ŞEHİT İbrahim yilmaz anaokulu

ŞEHİT

İBRAHİM YILMAZ ANAOKULU


2017 – 2018 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI
ARALIK AYI BÜLTENİ

AYIN TEMALARI

• 
  VÜCUDUMUZ
  

• 
  DUYU ORGANLARI
  

• 
  UZAY VE GÖKYÜZÜ
  

• 
  SAAT, TAKVİM, YENİ YIL
  

BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR

İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ HAFTASI (10 ARALIK HAFTASI)
MEVLANA HAFTASI (11-17 ARALIK)
TUTUM, YATIRIM VE TÜRK MALLARI HAFTASI (12 – 18 ARALIK)
YENİ YIL (31 ARALIK – 1 OCAK)

AYIN KAVRAMLARI

RENK: Turuncu / Mor

BOYUT:

GEOMETRİK ŞEKİL: Dikdörtgen / Elips

ZAMAN: Gece - Gündüz / Sabah – Öğlen - Akşam / Gün – Hafta – Ay – Yıl - Mevsim

SAYI: 5 / 6

MİKTAR: Ağır - Hafif / Yarım – Tam / Boş - Dolu

ZIT: Açık - Kapalı / Doğru – Yanlış / Eski – Yeni

YER – YÖN: Altında – Üstünde - Ortasında / İçinde - Dışında

DUYGU: Korkmuş / Mutlu

DUYU: Sıcak – Soğuk - Ilık

SINIF İÇİ ETKİNLİKLERİMİZ

TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ

• 
  TEKERLEMELER
  

• 
  ŞİİR
  

YERLİ MALI

Yerli malı yiyelim, Yerli malı dururken Yerli yemiş yiyelim,

Yerli malı giyelim. Yabancıya yok para. Yanağımız al olsun.

Ondan bize fayda var, Eğer paran çok ise, Emeğimiz paramız,

Yaşasın yerli mallar. Al hemen bir kumbara. Gene bize mal olsun

• 
  BİLMECELER
  

Mavi bir çarşafım var Nar tanesi nur tanesi

Bütün dünya kaplar (Gökyüzü) Dünyamızın bir tanesi (Ay)

Akşam baktım çok idi İçi ateş dışı taş

Sabah baktım yok idi (Yıldız) Yarı kuru yarı yaş (Dünya)

• 
  PARMAK OYUNU
  

SAAT
Kolumdaki saat (Bilek gösterir.)
Tık tık, tık tık ses çıkarır (Baş çok hafif sallanır.)
Masadaki saat (Parmaklar kenetlenip, kollar ileri doğru itilir.)
Tik tok, tik tok yapar (İşaret parmağı sağa-sola sallanır.)
Duvardaki saat (İşaret parmağı ile duvar gösterilir.)
Ding dong, ding dong der (Baş iki yana sallanır.)
Meydandaki saat (Eller iki yana açılır.)
Don don, don don öter (Baş öne-arkaya sallanır.)
Benim için zaman (İşaret parmağı bedene değdirilir.)
Hep mutlu geçer (Eller iki yana açılıp gülümsenir.)


GÜNEŞ

Güneş top gibi yusyuvarlak (Parmaklarla daire yapılır)

Pırıl pırıl ışıkları var (İki elin parmakları açılıp kapanır)

İnsanları ısıtır (Kollar ovuşturulur)

Çiçekleri açtırır (Eller kapalıyken havaya doğru açılır)

Gece olunca kaybolur (Açık olan eller kapanır, arkada saklanır

MÜZİK ETKİNLİĞİ
Müzik atölyemizde ritim aletleriyle ritim tutar, şarkılar söyleriz.

YILDIZLAR PARIL PARIL PARLAR

Yıldızlar pırıl pırıl parlar

Yıldızlar pırıl pırıl parlar

Güneş gözümüzü yakar

Güneş gözümüzü yakar

Bulutlar bir birine çarpar

Bulutlar birbirine çarpar

O anda şimşek çakar

O anda şimşek çakar

Şimşek çatkımı korkarım

Şimşek çatkımı korkarım

Saklanacak bir yer ararım

Saklanacak bir yer ararım

HİKÂYE ETKİNLİĞİ

• 
  Kütüphanemizde farklı farklı hikâyeler okuma
  
• 
  Okunan hikâye kitabını dinleme ve hikâyeyi yorumlama
  
• 
  Okunan hikâye ile ilgili sorulara yanıt verme
  
• 
  Okunan hikâyedeki kahramanların rol oynama tekniği ile canlandırmasını yapma
  

MATEMATİK

• 
  5 ve 6 rakamlarını tanıma ve kavrama
  
• 
  5 ve 6 rakamlarını yazma
  
• 
  Gruplama yapma
  

OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK

• 
  Mandala ve örüntü çalışmaları yapma
  
• 
  Olay sıralaması yapma
  
• 
  Öğretmenin verdiği yönergelerle “Etkin Dinleme” becerilerini geliştirme
  
• 
  Kalemi doğru şekilde tutma
  
• 
  Sınırlı boyama çalışmaları yaparak zamanı dikkatli kullanma ve küçük kas becerilerini geliştirme
  
• 
  Çizgi çalışmaları yapma
  
• 
  Rakamları yazma
  
• 
  Kavramları öğrenme
  

DENEY ETKİNLİĞİ


DENEY 1: HAVA DENEYİ
Öğretmen mumu kibritle yakar. Ardından öğretmen dik duracak şekilde mum altlığına yerleştirir. Daha sonra öğretmen yanan mumu su bardağı ile kapatır.

Öğretmen çocuklarla oluşan olayı bir süre gözlemler. Ardından çocuklara mumda ne gibi değişiklikler olduğunu ve bu değişiklerinin neden olduğunu sorarak çocukların duygu ve düşüncelerini söylemelerine yardımcı olur. Ardından öğretmen çocuklara “Canlıların yaşamak için havaya (oksijene) ihtiyacı olduğu gibi, ateş de yanmak için havaya ihtiyaç duyar.” Der ve çocuklarla havanın önemi hakkında sohbet eder.

DEĞERLENDİRME

• 
  Hangi çalışmaları uyguladık? Dikkatini en çok çeken çalışma hangisiydi?
  
• 
  Deneyi yaparken neler öğrendik?
  
• 
  Canlı ne demek? Canlıların neden havaya ihtiyacı vardır?
  
• 
  Ateş canlı mıdır? Neden yanmak için havaya ihtiyacı vardır?
  
• 
  Ateş neden tehlikelidir?
  
• 
  Bu deneyi daha önce yaptın mı? Kiminle yaptın?
  
• 
  Hava ile ilgili başka nasıl deneyler yapabiliriz? Merak ettiğin neler var?
  

DENEY 2: GÖVDENİN GÖREVİ


KAZANDIRILACAK DAVRANIŞ: Gövdenin suyu ilettiğini gösterme

ARAÇ VE GEREÇLER: 2 tane beyaz marul, 2 bardak, biraz kırmızı ya da mavi mürekkep, makas

UYGULAMA: İki bardağa 2/3 ü kadar su koyunuz. Bardağın birisine mavi diğerine kırmızı mürekkep damlatınız. İki bardağa da alt kısımları suya değecek şekilde birer marul koyunuz. 3-4 saat bekleyin, mürekkepli sulara koyulan marulun beyaz taraflarının renklenmeye başladığını gözleyiniz. Beyaz alanları renklenen marulun sapının bir yerinden makasla bir parça kesin, buradaki incecik borularda renkli sıvı olduğunu gözlemleyebilirsiniz.
DEĞERLENDİRME

Öğretmen Deneyden sonra çocukları oturarak şu soruları sorar.

• Çocuklar biz neler yaptık?

• Marul yaprakları neden renk değiştirdi?

• Renkler marulun içinde nasıl ilerlemiş olabilir?

• Damarlarımız ne işe yarar anlayabiliyor muyuz?

• Kökler de bitkilerin damarları olabilir mi?


DRAMA ETKİNLİĞİ



UZAY DRAMASI

• 
  Çocuklara Güneş, Ay, Dünya, yıldız, bulut vb. isimler takılır. Daha önceden hazırlanmış materyaller çocuklara giydirilir veya üzerlerine asılır.
  
• 
  Astronotlar seçilir. Astronotlar alüminyum folyo ile sarılır. (Ya da tüm çocuklar astronot olur ve uzayda olduklarını düşünmeleri istenir.)
  
• 
  Uzayda olduklarını hayal etmeleri istenir ve bir gezinti yapılır. Çocuklar uzayda uçuyormuş gibi hareketler yaparak gezinerek astronot yürüyüşleri yaparlar. Bu sırada sakin ve gizemli bir müzik açılabilir.
  
• 
  Dramatizasyonun ardından değerlendirme yapılır ve diğer etkinlik için sınıf toparlanarak hazırlık yapılır.
  
• 
  Öğretmen çocuklara bir “uzay gemisi” etkinliği yapacaklarını söyler. Çocuklara sanat etkinliği çalışmaları dağıtılır.Çocuklar yönergelere uygun olarak sanat etkinliğini tamamlarlar.
  
• 
  Bitirilen etkinlikler panoda sergilenir.
  
• 
  Ardından “dünya-uzay-gezegenler” konulu çalışma sayfaları yönergelere uygun olarak tamamlanır. Öğretmen çalışmalara rehberlik eder.
  

DEĞERLENDİRME

• 
  Uzay nedir? Uzayda neler vardır?
  
• 
  Gezegen ne demektir? Hangi gezegenleri hatırlıyorsun?
  
• 
  Dünyanın çevresinde dönen nedir?
  
• 
  Dünya neyin çevresinde döner?
  
• 
  Bir astronot olsaydın hangi gezegene gitmek isterdin?
  

• 
  Hayvanların İngilizce isimlerini bilme
  
• 
  Konu ile ilgili çalışma sayfalarını tamamlama
  
• 
  Konu ile ilgili sorulan soruları anlama
  
• 
  Konuyla ilgili sorulan sorulara İngilizce yanıt verme
  

Örneğin; - What color cat?

İt is black

• 
  
  

AKIL OYUNLARI



REACTİON TRAİNİNG GAME

1. 
   Her oyuncu bir renk seçer. Tüm oyuncular sırayla, 3 zarı aynı anda atlarlar.
   
2. 
   Zarların 3 desenini birleştirip bir grup desen oluşturarak, oyuncu oyun tahtasında görünen ilgili deseni bulmalı ve oyun halkalarından birini hemen üzerine koymalıdır.
   
3. 
   Kazanan, ilk önce tüm doğru kalıpları bulan ve tüm oyun yüzüklerini doğru pozisyona getiren kişidir.
   

Çocuğun zihnini, yaratıcılığını ve düşünce yeteneğini geliştirmeye yardımcı olur ve kendi işlemi ile el-göz koordinasyonunu ve el esnekliğini eğitir. Mekânsal düşünceyi artırabilir, IQ düzeyini artırabilir. Çeşitli parlak renkler renk tanıma kabiliyetini önemli ölçüde artırır.
SPOR ETKİNLİĞİ



DENGE GEREKTİREN HAREKETLERİ YAPMA

Oyun alanına, yan yana üç büyük daire çizilir. Dairenin 8-10adım karşısında çocuklar sıralanırlar. Çocuklardan üçünün gözleri bağlanır. Gözleri kapalı olarak evlerini bulup oturmaları istenir. Öğretmenin işareti ile oyun başlar. Evini bularak oturan çocuklar oyunu kazanır ve alkışlanır.

SİNEMA GÜNÜ

• 
  8 Aralık 2017 Cuma
  

ÇILGIN KUŞLAR

Onlar her ağaçta ya da her köşede karşınıza çıkan şehir kuşları. Juan kendini küçümseyen ve sıradan gören, sürekli egzotik bir kuş olmayı hayal eden, inanılmaz uçuş yeteneğine sahip bir şehir serçesidir. Feifi yaşadığı kafesten yanlışlıkla serbest bırakılan dişi bir kanaryadır. Juan Feifi ile tanışacak ve sonrasında onu tüm arkadaşlarıyla tanıştıracaktır; bir yarasa olan Clarita, bir sinekkulu olan Pipo ve bir güvercin olan Libia. Beraber heyecanlı maceralara ortak olacak ve beceriksiz kedi Fredie'ye yem olmamak için kaçacaklardır.

AYIN ETKİNLİĞİ

• 
  21 - 22 Aralık 2017 Cuma
  

• 
  TUTUM, YATIRIM VE YERLİ MALLARI HAFTASI ETKİNLİĞİ
  
• 
  AİLELER İLE BİRLİKTE FİNCAN BOYAMA ETKİNLİĞİ
  
• 
  AYIN DEĞERİ BELGELERİNİN VERİLMESİ
  

• 
  AYIN DEĞERİ
  

SORUMLULUK

2017 - 2018 Eğitim-öğretim yılının birinci döneminde okulumuzda işlenecek olan Üçüncü değerimiz “SORUMLULUK” tur. Her yaştan bireyin kendince birtakım sorumlulukları vardır. Sorumluluklar çocukluktan itibaren başlar. Bu yaştaki sorumluluklar oyuncaklarını toplamak gibi sorumluluklardır. Çocuk büyüyüp okul çağına geldiğinde ise sorumlulukları bir miktar daha artar. Okul çağındaki bir çocuk derslerine çalışmak, ödevlerini yapmakla yükümlüdür. Okul bittikten sonra ise yetişkin bir birey olur ve kendi ayakları üzerinde durmak, kendi geçimini sağlamak için iş bulma çabası içine girer. Yani kişilerin yaşı büyüdükçe sorumlulukları da artar.

İnsanların hayatını düzenli bir şekilde devam ettirebilmesi için sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir. Ayrıca insanların çevrelerine karşı da birtakım sorumlulukları vardır. Örneğin her insan çevresini temiz tutmalıdır. Toplumdaki diğer insanların haklarına karşı saygılı olmak ve yardıma muhtaç insanlara yardımcı olmak zorundadır. Bunun gibi sorumluluklarını yerine getiren bir insan çevresine karşı sorumluluklarını da yerine getirmiş olur.
ÇOCUKLARIN 2 – 4 YAŞ ARASI ALABİLECEĞİ SORUMLULUKLAR

• 
  Sofrada tek başına yemeğini yemek,
  
• 
  Tek başına uyumak,
  
• 
  El – yüz temizliğini yapabilmek,
  
• 
  Dişlerini fırçalamak,
  
• 
  Kirli kıyafetlerini sepete atmak,
  
• 
  Yardımla giyinmek ve soyunmak,
  
• 
  Kıyafet seçimi, hazırlanacak yemek, gezmeye gidilecek yer gibi konularda karar sürecine katılmak,
  
• 
  Oyun oynarken nerede olacağını anne babasına söylemek,
  
• 
  Oyuncaklarını toplamak,
  
• 
  Oyuncaklarını korumak,
  
• 
  Kitap, dergi ve gazeteleri yerine kaldırmak,
  
• 
  Anne babaların basit getir götür işlerini yapmak,
  
• 
  TV, radyo gibi basit elektronik eşyaları açıp kapamak,
  
• 
  Alışveriş dönüşü malzemelerin yerleştirilmesine yardımcı olmak,
  
• 
  Alçak raflara hafif ve kırılmayacak malzemeleri yerleştirmek,
  
• 
  Yemek masasına peçete ve kırılmayacak malzemeleri koymak,
  
• 
  Çöpü dışarı çıkarmak,
  
• 
  Varsa evdeki hayvanları beslemek,
  
• 
  Varsa arabayı yıkamaya yardım etmek
  

ÇOCUKLARIN 5 YAŞINDA ALABİLECEKLERİ SORUMLULUKLAR

• 
  Eşyalarına iyi bakmak,
  
• 
  Temiz kıyafetlerini çekmeceye yada dolaba yerleştirmek,
  
• 
  Telefona gerektiği şekilde cevap vermek,
  
• 
  Saçlarını taramak,
  
• 
  Üzerinden çıkardığı kıyafetleri katlayabilmek ve dolabına kaldırmak,
  
• 
  Yemeğini yedikten sonra tabağını kaldırmak,
  
• 
  Basit yiyeceklerin hazırlanmasına yardım etmek,
  
• 
  Oyuncaklarını toplamak
  

ÇOCUKLARIN 6 YAŞINDA ALABİLECEKLERİ SORUMLULUKLAR

• 
  Tek başına giyinip soyunmak,
  
• 
  Sofranın hazırlanmasına ve toplanmasına yardım etmek,
  
• 
  Evin toplanmasına yardım etmek,
  
• 
  Yanlışlıkla döktüklerini toplamak,
  
• 
  Çiçekleri sulamak,
  
• 
  Sebzeleri yıkamak,
  
• 
  Kendi ayakkabılarını bağlamak,
  
• 
  Kendi ayakkabılarının temizliğini yapmak,
  
• 
  Evden çıkarken muslukları ve ışıkları kontrol etmek, açıksa kapatmak
  

SORUMLULUK;

• 
  Aile büyüklerine karşı sorumluluk
  
• 
  Çevreye ve doğaya karşı sorumluluk
  
• 
  Kendimize karşı sorumluluk
  
• 
  Arkadaşlarımıza karşı sorumluluk
  
• 
  Kendimize karşı sorumluluklarımız.
  

• 
  AYIN MÜZİSYENİ
  

WOLFGANG AMADEUS MOZART

Mozart, Avusturya'nın Salzburg kentinde 27 Ocak 1756 tarihinde dünyaya gelmiştir. İnsanlık tarihinde ender görülen yeteneklerinden biridir.

Babası Leopold Mozart(1719-1787) döneminin değerli keman ve bestecilerindendir. Mozart'ın yetişmesinde ve özenle eğitilmesinde babasının payı büyüktür. Wolfgang Amedeus Mozart, gelmiş geçmiş en parlak harika çocuktur. Üç yaşında klavsen çalar. Henüz üç yaşındayken, ablası Marie Anna'nın klavsen derslerine büyük ilgi gösterince, babası ona müzik dersleri vermeye başlamıştır. Dört yaşındayken klavsende üçlü aralıklarla beste denemeleri yaptığı söylenir. Babasından dersler alan Mozart, 15 ay gibi kısa bir sürede iyi bir klavsen çalgıcısı olmuştur. Beş yaşında ilk "menuet"ini besteler. Dokuz yaşında senfonilerin sahibidir. Ablası ile birlikte çeşitli yörelerde verdikleri konserler, herkesin büyük ilgisini çeker.

Leopold Mozart, çocuklarının müzik dehalarını sergilemek üzere Avrupa'nın çeşitli merkezlerine geziler düzenlemiştir. Bütün bu merkezlerde Mozart değişik insanlar tanır, bestecilerle tanışır, o çevrenin müziğini dinler. Böylece ilerdeki uslubunu oluştururken bu ülkelerin stillerini biriktirip kendi süzgecinden geçirecektir.

MOZART ’DA TÜRK ETKİLERİ:

Klasik Dönem’de Türk adını müzikte en çok duyuran besteci Mozart’tır. Sonad, konçerto, opera ve balelerinde Türk vurma çalgılarını ya da renklerini kullanmıştır. Mozart’ın Türk ve Yakındoğu müziğine ilgi duymasının başlıca nedeni Angelo Soliman’ın etkisinde kalmış ya da kendinden önceki Glucka ve Handel gibi bestecileri dinlemiş olmasıdır. 1772’de yazdığı Lucia Silla’nın bale sahnesinde kullandığı motifleri KV.219 no’lu Keman Konçertosu’nun Rondo bölümünde yenilemiştir. 1775’de yazdığı bu Türk Konçertosu’nun finalinde, çifte ritim kurgusunda yarattığı marşı zarif bir rondo ile birleştirmiştir. Mozart’ın yarım kalmış Türk konulu iki operası: Kahire Kazı, KV.422 (1783) Varesco’nun bir metni üzerine yazılmıştır, Türk ülkesine benzer bir yerde geçer komik opera niteliğindedir.

BAŞLICA ESERLERİ:

OPERALAR: 24 tane operası yer almaktadır. Mozart'ın en ünlü operaları; Saraydan Kız Kaçırma, Kahire Kazı, Figaro’nun Düğünü, Don Giovanni, La Clemenza di Tito , Mozart Sihirli Flüt Operası

SENFONİLER: Mozart’ın 41 tane senfonisi vardır. No.31-Paris; no.35- Haffner; no.36.-Linz; no.38-Prag; no39; no.40; no.41-Jüpiter en tanınmış senfonileridir.

KORAL MÜZİK: 18 Missa-no.16"Coronation";no.18 do minör(bitmemiş); Requiem(bitmemiş); Exultate jubilate; oratoryalar ve kısa dinsel parçalar.

ODA ORKESTRASI İÇİN SERENADLAR: Seranata Notturna, Haffner, Küçük Bir Gece Müziği, Bir Müzikal Şaka, Divertimento'lar, Cassation'lar, Danslar, Marşlar.

KONÇERTOLAR:

Piyano Konçertoları: no.15,no.17,no.18,no.19,no.20,no.21,no.22,no.23,no.24,no.25,no.26no.27

5 keman konçertosu; keman ve viyola için senfoni konsertant; fagot, flüt, obua, klarinet, flüt, arp için konçertoları.

ODA MÜZİĞİ: 23 yaylı çalgılar kuvarteti-"Haydn kuvartetleri" ;"Dissonans Kuvarteti" ;"Prusya Kuvartetleri"; 6 yaylı çalgılar kenteti; klarinetli kentet; flütlü kuartetler; piyanolu kuvartetler;pianolu triolar; yaylı çalgılar için triolar, piyano ve keman sonatları;üflemeli çalgılar için kentetler.

PİYANO İÇİN PARÇALAR: 17 sonat; rondolar, çeşitlemeler; fanteziler; iki piyano ve dört el için düetler ve sonatlar.

VOKAL MÜZİK: Konser aryaları(orkestra ve şan için);şan ve piyano için şarkılar.

• 
  AYIN SANATÇISI
  

PABLO PİCASSO

Picasso denildiğinde akla gelen ilk şeydir resim! Ya da resim denildiğinde Picasso! Henüz küçücük bir çocukken babasının sayesinde resimle tanışan Picasso, hayatı boyunca üretmiş, resmin yanı sıra heykel, baskı, seramik gibi alanlarda da başarılı çalışmalar ortaya çıkarmıştır. En iyi sanat okullarına girmeyi başarmasına rağmen, eğitim hayatının kuralcılığından hoşlanmamış ve kendini sokaklara atarak gözlemlediklerini resmetmeyi tercih etmiştir.

Yenilikçi sanatçı, Georges Buraque ile birlikte Kübizm akımının temellerini atmış, resimlerinde kullandığı geometrik şekillerle ününü daha da arttırmıştır. Hayattayken efsanevi bir ressam olmayı başarmış, sanatının yanı sıra özel hayatıyla da Hollywood yıldızları kadar popüler bir kişilik olmuştur. Politik görüşleri ile de sık sık konuşulan Picasso aynı zamanda bir savaş karşıtı olarak tanınmıştır. En üretken sanatçı niteliğini kazanmış, kendinden sonra gelen ressamları etkilemiş, hatta bir resim dehası olan Salvador Dali de onun hayranları arasında yer almıştır.

Başlıca Eserleri: Ben Picasso, Deniz Kenarında Anne ve Çocuk, Soytarılar Ailesi, Avignonlu Genç Kızlar, Koltukta Oturan Olga’nın Portresi, 1917 / Eşeğe Binmiş Paulo, Marie-Therese Walter’ın Portresi, 1939 / Maya Denizci Bebekle, Deniz Kenarında Anne ve Çocuk, Kollarını Kavuşturmuş Jacqueline Roque Portresi, Françoise Gilot ile Paloma ve Claude, Guernica, 1937

• 
  AYIN ÜLKESİ
  

İTALYA

Resmi adıyla “İtalya Cumhuriyeti”, İngilizce “Italy”, İtalyanca “Italia”.

İtalya bayrağı, Fransız imparatoru Napolyon tarafından tasarlanmıştır. Bayraktaki yeşil umudu, beyaz kaderi, kırmızı de hayırseverliği temsil eder. Ancak meşhur İtalyan mutfağından dolayı yeşil rengin rokayı, beyazın mozarella peynirini ve kırmızının domatesi simgelediği de söylenir.

Güney Avrupa’da, çizmeye benzer şekliyle İtalya Yarımadası üzerinde yer alır. Akdeniz’in en büyük iki adası olan Sicilya ve Sardunya İtalya’ya aittir. Fransa, İsviçre, Avusturya, Slovenya komşularıdır.

Gezilip görülmesi gereken ünlü yerleri ; Kolezyum, Amalfi Sahili, Pisa Kulesi, San Marco Meydanı, Roma Forumu, Uffizi, San Marco Bazilikası, Garda Gölü, Como Gölü, Vezüv Yanardağı, Büyük Kanal, Vatikan Müzeleri bunlardan bazılarıdır.

Başkent Roma, yüzyıllar boyunca Batı uygarlığının merkezi olmuş, mimaride barok üslubunun doğuşuna tanıklık etmiş ve eskiden beri Katolik Kilisesi’nin merkezi olmuştur.

Resmi dili İtalyanca’dır. Ülke nüfusu yaklaşık 61 milyondur. En fazla nüfus, başkent Roma’dadır. Para birimi EURO’dur.

İtalya’da pek çok aktif volkan bulunur. Bunlardan Etna Avrupa kıtasındaki en büyük yanardağdır. İtalya’nın diğer önemli yanardağları, Vezüv, Stromboli ve Vulcano’dur.

Ülkenin iklim özellikleri bölgelere göre çeşitlidir. Genel olarak ülkede Akdeniz iklimi görülür. İtalya 20 bölgeye ayrılmıştır ve toplamda 109 il vardır.

Ülkenin metropolleri Milano, Roma, Napoli ve Torino’dur.

Hristiyanlığın Katolik mezhebi İtalya’daki en yaygın inançtır.

Ülke moda, marka ve araba üretimi konusunda ünlüdür.

Fiat, Ferrari, Alfa Romeo, Lamborghini İtalya’nın dünyaca ünlü araba markalarıdır. Dolce&Gabbana, Versace, Valentino, Armani, Robert Cavalli, Benetton ve Prada en ünlü moda-tekstil markalarıdır.

İtalya dünya sıralamasında en çok ziyaret edilen beşinci ülke, turizmden en çok kazanan dördüncü ülkedir. (WTO, 2009) Cenova limanı İtalya’nın en büyük, Akdeniz’in ise ikinci büyük limanıdır.

Roma İmparatorluğu gibi dünyanın köklü devletlerine ev sahipliği yapmış olması ve Hıristiyanlığın en önemli merkezi Vatikan’ı içinde bulundurması nedeniyle ülke, kültürel miras öğeleri bakımından son derece zengindir.

Ünlü İtalyan Ressamlar; Michelangelo, Leonardo da Vinci, Donatello, Botticelli, Fra Angelico, Tintoretto, Caravaggio, Bernini, Titian ve Raphael

Operaya hayat veren İtalya, klasik müziğin temellerinin atıldığı yerdir. Aynı zamanda piano ve violin gibi klasik müzikle ilgili çalgılarında ortaya çıkış yeri İtalya’dır.

Maurizio Pollini ile Luciano Pavarotti gibi dünyaca ünlü tenörler İtalya’nın klasik müzik alanındaki başarı ve egemenliğinin birer göstergesidir.

İtalya’da en çok oynanan spor türü futboldur.

İtalyan mutfağı dünyanın en zengin mutfaklarından biridir ve karakteristik özellikleriyle öne çıkmaktadır. İtalyan mutfağının dünyaya mâl olmuş yemekleri arasında pizza, spagetti ve bazı makarnalar ile bunların kendilerine özgü sosları, risotto, parmesan peyniri, lazanya ve tiramisu sayılabilir.

Geniş bir kahve çeşitliğine sahip olan İtalyan mutfağında özellikle espresso önemli bir yer tutar.

• 
  AYLARDAN MASAL, GÜNLERDEN ÇOCUK
  

PİNOKYO

Carlo Collodi’nin çocuk romanı.

İtalyanca

Türü: Kurgu, Fantezi, Macera Romanı, Çocuk edebiyatı, Mizah, Spekülatif kurgu

1883’ten itibaren Il Giornale dei bambini’nin yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Pinokyo adlı eserinde bu sıralarda yazmaya başlamıştır. Ama bu arada bir başka dergide Pinokyo’yu bölüm bölüm yayımlamaya başlar. Pinokyo’nun kazanacağı ün hem kendisinin adını hem de diğer eserlerini gölgede bırakacaktır.

Eser ilginç konusu, eğitici yanı, özellikle yalan söyleyince burnunun uzaması motifi ile çok dikkat çekmiştir. Pinokyo bu özellikleri ile Dünya Edebiyatının en ünlü çocuk romanlarından ve karakterlerinden birine dönüşür. Hemen her dile çevrilmiş, binlerce kere, basılmış, dünyanın her yerinde çocuklara tavsiye edilen ve çocuklara okutulan başlıca çocuk klasiklerinden biri olmuş, iki asırdır, dünyanın en önemli çocuk klasiklerinden biri olarak kalmayı başarmıştır.

Eser kazandığı haklı ünü sayesinde çizgi filmler, filmler, animasyonlar, çizgi romanlar, tiyatrolar ve çok farklı uyarlamaların ortaya çıkmasına da vesile olmuştur. Bu eser, Walt Disney’in Pinokyo’yu film kahramanı yapmasıyla (1939) daha da artmış, dünyanın her yerinde tanınan bir eser haline gelmiştir.

KONU VE KISA ÖZET

Yaşlı oyuncakçı Geppetto, akrobat taklalar atan tahtadan bir kukla yapmak istemiş, ortaya gerçek çocuklar gibi hareket eden haşarı bir kukla çıkmıştır. Bu yaramaz tahta kukla Pinokyo başını türlü çeşit “belalara” sokmaya başlar. Gepetto’nun yuvasından ayrılıp dünyayı keşfetmek üzere maceralı bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuk sonunda Pinokyo mavi peri tarafından gerçek bir çocuğa dönüştürülür. En sonunda iyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı, yalan ile doğruyu ayırt etmeyi öğrenerek normal insanlar gibi olmaya başlar.

ANAFİKRİ

Büyüklerimizin nasihatlerini dinlemeli başımıza felaketler gelmeden pek çok şeyi onlardan öğrenmeliyiz. İyi bir insan olabilmek için saygılı, çalışkan, tok gözlü ve söz dinleyen biri olmalıyız.

KARAKTERLERİ

Pinokyo: Yaramaz, haylaz, çalışmayan, tembel bir kukladır.

Geppetto: Pinokyonun babası, Pinokyo sürekli onu üzer ve kaçar sürekli ona yalan söyler.

Orman Perisi: iyi kalpli peri pinokyaya yardım eder.

Cırcır Böceği: Pinokyoya çok yardım eder aslında ancak Pinokyo dik kafalılık eder bunu anlamaz.

Tilki ve kör kedi : Yalancı, düzenbaz, hile yapıp Pinokyoyu sürekli kandırırlar.

• 
  HAFTANIN ÇOCUĞU
  

HAFTANIN ÇOCUĞU BENİM



SALI

Ailemden

Mektup Var

PAZARTESİ

Fotoğraflarla Dünden Bugüne Ben




PERŞEMBE

Bilim Günü

Deney Yapıyorum

ÇARŞAMBA

Bir Hikâyem Var



CUMA

Ailem Okulda

3/A KELEBEKLER SINIFI

Zehra Defne ATASEVER ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Ömer Aras TAK ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

M. Kağan ÇOBAN ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Mehmet Emre MIZRAK ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Nazife ALİEKBER ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

3/B UÇAN BALONLAR SINIFI

Damla ÇALIK ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Aslı Elif EROL ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Dünya Nehir DÖNMEZ ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Melis Ece ÖTÜNÇTEMUR ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

4/A MUTLULUK ORMANI SINIFI

Asım Görkem YAZICIOĞLU ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Yusuf Ziya ZAMBUR ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Mert GÜNEBAKMAZ ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Metehan AYDIN ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

4/B SARI KALPLER SINIFI

Ceyda BARMANBAY ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

İpek Ayşe FIRAT ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Fatma Betül SATILMIŞ ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

4/C KIRMIZI KALPLER SINIFI

Ayşe Mina ŞAHİN ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Serra KURT ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Elif Beren TÜRK ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Elif Su DEMİR ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

5/A KIR ÇİÇEKLER SINIFI

Mehmet Kemal ECEVİT ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Emir Alp AKSOY ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Emir IŞIKTAŞ ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Hilal MIZRAK ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

5/B RENKLİ KAR TANELERİ SINIFI

Elif Azra AYGÜNDÜZ ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Ecrin ERTÜRK ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Mete YÜNSEL ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Mehmet Fatih ÜNAL ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

5/C PIRLANTALAR SINIFI

Senanur KURT ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Eslem ASILTEKİN ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Esma DİLMAÇ ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.

Ecenaz ŞENYÜREK ve ailesine sınıfımıza kattığı güzellikler için teşekkür ederiz.


TOMBİK AYI UYUYUNCA

Paylaşımı, arkadaşlığı ve hoşgörüyü öğreten bu kitabın, mükemmel çizgileri ile çocuğunuz kendisini hikâyenin tam içerisinde hissedecek.

AY’A YOLCULUK

Bir maceraperest Ay’a gitmeyi aklına koyar ve hazırlıklara başlar…

Jules Verne’in büyülü dünyasıyla tanışmaya hazır mısın?

PAYLAŞMANIN ÖNEMİNİ ÇOCUĞA HİSSETTİRMEK

HEPSİ BENİM, PAYLAŞMAM !"

Çocuklar ve Paylaşım Duygusu

Bebek hareketlilik kazanıp annenin kucağından indiğinde, ‘anneden ayrı’ bir benlik kurmaya başlar artık. Emeklemeye ve yürümeye başlamakla birlikte kendini ve çevreyi daha iyi keşfetme fırsatını yakalar. Kendini keşfederken, kendini ve kendine ait olanları tanımlama ihtiyacı içindedir. “Ben” ve “benim” kelimeleri yavaş yavaş en sık kullandığı kelimeler olmaya başlar. Yürüme becerisinin gelişmesiyle birlikte, dünyayı keşfi kendi kontrolüne girer. Çevre, ulaşılacak noktalar ve incelenecek nesnelerle doludur. Geliştirmekte olduğu kontrol duygusunu nesnelere karşı da kullanmaya başlar. Açıkça kendine ait olan nesnelerin ötesine geçip, ulaşabildiği her nesneye “benim” demeye başlar. Bu dönem çocuklarının en temel bilişsel gelişim özelliği ben-merkezcil düşünmedir. Dünya hakkındaki kısıtlı bilgileri, yeni tanımlamaya başladıkları ”ben” çevresinde gelişmektedir çünkü.

Bu nedenlerle, 3-5 yaş anne-babalarının en yaygın şikayetleri arsındadır çocuklarının paylaşmayı bilmemesi. Nesneleri kontrol, çevreyi kontrol, tuvaletini kontrol gibi konular çocuğa bir yandan güç kazandırırken, bir yandan da kaybetme kaygısını yükler. Oyuncak arabasını oyun arkadaşıyla paylaşması söylendiğinde çocuk, arabayı verdiğinde geri alıp alamayacağını bile bilmemektedir. Dolayısıyla, arabası üzerindeki kontrolünü ve sahiplik duygusunu yitirme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Doğal olarak tepkisi “HAYIR” olacaktır. Çocuğun paylaşmaya verdiği bu kaygılı ve öfkeli tepki bir yetişkine anlamsız görünebilir, ancak bu tepkinin, çocuğun doğal gelişimsel dönemine ait doğal bir tepki olduğunu hatırlamakta fayda vardır.

Paylaşma duygusu çocuğun doğuştan getirdiği bir özellik olmadığına göre, çocuk bunu sonradan kazanacaktır. Bunun için de, gerekli gelişimsel olgunluk seviyesine erişmesi önemlidir. Çocuğun paylaşmayı öğrenmesinin yolu, gözlem ve rehberlik olacaktır. Paylaşmayı öğretmek için çocuğu zorlamak, baştan kaybetmektir. Oyuncağını zorla almak, tehdit etmek, ceza vermek gibi yöntemler, çocuğun paylaşmaya olan öfkesini artırır sadece. Bu nedenle, çocuğa paylaşmayı öğretirken ilk adım, kontrolün onda olduğunu çocuğa hissettirmektir: “Şimdi birlikte resim yapacağız. Kalemlerinden hangisini arkadaşına vermek istersin? Mavi olanı mı, kırmızı olanı mı?” Bu ifadede çocuk, sahip olduğu nesneler üzerinde hala kontrolü olduğunu hisseder. Seçim yapma ve karar verme hakkına sahip olmak, paylaşma kavramının olumlu yüzünü gösterir çocuğa.

Çevredeki yetişkinleri paylaşım örnekleri sergilerken görmek de çocuk için önemlidir. Böylece çocuk, sahip olunan bir şey başkasına verildiğinde geri alınabildiğini, istediği zaman geri almaya hakkı olduğunu ve paylaşım sayesinde karşılıklı bir güven ve işbirliği kurulabildiğini görecektir. Çocukla oynanacak ‘alma-verme’ temalı bir oyun, yetişkin-çocuk arasında güvenilir bir ortamda paylaşmayı öğretmek için idealdir. İstenen oyuncağı verdiği zaman takdir, gülümseme, tebrik gibi olumlu pekiştireçlerle karşılaşan çocuk, hem davranışı ile ilgili geri bildirim almış olacak, hem de kendisine ait olan oyuncağın paylaşma sonrasında geri döndüğünü, onu kaybetmemiş olduğunu görecek ve paylaşma kavramının anlamını uygulamalı olarak görmüş olacaktır.

Paylaşma kavramı çocuğa öğretilirken, nasıl ve ne zaman paylaşması gerektiğini öğretmek de önemlidir. Kendisi için çok özel bir oyuncağı paylaşmak zorunda değildir. Yetişkin olarak hepimizin, başkalarıyla paylaşmak istemediğimiz, bizim için özel olan eşyalarımız vardır. Çocuklar için de durum aynıdır. Bu yüzden bu durum çocuğa anlatılabilir ve paylaşmayı kabul ettiği oyuncaklarla, paylaşmak istemediği oyuncaklar ayrı kutulara yerleştirilebilir. Eve misafir geldiğinde veya oyun parkına giderken, diğer çocuklarla yaşanacak sorunu baştan önlemek için çocuk, paylaşmayı kabul ettiği kutudan oyuncaklar seçebilir.

Paylaşım konusu bazen kardeşler arasındaki çatışmaların zeminini oluşturabilir. Küçük kardeşi ağlıyor diye elindeki oyuncağı vermek zorunda kalan çocuk, kendi haklarına kimsenin saygı duymadığı görecektir. Bu da kardeşe ve anne-babaya karşı öfkeye neden olabilir. Oyun, çocuklar için eğlenceden öte anlamlar taşır. Bu nedenle, oynarken sürekli bölünen, oyuncağını kardeşine vermek zorunda kalan çocuk, devamlı hayal kırıklığı ve öfke yaşayacak, yaptığı şeyin kimse tarafından önemsenmediğini, başkalarının duygularının hep, kendisininkinden daha önemli olduğunu hissedecektir. Ayrıca, sürekli bölünme beklentisi içine girip, bir işle derinlemesine meşgul olmanın, yoğun dikkat göstermenin gereksiz olduğunu da hissedip, kısa süreli ve sonuçsuz faaliyetlere yönelebilir. Tüm bunlardan sonra, başarı ve haz duygusunu alamadığı için çocuğun özgüveni ve benlik duygusu sürekli zedelenecektir.

Paylaşmanın farklı türleri vardır: oyuncağını oynaması için başka bir çocuğa vermek, kurabiyelerinden bir kısmını arkadaşlarına vermek veya bir çocuğu oyuna davet etmek gibi. Eğer çocuk henüz oyuncağını vermek konusunda hazır değilse, diğer paylaşım yollarını öğretmekle işe başlanabilir. Paylaşmayı öğrenmede çocuğa en çok yardımcı olanlar yine çocuklar olacaktır. Çocuk sosyalleşmeye başladıkça paylaşmanın, işbirliği kurmakta ve arkadaş edinmekteki önemini öğrenmeye başlar. Paylaşan çocuklar yaşıtları arasında tercih edilirken, paylaşmayanlar genellikle dışlanır ve yalnız kalır. Sosyalleşmeyle birlikte çocuklar, bu tür gözlemleri ve geri bildirimleri, kendi davranışlarını düzenlemede kullanabilir hale gelirler. Böylece normal gelişimsel bir dönem kriz haline gelmeden yaşanmış olunur. Çocuklar genellikle 5-6 yaşlarında paylaşmayı ve grup içinde işbirliği kurarak oynamayı öğrenmiş olurlar. İlkokul çağında hala paylaşmayı bilmeyen çocuk için, bir uzmana danışmakta fayda vardır. (Çiğdem Bilgen – Uzm. Psikolog)

3/A KELEBEKLER SINIFI







3/B UÇAN BALONLAR SINIFI




4/A MUTLULUK ORMANI SINIFI




4/B SARI KALPLER SINIFI





4/C KIRMIZI KALPLER SINIFI



5/A KIR ÇİÇEKLERİ SINIFI






5/B RENKLİ KAR TANELERİ SINIFI







5/C PIRLANTALAR SINIFI

ADRES: Maltepe Mahallesi Edirne Çırpıcı Yolu Sokak No:5 Zeytinburnu / İSTANBUL

Tel. No: 0212 481 11 30 / 0212 481 11 29

Web: http://sehitibrahimyilmazanaokulu.meb.k12.tr/