2.3.2. BİÇİM ÖZELLİKLERİ
-
İlgi hâli ekinde yalnız düz biçimler vardır: yolnıŋ, köŋlümniŋ.
-
-nln yanında -nl ilgi hâli eki de vardır: Afrâsiyâbnı oglı.
3. Hâl eklerinden önceki zamir «'si kullanılmamaktadır: başıda,
başıdın, atasıga.
-
menim, bizim yerine meniŋ, biziŋ kullanılır, maŋar (bana), saŋar,
muŋar gibi r'li biçimler kalkmıştır.
-
İsim çekimi m in, sin, dur/tur, biz, siz, durlar/turlar ile yapılır.
-
-dAçI, -dUk, -glI Sıfat-fiil ekleri kullanımdan kalkmıştır.
-
-mlş sıfat-fıil ekinin yerini -gAn almıştır.
-
-yU zarf-fıil eki -y olmuştur: diy(ağlayarak).
-
Zarf-fıil eki -glnçA, yuvarlaklaşarak -gUnçA olmuştur.
-
-mAdln zarf-fıil eki -mAyln veya -mAy olmuştur.
-
-sUn, -sUnlAr yanında, sık kullanılmayan -dik, -dikler emir eki de
ortaya çıkmıştır: aldik (alsın), sordikler (sorsunlar).
-
-A, -y + dur + şahıs eki kuruluşunda şimdiki zaman kipi oluşmuş
tur: aladur min, başlaydur sin.
-
-(X)p + (dur/tur) + şahıs eki kuruluşunda geçmiş zaman kipi oluş
muştur: körüptur min (gördüm), okup sin (okudun).
-
-(X)p + i(r)di (olumsuzda -mAy + dur + irdi) kuruluşunda öğreni
len geçmiş zamanın hikâyesi oluşmuştur: kılıp irdim (kılmıştım), kalmaydur
irdi (kalmamıştı).
-
Yeterlik fiili al- ve bil- ile kurulur: okuy almas (okuyamaz), köre
bilmedi (göremedi).
ON BEŞİNCİ BÖLÜM
0. BATI TÜRKÇESİ
Batı Türkçesi, 11. yüzyıl ile 21. yüzyıl arasında Kuzey ve Güney Azerbaycan, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye, Anadolu, Kıbrıs, Ege adaları, Balkanlar, Kırım Hanlığı ve Kuzey Afrika'da kullanılan dildir. Başlangıçtan bugüne kadar Batı Türkçesinin kesintisiz olarak kullanıldığı sahalar Anadolu, Balkanlar, Kuzey ve Güney Azerbaycan, Kuzey Irak ve Kuzey Suriyedir. Kırım Hanlığında Batı Türkçesi 16. yüzyıl başlarından 20. yüzyıl başlarına dek yazı dili olarak ve Kırım sahil şeridinde konuşma dili olarak kullanılmıştır. Kıbrıs'ta 16. yüzyıl sonlarından bugüne dek Batı Türkçesi yazı ve konuşma dili olarak kullanılmıştır. Kuzey Afrika'da da, 16. yüzyıldan 19. yüzyıla dek Osmanlı Türkleri Batı Türkçesini yazı ve konuşma dili olarak kullandılar. Kuzey-Doğu Türkçesini Batı Türkçesinden ayıran tabiî sınırlar Karadeniz, Kafkas Dağları ve Hazar Denizidir. Güney Azerbaycan'ın doğusundaki Fars halkı da beşerî bir sınır oluşturmaktadır. Maamafıh Safevîler devrinde ve hatta bugün Orta ve Güney İran'da da Batı Türkçesi kullanılmıştır ve Türk asıllı halk tarafından kullanılmaktadır. İran'ın Kuzey-Doğusundaki Horasan ve Türkmen bölgesiyle Türkmenistan Türkmenlerinin de konuşma dili Batı Türkçesidir. Türkmenistan'da 20. yüzyıl başlarından beri, Batı Türkçesi aynı zamanda yazı dili olarak kullanılmaktadır. 19. yüzyıl başlarına dek Balkanların Dobruca bölgesinde iken 1810'larda Moldova'nın Bucak bölgesine göçen Ortodoks Gagavuz Türkleri de Batı Türkçesini konuşma dili olarak, 1950'lerden itibaren aynı zamanda yazı dili olarak kullanırlar.
Önceleri konuşma dili olarak kullanılan Oğuz ağzı 13. yüzyılda Azerbaycan ve Anadolu'da yazı dili hâline gelmiştir. Batı Türkçesi yazı dili, 13. yüzyıldan 15. yüzyıl sonlarına dek Azerbaycan, Anadolu, Irak, Suriye ve Balkanlarda tek yazı dili olarak kullanıldı. Bu döneme araştırıcılar çeşitli adlar vermektedirler. Başlangıçta özellikle bazı Avrupalı bilginler Altosmanische (eski Osmanlıca) terimini kullandılar. Türkiye'de Eski Osmanlıca terimi Saadet Çağatay tarafından kullanıldı (Çağatay 1944, 1947). Ancak bu terim yaygınlaşmadı. En yaygın terim Eski Anadolu Türkçesi terimidir. 15. yüzyıldaki Balkanlar sahasını içine almadığı için bu terime Faruk K. Timurtaş itiraz etti ve 15. yüzyılın gramerini yazdığı eserinde Eski Türkiye Türkçesi terimini kullandı. Biz Azerbaycan'ı dışarda bıraktığı için bu terime de itiraz ediyor ve Eski Oğuz Türkçesi terimini teklif ediyoruz. Oğuz Türkçesinin yazı dili olmadan önceki dönemine de Ana Oğuz Türkçesi demek yerinde olacaktır.
434 Ahmet B. ERCİLASUN
Eski Oğuz Türkçesi, Azerbaycan ve Anadolu'nun (14. yüzyılın ortalarından sonra aynı zamanda Balkanların) ortak yazı dili idi. Ancak 13, 14 ve nispeten 15. yüzyıllardaki Batı Türk yazı dili, oturmuş bir yazı dili değildi. Aynı işlev için farklı morfo-fonolojik biçimler(örnek olarak teklik birinci şahıs için —vAn, -vAnln, -vAm, -Am, -In) kullanılabildiği gibi yazardan yazara değişebilen biçimler de kullanılabiliyordu. Söz gelişi Sivas'ta yazan Kadı Burhaneddin'de, sonradan Azerbaycan yazı dili için standartlaşacak biçimler ağırlıkta iken daha doğudaki Erzurumlu Darir'de sonradan Osmanlı sahasında standartlaşacak biçimler ağırlıktaydı. Bu özellikleri dolayısıyla Eski Oğuz Türkçesini Azerbaycan yazı diliyle Osmanlı yazı dilinin ortak atası kabul ediyoruz. Eski Oğuz Türkçesinde her iki yazı dilinin filizleri yeşermekteydi.
Karakoyunlu-Akkoyunlu-Osmanlı siyasî ayrılığı dolayısıyla 15. yüzyılda ayrışma sürecini yaşayan Eski Oğuz Türkçesi, 16. yüzyıl başında Safevî Devletinin kuruluşuyla Azerbaycan ve Osmanlı yazı dillerine ayrıldı. Batı Türkçesi, aralarındaki çok küçük farklılıklarla 16. yüzyıldan bugüne iki yazı dili hâlinde ulaştı. 20. yüzyılda bunlara Türkmen ve Gagavuz yazı dilleri de eklendi.
Azerbaycan yazı dilinin ilk dönemi 16. yüzyıl başlarından 19. yüzyıl ortalarına dek süren Klâsik Azerbaycan Türkçesi dönemidir. Şah İsmail Hatayî, Fuzulî, Habibî, Molla Penah Vâkıf...bu dönemin başlıca temsilcileridir. 19. yüzyılın ortalarından 20. yüzyılın 30'lu yıllarına kadar bir geçiş dönemi yaşayan Azerbaycan yazı dili 1930'larda Bugünkü Azerbaycan yazı dili dönemine girmiştir. Geçiş döneminin başlıca isimleri Mirza Fethali Ahuntzâde, Hasan Bey Zerdabî, Mirza Elekber Sâbir, Hüseyin Câvid, Mehemmed Hâdi, Celil Memmedguluzâde'dir.
16. yüzyıl başlarından 20. yüzyıl başlarına dek Osmanlı İmparatorluğu sahasında kullanılan yazı dili ise Osmanlı Türkçesi veya kısaca Osmanlıca terimiyle ifade edilir. Burada Osmanlıca'nın bir dilcilik terimi olduğunu, kullanıcılarının kendi dillerine Türkçe, Türk dili, Türkî (bazen zebân-ı Türkî veya lisân-ı Türkî) dediklerini hatırlamak lâzımdır. Azerbaycan'da da 1930'lu yıllara kadar Türkçe ve Türk dili tabirleri kullanılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |