Tenten’İn maceralari tek boynuzun esrari (The Adventures of Tintin: Secret of theUnicorn) Ayhan Şimşek



Yüklə 84,38 Kb.
tarix02.11.2017
ölçüsü84,38 Kb.
#27169

TENTEN’İN MACERALARI TEK BOYNUZUN ESRARI

(The Adventures of Tintin: Secret of theUnicorn)

Ayhan Şimşek*

ÖZ

Belçikalı çizer Georges ProsperRémi (1907-1983) namı diğer Hergè tarafından 1929 yılında kaleme alınan ve dünyaca tanınan karakter Tintin (Türkçe ismiyle Tenten), Hollywood’un dahi yönetmeni Steven Spielberg’in elinde can buldu. Tenten’in doğumunun 81. Yıl dönümünde, yapımcılığını Peter Jackson’un üstlendiği Tenten’in Maceraları: Tek boynuzun Esrarı (The Adventures of Tintin: TheSecret of theUnicorn, 2011)isimli film, Tenten çizgi romanlarından 3 tanesinin (Altın Kıskaçlı Yengeç (1941), Tek boynuzun Esrarı (1943) ve Kızıl Rackham’ın Hazinesi (1944)) kolâj halinde birleştirilmesiyle senaryolaştırıldığından filme Tenten’in Maceraları isimi verilmiş. Üç tane ayrı kitabı toparlayarak senaryolaştırılsa da hikâye akışı bakımından hiçbir kopukluk göze çarpmıyor. ‘Tenten’in Maceraları Tek Boynuzun Esrarı’ filminin 2.bölümü(Fas’ta geçen bölüm) dekupaj çalışması yapılarak, Doğu-Batı ayrımı, Şarkiyatçılık, İslam ve sömürgecilik kavramları temsiller üzerinden analiz yapılmıştır.



Anahtar Kelimeler: Doğu-Batı, Oryantalizm (Şarkiyatçılık), İslam, Sömürgecilik, üçüncü dünya, Steven Spielberg

1.GİRİŞ

Kendisini merkez olarak konumlandıran Batı, Doğu’yu da öteki olarak nitelendirmektedir. ‘Orientalism’ adlı eserinde bu konuyu ele alan Edward Said, Doğu’nun Batı’nın öteki imgelerinden biri olarak, Batılı öznenin düşüncesi, kimliği ve deneyimiyle kendini tanımlamasına yardımcı olan karşıt bir imge olduğunu belirtmiştir. Doğu zihinlerimizde hep gizemli, egzotik, mistik bir mekan olarak kurgulanmıştır. Üstelik bir tane Batı varken, Doğu’nun neresi olduğu da kafa karıştırmaya devam etmektedir.

Hangi alanda emek verirse versin, hangi dünya görüşüne ve siyasi-ideolojik düşünceye sahip olursa olsun, bir alanda çalışma yürüten ve ortaya eserler koyan, üreten, topluma sunan insanın ortaya koyduğu eserler yoluyla topluma kendi dünya görüşünü, dini ve mezhebi inancını, siyasi ve ideolojik düşüncesini propaganda etme hakkı vardır. Bu onun en tabii hakkıdır. Bu hakkı onun elinden alırsanız, üreticiliği ve yaratıcılığı da öldürürsünüz.

Doğu’nun temsiline ilişkin söylemler plastik sanatlardan edebiyata kadar pek çok kültürel temsilde kendisini gösterirken, filmler de bundan nasibini almaktadır. ‘Temsil’ kavramının en basit tanımı ile başka insanlara, dünya hakkında anlamlı bir şeyler söyleyebilmek, ya da dünyayı temsil etmek amacıyla dilin kullanımı olduğu düşünülürse filmlerin kullandığı temsil göreneklerinde sömürgecilik sonrası toplum tahayyüllerinin izleri sürülebilir. Ryan ve Kellner, kültürel temsillerle toplumsal hayatın yapısını ve biçimini benimseyen temsiller arasında bir bağıntı olduğunu söyler.1

Bu makalede kültürel bir temsil aracı olarak ‘Tenten’in Maceraları Tek Boynuzun Esrarı’ filminin 2. bölümünde (Fas’ta geçen bölüm) Doğu imgesinin hangi kodlarla nasıl temsil edildiği incelenecektir. Filmler kullandıkları sinemasal kodlar aracılığı ile toplumsal gerçekliğin nasıl inşa edildiğine ilişkin; toplumsal yaşamın ve toplumsal kurumların hangi figür ve sınırlarla şekillendirildiğini ortaya çıkarma konusunda çok önemli ipuçları verirler. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır; birinci bölümde; Doğu-Batı, Oryantalizm (Şarkiyatçılık), İslam, Sömürgecilik kavramları açıklanarak Steven Spielberg üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ‘Tenten’in Maceraları Tek Boynuzun Esrarı’ filminin 2. bölümü (Fas’ta geçen bölüm) dekupaj çalışması yapılarak, temsiller üzerinden Doğu-Batı ayrımı, Şarkiyatçılık, İslam, Sömürgecilik ve üçüncü dünya kavramları analiz edilmiştir. Üçüncü bölümde ise genel bir değerlendirme ile sonuca bağlanmıştır

2-Geçmişten Günümüze Sömürgecilik Kavramları

Sömürü, ister toprak, ister emek, isterse piyasa konumu olsun, iktisadî bir kaynağın kabul edilemez amaçlarla kullanılmasını anlatan bir terimdir. Bir tekelcinin pazardaki denetim gücünü kullanarak tüketicilere fahiş fiyatlar dayatması, ya da bir arazi sahibinin toprağı tabii kaynaklara zarar verecek şekilde kullanması sömürü kapsamındaki eylemler olarak görülmelidir. Ancak sömürü ve sömürgecilik sadece iktisadi kaynaklar merkeze alınarak izah edilemez. Zira bilhassa günümüzde kültür ve din üzerine gerçekleşen sömürgecilik faaliyetleri iktisadî sömürünün önüne geçmiş durumdadır.



2.1 Oryantalizm (Şarkiyatçılık)

Oryantalizm kavramının sözlük anlamı: “Doğu’ya ait olan ya da Doğu’yu hatırlatan her şeydir”. 19. yüzyılda gelişen bir bilim dalı olan Oryantalizm, Fransızca “Orientalisme” kelimesinden türemiştir. Daha genel bir anlamla Oryantalizm :“Doğu ülkelerinin din, dil, tarih ve medeniyetlerini araştıran ilim dalıdır”.2 Oryantalist (orientaliste) kelimesine gelince genel olarak, Doğu dilleri ve Doğu Bilimleri uzmanı anlamında olup Doğu (Şark) topluluklarının tarihini,dinini, dilini, edebiyatını, kültürünü ve diğer bazı noktalarını araştıran bilim adamı anlamında kullanılmaktadır.3 Oryantalizm bir entelektüel tavır olarak sadece belirli bir kesim batılıya özgü değildir. Oryantalist yaklaşımı benimsemeyen Batılılar olduğu gibi, onu benimseyen doğulular da vardır.4

Oryantalizm ile ilgili çalışmalara başladığımızda birbirine karşıtmış gibi duran çeşitli kültür, uygarlık ve zihniyetler arasındaki sorunlar dizisinin tekrar ele alınması gerekiyordu. Edward Said’in oryantalizm teziyle açtığı tartışma, hem iktidar ve söylem düzeyinde, hem de polemiğe yakın duran diliyle sosyal bilimlerde yeni bir pencere açmıştır. Güncelliği bakımından 11 Eylül tarihi düşünüldüğünde ise, siyasî ve düşünsel otorite merkezleri oryantalizm meselesinde ölçü ve itidal sınırlarını epey zorlamış, bu sahadaki tartışmalar da birden alevlenmiştir. Batı’nın Doğu’yu bir okuma biçimi olarak oryantalizmin sunduğu dikkate değer model kuşkusuz yadsınamaz.

Edward Said’e göre, klasik oryantalizmden farklı olarak Avrupa oryantalizminin temelleri XIX. yüzyılda atılmıştır. Özellikle Fransız ve İngiliz devletlerinin hâkimiyetinde gelişen bu söylem günümüze uzanan bir literatürün ana temasını oluşturmuştur. Said’e göre Batı’nın Doğu hakkındaki bilgisi oryantalizmden bağımsız bir şekilde düşünülemez. Said’in üzerinde durduğu nokta, hayal düzeyde kurgulanan, yönlendirilen ve temsil edilen bir coğrafyanın gerçeğin kendisiyle örtüşemeyeceğidir. Doğu zihniyetinin bir ucubeler zinciri, başıboş bir fikirler bohçası olarak değerlendirilmesi, Batı literatüründe istenildiğinde hakkında konuşulabilen, istenildiğindeyse temsil edilebilen bir “öteki”yi meşrulaştırmıştır. Louis Bonaparte’ın5 otoriter zarafetinde somutlaşan “Gerçek Müslümanlar bizleriz” (Noussommeslesvraismusulmans) sözü saymaya çalıştığımız bu efendilik bilincine küçük bir örnektir.6

