32:7 Bir zamanlar tövbe etmek istemeyen Davut şimdi çok pişmandır. Günahını Rab’bin önünde açıklamıştır. Tanrı’nın, sığınağıolduğunu, sıkıntı zamanlarında kendisini koruduğunu ve çevresini kurtuluş ilahileriyle kuşattığını kabul eder.
32:8,9 8 ve 9’uncu ayetlere gelindiğinde, bu sözlerin Davut’a mı yoksa Rab’be mi ait olduğu konusunda kararsız kalırız. Eğer bunlar Davut’un sözleri dersek, o zaman bize Jay Adams’ın şu sözlerini hatırlatırlar: “Bağışlanmış kişinin vereceği olağan karşılık, kendi deneyimlerini, özellikle sıkıntıda olanlarla paylaşarak onlara yardım etmesidir.”28Diğer görüşü kabullenirsek, o zaman da Rab, Davut’un tapınmasına rehberlik ederek ve teslimiyete duyulan gereksinimle ilgili bir dersle karşılık vermiş olur. Geri dönen günahkâra sofra kuran, Baba’dır. O, alınan bütün kararları kişisel olarak yönlendirerek yol gösterir. Ama bir de idare etmek sözcüğü vardır. “At ya da katır gibi anlayışsız olmayın; onları idare etmek için gem ve dizgin gerekir, yoksa sana yaklaşmazlar.” Boyun eğip itaat etmeleri için her iki hayvanın da gem ve dizgine ihtiyacı vardır. İmanlı, Rab’bin rehberliğine duyarlı olmalıdır. Öyle ki, hizaya getirilmek için yaşamın sert disiplinlerine ihtiyaç duymasın.
32:10,11 Davut, doğru adamın kötüden üstün olduğuna ikna olmuştur. Bu konuda hiçbir kıyaslama yapılamaz. Kötülerin miras aldığı pek çok acı vardır. Ama alçakgönüllü imanlı, Tanrı’nın merhametiyle kuşatılmıştır. Bu nedenle doğrular, Rab’bin önünde sevinçli olabilir ve coşkuyla sevinç çığlıkları atabilirler.