46:6 Yeryüzündeki uluslar hiddetle kükreyebilir, krallıklar sarsılabilir. Tanrı gürleyince yeryüzü eriyip gidecektir.
46:7 Bu ifadelerden, yeryüzünün doğal afetlerle yıkıldığı, politik ayaklanmalar, savaşlar, salgın hastalıklar ve inanılmaz acıların çekileceği büyük sıkıntı döneminin özlemle beklendiği görülür. Daha sonra Rab, kendisine boyun eğmeyen isyankârları cezalandıracak, yeryüzünde doğruluk ve esenlikle egemenlik sürecektir. O zaman İsrail’den geriye kalan az sayıda imanlı şöyle diyecektir: “Her Şeye Egemen RAB bizimledir, Yakup’un Tanrısı kalemizdir.”
Bu muhteşem bir ayettir. Her Şeye Egemen RAB bizimledir; gökyüzündeki melekler ordusunun Rab’bi... Ama O, aynı zamanda Yakup’un da Tanrısı’dır. Yakup, “aldatan” ya da “birinin ayağını kaydırıp yerini kapan” anlamına gelir. Tanrı yine de kendisinden söz ederken Yakup’un Tanrısı olarak söz etmektedir. İki düşünceyi bir araya getirdiğinizde şunu görürsünüz: Melekler ordusunun Rab’bi, aynı zamanda değersiz günahkârın da Tanrısı’dır. Akıl almaz derecede yüce olan Rab, aynı zamanda bize çok yakındır. Attığımız her adımda bizimle birliktedir; yaşamın bütün fırtınalarında bizim sığınağımızdır.
46:8 Sekizinci ayeti okuduğumuzda yıkımın sona erdiğini, insanın günlerinin sona erdiğini görürüz. Şimdi Kral Yeruşalim’deki tahtında oturmaktadır. Bizi, kazanmış olduğu zaferi görmeye davet eder. Baktığımız her yerde O’nun yenilgiye uğrattığı düşmanlarının yıkıntılarını görürüz. O’nun görkemli görünüşü sırasında, dünya üzerine inmiş olan büyük sıkıntının ve yargının kanıtları her yerde görülür.
Dostları ilə paylaş: |