1.Gençliği(1880-96): Divan şiirinin, Naci, Ekrem ve Hamit’in etkisinde kaldığı dönemdir. İlk dönem şiirlerinde din, bahar, aşk, şarap gibi konuları işler. İyimser bir edası vardır. 1893’ten itibaren Batı edebiyatına ilgi duyarak estetiğin göze ve kulağa hitap etmesi gerektiğini düşünür. Şiirde ahenk unsurlarına önem vermeye başlar. Tablolardan gelen tabiat görüntülerini kullanarak şiirler yazmaya başlar.
2.Olgunluk Dönemi(1896-1915): Bu dönemin 1901’e dek kısmı Servet-i Fünun dönemine rastlar. Sanat için sanat anlayışına bağlıdır. Bu dönemde tabiat, fakirlik, merhamet, hayal, oğlu Haluk için yazdıkları, aile, aşk, portreler, sanat, din ve vatan şiirleri göze çarpar. Fikret bu dönemde tablo altına şiir yazma geleneği oluşturur. Fakirlik ve merhamet şiirleri François Coppee’den ilhamla yazılmıştır. Hayal şiirleri egzotik şiirlerdir. İdeal bir ülke tasavvurudur. Böyle bir ülkeye kaçıp orada mutlu-mesut yaşama hayali Servet-i Fünuncularda öteden beri vardır. Onlar özellikle Yeni Zelanda’ya kaçmak istemişlerdir.
1901’den sonra Fikret sosyal konulara döner. Sis, Tarih-i Kadim gibi sosyal içerikli şiirleri dergilerde basılmaz, ancak elden ele dolaşarak okunur. Fikret’in şiirlerinde Parnasizm, Empresyonizm, Sembolizm özellikleri yer yer görülür. O içine kapanık bir şairdir, bir eylem adamı değildir. Namık Kemal’e, Mehmet Akif’e benzemez. Şiirlerinde tasvir gücü kadar(parnasizm), derinlik de(sembolizm ve empresyonizm) vardır.
Tevfik Fikret manzum öyküler de yazmıştır. Balıkçılar, Nesrin, Ramazan Sadakası, Hasta Çocuk gibi şiirleri manzum hikâye ile yazılmıştır. Bu yönüyle Mehmet Âkif’e benzer.
Dostları ilə paylaş: |