İmam Ali'nin Ahiret Yurdundaki Makamı
Peygamber'den (s.a.a) bize ulaşan bir grup hadiste, Allah-u Teala'nın İmam Ali için ahiret yurdunda hazırladığı makamlardan söz edilmiştir. İşte o hadislerden bazıları:
1- İmam Ali Hamd Sancağı'nın Taşıyıcısıdır
Allah-u Teala katında İmam Ali'nin makamı o kadar büyük, mertebesi o kadar yücedir ki, kıyamet günü Hamd Sancağı'nı o taşıyacaktır. Bu makam, onun dışında kimseye verilmemiş bir nişandır. İşte bu husustan bahseden bazı hadisler:
a) Peygamber (s.a.a) Ali'ye (a.s) şöyle buyurdu:
"Kıyamet günü cennette sen benim önümde olacaksın. Hamd sancağı bana verilecek, ben de onu sana vereceğim ve sen (lâyık olmayan) insanları havuzumun etrafından kovacaksın."4
b) İbn Abbas rivayet eder; der ki: Ömer b. Hattab'dan şöyle dediğini duydum: Ali b. Ebu Talib hakkında ileri geri konuşmaktan sakının. Çünkü ben Resulullah'tan (s.a.a) onun hakkında bazı hasletler gördüm ki, onlardan birinin Hattab ailesinde olmasını güneşin doğduğu şeylere sahip olmaktan daha çok isterdim. Ben, Ebu Bekir ve Ebu Ubeyde, Resulullah'ın ashabından diğer bazılarıyla birlikteydik. Ümmü Seleme'nin kapısına kadar gittik. Ali, kapının önünde durmuştu. "Resulullah (s.a.a) bizi çağırmış." dedik. "Size gelecektir." dedi. Resulullah (s.a.a) dışarı çıktı, biz de ona doğru gittik. Resulullah, Ali b. Ebu Talib'e yaslandı, sonra eliyle Ali'nin omzuna vurdu ve ona şöyle dedi:
"Sen hasım sahibisin, hasımların seninle münakaşa edecektir… Sen müminlerin ilk iman edenisin, Allah'ın günlerini en iyi bilenisin, ahdine en vefalı olanısın, (malları insanlar arasında) en eşit şekilde bölenisin, yönetilen halka en şefkatli olanısın ve en çok musibet görenisin. Sen benim pazımsın, beni yıkayacak ve gömecek olansın, her zorluğa ve hoşlanılmayan şeye ilk atılansın, benden sonra asla kâfir olarak geri dönmeyeceksin. Sen Hamd Sancağı'yla benim önüme geçeceksin ve bazılarını benim havuzumdan uzaklaştıracaksın."2
Bu hadis, İmam'ın bazı vasıflarını anlatmaktadır. Onlar şunlardır:
1- İmam, insanlar içinde ilk Müslüman olan ve en kadim iman edendir.
2- O, Müslümanların en bilgilisi ve Allah-u Teala'nın günlerini ve hükümlerini en iyi bilenidir.
3- O, insanlar içinde ahdine en vefalı olandır.
4- O, İslâm dünyasındaki en yüce hükümdardır; malı eşit şekilde paylaştırır ve Allah rızası dışında hiçbir duygu karşısında eğilmez.
5- O, halka karşı en şefkatli olan hükümdardır.
6- O, Müslümanlar içinde en çok en çok musibet ve bela çekendir. Kardeşi Resulullah'ın (s.a.a) vefatından sonra sıkıntılar ve musibetler her taraftan onu sardı.
7- O, Peygamber'in (s.a.a) pazısı, bütün işlerini yöneten, gusül ve defin işlerini de yapandır.
8- O, Peygamber'e (s.a.a) yönelen her sıkıntı ve zorluğu gidermek için ilk öne atılıp onu giderendir.
9- O, kıyamet günü Hamd Sancağı'nı taşıyarak Peygamber'in önünde yürüyecektir.
İmam Emirü'l-Müminin (a.s) hakkında bu ve diğer hadisleri duyduktan sonra nasıl ondan öne geçebildi, makamını işgal etti ve vurulduktan sonra da hilâfeti Ümeyye Oğulları'na verdi?!
Peygamber'in Kevser adındaki havuzu, suyunun tatlılığı, hoşluğu ve manzarasının güzelliği açısından cennetin en büyük nehirlerindir. İmam (a.s) da bu havuzun sahibidir ve ancak onun velâyetini kabul edenler, ondan içmekle kurtuluşa erişeceklerdir. İşte bu anlamı ifade eden bazı hadisler:
a) Resulullah (s.a.a) buyurdu: "Ali b. Ebu Talib, kıyamet günü havuzumun sahibidir. Onda göğün yıldızları sayısınca bardaklar vardır. Havuzumun genişliği Cabiye ile San'a arası kadardır."1
İlham ile şiir söyleyen Seyyid Himyerî, bu hadisi şu şekilde şiire dökmüştür:
"Bir havuzdur ki genişliği San'a ile / Şam topraklarındaki Eyle arası kadardır veya daha geniştir. / O havuzda bir hidayet bayrağı dikilecektir. / Su dolu bir havuzdur ki geniş bir kanalı vardır. / Onda ibrikler ve kadehler vardır. / Başının ön kısmının saçları dökülen kimse bazılarını ona yaklaştırmayacaktır. / Ebu Talib'in oğlu Ali bu görevi yapacaktır. / Tıpkı su kaynağı yoluna koşan uyuz develeri suya yaklaştırmaman gibi."1
b) Enes b. Malik rivayet eder; der ki: Resulullah (s.a.a) beni Ebu Berze el-Eslemî'ye gönderdi. Ebu Berze Peygamber'in huzuruna gelince ona şöyle buyurdu, ben de duyuyordum:
"Ey Ebu Berze! Âlemlerin yüce Rabbi, Ebu Talib oğlu Ali hakkında bana bir gerçeği bildirmiştir. Şöyle buyurmuştur -yani Allah-u Teala-: 'Ali, hidayet bayrağıdır; iman meşalesidir; dostlarımın imamıdır ve bana itaat edenlerin tümünün nurudur.' Ey Ebu Berze! Ali b. Ebu Talib, yarın kıyamet günü havuzumun başında benimle beraberdir; sancağımın sahibidir ve yarın benimle beraber Rabbimin cennetinin hazinelerinin anahtarları onda olacaktır."2
c) Resulullah (s.a.a) Ali'ye (a.s) şöyle buyurdu:
"Sen kıyamet günü benim önümde olacaksın. Hamd Sancağı bana verilecek, ben de onu sana vereceğim ve sen (lâyık olmayan) insanları havuzumun etrafından kovacaksın."3
Bu şeref, ne Peygamber ailesinden ve ne de ashaptan, Ali b. Ebu Talib dışında başka hiçbir kimseye nasip olmamıştır.
3- İmam Ali Cennet ve Cehennemi Taksim Edendir
Peygamber'in (s.a.a), vasisi ve ilim şehrinin kapısı İmam Ali'ye taktığı nişanlardan biri de, onun cennet ve cehennemin taksim edicisi olduğudur. İbn Hacer, kendi senediyle İmam Ali'nin (a.s) Ömer'in seçtiği şûra üyelerine şöyle dediğini rivayet eder:
"Allah aşkına size soruyorum: İçinizde Resulullah'ın (s.a.a) kendisi hakkında, 'Ya Ali! Sen cennet ve cehennemi taksim edensin.' buyurduğu benden başka biri var mı?" Hep bir ağızdan, "Allah şahittir ki yoktur." dediler.
İbn Hacer, bu hadise şöyle bir açıklama getirmiştir: "Hadisin anlamı, İmam Rıza'dan da rivayet edildiği üzere şudur: Peygamber (s.a.a), İmam'a şöyle demiştir: Sen, kıyamet günü cennet ve cehennemi taksim edensin; cehenneme, 'Bu benim, bu da senindir.' diyeceksin."1
Hiç şüphesiz, ne İslâm öncesinde, ne de sonrasında Allah-u Teala'nın veli kullarından hiçbir kimse, Allah-u Teala'nın İmam Ali'ye bahşettiği bu sınırsız şerefe nail olmamıştır. Bu, onun yeryüzünde Allah kelimesini yüceltme yönündeki olağanüstü çabaları ve cihadının bir karşılığıdır.
4- Sırat Köprüsünden Geçmek İmam Ali'nin İznine Bağlıdır
Allah-u Teala'nın muttakilerin imamı, muvahhitlerin efendisi İmam Ali'ye (a.s) bahşettiği bir şeref daha vardır. O da şudur: İmam Ali'nin izni ve onayı olmadan hiçbir kimse sırat köprüsünden geçemeyecektir. Buna delâlet eden bir grup hadis vardır ki, onlardan birkaçı şunlardır:
a) Resulullah (s.a.a) buyurdu: "Kıyamet günü Allah önceki ve sonraki bütün insanları bir araya topladığı ve cehennem üzerine sırat köprüsü kurulduğu zaman hiçbir kimse, yanında Ebu Talib oğlu Ali'nin velâyetiyle elde edebileceği berat olmadan ondan geçemeyecektir."2
b) Enes b. Malik rivayet eder; der ki: Ebu Bekir'de ölüm belirtileri zahir olunca şöyle dedi: Resulullah'tan dinledim, şöyle buyuruyordu: "Sıratta bir sarp yokuş vardır ki hiçbir kimse, elinde Ali b. Ebu Talib'den aldığı bir geçiş belgesi olmadan oradan geçemeyecektir."1
c) Kays b. Hâzim rivayet eder; der ki: Ebu Bekir ve Ali b. Ebu Talib (yolda) karşılaştılar. Ebu Bekir, Ali'nin yüzüne gülümsedi. Ali, "Sana ne oldu da gülümsedin?" dedi. Ebu Bekir dedi ki: Resulullah'tan (s.a.a) şöyle buyurduğunu duydum:
"Ali'nin kendisi için yazdığı geçiş belgesi olmadan hiçbir kimse sırattan geçemeyecektir."2
5- İmam Ali Peygamber'in Cennetteki Arkadaşıdır
İmam Ali'yi diğer Müslümanlardan ayıran ve onu mümtaz bir konuma getiren özelliklerinden biri de, Firdevs cennetinde Peygamber'in (s.a.a) kasrında onunla beraber olacağıdır. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
"Ya Ali! Sen benim kardeşim, yoldaşım ve cennetteki arkadaşımsın."3
Başka bir defasında da İmam'a şöyle buyurdu:
"Cennette benimle birlikte olman; Hasan, Hüseyin ve zürriyetimizin de bizim arkamızda olması, eşlerimizin de zürriyetimizin arkasında olması; Şiîlerimizin de sağımızda ve solumuzda olması seni memnun etmez mi?"4
İmam Ali'nin faziletleriyle ilgili sunduğumuz bu örnek hadislerle sözü bitiriyoruz. Bu hadisler, onun yüce şahsiyetini, Allah-u Teala ve Resulü katındaki yerini ve Allah ve Resulü tarafından Peygamber'den sonra ümmetin önderliği için seçilmiş olduğunu açık bir şekilde ifade etmektedir.
Dostları ilə paylaş: |