Soruşturma evraki incelendi


KUDÜS ÖRDUSU TERÖR ÖRGÜTÜ SORUŞTURMASI HEDEF SAYILARI



Yüklə 1,62 Mb.
səhifə6/27
tarix03.05.2018
ölçüsü1,62 Mb.
#49955
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   27

KUDÜS ÖRDUSU TERÖR ÖRGÜTÜ SORUŞTURMASI HEDEF SAYILARI


GSM

329

IMEI

9

Sabit Telefon

45

UMTH -MSISDN

1

Yurt Dışı GSM ve Sabit Telefon

34

E Posta Adresi

175

TOPLAM


593



TRT Genel Müdürlüğü

7

Adalet Bakanlığı

2

Iran İslam Cumhuriyeti Büyükelçiliği

2

Iran İslam Cumhuriyeti Başkonsolosluğu

3

TBMM Satın Alma Müdürlüğü

1

Anadolu Ajansı

3

Başbakanlık İdari Mali İşler Daire Başkanlığı

2

Basın ilan Kurumu

1

Dışişleri Bakanlığı

1

Kâğıthane Belediyesi

1

Ortadoğu Teknik Üniversitesi

2

Muş Alparslan Üniversitesi

1

Tarım Kredi Kooperatifi

1

Tarım ve Köy işleri Bakanlığı

2

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

1

TİKA

1

TOPLAM

31

Sözde Selam Tevhid Soruşturması hedefleri arasında çok sayıda kamu kurum kuruluşu Selam-Tevhid dosyasında soruşturma kılıfı altında uydurma gerekçe, sahte delil ve ihbarlarla Milli İstihbarat Teşkilatıyönetici ve mensupları ile İHH Vakfı yönetici ye çalışanları dinlenmiştir. Soruşturmanın sürdürüldüğü 3 yıl 7 aylık süre zarfında terörle ilgili hiçbir delil bulunamamış, PKK/KCK. EL Kaide, DHKP/C, MKP terör örgütleri ve uyuşturucu ticareti soruşturmalarına dair evraklar sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü soruşturmasına eklenmiştir. Böylelikle dosya kapsamındaki kişilerin belirtilen örgütlerle irtibatlandırılması, terör örgütü ve uyuşturucu soruşturma dosyalarının sözde Kudüs Örgütü Terör Örgütü dosyası ile birleştirilmesi hedeflenmiştir.



Uyuşturucu soruşturma dosyalarının sözde Kudüs Örgütü Terör Örgütü dosyası ile birleştirilmesi hedeflenmiştir.

Fetullah GÜLEN ve Emre USLU tarafından verilen talimat doğrultusunda Adana, Hatay ve Ankara İl Jandarma Komutanlıklarına bağlı olarak görev yapan şahıslar koordineli biçimde sahte ihbar ve delillerle Milli İstihbarat Teşkilatına ait yardım tırlarını durdurmuşlar, devlet sırrı kapsamındaki yardım faaliyetinin deşifre edilmesini engellemeye çalışan Milli İstihbarat Teşkilatı mensuplarını silah doğrultarak yere yatırmışlar, kelepçeleyerek darp etmişler, tırların görüntülerini olay yerinde hazır bulunan basın mensupları aracılığı ile medyaya servis etmişlerdir.

MİT ve İHH yetkililerini dinleyerek yardım faaliyetlerinden haberdar olan kişiler, sahte delil ve ihbarlarla MİT ve İHH üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni uluslararası kamuoyu nazarında teröre yardım eden ülke konumuna düşürmeye çalışmışlardır.

Hukuka aykırı dinlemeler esnasında suçla ilgisi bulunmayan, kişilerin özel yaşantılarına dair (cinsel tercih, evlilik dışı ilişki, finansal konular vs.) seslerin de kayıt altına alındığı ve arşivlendiği, suç unsuru taşımayan ve gıyapta yapılan görüşmeler gerekçe gösterilerek üst düzey yetkililerin terör örgütüne üye olmak, örgüt adına eylem ve faaliyette bulunmak vb. iddialarla teknik takibe alındığı, dinlenen kişilere ait adres bilgilerinin yanlış yazıldığı böylelikle dinleme hitamı yapılması gereken yasal tebligatların ilgililerine ulaşmasının engellendiği, 17-25 Aralık süreci ile birlikte ise dinlemelerle ilgili delillerin karartıldığı görülmüştür.

Ayrıca adli soruşturmalar esnasında GSM operatörlerinin bütün kullanıcılara gönderdiği SMS’ler gerekçe gösterilerek insanların terör örgütü üyesi olmak iddiası ile teknik takip altında bulunan kişilerle bağlantılı gibi gösterildiği, sehven yapılması mümkün olmayacak şekilde gerçeğe aykırı HTS analizlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.

1991 yılında SSCB’nin dağılmasının ardından bağımsızlığını kazanan Türk Cumhuriyetlerinin gelişimi ve uluslararası toplum tarafından kabul edilmesi için, yapılacak faaliyetleri ve dış politika önceliklerini koordine etmek maksadıyla 1992 yılında kurulan Türk İşbirliği Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA)’nın son yıllarda farklı dil ve lehçelerde yaptığı yayınlar ile etkinliğini her geçen gün artıran TRT Genel Müdürlüğü ile birlikte dinlenmiş olmasının PDY’nin devlete alternatif dış politika geliştirme hedefi ile örtüştüğü düşünülmektedir. Bilindiği üzere PDY paranın ve stratejik bilginin bulunduğu her alanda tek karar verici haline gelmeye çalışmıştır. Bu nedenle hukuka aykırı dinlemelerle elde edilen bilgilerin bu kurumlardaki bağımsız yöneticilerin kurmaca soruşturmalarla tasfiye edilmesi ve yerlerine örgütle iltisaklı kişilerin getirilmesi hedefini hizmet ettiği değerlendirilmiştir.

İzmir Askeri Casusluk Soruşturması esnasında KOM Şube Müdürlüğü’nün talebi olmaksızın İstihbarat Şube Müdürlüğünce resen bilgi iletim formu gönderildiği, bilgi iletim formuna istinaden hazırlanan rapor ile soruşturmanın seyrinin değiştiği ve askeri casusluk olarak adlandırıldığı yine İstihbarat Şube Müdürlüğünce haklarında adli dinleme kararı bulunan (28) kişinin eş zamanlı olarak önleme dinlemesine tabi tutulduğu ve bu kişiler İzmir ilinde ikamet etmemesine rağmen ikametlerin İzmir yazıldığı anlaşılmıştır. Dosya üzerinde yapılan çalışmalarda İzmir İstihbarat Şube Müdürlüğü ile Hava Kuvvetleri Askeri İstihbaratı arasında bilgi paylaşımı olduğu, bu birimlerde görev yapan kişilerin birlikte hareket ederek soruşturmayı yönlendirdikleri şüphesi doğmuştur.

Hukuka aykırı dinlemelerin ulaştığı noktayı göstermek açısından en çarpıcı örnek hiç şüphesiz ki TÜBİTAK tarafından üretilen kriptolu telefonların dinlenmiş olmasıdır.Anakara Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/1490 sayılı soruşturması kapsamında, 2. Nesil Kriptolu Telefonlar ile ilgili olarak Telekomünikasyon İletişim Bakanlığında Turkcell sunucusu incelenmiş, toplamda(76) IMEI numarasına ait kriptolu telefonlar ile ilgili kayıtların olduğu ve 304 kez işlem gördüğü anlaşılmıştır. Bu kapsamda silinmiş dosyalar üzerinde yapılan incelemede,(31)kriptolu telefon hakkında 363 def ses kaydı yapıldığına dair bulgular elde edilmiştir.


KRİPTOLU TELEFONLAR

BAŞBAKANLIK (Başbakan Yardımcısı ve Danışmanı)

7

GENELKURMAY BAŞKANLIĞI

2

MGK

4

MİT

3

ENERJİ BAKANLIĞI

1

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI

1

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI

1

BİLİNMEYEN

12

TOPLAM

31

Hukuka aykırı dinlemelerin ülke çapında aynı yöntemler kullanılarak gerçekleştirilmesi,

Ülke genelinde siyasetçi, bürokrat, akademisyen, gazeteci, işadamı, kanaat önderi pozisyonundaki kişilerin hedef alınmış olması,

Birden fazla ilin aynı hedefleri farklı suçlamalarla dinlemiş olması,

Aynı kişi hakkında birbirini takiben farklı suç isnatları ime uzun süreli dinleme yapılmış olmasına rağmen adli işlem yapılmaksızın dinlemelerin sonlandırılması,

Stratejik kurumların yöneticilerinin şartlar oluşmadığı halde teknik takibe alınarak tartışmalı soruşturmalarla görevlerinden uzaklaştırılmış olması,

İzmir Askeri Casusluk ve Selam Tevhid dosyasında olduğu gibi adli soruşturmalar ile anayasal kurumların ve hükümetin sahte delil ve ihbarlarla birbiri ile organik bağı bulunmayan kamu görevlilerinin müşterek eylemleri ile hedef haline getirilmesi,

Geçmiş dönemde ülke gündemini meşgul eden soruşturmalar esnasında şüphelilere ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarının ve telefon görüşme TAPE’lerinin bahse konu örgüte müzahir televizyon kanalları, gazeteler, internet siteleri ve sosyal medya hesapları üzerinden ifşa edilmesi, böylelikle kamuoyunun yönlendirilmeye çalışılması,

Fetullah GÜLEN’in 06.12.2013 tarihinde www.herkul.org internet sitesinde yayınlanan “Kara Propaganda ve Nefis Muhasebesi” konulu sohbetinde yer alan açıklaması, birlikte değerlendirildiğinde; yasadışı dinlemelerin teknik takip birimlerinde çalışan görevlilerin münferit eylemleri olarak meydana gelmediği, lokal olmadığı, FETÖ/PDY’nin devletin bütün anayasal kurumlarını, güvenlik birimlerini, mülki ve adli yapısını ele geçirme ve aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili bir siyasi ve ekonomik güç haline gelme amacı doğrultusunda cereyan ettiği; örgütün kolluk kuvvetleri ve yargı içerisinde yer alan mensupları tarafından kurgulanmış soruşturmaların sahte ihbar mektupları, yasadışı dinlemeler, gerçeğe aykırı deliller üzerine inşa edildiği, bu sayede verilen mahkumiyetlerle toplum nezdinde başta yargı olmak üzere kamu kurumlarına duyulan güvenin yok edildiği, kendilerinden olmayanlara karşı yürütülen baskı, korkutma, yıldırma, sindirme ve tehdit faaliyetlerinin kolluk kuvvetleri, kamu kurumları ve yargıda görev alan bağlıları yardımıyla gerçekleştirildiği değerlendirilmektedir.

FETÖ/PDY nin devletin anayasal kurumlarına, güvenlik birimlerine,mülki adli ve askeri kurumlarına sızdıkları,gizli bir şekilde örgütlendikleri,faaliyetlerini bu şekilde yürüttükleri İstanbul cumhuriyet başsavcılıgı terör ve örgütlü suclar bürosunun yürüttüğü MİT tırları soruşturması, HRANT DİNK soruşturması , TAHŞİYE soruşturması , SELAM TEVHİD soruşturmaları,örgütle ilgili olarak yürütülen ve kovuşturma aşamasında olan istanbul dışındaki diğer cumhuriyet başsavcılıklarının yürüttükleri soruşturmalar ile ülke genelinde FETÖ/PDY terör örgütüyle ilgili olarak yürütülen,kovuşturma aşamasında olan soruşturma/kovuşturmalardan anlaşılmıştır.

Şüphelilerden MEHMET BARANSU ve hakkında yakalama kararı bulunan TUNCAY OPÇİN in FETÖ/PDY terör örgütü üyesi oldukları yönünde ciddi deliller ve dosyada bu yönde kanıtlar bulunduğundan soruşturma dosyamızda şüphelilerle ilgili TCK 326/1,327/1,329/1 maddeleri yönünden yapılan incelemede aynı zamanda FETÖ/PDY terör örgütü bağlantısı ve bu suçların bu örgüt kapsamında işlenip işlenmediğide değerlendirilmiştir.

Şüphelilerden MEHMET BARANSU ve TUNCAY OPÇİN in FETÖ/PDY üyesi oldukları yönünde dosyamızda deliller bulunduğundan şüphelilerin eylemlerini (TCK 326/1,327/1,329/1) örgüt faaliyeti ve amacı kapsamında işledikleri yönünde değerlendirilerek ayrıca üzerlerine atılı suçlarla ilgili olarak örgütsel faaliyet kapsamında işledikleri değerlendirilmiştir.bu şüphelilerle ilgili bu yöndeki delil ve incelemeler iddianamede şüphelilerle ilgili bölümde ve ayrıca işlenmiştir.

Diğer şüphelilerin eylem ve üzerlerine atılı suçlarla ilgili olarak( TCK 326/1,327/1,329/1) suça katılımve suçun işlendiğine yönelik bilgi ve derlenen deliller iddianamenin kendileri ile ilgili bölümünde ayrıca anlatılmıştır.
I-2016/60557 SORUSTURMA DOSYASI VE AŞAMALARI
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/188 ,2014/181 esas sayılı dosyalarının yapılan incelemesinde kamuoyunda balyoz davası olarak bilinen toplam da 434 sanık hakkında mahkumiyet kararının anayasa mahkemesinin hak ihlali ve İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin yeniden yargılamanın yenilenmisine ilişkin karardan sonra sanıkların durumunun tekrar değerlendirildiğinden İstanbul (kapatılan)10.Ağır Ceza Mahkemesince İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin baktığı dosyada dosya sanıklarının ve bir kısım başka sanıklar hakkında 765 sayılı ;TCK nın 147,61/1,31,33,40 maddeleri gereğince cezalandırması istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda 2010/283 esas 2012/245 karar sayılı 21/09/2012 tarihli kararı ile sanık HAKAN BÜYÜK 'ün suç delillerini gizleme suçundan diğer tüm sanıkların Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetinin cebren ,ıskak veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs suçundan mahkümiyetlerine karar verildiği ,kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza İdairesi tarafından yapılan temyiz incelemesi neeticesinde 2013/9110 esas 2013/12351 karar sayılı 09/10/2013 tarihli kararla mahkumiyet kararının onanmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği verilen mahkümiyet kararının anayasının 36. maddesi uyarınca ve 19. maddesi hükümlerine aykırılık nedeniyle anayasa mahkemesine başvurulduğu anayasa mahkemesinin 2013/7800 esas 08/06/2014 tarihli kararıyla savunmaların dayanağını oluşturan ve dijital verilerin güvenilirliğine ilişkin ciddi kuşkular uyanmasına neden olan bilirkişi raporlarına göre ve uzman mütaalaları gözetildiğinde önemli ölçüde dijital veri ve içeriklerine dayanan ilk derece mahkemesince verilen kararın gerekçesi adelet gereksinimi giderecek ölçü ve nitelikte yeterli ve makul olarak değerlendirilemez olduğu belirtilen anayasının 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine tanıkların dinlenmemesine adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir mahkemenin yargılamaya konu ettiği ve sanıkların yargılanmasına konu olan dijital belge ve bilgiler 11,16,17 no lu cd ler ile Gölcük Donanma Komutanlığına ait 4 ve 5 nolu hard disclerin imajlarının HAKAN BÜYÜK'ten elde edildiği idda edilen 2 adet flasbelleğe ait imaj ve bilgilerdir.

Bizim soruşturmamıza konu bilgi,belge,cd,imaj,video,dvd ve diğer belgeler ise yukarıda yazılan cd, dvd ve belgelerin dışındaki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2014/116320 soruşturma dosyasına konu olan İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/188, 2014/181 esaas sayılı dosyalarında sorusturmaya konu edilmeyen TCK'nın 326/1 maddesinde tanımı yapılan gizli nitelikte olan emanette kayıtlı devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikalar ve TCK 327/1 maddesinde tanımı yapılan devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri içeren belge, bilgi,cd,dvd,dökümanları bulunduğu ve yüksek derece ile “ÇOK GİZLİ” ibaresi ile korunduğu 1. ordu karargahının kozmik odasından TCK 326/1 maddesi anlatımına göre;çalınması,hile ile alınması,bir yerden başka bir yere nakledilmesi geçicide olsa başka bir yerde kullanılması,yok edilmesi,

TCK 327/1 maddesine göre yukarda TCK 326/1 maddesinde tanımı yapılan belge,vesika,döküman,ses kasedi,dvd ve bu kapsamda olan diğer belgelerden elde edilen devletin güvenliğine ilişkin iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgilerin temin edilmesine,

TCK 326/1,327/1 maddesinde tanımı yapılan devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaların ele geçirilmesi,devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgilerin temin edilmesinden sonra yayınlanmasına yönelik eylemlerin ve şüphelilerin durumlarının TCK 329/1 maddesine göre belirlenmesine yöneliktir.

Soruşturmamıza konu eylemler daha açık anlatımla a-) TCK 326/1 maddesi gereğince devletin güvenliğine ilişkin belge,vesika,dvd,cd ve diğer dökümanların bir şekilde bulunduğu yerden alınması,çalınması,nakledilmesi,bulundurulması başka bir yere taşınması,bu eyleme katılan ve iştirak eden şüphelilerin belirlenmesi

b-)TCK 327/1 maddesi kapsamına giren devletin güvenliğine ilişkin veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgilerin temin edilmesi,bu suçu işleyen ve suça katılan şüphelilerin belirlenmesi

c-) TCK 329/1 maddesi kapsamına giren devletin güvenliği iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgilerin yayınlanması,yayınlayan ve bu suça katılan şüphelilerin belirlenmesine yöneliktir.
Emanete alınan ve halen emanette olan dosyada bulunan bilirkişi raporlarına görede tamamen gerçek ve 'çok gizli' olan Kara Kuvvetleri Komutanlığı 1. Ordu Komutanlığı askeri savcılığınca düzenlenen tevdih edilen bilirkişi heyetince düzenlenen 01/07/2010 savcılık havaleli bilirkişi heyeti raporunda açıkca 'çok gizli' vasfı belirtilen bilgi,belge ve dökümanları içindir. Bu bilgi,belge ve dökümanlar nitelikleri gereği 1.Ordu Karargahında kozmik odada saklanması gereken 'çok gizli' gizlilik derecesine haiz egemen hareket planının ve bu plana ait bilgiler olduğu bu bilgilerin ve belgelerin (cdlerin,dökümanların,belgelerin toplamda 267 belgenin 118 'nin 1.Ordu karargahında çalınmış 'çok gizli' gizlilik dereceli evrak olduğu tespitinde bulunduğu belgeleri içeren şüpheli MEHMET BARANSU tarafından dijital ortamda(3 dvd 1 cd ile 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,12,13,14,15,16,18,19 nolu cdler içerisinde kayıtlı)gerçek belge niteliğinde olan 'çok gizli'belgelere ilişkindir.

Teslim edilen bu gerçek ve 'çok gizli'bilgi,belge ve dökumanlarla ilgili olarak belge, bilgi ve dökümanların 1.Ordu Karargahından çalınması hile ile alınması ve taşınması nedeniyle eylemin TCK nın 326/1,327/1,329/1 maddelerinde tanımı yapılan suç olması nedeniyle soruşturmaya başlanmış ancak bu soruşturma sonucunda belge ve dökumanları getiren sevk eden bu eylemlere aracılık ve iştirak eden şüpheliler hakkında kamu davası açılmamıştır.

Devletin güvenliği,iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin 'çok gizli' nitelikte belgeleri hile ile çalan temin eden izinsiz taşıyan ve bulunduranlarla ilgili olarak herhangi bir kamu davası açılmadığı gibi bu belgelerin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına getirip teslim eden bu suça iştirak eden şüpheliler hakkında bu zamana kadar herhangi bir kamu davası açılmamıştır İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 250 maddesıyle görevli hazırlık bürosunca bu suç nedeniyle şüpheliler hakkında 19/04/2010 tarihinde soruşturma açılarak bu soruşturmanın 2010/227 numarasına kayıt yapıldığı emanet eşya defterinin 2010/754 olduğu belirtilmiş olup bu belegeler ilgili olarak bilirkişi incelemerimi yaptırılarak Kara Kuvvetleri Komutanlığı 1. Ordu Komutanlığından 9 Şubat 2011 ve 22 Kasım 2010 tarihli ve 01/07/2010 havele tarihli bilirkişi raporlar istendiği dosyaya girdiği süpheli MEHMET BARANSU 'nun 2010/227 esas sayılı üzerine atılı yukarıda açıklanan TCK 326/1 ,327/1 maddelerine göre kamu davasının açılmadığı,1. Ordu askeri karargahtan suçlamalara konu “ÇOK GİZLİ” belgelerin çalınmasına yönelik olarak şüphelilerin belirlenmesi ve haklarında kovuşturma yapılmasına dair kamu davasının açılmadığı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına şüpheli MEHMET BARANSU tarafından teslim edilen 2010/227 nolu soruşturma kapsamında soruşturma açılan emanete alınan cd,döküman ve belgelerle ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Kara Kuvvetleri Komutanlığı 1. Ordu Komutanlığı askeri savcı marifetiyle askeri savlılıkca yürütülen soruşturma kapsamında en son atanan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanmış 16 klasörden ibaret bilirkişi raporu ve söz konusu raporu içerir 1 adet cd soruşturma evraklarına dahil edilmek üzere yazı eki ile birlikte Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderildiği gibi İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 31,.. 41 kadar dizisinde yer aldığı bilirkişi Tüm Genaral MEHMET DAYSAL 'ın başkanlığında yürütülen inceleme sonucunda belirlenen ve bilirkişi heyetinden istenen hususlar 11 soru da tespit edilmiş olup bu soruların cevapları istenmiştir.



Bu soruşturmaya konu TCK 326 /1 ,327/1,329/1 maddeleri yönünden incelemeye ve şüphelilerin eylemlerini belirlemeye yönelik olup bilirkişi raporlarında ve İstanbul Anadolu 4.Ağır Ceza Mahkemesinin,kamuoyunda balyoz davası olarak bilinen davada yargılanan sanıklar hakkında 11,17 nolu cdlerde suçun işlendiği şüphesi oluşturacak şekilde deliller olduğuna yönelik tespiti bu yöndeki bilirkişi raporu ile tespit edilecek şüpheliler hakkındaki suç duyurusu nedeniyle cumhuriyet başsavcılığımızın 2014/116320 esas sayılı soruşturma üzerinden şüpheliler hakkında (örgüt kurma,örgüte üye olma,iftira,sahtecilik,görevi kötüye kullanma ve bu suçlara iştirak suçlarından)dolayı soruşturma devam etmekte olup tüm şüpheliler hakkında bu suçlar yönünden 2014/116320 esas sayılı soruşturması dosyası üzerinden ayrıca değerlendirme yapılacaktır.


Yüklə 1,62 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   27




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin