Sahih İlmihal



Yüklə 4,89 Mb.
səhifə18/99
tarix16.11.2017
ölçüsü4,89 Mb.
#31882
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   99

NAMAZIN ŞARTLARI


1- Vaktin girmesi; Allah Azze ve Celle buyuruyor ki; “namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır.”(Nisa 103)

2- Abdestli olmak (daha önce izah edilidi.)

3- Elbisenin, bedenin ve yerin temiz olması; Allah Teala buyuruyor ki; “Elbiseni tertemiz tut.”(Müddessir 4) Bu konudaki hadisler taharet bölümünde geçti.

4- Avretin örtülmesi; Allah Teala buyuruyor ki; “Ey Âdemoğulları! Her mescide gidişinizde güzel giysilerinizi giyin”(A’raf 31)

Erkeğin avreti ön ve arka taraflarıdır. Uyluğun avret olduğu gösteren rivayetlerin yanında avret olmadığını gösteren rivayetler de vardır. Lakin yasak ile cevaz bir araya gelince yasaklık tercih edilir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Ali r.a.’e; “Ey Ali, dizini çıkarma, ne canlı, ne ölü, başkasının dizine de bakma" buyurmuştur.457

Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Omuzunuzu da örtmeyen -veya şöyle demişti bir parçası iki omuzunuzu da örtmeyen- tek parçadan müteşekkil kumaş içerisinde kimse namaz kılmasın."458

Yine Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) buyurdular ki: "Kim tek parçalı kumaş içerisinde namaz kılarsa onu iki omuzu arasında çaprazlasın."459

Bazı insanlar, namaza başlamadan önce elbiselerinin kol ve paça kısımlarını sıvamaktadırlar ki, bu durum da namaz kılanların işledikleri kusurlardandır. İbn-i Abbas’tan şöyle bir hadis rivayet edilmiştir:



( أُمِرْتُ أَنْ أَسْجُدَ عَلَى سَبْعَةٍ وَ لاَ أَكُفَّ شَعْرًا وَ لاَ ثَوْبًا )

«Yedi (uzuv) üzerinde secde etmekle, saçı ve elbiseyi kıvırmamakla emrolundum.»460

Nevevi, kol ve paçaları kıvrılmış elbise ile namaz kılmanın yasaklığı hususunda ulemanın hemfikir olduğunu belirtmiştir.

Erkeğin başı açık olarak namaz kılması caizdir. Baş, kadın için avrettir, erkek için değil. Ancak namaz kılan kimsenin kendisine en uygun elbiseler içinde olması müstehaptır. Başın sarık, takke gibi giyilmesi mutat olan şeylerle örtülmesi böyledir. Özürsüz olarak başı açık olarak namaz kılmak -özellikle de farzlarda ve cemaatle kılınan namazlarda- mekruhtur.

Şeyh Elbani de şöyle demektedir: Benim kanaatime göre başı açık olarak namaz kılmak mekruhtur. Şu hadisten yola çıkarak, bir Müslüman’ın, islâmi şekle en uygun kıyafetle namaz kılmasının müstehap oluşu herkesçe kabul edilmektedir:

( فَإِنَّ اللهَ أَحَقُّ أَنْ يُتَزَيَّنَ لَهُ )

« Allah, kendisi için süslenilmeye en layık olandır. »461

İmam Begavi ve başka pek çok alime göre, başı açık namaz kılmanın, kerahetle birlikte sahih olduğunu özellikle belirtmek gerekir. İnsanların, başı açık olan bir kişinin arkasında namaz kılmaktan sakınmaları doğru değildir. Ancak elbette ki; imam adayının kemal vasıflarda olması, dini hususlarda titiz davranması, sünnet-i nebeviyeye riayette hassas olması en güzelidir.

Erkeğin yukarıda geçen (Araf suresi 31. ayeti) gereği, tam bir islami görünüşe bürünmesi gerekir. Bu yüzden baş açık namaz kılmak mekruhtur.462 Erkekler başlarını açmayı kafirlerden öğrenmiştir. Huşu niyetiyle baş açık namaz kılmanın dinde bir aslı yoktur, bidattir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in baş açık namaz kıldığına dair sahih bir rivayet yoktur.

Kadının ise namaz dışında bütün vücudu avrettir. Namaz içinde elleri ve yüzünün avret olmadığı söylenmiştir. Avreti belli eden dar ve ince elbiseler ile namaz kılmaları caiz değildir. Bunun delillerini Zadul Guraba’da açıkladım.

İster cehaletten, ister tembellikten, isterse kayıtsızlık sebebiyle olsun, Rabbinin huzurunda iken bütün bedenini örtme hususunda titiz davranmayan, dolayısıyla yarım bir tesettür ile Allah’ın huzuruna çıkan kişinin kıldığı namaz da kusurludur. Cumhur-u ulema, namaz esnasında kadın için caiz olan kıyafetin uzun bir başörtüsü ve uzun bir elbise olduğu konusunda hemfikirdir. Bazen kadınlar, başları, başlarının bir kısmı, kolları, bacakları veya topukları açık olarak namaza duruyorlar ki, cumhur-u ulemaya göre, bu kıyafetle kılınan namazların ya o anda veya daha sonra mutlaka iade edilmesi gerekmektedir.

Bunun delili, Aişe’nin (r.anha) rivayet ettiği şu hadistir: Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle demiştir:



( لاَ يَقْبَلُ اللهُ صَلاَةَ حَائِضٍ إِلاَّ بِخِمَارٍ )

« Allah büluğa ermiş kadının namazını, ancak başörtüsü ile kabul eder. »463

Burada ‘hayızlı’ kelimesiyle kastedilen, hal-i hazırda hayızlı olan kadın değil, hayız görme çağına ulaşmış (bâliğa) kadındır. Zira ‘hayızlı’ kelimesi, umumi bir lafız olup, o anda hayızlı olmasa bile, hayız görme özelliğine sahip kadını tanımlamaktadır.

Birçok İslam ülkesinde kısa cilbab giyimi ve bununla namaz kılma, genç kızlar arasında yaygın hale geldiğinden, şer’i naslara göre, ayakların avretten olduğu hususunun kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Zira bu tür cilbab giyimi günahtır. Bu şekilde namaz kılan kadın namazını, iptal olması gibi bir tehlikeye sokmuş olur.

Muhammed İbnu Zeyd, İbnu Kunfuz'un annesinden yaptığı nakle göre, annesi Ümmü Seleme (radıyallâhu anhâ)'ye "Kadın, hangi giysiler içerisinde namaz kılmalı?" diye sormuştur. O da;

"Başörtüsü ve ayağın üzerini örtecek kadar uzun entari içerisinde!" diye Cevap vermiştir."464

5- Kıbleye yönelmek; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem namaz kılmak istediğinde, farzda olsun nafilede olsun Kâbe'ye yönelirdi.465 Ayrıca bunu emrederdi. “Namazını tam kılamayan zata” şöyle demişti:

“Namaz kılacağın zaman güzelce (azalarını iyice suyla yıkayarak) abdest al, sonra kıbleye yönel ve tekbir al”

“Sefere çıktığı zaman da nafileleri bineği üzerinde kılardı. Vitiri de öyle kılardı. Binek doğuya-batıya, nereye yönelirse yönelsin o yöne doğru kılardı...”466

Bu hususta da Allahu Teâlâ'nın şu sözü nazil olmuştur: “Her nereye yönelirseniz Allah'ın yüzü oradadır.”467

“Bazen de devesi üzerinde nafile kılmak istediğinde -bineğiyle- kıbleye yönelir ve tekbir alırdı. Sonra bineği nereye yönelirse yönelsin namazına devam ederdi.”468

“Bineği üzerinde rükû ve secdeleri başıyla ima ederek yapıyordu. Secdeyi rükûya göre daha aşağı yapıyordu.”469

“Farz kılmak istediğinde de iner ve kıbleye yönelirdi.”470

Şiddetli korku esnasındaki namazında ise, ümmetine “ayakta durarak ve binekler üstünde, kıbleye yönelerek veya yönelmeden” kılmanın sünnet olduğunu bildirmiştir.471

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki: “Ordular birbirine girdiğinde, sadece tekbir ve başla işaret vardır.”472 Ayrıca şöyle buyuruyordu:

“Doğu ile batı arası kıbledir.”473

Cabir (r.a.) diyor ki: “Bir yolculukta veya bir seriyede Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraberdik. Hava bulutlandı. Bu yüzden içtihad ettik ve kıble hakkında ihtilafa düştük. Herbirimiz bir yöne doğru dönerek, namazı kıldık. Sonra yönümüzü belirlemek üzere önümüze çizgiler çizdik. Sabah olduğunda baktık ki, kıbleden başka yöne doğru namaz kılmışız. Bunu Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e anlattık. Bize namazımızı tekrar kılmamızı emretmedi ve şöyle dedi: “Namazınız sahihtir.”474

(Ey Muhammed!) Yüzünü göğe çevirip durduğunu görüyoruz. Seni, sevdiğin kıbleye mutlaka çevireceğiz. Hemen yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir.”475âyeti inmeden önce –Kâbe’yi önüne alarak- Mescid-i Aksa'ya doğru namaz kılardı. Bu âyet inince Kâbe'ye yöneldi. İnsanlar Kuba Mescidi’nde sabah namazını kılarken, biri gelip şöyle dedi: “Bu gece Rasulullah'a Kur'an indirildi ve ona Kâbe'ye yönelmesi emredildi. Hadi siz de Kâbe’ye yönelin.” Yüzleri Şam'a dönüktü, bunun üzerine (Kâbe’ye) döndüler. İmamları da döndü.476



Yüklə 4,89 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   99




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin