T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI (cmk'nın 250. Maddesi İle Yetkili)



Yüklə 6,39 Mb.
səhifə4/122
tarix31.10.2017
ölçüsü6,39 Mb.
#23593
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   122

KCK Yürütme Konseyinin hâlihazırda Murat Karayılan başkanlığında, Mehmet Tören (Bozan Tekin kod), Cemil Bayık, Duran Kalkan, Mustafa Karasu ve Nuriye Kespir’den oluşan örgüt mensupları tarafından yönetildiği ve örgütsel faaliyetler alan merkezleri üzerinden yürütüldüğü, KCK/TM yapılanması da KCK faaliyet alanları (Alan Merkezleri) esas alınarak aynı paralelde ve Yürütme Konseyi’ne bağlı olarak yapılandırıldığı,
KCK yapılanmasının ana sacayaklarından sonuncusu olan Yargı Organın ise Sözleşmeye göre (m.27-30) yargı sistemi Yüksek Adalet Divanı, İdari Mahkemeler ve Halk Mahkemeleri olmak üzere üçlü bir yapılanma üzerine kurgulandığı, ayrıca örgütün silahlı birimleri tarafından işlenen suçlara Yüksek Askeri Mahkemenin, KJB (Koma Jinan Bilind – Yüce Kadınlar Topluluğu) sözleşmesine giren kadına özgün konulara da KJB Organlarının bakacağı, ayrıca sözleşmede “yargı bağımsızlığının demokratik halk adaletinin esası” olduğunun vurgulandığı, bu meyanda “KCK yurttaşlarının suçlamalar karşısında kendini savunma veya vekil tayin etme” hakkının olduğu ifadelerine yer verildiği,
Yargı sisteminin işletilmesinde Yüksek Adalet Divanı en üst birim olup, Sözleşmede ise, “öncelikli görevinin KCK Sözleşmesinin yargı alanında uygulanmasını sağlamak olduğu ve diğer yargı organlarının kararları açısından da en üst kurum olup kararlarının kesinlik taşıdığı”nın belirtildiği, sözleşmede ayrıca, Yüksek Adalet Divanı’na “halkın onurunu ve özgürlüğünü korumak, demokratik halk sistemini savunmak, sözleşmeye aykırı durumları gidermek, uyuşmazlıkları çözümlemek, teslimiyeti ve ihaneti yargılamak” gibi bazı görevlerin de verildiği,
Yargı organı bünyesindeki ikinci grup yapılanma İdari Mahkemeleri’dir ve yapısında İdari Adalet Mahkemesi ile İdari Adalet Kurullarının bulunduğu, İdari Adalet Mahkemesinin “KCK sisteminin genel organlarında işlenen idari suçlara bakmakla”, İdari Adalet Kurullarının ise “kendi alanındaki idari, disiplin ihlali, görev suiistimali gibi olaylara bakmakla ve karara bağlamakla” görevlendirildiği,
Halk Mahkemelerinin yargı içerisindeki üçüncü grup yapılanmayı oluşturduğu, sözleşmede bu mahkemelerin “halk içinde ortaya çıkan olaylara ve sorunlara, can ve mal güvenliğine yapılan saldırılara, ekonomik-sosyal-siyasal-kültürel vb. alanda çıkan ciddi ihtilaflara bakmak ve karara bağlamakla yükümlü” olduğunun belirtildiği, Halk Mahkemelerinin temyiz merciinin ise Yüksek Halk Mahkemesi olduğu, Halk Mahkemelerinin şehirlerde ve kasabalarda örgütleneceği, savcıların Şehir veya Kasaba Yürütme Organlarınca, hâkimlerin ise Özgür Toplum Meclisi Başkanlık Divanınca belirleneceği de yine sözleşmede düzenlendiği, Yargılama usulleri, suçlar ve cezalar gibi diğer hususların daha geniş bir şekilde yönetmelikle belirleneceğinin sözleşmede açıkça ifade edildiği,











III. KCK YAPILANMASININ FAALİYET ALANLARI VE YAPILANMA BİÇİMİ
KCK yapılanmasında faaliyet alanları Yürütme Konseyinin altında, Alan Merkezleri adı altında ve altıya (6) ayrılmış faaliyet alanını (ideolojik, siyasi, sosyal, halk savunma, ekonomik alanlar ve önderlik komitesi) içerecek biçimde oluşturduğu, sözleşmede Alan Merkezlerinin “7-13 üyeden oluşacağı, her Alan Merkezinin üç kişilik koordinasyonla yönetileceği, bu merkezlerin Yürütme Konseyine aylık raporlar sunacakları, Kongra-Gel kararlarını ve Yürütme Konseyi genelgelerini uygulayacakları, ihtiyaca binaen alt komiteleri örgütleyebilecekleri” gibi hususların düzenlendiği,









(a) İdeolojik Alan Merkezi KCK sisteminin tüm ideolojik çalışmalarının örgütlendirilerek yürütülmesinden sorumlu olan birim olduğu ve sözleşmede bu merkezin “Önderlik çizgisi temelinde gereken teorik çalışma ve ideolojik mücadelenin yürütülmesinden, kadro ve halk eğitiminin sürdürülmesinden, kültür, sanat-edebiyat çalışmalarının geliştirilmesinden, propaganda-ajitasyon çalışmalarının yürütülmesinden ve süreklileştirilmesinden sorumlu” olduğu belirtildiği, merkezin görevlerini daha etkin ve başarılı yürütmesi için Bilim-Aydınlanma Komitesi, Kültür Komitesi ve Basın Komitesi adı altında alt birimlerin örgütlenmesinin de düşünüldüğü,

(b) Siyasi Alan Merkezi KCK’nın “siyasi politikasının belirlenip uygulanmasından, siyasi çalışmaların örgütlenmesinden, bölge halkları arasındaki ittifakın sağlanmasından, demokratik ekolojik toplumun kurulması çalışmalarından, demokratik örgütlenme ve hukuk sisteminin oluşturulmasından sorumlu” birimi de Siyasi Alan Merkezidir. Bahse konu merkezin çalışmalarını Siyasi Komite, Ekoloji ve Yerel Yönetimler Akademisi, Hukuk Komitesi, Dış İlişkiler Komitesi ve Azınlıklar ve İnanç Grupları Komitesi adlı alt birimler aracılığıyla yürütmesinin planlandığı,

(c) Sosyal Alan Merkezi cinsiyetçi ve sınıflı toplum sisteminin alternatifi olan demokratik ve ekolojik toplum sisteminin kurulmasına yönelik politikalardan ve uygulamalardan sorumlu alan merkezidir. Sosyal Komite, Halk Sağlığı Komitesi, Dil ve Eğitim Komitesi, Emekçiler Komitesi, Komalen Ciwanen Koordinasyonu (Gençlik yapılanmasına yönelik faaliyetler), YJA (Özgür Kadınlar Birliği), Özgür Yurttaşlık Koordinasyonu kendi alanlarında karar alma ve uygulama birimleri olarak Sosyal Alan Merkezi altında yapılandırıldığı,

(d) Halk Savunma Alan Merkezi Sözleşmeye göre sözde “Kürdistan halkının temel hak ve özgürlüklerinin korunması, KCK Önderliğinin yaşamının ve özgürlüğünün güvence altına alınması, genel demokratik kazanımların korunması, meşru savunma çizgisi doğrultusunda halkın savunma bilincinin ve örgütlülüğünün geliştirilmesi, halk savunma kuvvetlerinin örgütlendirilip yeterli kılınmasından sorumlu olunması” gibi hususlar Halk Savunma Alan Merkezi’nin görev alanını oluşturduğu, bu merkezin ayrıca, “savunma politikalarının oluşturulmasına öncülük etmesi, KCK sistemi içinde özerk konumda olan Halk Savunma Kuvvetleriyle KCK sistemi içindeki diğer örgüt ve organlarla arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi” gibi görevlerinin bulunduğu, uygulamada terör örgütünün silahlı organı HPG’nin faaliyetlerinin Halk Savunma Alan Merkezi altında yürütmesinin planlandığı,

(e) Ekonomik Alan Merkezi KCK bünyesinde maliye ve ekonomi politikasının geliştirilmesi ve uygulanmasıyla sorumlu birimin Ekonomik Alan Merkezi olarak tanımlandığı, sözleşmede “toplumun ihtiyaç duyduğu ekonomik ve mali örgütlenmelere gidilmesi, kaynak-yatırım-istihdam amaçlı projelerin geliştirilmesi, ekonomik sorunlara çözümler üretilmesi” gibi hususların da bu merkezin görev alanı içerisinde belirtildiği,

(f) Önderlik Komitesi KCK Yürütme Konseyi altındaki son faaliyet alanı Önderlik Komitesidir ve “sağlığı, güvenliği, özgürlüğü ve hukuki sorunları başta olmak üzere Önderliğin uluslararası alanda tanıtılması için diplomatik faaliyet geliştirmek” göreviyle sorumlu tutulduğu, bu komitenin “Önderliği Sahiplenme Komite ve Komisyonlarını örgütlemesi, Önderliğin kitaplarının tercüme edilmesi ve konferans çalışmalarının yürütülmesi” gibi görevlerinin de bulunduğu,

KCK Sözleşmesinde tüm bu faaliyetlerin yürütülmesine ilişkin yapılanmanın Parça Örgütlenmesi, Eyalet-Bölge Örgütlenmesi, Şehir Mahalle ve Kasaba Örgütlenmesi, Köy ve Sokak Örgütlenmesi olarak dört ana bölümde gerçekleştirilmesi öngörüldüğü,





(1) Parça Örgütlenmesi;

Ülke bazında yapılanmayı ifade edip, Halk Meclisi, Demokratik Ekolojik Toplum



Yürütmesi, Yurtdışı Alanları ve Azınlık ve Kültürel Federasyonlar olarak dört ayrı alanda örgütlenmesi planlandığı buna göre,

- Halk Meclisi tabirinin coğrafi büyüklüğe, nüfus yoğunluğuna ve komünal örgütlülük durumuna göre 100-250 üyeden oluşan, iç örgütlenmesinde Kongra-Gel sistemini esas alan ve bünyesinde Halk Meclisi Divanı ile Demokratik Ekolojik Toplum Yürütmesini içeren karar organını ifade ettiği,

- Demokratik Ekolojik Toplum Yürütmesi tanımının temel icra organı olup Kongra Gel ve Halk Meclislerinin kararları ile Yürütme Konseyinin genelgelerini hayata geçirmekle görevli olduğu,

- Yurtdışı Alanlar teriminin, benzer yapılanmanın Yurtdışı Alanları adı altında ve Avrupa ile BDT alanlarında yaşayan Kürt toplumunu esas alarak gerçekleştirileceğinin belirtildiği,

- Azınlık ve Kültürel Federasyonlar yapılanmasın da “azınlık veya etnik-kültürel–inanç kesiminin kendi özgünlüğü içerisinde demokratik özgür örgütlülüğünü geliştirerek kendi kendini yöneten ve aynı zamanda demokratik toplum konfederalizmi içerisinde temsilini bulan” bir yapılanma olarak Sözleşmede bulunduğu,


(2) Eyalet-Bölge Örgütlenmesi;

KCK faaliyetlerinin yürütülmesinde ikinci yapılanma olarak belirlenen bu yapılanmada,

- Eyalet-Bölge Meclislerinin coğrafi ve etnik-kültürel özelliklere göre bir ayrışımın üzerine kurulu, çalışma düzeninde Kongra-Gel ve Halk Meclisi sistemlerini esas alan bir örgütlenmeyi ve bu bölgedeki karar organını ifade ettiği,

- Eyalet-Bölge Yürütmesi denilen kurumun ise bahse konu eyaletlerdeki temel icra organı olduğu,
(3) Şehir, Kasaba ve Mahalle Örgütlenmesi;

KCK faaliyetlerinin daha küçük yerleşim alanlarında yürütülmesine ilişkin yapılanmayı ifade ettiği buna göre,

- Özgür Toplum Meclislerinin yerleşim birimlerinin ortak yürütme organı olup kendi yerleşim alanlarına ilişkin politikaların üretilmesinden sorumlu olduğu,

- Şehir, Kasaba ve Mahalle Yürütmelerinin ise ilgili yerleşim alanlarında halkın demokratik işlerini yürüten, Kongra-Gel, Halk Meclisi ve Özgür Toplum Meclisi’nin kararlarıyla Yürütme Konseyi ve Eyalet-Bölge Yürütmesi’nin genelgelerini hayata geçiren birim olarak planlandığı,


(4) Köy ve Sokak Örgütlenmesi ;

KCK faaliyetlerinin yürütülmesinde en küçük organ olarak ise olarak tanımlandığı ve,



- Komün tabiri ile köy ya da sokaktaki halkın örgütlü duruşu olarak tanımlanan komün çeşitli çalışma ve iş sahalarında örgütlenmeleri de içerecek biçimde halkın ihtiyaç duyduğu anlarda toplanarak karar alan bir mekanizma olarak tanımlandığı, komün yaşamının etkin kılınması amacıyla, ihtiyaç duyulan alanlarda (tarım, ticaret, sağlık vb.) komisyonların örgütlendirilmesinin öngörüldüğü,

- Ocak’ın ise, köy ve sokak örgütlenmesinin ikinci ayağı olduğu ve demokratik toplumsal kültürün, manevi değerlerinin demokrasi ve özgürlük ilkeleri temelinde üretildiği, topluma ve özgür bireylerine de aktarıldığı örgütlenme alanları olup, demokrasi okulları niteliği taşımakta ve komünal toplumsallaşmanın merkezlerini teşkil ettiği,

IV. KCK/TM YAPILANMASI VE FAALİYETLERİ
Terör örgütünün Nisan 2002’den itibaren yaptığı isim değişikliklerine paralel olarak yapılanmasında da bazı değişikliklere gitmesi üzerine KCK/TM yapılanmasının da, KCK faaliyetlerine paralel olarak ve özellikle Abdullah ÖCALAN’ın yakalanmasından sonraki süreçteki stratejik ve yapısal değişimlerin sonucu ortaya çıktığı, temel amaç terör örgütünün ayakta tutulması, terör örgütünün eylemlerinin ve faaliyetlerinin tek merkezden yönetilmesi ve nihai olarak da Birleşik Bağımsız bir Kürdistan Devleti kurulmasına yönelik sürecin örgüt tarafından yönetilmeye edilmesi olduğu,
Abdullah ÖCALAN’ın 1999 yılı şubat ayı ortasında yakalanmasından KCK yapılanmasına geçişe kadar ki süreçte örgütün strateji değişiklikleri ve pragmatist tutumu, KADEK ve KONGRA-GEL isim değişikliklerinin yanı sıra özellikle siyasallaşma faaliyetlerinden hareketle ve 2000 yılından itibaren Irak/DOLE KOGE kampında yapılan çalışmalar sonucu;

Türkiye Çalışma Grupları (TÇM/2001),

Türkiye Demokratik Ekolojik Toplum Koordinasyonu (TÜDEK/2004),

Demokratik Kuruluş Birliği (PRD-DKB/2005),

Kürdistan Demokratik Konfederalizmi (KKK/2005),

Kürdistan Demokratik Konfederalizmi/Türkiye Koordinasyonu (KKK/TK-2006…daha sonra KKK/TM)

olarak faaliyet yürüttükleri,

KKK Mayıs 2007 yılında itibaren KCK’ya dönüştürüldüğü, yine bu dönemde Ülkemiz içindeki faaliyetlerin KCK Sözleşmesi esas alınarak KCK/TM tarafından yürütülmesi kararı alındığı ve KCK/TM’nin başına da PKK/KONGRA-GEL terör örgütü yöneticilerinden olduğu kamuoyu tarafından da bilinen Sabri OK’un getirildiği,
KCK/TM’nin, terör örgütünün kitlesel eylemlerini, şiddet eylemlerini ve propaganda faaliyetlerini yürütecek, örgütsel talepleri kamuoyunda yayacak, Konfederal bir devlet sisteminin oluşturulması amacı ile müzahir tüm kurum/kuruluşları bir araya toplayacak, bu amaçlara ulaşmak için de kampanyaları ön planda tutarak kitlesel kanunsuz eylemleri organize edecek temel çatı yapılanması olmasının hedeflendiği,
KCK/TM yapılanmasının KCK yapılanmasına bağlı ve paralel biçimde örgütlendiği ve terör örgütünün Türkiye’deki faaliyetlerini yürütmekle görevlendirildiği, KCK yapılanmasından hareketle KCK/TM yapılanma modelinin bir anda PKK/KONGRA-GEL’in yerini almasının düşünülmediği, yavaş ve uzun süreli sistematik bir geçişle ve hâlihazırda işleyen sistematikteki bazı isimleri değiştirmek yoluyla KCK/TM’nin, PKK/KONGRA-GEL üzerinde bir Devlet yapılanması olarak yerini almasının planlandığı,
Bu çerçevede KCK/TM’in gençlik yapılanması başta olmak üzere, bölücü örgüt adına ülke genelinde tüm yasadışı eylem ve faaliyetleri yönettiği, çeşitli illegal toplantı ve etkinliklerle, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve teşvik ederek, eylemci grupları organize ettiği, örgüte gelir temin etmek amacıyla çeşitli kişi ve kurumlardan zorla ya da gönüllü para topladığı, kırsal faaliyetlere lojistik destek sağladığı, bölücü örgüte para transfer etmek için yerel yönetimlerde yolsuzluk ve usulsüzlükleri organize ettiği, bölgeye yönelik yapılan yatırım ve hizmetlere, demokratikleşme çabalarına ve bilhassa Milli Birlik ve Kardeşlik Projesine başından beri karşı çıkarak, vatandaşlarımızın menfaatine yönelik tüm çalışmaları korku ve baskıyla engellemeye çalıştığı, Demokratik Özerklik ve KCK sözleşmesindeki hedeflerine yönelik olarak Abdullah ÖCALAN’ın ve örgütün üst düzey kadrolarının talimatlarının istisnasız yerine getirdiği, geçtiğimiz dönemde herkesin malumu olduğu üzere Anayasa Değişikliği Referandumuna ilişkin bölge insanının özgür iradesiyle oy vermesinin önüne geçmek amacıyla boykot faaliyetlerini yürüttüğü,
Terör örgütünün ülkemizdeki faaliyetlerini ve kurumsallaşma yolundaki gayretlerini koordine eden KCK/TM yapılanmasına yönelik operasyonlar sonucu yapılan soruşturma ve yargılamalar neticesinde bu yapılanmanın,

BDP’yi yönlendirme, milletvekillerini - belediye başkanlarını – parti meclis üyelerini – belediye meclis üyelerini belirleme, talimat verme ve işlerine son verme, terör örgütü adına çeşitli isimler ve kampanyalar adı altında para toplama, bazı seçilmişleri örgüt mensupları aracılığıyla sorgulama ve cezalandırma, kadınları ve gençleri eyleme yöneltme, belediyeler gibi yerel yönetimlere müdahale ederek işçi alma – çıkarma, işçilerden para toplama, yurtdışında finansman amacıyla para toplama, terör örgütü mensuplarından ölenlerin, gözaltında ve cezaevlerinde bulunanların ailelerine sahip çıkma, örgüt açısından önemli günlerde eylemleri yönetme, seçim koordinasyonuna ilişkin çalışmaları yürütme, Öcalan’la ilgili faaliyetleri yürütme, uyuşturucu ticareti yapma, yurtdışına sahte evrak ve pasaportla giriş yapma vb. faaliyetleri yürüttüğünün ortaya çıktığı,


Ayrıca PKK/KONGRA-GEL terör örgütünün basın yayın organları tarafından verilen haberlerden de anlaşılacağı üzere üst düzey yönetiminin ve müzahir oluşumlarının faaliyetlerini ve açıklamalarını PKK/KONGRA-GEL yerine KCK adı altında yaptıkları,

Dolayısıyla bu aşamada yukarıda anlatılanlar ışığında basın yayın organları vasıtasıyla maruf bir kısım insanların da yardımıyla kamuoyuna sivil toplum örgütü olarak tanıtılmaya çalışılan KCK/TM adlı yapılanmanın aslında silahlı terör örgütü PKK/KONGRA-GEL’in mutasyona uğramış hali olduğu, terör örgütü adına yapılan tüm faaliyetlerin PKK/KONGRA-GEL adına KCK/TM adı altında vekâleten yapılmasının faaliyetlerin terörist niteliğini değiştirmeyeceği ve sosyolojik-politik-idari ve adli açıdan bir farklılığın oluşmayacağının sarahaten malum olduğu,
V. KCK/TM Yapılanması Üzerinden Demokratik Özerklik Stratejisi
PKK/KONGRA-GEL terör örgütü 31 Mayıs 2010 tarihinden itibaren Dördüncü Dönem olarak adlandırdığı, Topyekûn Savunma adını verdiği ve dayanak noktasının ise Demokratik Özerkliğin teşkil ettiği bir strateji izlediği,

Abdullah ÖCALAN tarafından ise Demokratik Özerkliğin; “yerel birimlerin daha güçlü hale getirilmesini, idari yapıda özerk yönetim birimleri olarak yapılandırılacak bölgesel meclislerin kurulmasını, tüm yerel birimlerde, meclis sistemini esas alan bir modelin geliştirilmesini, bölgede emniyet ve adalet hizmetlerinin ortak yürütülmesini” içeren bir politik-idari yapılanma modeli olarak ifade edildiği, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Yürütme başlıklı ikinci bölümünde İdarenin kuruluşuna (madde 126 ve 127), yerel yönetim sisteminin işletimine ve kamu hizmetinin sunulmasına ilişkin hususlar düzenlendiği, üniter devlet sisteminde yerel otoritenin iş ve işlemlerine imkân verildiği, yerel yönetim sisteminde karşılaşılan sorunların bu maddeler üzerinden ve meclis iradesiyle giderilmesi yolu demokratik sistemde zaten mümkün olduğu, değişiklikler için özerklik talebini dile getirmenin bilinçaltında yatan asıl amacın bahse konu modelin ilk anda özerk, uzun vadede de Birleşik Bağımsız Kürdistan hedefinin alt yapısı olduğu açıkça belli olduğu,

Bu plan çerçevesinde terör örgütünün “Devletin idari yapılanmalarına paralel örgütlenmeler ve kent meclisi yapılanmaları oluşturmayı hedeflemekte; BDP yöneticileri/belediye başkanları aracılığıyla Demokratik Özerklik kavramını yandaş kitleye anlatmaya çalışmakta; bazı illerde belediyeler tarafından, Yerel Yönetimler Akademisi - Demokratik Siyaset Akademisi gibi isimler altında Demokratik Özerkliğe ilişkin eğitimler verdiği,”

31 Mayıs 2010 tarihinden itibaren örgüt yanlısı basın yayın organlarında örgütün üst düzey kadrolarına dayanarak “yakın bir zamanda demokratik özerkliğin ilan edileceği” haberlerine yer verildiği ve bu yönde şiddet ve kitlesel eylemlerin tırmandırılmasının amaçlandığı, terör örgütüne yönelik istihbarat çalışmaları, örgütün eylemleri, örgüte müzahir yapılanmaların faaliyetlerin de örgütün bu yöndeki çabalarını doğruladığı, son olarak Demokratik Toplum Kongresi tarafından 07-08 Ağustos 2010 tarihinde Diyarbakır’da gerçekleştirilen Kongrede Demokratik Özerkliğin ilan edildiğine dair ifadelere yer verildiği,

PKK, KCK/TM, yandaş oluşumlar ve BDP’nin, demokratik özerklik ilan edilmesi çerçevesinde yürüttüğü faaliyetler ele alındığında, öncelikli olarak özerklik talebine zihinsel bir hazırlık oluşturulmaya çalışıldığı, bu kapsamda yapılacak eğitim faaliyetleri ve akademik çalışmalarla, “Demokratik Özerkliğin son derece makul, Türkiye’nin sosyal, siyasal ve ekonomik yapısına uygun, diğer toplumlarca da kabul gören bir talep” gibi lanse edileceği ve başta yandaş kitle olmak üzere bölge halkına benimsetilmeye çalışılacağı,
Demokratik Özerklik stratejisinin hayata geçirilmesinde hâlen KCK/TM, BDP, DTK, DYG-M ve DÖKH birlikte ve birbirleriyle uyumlu bir şekilde aktif faaliyetler yürüttüğü, örneğin, Demokratik Özerklik düşüncesinin BDP’nin resmi İnternet sitesinde, “Demokratik Çözüm İçin Demokratik Özerklik Projesi” adı altında sunulan raporla “Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununda çözüme dair siyasi tutum belgesi” olarak nitelendirildiği, “Türkiye’nin siyasi-idari yapısında reform ve Kürt sorununda çözüm modeli taslağı” olarak kamuoyuyla paylaşıldığı, raporda Demokratik Özerkliğin “demokratik öz yönetim anlamına geldiği ve Demokratik Cumhuriyet’in özüne uygun niteliklerin pekiştirilmesi” olduğunun ifade edildiği,
BDP’nin raporunda Demokratik Özerkliğin:

“Türkiye’nin siyasi ve idari yapısında demokratikleşmeyi sağlamak amacıyla köklü bir reformu öngördüğü, sadece devlet sistemini değiştirerek sorunların çözülemeyeceğinden hareketle, toplumun öz yeterliliğini esas aldığı, sorunların çözümünde geliştirilecek yöntemler için, yereli güçlendirme, halkı söz ve karar sahibi kılma felsefesiyle hareket ettiği, halkın karar süreçlerine dâhil olması için demokratik katılımcılığı savunduğu ve tüm yerel birimlerde meclis sistemini esas aldığı, salt ‘Etnik’ ve ‘Toprak’ temelli özerklik anlayışı yerine kültürel farklılıkların özgürce ifade edildiği bölgesel ve yerel bir yapılanmayı savunduğu, Bayrak’ ve ‘Resmi Dil’in tüm ‘Türkiye Ulusu’ için geçerli olmakla birlikte her bölge ve özerk birimin kendi renkleri ve sembolleriyle demokratik öz yönetimini oluşturmasını öngördüğü, demokratik özerk yönetimin, ‘bölge meclisi’ olarak örgütlenmesini savunduğu ve meclislerde görev alan kişileri de ‘bölge meclis temsilcisi’ olarak tanımladığı, bölgelerin her biri o bölgenin özel adı veya bölge meclisinin yetki sınırları içinde bulunan en büyük ilin adıyla anılacağı, demokratik özerklik modelinde il valilerinin,  hem merkezi hükümetin hem de bölge yürütme kurulunun aldığı kararları uygulamakla görevli olduğu, Bakanlıkların taşra teşkilatlarının da aynı usüle tabi olacakları, İl Genel Meclisleri, Belediye ve Muhtarlıklar gibi diğer idari yapıların varlığını korumaya devam edecekleri” gibi hususlara muhtevi olması gerektiğine dair ifadelerin bulunduğu,



Özetle Demokratik Özerklik’in, terör örgütünün Birleşik Bağımsız Kürdistan kurma hayaline yönelik stratejisinin günümüze yansıması olduğu, “Yerel birimlerin güçlendirilmesi ve idari yapıda özerk yönetimlerin tesisi, bölgede emniyet ve adalet hizmetlerinin ortak olarak yürütülmesi vb.” taleplerin arka planında da önce özerk daha sonra Birleşik Bağımsız Kürdistan’ın kurulması hedefi açıkça görüldüğü,


Terör örgütü açısından Demokratik Özerkliğin sürekli olarak gündemde tutulmasının, örgüt üst yönetimi tarafından ilan edileceği açıklamaların, BDP ve müzahir gruplarca masumane politik talepler gibi sunulmasının özellikle müzahir kitlelerin zihinsel hazırlığı ve kamuoyunun içselleştirmesi açısından önem arz ettiği ve bu nedenle sürekli olarak kamuoyu meşgul edildiği,



Yüklə 6,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   122




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin