T. C. DİYanet iŞleri başkanliği eğİTİm hiZMETleri genel müDÜRLÜĞÜ Program Geliştirme Daire Başkanlığı



Yüklə 5 Mb.
səhifə217/740
tarix05.01.2022
ölçüsü5 Mb.
#63144
1   ...   213   214   215   216   217   218   219   220   ...   740
4.İman Esasları

İman esasları ilmihal kitaplarında amentü terimiyle ifade edilir. Bu tabir, iman esaslarını kısa ve öz olarak ihtiva eden metni ifade etmek için kullanılır. Amentüde belirtilen esasların hepsi Kur’an’da çeşitli ifadelerle yer almıştır:

‘’Asıl iyi olan kimse, Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaba, pey­gamberlere inanan...dır"79

Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, ona indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaplara iman edin. Kim Allah’ı meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, şüphesiz derin bir sapıklığa saplanmıştır.”80

Görüldüğü üzere kadere inanmak ayette yer almamaktadır. Ancak Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetleri kader inancını çeşitli yönleriyle ifade etmektedir (Mesela bkz. Hadid, 57/22-23) Cibril hadisi başta olmak üzere hadislerde de kaza ve kader inancına yer verilir.


    1. Allah’a İman

Kainatı yaratan idare eden, kendisine ibadet edilen tek ve en yüce varlık Allah’a iman bütün ilahi dinlerde birinci iman esası olmuştur. Allah, varlığı zorunlu olan ve bütün övgülere lâyık bulunan yüce varlığın özel ismidir. Başka bir varlığa isim olarak verilemediği gibi çoğul şekli de bulunmamaktadır. Hiçbir dinden haberi olmayan kimseler de bir Allah inancına sahip olmakla yükümlüdür. Çünkü insanın yaratılışında (fıtrat) bir ve yegâne üstün güç olan bir varlığa inanma duygusu bulunmakta, ayrıca akıllara durgunluk verecek şekilde muazzam bir düzeni bulunan hayat ve kainat insanı bir yaratıcının varlığına götürmektedir.81 Selim aklı ve yaratılışı bozulmamış insanın normal olarak yaratanını tanıyacağı belirtilmiştir. Bir kısım İslâm bilginine göre insandaki Allah inancı, zorunlu ve yaratı­lıştan olduğu için Allah'ın varlığına dair dışarıdan deliller aramaya, mantıkî ve aklî deliller sunmaya ihtiyaç yoktur. Yaratılışı bozulmamış, aklı karışma­mış her insan Allah'ın var ve bir olduğunu bulur ve anlar. Bu yoldaki deliller sadece insanı uyarmak, içindeki zorunlu bilgiyi ve şuuru geliştirmek içindir.
İslâm bilginlerinin çoğuna göre insan, öz benliğinde ve dış dünyada Al­lah'ın varlığını gösteren birtakım deliller üzerinde durup düşünerek Allah'ın varlığına ulaşmak durumundadır. "İnsanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde âyetlerimizi göstereceğiz ki, onun gerçek olduğu, onlara iyice belli olsun..."82

Kur’an âyetlerini ve hadisleri dikkatlice inceleyip, dış dünyayı ve insanın yaratılışını gözlemleyen alimler, Allah’ın varlığını ispatlamak için insanın fıtraten Allah inancına sahip oluşu (fıtrat delili), âlemin ve âlemdeki varlıkların sonradan yaratılmış olup bir yaratıcıya muhtaç olduğu (hudüs delili), varlığı imkan dahilinde olan alemin var olması için bir sebebe ihtiyaç olduğu (imkan delili), tabiatın büyük bir ahenge ve şaşmaz bir düzene sahip olup, bunun bir yaratıcının eseri olmasının gerektiği (nizam delili) gibi bazı deliller ortaya koymuşlardır.


1   ...   213   214   215   216   217   218   219   220   ...   740




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin