30-ŞÜPHELİ SEDAT ARITÜRK (Kls. 87)
- Batı Çalışma Grubu kurulduğu dönemde YÖK Denetleme Kurulu Başkanı olarak görev yaptığı,
- 10 Nisan 1997 tarihli Batı Çalışma Grubu kurulması konulu Çevik BİR imzalı belgenin 9.maddesinde “daha evvel teşkil edilen kriz masası grubu çalışmalarına aşağıda esaslara uygun olarak devam edeceği, 9/a maddesinde Çalışmalara Gnkur.İKK ve Güvenlik daire Başkanı, Gnkur.İç Güvenlik Harekât Daire Başkanı, Gnkur.Psikolojik Harekât Daire Başkanı, Gnkur.Basın Yayın Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı temsilcisi, Kuvvet Komutanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanları ve temsilcilerinin katılacağı belirtilmiş olup, bu doğrultuda hazırlanan Batı Çalışma Grubu Kriz Masası Kurulu adlı belgenin 4.maddesinde YÖK.Bşk.lığına gönderilecek evraklar elden kurye ile (a.Prof.Dr.Sedat ARITÜRK YÖK.Dnt.Krl.Bşk.na, b.E.Korg.Erdogan ÖNAL YÖK üyesi) gönderileceği şeklinde isminin bulunduğu,
- Batı Çalışma Grubundan YÖK Başkanlığına gönderilecek evrakların elden kurye ile kendisine gönderildiği,
Şüpheli Sedat ARITÜRK hakkında CMK.250.Mad.İle Yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/04/2012 gün ve 2011/206 Soruşturma 2012/696 D.İş sayılı kararı ile “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Hükümeti cebren devirmek ve engellemek” suçundan Yakalama Emri düzenlenmiştir.
ŞÜPHELİ SEDAT ARITÜRK CUMHURİYET SAVCILIĞI VERMİŞ OLDUĞU 22/06/2012 TARİHLİ İFADESİNDE ÖZETLE (Kls. 87);
1988 – 1996 yılları arasında 8 yıl süreyle Diyarbakır Dicle Üniversitesi rektörü olarak görev yaptığını, 07/08/1996 tarihinde YÖK Denetleme Kurulu üyeliğine atandığını, 1997 yılında YÖK Denetleme Kurulu Başkanlığına atandığını, 15/04/1998 tarihine kadar bu görevi yürüttüğünü,
Batı Çalışma Grubu Kriz Masası grubundan haberi olmadığını,
CD5\Bcg\bornova\Idris klasöründe bulunan KRIZ-MS.DOC isimli word belgesinde YÖK Başkanlığına gönderilecek evrakların elden kurye ile kendisine gönderileceğine dair belge ile ilgili ifadesinde; belgede isminin yazılmasından haberi ve bilgisi olmadığını, isminin niçin geçtiğini bilemediğini, kendisine kurye ile herhangi bir belge gelmediğini, Batı Eylem Planı kapsamında üniversitelerde belgede belirtildiği şekilde herhangi bir çalışma ve faaliyette bulunmadığını,
6 Mayıs 1997 tarihli Batı Çalışma Grubu Batı Harekât Konsepti konulu belge ile ilgili olarak ifadesinde; kendisiyle Batı Çalışma Grubundan herhangi bir kimsenin irtibat kurmadığını, herhangi bir fişleme yapmadığını, YÖK Başkanlığı tarafından gönderilen lacivert renkli fihrist ajanda, yeşil renkli fihrist ajandada üniversite öğretim görevlilerinin, üniversite personellerinin ve üniversite öğrencilerinin fişlenmesi ile ilgili bilgisi olmadığını,
Yavuz Psikolojik Harekât Planındaki YÖK Başkanlığının görevleriyle ilgili olan belgeyi görmediğini,
Belirttiği tarihlerde YÖK Denetleme Kurulu Başkanlığı ve üyeliği yaptığını, ihbar ve şikâyetlerle ilgili konuların önce YÖK Başkanlığına geldiğini, YÖK Başkanının, YÖK Denetleme Kurulu Başkanlığına gönderdiği takdirde de YÖK Denetleme Kurulu Başkanının kendi takdirinde olmak üzere kendisi veya bir denetleme kurulu üyesi görevlendirdiğini, onunla ilgili soruşturmayı yaptığını, kimi zaman da evrakın iş bölümü gereği onların da görüşünü alabildiğini,
Aradan çok uzun süre geçtiği için 28 Şubat döneminde Genelkurmaydan veya Batı Çalışma Grubundan kendilerine evrak geldiğini ve bunun üzerine soruşturma yaptığını hatırlamadığını, irticai faaliyetlerden kendi döneminde kimlerin atıldığını hatırlamadığını, o dönemde YÖK Denetleme Kurulunun soruşturma yapıp yüksek disiplin kuruluna getirmiş olduğu kişilerle ilgili karar verilmesi için YÖK Başkanının bu dosyayı disiplin kuruluna getirmesi gerektiğini, fakat kendisinin hatırlamadığını,
Batı Çalışma Grubu faaliyeti kapsamında hiçbir faaliyette bulunmadığını, isminin Batı Çalışma Grubu Kriz Masası Kurulunda notlar bölümünde YÖK Başkanlığına gönderilecek evrakın elden kurye ile gönderileceği belirtilmiş ise de bu konuda bilgisi olmadığını belirterek suçlamaları kabul etmemiştir.
31-ŞÜPHELİ ERDOĞAN ÖZNAL (Kls. 270)
-Batı Çalışma Grubu kurulduğu dönemde YÖK Üyesi olarak görev yaptığı,
-10 Nisan 1997 tarihli Batı Çalışma Grubu kurulması konulu Çevik BİR imzalı belgenin 9.maddesinde “daha evvel teşkil edilen kriz masası grubu çalışmalarına aşağıda esaslara uygun olarak devam edeceği, 9/a maddesinde Çalışmalara Gnkur.İKK ve Güvenlik daire Başkanı, Gnkur.İç Güvenlik Harekât Daire Başkanı, Gnkur.Psikolojik Harekât Daire Başkanı, Gnkur.Basın Yayın Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı temsilcisi, Kuvvet Komutanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanları ve temsilcilerinin katılacağı belirtilmiş olup, bu doğrultuda hazırlanan Batı Çalışma Grubu Kriz Masası Kurulu adlı belgenin 4.maddesinde YÖK.Bşk.lığına gönderilecek evraklar elden kurye ile (a.Prof.Dr.Sedat ARITÜRK YÖK.Dnt.Krl.Bşk.na, b.E.Korg.Erdogan ÖNAL YÖK üyesi) gönderileceği şeklinde isminin bulunduğu,
- Batı Çalışma Grubundan YÖK Başkanlığına gönderilecek evrakların elden kurye ile kendisine gönderildiği belirtilmiştir.
2-Dosyamız şüphelisi YÖK Başkanı Kemal GÜRÜZ’ün evinde yapılan aramada
10 Ekim 1997 tarihinde el yazısı ile YÖK Başkanı Kemal GÜRÜZ’e “Sayın Başkanım” yazarak imzaladığı belgede özetle;
(YÖK ile ilgili bölümde daha kapsamlı olarak belirtilmiştir.)
- SİYASİ İSLAMLA MÜCADELE YÖNTEMLERİ
Başlıklı Gizli ibareli Eylül 1997 tarihli 89 sayfadan oluşan belgede özetle; (87.Kls. S:243-326)
İÇİNDEKİLER
-SİYASİ İSLAMİ KURMA ÇABALARI
-BÖLÜCÜLÜK GİRİŞİMLERİ
O dönemde (30.03.1997 tarihinde) Başbakan olan Erbakan’ın konuşmalarına yer verilerek ayrımcılık ve bölücülük yaptığının belirtildiği,
-SİYASİ İSLAMIN TAKİYYE VE YALANLARI
başlığı altında o tarihte Refah Partisi Genel Başkanı ve Başbakan olan Erbakan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayip ERDOĞAN’ın gazetelerde çıkan beyanlarının verildiği
-ATATÜRK VE LAİK CUMHURİYET ALEYHİNDEKİ SÖYLEMLERİ
1996-1997 yıllarında basın ve yayın organlarında çıkan haberlerin yer aldığı
-ORDU-SİYASİ İSLAM İLİŞKİLERİ
1996-1997 yıllarında basın ve yayın organlarında çıkan haberlerin yer aldığı
-SİYASİ İSLAMLA MÜCADELE
*Mücadelenin Nihai Hedefi Ne Olmalıdır?
Refah Partisinin oylarının ilk genel seçimde bir iki puan dahi olsa düşmesinin son derece önemli olduğu, yakın bir hedef olarak RP oyları önce %20 nin altına, bilahare %15 in altına ve son aşamada tekli rakamlara indirilerek RP nin marjinal bir parti haline gelmesi, Türk demokrasisinin bir süsü olarak demokratik sistem içindeki yerini almalıdır.
RP nin seçimlerden 1 nci parti olarak çıkması 21.8 oranında oy alması tamamen diğer seçmenlerin sandık başına gitmemesi sonucu meydana gelmiştir. Bu sebeple seçmenin sandık başına gitmesinin sağlanması nihai hedefe ulaşmada ilk basamağı teşkil edecektir.
*Mücadelenin Ana Stratejiler
İç barış tehlikededir, devletin temel nitelikleri tehlikededir,Laik düzen tehlikededir. Demokrasi tehlikededir. Laik güçler organize olmalıdır. Siyasi islami hareket bölünmelidir. Siyasi islamla mücadele,merkezi olarak planlanmalı ve yürütülmelidir.
Mücadele çok ciddi bir şekilde ve kesintisiz olarak yapılmalıdır.
Bu mücadele ince uzun bir yoldur ve en az 10-15 yıllıksüreci gerektirir.
Bu mücadelede TSK dahil, parlamento, yargı, hükümet, eğitim-öğretim kurumları, sendikalar, medya ve diğer sivil toplum örgütlerinin, neleri, ne zaman yapacakları bir takvime bağlanmalıdır.
Temel esas, bu tehdidi demokratik mücadele ile bertaraf etmektir. Anayasal ve yasal çizgide kalmak çok önemlidir. Ancay siyasi İslam bilinçli bir şekilde mevcut demokratik ortamdan istifade ederek, başka bir deyimle, oyunu kuralların dışına çıkarak oynamakta, ancak bizden oyunun kuralları içinde kalmamızı istemektedir. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Biz de gerektiğinde BASKI, ZORLAMA, SİNDİRME, PASİFİZASYON, YALAN, İFTİRA, İNKAR (Hakaret ve küfür hariç) gibi onların yöntemleri ile mücadele etmeliyis.
Mücadele savunmadan çok taarruz şeklinde olmalı, karşı taraf savunmada bırakılmalıdır.
Yaşanılan krizde, milli güç unsurlarından sadece askeri güç unsuru, oda kısıtlı olarak kullanılmıştır. Bu cidi tehditte askeri güç, en son olarak kullanılması gerekirken…
..TSK ve MGK geri planda kalarak, organize etme, takip etme, baskı yapma, zorlama ve ısrarcı olma şeklideki tavırlarına devam etmelidir.
*Siyasi İslamın Yumuşak Karnı
*Organizasyon
*Alınması Gerekli Öncelikli Tedbirler
*Alınması Gerekli Tedbirler
MİT Müsteşarlığı görevi geçmişte olduğu gibi asker kökenli şahıslara verilmelidir.
Hasan Celal GÜZEL’in çok fazla hakaret edici tavırla konuşması engellenmelidir.
RP li belediye başkanlarının söz ve eylemleri garnizon komutanlıkları tarafından izlenmeli, gerekirse tecrit edilmelidir.
Çiller ailesinin hakkındaki iddialar ciddiyetle ve ivedilikle soruşturulmalıdır….Ancak iddiaların varit alması halinde Siyasi İslam veya RP hareketi bundan son derece olumsuz etkilenir. Bu nedenle bu konunun sonuna kadar gidilmelidir.
Kuran’ın Türkçe okunması, tesettür, dinde zorlama olmaması, şeriat, cami, oruç, namaz, kuran, gibi günümüzde tartışma konusu yapılan ana hususlar tek tek ortaya konmalı,..
RP oylarının dağılışı çok iyi analiz edilmelidir…
Faik BULUT, İsmail NACAR gibi laik felsefeye inanmış yazarlarla tanışılmalı, kitaplarının bastırılmasına yardımcı olunmalı bu ve bunun gibi insanlar örgütlenmelidir.
Silahlı Kuvvetlerin tüm personeli ve aileleri, bu bilgi üst makamlarda vardır, yoktur demeden, haber toplama vasıtası olmalıdır. Bu konu organize edilmelidir.
BATI ÇALIŞMA GRUBU kaldırılmamalı, çok mecbur kalınırsa başka ad ve organizasyon şeklinde aynı fonksiyonları icra etmeye devam etmelidir.
Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, en kısa zamanda RP li belediye başkanlarından kurtulma yolları bulunmalıdır…
..MEDYA MUTLAKA VE MUTLAKA ORGANİZE EDİLMELİ VE KULLANILMALIDIR.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ ISLAHI
…
*Eğitim-Öğretim kurumlarında Alınacak Tedbirler
Yükseköğretim Kurumları
El-Ezher ve benzeri üniversite/fakülte mezunları Milli Eğitim Bakanlığı camiasındaki görevlerinden bir süreç için uzaklaştırılmalıdır.
El-Ezler ve benzeri üniversite/fakülte mezunları, çok ihtiyaç olsa dahi orta öğretim kurumlarında öğretmen olarak istihdam edilmemelidir.
Daha önceden istihdan edilmiş EL-EZHER meznu öğretmenler bu görevlerinden uzaklaştırılmalıdır.
Yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından Türkiye’deki ilahiyat fakültesine yatay geçiş imkanı kaldırılmalıdır.
Ortaöğretim Kurumları
*İstismar Tedbirleri
RP, REFAHYOL iktidarında imam hatip okulları hariç, Türk eğitiminin hiçbir sorunu ile ilgilenmemiştir. Onlar için var mı yokmu İmam Hatip eğitimi,
Çiller’in RP ve ERBAKAN hakkında söylediği sözlerve RP ve ERBAKAN’ın ÇİLLER hakkında söylediği çirkin sözler ve bilahare hiçbirşey olmamış gibi koalisyon yapmaları, devamlı istismar edilmelidir.
Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere siyasi İslam taraftarı belediye başkanlarının yandaşlarına, akrabalarına ve RP’lilere sundukları avantajlar, basında tefrika edilmelidir. Bu yayın bir günle sınırlı kalmamalı, sıra ile ANKARA, İSTANBUL, KAYSERİ, KÜTAHYA vb.RP.li belediyelerden başlayarak diğerlerine gelinmelidir. 19 Ağustos 1997 tarihli Sabah gazetesinin bu konuda yayını güzel bir örnek olabilir.
-SİYASİ İSLAMIN KUVVETLİ ARGÜMANLARI
“Batı Çalışma Grubu kaldırılmalıdır. Demokrasilerde böyle kurumlar olmaz. Eğer ülkede bir irtica tehdidi varsa, esas itibariyle bunun değerlendirilmesi ve gereklerinin yapılması Genelkurmay’ın değil hükümetin işidir.”
Karşı Cevap: Batı Çalışma Grubu Genelkurmay’ın bir iç tasarrufudur. Genelkurmay istediği zaman istediği çalışma grubunu kurar veya kaldırı. Bu onun bileceği bir iştir. Geçmişte de ve halihazırda da birçok çalışma grubu kurulmuş,işi bitince kaldırılmıştır. Batı Çalışma Grubunun kurulmasında da Genelkurmay, irtica tehdidini birinci öncelikli bir tehdit olarak değerlendirmiş ve böyle bir çalışma grubu kurmuştur. Hükümet bu tehdidi yeterince algılayamadığı için Genelkurmayda durumdan vazife çıkararak böyle bir girişimde bulunmuştur. Silahlı kuvvetlerin durumdan vazife çıkarmasını gerektirecek durum ortadan kalkınca, Batı Çalışma Grubu’da doğal olarak kaldırılacaktır.
Refah Partisinin kapatılmasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’nde devam eden davanın iddianamesini, başsavcı değil askerler hazırladı ve ona verdi (Abdullah GÜL)
-LAİK CEPHENİN KUVVETLİ ARGÜMANLARI VE SLOGANLAR
-SİYASİ İSLAM BUNDAN SONRA NE YAPABİLİR?
İktidardan, TSK, MGK, BÇG veya dayatmacı, demokrasi dışı kuvvetlerin etkisiyle ayrıldığını savunarak, daha çok demokrasi istiyoruz, Avrupa’daki kadar, ABD deki kadar insan hakları istiyoruz diyerek mağdur rolünü başarıyla oynayabilir.
R.Tayyip ERDOĞAN’ın söylediği gibi bıkmadan, usanmadan, “kaldığımız yerden, ev-eve, bire-bir mücadelemize devam edeceğiz” sözlerini büyük ölçüde hayata geçirebilirler.
-SONUÇ
..Temel amaç, belirtilen tedbirleri uygulamak suretiyle siyasi islamı kabul edilebilir bir seviyeye indirerek, onun marjinal bir siyasi felsefe haline gelmesini sağlamaktır.
-DİZİN
- Şüpheli Erdoğan ÖZNAL hakkında Ankara 2 No.lu TMK.10. Maddesi İle Görevli Hakimliğinin 27/02/2013 gün ve 2011/206 Soruşturma 2013/74 D.İş sayılı kararı ile “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Hükümeti Cebren Devirmek ve Engellemek” suçundan “Atılı suç ile ilgili kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması, şüphelinin CMK.247.Maddesi gereğince hakkındaki soruşturmanın ve kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yurt içinde saklanıyor olmaları veya yabanca ülkede bulunmaları ve kendilerine ulaşılamaması nedeniyle kaçak durumda bulunması” nedeniyle Yokluğunda Tutuklama Müzekkeresi düzenlenmiştir.
32-ŞÜPHELİ ENGİN ALAN
-Batı Çalışma Grubu kurulduğu dönemde (1996 yılı 2000 yılları arasında) Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanı olarak görev yaptığı,
-Batı Çalışma Grubu Eylem Planında İcra Makamında Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanı olarak bulunduğu,
-Genelkurmay Genel Sekreterliğinin 1997 tarihçesinde belirtildiği üzere 02.07.1997 Çarşamba günü Genelkurmay Genel Sekreterliği koordinatörlüğünde İNÖNÜ Salonunda Genelkurmay II.Başkanı, Genelkurmay J Başkanları, Karargâhta görevli General/Amiraller, Genelkurmay Adli Müşaviri, Genelkurmay Genel Sekreter Vekili ve Batı Çalışma Grubunun katılımı ile yapılan özel takdime Genelkurmay karargâhında görevli tümgeneral olarak katıldığı,
Şüpheli Çetin DOĞAN 28.05.2012 tarihinde Cumhuriyet Savcılığına vermiş olduğu ifadesinde özetle (Kls.59 ve 307);
4 Nisan 1997 tarihli Batı Çalışma Grubu Çalışma Grubu Oluşturulması konulu belge ile ilgili olarak ifadesinde;Başbakanlığın yayınlamış olduğu 14 Mart tarihli talimattan sonra Genelkurmayın toplantı salonunda J Başkanları, Daire Başkanları, Genelsekreter, 2. Başkan, Adli Müşavir, Harekât Başkanı olarak kendisinin de katıldığı, belge oluşturulmadan önce bir toplantı yapıldığını, bakanlıklarda oluşturulan çalışmaların benzeri paralelinde bir çalışma yapılmasına karar verildiğini, bunun üzerine bu belgenin Genelsekreter tarafından hazırlandığını,
Bu toplantılara katılanların, görevlerinin gerekleri olarak BÇG’de çıkan emirlere katkılarda bulunduklarını belirtmiştir.
-Refahyol Hükümetini takip ve düşürmek için faaliyet göstermek üzere Batı Çalışma Grubu oluşturulmasına ilişkin Genelkurmay Başkanlığında Genelkurmay II.Başkanı Çevik BİR'in başkanlığında 07 Nisan 1997 tarihinde yapılan ve "Hükümete muhtıra verilmesi. Sıkıyönetim ilan edilmesi. Hükümetin değişimi, hükümetin devamını önleyecek tedbirler, gelecek hükümetin oluşumu. Kriz yönetimi oluşturulması. Eylem planı yapılması. Yargı ve kamu yöneticilerine destek/tehdit. Üniversite, sendika ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği yapılması, cesaret verilmesi. Basın ve medyaya hakimiyet sağlanması, yanlarına alınması. Batı Çalışma Grubunun kurulması. İki kez yapılan yaş toplantıları ile personelin atılmasının yeterli olmadığı. Halkın yanlarına değil önlerine alınması, taarruzi psikolojik harekât icra edilmesi. Polise havuç ve sopanın gösterilmesi. Bilgi toplayan, eyleme dönüştüren psikolojik harekât yapan bir grup oluşturulması" ve buna benzer konuların gündeme geldiği toplantıya katıldığı, Belgenin ilk sayfasında toplantıya katılanlar arasında Özel Kuv.K. şeklinde yazılı bulunduğu, (Belge hakkında iddianamede geniş ve kapsamlı olarak bilgi verilmiştir.)
İRTİCA BRİFİNGİ (Genelkurmay Başkanlığından talebimiz üzerine gönderilen)
Genelkurmay Başkanlığının 30 Mayıs 1997 tarihli 3 sayfadan oluşan mesaj formunda özetle, (iddianamede kapsamlı olarak belirtilmiştir.) Gensek 0045-2-97/İcra Sb.sayılı ve konulu Genelkurmaydan… Genkur.”J”Başkanlıkları, Başbakan Askeri Başdanışmanı, Genkuradmüş, Gnkurözkuvkom., Genkurges. Gnkurmubıldeskom., Genkuristhokkom, .. Genkur II nci Bşk.Özsek/elden
gönderilen “İrtica faaliyetler” konusunda personeli bilgilendirmek maksadıyla aşağıda belirtilen tarihlerde irtica brifingi verileceği,brifingin sinevizyon cihazı üzerinden takdim edileceğini, takdim süresinin bir saat olduğu,
Genkur.Kh.da, Gnkur.Kh. personeli ve Gnkur.bağlı birlikleri için Orbay Salonunda yapılacak takdimlere zorunlu olarak görevde bulunması gerekenler hariç bütün personelin katılacağını,
Brifing yeri ve tarihleri ….
10 Haziran 1997 (11:00) Gnkur.Kh.Personeli
10 Haziran 1997 (14:30) Gnkur.Bağlı Birlikleri
11 Haziran 1997 (14:30) Sivil Kesim …
… Müsaade eden isim ve imzası bölümünde Çevik BİR’in adının ve imzasının bulunduğu belirtilmiştir.
Şüpheli Engin ALAN’ın o dönemde Özel Kuvvetler Komutanı (Gnkurözkuvkom) olarak görev yapmıştır.
ŞÜPHELİ ENGİN ALAN 28/05/2012 TARİHİNDE CUMHURİYET SAVCILIĞINA VERMİŞ OLDUĞU İFADESİNDE ÖZETLE (Kls. 54 ve 324);
27 Mayıs 1997 tarihli Batı Çalışma Grubu Batı Eylem Planı isimli belgeyi görmediğini, komutanı olduğu Özel Kuvvetler Komutanlığına gönderilip gönderilmediğini bilmediğini, o tarihlerde yurt dışında olduğunu,
4 Nisan 1997 tarihli Çalışma Grubu oluşturulması konulu Çevik BİR imzalı belge hakkında bilgisi olmadığını, BÇG'nin sekreteryasını oluşturmak için J başkanlarından, Genelkurmay Genel Sekreterliğinden, MGK'dan, Kuvvetlerden ve Komutanı olduğu Özel Kuvvetler Komutanlığından personel istendiğini, diğer kurumlar gibi kendisinin de bir personel görevlendirilmesi emrini sözlü olarak verdiği, görevlendirdiği kişinin Albay Yavuz GÜRCÜOĞLU olduğunu,
10 Nisan 1997 tarihli Batı Çalışma Grubu oluşturulması ile ilgili Çevik BİR imzalı belgeyi daha önce hiç görmediğini, bilgisi olmadığını, ilk kez gördüğünü, Batı Çalışma Grubu şemasındaki Cari Harekât bölümü adı altında Özel Kuvvetlerden bir subay görevlendirileceği belirtildiği için Yavuz GÜRCÜOĞLU'nu görevlendirdiğini,
29 Nisan 1997 tarihli Batı Çalışma Grubu Rapor sistemi konulu Çevik BİR imzalı belgeyi ilk kez burada gördüğünü, o tarihte yurt dışında olduğunu,
6 Mayıs 1997 tarihli Batı Çalışma Grubu Batı Harekât Konsepti konulu Çevik BİR imzalı belgeyi ilk kez gördüğünü, o tarihte yurt dışında olduğunu, bilgisi olmadığını,
27 Mayıs 1997 tarihli Batı Çalışma Grubu Batı Eylem Planı konulu belgeyi görmediğini, bilgisi olmadığını, bu belge kapsamında herhangi bir çalışma yapmadığını, eylem planı kapsamında özel kuvvetlerin bir faaliyeti olmadığını, BÇG'de görev almadığını belirterek suçlamaları kabul etmemiştir.
33-ŞÜPHELİ AYHAN CANSEVGİSİ
-1996 ile 1998 yılları arasında (J-6’ ya bağlı) Genelkurmay Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri Başkanlığında (MEBS) Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanı (Gnkur.MEBS.Pl.ve Koor.D.Bşk.) olarak görev yaptığı,
-Genelkurmay Genel Sekreterliğinin 1997 tarihçesinde belirtildiği üzere 02.07.1997 Çarşamba günü Genelkurmay Genel Sekreterliği koordinatörlüğünde İNÖNÜ Salonunda Genelkurmay II.Başkanı, Genelkurmay J Başkanları, Karargâhta görevli General/Amiraller, Genelkurmay Adli Müşaviri, Genelkurmay Genel Sekreter Vekili ve Batı Çalışma Grubunun katılımı ile yapılan özel takdime Genelkurmay karargâhında görevli tümgeneral olarak katıldığı,
Şüpheli Çetin DOĞAN 28.05.2012 tarihinde Cumhuriyet Savcılığına vermiş olduğu ifadesinde özetle (Kls.59 ve 307);
4 Nisan 1997 tarihli Batı Çalışma Grubu Çalışma Grubu Oluşturulması konulu belge ile ilgili olarak ifadesinde;Başbakanlığın yayınlamış olduğu 14 Mart tarihli talimattan sonra Genelkurmayın toplantı salonunda J Başkanları, Daire Başkanları, Genelsekreter, 2. Başkan, Adli Müşavir, Harekât Başkanı olarak kendisinin de katıldığı, belge oluşturulmadan önce bir toplantı yapıldığını, bakanlıklarda oluşturulan çalışmaların benzeri paralelinde bir çalışma yapılmasına karar verildiğini, bunun üzerine bu belgenin Genelsekreter tarafından hazırlandığını,
Bu toplantılara katılanların, görevlerinin gerekleri olarak BÇG’de çıkan emirlere katkılarda bulunduklarını belirtmiştir.
- Refahyol Hükümetini takip ve düşürmek için faaliyet göstermek üzere Batı Çalışma Grubu oluşturulmasına ilişkin Genelkurmay Başkanlığında Genelkurmay II.Başkanı Çevik BİR'in başkanlığında 07 Nisan 1997 tarihinde yapılan ve "Hükümete muhtıra verilmesi. Sıkıyönetim ilan edilmesi. Hükümetin değişimi, hükümetin devamını önleyecek tedbirler, gelecek hükümetin oluşumu. Kriz yönetimi oluşturulması. Eylem planı yapılması. Yargı ve kamu yöneticilerine destek/tehdit. Üniversite, sendika ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği yapılması, cesaret verilmesi. Basın ve medyaya hakimiyet sağlanması, yanlarına alınması. Batı Çalışma Grubunun kurulması. İki kez yapılan yaş toplantıları ile personelin atılmasının yeterli olmadığı. Halkın yanlarına değil önlerine alınması, taarruzi psikolojik harekât icra edilmesi. Polise havuç ve sopanın gösterilmesi. Bilgi toplayan, eyleme dönüştüren psikolojik harekât yapan bir grup oluşturulması" ve buna benzer konuların gündeme geldiği toplantıya Genelkurmay Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri Başkanlığı (MEBS) Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanı (Gnkur.MEBS.Pl.ve Koor.D.Bşk.) olarak katıldığı (Belge hakkında iddianamede geniş ve kapsamlı olarak bilgi verilmiştir.)
Toplantıda
(Tüm.A.CANSEVGİSİ olarak)
“-Yeni bir daireye gerek yoktur.
-İç güvenlik dairesi takviye edilmelidir.” şeklinde konuşma yaptığı,
ŞÜPHELİ AYHAN CANSEVGİSİ 14.02.2013 TARİHİNDE CUMHURİYET SAVCILIĞINA VERDİĞİ İFADESİNDE ÖZETLE (Kls. 272);
1996-1998 yılları arasında (J-6’ya bağlı) Genelkurmay Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri Başkanlığında (MEBS) Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanı (Gnkur.MEBS.Pl.ve Koor.D.Bşk.) olarak görev yaptığını, 1998 yılı Ağustos ayında emekli olduğunu,
07 Nisan 1997 tarihinde Genelkurmayda Çevik BİR’in başkanlığında yapılan toplantıya katılmış olabileceğini, toplantıda kendisine atfedilen sözleri de söylemiş olabileceğini ama hatırlamadığını, o dönemde çok meşgul bir insan olduğunu, Genelkurmayın elektronik muhabere bilgi sistem projelerini yönettiğini, TÜBİTAK’ta yönetim kurulu üyesi olduğunu, toplantının tamamında bulunup bulunmadığını da hatırlamadığını,
BÇG’nin kurulduğundan haberdar olduğunu, BÇG’nin iç güvenlik için gerekli bir birim olduğu ve bu sebeple kurulduğunun kendisine bildirildiğini, MGK kararı ve Başbakanın direktifi doğrultusunda hayata geçirildiği bilgisine o tarihte sahip olduğunu, Batı Çalışma Grubu ile ilgili belgelerin kendisinin bağlı olduğu “J-6” birimine gelmiş olsa bile ilgisi nedeniyle “J-6“ nın bünyesindeki Bilgi Sistemleri Daire Başkanına gitmiş olabileceğini, kendisine gelmediğini, BÇG’nin faaliyetleri konusunda bilgi sahibi olmadığını, BÇG’nin içerisinde yer almadığını belirterek suçlamaları kabul etmemiştir.
Dostları ilə paylaş: |