TARİH PROJE RAPORU
Projenin Adı
Peygamberler Şehrinin Ulu Camiisi
Projenin Amacı
Anadolu’nun en eski camilerinden biri olan Urfa Ulu Camii’ni mimari, kültür ve sanat tarihi açısından anlatılması amaçlanmıştır.
Giriş
Şanlıurfa ili ülkemizde turizm ve kültür açısından önemli bir yere sahiptir. Güney Doğu Anadolu Projesi(G.A. P)’nin genel müdürlüğü Şanlıurfa’da bulunmaktadır. Şanlıurfa ilindeki önemli yerlerden bazıları ise şunlardır; Balıklı Göl, Urfa Kalesi ve Urfa Ulu Camiidir.
Balıklı Göl; rivayete göre Hz İbrahim’in Nemrut tarafından ateşe atılacağı anda ateşin suya, odunun balıklara dönüştüğü yerdir. Günümüzde ise Şanlıurfa’nın turizme açılmasında önem sağlayan tarihi bir mekândır.
Urfa Kalesi; bir iç kale olup rivayete göre Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı yerdir. Urfa kalesinin etrafı hendekle çevrilidir ve üst tarafında iki tane büyük sütun vardır.
Ulu camii, Şanlıurfa ilindeki camilerin en eskilerindendir. Eski bir sinagog iken M.S.435-436’da ölen piskopos Rabula tarafından St. Stephon Kilisesi’ne dönüştürülmüştür. Ulu camii, Kızıl Kilise olarak da bilinen bir kilisenin yerine inşa edilmiştir
İslam ordularının şehre ele geçirmesinden sonra cami kırmızı mermerleri ve kiliseyle ilişkisinden dolayı Mescid-ül Hamra(Kırmızı Mescid) olarak da isimlendirilmiştir.
Caminin inşa kitabesi bulunmadığından, ne zaman ve kimler tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Camiinin doğu cephesine bitişik durumdaki Eyyubi Medresesi’nin kuzey duvarında medreseye ait bir kitabe bulunmaktadır. Medrese, kuzey cephesinde yer alan kitabeye göre M.1191 tarihinde yaptırılmıştır. Cami ile medresenin birleşiminden caminin, daha önce yaptırıldığı kabul edilmektedir. Urfa, M.1098–1144 tarihleri arasında Haçlı Kontluğu bulunduğundan ve M.1144 yılında Zengiler’in hâkimiyetine geçtiğinden, cami en erken M.1145 yılında inşa ettirildiği kabul edilmektedir. Medreseden daha önce yaptırıldığı kabul edilen Urfa Ulu Camii’nin en geç inşa tarihi M.1190 olabilir. Bu nedenle, Urfa Ulu Camii’nin inşa tarihi 12.yüzyılın üçüncü çeyreği olarak kabul edilmektedir.
Ayrıca Halep Hükümdarı Mahmut Zengi tarafından tamir ettirilerek bugünkü şeklini alan Halep Ulu Camii ile benzer bir plan gösteren Urfa Ulu Camii’nin de aynı dönemde yaptırılmış olabileceği tahmin edilir.
İnşa kitabesi bulunmayan yapının, batı cephesindeki avlu kapısı ile son cemaat yerinin güney duvarının ortasındaki ve doğu köşesindeki giriş kapılarının üzerinde birer adet tamir kitabesi bulunmaktadır. Yapıda bulunan tamir kitabelerine göre, Urfa Ulu Camii, M.1684, 1779 ve 1780 yıllarında onarımlar geçirmiştir.
Urfa Ulu Camii, harim ile önündeki son cemaat yeri ve avludan oluşmaktadır. Harime girmek için beş tane giriş kapısı bulunmaktadır. Harim, enine üç sahından oluşmaktadır. Sahınların üstü çapraz tonozlarla örtülüdür. Mihrabın önü ise kubbeyle örtülüdür. Urfa Ulu Camii’nin içinde bir kuyu vardır. Hz. İsa’nın yüzünü sildiği mendilin Kral Abgar’a havarisi Thomas’la bu kuyuya atıldığı ve bu kuyudaki suyun şifalı olduğuna dair rivayetler vardır.
Harimin kuzeyindeki avluya girmek için, doğu, batı ve kuzeyde birer giriş kapısı bulunmaktadır. Avlunun kuzeydoğusu köşesinde, çan kulesi bulunmaktadır. Günümüzde ise çan kulesi, minare ve saat kulesi olarak kullanılmaktadır. Avlunun ortasında ise bir şadırvan bulunmaktadır. Buna ek olarak avluda, namazgâh ve mezarlıkta bulunmaktadır.
Harimin ön tarafındaki son cemaat yerinin ise yapının ilk halinden mi kaldığı, yoksa sonraki her hangi tamiratta mı eklendiği tartışmalıdır. Ancak bazı araştırmacılar son cemaat yerinin, Anadolu’da ilk defa bu camide ortaya çıktığını söylemektedirler.
Caminin güney duvarı ortaları altında yapılan araştırma kazısında, kuzeye doğru uzanan ve kiliseye ait olduğu anlaşılan 6-7 metre uzunluğunda bir koridor ortaya çıkarılmıştır. İleride bir duvarla kesilen bu koridorun devam edeceği, sağa ve sola ayrılarak kilisenin mahzenine veya yer altı mezar odalarına açılacağı tahmin edilmiştir. Buna göre, caminin kilisenin esas mekânı üzerine inşa edilmiş olacağı fikri ağırlık kazanmıştır.
1071 Malazgirt zaferinden sonra Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştır. Ancak daha sonraki haçlı seferleriyle M.1098- 1144 yılları arasında Urfa’da Haçlı Kontluğu kurulmuştur. Malazgirt zaferiyle Anadolu’nun kapıları Türklere açılmasına rağmen Türkler ancak 12.yüzyılın ortalarına doğru Anadolu’ya yerleşmeye ve buralarda camiler yaptırmaya başlamışlardır. 12.yüzyılın üçüncü çeyreğinde inşa ettirilmiş olduğu kabul edilen Urfa Ulu Camii de Anadolu’daki erken tarihli camilerden biridir. Enine dikdörtgen şeklindeki harimin mihraba paralel enine sahınlardan oluşması ile mihrap önünde kubbeyle örtülmesi ve harimin önündeki avlunun, mimarlık tarihçileri tarafından çağdaşı camilerle benzerliği açıkça kabul edilmektedir. Bazı mimarlık tarihçileri tarafından ise harimin ön tarafındaki son cemaat yeri Anadolu’da ilk defa bu camide ortaya çıkmıştır.
Sonuçlar ve Tartışma
Sonuç olarak 12.yüzyılın üçüncü çeyreğinde inşa ettirildiği kabul edilen Urfa Ulu Camii Anadolu’daki erken tarihli camilerden biridir ve bu camilerin en önemli örneklerinden bir tanesidir. Batı ve doğu giriş kapılarının kısmen değişmediği ve özellikte de çan kulesinin değişmemesi geçmişe olan saygının bir örneğidir.
Yöntem
Yapıyı yerinde inceledim Kitabelerini, harimini, avlusunu, son cemaat yerini inceleyerek raporu oluşturdum. Daha çok ailemden ve bazı mimarlık tarihiyle ilgili kitaplardan yararlandım.
Kaynaklar
Alper, M.,Urfa’nın Mekansal Yapısı Türk İslam Mimarisindeki Yeri Ve Önemi, Doktora Tezi, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.1987
Aslanapa, O., Türk Sanatı, C.1-2,Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara,1990
Güler, M., 12.Yüzyıl Anadolu Türk Camileri, Doktora Tezi, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.2005
www.urfakultur.gov.tr
Dostları ilə paylaş: |