b. Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu
Bir ülkede yaşayan toplam nüfusun o ülkenin tarım topraklarına bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğudur.
Toplam Nüfus Tarım alanları
Fizyolojik nüfus yoğunluğu =
Türkiye'nin fizyolojik nüfus yoğunluğu ilden ile ve bölgeden bölgeye değişiklik gösterir. Fizyolojik nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu bölge Marmara Bölgesi'dir. En az olduğu bölge ise İç Anadolu Bölgesi'dir.
c. Tarımsal Nüfus Yoğunluğu
Bir bölge ya da ülkede yaşayan çiftçi nüfusunun o yerdeki tarım topraklarına bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğuna tarımsal nüfus yoğunluğu denir.
Tarımsal nüfus yoğunluğu =
Tarımla uğraşan Nüfus Tarımsal arazi
66-
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
Tarımsal yoğunluk ülkemizin değişik yörelerinde V9 değişik illerinde birbirinden farklıdır. Karadeniz Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi illerinde yoğunluk fazladır. Çünkü bu illerde toprak azdır. Buna karşılık Orta ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ve Trakya'da tarımsal nüfus yoğunluğu azdır. Çünkü buralarda tarım arazileri geniştir. Ege, Akdeniz Bölgeleri ve Güney Marmara'daki tarımsal nüfus yoğunluğu ise Türkiye ortalaması civarındadır.
NUFUSUMUZUN BOLGELERE DAGILIMIVE NÜFUS YOĞUNLUKLARI (2000)
|
Coğrafi Bölge.
|
Nüfus (2000)
|
Yoğunluk
|
Yılhk Nüfus Artış Hızları
|
Marmara Böl.
|
17 365 027
|
241
|
26,7
|
Ege Bölgesi
|
8 938 781
|
100
|
16,3
|
Akdeniz Böl.
|
8 706 005
|
98
|
21,4
|
İç Anadolu Böl.
|
11 608 868
|
63
|
15,8
|
Karadeniz Böl.
|
8 439 213
|
73
|
3,7
|
D. Anadolu Böl.
|
6137 414
|
42
|
13,8
|
G. D. Anadolu Böl.
|
6 608 619
|
88
|
24,8
|
Türkiye
|
67 803 927
|
88
|
18,3
|
TÜRKİYE'NİN YERLEŞME COĞRAFYASI
Yerleşim birimlerinin sınıflandırılması, coğrafî dağılışları, özellikleri, tarihî gelişimleri ve bunların günümüzdeki sorunları gibi konular yerleşme coğrafyasının konularıdır. Yerleşme, insanların belirli bir alanda yaşamaya başlama eylemidir.
Yerleşme alanlarını belirleyen ve sınırlandıran çeşitli faktörler vardır. Bunlar;
- Denizler, çok soğuk, çok sıcak ve çok kurak yerler bunların başında gelir. Soğuk çöller olarak da nitelendirilen kutup çevrelerindeki aşırı soğuk ve kurak yerlerde sürekli yerleşmeler yoktur. Sıcak çöller de yerleşmeleri sınırlandmlan önemli doğal faktörlerdendir. Sürekli olarak sıcak ve kurak olan bu çöllerde, insanların yaşamaları çok zordur. Onun için buralarda da yerleşim birimleri çok azdır.
Bitki örtüsü olarak yerleşmeyi etkileyen en önemli faktör, ormanlardır. Sık ve geniş alanlara yayılmış ağaç toplulukları olan ormanlarda yerleşmeler bulunmamaktadır. Türkiye'de Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde bulunan ormanlık yerler yerleşimlerin bulunmadığı alanlardır.
Topoğrafik özellikler de yerleşmeyi etkiler. Yüksek yerlerde ve dik yamaçlarda yerleşim
birimleri kurmak çok zordur. Tuzlu topraklar, çıplak kayalıklar ve bataklıklar yerleşmelerin bulunmadığı alanlardır.
Türkiye'de yerleşme üzerine etkileri bulunan faktörleri maddeler halinde belirtmekte yarar vardır. Bunlar, fizikî faktörler ile beşerî ve ekonomik faktörler olarak iki grup altında toplanır.
Fizikî coğrafya faktörleri
-
Klimatik faktörler (yağış ve sıcaklık)
-
Topoğrafik faktörler (yükseklik, yamaç eğimi ve
bakı)
-
Toprak faktörü
-
Hidrolojik faktör (yer altı ve yer üstü suları ile
sıcak su kaynakları)
-
Bitki örtüsü faktörü
Beşerî ve ekonomik coğrafya faktörleri
-
Tarım
-
Madencilik
-
Ticaret
-
Turizm
-
Ulaşım
- Sanayi
TÜRKİYE'DE YERLEŞME ŞEKİLLERİ
Türkiye'de yerleşmeler iki farklı şekilde sınıflandırılır. İdarî sınıflamaya göre yerleşmeler şöyledir:
Yerleşme Coğrafyası açısından yerleşmeİ9r şöyle sınıflandırılır:
- Köyaltı yerleşmelern .. . . . J J y ^Kırsalyerleşmeler
Kentsel yerleşmeler
Bir yerleşim birimindeki insanların çoğu geçimini tarımdan elde ediyorsa burası kırsal yerleşmedir. Buna karşılık nüfusun çoğunun geçimini sanayi ve hizmet sektörlerinde çalışarak sağladığı yerleşim birimleriyse, kent yerleşmeleri grubuna dahildir.
KIRSAL YERLEŞMELER
Türkiye'deki kır yerleşmeleri; köy altı yerleşmeleri, köyler ve kasabalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
-COĞRAFYA-
67
a. Köy altı yerleşmeleri: Tek mesken ile köy arasındaki yerleşmelerdir. Köy altı yerleşmeleri şunlardır:
Yayla, Mezra, Ağıl, Divan, Çiftlik, Dam, Oba
b.Köy Yerleşmeleri: Köyler, Türkiye'de en çok bulunan idarî birimdir. Kırsal yerleşmelerin en önemlisi olan köyler, sürekli yerleşim birimleridir.
Köylerdeki evler bazen dağınık, bazen ise toplu olarak bulunur. Su kaynaklarının kıt olduğu, tarım alanlarının geniş yayılım gösterdiği yerlerdeki köyler, toplu yerleşme özelliğindedir. Ancak tarım alanlarının küçük parçalar halinde dağılmış olduğu ve su bulma sorununun olmadığı Doğu Karadeniz bölümündeki köy evleri birbirinden uzaktadır. Bu tür yerleşmeye de dağınık yerleşme denir.
KENTYERLEŞMELERİ
Kentsel yerleşmeler kasabalar ve şehirler olarak iki başlık altında toplanır.
Kasaba Yerleşmeleri: Köy ile kent arasında geçiş özelliği gösteren kasabalar, nüfusu 3.000-10.000 arasında olan, bazı özellikleriyle kente benzeyen yerleşmelerdir. Kasabalar kırsal yerleşmelerin en büyüğü olan köyler ile gerçek şehirler arasında geçiş niteliği gösterir. Kasabalar kendini hem köy hem de şehir karakterleriyle belli eder. Ancak kasaba yerleşmeleri yönlerini şehirlere çevirdikleri, az çok şehre özgü fonksiyonlara sahip oldukları, mülki ya da mahalli idare merkezi oldukları için kır yerleşmesi olmaktan büyük ölçüde çıkmışlardır.
Yerleşme coğrafyası açısından en büyük yerleşim birimi olan kentler, şehir olarak da adlandırılır. Kentlerin kırsal yerleşmelerden en belirgin farklarından biri, nüfusun fazlalığıdır. Yerleşme coğrafyası yönünden bir yerleşmenin kent özelliği taşıyabilmesi için nüfusun 10.000'den fazla olması ve halkın çoğunluğunun geçimini tarım dışı ekonomik alanlardan sağlaması gerekir.
Şehirlerin çeşitli fonksiyonları vardır. Bunlar;
İdari fonksiyon: Bir yerin kent olabilmesi için gerekli koşullardan biri idarî fonksiyondur. İdari fonksiyon ise illerde valilik, ilçelerde kaymakamlık tarafından yerine getirilir.
Ekonomik fonksiyon: Şehirlerin yerine getirdiği önemli fonksiyonlardan birisi de ekonomik fonksiyondur. Her kent, ekonomik yönden belirli bir alanın merkezi durumundadır. Ekonomik fonksiyonun başında ticari faaliyetler gelir. Çünkü
kent, hem kendi kalabalık nüfusu için hem de çevresi için alışveriş merkezidir.
Kültürel fonksiyon: Şehirlerde toplanmış olan hizmetlerin bir kısmını da kültürel fonksiyon oluşturur. Kültürel fonksiyonlar ekonomik ve idari fonksiyonlar kadar önemli olmamakla birlikte, şehirlerin gelişmesinde ve önemlerinin korunmasında başlıca etkenlerden biridir.
Hizmet fonksiyonu: Hizmet fonksiyonu kır ve kent yerleşmelerini birbirinden ayıran önemli faktörlerden birisidir. Kentler bankacılık, sigortacılık, eğitim, sağlık, lokantacılık, otelcilik gibi hizmet alanlarında da çevrelerinin merkezi durumundadır.
Kent ve kır yerleşmeleri arasında, farklılıklar vardır. Bunlar:
Yönetim farklılığı: Bütün kentler, belediye örgütü bulunan yerleşim merkezleridir. Buna karşılık köylerin büyük çoğunluğunda belediye örgütü bulunmaz. Köyler, birer muhtar tarafından yönetilir.
Nüfus farklıhğı: Kır yerleşmeleri, kent yerleşmelerine göre az nüfuslu birimlerdir.
Ekonomik fonksiyon farklılığı: Kır yerleşmelerinde hâkim olan ekonomik faaliyet tarımdır. Kentlerde ise sanayi ve hizmet sektörü çok daha yaygındır.
Plânlama farklılığı: Kentler, plânlı yerleşme birimleridir. Kent yerleşmeleri; sanayi bölgeleri, ticaret bölgeleri, mesken alanları gibi ikinci dereceden yerleşme bölgelerine (semtlere) ayrılmıştır. Ayrıca, cadde ve sokak sistemi, parklar ve yeşil alanlar, sağlık ve eğitimle ilgili ihtiyaçlara yönelik kullanım alanları, ihtiyaçla orantılı olarak plânlanmış durumdadır.
Oysa kır yerleşmelerinin; deprem, yangın, sel, su baskını ve çığ düşmesi gibi afetler sonucu tahrip görerek yeniden kurulanlarının dışındakiler, genel olarak plânsız yerleşmelerdir.
Türkiye'de kentlerin kurulmasını ve gelişmesini etkileyen beşerî faktörler şunlardır:
-
Sanayi faktörü
-
Tarım faktörü
-
Siyasî (idarî) faktör
-
Ticaret faktörü
-
Ulaşım faktörü
-
Turizm faktörü
-
Askerî faktör
68-
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
Fonksiyonları dikkate alınarak Türkiye'deki kentler şu şekilde sınıflandırılabilir:
Tarım kentleri: Küçük kentlerimizin pek çoğunda ailelerin bir kısmının geçimleri, büyük ölçüde tarım faaliyetine dayanır.
Şehir kuruluşu ve gelişmesinde tarımsal etkinlikler ön plana çıkmıştır. Bu kentlerdeki endüstri kuruluşlarının çoğu tarım ürünlerine dayalıdır.
Tarım kentlerinin büyümeleri, çevresindeki tarım alanlarının genişliğine ve tarımsal üretim miktarına bağlıdır.
Ticaret kentleri: Ticaret, kentlerin kuruluşunu ve gelişmesini etkileyen önemli ekonomik fonksiyonlardan biridir. Ticaret kentleri, ticarete konu olan malların alınıp satıldığı, üretildiği, depolandığı çok sayıda iş yerleri ile gelişmiştir. İşyerlerinin geniş alanlar kapladığı ticaret kentlerinde yaşayan insanların çoğunluğu ticaretle uğraşırlar.
Ticaretin şehirlerde önemli bir fonksiyon kazanması için;
-
Şehrin kara ve deniz ulaşımı gibi coğrafi
koşullar açısından konumunun uygun olması
-
Ticari değeri olan mal üretiminin yapılması
-
Hinterlandın geniş olması gerekir.
Ticaretin en çok geliştiği kentler İstanbul ve İzmir'dir.
Sanayi kentleri: Bu kentlerde yaşayan halkın başlıca iş alanı sanayidir. Büyük şehirlerin çevresindeki ve içindeki sanayi kuruluşları, kentlerin gelişmesine önemli etkiler yapmıştır. Karabük, Karadeniz Ereğlisi ve İskenderun gibi kentlerimiz, demir-çelik fabrikaları ile bugünkü durumlarına gelmişlerdir.
Liman kentleri: Liman kentlerinin büyüklüğü, o limanın ticaret hacmine ve hinterlandının genişliğine bağlıdır. Bu da limanla iç bölgeler arasındaki ulaşım imkânlarıyla yakından ilgilidir. Doğal bir limana sahip olan Sinop, ulaşım şartlarının elverişsizliği nedeniyle gelişememiş, buna karşılık iç bölgelere bağlantısı iyi olan Samsun, daha çok gelişmiştir. Hinterlandı daha geniş, ticaret hacmi daha büyük olan İzmir ise Samsun'a göre daha çok gelişmiştir.
Başlıca liman kentlerimiz İstanbul, İzmir, Trabzon, Zonguldak, Giresun, Samsun, Antalya, Mersin ve İskenderun'dur.
Askeri kentler: Çorlu, Sarı kamış, Erzurum, Erzincan, Konya ve Malatya gibi askeri tesislerin
olduğu şehirlerin gelişmesinde askeri fonksiyonun da çok önemli payı vardır.
İdari Kentler: Bazı kentler idari merkez olmaları nedeniyle gelişmişlerdir. Örneğin Ankara'nın bugünkü duruma gelmesinin başlıca nedeni başkent olmasıdır. Konya, Bursa, İstanbul ve Edirne gibi kentlerin gelişerek büyümelerine geçmişte farklı dönemlerde başkent olmaları etki yapmıştır.
Kentlerimizin sorunları
Türkiye'deki kentleşme, ülkemizin kalkınmakta olduğunu göstermekle birlikte, pek çok sorunu da beraberinde getirmiştir. Hızlı kentleşmenin yol açtığı başlıca sorunlar şunlardır:
Gecekondu sorunu: İmar ve yapı işlerini düzenleyen kanun ve yönetmeliklere bağlı kalınmadan ve genellikle devlet arazisi üzerine, izinsiz olarak yapılan konutlar yurdumuzda gecekondu olarak adlandırılmaktadır. Gecekondular, kaçak yapılaşma ürünü olup, genellikle kentlerin çevresinde ayrı semtler oluşturur. Bu semtler, kırsal kesimden kentlere olan hızlı göçün doğurduğu sağlıksız kentleşmenin göstergesidir. Buralar alt yapı hizmetlerinin tam olarak bulunmadığı yerlerdir. Bunun için, sağlık yönünden bazı sakıncaları bulunan yerleşim üniteleridir. Buralar çok hızlı ve plânsız olarak geliştiği için, yerel yönetim hizmetleri yeteri kadar ve zamanında götürülememektedir.
TÜRKİYE'DE MESKEN TİPLERİ
Mesken, en küçük yerleşim birimidir. Kır yerleşmelerindeki evlerin yapısında genellikle çevre faktörleri etkili olur. Bunlar iklim, jeolojik yapı ve bitki örtüsüdür. Beşeri faktörler ise; gelir, görgü ve kültür düzeyidir.
Ahşap meskenler: Ahşap meskenler, orman kenarı yerleşim birimlerinde yaygındır. Özellikle Karadeniz Bölgesi'nde ahşabın meskenlerde kullanım oranı daha fazladır.
Kerpiç meskenler: Bu tür meskenler, ormandan uzak ve ev yapımı için elverişli taşlardan mahrum olan yörelerde yapılmaktadır. Kerpiç evler genellikle Orta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da görülür.
Taş meskenier: Meskenlerde kullanılan taşlar, genellikle yakın çevreden sağlanır.
Doğu Anadolu'daki evlerde çok kullanılan siyah renkli taşlar bazalttır. Dış püskürük bir taş olan bazalt, özellikle Erzurum - Kars ve Ardahan platolarında, Van Gölü kuzeyinde, Güneydoğu
-COGRAFYA-
69
ÇOZUMLU KONU KAVRAMA TE5Tİ
Anadolu'da (Karacadağ çevresinde) oldukça yaygındır.
İç Anadolu'nun bazı yörelerinde mesken yapımında, yaygın olarak kalker kullanılırken, Ürgüp - Nevşehir -Avanos çevresinde ise yonu taşı olarak adlandırılan açık renkli volkanik taşlar yapı malzemesi olarak kullanılmaktadır. Ankara çevresinde ise Andezit, (Ankara taşı) çok önemlidir.
Ege Bölgesi'nde ise Menderes masfinin yüzeye çıktığı yerlerden sağlanan metamorfik şistler oldukça yaygındır.
Akdeniz Bölgesi'nde de meskenlerde kullanılan taşların başında kalker gelir.
Betonarme meskenler: Son zamanlarda kasaba ve kentlerde yapılan meskenlerin tamamına yakınında beton ve tuğla malzeme kullanılmıştır. Mesken şekilleri üzerinde, yakın çevreden kolay ve ucuza temin edilen yapı malzemesinin etkisi önemlidir. Ancak iklimin yağış miktarına sıkı sıkıya bağlıdır. Örneğin yağışın yağmur şeklinde ve fazla olduğu Karadeniz Bölgesi'nde çatılar daha dik olmaktadır. Bu durum çatıdan evin su alması ihtimalini azaltmaktadır.
1. Büyük kentlerdeki hızlı nüfus artışının temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
-
Ulaşımın gelişmiş olması
-
İş olanaklarının fazla olması
-
Alt yapı hizmetlerinin gelişmiş olması
-
Okuryazaroranınfazlaolması
E) Doğum oranın fazla olması
2. Ulkemizdeki iklim koşullarını
|
düşünürsek
|
aşağıdaki
|
yapı malzemeleri ve
|
bölgelerden
|
hangileri doğru eşleşmiştir?
|
|
Bölge
|
Yapı Malzemesi Bölqe
|
Yaoı malzemesi
|
A) Akdeniz
|
Kesme taş-ahşap Karadeniz
|
Ahşap
|
B) D. Anadolu
|
Ahşap iç Anadolu
|
Kerpiç
|
C) Ege
|
Kesme taş D. Anadolu
|
Ahşap
|
D) Karadeniz
|
Toprak iç Anadolu
|
Ahşap
|
E) Ege
|
Ahşap Karadeniz
|
Toprak
|
UJ
3. Nüfusla ilgili bilgiler, genellikle nüfus sayımı sonuçlarından elde edilir. Bu sayımlarda;
-
Nüfusun sayısı / erkek-kadın nüfusu
-
Kalkınma hızı
-
Meslek grupları
-
Yaş durumu
-
Nüfusa bağlı yatırımların oranı
Yukarıdaki bilgilerden hangilerine ulaşılamaz?
-
I ve III
-
II ve V
-
II ve I
-
IV ve V
E) III ve II
70-
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
4.
5.
Yukarıdaki Türkiye haritası üzerinde numaralandırılan noktaların hangisinde şehir nüfusu en fazladır?
A)lll B)ll C) IV D)l E) V
Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'de nüfus sayımı yapılmasının nedenlerinden biri değildir?
-
Konut miktarını ve tiplerini belirlemek
-
Ülke nüfusunun artış oranını tespit etmek
-
Ülkedeki nüfusun sayısını bilmek
-
Ülkedeki yaş gruplarını belirlemek
E) Ülkedeki nüfusun kadın/erkek sayısını
belirlemek
Sayım Yılları — Nüfus artış hızı □ Nüfus miktarı
Yukarıdaki grafikte Türkiye nüfusunun 1927-2000 yılları arası durumu gösterilmiştir.
Bu grafiğe bakarak aşağıdakilerden hangisini söyleyemeyiz?
-
2000 yılında 6 milyondan fazla nüfusa sahip
olduğu
-
Nüfus artış hızının en az 1945 yılında olduğu
-
1945 yılındaki en az nüfus artışının sebebinin II.
Dünya savaşı olduğunu
-
En fazla nüfus artışının 1955 yılında olduğunu
E) Yıllar arasındaki farkları
9. /£A ^7X Yandaki grafikte, 1990 yılının
genel nüfus sayımına göre Türkiye nüfusunun bölgelere göre dağılımı verilmiştir
6. Kırsal kesimden büyük şehirlere göçün temel sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
-
Ulaşımın gelişmiş olması
-
Alt yapı hizmetlerinin fazla olması
-
İş imkanlarının fazla olması
-
Sağlık hizmetlerinin gelişmiş olması
E) Eğitim olanaklarının fazla olması
Grafikte VII numara ile gösterilen bölge, aşağıdakilerden hangisidir?
-
Ege Bölgesi
-
Akdeniz Bölgesi
-
Güney Doğu Anadolu Bölgesi
-
İç Anadolu Bölgesi
E) Doğu Anadolu Bölgesi
Dostları ilə paylaş: |