit edilmesi ve vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili olarak değerlemelerinin yapılması gerekmektedir.
Her işletmenin dönem sonunda yapması gereken asgari bir takım işlemler vardır. Bu işlemleri şu şekilde özetlemek mümkündür;
-
Yıl içinde gerçekleştirilen muhasebe kayıtlarına dayanılarak öncelikle geçici mizan düzenlenmelidir.
-
Muhasebe dışı envanter (fiili sayım) yapılarak iktisadi kıymetlerin gerçek durumu tespit edilmelidir.
-
Fiili sonuçlar ile geçici mizan sonuçları karşılaştırılmalı ve varsa farklılıklar tespit edilmelidir.
-
Olası farklılıkları telafi edici muhasebe kayıtları yapılarak muhasebe içi envanter yapılmalıdır.
-
Genel kesin mizan düzenlenmelidir.
-
Bilanço ve gelir tablosu hazırlanmalıdır.
İşletmenin dönen varlıkları arasında ve hazır değerler hesap grubunda yer alan kasanın da kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde envanterlerinin yapılması ve V.U.K. hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununu 284. maddesinde, kasa mevcutları itibarî kıymetleriyle değerleneceği ve yabancı paralar hakkında 280 inci madde hükmünün uygulanacağı belirtilmiştir. V.U.K.’nun 266. maddesinde itibari değer, her nevi senetlerle esham ve tahvillerin üzerinde yazılı olan değerlerdir. Aynı kanununu 280. maddesinde ise, yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedelinin esas alınacağı, yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kurun Maliye Bakanlığınca tespit olunacağı hükümlerine yer verilmiştir. Bu hükümlere göre, kasa mevcudundaki TL cinsinden paraların üzerinde yazılı olan kıymetleriyle değerleneceği, yabancı paraların ise borsada rayici bulunmadığından, Maliye Bakanlığınca tespit olunan kurlar üzerinden değerleneceği anlaşılmaktadır.
Vergi Usul Kanununu envanter ve değerlemeye ilişkin genel hükümlerinin ve kasa hesabının genel olarak değerlemesine ilişkin hükümlerinin açıklanmasından sonra, kasa hesabının envanter ve değerleme işlemi yazımızın bundan sonraki bölümlerinde incelenecektir.
1- Kasa Sayım Noksan ve Fazlaları
Kasalar günlük olarak sayılıp mutabakat sağlanır ve kapatılır. Dolayısıyla vergilendirme döneminin son günü olan değerleme gününde de kasanın, sayılmak ve defteri kebir hesabıyla uyum sağlanmak suretiyle kapatılması zorunludur. Kasa sayımında ortaya çıkacak noksanlık ve fazlalıklar 197 ve 397 no.lu geçici hesaplar kullanılmak suretiyle kapatılır. Kasa sayımı sonucunda tespit edilen para miktarı genel geçici mizandaki rakamdan büyükse aradaki fark “397 Sayım ve Tesellüm Fazlalıkları“ hesabının alacağında; küçükse “197 Sayım ve Tesellüm Noksanlıkları” hesabının borcunda izlenir.
1.1 - Kasa Sayım Fazlalığı
Kasa sayım fazlalığı aşağıdaki nedenlerden kaynaklanabilir:
- Para tahsilatına ilişkin bir muhasebe kaydının unutulması veya yanlış düzenlenmesi,
-Belge tutarından eksik ödeme yapılması
-Yapılan ödemeden daha büyük tutarın kayıtlara geçirilmesi
ÖRNEK: İşletmenin 31.12.2010 tarihinde yaptığı kasa envanterinde kayıtlara göre 5.000- TL fazlalık olduğu tespit edilmiştir. Yapılması gereken ilk kayıt aşağıdaki gibidir.
-
100 Kasa
|
|
5.000,00
|
|
|
397 Sayım ve Tesellüm Fazlaları
|
|
5.000,00
|
|
397.10 Kasa Sayım Fazlalıkları
|
|
|
Daha sonra yapılan araştırmada, fazlalığın işletmenin mal sattığı (X) alıcısından tahsil edilen tutarın kayıtlara intikal ettirilmemesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
-
397 Sayım ve Tesellüm Fazlaları
|
|
5.000,00
|
|
397.10 Kasa Sayım Fazlalıkları
|
120 Alıcılar
|
|
5.000,00
|
|
120.Alıcı Z
|
|
|
Kasa sayım fazlasının nedeni bulunamaması durumunda ise,
-
397 Sayım ve Tesellüm Fazlaları
|
|
5.000,00
|
|
397.10 Kasa Sayım Fazlalıkları
|
|
|
|
|
679 Olağan Dışı Gelir ve Karlar
|
|
5.000,00
|
-
679 Olağan Dışı Gelir ve Karlar
|
|
5.000,00
|
|
|
690 Dönem Karı veya Zararı
|
|
5.000,00
|
Sayım fazlalıklarının nedeninin daha sonraki yıllarda tespit edilmesi durumunda, söz konusu tutar daha önceki yıllarda vergilendirildiği için’671 Önceki Dönem Gelir ve Karları' hesabına kaydedilerek tekrar vergilendirilmesinin önüne geçilir.
I.2- Kasa Sayım Noksanlığı
Kasa sayım noksanlığı aşağıdaki sebeplerden kaynaklanmış olabilir.
-Yapılan ödemenin kayıtlara geçirilmesinin unutulması
-Belge tutarından fazla ödeme yapılması
-Zimmete geçirme veya soygunla kasadan para çalınması
-Kayıtlara geçenden noksan para tahsil edilmesi
ÖRNEK: İşletmenin kasasında yapılan sayım sonucu 31.12.2010 tarihi itibariyle 4000-TL’nin eksik olduğu tespit edilmiştir. İşletmenin yapması gereken ilk kayıt aşağıdaki gibidir.
-
197 Sayım ve Tesellüm Noksanları
|
|
4.000,00
|
|
-197.10 Kasa Sayım Noksanları
|
|
|
4.000,00
|
|
100 Kasa
|
|
|
Yapılan araştırma sonrasında, farkın Aralık ayına ilişkin olarak ödenen işyeri kira giderinin kayıtlara yansıtılmamasından kaynaklandığı saptanmıştır. Bu durumda yapılması gereken kayıt aşağıdaki gibi olacaktır.
-
770 Genel Yönetim Giderleri
|
|
4.000,00
|
|
-770.xx Kira Giderleri
|
|
|
4.000,00
|
|
197 Sayım ve Tesellüm
|
|
|
|
-197.10 Kasa Sayım Noksanları
|
|
|
Farkın kasa sorumlusunun dikkatsizliğinden kaynaklanması durumunda yapılması gereken kayıt aşağıdaki gibi olacaktır.
-
135 Personelden Alacaklar
|
|
2.000,00
|
|
|
197 Sayım ve Tesellüm
|
|
2.000,00
|
|
-197.10 Kasa Sayım Noksanları
|
|
|
Noksanlığın nedeninin bulunamaması durumunda;
-
689 Diğer Olağan Dışı Gider ve Zararlar
|
|
2.000,00
|
|
689.Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler
|
|
|
|
|
197 Sayım ve Tesellüm
|
|
2.000,00
|
|
-197.10 Kasa Sayım Noksanları
|
|
|
2- Kasa Hesabının Yüksek Miktarda Borç Bakiyesi Vermesi ve Alacak Bakiyesi Vermesi
Kasa hesabının alacak bakiyesi vermesi halinde, kasa işlemlerinin yeniden gözden geçirilmesi gerekmekte olup, kasa sayımı sonucu kasa fazlası çıkması halinde, bu fark vergi uygulaması açısından matraha ilave edilmekte, kasa sayım noksanlığının çıkması halinde ise, bu farklılık mali kârın tespiti açısından gider kabul edilmemektedir. Bu nedenle kasa sayım farklılığının nedeni bulunana kadar ilgili cari hesapta bekletilmesi gerekir. Ancak dönem sonuna kadar farklılığın nedeni bulunmazsa olağandışı gelir ve gider olarak kayıtlara alınması gerekir. Kasa hesabı ile ilgili diğer bir konu da dönem sonu kasa bakiyesinin ne olması gerektiğidir. Dönem sonu kasa bakiyesinin çok büyük meblağlarda olması halinde bu paranın kasada olamayacağı ortaklar tarafından kullanılmış olduğu gerekçesiyle örtülü kazanç dağıtımı sayılarak cezalı tarhiyata muhatap olunabilir. Bu nedenle dönem sonu kasa bakiyesinin işletmenin büyüklüğüne iş hacmine ve kasa işlemlerinin yoğunluğuna uygun bir rakam olması gerekir.
3 – Kasa Hesabında Yabancı Para Bulunması
Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 280. maddesinde, yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınacağı, yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kurun Maliye Bakanlığınca tespit olunacağı belirtilmiştir. Bu bağlamda mükellefler dönem sonlarında kasalarındaki yabancı paraları düzenli bir şekilde takip etmek ve değerlemek zorundadırlar. Yabancı paralarla ilgili değerlemede yabancı paraların alış değerleri Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanlığınca ilan edilen kurlar neticesinde tespit edilen ve hesaplanan değerlerden büyükse, arada oluşan fark “656 Kambiyo Zararları” hesabına borç, “100 Kasa” hesabına alacak yazılacaktır. Tersi durumda ise ”646 Kambiyo Karları” hesabına alacak, “100 Kasa” hesabına borç yazılacaktır.
ÖRNEK: (A) A.Ş.’de dönem sonunda yapılan kasa sayımında 10.03.2009 tarihinde emtia satışından kaynaklanan 2.000 $ olduğu ve $’ın dönem sonunda 1.470 TL olduğunu ($’ın 10.02.2003 tarihindeki alış bedelinin 1.40 olduğunu) varsayalım. Bu durumda yapılacak kayıtlar aşağıda yer almaktadır.
- 10.03.2009 tarihli dolar değeri: 2.000 x 1.40 = 2.800 TL
- 31.12.2009 tarihli dolar değeri: 2.000 x 1.470 = 2.940 TL
FARK = 140 TL
-
100 KASA
100.01 Dolar Kasası
|
|
140,00
|
|
|
646 KAMBİYO KARLARI
|
|
140,00
|
(Olumlu Fark Kaydı)
Yukarıdaki örneğimizde doların dönem sonundaki kurun 1,30 TL olduğu varsayılırsa kayıtlar aşağıdaki şekilde olacaktır.
- 10.02.2009 tarihli dolar değeri: 2.000 x 1.40 = 2.800
- 31.12.2009 tarihli dolar değeri: 2.000 x 1.30 = 2.600
FARK = (200)
-
656 KAMBİYO ZARARLARI
|
|
200,00
|
|
|
100 KASA
|
|
200,00
|
|
-100.01 Dolar Kasası
|
|
|
(Olumsuz Fark Kaydı)
III–KASA HESABININ NOKSAN VE FAZLALIKLARINDA ADAT YÖNTEMİYLE FAİZ HESAPLAMASI
İşletmeler faaliyetleri sonucunda elde ettikleri paraları herhangi bir belgeye veya muhasebe kaydına dayanmaksızın birtakım nedenlerle işletmenin kasasında nakit olarak gösterebilmektedirler. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257. maddesinin birinci fıkrasının 2 numaralı bendinin vermiş olduğu yetkiye dayanarak Maliye Bakanlığı “mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerine banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirmeye ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye” yetkili kılınmıştır. İşletmelerinde ticari faaliyetlerinin ve finansal hareketlerinin taraflarının izlenmesi ve vergiyi doğuran olayın mali kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespit edilmesi amacıyla yayınlanan 320, 323, 324 ve 332 sıra numaralı VUK Genel Tebliğleri ile getirilen tutar ve ödemelerle ilgili düzenlemeler sonucu dönem sonlarında kasa hesabının Türk Lirası cinsinden bakiyesi önem taşımaktadır.
Dönem sonlarında Türk Lirası veya yabancı para cinsinden bakiyesi fazla olan şirketler, ticari teamüllere uygun davranmadığı, basiretli bir işadamı gibi kasadaki parayı değerlendirmemek suretiyle şirketi elde edeceği faiz gelirinden mahrum bıraktığı ve varsa alınan kredi borcuna bağlı olarak şirketi faiz ödemek durumunda bıraktığı gerekçesiyle Vergi Usul Kanunu’nun 30/4. maddesine göre “defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikalar, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkân vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmazsa” cezalı tarhiyata muhatap kılınabilmektedir.
332 Sıra Numaralı VUK Genel Tebliği ile birlikte 01.05.2004 tarihinden geçerli olmak üzere mükelleflerin 8.000 TL’yi aşan tahsilat ve ödemelerini banka, özel finans kurumları ve Posta ve Telgraf Teşkilatı (PTT) Genel Müdürlüğü aracılığı ile yapılması gerektiği ancak bankalar, özel finans kurumları veya PTT’nin aracı yapılması suretiyle tevsiki (nakit hareketlerinin banka havalesi veya çek, PTT veya özel finans kurumları vasıtasıyla ödenerek belgelenmesi) zorunlu olan 8.000 TL’lik işlem tutarının belirlenmesinde faturada gösterilen meblağın esas alınacağı bu bedelin farklı tarihlerde ödenmesi halinde ise her bir ödemenin yapılacağı kurumlardan geçirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
- Kasa Hesabına Adat Yöntemiyle Faiz Hesaplanması
Adat’ın hesaplanması (Kredi Tutarı x Gün) şeklinde yapılmaktadır. Kasa hesabına adat yöntemiyle faiz hesaplanması sırasında aşağıda verilen,
Faiz: Kredi Tutarı X Gün X Faiz Oranı veya
36.500
Faiz: Net Adat X Faiz Oranı formüllerinden yararlanılabilir
36.500
Vergisel açıdan yapılacak adat yöntemiyle faiz hesabında birinci faiz formülünde yer alan kredi tutarı kasa hesabı açısından ticari hayatın gerekleri, işletme olağan nakit çıkışları üzerinde olduğu ve işletmenin gelir hanesine girmeyen bir şekilde, işletme kayıtları dışında değerlendirildiği kabul edilen tutardır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, kasa hesabı bakiyesinin tamamının faiz hesabında dikkate alınmayacak olmasıdır.
Yapılacak hesaplamada normal olarak kabul edilebilecek azami kasa tutarı (işletmenin günlük faaliyetleri sırasında nakit ihtiyacını karşılayacak kasada bulundurması gereken maksimum nakit tutarı) saptanacak ve asgari tutarın üzerinde kalan bakiyeler faiz hesabında dikkate alınacaktır.
ÖRNEK: İşletme günlük kasa ihtiyacını karşılamak amacıyla bulundurması gereken maksimum nakit tutarını 3.500 TL olarak belirlemiştir. Faiz oranı olarak alınan %20’nin T.C. Merkez Bankası’nın kısa vadeli avans işlemlerinde uyguladığı faiz oranı olduğu varsayılmıştır. İşletmenin Aralık 2009 dönemine ilişkin kasa hareketleri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
-
Tarih
(2009)
|
Girişler
(TL)
|
Çıkışlar
(TL)
|
Bakiye
(TL)
|
Azami Bakiye
(TL)
|
Kasa Fazlası
(TL)
|
Gün Sayısı
|
Adat (TL)
|
|
Kasım ayı devir devir
|
80.000.-
|
|
|
02.12.
