Batı Avrupa: 20. yy.da değişen UA. Sistemde ulus-devletler artık yeni kurumlaşmalara yönelmekteydi.
Bu doğrultuda “Avrupa Bütünleşmesi” kavramıyla hem Avrupa’daki ulus-devletler bir bütün içinde yapılarını koruyabileceklerdi.
İÇ ORTAM VE DİNAMİKLER:
Ekonomik açıdan; 1946-1953 yıllarında dış ticarette büyük açıklar vermeye başladı ve dışa bağımlı hale geldi. 1945’tekine göre 1958’de dış borç, 8.4 kat artmıştır.
Ekonomik açılmalar TC içinde büyük huzursuzluğa neden olmuş, siyasette de kendini göstermiştir.
Ekonomik açılmalar TC içinde büyük huzursuzluğa neden olmuş, siyasette de kendini göstermiştir.
Siyasi açıdan; TC’de ekonomide ve siyasette liberalleşme süreci başladı.
TC, çok partili siyasi hayata 1945’de MKP (Milli Kalkınma Partisi) ve 1946’da DP (Demokrat Parti)’nin kurulmasıyla geçti.
Üniversiteler özerklik kazandı,
IMF’e girebilmek için devalüasyon yapıldı ve IMF ile DB’na 1947’de girildi,
“Truman Doktrini Yardım Sözleşmesi” 1947’de imzalandı ve
“Truman Doktrini Yardım Sözleşmesi” 1947’de imzalandı ve
Aynı gün İnönü’nün 12 Temmuz Beyannamesi yayınlanarak muhalefete yumuşak yaklaşıldı,
1950 seçimleriyle “beyaz devrim” denilen muhalefetin iktidara taşınması,çok partili hayatı fiiliyata geçirdi.
Dönemin Dış Politikası:
Dönemin Dış Politikası:
NATO’ya ve Kore Savaşı’na katılma kararları sonrası gittikçe kötüleyen bir ekonomik ve siyasal süreçte alındı.
Daha önce Arapların yanında yer alan TC, 1948’de Filistin Uzlaştırma Komitesi’ne olumlu oy verdi.
1948’de bir ABD vatandaşını Fener Patriği olarak getirtti.
1949’da Asya Devletleri Kongresi’ne katılmadı.
1950’den itibaren Kıbrıs’ta İngiltere’yi destekledi.
1950’den itibaren Kıbrıs’ta İngiltere’yi destekledi.
1954’den itibaren Cezayir sorununun BM gündemine alınmamasına oy verdi.
1955’de Bağdat Paktı’nı kurarak bütün O.D. Ülkelerini kendisine düşman etmeyi göze aldı.
1955’de Bandung’a ABD’nin ısrarıyla gidip bu ülkelerin çıkarlarını savunarak tüm azgelişmiş ülkeleri küstürdü.
1956 Süveyş bunalımında İngiltere ve Fransa’nın yanında yer aldı.
1957’deki Suriye bunalımında dikkatleri çekmek için neredeyse savaş çıkarıyordu.
1957’deki Suriye bunalımında dikkatleri çekmek için neredeyse savaş çıkarıyordu.
1958’de Beyrut’a asker çıkarması için ABD’ye NATO üslerini kullandırdı.
TC, SSCB ilişkileri II. Dünya Savaşı sonrası büyük hasar görmüştür.
Savaş sonrası SSCB, 1921 Dostluk Antlaşmasının eskidiğini yenisinin yapılması gerektiğini,
Savaş sonrası SSCB, 1921 Dostluk Antlaşmasının eskidiğini yenisinin yapılması gerektiğini,
Boğazlar konusunun tekrar görüşülmesini ve Doğu Anadolu’da Kars ve Ardahan’ın kendilerine verilmesi gerektiğini savunmuşlar ve TC tarafından reddedilmişlerdir.
SSCB isteklerini Postdam Konferansında (1945) da dile getirmişlerdir.
SSCB sonuçta, isteklerine ulaşamamış ve TC’yi Batı Bloku’na itmiştir.
TC, Batı Blokuna yanaşmasıyla birlikte ülkede zaten varolan komünizm karşıtlığına Sovyet karşıtlığı da eklenmiştir. Böylece TDP’ı da bu yönde gelişmiştir.
TC, Batı Blokuna yanaşmasıyla birlikte ülkede zaten varolan komünizm karşıtlığına Sovyet karşıtlığı da eklenmiştir. Böylece TDP’ı da bu yönde gelişmiştir.
1953-1960 (TC-SSCB İlişkilerinde Yumuşama
Dönemi):
1953’de Stalin’in ölümü sonrası SSCB, “perestroyka” ile yeniden yapılanma sürecine girdi.
30 Mayıs 1953’de SSCB-TC ilişkileri normalleşti ve SSCB, TC’ye karşı “yakınlaşma politikası” uyguladı. Fakat TC, buna karşılık “blok politikası” uyguladı ve uzak durdu.
30 Mayıs 1953’de SSCB-TC ilişkileri normalleşti ve SSCB, TC’ye karşı “yakınlaşma politikası” uyguladı. Fakat TC, buna karşılık “blok politikası” uyguladı ve uzak durdu.
Teknolojik atılımlarda bulundu.
Çin Halk Cum.’nin 1949’da kurulmasıyla “sosyalizm” konusunda SSCB’ye bir destek daha çıkmıştı.
Diğer bir önemli gelişme de 8 sosyalist devletin (SSCB, Bulgaristan, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Macaristan, Polonya, Romanya ve Arnavutluk) 1955’de imzaladığı Varşova Paktı’dır. (1 Temmuz 1991’de sona ermiştir.)
Diğer bir önemli gelişme de 8 sosyalist devletin (SSCB, Bulgaristan, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Macaristan, Polonya, Romanya ve Arnavutluk) 1955’de imzaladığı Varşova Paktı’dır. (1 Temmuz 1991’de sona ermiştir.)