1.Şiirler müzik eşliğinde (kopuz adı verilen sazla)söylenmiştir.
2.Dönemin çok yönlü sanatçıları ozan,kam,baksı,şaman gibi adlarla anılmaktadır.
3.Hece ölçüsü kullanılmıştır.
4.Nazım birimi dörtlüktür.,
5.Arı ve sade bir dili vardır.
6.Genel olarak yarım uyak hakimdir.
7.Daha çok doğa,aşk,ölüm konuları işlenmiştir.
8.Bu döneme yönelik elimizdeki en önemli ve eski kaynak Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lügat-it Türk adlı eseridir.
9.Koşuk,sav,sagu,destan türlerini barındırır.
KOŞUK
“Sığır” denilen av törenlerinden sonra düzenlenen “şölen”ismi verilen ziyafet törenlerinde , daha çok doğa,aşk,savaş ve yiğitlik konulu şiirlerdir.Koşuk Halk edebiyatında “koşma” adıyla sürmüştür.
SAV
Özlü sözlerdir.Bugün bile atasözü olarak kullanmaya devam ettiğimiz savlar bulunmaktadır.
Tag tagga kavuşmaz, kişi kişige kavuşur.
(Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur.)
Kanıg kan birle yumas
(Kan kan ile temizlenmez)
Yılan kendü eğrisin bilmes tevi boynun eğri tir.
(Yılan kendi eğrisini bilmez deve boynun eğri der.)
SAGU
”Yuğ” denilen ölüm törenlerinde,ölen kişilerin erdemlerini ve duyulan acıları dile getiren şiirlerdir.Sagu Halk edebiyatında “ağıt” Divan edebiyatında “mersiye” adlarıyla sürmüştür.
DESTANLAR
Türk milletinin başından geçen ve etkileri yıllar boyu süren önemli hadiselerin kulaktan kulağa aktarıldığı anlatılardır.Destanlar çoğu zaman manzum olur.
İslamiyet'ten Önceki Destanlar
1. Altay - Yakut
Yaratılış destanı
2.Sakalar Dönemi
a.Alp Er Tunga Destanı (Türk –İran savaşlarını ve Alp Er Tunga ‘nın kahramanlığını anlatır.)
b.Şu Destanı (Türklerin Büyük İskender ile savaşını ve Türk Hakanı Şu’nun kahramanlıklarını anlatır)
3.Hun Dönemi
a)Oğuz Kağan Destanı (Hun hükümdarı Mete’yi ve onun hayatını anlatır.)
b)Atilla Destanı (Avrupa Hun hükümdarı Atilla’nın kahramanlıkları anlatılır.)
4.Göktürk Dönemi
a.Bozkurt Destanı (Türklerin dişi bir kurttan türeyişini anlatır.)
b.Ergenekon Destanı (Bir yenilgi sonrası Ergenekon’da kalan Türklerin orada bir demir dağı eritip kurtuluşlarını anlatır.)
5.Uygur Dönemi
a.Türeyiş destanı (Uygurların bir erkek kurttan türeyişleri anlatılır.)
Şairi ya da yazarı belli olan ve ne zaman yazıldığı bilinen destanlardır.
Üç Şehitler Destanı Fazıl Hüsnü Dağlarca(Türk Destanı)
Aeneis Virgilius (İngiliz Destanı)
Kaybolmuş Cennet Milton (İngiliz Destanı)
İlahi Komedi Dante (İtalyan Destanı)
Kurtarılmış kudüs Tasso (İtalyan Destanı)
Çılgın Orlando Ariosto(İtalyan Destanı)
Henriade Voltaire (Fransız Destanı)
Lusus Oğulları Luis De Camoes(Portekiz Destanı)
YAZILI EDEBİYAT(8-10.YY.)
GÖKTÜRK(ORHUN)YAZITLARI(8.YY)
1.Bugünkü Moğolistan sınırları içinde bulunan Türklerin ilk yazıtlarıdır.
2.Türk adının geçtiği ilk kaynaktır.
3.Yolluğ Tigin tarafından yazılmıştır.
4.Edebiyatımızda hitabetin ilk örnekleri sayılırlar.
5.Zoolog Strahlanberg tarafından bulunmuş ve Danimarkalı Türkolog Thomsen tarafından çözülmüşlerdir.
a.Bilge(Vezir) Tonyukuk Yazıtı(720)
b.Kül Tigin (732)
c.Bilge Kağan Yazıtı(735)
YAZILI EDEBİYAT
UYGUR DÖNEMİ
İlk kez yerleşik hayata geçen Uygurların yazılı eserleri daha çok dini içeriklidir.Budizm ve Maniheizm dininin esaslarını anlatan ya da dua larını içeren bu eserler Turfan yöresinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır.Taşalara kazınarak yazılan Göktürk metinlerinden farklı olarak Uygur metinleri kitap halindedir.
arasında geçen konuşmalar aracılığıyla toplumun,devleti yönetenlerin ve yönetilenlerin nasıl olması gerektiği anlatılan bir siyasetnamedir.
Hakaniye(Çağatay)Türkçesi ile yazılmıştır.
İslamiyet sonrası ilk eserdir.
Türk edebiyatındaki ilk mesnevidir.
İlk alegorik , didaktik mesnevi olarak kabul edilir.
GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ VE ÖZELLİKLERİ
Divanü Lügati’t- Türk(Türk Dilinin Sözlüğü) (1072-1074)
Kaşgarlı Mahmut
1.Halife Ebulkasım Abdullah’a sunulmuştur.
2.Sözcükleri örneklendirmek için sözlü dönem şiir örnekleri içerir.
3.7500 maddelik bir Türkçe –Arapça sözlüktür.
4.Sözlü dönem ürünlerini de içermesi önemini arttırmaktadır.Zengin folklorik malzeme içerir.
5.Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçenin zenginliğini göstermek amacıyla yazılmıştır.
6.Hakaniye Türkçesinden derlenen sözcüklerin anlamları Arapça yazılmıştır.
7.Türk edebiyatında ilk sözlük,ilk antoloji,ilk dil bilgisi kitabı ve ilk ansiklopedi niteliğindedir.
GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ VE ÖZELLİKLERİ
Atabetü’l Hakayık(Gerçeklerin Eşiği) (1101-1150)
Edip Ahmet Yükneki
1.Emir Muhammed’e sunulmuştur.
2.Didaktik ahlak ve öğüt kitabıdır.
3.102 dörtlük ve 40 beyitten oluşur.
4.Aruz ve hece ölçüsü kullanılmıştır.
5.Ayet ve hadislerden yararlanılarak ahlaklı olmanın yollarını anlatan bir öğüt kitabıdır.
6.Hakaniye Türkçesi ile yazılmıştır.
7.İlk yazılı eserlerimizden biridir.
GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ VE ÖZELLİKLERİ
Divan-ı Hikmet(Hikmetler Kitabı)(12.yy.)
Hoca Ahmet Yesevi (Yesevilik tarikatının kurucusudur.)
1.Dini tasavvufi didaktik bir eserdir.
2.Hece ile yazılmış koşma biçiminde dörtlüklerden oluşmaktadır.
3.Yarım uyak ve redifler kullanılmıştır.
4.Dini-tasavvufi konuları işleyen eser,sade dili ile halkın İslamiyeti daha iyi anlaması için etkili bir araç olmuştur.
5.Hakaniye Türkçesi ile yazılmıştır.Yalın bir dili vardır.
6.Anadolu’da yaşayan Yunus Emre ve Hacı Bektaş Veli gibi mutasavvıfların yetiştiği ortamı hazırlamıştır.
GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ VE ÖZELLİKLERİ
Manas Destanı(11.-12.yy.)
Kırgız Türkleri arasında doğan Manas destanı Kazak-Kırgız Türk kültür dâiresi içinde bugün de bütün canlılığı ile yaşamaktadır. Bu destanın XI ile XII. yüzyıllarda meydana geldiği düşünülmektedir. Destanın kahramanı Manas da, Satuk Buğra Han gibi islâmiyeti yaymak için mücadele eden bir kahramandır. Böyle olmakla beraber Manas destanında islâmiyet öncesi Türk kültür , inanç ve kabullerinin tamamını görmek mümkündür. Manas destanı Türk-Bozkır medeniyetinin Kazak -Kırgız dâiresinin kültür belgeseli niteliğindedir.
*400.000 mısra ile dünyanın en uzun destanıdır.
HALK EDEBİYATI
GENEL ÖZELLİKLERİ
1.İslamiyetten Önceki Türk Edebiyatı geleneğini sürdüren bir edebiyattır.
2.Yaygın olarak şiir kullanılır.
3.Şiirler biçimleriyle adlandırılır.
4.Nazım biçimleri dörtlük,ölçüsü hece ölçüsüdür.
5.Genel olarak yarı uyak kullanılmıştır.
6.Dil halkın konuştuğu günlük konuşma dilidir.
7.Gerçeklere dayalı somut konular işlenir.
8.Kullanılan ölçü hece ölçüsüdür.18. yy. dan itibaren bazı ozanlar(Gevheri,Aşık Ömer) aruz ölçüsünü kullanmışlardır.
9.Ozanların şiirleri “cönk”(danadili) ismi verilen defterlere kayıt edilirdi.
HALK EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ
ANONİM HALK EDEBİYATI
Söyleyeni belli olmayan,toplumun ortak ürünü niteliğindeki eserlerdir.Dilden dile aktarılarak yayılır.
MANİ
1. 7’li hece ölçüsü ile yazılır.
2. aaba şeklinde oluşur.Tek dörtlüktür.
3. Her konuda yazılabilir.Genelde aşk,ayrılık,güzellik,doğa,övgü,yergi,sevgi gibi konular işlenmiştir.
4. 1. ve 2. dize hazırlık,3. ve 4. dize asıl bölümdür.
NOT:Birinci dizesi yedi heceden olan manilere “kesik mani” “ayaklı mani” ya da “cinaslı mani denir.
ANONİM HALK EDEBİYATI
Düz maninin sonuna aynı uyaklanış düzeni içinde birkaç dize daha eklenirse,bu tür manilere de “artık mani” veya “yedekli mani “ denir. Artık mani aabaca şeklinde uyaklanır.
ANONİM HALK EDEBİYATI
TÜRKÜ
1. 2-4 dizelik asıl sözlerin bulunduğu(konuya dair) “bent “ ve tekrarlanan “ kavuştak(bağlama)” bölümlerinin bulunduğu anonim halk edebiyatı ürünleridir.
2.Genellikle 7’li,8’li ve 11’li hece kalıpları kullanılır.
3.Her konuda türkü yazılabilir.Genellikle aşk, kahramanlık, gurbet, ölüm, doğa konuları tercih edilmiştir.
4. aaa xx bbb xx ccc xx ddd xx yaygın kullanılan biçimidir.
5.Türküler bestelenip dilden dile dolaşır ve değişik biçimler kazanır.
ANONİM HALK EDEBİYATI
ANONİM HALK EDEBİYATI
NİNNİ
Çocuğun uzun ömürlü olması,nasibinin bol olması, nazar ve hastalıklardan korunması,bebeğin ağlamaması,uslu olması,çabuk büyümesi gibi temennilerle söylenen manzum halk edebiyatı ürünleridir.
Ninniler hece ölçüsüyle söylenir.Belirli bir kalıbı yoktur.Son dizeleri genelde “ Ninni yavrum ninni” ,”Uyusun da büyüsün ninni” “Eeeee” gibi sözlerle biter.
ANONİM HALK EDEBİYATI
Anonim halk edebiyatının diğer ürünleri mensur olan türlerdir.Bunlar:
MENSUR ESERLER
1.Tekerleme
2.Masal
3.Atasözü
4.Bilmece
5.Efsane
6.Deyim
7.Halk hikayeleri
AŞIK EDEBİYATI
GENEL ÖZELLİKLERİ
1.Aşıklar,şiirlerini saz eşliğinde ve doğaçlama söylerler.
2.Bu edebiyatta güzelleme,koçaklama,ağıt,taşlama gibi nazım türleri vardır.
3.Şiirlerde hece ölçüsü kullanılır;ancak Aşık Ömer,Gevheri gibi bazı saz aşıklar aruz ölçüsünü de kullanmışlardır.
4.Şiirlerde kullanılan dil halk dilidir.
5.Şiirlerin nazım birimi dörtlüktür.
6.Şiirlerde genelde yarım uyak kulanılmıştır.
7.Saz şairlerinden bazıları,şiirlerini “cönk” adı verilen defterlerde toplamıştır.
8.Şiirin son dörtlüğünde şairin adı ya da mahlası geçer.
9.Aşık tarzı halk şiirinin en çok kullanılan nazım biçimi koşmadır.
10.Bu edebiyatın başlıca temsilcileri: Kul Mehmet (16.yy), Köroğlu(16.yy.), Kayıkçı Kul Mustafa (17.yy) , Gevheri (18.yy) , Karacaoğlan(17.yy) ,Dertli (19.yy),Dadaloğlu(19.yy),Erzurumlu Emrah (19.yy),Aşık Veysel (20.yy.);Ali İzzet (20.-21yy),Murat Çobanoğlu (20.-21yy),Şeref Taşlıova (20.21.yy.)
5.Koşmadan farklı olarak özel bir ezgiyle söylenir.
AŞIK EDEBİYATI
SEMAİ ÖRNEĞİ
AŞIK EDEBİYATI
VARSAĞI
1.Güney Anadolu’da,”Varsak” adlı Türk boyu arasında ezgiyle söylenen bir nazım biçimidir.
2.8’li hece ölçüsü kullanılır.
3. Koşmanın uyak düzeniyle yazılır.
Uyak düzeni abab –cccb- çççb – dddb – eeeb
abcb – dddb – eeeb – fffb –gggb
aaab – cccb - dddb – eeeb – fffb
4.Semaiden ayrıldığı nokta ezgisi ve yiğitçe seslenişidir.İlk dörtlük “Bre!”, “Behey!” , “Hey!” gibi ünlemlerle başlar.
5.Bu türün en güzel örneklerini Karacaoğlan vermiştir.
