36- KABİRLERİ ZİYARET HAKKINDAKİ İNANCIMIZ
İmamiyye'nin mümtaz olduğu hasletlerden biri de, Hazret-i Peygamberin (s.a.v.) ve İmamlann (a.s.) kabirlerini ziyaret etmek, oralan onarmak, oralara yüce ve güzel yapılar yapmak, bu suretle imanlarını sağlamlaştırmak, gönüllerini hoş bir hale getirmektir.
Oraları ziyaretleri, İmamlann vasiyyetlerini yerine getirmek, şialarını ziyarete teşvik, bu yüzden sevaba nail olacaklarını, Allah katında bunun üstün taatlardan olup vacib ibadetlerden sonra Allahu Taala'ya manen yaklaşmaya vesile bulunduğunu tebşir dolayısıyladır. Oralan ziyaret, kulun, kendisini Allah'a vermesine, dualarının kabulüne en hayırlı vesiledir. Bu yüzden şia, İmamlann ahidlerine vefayı itmam için buraları onarmışlardır. İmam Rıza (a.s.) "Her İmamın, dostlarının, şiasının boyunlarında ahdi vardır; onların kabirlerini ziyaret, vefanın, ahdin tamamlanmasından ve güzel bir surette eda edilmesinden sayılır. Onları, ziyaretlerine rağbet ederek, yönelttikleri şeyleri gerçekleyerek ziyaret edenlere, İmamları, kıyamet gününde şefaatçidir"52 buyurmuşlardır.
Kabirleri ziyarette, İmamlarımızın inayetiyle dini ve içtimai faydalar vardır. Bu ziyaretler, İmamlarla dostları arasındaki bağlantıyı ve sevgiyi çoğaltır; onların güzel işlerini, huylarını, gerçek yolunda savaşlarını andırır; dağınık yerlerdeki müslümanları birbirleriyle tanıştınr,
52- İbn-i Kuleveyh, Hamil,üz-Ziyarat, s.122.
İlahiyyat.............................................................103
seviştirir; kalblerini Allahu Taala'ya bağlamalarını, kendilerini O'nun itaatine vermelerini, emirlerine uymalanni sağlar. Ehl-i Beytten gelen beliyğ ziyaret ibareleriyle, tevhidin hakiykatini, İslamın ve risaletin kutsallığını talim eder; müslümana kainatı tedbir edene karşı huzu'da bulunmayı, O'na dayanmayı, ni'metlerine, lutuflanna şükretmeyi pekiştirir. İmamlardan rivayet edilen "Emin'ullah" ziyareti gibi ziyaretlerdeki dualar, ziyaret edenlerin bu huylarla huylanmalarina sebeb olur.
Aym zamanda en veciz iisliibiyle, en yiice fesahatle bezenmiş olan bu ziyaretlerde, tevhidin en ali anlamlan, Allahu Taala'ya dua ve miinacattaki incelikler mevcuttur ki gerçekten de bunlar, Kur'an-i Kerim ve Nehc'iil-Belağa'dan sonra dini edebiyatta en yiiksek eserlerdir; imamlann ilahi maarifini ihtiva eden, dine ve ahlaka dair en giizel örneklerdir.
Sonra, ziyaret edeblerinde de bu dini anlamlar, talim ve irşad yönünden önemlidir; yoksula yardım, insanlarla iyi geçim, iyi muamele, sevişip kaynaşmak gibi özellikleri vardır.
Merkad-i Mutahhara girmeden, girdikten sonra ziyaret esnasinda ve sonrra riayet edilmesi gereken bir çok edebler vardır ki bunları şu suretle anlatacağız:
1) Ziyaretçi, ziyaretten önce gusleder, temizlenir. Bu temizlik, insanı bir çok hastalıklardan, yorgunluktan kurtanr; insan kötii kokulardan arınır. Gusliin sonunda, rivayet edildiği gibi, "Allah'ım, bunu bana nur, temizlik ve her tüıiü dertten, kötülükten korunuş, her pislikten arınış vesilesi kıl; bununla kalbimi, organlarimi, kemiklerimi, etimi kanimi, saçlarımı, derimi, içimi ve
îlahiyyat.............................................................104
yeryüzünün kirlettiği her şey'imi temizle, hacet, yoklıık, yoksulluk günümde de bu gııslü, bana tanık
et" der.
2) Yanındaki en güzel ve temiz elbiseyi giyer. Bunda imkan şarttır; herkes, kendisince mümkün olan temiz ve güzel elbiseyi giyinir.
3) Neye kudreti varsa ve ne mümkünse, o suretle güzel koku sürünür.
4) Gücü yettiği kadar, yoksullara sadaka verir. Böyle yerlerde sadakanın faydası meydandadır; yoksulun gönlünü hoş ederek insanlara ve insanlığa faydası dokunur.
5) Ağır ve yavaş adımlarla yürür; o yana bu yana bakmaktan çekinir; gelip giderken insanlara sıkıntı vermez, kimseyi rahatsız etmez; çünkü bu ziyaretle, ancak Allahu Taala'ya manen yaklaşmak kasdındadır.
6) Tekbir getirir ve bunu tekrarlar. Bazı ziyaretlerde yüz tekbir getirmesi rivayet edilmiştir. Bununla da, Allah'ın ululuğunu, O'ndan büyük bir varın bulunmadığını hatırlar; zaten ziyaret, ancak Allah'a ibadettir; O'nu ululamaktır; O'nun şiarlarını diriltmek ve dinini te'yid etmektir.
7) Peygamber'i (s.a.v.) yahud İmamı (a.s.) ziyaretten sonra iki rek'at müstehab namaz kılar; bu başanya nail olduğundan dolayı Allah'a şükreder ve namazın sevabını, ziyaret ettiğine hediye eyler. Ziyaret edenlerin, kıldıkları namazın, icra ettikleri amellerin, ancak Allah'a olduğunu, O'ndan başka kimseye ibadet edilemiyeceğini, ziyaretten maksadın, Allah'a bir çeşit manevi yaklaşmak olduğunu
îlahiyyat.............................................................105
anlamaları için namazdan sonra şu duayı okumaları gerektir:
"Allah'ım, sana namaz kıldım, sana rükü ettim, sana secde eyledim; sen birsin, şerikin yok senin. Çünkü namaz, rükü, secde, ancak sanadır; sen, bir Allah'sın ki senden başka tapacak yok. Allah'ım, Muhammed'e ve al-i Muhammed'e salavat ver ve ziyaretimi benden kabul et. Muhammed ve tertemiz soyu hakkı için dileğimi ihsan eyle."
Ziyaretteki bu edebler, İmamların ve onlara uyanların, kabirleri ziyaretteki maksadlarını açıkça anlatmaktadır ve gerçeği bildikleri halde bilmezlikten gelerek kabirleri ziyaretin, bir çeşit, oralara kulluk etmek, Allah'a, haşa, şirk koşmak sayanların yanıldıklarını, garezlerine uyduklarını göstermektedir. Bu çeşit kişilerin maksadları, bilmeyen kişileri İmamiyye'den ayırmak, ziyaret mevsimlerinde al-i Muhammedin (a.s.) ihlas ve şevketini onlara göstermemek, içtimai faydalara engel olmakdır; yoksa onlar da, Ehli Beytin, bu ziyaretlerle ne maksat güttüklerini bilirler. İmamiyye, niyyetini ihlasa bağlamış, kulluğun ancak Allahu Taala'ya olacağına gerçekten inanmış, canlarını-mallarını Allah uğruna koymuştur; İmamiyye, hiç bir vakit insanları, haşa, şirke davet etmemiştir ve etmez.
8) Ziyaret edeblerinden biri de, ziyaretçinin, öbür ziyaretçilerle hoş geçinmesi, onlara iyi muamelede bulunması, hayra ait sözler müstesna, az konuşması, Allahu Taala'yı çok anması, huzu ve huşu içinde olup Muhammed ve al-i Muhammed'e (s.a.v.) çok salatü selam
îlahiyyat.............................................................106
vermesi, olmayacak, bakılmayacak şeyleri görürse, göz yumması, din kardeşlerinin ihtiyaçlarını gidermesi fazla yemin etmekten çekinmesi, huysuzluğu terk etmesi ve takvayı gözetmesidir.
Allahu Taala'yı çok zikretmekten maksad, tesbih ve tekbiri boyuna tekrar etmek değildir; İmam Cafer Sadık (aleyhisselam), Allah'ı zikir hususunda buyurmuşlardır, "Ben, Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih ederim, Allah'a hamdolsun, yokdur Allah'dan başka tapacak, Allah uludur sözlerini söylemem; fakat her konduğum yerde, ibadete yöneldiğim, yahud bir isyana kalkışacağım zaman, O'nu anarım; gerçekzikir budur."53
Ziyaretten gerçek maksad, Hazret-i Peygamber'e (s.a.v.) yahud İmama selam vermektir; çünkü "Onlar dirilerdir; Rablerinin katında rızıklanırlar."54 onlar, söylenen sözü duyarlar, cevabını verirler. Bu bakımdan, "Selam sana ya Resulullah" sözünü söylemek de yeter; ancak Ehl-i Beyt'ten rivayet edilen ziyaretlerde, arzettiğimiz gibi yüce maksadlar, dini faydalar bulunduğundan, ayrıca onlar, fesahat ve belağati de ihtiva ettiklerinden, insanı, Allahu Taala'ya yöneltmek bakımından elbette daha iyidir ve onları okumak, elbette daha doğrudur.
Dostları ilə paylaş: |