3.Batı edebiyatı zevkiyle yetişmişlerdir. Çünkü Batı edebiyatını takip ediyor, onlara benzer eserler üzerinde çalışıyorlardı. Batılı eğitim veren okullarda okumuşlardı.
4.İstanbul’da Batılılar gibi yaşıyorlardı. Giyim-kuşam bakımından Batılılara benziyorlardı.
ABES-MUKTEBES TARTIŞMASI
1895’te Hasan Asaf adlı genç bir şair Malumat dergisinde Burhan-ı Kudret adlı bir şiirini yayımlar. Aynı dergide yazı yazan Mehmet Tahir Efendi, şiiri bazı bakımlardan eleştirir; özellikle şu beytin kafiyesini eleştirir:
Zerre-i nurundan iken muktebesس
Mihr ü mehe etmek işaret abes ث
Dizelerinin son sözcükleri Arap alfabesine göre iki ayrı harfle (se ث ve sinle س ) yazıldığı için, uyaklı sayılamayacağını ileri sürdü. Yanıt veren Hasan Asaf kendisini savunurken Recaizade Ekrem'in "Kafiye sem (kulak) içindir, basar (göz) için değildir" sözünü anarak onu tanık gösterdi. Tartışmaya Recaizade Ekrem de katıldı; uyakta yazılış biçiminin değil ses değerinin gözetilmesi gerektiğini belirtti. Tartışmalar hakarete varacak derecede büyüdü, Malumat dergisinin toplatılmasına sebep oldu. Bu tartışma Ekrem’e eski-yeni tartışmalarının bitmeyeceğini göstermiş, onun yeni bir edebi grup oluşturma fikrini daha da pekiştirmiştir.
Dostları ilə paylaş: |