DOĞAL AFETLERİN NEDEN OLDUĞU GÖÇLER:
Deprem, heyelan, kuraklık ve çölleşme, taşkın, sel, çığ, volkanik püskürmeler gibi doğal yıkımlar birçok sosyal ve ekonomik sorunların yanı sıra göçlere de neden olmaktadır. Doğal yıkımlardan zarar gören insanlar bulundukları yerleri terk ederek koşulları daha iyi olan yerlere göç ederler.
Örneğin:
IV. Ve V. Yüzyılda Hunların ve Moğolların Orta Asya’dan başka yerlere göç etmelerinde kuraklık ve çölleşme etkili olmuştur.
ABD’ de Kaliforniya’daki deprem olayı binlerce insanın göç etmesine neden olmuştur.
1994 de Kırgızistan’daki heyelan olayları 270.000 insanın göç etmesine yol açmıştır.
Ülkemizde 1998’de Adana’da meydana gelen depremde zarar gören birçok kişi başka kentlere göç etmişlerdir. Yine 1998’de Bartın’da meydana gelen sel felaketi ise ilçeyi yaşanamaz hale getirmiş ve göçe neden olmuştur.1999 depremi ile de birçok insanımız başka bölgelere göç etmek zorunda kalmıştır.
Aral Gölü: Dünyanın dördüncü büyük gölü Aral gölü giderek Asya’nın ortasında bataklık ve çöle dönüşmektedir. Küresel ısınma ve kuraklık nedeniyle iki göle dönüşmüş durumdadır. Gölün su seviyesi düşerek göl sürekli içeri doğru çekilmektedir. Bir zamanların liman ve tersaneleri gemi mezarlığına dönüşmektedir. Bunun nedenleri bu gölü besleyen Pamir dağlarından inen Amu derya ve Siri derya nehirlerinin sularının azalmasıdır. Bu nehirlerin suyu sulama faaliyetleri ile azalmıştır.1960 dan buyana gölün suları 4 metre aşağı düşmüştür.( 2002 yılı itibari ile). Önlem alınmadığı takdirde uzmanlar 2015 yılından sonra gölün tamamen kuruyacağı hesaplamaktadırlar.
Gölün kuruması ile göl tabanındaki tuzlu toprakların rüzgârlar tarafından verimli topraklar üzerine taşınacağı ve çevre topraklarının veriminin de düşeceğini söyleyen uzmanlar; bunun da yeni bir göçe sebep olacağını belirtmektedirler.
İNSANLARI GÖÇE İTEN SEBEPLER AÇISINDAN GÖÇLER:
1-Zorunlu göçler: Savaşlar, sınır değişiklikleri, Mübadele ( Antlaşmalarla sağlanan nüfus değişiklikleri),Etnik baskılar, Salgın hastalıklar, doğal afetler, Kamulaştırma sonucu oluşan göçlerdir.
2-Gönüllü Göçler: İş bulmak, eğitim görmek, sağlık şartlarından yararlanmak, macera aramak, Şehirdeki kültürel sanatsal faaliyetlerden yararlanmak, beyin göçü gibi göçlerdir.
Gİdilen yere göre göç Tipleri ( OLUŞTUKLARI YERE GÖRE)
1- İç Göçler:
Herhangi bir ülkenin sınırları içinde oluşan göçlerdir. Bu yer değiştirme hareketi sırasında ülke nüfusunda herhangi bir değişme söz konusu değildir. Genellikle iç göçlere bağlı olarak kent nüfusları artarken, kırsal nüfus azalmaktadır.
İç göçler;- Kırsal alandan kırsal alana, -Kırsal alandan kentlere, -Kentlerden kentlere, -Kentlerden kırsal alana doğru olmaktadır.
İç göçlerin en fazla görüleni kırsal alandan kentlere doğru olanıdır. Verimli tarım alanları, endüstrinin geliştiği bölgeler, ticaret merkezleri, maden yatakları bakımından zengin olan bölgeler ve turistik yöreler göçmen çekerler.
İç göçler ikiye ayrılır:
A-Mevsimlik Göçler: Genel olarak tarım işçilerinin oluşturduğu göçlerdir. Ayrıca inşaat, işçileri, yaylacılık ve inşaat işçileri ve turizm sezonu işçileri gibi.
B- Sürekli Göçler: İnsanların yaşadığı yerlere bir daha geri dönmemek üzere ve gittikleri yerlerde sürekli kalmasıyla oluşan göçlerdir.
2-Dış Göçler:
Bir ülkeden başka ülkelere olan göçlerdir. Göç veren ülkenin nüfusu azalır. Alanın ise artar.
—Milli sınırlar dışına,
—Milli sınırlar içine doğru olmaktadır.
İç göçler sonucu nüfus, ülke sınırları içerisinde yer değiştirdiği için toplam nüfusta artma ya da eksilme olmaz. Nüfusun dağılım dengesi ve cinsiyet dengesi, bölgeden bölgeye değişir.
GÖÇLERİN SEBEPLERİ VE SONUÇLARI
İç göçler başlıca sebepleri:
A- Kırsal alandaki itici sebepler:
1- Kırsal alandaki aşırı nüfus artışı,
2-Mirasla toprakların parçalanması
3-Tarım arazilerinin verimsizleşmesi(erozyona uğraması)
4-Tarımda makineleşmenin iş gücüne ihtiyacı azaltması,
5-Ekonomik ve sosyal sıkıntılar ve istikrarsızlık.
6-Arazilerin kamulaştırılması,
7-Kırsal alanda eğitim, sağlık, kültürel yetersizlik.
8-İş sahasını büyütme arzuları,
9-İklim şartlarının olumsuzlukları,
10-Son yıllarda ardı ardına gelen göçük, heyelan, deprem, sel gibi doğal afetler ve terör sorunu da köyden kente göçü arttırmıştır.
B – Kentlerdeki Çekici Özellikler:
1- Gelişen sanayi ve iş sahaları,
2- Eğitim, sağlık, sosyal ve kültürel hizmetlerin gelişmiş olması ve yararlanma isteği,
3- Uygun iklim ve toprak şartları,
4-Ulaşım kolaylıkları
5-Bayındırlık hizmetlerinin gelişmiş olması
6-Kentlerdeki eğlenceli yaşam, kültürel faaliyetlerin yaygın olması, yaşam koşullarının daha iyi olması,
7- Ulaşım haberleşme alanındaki gelişmelerin etkisi,
Göçlerin yol açtığı mekânsal sorunlar:
1)Ülke genelinde nüfusun dağılışında dengesizlik görülür.
2)Kırsal kesim yatırımlarında verimsizlik meydana gelir.
3)Göç alarak büyüyen merkezlerde ekonomik faaliyetler gelişir ve çeşitlenir.
4)Düzensiz kentleşme meydana gelir.( çarpık kentleşme, plansız kentleşme)
5)Önceleri kent dışında bulunan sanayi tesisleri zamanla kent içinde kalır.
6)Kentlerde konut sıkıntısı çekilir. Bu da gecekondulaşmaya neden olur.
7)Kent nüfusunda aşırı artış meydana gelir.
8)Alt yapı hizmetlerinde (yol, su, elektrik, kanalizasyon) yetersizlik görülür.
9)Alt yapının yetersiz kalması sel, heyelan, sağlık sorunlarına yol açar.
10)Kentlerde insan sayısının fazla olmasından dolayı işsiz insanların oranı artar,
11)Erkek ve kadın nüfusunda dengenin bozulması.
12)Kentlerde güvenlik bozulur,
13)Kent nüfusu hızla artarken kır nüfusu azalır denge bozulur.
14)Kentlerde hızla nüfus arştı trafik sorunları oluşmaktadır.
15)Sağlık, eğitim gibi alanlarda sorunlar oluşur ve bu hizmetler yetersiz kalır.
16)Göçler sonucu farklı yerlerden gelen insanların bir arada bulunması kültürel çeşitliliğe neden olur.
17)Göç alan ülkede nüfus artar, göç veren ülkede ise azalır.
18)Ülkeler arasında ekonomik ilişkiler gelişir.
19)Ülkeler arası kültürel ilişkiler gelişir.
Bu göçlerin yol açtığı sosyal sorunlar:
1-Gelen göçmenler ve mülteciler, genellikle olağanüstü zor koşulların içinden ayrılarak ülkelere gelmektedirler. Ağır yol koşulları, yollarda karşılaştıkları engelleme girişimleri ve müdahaleler, sınırdan geçiş sırasında karşılaştıkları zorluklar ve mevsimlere dayalı doğal engeller, bu insanlarda önemli sağlık sorunlarına neden olmaktadır.
2- Göç olgusu, bir baskı ya da zorlamaya dayandığından, çoğu zaman bu insanlar kendi statülerini tanımlamaya yarayacak belgelerden yoksun durumda bulundukları için göç veren ve göç alan ülke arasında hukuki bir belgeye bağlanmasında zorluklar yaşanmaktadır.
3- Göç eden kitlenin içine katıldığı yeni doğal ve toplumsal çevreyi, göç alan kitlelerin de içlerine yeni katılan göçmen kitleleri benimseme güçlükleri yaşanmaktadır. Böylece, yeni bir ortak toplumsal yapı oluşumu söz konusu olmaktadır.
4- Özellikle mülteci kitleler, terk ettikleri ülkenin güvenlik makamlarından gizli ve kaçarak geldiklerinden, iki ülke arasında kimi sürtüşmeler ve diplomatik krizler oluşabilmekte, ayrıca gelenlerin bir kısmı da başta terör ve casusluk olmak üzere diğer yasadışı olaylara destek verecek kötü niyet sahibi insanlar da sızabilmektedir.
5- Yer değiştirmeler aileler, özellikle küçük çocuklar ve yaşlı kimseler için çoklukla baskı nedeni olmakta, çoğu zaman yeni bir çevreye uymakta ve yeni dostlar edinmekte zorluk çekmektedirler. Bu süreç içinde artan gecekondulaşma, kentsel hizmetlerin aksaması, işsizlik, göç edenlerin topluma uyumsuzluğu, şehir kültürüne yabancılık ve kültürler arası çatışma gibi sorunlar yaşanmaktadır.
6- Göç edenlerin bazıları şehirle bütünleşirken bazıları şehirde ayrı gruplar meydana getirmektedirler. Göç edenlerin şehirleşmesi yani şehre bütünleşmesi için çok uzun zaman gerekmektedir. Göç nedeniyle kültürel farklılıklar düşmanlık ve gerginlik meydana gelmektedir.
7- Kente gelmiş aile çocukları eğitim ve yetenek eksikliği gibi nedenlerle arzuladığı iş ve geleceği elde edemeyeceği düşüncesine kapılan çocukların, suça daha kolay yönelme olasılığı büyüktür. Göçlerin ve gecekondulaşmanın yoğun olduğu şehir bölgelerinde suç oranlarının şehrin diğer bölgelerine göre yüksek olduğu görülmektedir.
Örneğin: İzmir’de gecekonduda oturan nüfusun kentin tüm nüfusuna oranı % 40–45 arasındayken, suç işleyen çocukların yaklaşık % 75′i gecekondu ya da kısmen gecekondu bölgelerinde oturmaktadır
8-Ekonomik güçlükler nedeniyle çocukların okula gönderilmeleri yerine ekonomik yönden aileye katkıda bulunma zorunluluğu erken yaşta çalışmak zorunda kalan çocuğun hem eğitimini aksatmakta, hem de iş çevresinde zararlı alışkanlıklar kazanabilmesine yol açmaktadır.
Göç alan yerlerde oluşan sorunlar :
A- Göç alan ülkede veya kentte nüfus artar. Nüfus artış hızı yükselir.
B – Genelde genç erkek nüfus göç ettiği için göç alan alanlarda erkek nüfusu artar.
C – Düzensiz kentleşme meydana gelir.( çarpık kentleşme, plansız kentleşme)
Ç-Önceleri iken dışında bulunan sanayi tesisleri kent içinde kalır.
D-Kentlerde konut sıkıntısı çekilir ve derme çatma yapılan konutlar gecekondulaşmaya neden olur.
E-Alt yapı hizmetlerinde (yol, su, elektrik) yetersizlik görülür.
G-Alt yapının yetersiz kalması sel, heyelan, sağlık sorunlarına yol açar.
H-Kentlerde insan sayısının fazla olmasından dolayı işsiz insanların oranı artar,
I- Göç alarak büyüyen merkezlerde ekonomik faaliyetler gelişir ve çeşitlenir.
J-Kentlerde hızla nüfus arştı trafik sorunları oluşmaktadır.
K-Sağlık, eğitim gibi alanlarda sorunlar oluşur ve bu hizmetler yetersiz kalır.
L-Göçler sonucu farklı yerlerden gelen insanların bir arada bulunması kültürel çeşitliliğe neden olur.
M- Farklı kültürlerdeki insanların bir araya gelmesi bazen de kültür çatışmalarına neden olabilir. Sosyal sorunları oluşturur.
Göç veren yerlerde oluşan sorunlar :
A- Göç veren ülkede veya kırsal alanlarda nüfus azalır.
B – Genelde genç erkek nüfus göç ettiği için göç veren alanlarda erkek nüfusu azalır. Kadın nüfusu fazla olur.
C-Kırsal kesim yatırımlarında verimsizlik meydana gelir.
D- Kırsal alanlarda araziler boş kalmakta, bağ ve bahçeler ile konutlar bakımsızlıktan bozulmaktadır.
E-Göç veren yerlerde nüfus yaşlılardan oluşur ve iş yapabilecek insan azalır.
Göçlerin ve ortaya koyduğu sorunların çözümü için yapılması gerekenler:
1- Göç veren bölgelerdeki yoğun göçün önlenebilmesi, öncelikle ekonomik koşulların iyileştirilmesi ve yüksek doğal nüfus artış hızının aşağı çekilmesine bağlıdır.
2- Göçün yoğun olarak yaşandığı alanların üniversitelerinde göçü önleyecek politikalara yardımcı olmak üzere, araştırma yapmak ve bulgulara birinci elden ulaşmak amacıyla araştırma merkezleri kurulmalıdır.
3- Orman köylerinden göçe katılanların oranını düşürmek amacıyla, ormanlardan köylünün bilinçli ve etkin bir biçimde yararlanabilmesi için olanaklar yaratılmalı ve orman köylülerinin yerinde kalkındırılması için gerekli olan fon kredileri yükseltilmelidir.
4- Göç veren alanlardan göç etme nedeni olarak gösterilen işsizliğe son verilmeli ve bölgeye özgü istihdam politikası gerçekleştirilmelidir.
5- Göç veren alanlara eğitim kültür ve sağlık alanında yatırımlara devam edilmelidir.
6- Göç veren alanlarda gelir getirici uğraşlar yaratılmalıdır. Bunun içinde bölgedeki tarım dışı sektörler desteklenmelidir.
7- Göç veren alanlarda bölge şartlarına uygun kırsal sanayiye geçilmelidir. Böylece kırsal sanayiden en çok yararlananlar kırsal alanda yaşayanlar olacaktır.( tarım ve hayvancılığa dayalı sanayiler)
8- Göç veren alanlara devlet yatırımı ile birlikte, bölgede yatırım yapacak özel girişimciler cesaretlendirilmeli ve özendirilmelidir.
9- Gerek köylerde, gerekse kentlerde el sanatlarına dönük imalat ve evlerde yapılacak fason üretim canlandırılmalı, kooperatifçilik teşvik edilmelidir.
10- Göç veren alanlarda bir yandan köy tipi sanayi geliştirilmeli ve el emeğinin değerlendirilmesi yoluna gidilmelidir.
11- Hammaddeye bağlı olmayan serbest sanayi kuruluşları iş gücü arzının en yüksek olduğu bölgelere kurulmalı, bölgeler arası dengeli politika uygulanmalı, sanayi nüfusu yurt çapında dengeli dağıtılmalı, GAP projesi benzeri DAP, KAP projeleri yaşama geçirilerek halkın doğduğu yerde tutulması sağlanmalıdır.
12- Hazine arazilerinin belediyelere ve toplu konut kooperatiflerine devri ile gecekondu önleme bölgeleri oluşturulmalı, gecekonduya karşı proje uydu kentler yapılmalıdır.
13- Demiryolu ağırlıklı hızlı bir ulaşım sistemi oluşturulup, cazibe merkezi olan büyük şehirlere gidip-gelme kolaylaştırılarak, şehre göç ihtiyacı ortadan kaldırılmalıdır.
14- Gecekondulaşmanın önlenebilmesi için siyasi iktidarların oy kaygısından uzak şehir yasaları yapılmalı, imar affı kanunları yürürlükten kaldırılmalı, imara dönük af yasası olmamalıdır.
15- Kamunun malı olan devlet, hazine, belediye arsalarına yapılan kaçak yapıların, gecekonduların kente karşı işlenmiş bir suç olduğu görüşü toplumun bütün kesimlerince benimsenmeli;
16- Yoğun göç alan kentsel birimlerin yol, su, kanalizasyon gibi alt yapı gereksinimlerinin giderilmesi ivedilikle yapılmalıdır.
17- Göç alan bölgelerin çevre düzenlemesine önem verilmeli ve tasarım olarak göze hoş görülmeyen, kullanılan malzeme bakımından yetersiz ve dayanıksız olan, imar planına uymayan konut yapımına izin verilmemelidir.
18- Türk Ceza Kanunundaki hırsızlık ve gasp suçlarına eşdeğer kabul edilecek yasal düzenlemeler yapılmalı, imar mevzuatına aykırı yapılaşmalara karşı müdahale ve yaptırım gücüyle donatılmış, meslek odaları, sivil kuruluşlar ve bilim adamları katılımlı, özerk, yerel ve demokratik denetleme kurumları oluşturulmalı;
Göçün Mekansal Etkileri
Göçlerin yol açtığı mekânsal sorunlar:
1)Ülke genelinde nüfusun dağılışında dengesizlik görülür.
2)Kırsal kesim yatırımlarında verimsizlik meydana gelir.
3)Göç alarak büyüyen merkezlerde ekonomik faaliyetler gelişir ve çeşitlenir.
4)Düzensiz kentleşme meydana gelir.( çarpık kentleşme, plansız kentleşme)
5)Önceleri kent dışında bulunan sanayi tesisleri zamanla kent içinde kalır.
6)Kentlerde konut sıkıntısı çekilir. Bu da gecekondulaşmaya neden olur.
7)Kent nüfusunda aşırı artış meydana gelir.
8)Alt yapı hizmetlerinde (yol, su, elektrik, kanalizasyon) yetersizlik görülür.
9)Alt yapının yetersiz kalması sel, heyelan, sağlık sorunlarına yol açar.
10)Kentlerde insan sayısının fazla olmasından dolayı işsiz insanların oranı artar,
11)Erkek ve kadın nüfusunda dengenin bozulması.
12)Kentlerde güvenlik bozulur,
13)Kent nüfusu hızla artarken kır nüfusu azalır denge bozulur.
14)Kentlerde hızla nüfus arştı trafik sorunları oluşmaktadır.
15)Sağlık, eğitim gibi alanlarda sorunlar oluşur ve bu hizmetler yetersiz kalır.
16)Göçler sonucu farklı yerlerden gelen insanların bir arada bulunması kültürel çeşitliliğe neden olur.
17)Göç alan ülkede nüfus artar, göç veren ülkede ise azalır.
18)Ülkeler arasında ekonomik ilişkiler gelişir.
19)Ülkeler arası kültürel ilişkiler gelişir.
Bu göçlerin yol açtığı sosyal sorunlar:
1-Gelen göçmenler ve mülteciler, genellikle olağanüstü zor koşulların içinden ayrılarak ülkelere gelmektedirler. Ağır yol koşulları, yollarda karşılaştıkları engelleme girişimleri ve müdahaleler, sınırdan geçiş sırasında karşılaştıkları zorluklar ve mevsimlere dayalı doğal engeller, bu insanlarda önemli sağlık sorunlarına neden olmaktadır.
2- Göç olgusu, bir baskı ya da zorlamaya dayandığından, çoğu zaman bu insanlar kendi statülerini tanımlamaya yarayacak belgelerden yoksun durumda bulundukları için göç veren ve göç alan ülke arasında hukuki bir belgeye bağlanmasında zorluklar yaşanmaktadır.
3- Göç eden kitlenin içine katıldığı yeni doğal ve toplumsal çevreyi, göç alan kitlelerin de içlerine yeni katılan göçmen kitleleri benimseme güçlükleri yaşanmaktadır. Böylece, yeni bir ortak toplumsal yapı oluşumu söz konusu olmaktadır.
4- Özellikle mülteci kitleler, terk ettikleri ülkenin güvenlik makamlarından gizli ve kaçarak geldiklerinden, iki ülke arasında kimi sürtüşmeler ve diplomatik krizler oluşabilmekte, ayrıca gelenlerin bir kısmı da başta terör ve casusluk olmak üzere diğer yasadışı olaylara destek verecek kötü niyet sahibi insanlar da sızabilmektedir.
5- Yer değiştirmeler aileler, özellikle küçük çocuklar ve yaşlı kimseler için çoklukla baskı nedeni olmakta, çoğu zaman yeni bir çevreye uymakta ve yeni dostlar edinmekte zorluk çekmektedirler. Bu süreç içinde artan gecekondulaşma, kentsel hizmetlerin aksaması, işsizlik, göç edenlerin topluma uyumsuzluğu, şehir kültürüne yabancılık ve kültürler arası çatışma gibi sorunlar yaşanmaktadır.
6- Göç edenlerin bazıları şehirle bütünleşirken bazıları şehirde ayrı gruplar meydana getirmektedirler. Göç edenlerin şehirleşmesi yani şehre bütünleşmesi için çok uzun zaman gerekmektedir. Göç nedeniyle kültürel farklılıklar düşmanlık ve gerginlik meydana gelmektedir.
7- Kente gelmiş aile çocukları eğitim ve yetenek eksikliği gibi nedenlerle arzuladığı iş ve geleceği elde edemeyeceği düşüncesine kapılan çocukların, suça daha kolay yönelme olasılığı büyüktür. Göçlerin ve gecekondulaşmanın yoğun olduğu şehir bölgelerinde suç oranlarının şehrin diğer bölgelerine göre yüksek olduğu görülmektedir.
Örneğin: İzmir’de gecekonduda oturan nüfusun kentin tüm nüfusuna oranı % 40–45 arasındayken, suç işleyen çocukların yaklaşık % 75′i gecekondu ya da kısmen gecekondu bölgelerinde oturmaktadır
8-Ekonomik güçlükler nedeniyle çocukların okula gönderilmeleri yerine ekonomik yönden aileye katkıda bulunma zorunluluğu erken yaşta çalışmak zorunda kalan çocuğun hem eğitimini aksatmakta, hem de iş çevresinde zararlı alışkanlıklar kazanabilmesine yol açmaktadır.
Göç alan yerlerde oluşan sorunlar :
A- Göç alan ülkede veya kentte nüfus artar. Nüfus artış hızı yükselir.
B – Genelde genç erkek nüfus göç ettiği için göç alan alanlarda erkek nüfusu artar.
C – Düzensiz kentleşme meydana gelir.( çarpık kentleşme, plansız kentleşme)
Ç-Önceleri iken dışında bulunan sanayi tesisleri kent içinde kalır.
D-Kentlerde konut sıkıntısı çekilir ve derme çatma yapılan konutlar gecekondulaşmaya neden olur.
E-Alt yapı hizmetlerinde (yol, su, elektrik) yetersizlik görülür.
G-Alt yapının yetersiz kalması sel, heyelan, sağlık sorunlarına yol açar.
H-Kentlerde insan sayısının fazla olmasından dolayı işsiz insanların oranı artar,
I- Göç alarak büyüyen merkezlerde ekonomik faaliyetler gelişir ve çeşitlenir.
J-Kentlerde hızla nüfus arştı trafik sorunları oluşmaktadır.
K-Sağlık, eğitim gibi alanlarda sorunlar oluşur ve bu hizmetler yetersiz kalır.
L-Göçler sonucu farklı yerlerden gelen insanların bir arada bulunması kültürel çeşitliliğe neden olur.
M- Farklı kültürlerdeki insanların bir araya gelmesi bazen de kültür çatışmalarına neden olabilir. Sosyal sorunları oluşturur.
Göç veren yerlerde oluşan sorunlar :
A- Göç veren ülkede veya kırsal alanlarda nüfus azalır.
B – Genelde genç erkek nüfus göç ettiği için göç veren alanlarda erkek nüfusu azalır. Kadın nüfusu fazla olur.
C-Kırsal kesim yatırımlarında verimsizlik meydana gelir.
D- Kırsal alanlarda araziler boş kalmakta, bağ ve bahçeler ile konutlar bakımsızlıktan bozulmaktadır.
E-Göç veren yerlerde nüfus yaşlılardan oluşur ve iş yapabilecek insan azalır.
Göçlerin ve ortaya koyduğu sorunların çözümü için yapılması gerekenler:
1- Göç veren bölgelerdeki yoğun göçün önlenebilmesi, öncelikle ekonomik koşulların iyileştirilmesi ve yüksek doğal nüfus artış hızının aşağı çekilmesine bağlıdır.
2- Göçün yoğun olarak yaşandığı alanların üniversitelerinde göçü önleyecek politikalara yardımcı olmak üzere, araştırma yapmak ve bulgulara birinci elden ulaşmak amacıyla araştırma merkezleri kurulmalıdır.
3- Orman köylerinden göçe katılanların oranını düşürmek amacıyla, ormanlardan köylünün bilinçli ve etkin bir biçimde yararlanabilmesi için olanaklar yaratılmalı ve orman köylülerinin yerinde kalkındırılması için gerekli olan fon kredileri yükseltilmelidir.
4- Göç veren alanlardan göç etme nedeni olarak gösterilen işsizliğe son verilmeli ve bölgeye özgü istihdam politikası gerçekleştirilmelidir.
5- Göç veren alanlara eğitim kültür ve sağlık alanında yatırımlara devam edilmelidir.
6- Göç veren alanlarda gelir getirici uğraşlar yaratılmalıdır. Bunun içinde bölgedeki tarım dışı sektörler desteklenmelidir.
7- Göç veren alanlarda bölge şartlarına uygun kırsal sanayiye geçilmelidir. Böylece kırsal sanayiden en çok yararlananlar kırsal alanda yaşayanlar olacaktır.( tarım ve hayvancılığa dayalı sanayiler)
8- Göç veren alanlara devlet yatırımı ile birlikte, bölgede yatırım yapacak özel girişimciler cesaretlendirilmeli ve özendirilmelidir.
9- Gerek köylerde, gerekse kentlerde el sanatlarına dönük imalat ve evlerde yapılacak fason üretim canlandırılmalı, kooperatifçilik teşvik edilmelidir.
10- Göç veren alanlarda bir yandan köy tipi sanayi geliştirilmeli ve el emeğinin değerlendirilmesi yoluna gidilmelidir.
11- Hammaddeye bağlı olmayan serbest sanayi kuruluşları iş gücü arzının en yüksek olduğu bölgelere kurulmalı, bölgeler arası dengeli politika uygulanmalı, sanayi nüfusu yurt çapında dengeli dağıtılmalı, GAP projesi benzeri DAP, KAP projeleri yaşama geçirilerek halkın doğduğu yerde tutulması sağlanmalıdır.
12- Hazine arazilerinin belediyelere ve toplu konut kooperatiflerine devri ile gecekondu önleme bölgeleri oluşturulmalı, gecekonduya karşı proje uydu kentler yapılmalıdır.
13- Demiryolu ağırlıklı hızlı bir ulaşım sistemi oluşturulup, cazibe merkezi olan büyük şehirlere gidip-gelme kolaylaştırılarak, şehre göç ihtiyacı ortadan kaldırılmalıdır.
14- Gecekondulaşmanın önlenebilmesi için siyasi iktidarların oy kaygısından uzak şehir yasaları yapılmalı, imar affı kanunları yürürlükten kaldırılmalı, imara dönük af yasası olmamalıdır.
15- Kamunun malı olan devlet, hazine, belediye arsalarına yapılan kaçak yapıların, gecekonduların kente karşı işlenmiş bir suç olduğu görüşü toplumun bütün kesimlerince benimsenmeli;
16- Yoğun göç alan kentsel birimlerin yol, su, kanalizasyon gibi alt yapı gereksinimlerinin giderilmesi ivedilikle yapılmalıdır.
17- Göç alan bölgelerin çevre düzenlemesine önem verilmeli ve tasarım olarak göze hoş görülmeyen, kullanılan malzeme bakımından yetersiz ve dayanıksız olan, imar planına uymayan konut yapımına izin verilmemelidir.
18- Türk Ceza Kanunundaki hırsızlık ve gasp suçlarına eşdeğer kabul edilecek yasal düzenlemeler yapılmalı, imar mevzuatına aykırı yapılaşmalara karşı müdahale ve yaptırım gücüyle donatılmış, meslek odaları, sivil kuruluşlar ve bilim adamları katılımlı, özerk, yerel ve demokratik denetleme kurumları oluşturulmalı;
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GEÇİM TARZLARI
Tarih Çağları Boyunca İnsanların Geçim ve Yaşam Tarzlarında Değişmeler Gerçekleşmiştir. Öncelikle Bu Tarihsel Süreci Gözden Geçirelim
Paleolitik Çağ
• Bu çağda insanlar avcılık ve besin toplayıcılığı ile geçiniyorlardı.
• Barınakları kaya sığınaklarıydı.
• Küçük gruplar halinde ve göçebe olarak yaşarlardı
Paleolitik Çağda İnsan;
İlk aletleri yaptı
Ateşi buldu
El ve soyutlama becerisini geliştirirdi
Kuşları avlayabilmek için ok uçlarını yaptı
Dikiş dikebilmek için kemik iğneler yaptı
Mağara duvarlarına resimler yaptı
İnsan, Kaba Taş devrinde doğadaki taşları olduğu gibi kullanmasına rağmen, Yontma Taş devrinde artık yavaş yavaş taşları yontarak alet yapımına başlamıştı. Bu aletleri, et kesme, ağaç budama, savunma ve avlanma amacıyla kullanmışlardı
Dostları ilə paylaş: |