Sembolik bir dille bunun eksik bir keşif olduğunu, fakat yine de ilâhî hakikate bir tercüman gibi kabul edilmesi gerektiğini b



Yüklə 1,61 Mb.
səhifə21/48
tarix09.01.2019
ölçüsü1,61 Mb.
#94518
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   48

İBN NÜBÂTE el-HATÎB

Ebû Yahya Abdürrahtm b. Muhammed b. İsmâîl b. Nübâte el-Fârikî (ö. 374/984) Hamdânîler döneminin ünlü hatibi.

Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. 335 (946) yılında Meyyâfârikin'de (bugünkü Silvan) doğdu; bu sebeple Fâriki nisbesiyle anıldı. Soyu Kudâa kabilesinin Huzâka kolundan geldiği için bazı kaynaklarda buna Huzâki 475bazılarında ise farklı olarakTe-mîmî 476 nisbesi de eklenmektedir. Öte yandan İbnü'l-İmâd onun Benî Lahm'den oldu­ğunu. Askalân'da doğduğunu ve Mısır'­da yaşadığını ileri sürerek nisbesini Lahmî, Askalânî ve Mısrî şeklinde veriyorsa da 477 bu iddia doğru değil­dir. Zira kaynakların tamamına yakını, İbn Nübâte"nin doğum ve ölüm yerinin Mey-yâfârikin olduğunu ve Halep'te hatip ola­rak şöhrete kavuştuğunu bildirmektedir. Soyundan gelenler de VII. (XIII.) yüzyılın başlarına kadar bu şehirde oturmaktay­dı.478 630 (1232) yılında Eyyûbî hanedanından el-Melikü'l-Kâmil, Meyyâfârikin'de yaşamakta olan Celâled-din İbn Nübâte'yi Mısır'a davet ederek onu kendisine divan kâtibi yapmıştı. Serhu'I-\iyun fî şerhi Risâleti İbn Zeydûn mü­ellifi Mısırlı şair Cemâleddin İbn Nübâte de (ö. 768/1366) İbn Nübâte'nin soyundan gelmektedir.479

İbn Nübâte'nin Halep'e gittiğinde Ham-dânî Emîri Seyfüddevle'nin kendisini hi­mayesine alması ve hatip olarak görev­lendirmesi onun çok iyi bir eğitim almış ol­duğunu göstermektedir. Nitekim Bizans'a karşı yapılan savaşlar esnasında halkı ci­hada teşvik eden son derece veciz hut­beler okumak suretiyle emîre destek ol­muş ve kazanılan zaferlere mânevi açıdan önemli katkıda bulunmuştur. İbn Nübâ­te'nin hatiplik görevine Seyfüddevle'nin vefatından (356/967) sonra getirildiği ile­ri sürülmüşsede hutbelerini 351 (962) yı­lında kaleme almaya başladığına göre 480 bu bilgi doğru değildir. Seyfüddevle'nin sarayında düzenlenen il­mî ve edebî sohbetlere katılma imkânı bulan İbn Nübâte burada devrin ünlü şa­iri Mütenebbî ile tanışmış ve onunla dost olmuştu. Rivayete göre Mütenebbî diva­nının yarısından çoğunu kendisine oku­muştu. İbn Nübâte, emîrin ölümünden sonra da uzunca bir süre hatiplik görevi­ne devam etti ve Meyyâfârikin'da vefat etti.

Seçili nesrin en olgun Örneğini teşkil eden İbn Nübâte'nin hutbeleri Dîvânü'l-hutab adıyla bir araya getirilmiştir; fakat hutbelerin kendisi mi yoksa oğlu tarafın­dan mı toplandığına dair herhangi bir bil­gi yoktur. Bir edebiyat ve belagat şahese­ri sayılan hutbelerinin sayısı 127'dir. Bun­lar arasında Allah korkusu, ölüme hazırIıklı olmanın lüzumu ve âhiret ahvâline dair otuz sekiz; mübarek ay, gün ve ge­celerin fazileti hakkında on beş; İslâm'da cihadın önemiyle ilgili on sekiz; kuraklık, yağmur duası, ay ve güneş tutulması, yeryüzünün küre şeklinde oluşu gibi çe­şitli konulara dair on altı; devlet büyükle­ri ve bazı olaylarla ilgili yedi; "es-sevârrî" ve "levâhık" başlığı altında tekrar edilen hususlara dair otuz üç hutbe vardır.

İbn Nübâte, güzel konuşmanın insan üzerindeki etkisinden dolayı hutbelerin­de muhtevadan çok üslûba önem vermiş­tir. Bunda, derin düşünceyi ve yüksek di­nî gerçekleri halka anlatmanın güçlüğü­nün de önemli payı vardır. Onun parlak bir üslûba sahip oluşunda, Hz. Ali'nin Nehcü'l-belâğa'da derlenen hutbelerini ezberleyecek derecede çok okumasının tesiri olmuştur 481 Derin bir inanç ve aşk ürünü olan hutbeler sonraki nesiller için iyi bir örnek teşkil etmiştir. Nitekim Cürcânî Esrârü'l-belâğa'da on­dan birçok alıntı yapmış 482 İbnü'l-Hadîd Şerhu Nehci'l-belûğaöa 483 İbnü'l-Esîr el-Meşelü's-sû'ir'de ve YâkütMu'cemü'y-üdebâ'da ona atıfta bulunmuşlardır. Ge­rek veciz hutbeleriyle gerekse zühd ve takvâsıyla halkın sevgi ve saygısını kaza­nan İbn Nübâte çeşitli menkıbelere de konu olmuştur.484

Dîvânü'l-hutab'\n Süleymaniye Kütüp­hanesi ile 485 Berlin Staatsbibliothek'teki 486 nüshalarında müellifin hutbelerinin yanı sıra 390 (1000) yılına kadar yaşadığı bili­nen oğlu Ebû TâhirMuhammed'e ait on beş; 420'de (1029) hayatta olan torunu Ebü'l-Ferec Tâhir'e ait iki kısa hutbe da­ha yer almaktadır. Tâhir Efendi el-Cezâiri bu esere yazmış olduğu şerhte (Beyrut 1311/1893) esas aldığı metin yukarıda zik­redilen nüshalarla tam bir uygunluk gös­termektedir. 1864-1955 yıllan arasında birçok defa basılan ve İbn Nübâte'ye nis-bet edilen Divânin-hulab'ın ise onun­la bir ilgisi yoktur; bu eser X. (XVI.) yüz­yılda yaşamış bir müellife aittir. Dîvâ-nü'1-hutab Ebü'1-Yümn el-Kindî, Ebü'l-Beka Abdullah b. Hüseyin el-Ukberi, Ab-düllatîf el-Bağdâdî, Osman b. Yûsuf el-Kuleybî. Abdurrahman b. İbrahim el-Bâ-rizî ve Tâhir Efendi el-Cezâirî tarafından şerhedilmiştir.

Bibliyografya :

Yâküt. Mu'cemü't-üdebâ', XIII, 53; İbnü'l-Esîr, ef-Meşe/ü's-sâ^r (nşr. Ahmed el-Hûfî - Be-devîTabâne), Kahire 1939.1, 363-364; III, 204-205, 294; İbn Ebü'l-Hadîd, Şerhu NehcVl-bela-

İBN NÜBÂTE el-MISRÎ

Ebû Bekr Cemâlüddîn Muhammed b. Şemsiddîn Muhammed b. Nübâte el-Fâriki el-Mısrî {ö. 768/1366) Şair ve edip.

Rebîülevvel 686'da (Mayıs 1287) Kahi-re'de doğdu. Aslen Meyyâfârikinü olup Seyfüddevle'nin saray hatibi İbn Nübâte el-Hatîb'in (ö. 374/984) soyundandır. Ço­cukluk ve gençlik yıllarını Kahire'de geçir­di. Babası Şemseddin Muhammed hadis âlimi olduğundan ilmî bir çevrede yetişti. Takıyyüddin İbn Dakikulld, Bahâeddin İb-nü'n-Nehhâs en-Nahvî, Alemüddin Kays b. Sultân ed-Darîr gibi âlimlerden başta hadis, fıkıh ve edebiyat olmak üzere çe­şitli ilimler tahsil etti ve onlardan icazet aldı.

İbn Nübâte, öğrenimini tamamladıktan sonra Eyyûbîler'in Mısır'daki ileri gelen devlet adamlarına birçok methiye yazdı. Ancak beklediği ilgi ve itibarı göremeyin­ce?^ (1316) yılı başlarında Suriye'ye gi­derek Dımaşk'a yerleşti. Buradaki ikameti esnasında sık sık Hama'ya gidip Eyyûbî Emîri el-Melikü'l-Müeyyed Ebü'l-Fidâ'yı ziyaret etti; Emîr ile aralarında bir dost­luk kuruldu. Onun için methiyeler yazdı ve adına çeşitli eserler kaleme aldı. Bun­ların karşılığında kendisinden büyük mad­dî yardım ve destek gördü. Ayrıca Suri­ye'nin diğer şehirlerini de ziyaret ederek buralardaki devlet adamlarına methiye­ler yazdı ve ihsanlara nail oldu. 735'te (1335) Vezir Emînüddevle Abdullah el-Emînî tarafından, Kudüs'ün temizlik işle­rine ve hıristiyanlarca mukaddes sayılan Kıyamet Kilisesi'ne nazır tayin edildi. 743 (1342) yılına kadar her yıl ziyaret mevsi­minde Kudüs'e giderek bu görevini yürüttü. Aynı yılın başlarında divan kâtipli­ğine getirildi; iki yıl sonra azledildiyse de 748'de (1347) görevine iade edildi.

761'de (1360). Memlüklü Sultanı el-Melikü'n-Nâsır Hasan b. Muhammed'in daveti üzerine elli yıllık bir aradan sonra Kahire'ye dönen İbn Nübâte'ye sultan bü­yük ilgi göstererek divanda sır kâtipliği görevi verdi. İbn Nübâte, yaşının hayli iler­lemiş olması sebebiyle bu göreve devam­dan muaf tutulmuş, ancak kendisine ma­aşı ödenmeye devam edilmiştir. Sultana birçok methiye yazan İbn Nübâte, ayrıca onun adına hatiplerin cuma hutbelerinde okumaları için bir kitap telif etti. Fakat 762'de (1361) Sultan el-Melikü'n-Nâ5ir'ın öldürülmesi üzerine İbn Nübâte'nin ha­yatının seyri değişti ve 768(1366) sonba­harında Kahire'de vefat edinceye kadar sıkıntı içinde yaşadı.

Küçüklüğünden itibaren edebiyata yö­nelen İbn Nübâte nazım, nesir ve kitabet­te meşhur olmuştur. İbn Hacer, onun bu sahalarda hem akranlarını hem de önceki edipleri geride bıraktığını kaydeder.487 Tâceddin es-Sübkî de İbn Nübâte'nin edebî kişiliğin­den bahsederken zamanında şairlerin bayraktarlığını yaptığını, şiirde, nesirde, hat sanatında ve kitabette ondan daha üstün olan bir kimseyi tanımadığını söy­ler.488 İbn Nübâte'nin ta­lebeleri arasından tanınmış edip ve şair­ler yetişmiştir. Selâhaddin es-Safedî, Zey-nüddin İbnü'l-Verdî, Burhâneddin el-Kî-râtî, İbnü's-Sâiğ ez-Zümürrüdî, İbn Ha-bîb el-Halebî, Bedreddin İbnü's-Sâhib. Yahya el-Habbâz el-Hamevî, Şehâbeddin el-Hâcİb ve Fîrûzâbâdî bunlar arasında sayılabilir. Şiirlerinde genellikle övgü ve mersiyeye yönelen şarap, aşk, gazel ve tabiat tasviri gibi temaları işleyen İbn Nü­bâte şairliğiyle meşhur olmakla birlikte nesirleri, özellikle mektup tarzındaki ede­bî yazılarıyla da temayüz etmiştir. Eser­lerinde edebî sanatlara ve bilhassa tevri­ye, cinas, teşbih ve istiareye oldukça faz­la yer vermiş, Kur'an âyetlerinden ve ha­dislerden bol miktarda iktibaslar yapmış­tır.



Eserleri.



1. Dîvâni! İbn Nübâte el-Mzşrî (Kahire 1288, 1289, 1323; Beyrut 1304). İbn Hacer'in hocası Muhammed b. İbrahim el-Beştekî'nin İbn Nübâte'nin şi­irlerinden derlediği bu esere İbn Hacer ez-Zeyl hlâ mâ cemecahû el-Beştekî inin nazmi İbn Nübâte 489 adıyla bir zeyil yazmıştır.

2. Ha-zîretü'1-üns ilâ hazreti'1-Kuds. Müelli­fin Kudüs şehrine yaptığı seyahati anla­tan bir risale olup İbn Hicce'ninŞemera-tü'l-evrâk'İçinde yayımlanmıştır. 490

3. Hubzü'ş-şacîr. Arapça'da mevcut, "Arpa ekmeği hem yenir hem de yerilir" anla­mındaki atasözünün açıklanmasına dair bir risale olup İbn Hİcce bunu eserinde iktibas etmiştir. 491

4. Dîvânü'l-hutabi'l-minberiyye. Memlûk Sultanı el-Melikü'n-Nâsır Hasan b. Muhammed adına yazılmış elli iki hutbeyi ihtiva etmektedir (Kahire 1302, 1304).

5. Serhu'I-'uyûn fî şerhi Ri-sâleti İbn Zeydûn. İbn Zeydûn'un, sev­gilisi ve Endülüs Emevî Halifesi Müstek-fî-Billâh'ın kızı Vellâde'nin ağzından Vezir İbn Abdûs'e yazdığı alaylı risalenin şerhi­dir. Defalarca basılan eseri (İstanbul 1275; Kahire 1278, 1290, 1305, 1321, 1348, 1377) Muhammed Ebü'1-Fazl İbrahim tahkik ederek yayımlamıştır (Kahire 1383/1964). Serhu'l-'uyûn, Karahalilzâde Mehmed Saîd(ö. 1168/1754) tarafından Türkçe'­ye tercüme edilmiştir (İstanbul 1257).

6. Ferâ'idü's-sülûk fî meşâ'idi'l-mülûk. Şair. 167 beyitten oluşan bu manzume­sinde el-Melikü'1-Efdal'le beraber çıktık­ları bir avı tasvir etmektedir. Kaside diva­nın içinde yer aldığı gibi 492 Mu­hammed Es'ad Tales tarafından müsta­kil olarak da neşredilmiştir. 493

7. M.atltfu'l-fevâ'id ve mecnuAi'l-lerâ'İd. Üç bölümden meydana gelen eserin birinci bölümünde bazı hadisler-deki garîb kelimeler açıklanmış, ikinci ve üçüncü bölümlerde şair ve ediplerin yenilik ve buluşlarından söz edilmiştir. 494

8. el-Müîâhare beyne's-seyl ve'1-kalem. İbn Hicce. ihtiva ettiği edebî sanatlar do­layısıyla risaleyi Hizânetü'I-edeb'de 495 iktibas etmiş, eser ayrıca Beyrut (1312) ve Kahire'de (1934) yayımlanmış­tır.

9. Müntehabü'l-hediyye mine'I-medâ'ihi'l-Mü'eyyediyye.496 Müellifin el-Melikü'1-Müeyyed Ebü'l-Fidâ hakkında yazdığı methiyeleri ihti­va etmektedir (Kahire 1289, 1323; Beyrut I 304).

10. Muhtâru Dîvâni İbn Kalâkis.497

İbn Nübâte'nin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: el-Katrü'n-Nübâtî, Sûku'r-rakik, Muhtâru Dîvâni İbni'i-Rûmî, es-Seccu'l-mutQvvak, el-Fâzıl min inşâ'i'l-FâzıI, el-Ecvibetü'l-mu'tebere hni'l-fütye'l-mübtekere, Tac-îîku'd-dîvân, Taltifü'i-mizâc min şfri İbnü'I-Haccâc, Hutbe fî ta'zîmi şehri Receb, ez-Zehrü'1-menşûr, Sülûkü dü-veli'l-mülûk, Mürâselâtü İbn Nübâte, İbrâzü'l-ahbâr, Celâsetü'l-kafr, es-Seb-catü's-seyyâre, Şe'â'iru beyti't-takvâ, Zarâ'ifü'z-ziyâde, Muhtâru Dîvâni İbn Senâ'ilmülk, Muhtâru Dîvâni Şereiid-dîn el-Enşâri, el-Metâlİıü's-sitte, el-Mü-fahare beyne'l-verd ve'n-nercîs, el-Müntehabü'î-Monşûrî, en-Nih!etü (et-Tuhfetü)'l-ünsiyye fi'r-rihleti'i-Kudsiy-ye.



Bibliyografya :

İbn Nübâte el-Mısrî, Maüa'u 'l-fevâld ve mec-macu'l-ferâ'id(nşr. ÖmerMûsâ Bâşâ], Dımaşk 1392/1972, neşredenin girişi, s. 5-24; Safedî. el-Vâfi, s. 311-331;Sübkî. 7aba/câ((Tanâhî), IX, 273; İbn Kesîr. ei-Bidâye, XIV, 322; İbn Hicce. Şemerâtü't-eurâk (nşr M. Ebü'l-Fazt), Kahire 1971, s. 358-370; a.mlf.. Hizânetü 'l-edeb, Kahi­re 1304, s. 14-15, 104-109, 284-289; İbn Hacer. ed-Dürerü'l-kâmine{n$r. Seyyid Câdelhak). Ka­hire 1966, IV, 339-340; İbn Tağrîberdî, en-Nü-cûmü'z-zâhire, XI, 95-97; Süyûtî, hjiisnü't-mu-hâdara. I, 57\ \ Keşfû'z-zunûn, 1, 3,480, 841; 11, 961,979, 1009, 1047, 1243, 1351, 1720, 1850; İbnü'l-İmâd. Şezerat (Arnaût). VI11, 364; Şevkâ-nî, el-Bedrü't-tâlic, II, 252-254; Serkîs. Müıcem, I, 262-264; Brockelmann. GAL,\\, \\-\2;SuppL,

II, 47; a.mlf., "İbn Nübâte", İA, V/2, s. 777; He-diyyetü'l-câriflr\,n, 164; M. Zağlûl Sellâm. el-Edeb fıVaşri'l-Memlûkî, Kahire 1971, II, 221-233; C. Zeydân, Âdâb (Dayf), III, 132-133; Ömer Ferruh. Târihu't-edeb, III, 794-800;Cevdet er-Rikâbî, el-Edebü 'l-'Arabİ mine'l-intıidâr He'i-iz-dihâr, Dımaşk 1403/1983, s. 185-193; a.mlf.. "ibn Nubâta",Ö2(İng.).lll, 900-901;ÖmerMû­sâ Bâşâ, Târîhu'l-edebi'i-'Arabî: el-'aşrü'l-Mem-lûki, Dımaşk-Beyrut 1409/1989, s. 342-390; a.mlf., İbn Nübâte el-Mışrî: emîru şu'arâ'i'ş-şark. Kahire 1992; Sâlihiyye, el-Mu'cemü'ş-şâ-mil, V, 217-219; Muhammed Rızâ Nâcî, "İbn Nübâte", DM6/, V, 22-29.


Yüklə 1,61 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   48




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin