Türk idari yargi tariHÇESİ



Yüklə 1,28 Mb.
səhifə14/29
tarix29.08.2018
ölçüsü1,28 Mb.
#75715
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   29

1.Özgün Düzenlemeler


Şûra-yı Devlet’in görevlerini aktarırken 8 Zilhicce 1284 (3 Nisan 1868) tarihli Şûra-yı Devlet Nizamnâmesi’ne başvurmaktayız. I. Tertip Düstur’un 1. cildininde 703 ila 706 sayfaları arasında yayınlanan bu Nizamnâme, Şûra-yı Devlet Nizamnâmesi’nin ilk halidir.391 Düstur’da, “Şûra-yı Devlet Nizamnâmesidir” başlığından hemen sonra bir dipnot konularak 1872 yılında yapılan değişiklik hatırlatılmıştır : “Silh-i Zilkade sene 1288 (1872) tarihinde şerefsadır olan irade-i seniyye mucibince Şûra-yı Devlet tanzimat, ve muhakemat ve dahiliye daireleri namlarıyla üç daireye taksim ve şûranın vezaifi memuresi ve heyeti mürekkebesi ona göre tertib kılınmış olmakla işbu nizamnâmenin teşkilatına mütealik olan fıkraatı külliyen tağyir etmiştir.” Düsturda yer alan metin Şûra-yı Devlet Nizamnamesi’nin ilk halidir.392

Şûra-yı Devlet Nizamnâmesi’nin 3. maddesine göre, “Şûra-yı Devlet beş daireye münkasımdır.” Buna göre, Şûra-yı Devlet, “Umûr-ı Mülkiye ve Harbiye”, “Maliye ve Evkaf”, “Adliye”, “Umûr-ı Nâfia ve Ticaret ve Ziraat” ve “Maarif” dairelerine ayrılmıştır.

Nizamnâme’de Şûra-yı Devlet’in görevleri iki şekilde düzenlenmektedir. Giriş, birinci ve ikinci maddelerde Şûra-yı Devlet’in görevleri genel olarak sayılmış, daha sonra dairelerin görevleri ayrıca belirtilmiştir. Daireleirn görevlerini incelediğimizde bunun bir uzmanlık alanı belirleme şeklinde yapıldığı görülmektedir.

Şûra-yı Devlet Nizamnâmesi’nin Mukaddimesi, Şûra-yı Devlet’in varlık nedenini açıklamaktadır: “Devlet idaresinin tüm yönlerinde gerek görülen düzeltmelerin ardısıra yapılması, devlete ve uyruklarına ilişkin meseleler ile ülkenin bayındırlığı ve bununla bağlantılı olan bütün işlerin gereğiyle yerine getirilmesi, yürütülmesi son derece gerekli olduğundan bu büyük amaca ulaşmak için en önemli araçlarından biri olarak Padişahın fermanı ve emriyle kurulan Şûra-yı Devletin ana tüzüğü aşağıdaki gibidir.393

Mukaddime’de Şûra-yı Devlet’in temel uğraş alanları olarak şunlar yer almıştır:


  • Islahatın gerçekleştirilmesi için (yasa hazırlamak da dahil) çalışmalar yapmak.

  • Devlet ve uyruklarına ilişkin meselelerin (yani devlet – vatandaş ilişkilerinin) düzgün yürütülmesini sağlamak.

  • Ülkenin bayındırlığı ve bununla bağlantılı bütün işlerle ilgilenmek.

Bu amaçlarla bir “meclis” kurulmaktadır. Bir meclis olarak nitelendirilen Şûra-yı Devlet, Devletin merkezinde yer almak üzere düşünülmüştür. Şûra-yı Devlet Nizamnâmesi’nin 1. maddesine göre, “genel ülke meselelerinin görüşülme merkezi olarak Şûra-yı Devlet adıyla bir meclis kurulmuştur.394

Şûra-yı Devlet bir mahkeme olarak düşünülmemiştir. “Ülke meselelerinin görüşülme merkezi”dir. Bu görüşme merkezinin, meclis biçiminde örgütlenmesi öngörülmüştür.

Mukaddimede ve birinci maddede yer alan bu genel nitelemelerden sonra, ikinci maddede Şûra-yı Devlet’in görevleri sayılmıştır: “1. Kanun ve nizamnameleri incelenmek ve kanun ve nizamname tasarıları hazırlamak. 2. Yetkili olduğu çerçevede ülke meselelerini incelemek ve kararını sunmak. 3. Hükümet ile kişiler arasındaki davaları görmek. 4. Temyiz aşamasında, görev uyuşmazlıklarını çözmek. 5. Yürürlükteki kanunlar ve nizamnamelere ilişkin olarak idareden gelen belgeler ve kararlar hakkında görüş bildirmek. 6. Padişahın isteği veya kanunların gereği olarak memurları soruşturmak ve yargılamak. 7. Padişahtan veya yüksek devlet dairelerinden gelen istek üzerine her türlü mesele ve iş hakkında görüş bildirmek. 8. Vilayet merkezlerinde toplanan vilayet genel meclislerinin ıslahata ilişkin kararlarını temsilcileri aracılığıyla İstanbul’a getirmek ve bu konularda onlarla birlikte karar vermek.”395

Sayılan bu sekiz görevden sonra, Şûra-yı Devlet’e bütçenin hazırlanmasında da bir görev verilmiştir. Buna göre, “her yıl devlet dairelerinin gelir ve giderleri esas alınarak maliye bakanlığı tarafından hazırlanan gelir ve gider bütçelerinin ve genel muhasebe defterlerinin incelenmesi için yapılan özel toplantılara Şûra-yı Devlet ikinci başkanı ve dairelerinden bir üye de katılacaktır.

Şûra-yı Devlet, ıslahat için gerekli olan yasaların hazırlanması sürecinin baş aktörüdür. Devlet yönetimine danışma hizmeti sunmaktadır. Islahata ilişkin program üretmeyi, vilayet meclislerinden gelen görüşleri karara bağlama yetkisiyle merkezileştirip tekelleştirmiştir. Ayrıca daha somut olarak, idarenin işleyişindeki zorlukların ve çıkan sorunların çözümü konusunda yetkilidir. Bütçe sürecine de dahil edilmiştir.

Bütün bunlar, yargılama niteliği taşımayan görevleridir. Yargılama niteliği gösteren iki görevi bulunmaktadır: Memur yargılaması ve hükümet ile bireyler arasındaki davaları çözme görevleri. Tefrik-i mesalih ilkesini hayata geçirmek için kurulan bir kurumda yargılamaya ilişkin görevler bırakılmış olması bir çelişkidir. Nitekim, sonradan yapılan değişikliklerle idare ile adliyenin ayrımı yolunda ilerlenmiştir. Aşağıda ele alacağımız değişikler neticesinde, Şûra-yı Devlet’in hükümet ile kişiler arasındaki davaları görme işlevi tasfiye edilmiştir. Memur yargılaması ise, bizzat yargılamadan, yargılanması için izin vermeye doğru bir değişiklik geçirmekle birlikte hep Şûra-yı Devlet’in görevleri arasında kalmıştır. Memur yargılamasına ilişkin, yukarıdaki saptamalarımız yani, idarenin, memurun kişiliğinde ortaya çıkması ve memur yargılanmasının aynı zamanda idarenin denetimi olduğu da unutulmamalıdır. Nitekim, memur ile makam belirginleşip görev kişiden ayrı bir varlık kazandığı oranda, memur yargılaması da evrim geçirmiştir. Bunun dışında, tekrarlamakta yarar var, Şûra-yı Devlet’in idarenin yargısal denetimine ulaşan tarihsel evrimdeki rolü, hükümet ile şahıslar arasındaki davaları görme görevinden kaynaklanmamaktadır.

Yukarıda belirttiğimiz gibi Şûra-yı Devlet’in görevleri üçlü bir yapıda düzenlenmiştir. Mukaddimede ve birinci maddede genel işlevi belirtilmiş, ikinci maddede ise görevleri sayılmıştır. Kalan maddelerde dairelerin görevleri düzenlenmiştir. Dairelerin “görevleri” diyoruz, ancak doğrusu dairelerin uzmanlık alanlarıdır. İkinci madde ile Şûra-yı Devlet’e verilen tüm bu görevler, tüm daireler tarafından uzmanlıklarına alanlarına göre yerine getirilecektir.

Sözkonusu beş dairenin görevi 3. maddede sayılmıştır. Şöyle özetlenebilir: Umûr-ı Mülkiye ve Harbiye Dairesi: Mülkiye, kolluk, kara ve deniz kuvvetlerine ilişkin hazırlanan hukuksal düzenlemeleri inceler ve çıkarılan kuralların iyi uygulanmasına ilişkin maruzatları görüşür ve gerekli düzeltmeleri yapar. Maliye ve Evkaf Dairesi: Maliye ve vakıflara ilişkin konularda, devlet gelirlerinin tahsiline, hazine mallarının yönetimine ilişkin olan meseleleri görüşür ver inceler. Adliye Dairesi: Hukuku âdiyeye (kanımca bu terim, nizamiye mahkemelerince uygulanan hukuku ifade etmek için kullanılmıştır) ilişkin kanunları ve bu kanunları uygulayan meclis ve hakimlere ilişkin kuralları hazırlar, Şûra-yı Devlet’in görevleri içinde olan yargılamalarda ilk derece mahkemelerin verdiği kararların temyizini görüşür. Umûr-ı Nâfia ve Ticaret ve Ziraat Dairesi: Bayındırlık işleri, ticaret ve ziraat konularıyla, yollar, geçitler ve binaların geliştirilmesi ve düzenlenmesi konularını inceler ve görüşür. Maarif Dairesi: Eğitimin yaygınlaştırılması amacıyla okullar ve medreselere ilişkin işleri görüşür.

Daireler, uzmanlık alanlarına göre örgütlenmiş olmakla birlikte genel yetkilidir. Danışma, şikayet değerlendirilmesi, yasa tasarısı hazırlama ihtiyacı sözkonusu olduğunda veya hükümet ile bireyler arasında bir dava bulunduğunda, uzmanlık alanı konuyla ilgili daire görev yapacaktır.

Dairelerin, “mesalihin tezekkürü ve tetkiki”, “nizamat ve kavaninin hüsnü cereyanına mütedair hususatı maruzayu tezekkür ve tesviye” gibi ifadelerle düzenlenen görevleri, idari yargının tarihsel evrimi içinde, sanılanın aksine, “hükümet ile eşhas beynindeki deaviyi rüyet” görevinden daha önemlidir. Arapça bir sözcük olan mesalih, yani meseleler, yine Arapça olan umurdan farklı olarak, “iş”, “husus” gibi genel bir anlamdan ziyade, “sorulup karşılığı istenilen şey; çözülmesi istenilen şey, problem” anlamına gelmektedir.396 Şûra-yı Devlet bağlamında bir güçlüğün ve sorunun çözülmesini anlatmak için kullanılmaktadır.397 Şûra-yı Devlet, idareyi yargılamamakta, fakat idareye ilişkin idarenin karşılaştığı bir güçlük veya idare aleyhindeki bir şikayet şeklinde ortaya çıkabilecek her türlü mesalihi çözmektedir.

Şûra-yı Devlet Nizamnâmesi’nin kurduğu görev yapılanmasında özellik gösteren görev, hükümet ile kişiler arasındaki davaları görmek görevidir. Bu görev, Şûra-yı Devlet’in ilk örgütlenme biçiminde, belli bir daireye verilmemiştir. “Adliye Dairesi” ismini taşıyan bir daire bulunmakla birlikte, bu yargılama ile görevli bir daire değildir. Nizamnâme’nin 3. maddesinde dairelerin görevleri sayıldıktan sonra genel bir yetkilendirme yapılmaktadır: “eşhas ile hükümet beyninde olan davalar hangi daireye mütealik ise o dairede fasl ve rüyet ve hüküm olunur.” Hükümet ile şahıslar arasındaki davanın konusu hangi daireyi ilgilendiriyorsa dava o daire tarafından görülecektir.


Yüklə 1,28 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   29




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin