Bulgular
Çalışmaya alınan 200 kadından 65’inde anemi
mevcuttu (%32.5). Bunların 60’ında demir eksikliği,
3’ünde vitamin B12 eksikliği ve 2 tanesinde talasemi
taşıyıcılığı vardı. Tüm gebelerin 25’inde (%12.5),
anemisi olanların ise 6’sında daha önceden kronik
hastalık mevcuttu. Anemisi olan olan hastalardan
sadece 1 tanesi vejeteryandı. Anemisi olan 65
gebenin 45’i (%69.2) halsizlik, baş ağrısı, taşikardi
gibi anemi semptomları tarif ederken; anemisi
olmayanların ise %22.9’u anemide olabilecek
semptomları tarif ediyordu. Anemisi olanlarda,
kansızlıkta ve gebeliğin seyrinde görülebilecek genel
şikayetler anlamlı oranda yüksek saptandı (p<0.05).
Anemisi olan 65 kadının 33’ünde (%50.7),
olmayanların ise 24’ünde (%17.7) gebelik öncesinde
de anemi öyküsü mevcuttu (p<0.05). Anemisi
olanların %23’ünde, olmayanların ise %15.5’inde
ailede kansızlık öyküsü mevcuttu (p=0.142).
Gebelikteki kansızlığın anne ve çocuk üzerindeki
olumsuz etkileri hakkında 103 gebenin bilgisi yoktu
(%51.5). Tüm gebelerin 160’ı (%80) demir, B12, folat
replasmanı alırken, 65 anemi öyküsü olan gebeden 8’i
herhangi bir tedavi almadığını bildirdi. Anemisi olan
25 gebede (%38), anemisi olmayanlarda ise 78
gebede (%58), orta/sık düzeyde çay ve kahve
tüketimi olduğu belirlendi. Eğitim durumu ve yaşanan
yer ile anemi görülme sıklığı arasında anlamlı bir
korelasyon yoktu (P=0.918 ve P=0.469). Düzenli
olarak kontrollere gelenler ile gelmeyenler arasında
anemi varlığı açısından anlamlı fark yoktu (P=0.450).
Dostları ilə paylaş: |