|
8.000.-
|
6.000.-
|
82.000.-
|
3.500.-
|
78.500.-
|
1
|
78.500.-
|
|
03.12.
|
5.000.-
|
4.500.-
|
82.500.-
|
3.500.-
|
79.000.-
|
2
|
158.000.-
|
|
05.12.
|
2.500.-
|
1.500.-
|
83.500.-
|
3.500.-
|
80.000.-
|
5
|
400.000.-
|
|
10.12.
|
4.500.-
|
4.000.-
|
84.000.-
|
3.500.-
|
80.500.-
|
2
|
161.000.-
|
|
12.12.
|
1.000.-
|
3.000.-
|
82.000.-
|
3.500.-
|
78.500.-
|
1
|
78.500.-
|
|
13.12.
|
7.000.-
|
4.000.-
|
85.000.-
|
3.500.-
|
81.500.-
|
1
|
81.500.-
|
|
14.12.
|
2.000.-
|
5.000.-
|
82.000.-
|
3.500.-
|
78.500.-
|
4
|
314.000.-
|
|
18.12.
|
4.500.-
|
2.000.-
|
84.500.-
|
3.500.-
|
81.000.-
|
3
|
243.000.-
|
|
21.12.
|
1.500.-
|
1.000.-
|
85.000.-
|
3.500.-
|
81.500.-
|
4
|
326.000.-
|
|
25.12.
|
6.000.-
|
1.500.-
|
89.500.-
|
3.500.-
|
86.000.-
|
1
|
86.000.-
|
|
26.12.
|
9.000.-
|
2.500.-
|
96.000.-
|
3.500.-
|
92.500.-
|
2
|
185.000.-
|
|
28.12.
|
1.750.-
|
7.500.-
|
90.250.-
|
3.500.-
|
86.750.-
|
1
|
86.750.-
|
|
TOPLAM
|
2.198.250.-
|
Bu tablodan elde edilen adat sonucuna göre faiz şöyle hesaplanabilir;
Faiz: 2.198.250 X 20
36.500
Tabloda görülen kasa fazlasına ait tutarların işletmenin ortakları tarafından çekilerek kendi şahsi menfaatleri için kullanıldığı düşünülebilir. Bu nedenle de hesaplanan faize ilişkin muhasebe kaydı da şöyle olacaktır;
-
131 ORTAKLARDAN ALACAKLAR
|
|
1.204,52
|
|
131.00 Ortak A
|
|
|
|
|
679 DİĞER OLAĞANDIŞI GELİR VE KARLAR
|
|
1.204,52
|
(Mart 2009 Dönemi Kasa Adat Faizinin Kaydı)
IV – SONUÇ
Bu çalışmamızda, işletmenin dönem sonunda kasa hesabının kaydi durumu ile fiili sayımı sonucu bulunan tutarın karşılaştırılmasının sonuçları ve kasanın değerlemesi açıklanmıştır. Ayrıca, kasa hesabında yüksek bakiyenin bulunması durumunda adat yöntemi ile faiz hesaplama yöntemi üzerinde durulmuştur. Mükellefler tarafından kasa hesabının envanter ve değerleme işleminin yasal hükümlere uygun yapmaları ve dönem içinde kasa bakiyelerinin ticari icaplara uygun olması önem taşımaktadır.
İzmir Yolu Cad. Eser İş Merkezi No:120 Kat:5 D:9 Nilüfer - BURSA
Tel: (0224) 249 31 31 – 249 71 72 Fax: 248 00 28 mail@mesutyigit.com
BURSA YMM ODASI Sicil No: 130 / 82 - Mühür No: 1939 Nilüfer Vergi Dairesi 980 000 9901
Dostları ilə paylaş: |