Şarkiyatçı bilgi formları Fransız Devrimi ile birlikte üretilmeye başlanmışlar ve özellikle Hegel’in açık ya da gizli etkisiyle uygarlıklar farkı, yükselişi ve çöküşü varsayımı üzerinde inşa edilmişlerdir. Bu yaklaşıma göre uluslararası ilişkilerin makro formu medeniyetler karşılaşmasına dayanır. Batı medeniyeti, kendi özgüllüğünü ancak Batı’ya has özgüllükten “sapan”, hatta yer yer “sapkın”, “başarılı olamamış”, “geri kalmış”, “değişmeyen” bir diğer medeniyet sayesinde kurar. Şarkiyatçılık bu karşılaştırmalı bağlamı üreten bir perspektif imar eder.7

2.2. Oryantalizm ve İslam

Oryantalizmin, Batı ve İslâm dünyası arasındaki uygarlık mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olduğu inkar edilemez. Tarih boyunca Avrupa’nın İslâm’a ilişkin düşüncelerinin şekillenmesinde ve karşı tavırlarının oluşmasında en büyük etkiyi oryantalizm yapmıştır. Dolayısıyla bu mücadelenin gerisindeki düşünceyi temsil eden amilin oryantalizm olduğunu söylemek isabetli olacaktır.

Sömürgecilik; görünüşte dinî, fakat gerçekte ise emperyalist amaçlı savaşlar olan Haçlı Seferlerinin bir uzantısıdır. Arap ve İslâm memleketlerini yeniden istila etmek, Haçlı Seferlerinin mağlubiyetinden beri Avrupalılarda bir emel, bir ideal oldu. Bu amaçla söz konusu ülkeleri inanç, adet, ahlâk ve zenginlikler gibi bütün yönleri ile incelemeye koyuldular. Bununla da onlardaki kuvvet noktalarını tanıyıp zayıflatmayı, zayıf yönlerini tespit edip istifade etmeyi amaçladılar.8 Haliyle dinî sebepler, Yahudi ve Hıristiyanlığın güya İslâm’ın ilk kaynağı olduğunu iddia etmekle üstünlüğünü ispata çalışmak, böylece İslâm’ın değeri hakkında şüphe uyandırmak şeklinde yansımıştır.9

Oryantalizm, özelde Batı ve İslâm dünyası arasındaki uygarlık mücadelesinin ortaya çıkardığı bir akım olmuştur. Bu bağlamda oryantalizm, Hıristiyan Batı dünyasıyla Müslüman Doğu arasındaki dinî ve ideolojik çatışmanın tarihi olarak da değerlendirilebilir. Batı’lı insanın Doğu dünyası ile ilgili düşüncelerinin şekillenmesinde, zihinlerde İslâm ve Müslümanlarla ilgili imajların yaratılmasında Oryantalistler önemli etkilere sahip olmuşlardır. Oryantalist söylemlerde İslâmiyet ilimle bağdaşmayan, terakkiye mani gerici bir din olarak, Müslümanlar da barbar olarak gösterilmeye çalışılmıştır.



2.3. Sömürgecilik ve Üçüncü Dünya

Modern diye anılan toplumların modernleşme süreçlerinin aynı zamanda bir emperyalizm ve sömürgeleştirme sürecidir. Modernlik sadece Avrupa’da, Batı’da, Kuzey’de gözlenebilir bir şey değil. Dünyada bugün genellikle onun dışında olarak, onun modern olmayan dışsallığı olarak sunulan oluşumlar da modernizmin bir sonucudur. Örneğin bugün “Üçüncü Dünya” diye adlandırılıp modernleşme ölçeğinde aşağılara yerleştirilerek, olsa olsa “gelişmekte olan” diye nitelendirilen ülkelerin hemen hepsi de eski sömürgelerdir. Onların “az” gelişmişliği kendi ontolojik olarak farklı, yabani, geleneksel, “Doğulu” ötekiliklerinin bir sonucu olmayıp, tersine, sömürgeleştirilmelerinin, çağdaşlaştırılmalarının’ bir sonucudur.

Bu ilişki eski sömürgelerin sömürgeci efendilerinden bağımsızlıklarını kazanmış oldukları, onun için de artık sömürge olarak değil de “Üçüncü Dünya” olarak anıldıkları günümüzün “postkolonyal” dünyası için de geçerlidir. Günümüzde ‘Üçüncü Dünya’ kavramını her ne kadar kullanmasak da, okuduğumuz kitaplarda, izlediğim filmlerde temsiller üzerinden görmekteyiz.

3.Steven Spielberg

Steven Allan Spielberg, Amerikalı sinema yönetmeni, yapımcısı ve senarist. Filmleri büyük gişe başarıları kazanmış, tüm zamanların en çok hâsılat yapan yapımlarına imza atmıştır. Premiere dergisince film endüstrisindeki en güçlü ve en etkili figürdür. Ayrıca Life dergisi yönetmeni, kendi jenerasyonundaki en etkili kişi olarak liste başı yapmıştır. 70’lerden 90’lara üç önemli döneme damgasını vuran ve uluslararası arenada hit olup en çok gişe başarısı kazanmış Jaws, E.T. ve Jurassic Park filmlerini yönetmiş, sinema endüstrisinin köşe başlarından birini tutan DreamWorks Pictures’ı kurmuştur. Filmlerinde birbirinden farklı temalar kullanmış, macera ve bilimkurgunun en başarılı örneklerine imza atmış, son yıllarda dramatik öğeler üzerine yoğunlaşmış, aile, savaş, ilişkiler ve terörizm konularında filmler çekmiştir. Filmlerinde II. Dünya Savaşı önemli yer tutmaktadır. Spielberg filmleri sayısız kez Oscar'la ödüllendirilmiştir. Orijinal film müzikleri için John Williams’ı seçen yönetmen, en çok TomHanks, Harrison Ford ve Richard Dreyfuss gibi oyuncularla çalışmıştır.

Spielberg, eleştirmenler tarafından Siyonizm ile eleştirilmiştir. Yahudi kökenli yönetmene yönelik eleştiriler, 1972 Münih olimpiyatlarında 11 İsrailli sporcunun, Filistinli Kara Eylül örgütü tarafından öldürülmesini konu alan Münih adlı film ile artmıştır. Wikileaks sitesinde yayımlanan bir belgeye göre Arap Birliği, Spilberg’in filmlerini boykot etme kararı aldı. Belgeye göre, Spielberg, 2007 yılında kara listeye alındı. Arap Birliği Merkez Boykot Ofisi, Spileberg’in 2006 yılında Lübnan'a saldıran İsrail’e 1 milyon Dolar bağışlaması nedeni ile filmlerinin Arap ülkelerinde gösterilmesi de yasaklandı. 10

Spielberg’in filmlerine baktığımızda temsiller üzerinden Yahudi hayranlığını açıkça görmek mümkündür. Keza Herge’nin kaleminden çıkan Tenten karakterine baktığımızda, Tenten’in içinde yer aldığı maceralarda çoğunluklar kurnaz ve işbilir bir Yahudi karakter varken, Spilberg, ‘Tenten’in Maceraları Tek Boynuzun Esrarı’filminde Yahudi karaktere yer vermemiştir.

“Batı merkezci dünya algısının getirdiği yanılsama halinin hep doğruyu bilen, hep kazanan insan tipinin kibir tortusuna bulanmış olsa da Tenten, yani bu zeki ve cesur genç adam, bir nevi SherlockHolmes’un kıta Avrupası versiyonu rolünde son tahlilde zor durumdaki insanlara yardım eden bir karakterdi. Spielberg’ün aksiyondan ve hızdan seyircinin başını döndüren Tenten’i ise çok yapay ve yüzeysel bir karakter. Tenten’in çizgi roman ve filmleriyle karşılaşmamış yeni dijital nesil için pek anlam taşımasa da Spielberg’ün filmi, orijinal Tenten’in bütün falsolarını aynen içeren ama olumlu yönlerini silikleştiren bir çalışma.”11

4. “Tenten’in Maceraları Tek Boynuzun Esrarı” Filminin Konusu:

''Herge'' takma adıyla eser veren Belçikalı yazar Georges Remi'nin yarattığı, uluslararası beğeni kazanmış ve unutulmaz karakterleri temel alan filmin öyküsü şöyle: ''Doyumsuz bir meraka sahip genç muhabir Tenten ile sadık köpeği Milu, bir sırra ev sahipliği yapan maket gemi bulur. Asırlık bir gizemin içine çekilen Tenten, İvan İvanoviçSakharine'in hedefi olur. Bu şeytani kötü adam, Tenten'in Kızıl Rackham adlı korsana ait paha biçilmez hazineyi çaldığına inanmaktadır. Ancak köpeği Milu'nun, nemrut ve geçimsiz Kaptan Haddock ile Dupond ve Dupont adlı sarsak dedektiflerin yardımıyla Tenten dünyayı dolaşarak nefes kesen bir kovalamaca sonunda düşmanlarını atlatıp, Tekboynuz'un son istirahatgahını bulacaktır. Bu gemi enkazı, muazzam bir servet veya kadim bir lanet barındırmaktadır.''12



4.1.“Tenten’in Maceraları Tek Boynuzun Esrarı” Filminin Jeneriği

YÖNETMEN: Steven Spielberg

SENARYO: Steven Moffat, Edgar Wright, Joe Cornish (ProsperRémi nam-ı diğer Hergé’nin çizgi romanından uyarlanmıştır)

YAPIMCI: Peter Jackson, Steven Spielberg, Kathleen Kennedy

YAPIM YILI: 2011

OYUNCULAR: JamieBell (Tenten), Andy Serkis (Kaptan Haddock), Daniel Craig (Sakharine), NickFrost, SimonPegg (Dupont),

TonyCurran, TobyJones (Filocelle), GadElmaleh (Ben Salaad), MackenzieCrook - Daniel Mays (''Tom'' ve ''Allan), Kim Stengel, CaryElwes

Dekupaj: Tarihsel açıdan bakıldığında dekupaj her şeyden önce bir çalışma aracıdır. Filmin çevriminin standartlaştığı 1910’lu yıllarda ortaya çıkan bu dekupaj terimi Türkçe’ye “çevirim senaryosu” olarak çevrilmiştir. Anlamı, senaryonun çevirime hazır durumdaki en son aşaması ve biçimidir.

Eleştirmenler tarafından ise dekupaj terimi, filmin planlardan ve sekanslardan oluşan yapısı olarak kullanılmıştır.13



4.2.”Tenten’in Maceraları Tek Boynuzun Esrarı” Filminin Dekupajı

1. SEKANS: 1 - 39 PLAN

2. SEKANS: 40 - 69 PLAN

3. SEKANS: 70 - 80 PLAN

4. SEKANS: 81 - 84 PLAN

5. SEKANS: 86 – 148 PLAN

6. SEKANS: 149 – 193 PLAN

7. SEKANS : 194 – 260 PLAN

8. SEKANS: 261 – 487 PLAN

9. SEKANS: 488 – 509 PLAN

10. SEKANS: 510 – 543 PLAN

11. SEKANS: 544 – 700 PLAN

12. SEKANS: 701 – 750 PLAN

13. SEKANS: 751 – 752 PLAN

14. SEKANS: 753 – 841 PLAN

15. SEKANS: 842 – 844 PLAN

16. SEKANS: 845 – 865 PLAN

17. SEKANS: 866 – 992 PLAN

18. SEKANS: 993 – 1004 PLAN

19. SEKANS: 1005 – 1097 PLAN

20. SEKANS: 1098 – 1103 PLAN

21. SEKANS: 1104 - 1156 PLAN





Sekanslar

Planlar

Süre

Mekanlar

KİŞİLER


15

842-844


24’’

Çöl,Dış,Gündüz

Tenten, Haddock, 2 deve

16

845-865


1’33’’

Şehir Merkezi, Dış, Gündüz

Şehir Halkı, Tenten, Milu, Haddock,Düpond kardeşler

17

866-992


11’15’’

Saray,İç,

Gündüz,Dış



Milano Bülbülü,Kral, Saray Görevlileri,Gazeteciler, Sakharine,askerler,Tenten, Haddock

18

993-1004


2’16’’

Dış, Güzdüz, Saray

Tenten,Aristokratlar,SarayGövlileri,MilanoBülbülü,Kral, Askerler,Haddock,milu,Sakharine’nin adamları, Sakharine,Kartal,Şehir Halkı

19

1005-1097


7’

Gece, Deniz, Vapur

Düpondkardeşler,Haddock,Tenten, Milu

20

1098-1103


6’6’’

Dış,Güzdüz,

Vapur


Sakharine, Hizmetli,Sakharineadamları,Düpondkardeşler,gemibekçileri,Tenten, Milu,Haddock

21

1104-1156

6’36’’

Dış, Güzdüz,İç

Tenten, Haddock,Milu,kuşlar,Hizmetli,

Bekçi köpeği,heykel



Bitiş

1157

3’37

-

-

5. “Tenten’in Maceraları Tek Boynuzun Esrarı” Filminin (2. Bölüm)

Sekans-Plan (Temsiller ) Çözümlemesi

Resim1: 15. sekans, 1 plan Resim2: 15. sekans, 2. plan



Resim3: 15. sekans, 3. plan

Uzaktan bir görüntüyle başlayan 15. sekans 3 plandan oluşuyor. 24 saniye devam ediyor.

1.planda Deve sırtında çölde ilerleyen Tenten ve Kaptan Haddock’un görüntüsüyle başlar. Çöl ve deve görüntüsü aklımıza doğuyu (Ortadoğu) hatırlattığı gibi İslam Ülkelerini de düşündürür.

2. planda Kamera önce Tenten’in gözüyle sonra da Kaptan Haddock’un gözüyle şehre tepeden bir bakış yapar. Kameranın tepeden şehre bakması (Bagghar), egemen bir bakıştır, Çünkü Oryantalist bakış, Doğu’nun Batı tarafından keşfedildiğini dolayısıyla, Doğu’nun Batı’nın egemenliğinde olması gerektiğini söyler.

3. planda Şehre gelen geminin devasa görüntüsü görürüz. Bu görüntü şehri kontrol altına almış izlenimi verir. Bu da aklımıza ilk sömürgecilik dönemlerini getirir. Denizaşırı sömürgecilik faaliyetleri sahil kentlerinden başlayarak kıtalar ve ülkeler ele geçirilmiştir.



Resim4: 16.sekans 1.plan Resim5: 16.sekans 2.plan



Resim6: 16.sekans 11.plan

16. Sekans Yukarından çekimle şehir merkezine inen kamera görüntüsüyle başlar. 21 plandan oluşan sekans, 1.33 saniye sürüyor.

Tek tip biçimde giyinen insanların bir şeyler alabilme telaşı gösterilir, halkın su sıkıntısı çektiği kuyunun yanında bulunan levhada Arapça ve İngilizce yazılarla gösterilmiştir. Bu sekansta yönetmenin batılı bir bakış açısına sahip olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz; Tektipleştirilmiş halk ve halkın içinde bulunduğu yoksulluğu rahatlıkla görebiliyoruz bu sekansta.

Batıdan olarak gelen Tenten ve Kaptan Haddock şehrin ahalisine nazaran rahat hareket etmektedirler. Tenten’in kayıp cüzdanını bir şekilde Tenten’e ulaştıran Dupont kardeşlerin (Polis) getirdiği cüzdanın içinden bir kağıt parçası çıkararak eline alan Tenten’in bu şehre bir şeyler bulmak için geldiğini yönetmen tekrar hatırlatır.

İlk Doğu Batı ayrımı, Batı’nın kendisinden gelmiştir. ‘Öteki’ni kendi aynasından üretme ihtiyacı bu farklılığı doğurmuştur. Ötekilik süreci, kendi bilincinin keşfedilmesiyle başlar. Başkasına bakarken kendimizi gözlemliyoruz. Batı’nın Doğu’ya bakışında da Batı’nın bilinçaltını keşfediyoruz. Hegelci Batı bugüne kadar, tarihin ve evrenselliğin merkezinde kalarak kendini takdim edegelmiştir. Batı-dışı toplumların sorunları ise tipik çevre ülke sorunları olarak görülmüştür. Avrupa-merkezci bakışın kültürel planda kendi kaynaklarına dönme ve bu kaynaklardan modernliği yakalama vurgusu yanında; gecikmiş, azgelişmiş ikinci bir dünya efsanesi uzun zamandan beri hafızalardan silinememiştir. Oryantalizm, postkolonyalizm tartışmaları bu konuda geniş bir literatürü kapsamaktadır.14



Resim7: 17.sekans 1.plan Resim8: 17.sekans 2.plan



Resim9: 17.sekans 4.plan



Resim10: 17. sekans 6.plan Resim11: 18. sekans 1.plan



Resim12: 18. sekans 9. plan

17. sekans Milano Bülbülü’nün sahne önceci prova görüntüsüyle başlar. 127 plandan sekans 11.15 saniye sürüyor.

Şehrin merkezindeki halkın kaos derecesindeki aceleci karmaşıklığın ardından sarayın içine giren kamera dağların çevrelemiş olduğu muhteşem bir saray görüntüsü verir. Saray duvarlarına baktığımız zaman Roma dönemini hatırlatan sütunlar göze çarpar. Kralın Milano Bülbülü’nün elini tutarkenki görüntüsü Oryantalist bir bakıştır; Bu görüşe göre Doğu’lu krallar zevk-sefa düşkünüdür. Kralın görüntüyle sarayın görüntüsü çelişki biçiminde sunulmuştur adeta! Kralın yanındaki yardımcısının taktığı fes ise adeta burasının bir üçüncü dünya ülkesi olduğunu tekrar tekrar hatırlatır ve dillendirir15, bunun yanında Milano Bülbülü ile Sakharine’nin görüntüsü modern batı temsilidir.

Şehrin merkezinde görmediğimiz soylu sınıf, aristokrat ve askeri üniforma giymiş egemen devletin üst rütbeli askerlerini ve kralı görürüz, Kralın yaşlı ve zor yürüyebilmesinin yanında giydiği elbise dikkat çeker.

Resim13: 18.sekanstan bir plan Resim14: 18. sekanstan bir plan

Halkın sefaleti yanında sarayın ihtişamlı görüntüsü oryantalist bakış açısının tekrar üretimidir.16 Kameranın sarayı yukarıdan bir görüntüyle çekmesi; halkın ve ülkenin sefalet içinde yaşıyor olmasının yanında, sarayın ne kadar muhteşem olduğunu, tüm zenginliğin bir yerde ve bir elde toplandığını, bu zenginliğinde zevk-sefa için harcandığını gösterir. Sarayın dibinde yer alan baraj bir yerde toplanan zenginliğin sembolüdür adeta!

Kaptan Haddock’un yanlışlıkla! Patlattığı baraj kapılarının parçalanmasıyla birlikte Kralın hakimiyeti altında bulunan suyun halka ulaşması, Batı’nın Doğu’ya zenginlikleri almak için değil tersine orada bulunan zenginlikleri despot kralların elinden alıp halka dağıtığını temsil ediyor. Bu görüntü Batı’nın “özgürlük ve demokrasi vaadi”nin filmlerdeki söylemidir.



6. “Tenten’in Maceraları Tek Boynuzun Esrarı” Filminde Aranacak Unsurlar

MıchelRyan’ın “Eleştiriye Giriş” adlı kitabında “Edebi ve Kültürel Metinlerde Aranacak Unsurlar” alt başlığı altında temel sorular sorulmaktadır;



  1. Eser ırkı ya da etnik kökeni nasıl temsil etmektedir?

-Eser, etnik kökeni oryantalist bakış açısıyla temsil etmektedir. Eserde ‘Batılı’lı bir bakış açısı var.

  1. Eserde belirli bir etnik grubun perspektifine ya da bakış açısına, diğerlerine göre daha fazla önem ve değer mi verilmiştir?

-Eserde Batılı bakış açısı bulunmaktadır. Filmin 2. bölümünün geçtiği Fas ülkesi ve Faslılar figüran olarak lanse edilirken, Batılı hegemonik bir durum mevcut.

  1. Irk, ya da ırkçı yaklaşımları haklı çıkaran doğal bir özellikle olarak mı betimlenmiştir?

- Filmde ırkçı yaklaşım bulunmaktadır. Bu ırkçı yaklaşımı haklılaştıran sahneler vererek; bunun böyle olması gerektiği gösterilmiştir.

  1. Sömürgeciliği ele alan eserlerde sömüren ve sömürülen arasında ilişki nasıl betimlenmiştir?

-Filmde sömüren ile sömürülen , kurtaran ile kurtarılan olarak gösterilmiştir. Filmde sanki Fas ülkesini Batılı devletler değil de ülkeyi yöneten despot krallar sömürüyormuş izlenimi vermektedir. Batılı ülkelerin oradalar çünkü halkı kurtarmaya gelmişler duygusunu veriyor.

  1. Uluslar arası eserlerde ulusal kültürler ve kültürler arasındaki farklılıklar nasıl temsil edilmiştir?17

-Filmde kültürler arasındaki farklılık hemen hemen her planda gözükmektedir; Yerli halkı daha yabanıl bir biçimde sunulurken, batılı kişiler özne olarak sunulmuşlardır.

7.SONUÇ

Afrika’da geçen bir olay örgüsünün anlatıldığı “Tenten’in Maceraları Tek Boynuzun Esrarı” filminde (2.Bölüm) Doğu, Batı’nın öteki imgelerinden biri olarak sunulmuştur. Yerel karakterler yer aldığı ama yerel karakterlerin hayatı dışında bir hikayenin anlatıldığı filmde tüm hikayenin öznesi Batılı kimlikler ve deneyimler üzerinden tanımlanmış. Batı kendisini tanımlamada karşıt bir imge olarak Doğu’yu kullanılmıştır.

Said’in belirttiği üzere Batılı öznenin düşüncesi, kimliği ve deneyimiyle kurulan ve Batı’nın kendisini özne olarak tanımlamasına yardımcı karşıt imge Doğu tahayyülü, filmde de sinemasal şifreler aracılığı ile işlenmiştir. Doğu’nun zihinlerimizde yer alan gizemli, egzotik, mistik bir mekan kurgulaması bu filmle bir kez daha olumlanmıştır. Örneğin İslam Ülkesi olan Fas’ın ne kadar fakir, yoksullukla iç içe, tekinsiz ve geri kalmış olduğu yinelenen bir anlatım tarzı olarak görülmektedir. Bu geri kalmışlık Batı’nın zenginliği ve gelişmişliği ile olan tezatı gözümüze sokmak istercesine tekrarlanmıştır.

Yaptığımız çalışma bir kere daha göstermiştir ki; masum olarak görülen filmlerin, eğlenceli ve renkliliğinin yanında bir de arka planındaki güçlü temsillerin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.



Kaynakça

Ansiklopedi

Oryantal. Meydan Larousse Büyük Lügat ve Ansiklopedi (cilt 9) İstanbul: Meydan Yayınevi



Kitaplar

Ryan, M. (2013). Eleştiriye Giriş: Edebiyat-Sinema-Kültür. (Emrah Suat Onat, Çev.) Ankara: De Ki Yayınları

Sönmezsoy, S. (1998). Kurân ve Oryantalistler. Ankara: Fecr Yayınları

Zakzük, M.H. (2006). Oryantalizm veya Medeniyetler Hesaplaşması. İstanbul: Işık Akademi Yayınları



Makaleler

Kontny, O. (2005). Üçgenin Tabanını Yok Sayan Pythagoras: Oryantalizm ve Ataerkillik Üzerine. Doğu Batı Dergisi, 20/1

Çalışkan, K. (2008), Ortadoğu Siyaseti ve Toplumlarını Anlama Yolları. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 39

Gazete

Cumhuriyet Gazetesi - 30 Ekim 2011 Pazar – Ajans Press– Arşiv



Sempozyum

Şentürk, R. (2003). Oryantalizm ve Sosyal Teori. Oryantalizmi Yeniden Okumak Batı’da İslam

Çalışmaları Sempozyumu. Adapazarı, 11-12 Mayıs 2002. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2003

İnternet

http://stevenspielberg.kimdir.com/

http://www.hayalperdesi.net/vizyon-kritik/103-ben-merkezci-kahraman-tentenin-3d-halleri.aspx

Ders Notları

Yıldırım, T. (2013-2014), Arel Üniversitesi, Sosyal Bilimle Enstitüsü, Sinema ve Kültürel Temsiller Yüksek Lisans Ders Notları



1Ryan, Michael ve K. Douglas, Politik Kamera, AyrıntıYayınları, İstanbul, 1997, s 35

2 Meydan Larousse Büyük Lügat ve Ansiklopedi, “Oryantal”, cilt 9, Meydan Yayınevi, İstanbul s.

625 ; ayrıca bkz. S.,Germaner; Z. İnankur, Oryantalizm ve Türkiye, Türk Kültürüne Hizmet Vakfı

Yayınları, İstanbul, s. 9.


3Selahattin Sönmezsoy, Kurân ve Oryantalistler, Fecr Yayınları, Ankara, 1998, s. 25.

4 Recep Şentürk, “Oryantalizm ve Sosyal Teori”, Oryantalizmi Yeniden Okumak Batı’da İslam

Çalışmaları Sempozyumu, (11-12 Mayıs 2002 Adapazarı), Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları,

Ankara, 2003, s.43.


5Fransız devlet adamı. 1806-1810 arasında Hollanda Kralı olmuştur. I. Napolyon’un kardeşidir.

6OliverKontny (2005), “Üçgenin Tabanını Yok Sayan Pythagoras: Oryantalizm ve

Ataerkillik Üzerine”, Doğu Batı Dergisi, Sayı 20/1, s 121-136, Doğu

Batı Yayınları, Ankara


7 Koray Çalışkan (2008), “Ortadoğu Siyaseti ve Toplumlarını Anlama Yolları”, İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Sayı 39, s 6, İstanbul

8 M. Hamdi Zakzük, Oryantalizm veya Medeniyetler Hesaplaşması, Işık Akademi Yayınları, İstanbul, 2006,s 37

9A.g.e s 39

10http://stevenspielberg.kimdir.com/

11http://www.hayalperdesi.net/vizyon-kritik/103-ben-merkezci-kahraman-tentenin-3d-halleri.aspx

12(Cumhuriyet Gazetesi - 30 Ekim 2011 Pazar – Ajans Press - Arşiv)

13 Tunç Yıldırım, Arel Üniversitesi, Sosyal Bilimle Enstitüsü, Sinema ve Kültürel Temsiller Yüksek Lisans Ders Notları, 2013-1014, s 34

14OliverKontny (2005), “Üçgenin Tabanını Yok Sayan Pythagoras: Oryantalizm ve

Ataerkillik Üzerine”, Doğu Batı Dergisi, Sayı 20/1, DoğuBatı Yayınları, Ankara



15 Üçüncü dünya ülkesi kavramı, gelişmiş ülkeler-komünist ülkeler ve diğerleri olarak adlandırılabilecek bir sacayağının üçüncü kısmı, yani diğer az gelişmiş ülkeler için kullanılır

16 “Oryantalizm estetik, bilimsel, ekonomik, sosyolojik, tarihe ait ve filolojik metinler aracılığı

ile “aktarılmaya” çalışılan bir cins jeo-ekonomik görüşler bütünüdür. Oryantalizm coğrafî bir

ayırım değil –dünya Doğu ve Batı olmak üzere eşit olmayan iki bölüme ayrılmıştır- bir seri

çıkarlar’ toplamıdır.”



17Ryan, Michael, Eleştiriye Girişi, De Ki Yayınları, Ankara, 2013, s 158-159


*-Medya ve Kültürel Çalışmalar - Yüksek Lisans Öğrencisi

Yüklə 84,38 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin