Türk dünyasi iŞletme fakültesi uluslararasi iLİŞKİler böLÜMÜ YÜksek lisans biTİrme tezi


Ermenistan-Azerbaycan Çatışmasında ABD Faktörü



Yüklə 234,5 Kb.
səhifə34/73
tarix01.01.2022
ölçüsü234,5 Kb.
#104026
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   73
2.2.4. Ermenistan-Azerbaycan Çatışmasında ABD Faktörü

SSCB’nin dağılmasından sonraki dönemde yeni yaranmış devletlerle ilişkilerinin temel koşullarından biri gibi ABD, devletlerin toprak bütünlüğüne saygı ilkesini öne sürmüştür. Bu ilkeni bozan devleti ise tanımayacağını belirtmişti. Lakin, Azerbaycan topraklarının %20’sinin Ermenistan tarafından işgalinden sonra ABD, Ermenistan’ı tanımaktan vaz geçmedi ve hatta İsrail’den sonra en çok yardımda bulunduğu ülke de Ermenistan oldu. Üstelik, Azerbaycan “Özgürlüyü Destekleme Yasası”na yapılan 907. düzenleme ile ABD yardımından mahrum bırakıldı. Gerekçe olarak ise, guya Azerbaycan’ın Ermenistan’a ambargo uygulaması ve kuvvete baş vurması gösterilmişti. Böylelikle, Azerbaycan eski Sovyet devletleri arasında Amerikan ambargosuna maruz kalan yegane devlet olmuştu. 2001 yılına kadar hem Azerbaycan yönetimi hem de Amerikan hükümetlerince 907. maddenin ortadan kalkması için çalışılmış, fakat her defasında Amerikan kongresi sorun çıkarmıştır. Buna sebep, kongrede Ermeni lobbisinin etkisinin çok fazla olmasıdır. 2001 11 Eylül tarihinde Amerika’ya yapılan terör saldırısının ardından Azerbaycan’ın terörizmle mücadeleye yardımda bulunmasından sonra Senato 24 Ekim 2001’de 907. düzenlemeye bazı değişiklikler yapmayı kabul etti.191

Diğer bir taraftan, ister bölgesel, isterse de küresel bir aktörün Dağlık Karabağ sorununa yönelik siyaseti, mutlak bir şekilde, Kafkasya politikası göz önüne alınarak değerlendirilmelidir. Bu, ABD için de böyledir.192 Şöyle ki, ABD’nin bölge devletleri ile ilişkilerini, Amerikan ulusal çıkarları, bu devletlerin jeopolitik konumu ve Rusya için ifade ettiği önem şekillendiriyor. Dağlık Karabağ sorununda ABD meseleye daima Moskova ekseninden yanaşmıştır. Enerji ile ilgili temel önceliği ise bölge üzerinden yapılacak olan projelerden ve boru hatlarından daha çok pay elde etmek olmuştur. Bu yüzden, ABD Hazar doğal kaynaklarının dünya piyasalarına ulaşılmasında diğerleri ile birlikte Rusya ile de yarışmıştır. Bu çıkarları bağlamında ABD için bölgedeki esas engel Dağlık Karabağ sorunu olmuştur. İfade ettiği bu önemden dolayı ABD, sorunun çözümü için yaratılan AGİT Minsk Grubu’nun Eşbaşkanlarından biri konumuna seçilmiştir.193 Böylelikle, önceleri ABD’nin Kafkasya’ya yönelik politikası enerji odaklı ekonomik anlam ifade ediyordu. Fakat, yukarıda da değinildiği üzere, ABD yönetiminin politikası ile Ermeni lobisinin etkisinde kalan kongre arasında uyuşmazlık mevcuttu. Mesela, ABD doğu-batı enerji koridoru projesinin başarısı için Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün ve bölgede istikrarın sağlanmasının öneminin farkında olmasına rağmen kongrenin baskısıyla yukarıda bahs edilen 907. düzenleme yapıldı.

2001 11 Eylül olaylarından sonra ABD’nin Kafkasya’ya yönelik politikasına enerji ile yanı sıra güvenlik boyutu da eklendi. ABD Dağlık Karabağ sorununa ilişkin barışçıl çözümü daha çok destekler oldu ve bir çok önerilerde bulundu. Bunlara Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin iyileştirilmesi, Türkiye'nin sınır kapılarını açması, Ermenistan’ın Batı’ya entegre olması gibi teklifler dahildi. Fakat, Ermenistan-Türkiye normalleşme sürecinin başarısız biçimde son bulması ve Ermenistan’ın Avrasya Ekonomik Birliği’ne dahil olması beklentileri boşa çıkarmış oldu.

Ayrıca, ABD her ne kadar sorunun çözümünde esas aktör olan AGİT Minsk Grubu eş başkanlarından biri de olsa son dönemlerde Kafkasya’ya yönelik ilgisini kaybetmesinden dolayı Dağlık Karabağ meselesinde de pasif bir duruş sergilemekteydi.194 Bunu 2016 Nisan’da Ermensitan-Azerbaycan sınır hattında yaşanan olaylar zamanı da görmek mümkündü. Çünki, kendi çıkarları ile çeliştiği için bölgede hiç bir zaman silahlı saldırıları ile çözümü desteklemediği için ABD’nin Nisan olaylarındaki tutumu da sadece çatışmanın durdurulması ve müzakere masasına dönülmesi gerektiği doğrultusunda diplomatik açıklamalar yapmakla sınırlı kalmıştı. Fakat, aynı zamanda Batı’nın Minsk Grubu Amerikalı ve Fransız Eşbaşkanları aracılığıyla sorunun çözümünde yeniden aktif tutum sergilemeye çalıştıkları da gözlemlenmekteydi.195 Buna örnek olarak ise, ABD’nin girişimi ile 16 Mayıs 2016’da Vyana’da gerçekleştirilen görüşmeyi gösterebiliriz. Görüşmede Azerbaycan ve Ermenistan devlet başkanları ile yanı sıra, ABD ve Rusya Dışişleri Bakanları, Fransa Dışişleri Bakan Yardımcısı, AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi ve AGİT Minsk Grubu Eşbaşkanları bulunuyordu. Vyana görüşüne esasen barış için görüşmelerin yoğunlaşacağı ifade edildi. Ama buna benzer görüşmelerin daha önce de yapıldığını ve sonrasında ateşkesin bozulduğunu ve her iki taraftan da kayıpların verildiğini göz önünde bulundurursak çözüm için erken olduğunu ve ABD de dahil Batı’nın bunun için yeterli çabayı göstermediyini söyleyebiliriz.196


Yüklə 234,5 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   73




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin