LEHE - ALEYHE YASANIN TESPİTİ:
6222 sayılı Sporda Şiddit ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'un 14.04.2011 tarihli resmi gazete yayımlanıp yürürlüğe girmesinden sonra, yargılamaya konu eylemleri nedeniyle bir kısım sanıklar hakkında başlatılan soruşturma sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca henüz iddianame düzenlenmeden TBMM, 24.11.2011 tarihinde 24. Dönem 2. Yasama Yılı 23. Birleşim'inde 6250 sayılı yasayı kabul etmiştir.
Cumhurbaşkanı tarafından yayımlanması uygun bulunmayan 6250 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun; "Sportif faaliyet ve organizasyonlarda düzenin sağlanarak sporun kitlelere yayılmasının teşvik edilmesi amacıyla yürürlüğe konulan 5149 sayılı Kanunun, yürürlüğe girdiği 2004 yılından itibaren spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliği önlemede yetersiz kaldığı görülmüş ve anılan yetersizlikler ile uygulamada karşılaşılan noksanlıkların giderilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisince 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kabul edilerek 14/04/2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Genel gerekçesinde, diğer ülkelerin ve uluslararası spor örgütlerinin düzenlemeleri ile teamüllerinin göz önünde bulundurularak hazırlandığı ve uluslararası sözleşmeler ile gelişmelere paralellik sağlandığı belirtilen 6222 sayılı Kanunla spor alanında faaliyet gösterenlerin ve taraftarların haklarının korunması, düzensizlik ve şiddet olaylarının önlenmesi amacıyla bu alana özgü suçlar ve cezaları düzenlenmiştir.
İncelenen Kanunla ise, şike ve teşvik primi suçu başta olmak üzere 6222 sayılı Kanunda çeşitli suçlar için getirilen hapis cezalarının indirilmesi, bazı fiiller için öngörülen hapis cezalarının yerine adli para cezası verilmesi ve bu değişikliklere bağlı olarak görevli mahkemelerin değiştirilmesi öngörülmüştür.
Bilindiği gibi, hukuk devletinde, ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirlerine ilişkin kurallar, ceza hukukunun temel ilkeleri ile Anayasanın ilgili hükümleri başta olmak üzere, ülkenin sosyal ve kültürel yapısı, etik değerleri ve ekonomik hayatın ihtiyaçları göz önüne alınarak tespit edilecek ceza siyasetine göre belirlenir.
Kanun koyucu, cezalandırma yetkisini kullanırken hangi fiillerin suç sayılacağı, bunların hangi tür ve ölçüdeki ceza müeyyideleri ile karşılanacağı, nelerin ağırlaştırıcı veya hafifletici sebep olarak kabul edilebileceği konularında takdir yetkisine sahiptir. Bu yetki kullanılırken suç ve ceza arasındaki adil dengenin korunmasının sağlanması ve öngörülen cezanın, cezalandırmada güdülen amacı gerçekleştirmeye elverişli olması gibi esaslar dikkate alınır. Suç ve ceza arasında adalete uygun bir oranın bulunup bulunmadığının tespitinde ise o suçun toplumda doğurduğu infial ve etki, kişiler üzerinde oluşturduğu tehlike ve zarar ile bunların azlığı veya çokluğu, suçun işlenme oranındaki azalma veya artış gibi faktörlerin de dikkate alınması gerekir. Aksi takdirde, yapılan düzenleme gerçek amacının dışında sonuçlar doğurabileceği gibi toplumun adalete olan güven duygusunun sarsılmasına da sebep olur.
Bu itibarla, incelenen Kanunla öngörülen değişikliklerin, ölçülülük ve caydırıcılık gibi ceza hukukunun temel prensiplerini etkisiz kılacağı ve yukarıda belirtilen sakıncaları doğurabileceği düşünülmektedir.
Diğer taraftan, 6222 sayılı Kanunda değişiklik öngören bu Kanunun gerekçesinde, yapılan değişikliklerin, diğer kanunlarda öngörülen suçlara verilen cezalar dikkate alınmak suretiyle adil ve hakkaniyete uygun cezalar belirlenmesi amacıyla gerçekleştirildiği belirtilmekte ise de, kamuoyunda, genel ve gereklilikten doğan bir düzenleme olmaktan ziyade, halen yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında bulunan kişilere yönelik özel bir düzenleme olduğu intibaını uyandırdığı, bu durumun da değişikliğin esas amacı dışında özel bir saikle hazırlandığı eleştirilerine sebebiyet verdiği görülmektedir" gerekçesi ile bir kez daha görüşülmesi için, Anayasanın 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geri gönderilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi; 10.12.2011 tarihinde 24. Dönem 2. Yasama Yılı 33. Birleşim'inde Cumhurbaşkanımız tarafından bir kez daha görüşülmesi için iade edilen yasayı aynen kabul etmiş ve 6222 sayılı Kanun'u değiştiren 6259 sayılı Kanun, 15.12.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
TCK'nın 7/2. maddesinde; "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" düzenlemesine yer verilmiştir.
Şu hale göre; lehe ve aleyhe yasa değerlendirmesinin yapılmasında zorunluluk bulunmaktadır.
Öncelikle ceza hükmü içeren yasa maddelerine bakılmalıdır.
6259 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik öncesi 6222 sayılı Yasa;
Madde 11- (1) Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kendisine menfaat temin edilen kişi de bu suçtan dolayı müşterek fail olarak cezalandırılır. Kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
-
Şike anlaşmasının varlığını bilerek spor müsabakasının anlaşma doğrultusunda sonuçlanmasına katkıda bulunan kişiler de birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Kazanç veya sair menfaat vaat veya teklifinde bulunulması halinde, anlaşmaya varılamadığı takdirde, suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması dolayısıyla cezaya hükmolunur.
(4) Suçun;
a) Kamu görevinin sağladığı güven veya nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle,
b) Spor kulübünün yönetim kurulu başkan veya üyeleri tarafından,
c) Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde,
ç) Bahis oyunlarının sonuçlarını etkilemek amacıyla,
işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Suçun bir müsabakada bir takımın başarılı olmasını sağlamak amacıyla teşvik primi verilmesi veya vaat edilmesi suretiyle işlenmesi halinde bu madde hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir.
(6) Bu madde hükümleri;
a) Milli takımlara veya milli sporculara başarılı olmalarını sağlamak amacıyla,
b) Spor kulüpleri tarafından kendi takım oyuncularına veya teknik heyetine müsabakada başarılı olabilmelerini sağlamak amacıyla,
prim verilmesi veya vaadinde bulunulması halinde uygulanmaz.
(7) Suçun spor kulüplerinin veya sair bir tüzel kişinin yararına işlenmesi halinde, ayrıca bunlara, şike veya teşvik primi miktarı kadar idari para cezası verilir. Ancak, verilecek idari para cezasının miktarı yüzbin Türk Lirasından az olamaz.
(8) Müsabaka yapılmadan önce suçun ortaya çıkmasını sağlayan kişiye ceza verilmez.
6259 sayılı Yasa ile değişik ile yapılan değişiklik sonrası 6222 sayılı Yasa;
Madde 11 - (1) Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kendisine menfaat temin edilen kişi de bu suçtan dolayı müşterek fail olarak cezalandırılır. Kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(2) Şike anlaşmasının varlığını bilerek spor müsabakasının anlaşma doğrultusunda sonuçlanmasına katkıda bulunan kişiler de birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Kazanç veya sair menfaat vaat veya teklifinde bulunulması halinde, anlaşmaya varılamadığı takdirde, suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması dolayısıyla cezaya hükmolunur.
(4) Suçun;
a) Kamu görevinin sağladığı güven veya nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle,
b) (Değişik bent: 10/12/2011 - 6259 S.K./1. md.) Federasyon veya spor kulüpleri ile spor alanında faaliyet gösteren tüzel kişilerin, genel kurul ve yönetim kurulu başkan veya üyeleri, teknik veya idari yöneticiler ile kulüplerin ve sporcuların menajerleri veya temsilciliğini yapan kişiler tarafından,
c) Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde,
ç) Bahis oyunlarının sonuçlarını etkilemek amacıyla,
işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Suçun bir müsabakada bir takımın başarılı olmasını sağlamak amacıyla teşvik primi verilmesi veya vaat edilmesi suretiyle işlenmesi halinde bu madde hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir.
(6) Bu madde hükümleri;
a) Milli takımlara veya milli sporculara başarılı olmalarını sağlamak amacıyla,
b) Spor kulüpleri tarafından kendi takım oyuncularına veya teknik heyetine müsabakada başarılı olabilmelerini sağlamak amacıyla, prim verilmesi veya vaadinde bulunulması halinde uygulanmaz.
(7) Suçun spor kulüplerinin veya sair bir tüzel kişinin yararına işlenmesi halinde, ayrıca bunlara, şike veya teşvik primi miktarı kadar idari para cezası verilir. Ancak, verilecek idari para cezasının miktarı yüzbin Türk Lirasından az olamaz.
(8) Müsabaka yapılmadan önce suçun ortaya çıkmasını sağlayan kişiye ceza verilmez.
(9) (Ek fıkra: 10/12/2011 - 6259 S.K./1. md.) Bu madde kapsamına giren suçlarla ilgili olarak 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231 inci maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez; verilen hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilemez ve ertelenemez.
(10) (Ek fıkra: 10/12/2011 - 6259 S.K./1. md.) Bu maddede tanımlanan suçların bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi halinde, bunlardan en ağır cezayı gerektiren fiilden dolayı verilecek ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılarak tek cezaya hükmolunur.
(11) (Ek fıkra: 10/12/2011 - 6259 S.K./1. md.) Bu maddede tanımlanan suçlardan dolayı cezaya mahkûmiyet halinde, kişi hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesi hükümlerine göre, spor kulüplerinin, federasyonların, bünyesinde sportif faaliyetler icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim organlarında görev yapmaktan yasaklanmasına hükmolunur.
Bu bağlamda değerlendirildiğinde:
Değişiklik öncesi; şike ve teşvik suçlarının temel cezası (adli para cezası hariç) beş yıldan on iki yıla kadar hapis iken değişiklik sonrası cezalar bir yıldan üç yıla indirilmiştir. Bu yönüyle 6259 sayılı Yasa ile yaılan değişikliğin lehe olduğu izahtan varestedir.
Değişiklik öncesi; hükmolunacak cezanın yarı oranında artırımı için belirlenen, suçun "spor kulübünün yönetim kurulu başkan veya üyeleri tarafından" işlenmesi hali, değişiklik sonrası suçun "federasyon veya spor kulüpleri ile spor alanında faaliyet gösteren tüzel kişilerin, genel kurul ve yönetim kurulu başkan veya üyeleri, teknik veya idari yöneticiler ile kulüplerin ve sporcuların menajerleri veya temsilciliğini yapan kişiler tarafından" işlenmesi hali olarak düzenlenmiş ve kapsam genişletilmiştir.
Değişiklik öncesi; cezalar için hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez; verilen hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilemez ve ertelenemez hükmüne yer verilmemişken, değişiklik sonrası "bu madde kapsamına giren suçlarla ilgili olarak 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231 inci maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez; verilen hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilemez ve ertelenemez" düzenlemesi getirilmiştir.
Değişiklik öncesi; TCK'nın 5. maddesindeki "bu Kanun'un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır" amir hükmü uyarınca TCK'nın 43. maddesi bağlamında çözümü gereken husus "bu maddede tanımlanan suçların bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi halinde, bunlardan en ağır cezayı gerektiren fiilden dolayı verilecek ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılarak tek cezaya hükmolunur" şeklinde maddeye açıkça eklenerek, uygulayıcının olası aleyhe yorumunun önüne geçilmek istenilmiştir.
5252 sayılı Kanun'un 9/3. maddesinde; "lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir" denilmektedir.
Bunun yanında lehe yasanın belirlenmesinde uyulması gereken kriterler Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bir kısım müstekar içtihatlarında açıkça gösterilmiştir.
27.04.2010 tarih ve 2010/7-86Esas, 2010/91 Karar sayılı Yargıtay Ceza Genel Kurulu içtihadında; "süreklilik gösteren Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Özel Daire kararlarında vurgulandığı üzere, lehe yasa, sabit kabul edilen maddi olaya eski yasalar ile yeni yasaların, yekdiğerinin hiçbir hükmü karıştırılmadan bir bütün halinde uygulanarak, uygulama sonucunda ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle saptanmasını gerektirmektedir" denilmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 01.02.2011 tarih ve 2011/11-17 Esas, 2011/13 Karar sayılı içtihadında; "YCGK'nın 26.12.2006 gün, 295-322 sayılı kararında belirtildiği üzere, lehe yasanın tespiti bakımından değerlendirme yapılırken, fer’i cezalar ve güvenlik tedbirlerine ilişkin olanlar da dahil olmak üzere 765 sayılı TCY’nın bir bütün halinde olaya uygulanarak sonuca varılması, daha sonra da 5237 sayılı TCY’nın ceza ve güvenlik tedbirleri de dahil ilgili bütün hükümleri tatbik edilerek bu Yasaya göre ayrı bir sonuç belirlenmesi, yapılacak karşılaştırma üzerine daha lehe sonuç verdiği saptanan yasanın hükümleri yekdiğeriyle karıştırılmadan bir bütün halinde uygulanmak suretiyle, ceza, fer’i ceza ve güvenlik tedbirine hükmedilmesi gerekmektedir"
Şu hale göre; 6222 sayılı Yasa'nın, 6259 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik öncesi ve sonrasının bir bütün olarak, hiç bir hükmü karıştırılmadan değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda 6222 sayılı yasadan mahkum olan her bir sanığın konumunun, sabit kabul edilen eylemleri ve haklarında uygulanan ceza artırımı ve indirimine konu kanun maddeleri de gözetilerek, 6259 sayılı yasa ile yapılan değişiklik öncesi hükümleri içeren 6222 sayılı yasa çerçevesinde ayrı ayrı değerlendirilmesi yapıldığında;
Sanık Aziz Yıldırım'ın 6222 sayılı yasadan dolayı, üst sınırı 12 yıl olan bu suçta temel ceza alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenildiğine göre, hapis cezası 11/1. maddesi uyarınca 6 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/b-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/2 oranında artırıldığında tek maç için 13 yıl 6 ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 11 yıl 3 ay hapis olacaktır. Sanığa bu suçtan hükmolunan ceza, 3 yıl 9 ay hapis olduğuna göre 6259 sayılı yasa ile yapılan değişikliğin, sanığın lehine olduğu açıktır.
Sanık Abdullah Başak'ın; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/3 oranında artırıldığında 12 yıl hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 10 yıl hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Abdurrahman Yakut'un; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 5 yıl kabul edildiğinde, TCK'nın 35. maddesi uyarınca cezası 1/2 oranında indirildiğinde 2 yıl 6 ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 2 yıl 1 ay hapis olacaktır. Erteleme ve HAGB sınırları dışında kaldığına göre aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Ahmet Çelebi'nin; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/b-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/4 oranında artırıldığında 11 yıl 3 ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 7 yıl 1 ay 15 gün hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Alaeddin Yıldırım'ın; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/b-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, 11/5. Maddesi uyarınca cezası 1/2 oranında indirildiğinde ve hakkında TCK 62. maddesinin uygulanmadığı gözetildiğinde sonuç cezası 4 yıl 6 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Ali Kıratlı'nın; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, TCK'nın 35. maddesi uyarınca cezası 1/4 oranında indirildiğinde 6 yıl 9 ay hapis, maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/3 oranında artırıldığında 8 yıl 12 ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 7 yıl 6 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Bülent İbrahim İşçen'in; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/4 oranında artırıldığında 11 yıl 3 ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 9 yıl 4 ay 15 gün hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Bülent Uygun'un; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/b fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis,11/5. maddesi uyarınca cezası 1/2 oranında indirildiğinde 4 yıl 6 ay hapis ve hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 3 yıl 9 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Cemil Turhan'ın; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, TCK'nın 35. maddesi uyarınca cezası 1/2 oranında indirildiğinde 4 yıl 6 ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 3 yıl 9 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Gökçek Vederson'un; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 5 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 5. Fıkrası uyarınca cezası 1/2 oranında indirildiğinde 2 yıl 6 ay hapis ve hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 2 yıl 1 ay hapis olacaktır. Erteleme ve HAGB sınırları dışında kaldığına göre aleyhine olduğu sabittir.
Sanık İbrahim Akın'ın;11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde, maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/4 oranında artırıldığında 7 yıl 6 ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 6 yıl 3 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık İlhan Çelikay'ın; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 5 yıl kabul edildiğinde, yardım eden sıfatı nedeniyle cezası TCK'nın 39. Maddesi uyarınca yarı oranında indirildiğinde 2 yıl 6 ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 2 yıl 1 ay hapis olacaktır.Erteleme ve HAGB sınırları dışında kaldığına göre aleyhine olduğu sabittir.
Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/b-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/2 oranında artırıldığında 13 yıl 6 ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 11 yıl 3 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık İskender Alın'ın;11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 5 yıl kabul edildiğinde, maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/4 oranında artırıldığında 6 yıl 3 ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 5 yıl 2 ay 15 gün hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Korcan Çelikay'ın;11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde ve hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 5 yıl hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Mecnun Otyakmaz'ın; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/b-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 7 yıl 6 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Şekip Mosturoğlu'nun; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/b-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, TCK'nın 35.maddesi uyarınca cezası 1/4 oranında indirildiğinde 6 yıl 9 ay hapis, maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/3 oranında artırıldığında 8 yıl 12 ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 7 yıl 6 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Mehmet Yıldız'ın;11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde ve hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 5 yıl hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Ömer Ülkü'nün; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 5 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/b fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 7 yıl 6 ay hapis, TCK'nın 35. maddesi uyarınca cezası 1/2 oranında indirildiğinde 3 yıl 9 ay hapis, maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/4 oranında artırıldığında 3 yıl 20 ay 7 gün hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 3 yıl 12 ay 27 gün hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Sami Dinç'in; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, TCK'nın 35.maddesi uyarınca cezası 1/4 oranında indirildiğinde 6 yıl 9 ay hapis, maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/3 oranında artırıldığında 8 yıl 12 ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 7 yıl 6 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Serdal Adalı'nın;11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 5 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/b-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 7 yıl 6 ay hapis ve hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 6 yıl 3 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Tamer Yelkovan'ın;11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/b-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/3 oranında artırıldığında 12 yıl hapis, yardım eden sıfatı nedeniyle TCK'nın 39. Maddesi uyarınca cezası 1/2 oranında indirildiğinde 6 yıl hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 5 yıl hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Tayfur Havutçu'nun; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 5 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/b fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 7 yıl 6 ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 6 yıl 3 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Ümit Karan'ın; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde, 11/5. maddesi uyarınca cezası 1/2 oranında indirildiğinde 3 yıl hapis ve hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 2 yıl 6 ay hapis olacaktır. Erteleme ve HAGB sınırları dışında kaldığına göre aleyhine olduğu sabittir.
Sanık Yusuf Turanlı'nın; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/3 oranında artırıldığında 12 yıl hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 10 yıl hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.
Dostları ilə paylaş: |