Şİİr niteliĞİndeki Kİtaplara giRİŞ:8 Rab’bin kişiliğinin ve işlerinin
86:14-16 Geri kalan ayetler, yakında mezmur yazarının başına gelecek olan tehlikeyi tanımlarlar. Küstah ve zorba kişilerden oluşan bir kalabalık, onu öldürmek için iş birliği yapmıştır. Bu kişilerin Tanrı’ya ayıracak vakitleri yoktur. Ama Davut Tanrı’yı tanır ve bu zor anında Tanrı’nın şefkatli, lütufkâr, tez öfkelenmeyen, merhamet ve sevgisi bol olan Tanrı olduğunu hatırlayarak kendisini avutur. Bu nedenle Tanrı’dan kendisine dönmesini, güçlendirmesini ve kurtarmasını isterken güven duymaktadır. Bazıları hizmetçinin oğlu ifadesinin bir mecaz olduğunu düşünürler. Bu ifade, bir kadın kölenin oğlu için kullanılan, “Senin malın” anlamına gelir. Mezmuru, İsa Mesih’i ele alacak açıdan inceleyenler, bunu bakire Meryem’i işaret eden olası bir referans olarak görürler. 86:17 Mezmur yazarı son olarak Rab’bin, kendisine iyiliğiyle ilgili bazı kesin işaretler vermesini ister. Düşmanları, Tanrı’nın Davut’a nasıl yardım ettiğini ve onu nasıl avuttuğunu gördüklerinde yanlış safta yer aldıklarını fark edeceklerdir. Başlangıçta Davut’un mezmur ayetlerinde yer alan dua ya da övgülerinin çoğu için nedenler vermesinin dikkate değer olduğundan söz etmiştik. Söz edilmesi gereken iki eşsiz özellik daha bulunmaktadır. Birincisi, Davut diğer ayetlerden alıntı yapmıştır; aslında Tanrı’ya Kutsal Kitap ayetlerinin pek çoğuyla dua etmekte ya da O’nu övmektedir. İkincisi, Tanrı’nın adı olan “Adonay” yedi kez kullanılmıştır (3, 4, 5, 8, 9, 12 ve 15’inci ayetlerde “RAB” olarak çevrilmiştir). Tanrı’dan korkan Yahudiler, genellikle bu unvanı Yehova’ya kı-yasla daha çok kullanırlardı. Kutsal metnin eski koruyucuları (Soferim), Yahve adını yüz otuz dört kez Adonay’la değiştirmişlerdir. Bunun nedeni Kutsal metin yüksek sesle okunduğunda ağza alınamayan yücelikteki “Yahve” adına gösterdikleri büyük saygıdır.55 Tanrı’nın adından korkmak için yüreklerimizi kararlı kılma konusunda F. W. Grant şunları yazar: Bu, gerçekten Tanrı halkı arasında her yerde görülen büyük bir eksikliktir. Yaşamlarımız, mutlak kötülük içinde geçirilmese de, Tanrı için yapılan tanıklıkların olumluluğunu etkin biçimde bozan sayısız küçük oyalanmalarla harcanmaktadır! Ne kadar da az sayıda kişi elçinin şu sözlerini tekrarlayabilmektedir: “Ancak şunu yapıyorum!” Yoldayız... Ama çiçekler arasındaki kelebekleri kovalamak için duruyor ve önemli bir ilerleme sağlayamıyoruz. Şeytan, “dünyanın krallıklarından ve onların görkeminden” vazgeçtiğimizi, ama yine de bir çocuk gibi, önemsiz şeyleri gözümüzde büyüttüğümüzü gördüğünde nasıl da şaşırıyor olmalı! Yaşamlarımızı özenle sınayacak olursak; gereksiz kaygıların, kendi hayallerimizin ürünü olan görevlerin, izin verdiğimiz gevşemelerin, önemsiz işlerin bizi yararlı şeylerden nasıl da anında ayırabildiğinin farkına varırız! Yaşamlarının yazılmamış tarihini günbegün böyle bir sınamayla yüzleştirebilen kişi sayısı ne kadar da azdır!56 Yüklə 1,7 Mb. Dostları ilə paylaş: |