Gündüz Rab sevgisini gösterir, gece ezgisi benimle beraberdir. Yaşamımın Tanrısı’na ilahi söylerim. Bu, 3’üncü ayetteki gece ve gündüzün birbirini izlemesine yanıttır. Mezmur yazarı orada şöyle demişti: “Gözyaşlarım ekmeğim oldu gece gündüz.” Ama şimdi, gündüz Tanrı’nın değişmeyen sevgisi, gece ilahi ve dualarla dolmuştur. Tanrı’nın iyiliği gece ve gündüz kanıtlanır.
42:9,10 Hayal kırıklığı bir kez daha geri döner, dönüşün nedeni bu kez insafsız baskısıdır. Tanrı, çocuğunu unutmuşa benzer. Umutsuz imanlı, yas tutan biri gibi dolaşır ve şöyle der: “Düşmanlarım sövgü feryatlarıyla yüreğimi delerler” (Gelineau). Dışarıdan göründüğü kadarıyla Tanrı, Oğlu’nu terk etmiş gibidir. Bu nedenle düşmanları şu soruyu sorarak kendisiyle sürekli alay ederler: “Nerede senin Tanrın?”
42:11 Ancak son söz daima imanındır. Cesaretiniz kırılmasın. Kararsızlığa düşmeyin. Tanrı’ya umut bağlayın; düşmanlarınızdan ve bunalımınızdan kur-tarılacaksınız. O’nu bir kez daha Kurtarıcınız ve Tanrınız olarak öveceksiniz. Adını bilmediğimiz birinin söylediği gibi:
Çözüm, bunalımla mücadele etmek, yukarı bakmak ve umut etmektir. Hıristiyan yaşamı uyanık kalmaktır; mücadeleyi, eylemi bırakmadan bir yarışta koşmaktır. Hıristiyan yaşamında asla umutsuz bakışlar, kavuşturulmuş eller ve yenilgiyi kabullenme yoktur.