PSYCHEDELIC SANAT*
PSYCHEDELIC ART*
Arş. Gör. Öncü Çelikoğlu
Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Seramik Bölümü
Adres: Anadolu Üni. Güzel Sanatlar Fak. Seramik Bölümü, Eskişehir / TÜRKİYE
Telefon: 0 (505) 338 35 32 E-Posta: korintia@gmail.com
Özet
Psychedelic, Antik Yunanca “psyche” (akıl, bilinç, benlik) ve “dēloun” (açığa çıkma, görünür olma) kelimelerinin birleşmesiyle oluşturulmuş İngilizce bir kelimedir. Basit tanımının dışında psychedelic aslında bir durumu tanımlamak için kullanılır. Bu belli bir aurayı, farklı veya farklılaştırılmış bir bilinç durumunu, tine odaklanmayı, evrenle bütün olma çabasını, varoluşsal aydınlanma hedefini ifade eder.
Psychedelic sanat; LSD, psilocybin gibi maddeler tüketilerek içine girilen ”değiştirilmiş bilinç halleri”ndeki psychedelic deneyimlerden ilham alınmış tüm sanatlara verilen addır. Bu tanımla aklın iç dünyasında yapılan tüm sanatsal aktiviteler bu sanatın ilgi alanına girer. Ancak psychedelic sanat; beat kuşağı veya çiçek çocuklar olarak adlandırılan; barıştan, özgürlükten, doğadan, insandan, insanın kendine yaptığı yolculuktan ve bunların dışında birçok şeyle beraber uyuşturucudan ve özellikle LSD'den yana olan nesille ortaya çıkan; müziğe, resme, hayata yayılmış olan bir sanat akımına atıfta bulunur. Sürrealizm gibi değiştirilmiş bilinç halleriyle alakalı akımlardan biçimsel ve içerik bakımından belirgin farklarla ayrılır. İlk başta Aldous Huxley ve Timothy Leary gibi yazar ve şairler sayesinde edebi bir akım olarak başlayan Psychedelic sanat, kısa süre içerisinde müzikte de kendini göstermeye başlamıştır. The Beatles, Jimi Hendrix, Led Zeppelin, Pink Floyd, The Doors, Rolling Stones, Jefferson Airplane, The Who gibi dönemin en ünlü gruplarının bu müzik tarzına yönelmesi, akımın popülerliğini arttırmıştır. Psychdelic rock takip eden yıllarda Türkiye’de de büyük kitlelere ulaşmış ve dünyadaki emsallerinden hiç de aşağı kalmayan bir başarı göstererek, Kaygısızlar (Fuat Güner, Mazhar Alanson, Barış, Manço), Bunalımlar, TPAO Batman Orkestrası gibi büyük grupların doğmasına vesile olmuştur. Albüm kapaklarında, konser dekorları ve sahne şovlarında kullanılan görsellerin dil birliği zaman içerisinde bu sanat akımının plastik sanatlardaki yüzü olmuştur. Bu çalışmada psychedelic sanat akımının “değiştirilmiş bilinç halleri”ndeki gerçeklik algısına istinaden üretilen sanat eserlerinin tarihi, bu akımın sanat dallarına olan etkisi ve psychedelic sanatın ileri gelen sanatçıları incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Gerçeklik, Bilinç, Psychedelic Sanat, Algı, DBH (Değiştirilmiş Bilinç Halleri)
* Doç. Kemal ULUDAĞ’ın danışmanlığında yazılmıştır.
Abstract
Psychedelic is an English word that created by the merger of two Ancient Greek words; “psyche” (mind, consciousness, self) and “déloun” (to reveal, to appear). Beyond the simple definition, psychedelic also describes a specific condition. It refers a particular aura, different or altered states of consciousness, focusing on the soul, effort of becoming one with the universe, the goal of existential enlightenment.
Psychedelic art is the name of all art forms inspired by psychedelic experiences which is entered into altered states of consciousness under influence of substances such as LSD, psilocybin etc. Under this definition, every artistic activity that carried out in the inner world of the mind enters the interest of this art. However, psychedelic art refers to an art movement that spread to music, painting and life which arise with a generation (beat generation or flower children) side with peace, freedom, nature, people and people’s journey to themselves and along with many things; drugs, especially LSD. It is separated with art movements that associated with altered states of consciousness such as the Surrealism in terms of form and content. Psychedelic art which started as a literary movement under influence of writers and poets such as Aldous Huxley and Timothy Leary began to show itself on music. The most famous bands of the era such as The Beatles, Jimi Hendrix, Led Zeppelin, Pink Floyd, The Doors, Rolling Stones, Jefferson Airplane, and The Who trend toward to psychedelic music style and this increased the movement’s popularity. In subsequent years, Psychedelic rock has reached large audiences in Turkey and helped to birth of great music bands like Kaygısızlar (Fuat Güner, Mazhar Alanson, Barış, Manço), Bunalımlar and TPAO Batman Orkestrası by showing world-class musical success. Language unity of images from album covers, concert props and stage shows became face on visual arts of this art movement. In this study, Psychedelic artworks produced pursuant to perception of reality of altered states of consciousness, its history, and influence of that movements to other art branches and leading artists of psychedelic art will be discussed.
Keywords: Reality, Consciousness, Psychedelic Art, Perception, ASC (Altered States of Consciousness)
* It’s written under consultant of Assoc. Prof. Kemal ULUDAĞ.
GİRİŞ
Psychedelic, Antik Yunanca “psyche” (akıl, bilinç, benlik) ve “dēloun” (açığa çıkma, görünür olma) kelimelerinin birleşmesiyle oluşturulmuş İngilizce bir kelimedir. Dünyada uzun yıllardan beri kullanılan bir kelime olmasına rağmen Türk Dil Kurumu'nun bu kelime için henüz bir önerisi yoktur. Psychedelic kelimesi basitçe "zihnin açığa çıkması" anlamına gelse de kelimenin altında yatan anlam çok daha karmaşık bir durumu işaret etmektedir. Psikoaktif uyuşturucuların (sihirli mantarlar, peyote, ayahuasca gibi doğal ya da LSD, sentetik meskalin, 2CB gibi kimyasal uyuşturucular) etkisinde yaşanan bir tür farklı bilinç haline "Psychedelic Deneyim" denir.
Farklı Bilinç Halleri (FBH - Altered States of Consciousness), gündelik yaşantının ve normal olarak adlandırılabilecek algı-bilinç akardengesinin (hemostasis) ve her zaman yaşanan bilincin haricinde varılabilecek bilinç hallerini anlatmak için kullanılan genel bir terimdir (Sayın, 2010).
Bu deneyim sayesinde normal yaşantıda hissedilmeyen şeyler hissedilir. Gerçeklik ile olan bağlar gevşer ve farklı bağlantılar kurulur. Görsel deneyimlerin değişmesinin dışında, genel evreni algılama ve fikir yürütme konularında da büyük değişimler yaşanır. Aldous Huxley bu durumu şöyle açıklar: “Meskalinin götürdüğü dünya öteki dünya bir görüntüler dünyası değildi; o dışarıdaydı, gözlerim açıkken görebildiğim şeydi. Büyük değişiklik nesnel gerçeklik âlemindeydi (Huxley, 1954:13).”
Psychedelic deneyim öznel özelliklere sahip olduğundan madde tesiri altındaki fiziksel ve algısal değişimlerin deterministik (aynı koşullar altında aynı sonucu veren) yollarla incelenmesi hayli güçtür. Bilim adamlarının genel olarak vardığı bazı sonuçlara dayanarak bu değişimler şu şekilde sıralanabilir:
-
Düşüncede Değişimler: Düşüncede temel bozukluklar olsa ve neden-sonuç ilişkisi bozulmaya başlasa da, kişi tutarsız düşüncelere sahip değildir. Bilincin kontrolü tamamen her şeye hâkimdir; hatta "LSD yolculuğunu" bizzat bilincin kendisi yönetir.
-
Beş Duyudaki Değişimler: Beş duyu algısını ve bilincin bunlar üzerindeki yorumunu değiştirir. Renkler ve sesler daha keskin algılanabilir, cisimlerde distorsiyonlar (eğilme bükülme) görülebilir. Kaleidoskopik görüntüler, dans eden renk cümbüşleri, duyguların-düşüncelerin şekil ve renklere dönüşmesi bu maddelerin ortak etkilerindendir.
-
Bellekte Değişimler: Halüsinojenlerin büyük kısmının belleğe çok fazla kalıcı etkileri yoktur. Halüsinojenlerin etkisi altında baskılanmış düşünceler, unutulmuş olaylar tekrar hatırlanabilir. İbogain tüm yaşantıyı bir film şeridi gibi gözler önünden geçirebilmektedir. LSD, zihni istenilen bir ana götürebilir. Psilosibin, LSD ve meskalinin kolektif bilinç dışına ait pek çok bilgiyi ve motifi ortaya çıkardığına dair kanıtlar vardır.
-
Zaman Algısında Farklılıklar: . LSD ve diğer halüsinojenlerde zaman algısı tamamen ortadan kalkar. 1 saat bir saniye gibi algılanabileceği gibi, 1 saniye aylar gibi algılanabilir. LSD kullanan denekler uzay zamanı ve 3 boyutu aştıklarını söyleyebilirler, tabi ki bu yanılsamadan başka bir şey değildir.
-
Diğer Değişimler
-
Kontrol Kaybı – Telkine Yatkınlık
-
Duygusal İfadenin Değişimi
-
Vücut imajının değişmesi
-
Anlam ve önem kavramının değişmesi: Toplumun bize öğrettiği, şartlandığımız, programlandığımız tüm kavramlar, değerler ve önyargılar değerini yitirebilir, bir kenara atılabilir, yerlerine yenisi oluşabilir.
-
Benzer deneyimi yaşamayanlara, deneyimi anlatmakta duyulan güçlük
-
Farklı gerçekliklere açılma hissi: İnsanlarda çok özel ve ender bir gerçekliğe açıldığı hissini ve yanılgısını verirler. İnsanlar evrensel, kimsenin normal koşullarda algılayamadığı, doğaüstü gerçeklere ulaştıklarını sanırlar (Sayın, 2010).
Psychedelic deneyim yüzyıllardan beri dünyanın birçok farklı coğrafyasında ve farklı kültüründe bilinmektedir. Amerikan yerlilerinin, Mısır rahiplerinin, Orta Asya şamanlarının nesilden nesile aktarılan tecrübeleri sayesinde; ayahuasca, peyote gibi birçok farklı bitkiye, farklı kültürlerde çok büyük önem verilmiş, hatta bu bitkiler kutsal sayılmışlardır. Modern dünya 1800’lerin sonlarında bu maddeleri sentezleyip, sentetik olarak elde etmeyi başarmış ve üzerinde araştırmalar yapmaya başlamıştır. 1950’lerde bu araştırmalar gittikçe daha ciddiye alınmaya başlamış ve psikiyatri, nöroloji gibi bilim dallarından çeşitli bilim insanları, filozoflar bu maddenin ve etkilerinin insan üzerindeki etkilerini incelemişlerdir. “Psychedelic” terimi ilk defa Humphrey Osmond adlı İngiliz bir psikiyatr tarafından 1957 yılında ortaya atılmış, Timothy Leary ve Aldous Huxley gibi yazarlar sayesinde yaygınlaşmıştır.
Görüntü : Timothy Leary Görüntü : Aldous Huxley
1960’lara gelindiğinde meskalin ve LSD kullanımının artmasıyla yeni bir sanat türü olarak “Psychedelic Sanat” ortaya çıkmıştır. Psychedelic sanatın ilk etkileri edebiyatta gözlemlenmiştir. Aldous Huxley’nin “Algı Kapıları” o dönemin “beat kuşağı” olarak da adlandırılan insanlarının başucu kitabı haline gelmiştir. Bir psikiyatr dostu ve eşi ile yaşadığı ilk meskalin deneyimini ve meskalin etkisindeki hislerini ve düşüncelerini felsefi bir dille anlattığı bu kitap kısa süre içerisinde büyük bir okuyucu kitlesine ulaşmıştır.
Timothy Leary ise psychedelic sanatın felsefe ve şiir alanındaki en önemli öncülerindendir. Psikoaktif maddelerin özgür kullanımının büyük savunucusu olan bu şair Harvard Üniversitesi’nde öğrencileriyle yaptığı psychedelic deneyler sebebiyle okuldan atılmıştır. Akademi sonrası deneylerini devam ettiren Leary, Beat kuşağının “babası” kabul edilir. 1960’lar ve 70’lerde 29 değişik cezaevi görmüş, en sonunda müritleri tarafından kaçırılmıştır. Dönemin Amerikan başkanı Nixon, onun hakkında “Amerika’nın en tehlikeli adamı” tabirini kullanmıştır. “Turn on, tune in, drop out” ve “think yourself, question authority” gibi döneme şekil vermiş sloganlarıyla bilinir.
William S. Burroughs ve Allen Ginsberg gibi Beatnik yazarları sayesinde akım gittikçe daha çok ilgi çekmiştir. Edebi ve felsefi akım olarak başlayan psychedelic sanat çok geçmeden müziğe de etki etmiştir. Carlo Santana, Miles Davis, Jimi Hendrix, Pink Floyd, Jefferson Airplane, Grateful Dead, The Doors, The Beatles müzik alanında öncülük eden ilk isimler olarak akla gelmektedir. 1967 yazına kadar gittikçe yükselen bir akım olan “Hippie” akımı, 67 yazında tepe noktasına çıkmış ve tüm dünyayı etkisi altına almaya başlamıştır. Beatnik kuşağının devamı olan bu kuşak, Beatnik kuşağının alaycı, karamsar ve mesafeli tavrının aksine hoşgörülü, aşk ve barışa inanan, umut dolu bir kuşak olarak arkasına büyük kitleleri almayı başarmış bir kuşak olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu etki neredeyse tüm dünyada hızla yayılmıştır. Türkiye’de Türk Psychdelic Rock formunda karşımıza çıkan bu akım Barış Manço, TPAO Batman Orkestrası, Grup Bunalım, Mavi Işıklar, Moğollar gibi unutulmaz isimleri müzik dünyasına kazandırmıştır.
On yılı aşkın süreyle oldukça popüler olan Hippie akımı, disko kültürü ve diğer karşı akımların baskısına dayanamayıp, yok olmaya yüz tutmuştur. 90’ların sonunda elektronik müziğin yükselişiyle beraber psychedelic etkiler sayesinde Goa alt kültürü oluşmuştur. Goa, günümüze kadar gittikçe artan popülerlik eğrisiyle çoğu insan için “Psychedelic Rönesans” olarak kabul görmektedir. Infected Mushroom, Shpongle, Carbon Based Lifeforms, 1200 Micrograms gibi isimler bu türün öne çıkan isimleridir.
Görsel sanatlar açısından ele alındığında psychedelic sanat 1960’larda müzikle neredeyse aynı zamanlarda ortaya çıkmıştır. Sosyal toplantılar, şiir geceleri gibi organizasyonların poster, afiş çalışmalarıyla başlayan bu tarz; müzik alanında da yine poster ve afiş çalışmalarının dışında, albüm kapaklarında, sahne şovlarında ve duvar resimlerinde kendini göstermeye başlamıştır. Bu psychedelic çalışmalar Dada, Art Nouveau, Victoryan Sanat ve Pop Art gibi sanat akımlarından yoğun bir şekilde etkilenmişlerdir.
Bu çalışmalarda ortaya konulan biçimsel tarz bazı ortak özellikler sergilemektedir. Fantastik, metafizik ve sürrealist konular; kaleydeskop benzeri, fraktal ya da floral desenler; parlak veya yüksek karşıtlık içeren renkler; detaylarda olağanüstü derinlik ya da stilizasyon; nesnelerde ve konularda şekil değişimleri; fosfenler, spiraller, eş merkezli daireler; motiflerin tekrarı; yenilikçi tipografi ve el yazısı bu akımın önde gelen biçimsel özelliklerindendir.
San Francisco poster sanatçıları Rick Griffin, Victor Moscoso, Stanley Mouse, Alton Kelley ve Wes Wilson Psychedelic Sanatın görsel anlamda öncüleri sayılmaktadırlar. 1960’larda San Francisco, Grateful Dead, Jefferson Airplane, Quiksilver Messenger Service gibi dönemin en büyük psychedelic rock gruplarını barındırmıştır ve bu grupların konser afişleri ve posterleri, albüm kapakları çoğunlukla bu grafik sanatçılarının ellerinden çıkmıştır. Bu akım inanılmaz bir hızla Amerika’nın diğer eyaletlerine; hatta İngiltere, Hollanda gibi denizaşırı ülkelere dahi yayılmıştır.
Görüntü 3: Rick Griffin Görüntü : Wes Wilson
Bu görsel tarz ayrıca yeni bir yeraltı çizgi roman tarzının doğmasına sebep olmuştur. “Underground Comix” denen bu çizgi romanlar, ana akım çizgi romanlarının aksine uyuşturucu kullanımı, cinsellik ve şiddet konularında sınırlamaları olmayan; taşlamanın önemli olduğu bir tarza sahiptir. Robert Crumb, Clay Wilson, Victor Moscoso, Rick Griffin ve Robert Williams ilk akla gelen çizgi roman çizerleridir. Bu tarz yayınlardan en uzun süreli yayınlananı Gilbert Shelton’un "The Fabulous Furry Freak Brothers" isimli üç hippie arkadaşın başından geçen komik olayları anlattığı serisidir.
Görüntü : Gilbert Shelton
60’ların sonlarına gelindiğinde Psychedelic Sanat o kadar benimsenmiştir ki; Campbell domates çorbası reklamlarından, Chelsea Ulusal Bankası’na kadar her yerde insanların karşısına çıkmaya başlamıştır. Hippie’lerin değiştirmeye çalıştığı vahşi kapitalizm en sonunda Psychedelic Sanatı da ticarileştirmiştir. Dijital çağlara gelene kadar artık sadece bir dönem sanatı haline gelmiştir. Dijital çağ ile birlikte 2 boyutlu ve 3 boyutlu çizim programları, bilgisayar teknolojisinin olanakları ile psychedelic tarz tekrar yükselişe geçmiştir. 90’ların rave kültürü psychedelic grafiklere kucak açmış ve “Psychedelic Rönesans” denen dönemin doğmasına vesile olmuştur. Hatta bu dijital devrim Timothy Leary tarafından “Yeni LSD” olarak adlandırılmıştır.
Psychedelic deneyimini resimlerine yansıtan ilk isimlerden biri Henri Micaux olarak kabul edilir. Hem yazılarının, hem de resimlerinin beraber basıldığı “Miserable Miracle” adlı eseri 1956 yılında yayınlanmıştır (Dahl, 2015).
Görüntü 6: Henri Micaux - Miserable Miracle
Psychedelic resmin diğer önemli isimleri Pablo Amaringo, Alex Grey, Robert Venosa, Laurence Caruana, Amanda Sage olarak sıralanabilir.
Görüntü 7: Amanda Sage - Pronoia
Bu alanda günümüzün en popüler isimlerinden biri olan Alex Grey, grafik sanatçısı babasının da etkisiyle, çocukluğunda topladığı böcekleri ve ölü hayvanları çizmiş ve çocukluğundan beri ölüm/yaşam temasına büyük ilgi duymuştur. Boston Güzel Sanatlar Müzesi Okulu’nda okurken eşi Allyson ile tanışmış, eşiyle beraber kullandıkları LSD, sanatını kökten değiştirmiştir. Harvard Tıp Okulu’nda 5 yıl süreyle kadavralar üzerinde insan anatomisi çalışmıştır. Eserlerinde insan, yaşam ve ölüm, insanüstü deneyim, insanın kendini ve evreni keşfetmesi sıklıkla kullandığı temalardandır. 1996 yılında Kutsal Aynalar Şapeli adında bir sergi salonu açmıştır (Grey, 2015).
Görüntü 8: Alex Grey - Oversoul
Psychedelic resim 1960’lardan beri inişleri ve çıkışlarıyla sanat tarihinde karşımıza çıksa da, Psychedelic Rönesans diye tanımlanan dönemlere gelene kadar psychedelic heykelden bahsetmek zor olacaktır. 2000’lerden sonra ortaya çıkan AJ Fosik, Jen Stark, Marie-Pascale Gautheron, Mozart Guerra ve Harumi Nakashima gibi sanatçıların heykelleri bu anlamda doğru sayılabilecek sayılı örneklerdendir.
Görüntü 9: Jen Stark - Cosmic Complex Pedestal Görüntü 10: AJ Fosik - In the Teeth of Stupifying Odds
Görüntü 1: Harumi Nakashima
Bu heykeltraşlardan Detroit doğumlu AJ Fosik’in eserlerinde animizm etkileri açıkça görülmektedir. Psychedelic deneyimlerini şaman inanışlarındaki hayvanlarla birleştirmektedir.
Japon seramik sanatçısı Harumi Nakashima ise organik serbest fonksiyonellikten uzak şekilleri ile Sōdeisha Hareketi’ne yakın bir tutum sergilese de, formların üzerindeki desenler psychedelic karakteristiğe uygun işlenmiştir.
Psychedelic sanat akımı sinema sanatını da oldukça etkilemiştir. 2001: A Space Oddyssey (Stanley Kubrik), Easy Rider (Dennis Hopper), The Holy Mountain (Alejandro Jodorowsky), Fantastic Planet (René Laloux), Fear and Loathing in Las Vegas (Terry Gilliam), Enter the Void (Gaspar Noé) gibi birbirinden önemli yapıtlar bu akımın ilk akla gelen filmlerindendir.
Görüntü : Enter the Void (Gaspar Noé)
1973 yapımı, orijinal ismi La Planète Sauvage olan Fantastic Planet cut-out denilen yöntemle yapılmış bir çizgi filmdir. Mavi derili ve göz kapakları olmayan dev insansı yaratıklar olan Traag’ların egemenliğindeki dünyada yaşayan insanlara “Om” denmektedir. Om’lar bu gezegende, bizim haşere ya da kemirgenlere davrandığımız gibi muamele görmektedir. Psychedelic deneyimin önemli unsurlarından olan empati duygusu filmin geneline yayılmıştır. İzleyici senaryo boyunca diğer canlılara davranışlarını sorgulama ihtiyacı hisseder. Filmde kullanılan görsel dil, Traag’ların sosyal toplantılarındaki eğlenme şekilleri ve filmin eleştirdiği insan davranışları Psychedelic Sanat ile ilişkilendirilmesine sebep olmaktadır.
1998 yapımı Fear and Loathing in Las Vegas’ta ise Los Angeles’tan bir bagaj dolusu uyuşturucuyla Mint 400 motor yarışlarını izlemek için Las Vegas’a gelen biri gazeteci (Johnny Depp), diğeri avukat (Benicio del Toro) iki arkadaşın özellikle psychedelic maddelerin etkisi altında yaşadıkları absürt ve komik hikâye anlatılmaktadır. Olayların ve karakterlerin olağanüstü şekilde karikatürize edildiği bu hikâyede Amerikan rüyası ağır dille eleştirilmektedir. Ayrıca biçimsel olarak da parlak renkler ve ara sıra her şeyin çizgi filme dönüşmesi gibi psychedelic görsel efektler kullanılmıştır.
Görüntü 14: Fear and Loathing in Las Vegas (Terry Gilliam) Görüntü 3: Fantastic Planet (René Laloux)
Psychedelic Sanat akımının biçim ve içerik anlamlarında bazı sanat akımlarına çok yakın olduğu söylenebilir. Çoğu Op-art ve Sürrealist eser Psychedelic Sanat eseri gibi algılanabilir ya da çoğu Psychedelic eser Op-art veya Sürrealizm başlığı altında incelenmeye çalışılabilir.
Sürrealizm de aynı Psychedelic Sanat gibi farklı bilinç hallerinden çıkışlıdır. Rüyalar ile ilişkilenen Sürrealizmde bilinçdışı ve bilinçaltı öne çıkarken, Psychedelic Sanatta kullanılan temalarda kolektif bilinç öndedir. Biçimsel açıdan da Psychedelic Sanatın parlak ve ağır kontrastlı renkleri, tekrar eden motifleri Sürrealizmde gözlemlenmez.
Biçimsel olarak Psyhedelic Sanata yakın olan Op-Art’ta ise kullanılan formlar izleyiciye optik illüzyonlar sağlarken, Psychedelic Sanattaki geometrik formların amacı izleyiciye göz yanılsaması yapmak değil, madde etkisi altındaki görsel algıyı izleyiciye yansıtmaktır. Ayrıca Op-Art eserlerde içeriği psychedelic deneyimi anlatma amacı gütmemesi de önemli farklardan biridir.
Psychedelic Sanat ayrıca doğu mistisizmine de içerik olarak bağlantılı olma eğilimindedir. Psychedelic deneyimin, doğu dinlerinin yüzyıllardan beri varolan öğretilerine olan yakınlığı bu ilişkiyi doğurmuştur. Psychedelic Sanatın özellikle plastik sanatlar alanında bu ilişki fark edilebilir.
Psychedelic maddelerin yasal durumları ilk ortaya çıktıklarından beri tartışılagelmiştir. İnsanların bu konudaki görüşleri çeşit çeşit olsa da üzerinde mutabakata varılabilecek bir konu vardır ki; bu maddelerin etkisi altında yaşanan gerçeklik algısının değişimi sonucu bir sanat akımı ortaya çıkmıştır ve sanat dünyasını o günden beri etkilemeyi sürdürmektedir. Beatnik kuşağıyla başlayan bu etki, çiçek çocuklar denilen hippi kuşağıyla bütün dünyayı sarmış ve barışa, eşitliğe, kardeşliğe dair insanlara umut vermiştir. Bu umut psychedelic deneyimi yaşayan insanların hayatlarını daha iyi, duyarlı ve hırslarından uzak yaşamalarından ve bu mesajı tüm dünyaya yaymaya çalışmalarından gelmiştir. Aldous Huxley, psychedelic deneyimini anlattığı Algı Kapıları isimli kitabını şu cümlelerle bitirmiştir:
“…Duvardaki kapıdan dönen kişi bir daha asla giden kişiyle aynı olmayacaktır. Daha bilge ama daha az kendinden emin, daha mutlu ama daha az kendinden memnun, cehaletini anlamakta daha alçakgönüllü, ancak sözcüklerle şeyler, akla uygun sistematik düşünceyle ilelebet boş yere kavramaya uğraştığı o kavranılmaz gizem arasındaki ilişkiyi anlamak için daha iyi donanımlı olacaktır.” (Huxley, 1954:67).
İnsanoğlunun farklı bilinç hallerine duyduğu merak ve gerçekliği farklı algılama çabası; geçmişte sıradan bir ritüel aracılığı ile ulaşılabilecek bir durumken, modern insanın tabularıyla beraber arka plana atılan bir yöntem halini almıştır. Geçtiğimiz yüzyıldan bu yana insanların bu konuya bakışı gittikçe değişmiş ve psychedelic deneyimin bu konulardaki yol göstericiliğine daha sık başvurulur olmuştur. Bu durum Psychedelic Sanatın daha geniş kitleler tarafından benimsenmesine zemin oluşturmaktadır. Psychedelic Rönesans ile tekrar yükselişe geçen bu sanat akımı geçmişe şekil verdiği gibi geleceği de yönlendirecektir ve sanatseverleri farklı gerçeklik olasılıklarıyla karşı karşıya bırakmaya devam edecektir.
KAYNAKÇA
Casal-Data, V. (2014). Harumi Nakashima’s Biomorphic Ceramic Sculptures. Erişim Tarihi: 21.05.2015 http://hifructose.com/2014/02/26/harumi-nakashimas-biomorphic-ceramic-sculptures/
Dahl, H. (2015). Reflections on the Direct Influence of Psychedelics on Art. Erişim Tarihi: 21.05.2015 http://reset.me/story/reflections-direct-influence-psychedelics-art/#.VLCwZ_gpFnc.twitter
Grey, A.(2015). Bio. Erişim Tarihi:01.06.2015 http://alexgrey.com/bio/
Huxley, A. (1954). Algı Kapıları. Ankara: İmge Kitabevi.
Sayın, Ü. (2010). Farklı Bilinç Halleri. Erişim Tarihi: 19.05.2015 http://www.drumitsayin.com/tr/bilinc-ve-farkli-bilinc-halleri-fbh-altered-states-of-consciousness
GÖRSEL KAYNAKÇA
Görüntü 1: http://www.altmanphoto.com/leary_portrait2.jpg Erişim Tarihi: 22.05.2015
Görüntü 2: http://doorofperception.com/wp-content/uploads/doorofperception.com-aldous_huxley.jpg Erişim Tarihi: 22.05.2015
Görüntü 3: http://nevermindgallery.com/media/catalog/product/cache/3/image/9df78eab33525d08d6e5fb8d27136e95/2/0/2011-11-15_devon_003_edit.jpg Erişim Tarihi: 22.05.2015
Görüntü 4: http://nevermindgallery.com/media/catalog/product/cache/3/image/9df78eab33525d08d6e5fb8d27136e95/2/0/2011-11-15_devon_003_edit.jpg Erişim Tarihi: 22.05.2015
Görüntü 5: http://ecx.images-amazon.com/images/I/812lNetf-ML.jpg Erişim Tarihi: 22.05.2015
Görüntü 6: http://www.philosopher.eu/wp-content/uploads/2014/03/michaux-1960.jpg Erişim Tarihi: 01.06.2015
Görüntü 7: http://dancemusicnw.com/wp-content/uploads/2014/12/Amanda-Sage-Pronoia.jpg Erişim Tarihi: 22.05.2015
Görüntü 8: http://alexgrey.com/wp-content/uploads/2012/06/Alex_Grey-Oversoul.jpg Erişim Tarihi: 22.05.2015
Görüntü 9: http://coopercolegallery.com/imgs/artwork/listing/CC_Jen_Stark_Cosmic-Complex-pedestal.jpg Erişim Tarihi: 22.05.2015
Görüntü 10: http://gallerydriver.com/Art/Fosik_InTheTeethofStupifyingOdds.jpg Erişim Tarihi: 22.05.2015
Görüntü 11: http://i1.wp.com/farm8.staticflickr.com/7390/12786658474_5d8a02c40d_c.jpg?resize=584%2C730 Erişim Tarihi: 22.05.2015
Görüntü 12: http://www.heyuguys.com/images/2010/07/Enter-the-Void.jpg Erişim Tarihi: 22.05.2015
Görüntü 13: http://www.cdn-cinenode.com/movie_poster/73/full/la-planete-sauvage-72547.jpg Erişim Tarihi: 22.05.2015
Görüntü 14: http://grimmfest.com/grimmupnorth/wp-content/uploads/2015/05/fear-and-loathing-in-las-vegas-photo.jpg Erişim Tarihi: 22.05.2015
Dostları ilə paylaş: |