Tam adı Ebu Zeyd Abdurrahman bin Muhammed bin Haldun el Hadramî’dir



Yüklə 376,33 Kb.
səhifə2/4
tarix12.08.2018
ölçüsü376,33 Kb.
#69830
1   2   3   4

  • Cam Armonikası:18. yüzyıl İngilteresinin yaygın bir eğlencesi olan şarap kadehlerinden çıkan armonik sesle yapılan müzik türünü mekanik bir alet dönüşmüş şeklidir. Şarap kadehlerinde bulunan farklı yoğunluklardaki sıvıların farklı tonda sesler vermesi nedeniyle türü Benjamin Franklin'in keşfiyle daha kolay icra edilebilir olmuştur. 37 farklı cam halkanın birbirine geçirilmesiyle meydana gelen müzik aletinin kontrolü bir dikiş makinesindeki gibi ayak pedalıyla mümkün oluyordu. Müzisyen bir yandan ayağı ile kontrol ettiği aletin camlarına küçük tahta parçalarıyla vurarak sesi meydana getiriyordu.

  • Uzun Kol

  • Bir büyük kitap müptelası olarak Benjamin Franklin okuma alışkanlığı nedeniyle binlerce kitaba sahipti. Ancak en büyük problemi ise kütüphanesinin üst raflarındaki kitaplarına ulaşamamaktı. 1786 yılında icat ettiği Long Arm (uzun kol) isimli basit ama etkili aparatla bu problemini çözmüştür. Long Arm'ın keşfinin açtığı yoldan yapay protezlerin keşfi yolunun açtığı söylenebilir.

    Soru 1)Benjamin Franklin uçurtma deneyinde hangi ilkeyi ortaya çıkarmıştır?

    Cevap: Elektrik yükünün korunumu ilkesini ortaya çıkarmıstır.

    Soru 2)Aşağıdakilerden hangisi Benjamin Franklin buluşlarından değildir?

    A) paratoner B)bifokal gözlük C)gulf-stream akıntısının keşfi

    D)uzun kol E)trigonometrik değerler Cevap E

    Benu Musa



    • Şakiroğulları ya da Musaoğulları olarak bilinen kişiler ;

    • Abbasiler döneminde astronomi ilmiyle uğraşan Musa bin Şakir'in oğullarıdır.

    • 1- Ebu Cafer Muhammed bin Musa (? - 872)

    • 2- Ebu’l-Kasım Ahmed bin Musa (803? - 878)

    • 3- Hasan bin Musa (?)

    Doğum ve Ölüm Yerleri : Bağdat – Irak

    • 9. Yüzyılda Ortaçağ Türk İslam Medeniyetine hizmet etmişlerdir.

    • Kardeşlerin Ortak Çalışmaları:

    • 1- Dünyanın enlem ve boylamını ölçmüşlerdir.

    • 2- Bir meridyen yayının 360 derece olduğunu söylemişlerdir.

    • 3- Dünyanın çevresinin 38.400 km olduğunu tespit etmişlerdir.

    • 4- Yıldızların doğuşu ve batışını, resimlerini ve isimlerini gösteren bir cihaz yapmışlardır.

    • 5- Kendilerine ait bir rasathane (tercüme bürosu) ve kütüphane kurmuşlardır.

    • Muhammed Musa; matematik, felsefe, astronomi, mantık

    • Ahmed Musa; mekanik, astronomi

    • Hasan Musa; geometri

    • En önemli eserleri;

    • - Kitabü-l Hiyal: Mekanik alanında bir eserdir. Su ve havanın etkisiyle çalışan otomatik kontrol düzenleri oluşturmuşlardır.

    • - Kitabü’l-Marifeti Mesahati’l-Eşkali’l-Basite ve’l-Kuriyye: Kürelerin ölçülmesi, açının üç eşit parçaya bölünmesi, koni ve dairenin yüzeyleri ve hacimlerinin ölçülmesi, oran orantı konularını içerir.

    • - Kitab fi’l-Karastun: Terazi ve ölçme teorilerini açıklar.

    • Ahmed b. Musa’nın icatları :

    • Hayvanlar için kendi kendine dolan su yalağı,

    • Sıvıların özgül ağırlığını hesaplayan kaplar,

    • Otomatik ibrikler,

    • Rüzgarda sönmeyen kandiller,

    • Değişik desenler veren fıskiyeler

    • Su kuvvetiyle çalışan saat

    • En önemli eseri sistem mühendisliği ve mekanik alanında yazılan;

    • Kitabü-l Hiyel’dir.

    • Hasan b. Musa ise, geometri alanında Koniklere ait ilk eseri yazmıştır.

    • İki çivi ya da iki kazık yardımıyla elips çizmeyi icat etmiştir.

    • Teleskopa benzer bir alet yapmış ve bunu tarif ederken “uçlarına adeseler (mercek) konulan bir borudur” şeklinde ifadeler kullanmıştır.

    • Eliptik eğriler üzerine yazdığı bir eseri eliptik geometri konusundabatı bilim dünyasında asırlarca kabul görmüştür.

    • İslam’ın ilk emrinin “oku” olması, bu konuda Kur’an’ın, ilmi ve alimleri övmesi, hadislerin ilmi teşvik etmesi Musa kardeşleri bilime yönlendiren en büyük etmen olduğu söylenmektedir

    Sorular

    1- Benu Musa’nın yazdığı Kitabü’l Hiyel adlı eser hangi alanda yazılmıştır ve içeriği nedir? Kısaca yazınız.

    2- - Ortaçağ Türk İslam medeniyetine katkıda bulunmuş üç kardeştir.

    - Sistem mühendisliğinin temelini oluşturmuştur.

    - Mekanik alanda 100 tane otomatik kontrol sistemi kurmuş ve bunları Kitabü’l Hiyel adlı eserinde birleştirmiştir.

    Yukarıda tanıtılan bilim adamı aşağıdakilerden hangisidir?

    A- Cezeri B- El Kindi C- Benu Musa D- Cahiz E- Fergani

    Cevap: C


    BİRUNİ

    Tam adı Ebu Reyhan Muhammed Bin Ahmed el Biruni ‘dir.

    973 yılında Harezm’de doğdu.

    1048- 1061? yılında Gazne’de vefat ettiği bilinmektedir.

    Küçük yaşta babasını kaybeden ve zor şartlarda büyüyen Biruni , Harizmşahlar tarafından korundu, sarayda matematik ve astronomi  eğitimi aldı.

    Katkıda bulunduğu medeniyet/kültür:İslam Dünyası

    İlk öğrenimini Yunan  bir bilginden aldı.İlk çalışmalarını Ebu Nasr Mansur’un yanında yaptı. İlk eseri, "Asar-ül Bakiye "dir.

    Trigonometriyi kullanarak ilk kez meridyen yayı uzunluğunu hesaplaması  geometri açısından önemli bir çalışmadır.

    Trigonometrik fonksiyonlarda yarıçapın bir birim olarak kabul edilmesini öneren ilk kişi olup sinüs ve kosinüs gibi fonksiyonlara sekant, kosekant ve kotanjant fonksiyonlarını ilave etmiştir. Bîrûnî’nin bu yönü Batı Dünyası tarafından ancak iki asır sonra keşfedilip kullanılabilmiştir.

    Astronomi alanında yaptığı çalışmaların başında Sultan Mesut’a 1010’da sunduğu  "Mesudî fi'l Heyeti ve'n- Nücum" adlı yapıtı gelmektedir. Bu yapıt günümüze gelmiş olup bu konuda yaptığı çalışmalarının bir kısmı kayıptır.

    İki nokta arasındaki boylam farkını enleme ve aradaki toplam uzaklığa dayanan bir formülle hesaplama yoluna gitmiş, ölçme ve gözlemlerinde hata payını en aza indirgemek için uğraşmıştır.

    Tıp alanında da birçok eser veren Birûni, döneminde bir kadını sezaryenle doğum yaptırmayı başarmıştır. Şifalı otlar ve birtakım ilaçlar üzerine yazdığı "Kitabu's Saydane", Birûni’nin son yapıtı olmala beraber 1050'de yazılmıştır.

    İyi bir araştırıcı olan Birunî, birçok dil bilirdi.

    Çok yolculuk yapmış bir bilgindir. Iran, Afganistan ve Kuzey Hindistan‘ı dolaşmıştır.

    İslâm dinine bağlıydı. Her türlü hurafenin ve tutuculuğun karşısındaydı.

     Bilimsel yöntemle çalışmayı seven bir bilgindi. Aklı esas alır, gözlem ve deney yapmayı severdi.

    Astrolojiye pek güvenmezdi. Ancak bilimsel gerçeklere uyması oranında astrolojiyebaşvurduğu olmuştur.

    Dinler tarihi konusu ile ilgili çalışmaları olmuş,felsefeyle ilgilenmiştir.Her konuyu direkt Allah’abağlardı.Felsefe alanındaki Çalışma ve araştırma- larında daima İslam düşüncesini benimserdi.Evrenin “ezelden beri var olmadığını’’ Allah’ın varlığına gereksinimi olduğunu söylemiştir.

    BİRUNİ

    Soru 1:Biruni ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğrudur?



    1. İyonya’da doğmuştur.

    2. Evrende her şeyin temelinde sonsuzluk olduğunu savunmuştur.

    3. İlk kez çiçek ve suçiçeği hastalıklarının ayrımını yapmıştır.

    4. Güneş tutulmasını önceden hesaplamıştır.

    5. Trigonometriyi kullanarak ilk kez meridyen yayı uzunluğunu hesaplamıştır.

    (Cevap:E)

    Soru 2:Biruni 'nin astronomi alanında bilime katkıları nelerdir?

    Cevap: Kanun adlı eserinde Aristo ve Batlamyus'un görüşlerini tartışma konusu yaparak Dünya'nın kendi ekseninde dönüyor olma olasılığı üzerinde durması bilim tarihi açısından önemlidir.

    Sultan Mesut'a sunduğu "el-Kanunü'l-Mesudi", Bîrûnî’nin astronomi alanındaki en önemli yapıtıdır. .Bilim tarihçilerine göre Biruni , Kopernik'le başlayan çağdaş astronominin temellerini atmıştır.

    Gözlem aletlerinin boyutunu büyütmek yerine onları çapraz çizgilere bölümleyerek duyarlılığı arttıracağını keşfederek verniye ilkesinin temellerini atmıştır.

    PASKAL


    • Adı Blaise Pascal dır.

    • 19 Haziran 1623’te Fransa‘nın Clermont şehrinde dünyaya gelmiştir.

    • 19 Ağustos 1662’de (39 yaşında) Fransa’nın Paris şehrinde ölmüştür.

    • Yaşamının tamamını Paris’te geçirmiştir.

    •  Fransız bir mucit, matematikçi, fizikçi, yazar ve filozoftur.

    • Ebeveynleri: Antoinette Begon, Etienne Pascal 

    • Kardeşleri:Jacgueline Pascal, Gilberte Pascal




    • Bilime Katkıları

    • Bir üçgenin iç açılarının toplamının 180 derece olduğunu bulmuştur.

    • Pascal, 16 yaşında konikler üzerine bir eser yazdı.

    • Bu eserin mükemmelliği karşısında, Descartes bunun Pascal kadar genç bir kimsenin eseri olduğuna inanmakta çok güçlük çekmiştir.

    •  19 yaşında, aritmetik işlemlerini mekanik olarak yapan ilk hesap makinesi icat etti.

    • Pascal deniz düzeyinden yükseğe çıkıldıkça hava basıncının azalması gerektiğini düşündü ve 1648′de gerçekleştirdiği deneyle bunu kanıtladı.

    • 653'ten itibaren matematik ve fizik üzerinde çalışarak “Sıvıların Kararsızlığı” üzerine bir kitapçık yazar, bu kitapçıkta Pascal'ın basınç kanunu açıklanır. 

    • Pascal üçgenini bulmuştur. Bu üçgen binom açılımındaki katsayıları bulmaya yarar. Pascal'ın bu üçgeni, olasılıklar kuramında da ustalıkla kullanılır.

    • Şırıngayı ve hidrolik kaldıracı icat etmiştir.Ayrıca barometrenin gelişmesini sağlamıştır.

    • Fizikte, havanın ağırlığını, sıvıların denge halini ve basıncı hakkında Pascal kanunlarını bulmuştur.

    • En önemli eseri “Düşünceler” adlı yapıtıdır.

    • Eser, hristiyan inancının devamlı ve mantıklı incelemesi ve savunucusu olmuştur. Eğer Allah yoksa insan ona inanmakla hiç bir şey kaybetmeyecek, fakat varsa inanmamakla çok şey kaybedecek.

    • Ölümünden sonra bulunan çok sayıda karalama, 1669 yılında kitap olarak bastırılmıştır.

    • Pascal için ebedi saadetin kıymeti sonsuzdur. Bu konuda şöyle düşünüyordu : “Tam bir dini yaşam sürerek ebedi saadeti kazanmak ihtimali çok az olsa bile matematik ümit sonsuz olduğundan (sonsuzun sonlu bir kesri yine sonsuzdur) bir yaşamın bu şekli mükafatlandırılacaktır.

    • 1662 yılının Haziran ayında, evini bir fakir aileye bağışlayarak, kız kardeşinin yanına giderek ona sığınacak ve kısa bir süre sonunda da ızdıraplar içinde kıvranarak ölmüştür.

    BLAİSE PASCAL

    SORU 1.İlk mekanik hesap makinesini yapan bilim adamı aşağıdakilerden hangisidir?



    1. Lenonardo Da Vinci

    2. El-Cezeri

    3. Blaise Pascal

    4. Descartes

    5. Isaac Newton

    CEVAP: C

    SORU 2. Blaise Pascal’ın ölümünden sonra yayımlanan en önemli eseri hangisidir?



    CEVAP: Düşünceler

    CAHİT ARF

    • ADI: CAHİT ARF

    • DOĞUM YERİ: SELANİK

    • DOĞUM TARİHİ: 11 EKİM 1910

    • ÖLÜM TARİHİ : 26 ARALIK 1997

    • İlkokulu o yıllarda sultani adı verilen liselerin ilk kısmında okumuş, daha beşinci sınıftayken tanıştığı genç bir öğretmen onun matematikle ilgilenmesini sağlamıştır.

    • Lisenin orta kısmına geldiğinde artık okul arkadaşlarının çözemediği matematik sorularını çözen Cahit Arf’ın bu yeteneği ailesi ve hocalarının dikkatini çekmiş ve Paris’e okumak üzere ailesi tarafından Fransa’ya gönderilmiştir.

    • Üç yıllık lise tahsilini iki yılda bitirip Türkiye’ye geri dönen Cahit Arf o sıralarda Türk hükümeti tarafından yüksek öğrenim görmek üzere sınavla Avrupa’ya gönderilecek aday öğrenciler arasına alınmıştır. Bu sınavı kazanan Cahit Arf Fransa’ya geri dönüp birçok bilim adamının yetiştiği okul olan École Normale Supérieure’e kaydolmuştur.

    • Yükseköğreniminden sonra Türkiye’ye geri dönen Arf, bir süre Galatasaray Lisesinde hocalık yapmış ve sonra doçent adayı olarak İstanbul Üniversitesi Matematik Kürsüsü’ne geçmiştir.

    • 1937 yılında doktorasını yapmak üzere Göttingen Üniversitesi Matematik Bölümü’ne giden Cahit Arf’ın bu üniversitede yaptığı doktora çalışması onun dünya çapında tanınmasına yol açmıştır.

    • Cahit Arf matematik dehalarının bile çok zor dediği bir konu üzerinde tek başına çalışmış ve bir buçuk yıl içinde konusu “non-commutative Class Field” olan doktorasını tamamlamıştır. Bu çalışmadan elde edilen sonuçların bir kısmı literatüre “Hasse-Arf” teoremi olarak geçmiştir.

    • 1940’lı yıllarda cebirsel geometri işlemlerinin sadece 2 boyutlu düzlemlerde hesaplanacağı kabul ediliyordu. Buna karşı çıkıp ‘Arf Halkaları’ isminde ki teorisiyle geometrinin çok boyutlu uzaya ait olduğunu kanıtladı.

    • Cebir konusundaki çalışmalarıyla dünyaca ün kazanan Cahit Arf, sentetik geometri problemlerinin cetvel ve pergel yardımıyla çözülebilirliği konusunda yaptığı çalışmalarla da tanınmış, cisimlerin kuadratik formlarının sınıflandırılmasında ortaya çıkan değişmezlere ilişkin "Arf Değişmezi (Arf Invariant)", "Arf Halkaları (Arf Rings)" ve Arf Kapanışı (Arf Closure) gibi, literatürde kendi adıyla anılan çalışmalarıyla matematik dünyasının önde gelen bilim insanları arasında yer almıştır.

    • Arf, 12 Mart 1971 Muhtırası na siyasi açıdan kaynayan ODTÜ’ de hoca iken tanık oldu. Okulun içinde sivil polislerin gezdiği ortamda bile 3-4 kişiye de olsa ders vererek üniversitede eğitimin durmasına asla izin vermedi.

    • Emekliye ayrıldıktan sonra TÜBİTAK'ın kurulmasında çok emeği geçti ve TÜBİTAK'a bağlı Gebze Araştırma Merkezi'nde görev aldı. 1983-1989 yılları arasında Türk Matematik Derneği başkanlığını yaptı.

    • Son yıllarında kalp yetmezliğiyle boğuşan Cahit Arf 26 Aralık 1997 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.

    SORULAR

    1-) Cahit Arf’ın karşı çıktığı teori nedir, ve bunu ne olarak ispatlamıştır?

    Cevap: 1940’lı yıllarda cebirsel geometri işlemlerinin sadece 2 boyutlu düzlemlerde hesaplanacağı kabul ediliyordu. Buna karşı çıkıp ‘Arf Halkaları’ isminde ki teorisiyle geometrinin çok boyutlu uzaya ait olduğunu kanıtladı.

    2-) I.Arf Değişmezi

    II.Arf Halkaları

    III.Arf Korelasyonu

    IV.Arf Kapanışı

    Yukarıdaki verilen bilgilerden hangisi ya da hangileri matematikçi Cahit Arf tarafından literatüre geçmiştir?

    A-) Yalnız I B-) I ve II C-) II ve III D-) I-II-IV E-) I-II-III

    Cevap: D

    CAHİZ


    • İsmi, Amr bin Bahr bin Mahbub el-Kinani el-Basri olup, künyesi Ebu Osman’dır.

    • Basralı olup, Zeys kabilesindendir.

    • Biraz Şaşı ve patlak gözlü olduğu için, Cahiz ismiyle anılmıştır ve böyle meşhur olmuştur.

    • Basra’da doğmuş ve yine aynı şehirde vefat etmiştir. Yaklaşık 767 ve 869 yılları arasında islam medeniyeti döneminde yaşamıştır.

    • Edebiyat, zooloji ve antropoloji alimi. Zooloji ilminin öncülerindendir.

    • Hayvanları deney için kullanan ilk alim oldu.

    • İlk defa Hayvan gübresinden amonyak elde etmiştir.

    • Cahiz'in en çok dikkat çeken taraflarından biri de, psikolojik tahlilleridir. Bu tahlillere küçük risalelerinde rastlanır.

    • Hayvanlardaki uzvi değişiklikleri de inceledi. Hayvanların adetlerini ve hususiyetlerini izah ederken, Allahu Teala'nın onları yaratmasındaki hikmeti de gözler önüne serdi. Cahiz, kendi düşüncelerini, eserlerini, hayvanları konuşturmak suretiyle ortaya koydu.

    • Avrupa bilginleri, milletlerarası ilmi toplantılarda, teneffüs faaliyetinin sadece akciğerlere mahsus olmadığını, teneffüsün ciltteki delikler vasıtasıyla da yapıldığını ilk ortaya çıkaranların kendileri olduğunu söylerler.
      Fakat bu arada Cahiz, asırlar önce bu hakikati ortaya koyan tek alimdir.
      El-Hayvan isimli eserinde şöyle demektedir:
      " - Her kıl dibinde, bedenin teneffüsünü temin eden delikçikler mevcuttur.
      Şayet bunlar olmasaydı, insan ilk anda ölürdü. " Bu, Cahiz'in, tecrübeleriyle ortaya koyduğu açık bir hakikattir

    • Gençliğinde filoloji, sözlükçülük (leksikografi) ve şiir konulu derslere katılmıştır.

    • Eğitimine uzun süre devam etmiş.Ve El-Câhız teoloji ile de uğraşmış, Kur’an-ı Kerim ve hadis üzerine çalışmıştır.

    • Aristo olmak üzere birçok Yunan filozofun eserlerinin tercümelerini okumuştu. Yazı hayatı oldukça verimli geçer.

    • El Câhız yaşamı boyunca 200 kadar kitap yazmıştır.

    • El-Câhız; bütün bilinen doğrulara şüpheyle yaklaşmış, kendi doğrusunu bulmada ise deneme ve akıl yürütme yöntemini kullanmıştır. Aristo’dan aklına uyanı almış, nakletmiş, uymayanı ise şiddetle eleştirmiş hatta alay etmiştir. Hadis âlimlerine bile yüklenmiş ve onları akıllarını kullanmamakla suçlamıştır. Hatta Hacer’ül Esved’in zamanında beyaz olduğunu ama insanlar iman etmedikleri için karardığını nakledenleri eleştirmiş hatta alayla şöyle demiştir:

    • “Öyleyse insanlar iman ettikten ve İslâmı seçtikten sonra Hacerül Esved neden beyazlaşmamıştır?”


    PLATON ( EFLATUN )

    • Asıl adı Aristokles'di. Geniş omuzları ve atletik yapısı yüzünden, Yunanca Platon (geniş göğüslü) lakabı ile anıldı ve tanındı.

    • Soylu bir aileye mensup olan Platon, M.Ö. 428 yılında Atina'da doğmuş ve iyi bir eğitim görmüştür.

    • 20 yaşında Sokrates'le karşılaşınca felsefeye yönelmiş ve hocasının ölümüne kadar (M.Ö. 399) sekiz yıl boyunca öğrencisi olmuştur;

    • Bir ara korsanların eline düşmüş, fidye vererek kurtulduktan sonra, kırk yaşlarında Atina'ya dönmüştür.

    • EFLATUN çok önemli bir Antik Yunan filozofudur.

    • Yirmi yaşından itibaren ölümüne kadar yanından ayrılmadığı Sokrates’in öğrencisi ve Aristoteles’in hocası olmuştur.

    • Atina'da "Academia" adlı meşhur okulunu kurdu ve bu okul M.S. 529 yılında Roma İmparatoru s tarafından kapatılana kadar 900 yıl bir çok filozof yetiştirdi.

    • Akademide öğretim esnasında konferans yöntemi yerine tartışma yöntemi benimsenmiştir. Platon'un amacı, öğrencilerine bilgi aşkını aşılayarak, onları filozof bir yönetici olarak yetiştirmektir; bu yüzden ahlak ve siyasete ağırlık vermiş, ancak bunları mantık ve matematikle temellendirmeyi ihmal etmemiştir.

    • ‘’Batı Felsefesi"nin kurucusu olarak kabul edilir.

    • Platon idealizmin kurucusu olarak bilinir.

    • Tanrıya, ruha, ruhun ölümsüzlüğüne inanır.

    • Görüşleri İslam ve Hıristiyan felsefesine derin etkide bulunmuştur.

    • Platon’un bilimsel anlayışı sadece matematik ve özellikle geometri ile kısıtlı idi (okulunun kapısındaki "matematik bilmeyen içeri giremez" uyarısı meşhurdur). 

    • Duyulara değil, akla güveniyordu. Astronomiyi matematiğin bir uzantısı (ya da dalı) olarak gördüğünden öğrencilerine yıldızlı gök yüzünün gözlenmesini bir kenara bırakıp, problemleri soyut kavramlarla (geometride olduğu gibi) çözme yöntemini öğütlüyordu.

    • Evrende geometrik düzenin varlığına inanan Platon, 7 gök cisminin Yer’e olan göreli uzaklıklarının Ay için 1, Güneş için 2, Venüs için 3, Merkür için 4, Mars için 8, Jüpiter için 9 ve Satürn için 27 olarak belirlemişti (yıldızlar için bir değer verilmemiş). Burada 1, 2, 4 ve 8 den oluşan ve 1, 3, 9 ve 27 den oluşan iki tane geometrik dizi kullanılmıştır.

    • Kepler’e gelinceye kadar, Platon’un gezegenlerin görünen hareketleri ve uzaklıkları hakkındaki görüşleri ispat edilmeye çalışıldı (yerine yenisinin konulması değil).

    • Dünya evrenin merkezinde sabit durmaktadır.

    • Gök cisimleri dairesel yörüngelerde hareket ederler.

    • Bir yer altı mağarasında yaşayan insanlar düşünün. Sırtları girişe dönük, elleri ve ayaklarından bağlanmışlar; bu yüzden de sadece mağaranın duvarlarını görebiliyorlar. Arkalarında ateş yanıyor ve ateşin önünden çeşitli canlılar gelip geçiyor. Mağaranın duvarlarına da bu canlıların ya da maddelerin titrek gölgeleri düşüyor. Mağaradaki insanların gördüğü tek şey de işte bu “gölge oyunu”.Doğduklarından beri öylece oturuyorlar ve dolayısıyla sadece bu gölgelerle muhatap oluyorlar. Kendileri dışındaki varlıkları bu gölgelerden ibaret sanıyorlar.
      İşte Platon’un benzetmesini yaptığı mağaranın karanlığı ve dışarıdaki doğa arasındaki ilişki nasılsa, bizim dünyamızdaki şekillerle, idealar dünyasındaki biçimler öyledir. Etrafımızda gördüğümüz her şey, aslında yalnızca birer gölgedir. Ve insanların birçoğu gölgeler içindeki yaşamından oldukça memnundur. Gölgeleri düşüren bir şey olması gerektiğini düşünmezler bile. Var olan her şeyin gölgelerden ibaret olduğuna inanırlar öyle olunca da gölgeleri gölge olarak algılamazlar. Çevrelerinde bulunan her şeyin gerçekliğinden son derece emin bir şekilde yaşamlarına devam ederler…

    • Ailesi, Atina'nın en eski, en soylu ailesinden. 

    • Bir sanatçı olan Platon, çeşitli edebi türlerde birçok şeyler yazmış. Ama anlatıldığına göre, yazdıklarını beğenmemiş ve pek çok da Sokrates'in üzerinde yaptığı çok derin etki yüzünden bunları yakmış.

    • Platon bir problem düşünürüdür. Elli yıl boyunca düşünüp yazmış, problemlerle didişmiş, bu arada görüşlerini boyuna düzeltip olgunlaştırmıştır. 



    • Soru 1: Eflatun ‘ un ‘’MAĞARA BENZETMESİNİ’’ açıklayınız.

    • Cevap 1: : “Bazı insanlar karanlık bir mağarada, doğdukları günden beri mağaranın kapısına arkaları dönük olarak oturmaya mahkumdurlar. Başlarını da arkaya çeviremeyen bu insanlar, mağaranın kapısından içeri giren ışığın aydınlattığı karşı duvarda, kapının önünden geçen başka insanların ve taşıdıkları şeylerin gölgelerini izlemektedirler. İçlerinden biri kurtulur ve dışarı çıkıp gölgelerin asıl kaynağını görür ve tekrar içeri girip gördüklerini anlatmaya başlar ama içerdekileri, duvarda gördüklerinin zâhiri olduğuna ve gerçeğin mağaranın dışında cereyan etmekte olduğuna inandırması imkansızdır.”

    Soru 2: EFLATUN aşağıdaki bilim dallarından hangisiyle ilgilenmemiştir.

    A)Geometri B) matematik C)Felsefe D)Astronomi E)Kimya

    CEVAP E

    EL CEZERİ



    • Tam adı  Ebû’l İz İbni İsmail İbni Rezzaz El Cezeri dir.

    • 1196 yılında Şırnak’ın Cizre ilçesinde doğmuştur.

    • 1233 yılında yine doğduğu yer olan Cizre’de ölmüştür.

    • Fizikçi ve mekanikçi mühendisidir.

    • İslamın altın çağı döneminde yaşamıştır.

    • İlk sistem mühendisi ,ilk sibernetikçi (haberleşme, denge kurma ve ayarlama bilimi) ve elektronikçidir.

    • Tarihte otomatik makinelerin yapımıyla uğraşan ilk mekanikçilerden biri olarak kabul edilir. 

    • Bilgisayarın babasıdır.

    •  Elektrik kullanmadan sadece su ve mekanik parçalarla çalışan makineler icat etmiştir.

    • Cezeri mekanik araçları yaparken hava ve boşluk kadar, denge de temel prensiplerden biri olmuştur. 

    • Pek çok büyük makine yapımı ustasına, mucide önder olmuştur.

    • Kitab-ül Hiyel (Makine Yapımında Yararlı Bilgiler ve Uygulamalar ) adındaki eseri altı bölümden oluşur.

    • Cezeri, kitabında 50 aracın ayrıntılı tasarımını verir. Bu araçların 6'sı su saati, 4'ü mumlu saat, 6'sı ibrik, 7'si eğlence amaçlı kullanılan çeşitli otomatlar, 3'ü abdest almak için kullanılan otomat, 4‘ü kan alma teknesi, 6'sı fıskiye, 4'ü kendinden ses çıkaran araç, 5'i suyu yukarı çıkartan araç, 2'si kilit, 1'i açı ölçer, 1'i kayık su saatidir.

    • Cezeri’nin büyük dehasını gören hükümdar, onu imtihan edip, şöyle der: “Bana zincirsiz, topsuz, fındıksız (yuvarlaksız) bir makina yap ki, ben hem seferde, hem hazerde kullanabileyim. Aynı zamanda da şekil itibarıyla göz ve gönül alıcı olsun” dedi. Cezeri eserinde (Ben de yaptım; çok beğendi)diyor.


      Yüklə 376,33 Kb.

      Dostları ilə paylaş:
  • 1   2   3   4




    Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
    rəhbərliyinə müraciət

    gir | qeydiyyatdan keç
        Ana səhifə


    yükləyin