Peşaver geceleri


Peygamber (s.a.a) İlimden Bin Kapı



Yüklə 3,04 Mb.
səhifə175/185
tarix27.05.2018
ölçüsü3,04 Mb.
#51853
1   ...   171   172   173   174   175   176   177   178   ...   185

Peygamber (s.a.a) İlimden Bin Kapı

Hz. Ali’nin Yüzüne Açtı


Kendi muteber kitaplarınızda alimleriniz de Hz. Ali (a.s)’ın gaybi ilimlere sahip olduğunu ve Peygamber (s.a.a)’den sonra Allah’ın seçtiği birisi olduğunu tasdik etmişlerdir. Örneğin: İmam Gazali Beyan-i İlm-i Ledünni kitabında Hz. Ali (a.s)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

Peygamber (s.a.a) dilini ağzıma koydu ve bana ondan bin ilim kapısı açıldı. Her kapıdan bin kapı daha açıldı.”

Süleyman Belhi Yenabi’ul- Mevedde’de 14. Bab’ın zımnında s. 77’de, Esbağ bin Nebate’den şöyle rivayet ediyor: “Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyordu:

Resulullah (s.a.a) yüzüme bin kapı açtı. Her kapıdan da bin kapı açıldı. Böylece bir milyon kapı oldu. Geçmiş ve kıyamete kadar gelecek her şeyi bildim. Bana ayrıca ölümler, belalar ve Fasl’ul- Hitab214 ilmi verildi.

Aynı babda İbn-i Meğazili’den kendi senediyle Ebi Sabah’dan, o da İbn-i Abbas’dan Peygamber (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

Mirac gecesi Allah-u Teala’ya yakınlaşınca benimle konuştu, necva etti. Ondan öğrendiklerimi Ali’ye öğrettim; o halde Ali benim ilmimin kapısıdır.”

Bu rivayeti Muvaffak bin Ahmed-i Harezmi’den şöyle rivayet etmektedir:

Cebrail bana cennetten bir kilimle geldi. Ben üzerine oturdum, Allah’ın huzuruna varınca Allah-u Teala benimle konuştu, Allah’tan öğrendiğimi Ali’ye öğrettim, o benim ilmimin kapısıdır.”

Sonra Ali (a.s)’ı çağırarak şöyle buyurdu: “Ey Ali! Seninle barış, benimle barıştır; seninle savaşmak, benimle savaşmaktı;.Benimle ümmet arasındaki ilim sensin.”

Bu babda büyük alimlerinizden birçok rivayet nakl edilmektedir. Örneğin: Ahmed bin Hanbel, Muhammed bin Talha, Harezmi, Gazali Suyuti, Sa’lebi, Mir Seyyid Ali Hemedani ve diğerleri farklı tabirlerle Peygamber (s.a.a)’den Hz. Ali (a.s)’a bin ilim kapısı açtığını, her kapıdan bin kapı açıldığını ve bunları Ali (a.s)’ın göğsüne emanet bıraktığını rivayet etmişlerdir.

Hakeza Hafız Ebu Naim İsfahani, Hilyet’ul- Evliya’da, Mevla Ali Muttaki, Kenz’ul- Ummal c. 6, s. 392’de, Ebu Ya’la, Kamil bin Talha’dan, o da İbn-i Luhey’a, o da Hayy bin Abdumeğafiri’den, o da Ebu Abdurrahman Habla’dan, o da Abdullah bin Ömer’den, Peygamber (s.a.a)’in ölümcül hastalığında şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: “Bana kardeşimi çağırın.” Derken Ebu Bekir geldi. Peygamber (s.a.a) ondan yüz çevirdi. Yine; “Bana kardeşimi çağırın” buyurdu. Ardından Osman geldi, ondan da yüz çevirdi. Ardından Ali (a.s)’ı çağırdılar. Ali gelince Peygamber (s.a.a) ona örtüsünü örttü, üzerine eğildi, yanından gidince de Ali (a.s)’a şöyle dediler: “Ey Ali Peygamber (s.a.a) sana ne buyurdu?” Hz. Ali (a.s) cevaben şöyle buyurdu:

Peygamber (s.a.a) bana her kapısından bin kapı açılan bin ilim kapısı öğretti.”

H. 430’da vefat eden Ebu Naim İsfahani Hilyet’ul- Evliya c. 1, s. 65’de (Fezail-u Ali’de), Muhammed Cizri, Esne’l- Metalib s. 14’de, Muhammed bin Yusuf Genci, Kifayet’ut- Talib’in 38. babında Ahmed bin İmran bin Seleme bin Abdullah’dan müsned olarak şöyle rivayet etmiştir: “Biz de Peygamber (s.a.a)’in yanındaydık. Ali (a.s) hakkında sorulunca şöyle buyurdular:

Hikmet on bölüme ayrılmıştır; dokuz bölümü Ali’ye verilmiştir; bir bölümü de bütün insanlara tahsis edilmiştir.”

Ebu’l- Mueyyid Muvaffak bin Ahmed Harezmi Menakıb’ta, Muttaki, Kenz’ul- Ummal c. 5 s. 156 ve 401’de birçok alimlerinizden rivayet etmiştir ve İbn-i Meğazili Fezail’de, Süleyman Belhi Yenabi’ul- Mevedde 14. Bab’da aynı senetlerle (vahiy yazarı) Abdullah bin Mes’ud’dan, Muhammed bin Talha Metalib’us- Süul s. 21’de Hilye’den, o da Alkame bin Abdullah’tan, kendisine Ali sorulunca Peygamber (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

Hikmet ona bölünmüştür, Ali’ye dokuz bölümü verilmiş, diğer bütün insanlara ise bir bölümü verilmiştir. Ali o bir cüz konusunda da herkesten daha bilgilidir.”

Hakeza, Yenabi’ul- Mevedde aynı babda, Tirmizi’nin Feth’ul- Mubin kitabından naklen Abdullah bin Abbas’tan şöyle rivayet etmektedir:

İlim on bölümdür; dokuz bölümü Ali’ye verilmiştir, diğer insanlara ise geri kalan bir bölümü verilmiştir. Ali o bölümde de insanların en bilginidir.”

Muttaki Hindi Kenz’ul- Ummal c. 6 s. 153’te, Hatip Harezmi, Menakıb s. 49’da ve Maktel’ul- Huseyn c. 1 s. 43’de, Deylemi Firdevs’ul- Ahbar’da, Süleyman Belhi Yenabi’ul- Mevedde 14. Bab’da Peygamber (s.a.a)’den şöyle rivayet etmektedir:

Benden sonra ümmetin en alimi Ali’dir.”

Bütün bu hadislerden anlaşıldığı üzere Peygamber (s.a.a) Allah’ın seçtiği bir kul olarak gaybi biliyor ve Allah’tan aldığı batın ve zahir ilmini Ali (a.s)’a öğretiyordu. Biz de Ali (a.s) ve diğer on bir İmamın Peygamber (s.a.a) gibi Allah’la direkt bir irtibatının olduğunu söylemiyoruz. Ama kesin olarak onların Peygamber (s.a.a)’den feyiz aldığını beyan ediyoruz. Hayatında ve ölümünde bütün varlıklara verilen feyizler Peygamber (s.a.a) vasıtasıyla Allah-u Teala tarafından verilmiştir. Elbette geçmiş ve gelecekle ilgili önemli haberler Peygamber (s.a.a) hayattayken Allah-u Teala tarafından kendisine bildiriliyordu, Peygamber (s.a.a) de bunlardan bazısını hayattayken Ali (a.s)’a öğretiyordu. Hazinesinde var olan ilmi de bu dünyadan gitmek üzereyken hepsini Hz. Ali (a.s)’a emanet bırakmıştır. Bu konuda birçok muteber alimlerinizin kitabından sayısız hadis rivayet edilmektedir. Bunlardan sadece bazısını örnek olsun diye önceden açıkladım. Hatta kendi alimleriniz Aişe’den şöyle dediğini rivayet etmekteler:

“Peygamber (s.a.a) Ali’yi çağırdı, onu göğsüne dayadı, üzerine örtüyü çekti, ben de başımı yaklaştırdım, ne kadar dinlediysem bir şey anlamadım. Hz. Ali (a.s) bir müddet sonra başını kaldırınca alnından terler dökülüyordu. “Ey Ali bu müddet boyunca Peygamber (s.a.a) sana ne buyurdu” diye sorduklarında, Hz. Ali (a.s) şöyle dedi: “Resulullah (s.a.a) bana, her kapısından bin kapı açılan bin ilim kapısını öğretti.”

Önceki geceler de detaylıca anlattığım gibi Peygamber (s.a.a) Kureyş’in büyüklerini ve amcalarını Ebu Talib (a.s)’ın evine davet etti. Onlara risaleti tebliğ etti. Orada Hz. Ali (a.s), Peygamber (s.a.a)’e ilk iman eden kimseydi. Peygamber (s.a.a) onu kucağına alıp ağzına tükürüğünü sürdü, bu konuda Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “O an kalbime ilim çeşmeleri döküldü.”

Nitekim kendi alimlerinizin rivayet etmiş olduğu üzere Hz. Ali (a.s) bir hutbesinde şuna işaret ederek şöyle buyurmuştur: “Beni kaybetmeden önce bana sorun; çünkü göğsüm ilimle doludur

Sonra karnına işaret ederek; “Bu karnım ilimle doludur, bu Peygamber (s.a.a)’in o tükürüğüdür, bu Peygamber (s.a.a)’in bana yedirdiği ilim taneleridir.”

Hz. Peygamber (s.a.a) son nefesine kadar Ali’yi rabbani feyizden feyizlendirmiş, Allah’tan aldığı feyizleri Ali (a.s)’ın kalbine dökmüştür. İbn-i Sabbağ, Fusul’ul- Muhimme’de şöyle diyor: “Peygamber (s.a.a) Hz. Ali’yi, çocukluğundan beri ilim ve amel açısından sevgi dolu kucağında büyüttü.”



Yüklə 3,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   171   172   173   174   175   176   177   178   ...   185




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin