Tartışma
Bulgularımıza göre, hastanemize başvuran gebe
kadınlardaki anemi prevelansı WHO kriterlerine göre
orta düzeyde saptanmıştır. Maalesef gebelerimizin
çoğu aneminin, anne ve bebek üzerinde çok ciddi
sorunlara yol açacağından habersizdir. Anemisi olan
gebelerde, hamilelikte de görülebilecek genel
semptomların görülme sıklığı anlamlı oranda fazla
bulunmuştur. Gebeliğin daha rahat geçirilmesi için
anemi tedavisinin gerekliliği görülmektedir. Gebelik
öncesinde anemisi olan kadınların gebelikte daha
yakın takip edilmesi önerilmelidir. Bizim sonuçlarımıza
göre, çay ve kahve tüketimi ile anemi gelişim riski
arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır.
Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyadaki tüm
gebeliklerin yaklaşık yarısında anemi gelişmektedir.
Nutrisyonel anemilerin çoğunluğu demir eksikliği ile
ilişkili olup, gebelik sırasında plazma volümündeki
artış demir ihtiyacının artmasına neden olmaktadır.
Kötü beslenme, sık doğum, multiparite, abortuslar,
parazitik enfeksiyonlar, yemekler sonrasında aşırı çay
ve kahve tüketimi üreme çağındaki kadınlarda anemi
gelişmesinde önemli faktörlerdir (5,6).
Maternal mortalite ve morbiditede aneminin etkisi iyi
bilinmekte olup, tüm dünyada anne ölümlerinin
%20’sinde anemi etkili görülmektedir. Ayrıca
gebelikteki anemi, erken doğum, düşük doğum
ağırlığı ve infant ölümlerine neden olmaktadır.
Bebeklik döneminde anemisi olan çocuklarda mental
problemler de sık gözlenmektedir. Anemi üretkenliği
de azaltarak toplumsal ekonomiye olumsuz etki
göstermektedir (7,8). Tüm bu nedenlerden dolayı
anemi için özel kontrol programlarının gerektiği
düşünülmektedir.
|