AŞIK EDEBİYATI
VARSAĞI ÖRNEĞİ:
AŞIK EDEBİYATI
DESTAN
1.Toplumu etkileyen savaş,deprem,salgın hastalık,yiğitlik gibi konuların yanı sıra güldürücü konulara,yergiye de destanlarda yer verilir.
2.11’li hece ölçüsüyle yazılır.
3. Koşmanın uyak düzeniyle yazılır.
Uyak düzeni abab –cccb - dddb – eeeb
abcb – dddb – eeeb – fffb –gggb
aaab – cccb - dddb – eeeb – fffb
4.Koşmadan ayrıldığı nokta destanların dörtlük sınırlaması şaire bırakılmıştır.121 dörtlüğe kadar uzayan destanlar bulunmaktadır.
NOT:Halk edebiyatındaki destan türü İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı ürünü olan destanlarla(epope)karıştırmamak gerekir.
AŞIK EDEBİYATI
DESTAN ÖRNEĞİ
TEKKE EDEBİYATI
GENEL ÖZELLİKLERİ
Tasavvuf,İslamiyetin temel kurallarına dayanarak nefsi(öz benliği) arıtma ,ahlakı güzelleştirerek dini yaşama ve Allah’a ulaşma ilimidir.Evrenin oluşumunu ,Allah’ın niteliğini “Vahdet-i Vücut” (varlık birliği) anlayışı ile açıklayan dini ve felsefi bir akımdır.
Tasavvufun uygulanabilir hedefi: İnsanı; “insan-ı kamil”(olgun insan)derecesine ulaştırmaktır.Kendi görüş,anlayış ve inanışları çerçevesinde tasavvuf,insanı yüceltmek isteyen bir ahlak sistemidir.
13.yy. dan itibaren Anadolu’da gelişmeye başlayan dini-tasavvufi edebiyatın başlıca temsilcileri şunladır: Hacı Bektaş Veli(13.yy) Yunus emre(13.-14.yy) , Hacı Bayram Veli(14.-15.yy.), Kaygusuz Abdal(15.yy.), Pir Sultan Abdal(16.yy.) gibi şairlerimizdir.
TEKKE EDEBİYATI
İLAHİ
1.İlahi Allah’a övgü ve yakarış için yazılan şiirlerin genel adıdır.Özel bir ezgiyle okunur.
2.Genellikle 8’li hece ölçüsüyle söylenir.7’li ve 11’li hece ölçüsüyle söylenenler de vardır.
3.Uyaklanışı koşmaya benzer.
TEKKE EDEBİYATI
NEFES ve DEME (Bektaşi şairlerinin yazdıkları tasavvufi şiirlere denir. Hz.Muhammed ve Hz. Ali ‘ye yer alır.)
TEKKE EDEBİYATI
DEVRİYE (Tasavvuf düşüncesine göre evrenin yaratılışı ve Allah’a dönüşü işleyen şiirlere devriye denir.)
TEKKE EDEBİYATI
ŞATHİYYE (İnançlardan alaycı bir dille söz eden şiirlerdir.)
TEKKE EDEBİYATI
NUTUK (Tarikata yeni girenlere girdiği tarikatın kurallarını öğreten şiirlerdir.)
TEKKE EDEBİYATI
HİKMET(Şairin din ve tasavvuf düşüncesini aktardığı şiirlere hikmet denir.Ahmet Yesevi’nin Divan- Hikmet’i ünlüdür.)
DİVAN EDEBİYATI
GENEL ÖZELLİKLERİ
1.Şairler ,Arap ve Fars edebiyatının etkisinde kalmıştır.
2.Ölçü olarak aruz kullanılmıştır.
3.Nazım birimi beyittir.
4.Beyitler arasında konu birliği olması gerekmez.Önemli olan bütün değil parçanın güzelliğidir.
5.Uyak göz içindir.Daha çok tam ve zengin uyak kullanılmıştır.
6.Sanatlı söyleyişe önem verilmiştir.
7. “Sanat için sanat” anlayışıyla hareket edilmiş,bireysel ve soyut konular ele alınmıştır.
8.Şairler,şiirlerinde “ mazmun” adı verilen kalıplaşmış sözleri kullanmışlardır.
9.13.yy. da Hoca Dehhani ve Şeyyad Hamza ile başlayan divan edebiyatı 19.yy.’a kadar sürmüştür.Bilinen ünlü şairler Anadolu’daNecati(15.yy.), Baki(16.yy.), Nabi(17.yy.),Şeyhülislam Yahya (17.yy), Nedim (18.yy.) ,Şeyh Galip (18.yy) ; Anadolu dışında da(Azeri sahası)Ali Şir Nevai (15.yy) , Fuzuli (16.yy)’dir.
10.Beğenilen şiirler “divan” adı verilen defterlere kaydedilirdi.
BEYİTLERLE KURULANLAR
GAZEL
Türk Divan Edebiyatı'nda;çok yaygın olarak kullanılan bir nazım şeklidir. Hemen hemen aruz'un her kalıbıyla yazılır. Birinci beyit kendi arasında kafiyeli, diğer beyitlerin birinci mısraları serbest, ikinci mısraları birinci beyit ile kafiyelidir. Kafiye düzenini şematik olarak belirtmek gerekirse aa / ba / ca / da / ea / fa şeklinde ifade etmek mümkündür. Gazellerde beyitler arasında mana birliği olabileceği gibi, her beyit ayrı bir konuyu işlemiş de olabilir.
Gazellerde aşk duyguları, şarap âlemleri, tabiat güzellikleriyle birleşmiş bir şekilde, canlı ve akıcı bir üslûpla dile getirilir.
5-15 beyitten oluşur.
Gazelin ilk beyitine matla, son beyitine makta adı verilir. Matla beyitinden sonra gelen beyite hüsn-i matla, makta beyiti'nden bir önceki beyite ise hüsn-i makta denir. En güzel beyitine beyt'ül gazel, beyitleri arasında konu birliği bulunan gazellere yek-ahenk gazel, her beyiti aynı mükemmellikte söylenmiş olan gazellere ise yek-avaz gazel denir.
(Bu uçsuz bucaksız Edirne Ovası’nda padişahın sarayı gökyüzündeki Kabe mi (beyt-i mamur) yoksa zemini cennete benzeyen yüce kabe midir?
Cuylar mı devr eden tarf –ı çemen zarın yahud
Ma’i pervaz ile kat’ olmış yeşil hara mıdur.
(Sarayın çimenliğinin etrafını dolaşan nehirler midir?Yoksa bu çimenlik değil ,mavi pervazlarla kesilmiş yeşil renkte dalgalı bir ipek kumaş mıdır?) NEF’İ
MESNEVİ
GENEL ÖZELLİKLERİ
1.Mesneviler aşk ,dini ve tasavvufi,ahlaki-öğretici,savaş ve kahramanlık,bir şehri ve şehrin güzelliklerini anlatma,mizah gibi türlü konularda yazılmış uzun olay metinleridir.
2.Beyit sayısında sınırlama yoktur.
3.Her beyit kendi arasında uyaklıdır. aa/bb/cc/dd/ee...
4.Aynı şair tarafından yazılmış beş mesneviye “hamse” adı verilir.
5.Ali Şir Nevai,Şeyhi,Fuzuli,Nabi,Şeyh Galip mesnevileriyle ünlü şairlerimizdir.
6.Türk edebiyatındaki ilk mesnevi Yusuf Has Hacip’in “Kutadgu Bilig” adlı eseridir.
7. Mesneviler aşk mesnevileri (Fuzulî-Leyla ile Mecnun), dinî-tasavvufi mesneviler(Süleyman Çelebi-Mevlit; Mevlana’nın Mesnevi’si), ahlaksal ve öğretici mesneviler (Şeyhî-Harnâme; Nabi’nin Hayriye’si ), savaş ve kahramanlık konusunu işleyen gazavatnameler, bir kentin güzelliklerini anlatan şehrengizler ve mizahi mesneviler diye ayrılabilir.
MÜSTEZAT
İç içe geçmiş iki gazel görünümündedir.Gazelin tekdüze olan ahengini kırmak için her uzun dizeden sonra bir kısa dize konarak oluşturulmuştur.
ÖRNEK:
Bülbül yetişir bağrımı hun etti figanın(A)
Zapy eyle dehanın(a)
Hançer gibi deldi yüreğim tiğ-i zebanın(A)
Tesir-i lisanın(a)
Ah eylemeğe başladı aya bu ne halet(B)
Nolsun bu hararet(b)
Bilmem yine bir derdi mi var bülbül-i cihanın(A)
Ol mürg-i nihanın (a)
(İzzet Molla)
KIT‘A
1.Matla beyiti olmayan bir gazel gibidir.
2. İki beyitten oluşur.Sadece ikinci ve dördüncü dizeler uyaklıdır.
3.Bu nazım biçiminde şair mahlas kullanmaz.Ancak mahlas kullanılmış kıt’alar az da olsa vardır.
BENTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ
TEK DÖRTLÜKLÜLER
RÜBAİ
1.İran edebiyatından Türk edebiyatına geçmiştir.
2.Tek dörtlükten oluşur.
3.Dizelerin uyaklanışı aaxa şeklindedir.
4.Felsefe ve tasavvuf konuları işlenir.
5.Rübainin kendine özgü 24 aruz kalıbı vardır.
6.İran edebiyatından Türk edebiyatına geçmiştir.
