İSTİSKA (YAĞMUR) NAMAZI
Şer'î bir terim olarak; kuraklık ve yağmur yağmama halinde özel bir şekilde yüce Allah'tan yağmur yağdırılmasını istemek amacıyla yapılan dua demektir.
Bu şekilde dua, geçmiş ümmetler arasında da vardı. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Hani Musa kavmi için su dilemişti..." (el-Bakara, 2/60)
Hakim, el-Mustedrek adlı eserinde Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan şöyle dediğini rivâyet etmektedir: Ben Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem'ı şöyle buyururken dinledim: "Peygamberlerden birisi yağmur duasına çıktı. Bir karıncanın ayaklarından birisini semaya doğru kaldırmış olduğunu gördü. Bu sefer (beraberindekilere): Geri dönün şu karınca sebebiyle duanız kabul olundu, dedi."755
İstiskâ (yağmur duası)nın hükmü:
İstiskâ namazı Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem’in ve halifelerinin fiili ile sabit, müekked bir sünnettir. Ubâde b. Temim'in rivâyetine göre amcası şöyle demiştir: "Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem yağmur duası için çıktı. Kıbleye yönelip, dua etti. Üzerindeki ridâsını tersine çevirdi. Sonra iki rekât namaz kıldı, bu iki rekâtte de Kur'ân'ı açıktan okudu."756
İstiskâ ne zaman meşrû olur?:
Yer kuruyup suyu çekildiği yani tamamıyla kuraklaşıp her canlının hayat kaynağı olan yağmur yağmadığı vakit, istiskâ da meşru bir amel olur. Yüce Allah: "Ve canlı herşeyi sudan yarattık." (el-Enbiya, 21/30) diye buyurmaktadır. Su hiç şüphesiz yüce Allah’ın kullar üzerindeki en büyük nimetlerdendir. Bundan dolayı su bulunamadığı vakit, oldukça büyük bir musibetle karşı karşıya kalınmış demektir. Böyle bir musibeti de bir ve tek yüce Allah'tan başkasının kaldırmaya gücü yoktur. Yerin kuruması ile yağmurun kesilmesine benzer bir musibet de pınarların ve ırmakların yerin dibine geçmesi yahut sularının azalması ya da tuzunun artması gibi değişikliğe uğramasıdır... Bu durumda insanlar Rablerine sığınır, O'na yalvarıp yakarırlar. Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem'den sabit şekillerden herhangi birisi ile onun imdadını ister, yağmur yağdırmasını niyaz ederler. Bu da cemaatle yahut tek tek namaz kılmak ya da cuma hutbesinde hatibin dua etmesi ile olur. Hatib bu duayı yapar, mü'minler de yağmur duası için namaz kılmaksızın onun duasına “âmin” derler. Yahut namazların akabinde ya da namazsız ve hutbesiz olarak tenhalarda Allah'a dua ederler.
İstiskâ Namazının Kılınış Şekli
İstiskâ namazı iki rekâttir. el-Muğnî adlı eserde şöyle denilmektedir: İstiskâ namazının kılınacağını kabul eden kimseler arasında iki rekât olduğu hususunda görüş ayrılığı olduğunu bilmiyoruz.757 Kılınış yeri ve hükümleri itibariyle tıpkı bayram namazının şekil ve hükümleri gibidir. Çünkü İbn Abbas Radıyallahu anh'dan rivâyete göre; Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem pek iyi olmayan bir kılık ile çıktı... Bayramda kıldığı şekilde iki rekât namaz kıldı.758
İstiskâ namazının musallâda (şehir dışındaki namazgâhta) kılınması müstehabtır. Bu, rekât sayıları bakımından, Kur'ân okuyuşu bakımından ve hutbeden önce kılınması yönüyle, her iki rekâtte kıraatten önce tekbirleri itibariyle, hep bayram namazı gibidir. Ancak istiskâ namazının muayyen bir vakti yoktur. Fakat namaz kılınması yasak olan vakitlerde kılınmaz. Çünkü istiskâ namazının vakti geniştir. Nehy zamanında yapılmasına ihtiyaç yoktur.
Daha uygunu ise bu namazı bayram namazı vaktinde kılmaktır. Çünkü mekân ve şekil itibariyle bayram namazına benzer. Âişe Radıyallahu anha'nın rivâyet ettiği hadiste de: "...Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem güneşin etrafı görülmeye başlayınca namaza çıktı...759
İstiskâ Namazı İle İlgili Bazı Hükümler
1. İstiskâ namazının hutbeden önce ve sahrada kılınması sünnettir. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem o namazı sahradan başka bir yerde kılmamıştır. Diğer taraftan böylesi yüce Allah'a olan ihtiyacı daha ileri derecede ortaya koyan bir haldir.
2. İmam istiskâ namazı için çıkmak istediği takdirde önce insanlara öğüt vermeli, kalblerini yumuşatacak şekilde Allah’ın sevab ve ikabını hatırlatmalı, onlara yüce Allah'a karşı takvalı olmayı, masiyetlerden tevbe etmeyi, yapılan haksızlıkları hak sahiblerine vermek suretiyle onların sorumluluklarından kurtulmayı, birbirlerine helâllık vermeyi emreder. Çünkü masiyetler kıtlığın sebebi, takva ise hayır ve bereketlerin sebebidir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Eğer o ülke halkı iman edip de takva sahibi olsalardı, üzerlerine gökten ve yerden nice bereketler açardık. Fakat onlar yalanladılar. Bunun için biz de kazanmakta oldukları yüzünden onları (azabla) yakalayıverdik." (el-A’raf, 7/96)
Ayrıca cemaate, fakir ve yoksullara sadaka vermelerini emreder. Çünkü bu yağmurun yağması suretiyle onlara merhamet etmeye, rahmete mazhar olmalarına bir sebebtir. Sonra da Bu münasebetle sünnete uygun, şekilde gerekli hazırlıkları yapsınlar diye, onlara yağmur duası için çıkılacak günü tayin eder. Çünkü Âişe Radıyallahu anha şöyle demiştir: "...Ve insanlara çıkacakları bir günü tayin etti."760 Sonra sözleşilen günde musallaya çıkarlar. Tevazu, huşû’, zillet ve yakarışlarını izhar ederler. Çünkü İbn Abbas Radıyallahu anh şöyle demiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem pek iyi olmayan kıyafetlerle, alçak gönüllü, Allah'a yalvarıp yakaran bir şekilde çıktı ve nihayet musallâya kadar geldi..761 Süs elbiselerini giyinmezler, koku sürünmezler. Çünkü böyle bir şey zînetin kemalindendir. Bugün ise tevazû’ ve boyun eğme günüdür. Allah'a ne kadar muhtaç olduklarını açığa vururlar.
el-Muğnî’de şunları söylemektedir: Su ile temizlenmek, misvak ve kokuları giderici şeyler kullanmak müstehabtır. Bütün insanların namaza çıkmaları müstehabtır. Dinine bağlı, hali mestûr ve salâh sahibi kimseler ile yaşlıların çıkmaları daha da müstehabtır. Çünkü böylesi duanın daha çabuk kabul edilmesine bir sebeb teşkil eder. Kadınlara gelince, yaşlı olanlarının, güzel ve alımlı görünümü olmayanların çıkmalarında bir sakınca yoktur. Genç ve alımlı kadınların ise yağmur duasına çıkmaları müstehab değildir. Çünkü onların çıkışları ile ortaya çıkacak zarar faydadan daha çoktur. Hayvanları çıkarmak müstehab değildir. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem bunu yapmamıştır.762
İmam az önce belirttiğimiz şekilde cemaate iki rekât namaz kıldırır. Birinci rekâtte Fatiha suresinden sonra: "O en yüce Rabbinin ismini tesbih et!" (el-A'lâ, 87/1) diye başlayan sureyi, ikinci rekâtte ise: "Sana örtüp bürüyenin haberi geldi ya." (el-Gâşiye, 88/1) diye başlayan sureyi okur. Çünkü İbn Abbas Radıyallahu anh’ın dediğine göre; Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem pek güzel olmayan kıyafetlerle dışarı çıktı... ve bayram namazında kıldırdığı şekilde iki rekât namaz kıldırdı.763
el-Muğnî de diyor ki: İstiskâ namazı için ezan okumak ve kamet getirmek sünnet değildir. Bu hususta bir görüş ayrılığı olduğunu bilmiyoruz... Çünkü bu nafile bir namazdır. Diğer nafilelerde olduğu gibi bunun için de ezan okunmaz. Mezheb alimlerimiz derler ki: Bu namaz için "es-salâtu câmia: topluca namaza" diye seslenilir. Tıpkı bayram ve Kusûf namazlarında seslenildiği gibi.764 Daha sonra imam bir tek hutbe okur. el-Kâfi’ de şöyle denilmektedir: Çünkü ravilerden hiçbir kimse iki hutbe okunduğunu nakletmiş değildir.765
Abdullah b. Zeyd'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem istiskâ namazı için çıktı. Kıbleye dönüp dua etti. Sonra elbisesini ters çevirdi. Sonra iki rekât namaz kıldırdı. Bu rekâtlerde açıktan Kur'ân okudu."766
3. İstiskâ namazı hutbesinde çokça Allah'tan mağfiret dilemeli ve mağfiret dilemeyi emreden âyetleri okumalıdır. Yüce Allah’ın şu buyrukları gibi: "Arkasından: Rabbinizden mağfiret dileyin. Çünkü O, çok mağfiret edicidir, dedim. Böylece O üzerinize semayı (yağmuru) bol bol salıverir. Mallarla, oğullarla size yardım eder, size bağlar ve bahçeler verir ve sizin için nehirler akıtır." (Nuh, 71/10-12);
"Bir de Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin ki, belli bir süreye kadar sizi güzel bir şekilde (nimetleriyle) faydalandırsın ve her fazilet sahibine kendi lütfunu versin. Eğer yüz çevirirseniz muhakkak ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım." (Hud, 11/3);
"Rabbinizden mağfiret dileyin ve sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz Rabbim rahmet edicidir, çok sevendir." (Hud, 11/90) vb. daha başka âyetleri okur. Çünkü bu yağmurun yağmasına bir sebebtir. Masiyetler ise kesilmesine sebebtir. Allah'tan mağfiret dileyip, tevbe etmek ise masiyetleri siler.
Ayrıca çokça dua eder. Çünkü yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Rabbiniz buyurdu ki: Bana dua edin, ben de duanızı kabul edeyim." (el-Mu'min, 40/60); "Ona korkarak ve umarak dua (ve itaat) edin. Şüphesiz Allah'ın rahmeti iyi hareket edenlere pek yakındır." (el-A'râf, 7/56)
Dua ederken ayakta dua eder ve ellerini kaldırır. Çünkü Enes şöyle demiştir: Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem hiçbir duasında ellerini kaldırmazdı. İstiska (namazı) duasında (kaldırması) müstesnadır. O koltuk altlarının beyazı görününceye kadar ellerini kaldırırdı."767
Dostları ilə paylaş: |