İL : OSMANİYE
AY-YIL : AĞUSTOS 2012
TARİH : 31.08.2012
َتَجَافَى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفاً وَطَمَعاً وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ
Secde 32/16
KORKU VE ÜMİT ARASINDA YAŞAMAK
(Havf ve Reca)
Muhterem Müslümanlar!
Korku ve ümit, yani havf ve reca; insanın hayatında çok önemli denge unsurudur. Allah'ın(cc) kullarına verdiği en büyük bir ihsan-ı ilâhidir. Bir yanı korku ile dolu olan insanın, diğer yanınıda ümit teşkil etmelidir. Allah’a karşı üstlenmiş olduğumuz sorumluluğumuz süresince bu iki unsuru sürekli dengede götürmek zorundayız. Bu iki his ve duygu bir Müslüman da ne kadara kuvveti olursa o Müslüman o nispette hayra yakın, şerre uzak olur.
Nitekim Kuran-ı Kerim’de Allah (c.c.) bu dengeyi mealen bize şöyle haber vermektedir; “ Onlar, korkarak ve ümit ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar…”(1)
Muhterem Müslümanlar!
Resûlullah Efendimiz bir gün son anlarını yaşamakta olan bir gencin ziyaretine gider. Ona; “Kendini nasıl hissediyorsun?” diye sorar. Genç; “Ey Allah'ın Resûlü, Allah'tan ümidim var, ancak günahlarımdan da korkuyorum” der. Bunun üzerine Rahmet Peygamberi(s.a.s.); “Bu durumda olan bir kulun kalbinde ümit ve korku birleşti mi, Allah o kulun ümit ettiği şeyi mutlaka verir ve korktuğu şeyden de onu emin kılar.”(2) buyurarak o gencin şahsında hepimizi müjdeler.
Korku, insanı günahlardan uzaklaştırıp Allah’a yaklaştırdığı sürece gereklidir. Ümit de, ye’se düşülen durumlarda, her tarafı karamsarlığın kasveti bürüdüğünde sığınılması gereken bir limandır.
Muhterem Müminler!
Hz. Ömer (r.a.)’a atfedilen bir sözde; yeryüzünde cehenneme gidecek bir kişinin olduğu söylenilse “o kişi ben miyim?” diye kendimden endişe ederim. Cennete gidecek sadece bir kişi var denilse o zaman da “o ben olurum diye ümit ederim”. Diyerek ümit ve korku arasındaki denge uyumunu en güzel şekilde ifade etmektedir.
Peygamber efendimizde bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyururlar.
“müminler Allahın azap ve gazabının miktarını bilselerdi hiç biri cenneti ümit etmezdi. Kâfirlerde Allahın rahmetinin ne kadar çok olduğunu bilselerdi hiç biri O’nun rahmetinden Ümit kesmezdi.(3)
Ne kadar güzel davranışlarda bulunursak bulunalım ve ne kadar ibadet edersek edelim, hiç birimizin mutlaka cennete girme gibi bir garantisi yoktur. Nitekim Kuran’da; “Rablerinin azabından emin olunamaz” (4)ayetiyle bu gerçeğe karşı insanlar uyarılmıştır.
Öte yandan hata ve günahımız ne kadar çok olsa da, ümitsizliğe düşmemeliyiz. İşlediğimiz günahlardan samimi bir şekilde tövbe etmeli ve Rabbimizin mağfiretinden ümidi kesmemeliyiz.
Allah cümlemizi umduklarımıza nail ve korktuklarımızdan emin eylesin. Âmin…
HAZIRLAYANIN ADI: Şerif IŞIK
ÜNVANI: Çarşı Camii İmam-Hatibi
TOPRAKKALE/OSMANİYE
__________________________________
1-Secde 32/16
2-Tirmizi, Sünen, Cenaiz, 8, III, 311
3-Müslim,tevbe 23
4- Me’âric, 70/28.
Dostları ilə paylaş: |