Türk edebiyatında en çok kullanılmış kalıpları şunlardır:
Mef’u ^lü mefa^ı^lü mefa^ı^lü fa’u^l
Mef’u^ı^lü mefa^ı^lü mefa^ı^lün fa’
Mef’u^lü mefa^ı^lün mefa^ı^lü fa’u^l
7.Dünya edebiyatında Fars şairi Ömer Hayyam (12.yy)rübainin en büyük ustasıdır.Bir de Azmizade Haleti yalnızca rübai yazan divan edebiyatı şairimizdir.
RÜBAİ ÖRNEĞİ
Geçmiş günü beyhude yere yad etme
Bir gelmemiş an için feryat etme
Geçmiş gelecek masal bütün bunlar
Eğlenmene bak ömrünü berbat etme.
(ÖMER HAYYAM)
Ben leblerini canıma em sem görürem
Gözün yarasın gönüle merhem görürem
Aşkın odu ki yaka iki cihanı
Ben kendü canıma yalnız kem görürem
(Kadı Burhanettin)
TEK DÖRTLÜKLÜLER
TUYUĞ
1.Divan şairlerinin halk edebiyatındaki “mani”den esinlenerek oluşturdukları bir nazım biçimidir.Türk edebiyatına aittir.
2.Tek dörtlükten oluşur.
3.Dizelerin uyaklanışı aaxa şeklindedir.
4.Aruz kalıbının yalnız
Fa^’ila^tün/fa^ila^tün/fa^ilün kalıbıyla yazılır.
5.Edebiyatımızda en çok tuyuğ yazmış şair Kadı Burhanettin’dir(14.yy.).Divanında 169 tuyuğ vardır.Ali Şir Nevai(15.yy.),Nesimi(14.yy),
TUYUĞ ÖRNEĞİ
Gözü can esrütmeğe hammar imiş esrütmeğe: sarhoş etmek
Turfa budur gözleri bimar imiş turfa: az bulunur,nadir.
(KADI BURHANETTİN) bimar: hasta
Dil-berin işi itab u naz olur itab: azarlama
Çeşmi cadu gamzesi gammaz olur cadu: büyücü,cadı.
Ey gönül sabr et tahammül kıl ana gammaz: fitnecia
Yara erişmek işi az az olur.
(KADI BURHANETTİN)
MUSAMMATLAR
Kıtalarla kurulan nazım biçimlerinin genel adına musammat denir.
DÖRTLÜLER
MURABBA
1.Dörtlüklerden oluşur.
2.Şair konu yönünden özgürdür.
Uyak dizilişi şarkıyı andırır.
aaaa- bbba-ccca-ddda
Dördüncü dize ,öteki dörtlüklerin sonunda tekrarlanıyorsa bu murabbalara “mütekerrir murabba”;son dizesi öteki dörtlüklerin son dizesiyle uyaklı ise “müzdeviç murabba” denir.
MURABBA ÖRNEĞİ
Perişan halin oldum sormadım hal-i perişanım
Gamından derde düştüm kılmadım tedbir-i dermanım
Ne dersin rüzgarım böyle mi geçsin güzel hanım
Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultanım
Esir-i dam-ı aşkın olalı senden vefa görmen
Seni her kanda görsem ehl-i derde aşina görmen
Vefa vü aşinalık resmini senden reva görmen
Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultanım
MÜTEKERRİR MURABBA (FUZULİ)
MUSAMMATLAR
ŞARKI
1.Divan şairlerinin koşma ve türküden esinlenerek oluşturduğu nazım biçimidir.Bu nedenle tuyuğ gibi yerli özellikler gösterir.
2.Bestelenmeye uygun kalıplarla yazılır(me’ulü-mefailü-mefailü-faulün)
3. 3 ile 5 dörtlükten oluşur.
4.Uyaklanış şekli :aa(n)aa(n)- bbba(n)-ccca(n)-ddda(n)
Aaxa(n) – bbba(n)- ccca(n) –ddda(n) şeklinde uyaklanan şarkılar da vardır.
5.Bu türün en güzel örneklerini 18.yy.da Nedim vermiştir.
ŞARKI ÖRNEKLERİ
Sevdiğim canım yolunda hake yeksan olduğum(a)
İyddir çık naz ile seyrana kurban olduğum(a-nakarat)
Ey benim aşkınla bülbül gibi nalan olduğum(a)
İyddir çık naz ile seyrana kurban olduğum(a-nakarat)
Cümle yaran sana uşşak olduğun bilmez misin(b)
Cümlenin takatların tak olduğun bilmez misin(b)
Şimdi alem sana müştak olduğun bilmez misin(b) (Müştak:Çok istekli)
İyddir çık naz ile seyrana kurban olduğum(a)
…
(Nedim)
BEŞLİLER
BEŞLİLER
MUHAMMES: Beşer dizelik bentlerle kurulan nazım biçimidir.En az 4 en çok 7 bent olarak yazılır.Uyak düzeni aaaaa- bbbba- cccca… şeklindedir.
TARDİYE: Muhammesin özel bir biçimidir.Sadece uyaklanış bakımından ilk bendin son dizesi diğer üç dizeden farklıdır ve diğer bentlerin son dizeleri bu dize ile uyaklıdır.Yani
aaaab - ccccb - ddddb…
TAHMİS: Bir başka şairin yazdığı gazelin her beyitinin üstüne,beyitlerin 1.2inci dizeleriyle uyaklı üçer dize eklenmesiyle söz konusu gazelin muhammes haline getirilmesidir.
(aaa)aa-(bbb)ba-(ccc)ca
TAŞTİR: Bir başka şairin yazdığı gazelin her beyitinin iki dizesinin arasına ,beyitlerin 1’inci dizeleriyle uyaklı üçer dize eklenmesiyle,söz konusu gazelin muhammes haline getirilmesidir.
a(aaa)a-b(bbb)a-c(ccc)a-d(ddd)a
MUSAMMATLAR
ALTILILAR
1.MÜSEDDES
aaaaaa-bbbbba-ccccca-ddddda şeklinde uyaklanır.
2.TESDİS
Tahmis gibidir;yalnız gazelin beyitleri üstüne 3 yerine aynı ölçü ve uyakta 4 dize eklenerek yazılan nazım biçimine denir.
aaaaaa- bbbbba-ccccca-ddddda
TERKİB-İ BENT
1.Bentlerle kurulan nazım biçimlerindendir.
2.Her bent sayısı 5 ile 10 arasında değişen beyitlerden oluşur.Bentlerin uyak düzeni gazele benzer.
3.Bent sayısı 5 ile 10 arasında değişir.Bendin son beyitine “vasıta beyit” ya da “bendiye” denir ve bentten farklı uyak yapısıyla kendi arasında uyaklanır.
4.Terkib-i bentlerde genellikle,talihten ve hayattan şikayet,tasavvuf,toplumsal yergi ve felsefi konular işlenmiştir.
5.Bu türde en güzel örnekleri 16.yy. şairlerinden Bağdatlı Ruhi ve Tanzimat şairlerinden Ziya Paşa vermiştir.
(O nezaketle ve tebessümle nice canlar yaktı;Aslan da gülerek cana kasteder.)
Bed-asla necabet mi verir hiç üniforma(e)
Zer-düz palan ursan eşek yine eşektir(a)
(Soyu kötüye soyluluk mu verir hiç üniforma;eşek altın işlemeli giysi giyse de yine eşektir.
Bed-maye olan anlaşılır meclis-i meyde(f)
İşret güher-i ademi temyize mihektir(a)
(İçki meclisinde mayası bozuk hemen anlaşılır;seçme ölçütüdür insanın cevheri yiyip içme.)
TERKİB-İ BENT
Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir(g)
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir(a)
(Nasihat ile yola gelmeyeni azarlamalı,azarlama ile uslanmayanın hakkı ise dayaktır.)
Na-danlar eder sohbet-i na-danla telezzüz(h)
Divanelerin hem-demi divane gerektir(a)
(Bilmeyenler bilmeyenler sohbet etmekten hoşlanır,divanelerin arkadaşları da yine divanelerdir.)
Afv ile mübeşşer midir ashab-ı meratib(ı)
Kanun-ı ceza acize mi has demektir(a)
(Rütbe Allah’tan mı verilmiştir;bu kanunlar neden hep aciz kişilere işler.)
Milyonla çalan mesned-i izzetle ser-efraz(i)
Birkaç kuruşu mürtekibin cayı kürektir(a)
(Milyonla çalan yüksek makamlarda baş tacı;birkaç kuruş rüşvet alana kürek cezası)
İman ile din akçadır erbab-ı gınada (j)
Namus u hamiyyet sözü kaldı fukarada(a)
(Zengin kimselerde din ve iman değerlidir;şeref,namus,yurt sevgisi sözü kaldı fakirlerde.)
TERCİ-İ BENT
1.Bent sayısı ve beyit sayısı yönüyle terkib-i bentten farklı değildir. Bentlerin uyak düzeni de terkib-i bentteki gibidir.
2.Terci-i bentte, bentleri birbirine bağlayan vasıta beyti her bentten sonra aynen tekrarlanır. aa xa xa xa xa bb -cc xc xc xc bb ya da aa aa aa aa aa bb - cc cc cc cc cc dd
Terkib-i bent ile terci-i bentin farkı terkib-i bentte vasıta beyti değiştiği halde terci-i bentte vasıta beytinin sürekli tekrarlanmasıdır.
3.Vasıta beyti tekrarlandığı için terci-i bentte, bentlerde işlenen konular arasında uyum olmak zorundadır. Dolayısıyla terci-i bent türündeki şiirlerde konu bütünlüğü vardır.
4.Terkib-i bentte işlenen, konular terci-i bentte de işlenir.
5.Şeyh Galip,Ziya Paşa terci-i bent türünde de önemli bir isimdir.
TERCİ-İ BENT
Kabul eder mi ya rab zahm-ı pür nasurumuz bih-hud(a)
Kalır mı yoksa bu ateşle dağ-ı dil gibi pür-dud(a)
Alırsa pençeye yazık beni bu baht -ı na-mes’ud(a)
Kıyamet kopsa gevher tutsa alem olmayam hoşnud(a)
Ferah namın dahi yad edemez bu can-ı zehr-i alud (a)
Rızadur çaresi her ne dilerse hazret-i Ma’bud ( a)
Bela mevc-aver-i gird-ab-ı hayret na-huda na-bud( b) vasıta beyt
Adem sahillerin tuttu diriga bang-i na-mevcud ( b)
Düşüp dam-ı hevaya hasret-i gülzar kaldım ben(c)
Gidip nefh-i mesiha-veş saba bimar kaldım ben( c)
Gül-i ümmid soldu mübtela-yı har kaldım ben( c)
Bu gül-şen külhan oldu çeşmime na-çar kaldım ben( c)
Başımdan aştı seyl-ab-ı keder bizar kaldım ben( c)
Bela mevc-aver-i gird-ab-ı hayret na-huda na-bud(b)
Adem sahillerin tuttu diriga bang-i na-mevcud(b)
YENİ TÜRK EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ
SONE
Önceleri İtalyan edebiyatında kullanılmış,oradan Fransız edebiyatına geçmiştir.Bütün Avrupa edebiyatlarında soneye rastlanır.Bu biçim daha çok lirik konulara elverişli olduğundan sevilmiş ve tutunmuştur.
Sone, 14 dizelik bir nazım biçimidir.İlk 2 bendli dörder,son iki bendi üçer dizelidir.Uyak düzeni bakımından ikiye ayrılır:
1.İtalyan Tipi Sone:
abba – abba – ccd – ede
2.Fransız Tipi Sone:
abba – abba – ccd – eed
Türk edebiyatında değişik uyak örgüleriyle kullanılmıştır.Bunlar:
abba – cddc – eff – egg
abba – cddc – eef – ggf
abab – cdcd – eff – egg
abab – cdcd – eff – ggf
SONE ÖRNEĞİ
Dağılır yele karşı altın saçları Uçuşurdu bin bir büklüm içinde. Bir hoş ışık vardı gözlerinde Pırıl pırıl,sönmüş o zamandan beri. Bir iyilik sarardı yüzünü bazan Bilmem,belki bana öyle gelirdi. Ben,o sevdadan can atan deli Nasıl yanıp tutuşmazdım o zaman. Yürüdü mü yerden kurtulurdu sanki Melekler öyle yürüse gerek.Sözleri Bir başka türlüydü insan sözlerinden. Gökte bir ruhtu o,bir canlı güneşti. Öyle gördüm ben;öyle değilmiş şimdi. Yay gevşemiş,ne çıkar,yara gitmez gönülden.
abba – cddc – eef – ggf
Francesco PETRARCA Çeviren:Sabahattin EYUBOĞLU
TERZA-RİMA(ÖRÜŞÜK UYAK)
Üç dizelik bendlerle kurulu İtalyan nazım biçimi. Dize kümelenişi ve kafiye düzeni şöyledir: aba bcb cdc ded... e
İlkin İtalyan nazmında kullanılan bu biçim, daha sonra başka edebiyatlarda da kullanılmıştır. Dante’nin “İlahi Komedya”sının bu biçimle yazılmış olması, terza – rima’nın yaygınlık kazanmasını sağlamıştır.
Terza-rima, Türk edebiyatında ilkin Servet-i Fünun döneminde bir tek şiirde (Tevfik Fikret’in Şehrâyîn) denenmiş (1899); İkinci Meşrutiyet’ten (1908) sonra zaman zaman kullanılmışsa da, yaygınlık kazanmamıştır.
TERZA-RİMA ÖRNEĞİ
İLAHİ KOMEDYA
Hayat yolu ortasında kendimi (a) Karanlık bir orman içinde buldum. (b) Anladım yolumu kaybettiğimi. (a)
Aklıma geldikçe hâlâ korktuğum (b)
Bir yabani, haşin, büyük ormanı (c)
Anlatırken bile ürperiyorum. (b)
Ölümden daha korkunç buldum onu, (c)
Ama başka iyi şeyler de vardı, (d)
Söyleyim onların ne olduğunu. (c)
TERZA-RİMA ÖRNEĞİ
TRİYOLE
10 dizeli bir nazım biçimidir.Başta iki dizelik bir parçadan sonra,dörder dizelik iki bent gelir.Baştaki iki dizelik parçanın birinci dizesi birinci dörtlüğün dördüncü dizesi, ikinci dizesi de ikinci dörtlüğün dördüncü dizesi olarak tekrarlanır.