2. Türkiye’de Küçük ve Orta Boy İşletmelerin Tanımlanması
Küçük ve orta ölçekli işletmeler ekonomimizin en kuvvetli yönlerini oluşturmaktadır. Bu işletmelerin güçleri sadece ekonomik boyutta değil, sosyal ve politik boyutlarda da olumlu değerlendirilmektedir. Küçük ve orta ölçekli işletmeler politik açıdan da ülke istikrarının garantisi ve demokrasinin teminatıdır. Sosyal yönden de istihdama katkısı, orta sınıf karakteri ve sosyal geçişi kolaylaştırıcı dinamik yapısı nedeniyle bu işletmelerin önemi geniş kabul görmektedir. Kısaca günümüzde sağlam ve sağlıklı bir küçük ve orta ölçekli sanayi yapısı ekonomik gelişmenin, politik istikrarın ve sosyal barışın vazgeçilmez şartı, güvencesi ve temel taşı olarak kabul edilir (Karataş, 1991: 45).
Türkiye’nin gizli büyük potansiyelinin başarılı bir şekilde değerlendirilmesinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin önemi büyüktür. Bu nedenle küçük ve orta ölçekli işletmelerin yapılarının güçlendirilmesi, tecrübelerin değerlendirilmesi ve geleceğe yönelik olarak etkin politikaların geliştirilmesi gerekir (Karataş, 1991: 45).
Küçük ve orta ölçekli işletme tanımının temel amacı, devletin küçük ve orta sanayi yapısının güçlendirilmesi amacına yönelik olarak uygulayacağı çeşitli politika ve stratejilerle, uygulama esaslarının belirlenmesi, ayrıca bu kesime yönelik devlet yardımlarının ekonomik etkinliğinin artırılması olmalıdır (Longenecker, 1997: 55).
Türkiye’de KOBİ sayısına ilişkin değerlendirmeler çok çeşitli büyüklükleri içermektedir. Stratejilerin ve politikaların yöneleceği büyüklük bilinmediği için de, kaynaklar doğru kullanılamamakta, karanlıkta yön bulmaya çalışılmaktadır. Bu yüzden KOBİ’lerin kullanımına sunulan fonlar ve krediler doğru sayı bilinemediğinden kısa sürede tükenmektedir (Akgemci, 2001: 7).
Türkiye’de KOBİ tanımları, bu işletmelere hizmet veren kamu-özel kurum ve kuruluşların getirdikleri kriterlere göre farklı farklı yapılmaktadır. Küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik tanım geliştiren kanunlar ve bu kesime hizmet veren kuruluşların tanımlarının başlıcaları şöyledir;
-
KOSGEB’in (Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı) Tanımı,
-
6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu,
-
5590 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Kanunu,
-
507 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu,
-
Devlet İstatistik Enstitüsü Tanımı,
-
Halkbank’ın Tanımı,
-
TOSYÖV’ün (Türkiye Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı) Tanımı,
-
Eximbank’ın Tanımı.
Türkiye’de son olarak 6 Mayıs 2003’de AB’nin tavsiyesi sonucunda alınan bir kararla bu konudaki karmaşaya bir son verilerek AB’ne paralel bir ortak tanım kullanılması konusunda karara varılmıştır. Bu konuda uyum çalışmaları sürmektedir.
Avrupa Komisyonu, Ulusal KOBİ desteklerinde ve AB KOBİ programlarında ölçü olarak kullanılmak üzere 6.5.2003 tarih ve C(2003)1422 sayılı Mikro, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımına İlişkin Komisyon Tavsiyesini 01 Ocak 2005 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere onaylamıştır. Halen geçerli olan 3 Nisan 1996 tarih ve 96/280/EC sayılı KOBİ tanımına İlişkin Komisyon Tavsiye Kararının güncelleştirilmesine aşağıda sayılan nedenlerden dolayı gerek duyulmuştur:
-
Yeni ekonomik gelişmelere uyum sağlanılması,
-
Özellikle devlet yardımları, yapısal fonlar ve AR-GE Çerçeve Programları gibi KOBİ’lere yönelik Topluluk desteklerinden faydalanmada mevcut KOBİ tanımındaki boşluklarının suistimal edilerek haksız yere faydalanmanın önlenilmesi,
Haziran 2000 tarihinde Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen Küçük İşletmeler Sözleşmesinde ifade edilen girişimciliğin gelişimi ve yeni istihdamın yaratılmasındaki önemine binaen mikro işletmelerin daha açık tanımlanması ihtiyacının gerekliliği (Commission of the European Communities, Brussels, C(2003), 1422, Commission Recommendation, abgs.gov.tr, 2003).
Bu tanımın yürürülüğe girmesi ve yaygın olarak tüm kurumlar tarafından benimsenmesi ve kullanılmasıyla Türkiye’de KOBİ tanımında görülen karmaşanın ortadan kalkacağı umulmaktadır.
2.1. KOSGEB’in (Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı) Tanımı
Türkiye’de AB’ne uyum sürecinde 2000 yılında KOSGEB tarafından yeni bir KOBİ tanımı gerçekleştirilmiştir (kobinet.org.tr, 2003). Çalışan sayısı ölçütüne göre yapılan bu tanıma göre 1-9 işçi çalıştıran işletmeler mikro, 10-49 işçi çalıştıran işletmeler küçük, 50-250 işçi çalıştıran işletmeler orta ölçekli olarak kabul edilmiştir
2.2. 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu
Türk Ticaret Kanununun 14. maddesine göre, bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denmektedir. Bu maddede “bir ticari işletmeyi kurup açtığını sirküler, gazete, radyo vs. ilan vasıtalarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline kaydettirerek keyfiyetini ilan etmiş olan kişilerin fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılacağı” ifade edilmektedir.
Aynı kanunun 17. Maddesinde “ister gezici olsunlar, ister bir dükkanda veya sokağın muayyen yerlerinde sabit bulunsunlar, iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildirler” hükmü yer almaktadır.
2.3. 5590 Sayılı TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) Kanunu
Söz konusu Kanun’un 3. maddesi küçük ve orta ölçekli sanayi işletmeleri için belirli kriterler getirmektedir. Buna göre oda kurabilecek sanayicilerin vasıfları şunlardır:
-
“Makine, cihaz, tezgah, alet ve diğer vasıtalar yardımıyla ham, yarı mamul, tam mamul herhangi bir maddenin veya enerjinin vasıf, terki veya şeklini fiziki veya kimyevi surette az veya çok değiştirerek veya bu hammaddeleri işleyerek kıymetlendirmek suretiyle imal ve istihsal yapanlar,
-
Yılın fiili çalışma günleri ortalamasına göre, muharrik kuvvet kullananlarda 5, kullanmayanlarda 10 kişi çalıştırmak. Ancak aşağıdaki işletmelerin vasıfları yukarıdaki fıkralara uysa bile işletenler sanayici sayılmazlar:
-
Seri halinde hazır elbise yapmayan terziler, fabrika halinde işlemeyen fırınlar, lokantacı, elbise temizleyici ve benzerleriyle mamullerini doğrudan satmayıp perakende olarak doğrudan doğruya müstehlike satan kunduracı, şekerci, tatlıcı gibi işletmelerin sahipleri,
-
Devlet tarafından işletilen telli ve telsiz telefon ve telgraf, radyo ve televizyon istasyon ve santralleri, şehir, kasaba ve köylerdeki su temizleme, süzme ve dağıtma tesisleri,
-
Arazide ekim, dikim, bakım ve yetiştirme yollarıyla nebat, hayvan veya hayvan mahsullerinin bizzat yetiştiricileri tarafından işlenip değerlendirilmesi işlerine tahsis edilen yerler (bu işletmelerin işlemek üzere istihsalleri nevinden hariçten hammadde almamaları şarttır),
-
Sanat okul ve enstitüleri, meslek kursları ve cezaevlerindeki atölyeler gibi öğretim ve eğitim amacıyla işletilen yerler,
-
Doğrudan doğruya Milli Savunma Bakanlığı Teşkilatına bağlı olarak çalıştırılan askeri sanayi müesseseleri”.
Dostları ilə paylaş: |