TüRKİye diyanet vakfi 4 İSLÂm ansiklopediSİ (26) 4


KİNÂNÎ, ABDÜLAZÎZ B. YAHYA



Yüklə 1,37 Mb.
səhifə11/41
tarix15.09.2018
ölçüsü1,37 Mb.
#82132
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   41

KİNÂNÎ, ABDÜLAZÎZ B. YAHYA

Abdülazîz b. Yahya b. Abdilazîz el-Kinânî el-Mekkî (ö. 240/854)

İmam Şafiî'nin talebelerinden, kelâm âlimi.

İmam Şafiî'nin elli dört yaşında ve 204'te (819) vefat ettiği göz önüne alı­nırsa 160 (777) yılından sonra doğmuş ol­duğu söylenebilir. Abdullah b. Mu âz es-San'ânî, Selîm b. Mesleme el-Mekkî, Hi-şâm b. Süleyman el-Mahzûmî. Mervân b. Muâviye el-Fezârî ve Süfyân b. Uyeyne gi­bi hocalardan ders almakla birlikte İmam Şâfıî ile olan ilişkisinin hayatında ayn bir önemi vardır. Bilhassa fıkıh ilmini ondan tahsil etmiş, kendisiyle birlikte Yemen'e gitmiştir. Bu beraberliği sonucunda on­dan çok etkilenmiş, eserlerinde kendi­sinden büyük ölçüde iktibaslarda bulun­muştur. Özellikle husus, umum ve beyân konularında bu etki daha belirgin biçim­de ortaya çıkar. Kinânî'den rivayette bu­lunanlar arasında Ebü'1-Aynâ Muhammed b. Kasım, Ebû Bekir Ya'küb b. İbrahim et-Teymî, Hüseyin b. FazI el-Becelî gibi âlimler bulunmaktadır.

Kinânî, Yemen dönüşünde memleketi olan Mekke'de uzun süre ikamet etti. 212 (827) yılında halku'l-Kur'ân meselesinin onu rahatsız etmesi üzerine Mekke'den Bağdat'a gitti ve şehrin ulucamiinde açık­ça bu resmî görüşe karşı konuşmalar yap­tı. Ehl-i sünnet âlimlerinin hapis ve ölüm cezalarıyla sindirildiği, "mihne olayı" diye anılan bu baskı ortamında görüşlerini dile getirdi. Bunun üzerine sultanın adamları kendisini Me'mûn'un veziri Amr b. Mes'a-de'ye götürdüler. Amr onun niyetinin, Ha­life Me'mûn'un huzurunda halku'l-Kur­'ân meselesi hakkında muhalif görüşün temsilcileriyle münazara yapmak olduğu­nu ve sırf bu amaçla Mekke'den kalkıp Bağdat'a geldiğini anlayınca halife ile ir­tibat kurup böyle bir münazara için onay aldı: sonunda kadıların, fakihlerin ve ha­nedandan birçok kişinin katıldığı bir mü­nazara düzenlendi. Münazarada karşı ta­rafı Mu'tezile fakihlerinden Bişr b. Gıyâs el-Merîsî temsil etti. Kinânî mihne olayı­nı, Mekke'den Bağdat'a gelişini, burada olan bitenleri ve bu münazarayı Kitû-bü'1-Hayde adlı eserinde anlatır.

Yüzünün çok çirkin olması yüzünden gulyabani lakabıyla da anılan Kinâ­nî Kur'an ve Sünnet bilgisi, cedel kabiliye­ti, cesur kişiliği yanında zühd ehli bir kişi olarak da şöhret yapmıştır. Mihne olayı sırasında görüşlerini hem halk arasında hem halifenin huzurunda açıkça dile ge­tirmiş, o dönemde etkili bir isim olan Mu'tezilîbaşkadısıİbn Ebû Duâd'ı felç olduğunda görmeye giderek bunun bir hasta ziyareti olmadığını, sadece onu kendi vücudunda hapsetmesi sebebiyle Allah'a hamdetmek için geldiğini söyle­miş, resmî görüşe karşı çıktığı için hapse atılan Ahmed b. Hanbel'i de ziyaret etmişti. İbn Ebû Duâd'm ve Ahmed b. Han-bel'in 240 (854) yılında vefatından hare­ketle Kinânî'nin de bu yıl dolaylarında öl­düğü söylenebilir.

Kinânî'nin halku'I-Kur'ân'la ilgili ilktar-t'şmaları konu edinmesi yanında Bişr b. Gıyâs el-Merîsî'nin görüşlerini ihtiva et­mesi bakımından da önem taşıyan Ki-tâbü'l-Hayde adlı eseri önce Kahire'de 1325'te (1907) bir mecmua içinde basılmış 182 daha sonra Cemil Salîbâ 183 İsmail el-Ensârî 184 ve Ali b. Muham­med b. Nasır el-Fakihî 185 tarafından yayımlanmıştır. Kinânî'­nin belirttiğine göre münazaradaki ba­şarısının duyulması üzerine olup bitenleri kaleme alması yönünde ısrarlı taleplerle karşılaşmış ve önce on varak kadar tutan bir özet yazdırmıştır.186 Bu risalenin kısa zamanda halk arasında yayılarak büyük itibar görmesi ve Bişr b. Gıyâs ile arkadaşlarının Halife Me'mûn'u kışkırtmaları üzerine Kinânî tekrar saraya çağrılarak halife huzurunda yapılan toplantıyla ilgili bilgileri yaymak­tan dolayı azarlanmış, ancak halifeyle yap­tığı uzun görüşme ve Bişr b. Gıyâs ile yüz­leşmesinden sonra affedilmiştir.187 Eserin mevcut nüshalarından, müellifin yazdırdığı ilk metne yaptığı ilâ­veler yanında daha sonra müstensihler ve başkalarının da bazı eklemelerde bulun­duğu anlaşılmakta, bu sebeple gerek kita­bın müellife nisbeti gerekse mevsukiyeti tartışma konusu yapılmaktadır.188 Kinânfnin bundan başka Ri­sale lî faili Benî Hâşim, Kitâbü's-Sü-nen ve'1-ahkâm ve Kitâbü'l-İ'tizâr gibi eserleri olduğu yine kendisi tarafın­dan belirtilmektedir.189

Bibliyografya :

Abdülazîz b. Yahya el-Kİnânî, Kitâbü 'l-Hayde (nşr. Cemil Salîbâ), Beyrut 1992, neşredenin gi­rişi, s. 9-54; İbnü'n-Nedîm. e(-Pı/ıris£(Teceddüd|. s. 236; Ebû Âsim el-Abbâdî. Tabakâtü'l-fuka-hâ'("ş-Şâ/nyt/e(nşr. C. Vitestam), Leiden 1964, s. 38; Hatîb. Târihu Bağdad,X, 449-450; Şîrâ-zî. Tabakâtû'l-fukahâ1, s. 103;Zehebî. Mîzâ-nü'l-i'tıdât, II, 639; Yâfiî, Mİr'âtü't-cenân, II, 132; Sübkî. Tabakât, Riyad 1983, II, 144-145; İsnevî. Tabakâtü'ş-Şâffiyye, I, 41; İbn Hacer. Tehzîbü't-Tehzîb,V\, 363-364; Serkîs. Mu'cem, II, 1571, 1974; İmâd İsmail Halîl en-Naîmî. "Di-râse fî Kitâbi'l-Hayde li'1-imâm £Abdülcazîz el-Kinânî", et-Mü'errihu'lMrabî, sy. 36, Bağ-dad 1408/1988, s. 181-193. Mehmet Erdoğan



KİNÂNÎ, YAHYA B. ÖMER

Ebû Zekeriyyâ Yahya b. Ömer b. Yûsuf el-Kinânî el-Endelüsî (ö. 289/902) Mâlikî fakihi.

213 (828) yılında doğdu. Aslen Ceyyânlı (Jaen) olup Kurtuba'da yetişti. İbn Habîb es-Sülemfden ders aldı. On iki yaşlarında iken kardeşi Muhammed'le birlikte tah­sil için seyahate çıktı. Önce uğradığı Kay­revan'da Mâliki âlimi Sahnûn, Avn b. Yû­suf ve Ebû Zekeriyyâ el-Hadramî'nin derslerini takip etti. Daha sonra Kahire'-ye giderek İmam Mâlik'in talebesi Yahya b. Bûkeyr'den ve diğer talebeleri İbnü'l-Kâsım, İbn Vehb, Eşheb b. Kays'tan ders alan Haris b. Miskin, Ebû İshak el-Berki. İbn EbÜ'l-Gumr, Ebû Tâhir İbnü's-Serh, İbn Rumhten ve İmam Şafiî'nin talebesi Harmele b. Yahya gibi âlimlerden fayda­landı. Hicaz'da İmam Mâlik'in talebesi Ebû Mus'ab ez-Zührî, Nasr b. MerzÛk, İbn Kâsib, Ahmed b. İmrân el-Ahfeş'ten ders aidi. Tahsilini tamamlayınca o dö­nemde Ağiebîler'in başşehri olan Kayre-van'a yerleşti. Kısa zamanda adını duyu­ran Kinânî'nin etrafında Kayrevan Uluca-mii'nde geniş bir ders halkası oluştu: Ağ-lebî Emîri İbrahim b. Ahmed'in meclisle­rine katıldı. Kendisinden ders alanlar ara­sında kardeşi Muhammed ile EbüT-Arab. Ebû Bekir İbnü'l-Lebbâd. Ebü'l-Abbas el-İbyânî, İbnü'ş-Şibl el-Kaysî, İbnü'l-Hab-bâb gibi âlimler bulunmaktadır. Ağiebî­ler'in son döneminde Kayrevan'da Mâlikî-ler'le Hanefîler (Ehlü'l-lrâk) arasındaki çe­kişmelerden dolayı sıkıntıya mâruz kaldı. İbrahim b. Ahmed. Mâlikî âlimi Abdullah b. Tâlib et-Temîmî'yi İfrîkıye kadılığından azledip yerine Hanefî Ebü'l-Abbas İbn Abdûn'u tayin edince bu kadı Mâlikîler'e baskı uyguladı ve sevmediği Kinânfyi tu­tuklamak istedi. Bunun üzerine Kinânî Tunus'ta bulunan kardeşi Muhammed'in yanına kaçtı. İbn Abdûn, kendisi gibi Ha­nefî olan Tunus kadısından onu yakalayıp geri göndermesini İstediyse de kadı bu talebi kabul etmedi. Bu dönemdeki karı­şıklıklar ve Mâlikî ulemâsına uygulanan baskılar sebebiyle inzivaya çekilen Kinânî sahilde önemli bir ribât oian Sûse'ye yer­leşti. Burada öğretim faaliyetini sürdür­dü. Zaman zaman da yine bir ribât mer­kezi olan Münestîr'e (Monastır) gidip gel­di. İbrahim b. Ahmed tekrar Mâlikîler'e teveccüh edip KinânFyi kadı tayin etmek istediyse de kabul etmedi. Zilhicce 289'da (Kasım 902) Sûse'de vefat etti. Diğer kaynakların aksine Ebû Bekir el-Mâlikî zilkade ayında öldüğünü kaydeder.

Gerek Sünnî fıkıh mezhepleri arasında, gerekse Sünnî düşünceyle Şiî, i'tizâlî ve tasavvufî eğilimler arasında kayda değer mücadelelerin cereyan ettiği bir dönem­de yaşayan Kinânî, gerek bu çevrelere karşı mücadelede gerekse Mâlikî mezhe­binin bölgede yerleşmesinde etkin rol al­dı. Mağrib'de el-Muvattcfve el-Müdev-venetü'l-kübrâ'mn yayılmasında Önem­li hizmeti oldu. Hatta Kayrevan'da bu iki kitabın yalnız ondan rivayet edildiği kaydedilir.190

Kaynaklarda Kinânî'nin rivayet bakı­mından güvenilir olduğu, fıkıh alanında ise bağımsız düşünceden çok mezhepte yerleşik görüşleri tekrarlamasıyla tanın­dığı ifade edilir. Ayrıca münazaradan uzak durduğunun belirtilmesine karşılık kitapları arasında muhaliflere yazdığı red­diyelerin önemli yer tutması, teliften de­ğil bizzat insanlarla tartışmaktan hoşlan­madığı veya mizacına rağmen şartların onu bu tür eserleri yazmaya zorladığı şeklinde yorumlanabilir. Bid'atlara karşı sert tavrıyla tanınan Kinânî, âbid ve zâhid ki­şiliğine rağmen Sünnî akideye zıt tasav­vufî telakkilerle de mücadele etti. Bu çer­çevede Kayrevan'da tasavvuf ehlinin cu­martesi günleri bir camide toplanıp Kur-'an ve ilâhiler okumasını, menâkıp dinle­yerek yüksek sesle ağlamasını eleştirdi. Kinânî'nin rivayetleri ve görüşleri, eserle­ri yanında özellikle İbn Ebû Zeyd el-Kay-revânî'nin en-Nevâdir ve'z-ziyâdât'u İbn Rüşd'ün el-Beyân ve't-tahşîl"ı ile Venşerisî'nin el-Micyârü'l-mucrib'\ için­de nakledilmiştir.

Eserleri. Kinânî'nin kaynaklarda kırk cüz olduğu belirtilen kitaplarından günü­müze yalnız Ahkâmü's-sûk ve el-Hücce ü'i-ied Cale'l-İmâm eş-Şâ/i'î'nin bazı bölümleri ulaşmıştır.



1. Ahkâmü's-sûk.191 Pazar ahkâmı hakkında yazı­lan ilk eser olup daha sonra kurumlaşmış anlamıyla hisbeye dair bütün konulan kapsamasa da özellikle Batı İslâm dün­yasında hisbe üzerine kaleme alınan ilk müstakil çalışma sayılır. Müellifin kendi­sine sorulan sorulara verdiği cevaplardan oluşan eser belediye hizmetleri, işçi-işve-ren münasebetleri, ölçü birimleri, çeşitli meslek erbabı, karaborsacılık, fiyatlar, narh. sarraflık, kalite kontrolü, oyun ve eğlence, kadınların günlük hayattaki yeri gibi konularla, yazıldığı dönemde Kuzey Afrika'da müslüman toplumun ekonomik ve sosyal hayatını yansıtan önemli bir kaynaktır. Ahkâmü's-sûk'un İbn Şibl el-Endelüsî ve Ebû Ca'fer Ahmed b. Mu­hammed el-Kasrî tarafından aktarılan iki rivayeti vardır. İbn Şibl'e ait rivayeti Venşerisî el-Mfyârü'1-mıfrib'de nakletmiş 192 bugüne ayrıca iki eksik nüs­hası ulaşmıştır.193 Mahmûd Ali Mekkî, Venşerîsî metnini esas alarak eseri geniş bir girişle birlikte neşretmiş,194 Don Emilio Garda Gomez de İspanyolca'ya çe­virmiştir.195 Günümüze bir nüsha­sı ulaşan Kasrî rivayeti İse Hasan Hüsnî Abdülvehhâb tarafından neşre hazırlan­mış, Ferhat ed-Deşrâvî, eseri gözden ge­çirerek Mahmûd Ali Mekkî neşrini de so­nuna eklemek suretiyle yayımlamıştır.196

2. el-Hücce fi'r-red'ale'l-İmâm eş-Şâfi'î. Müellifin gerek akide bakımından gerekse fıkhî açıdan Mâlikî mezhebini savunduğu reddiyeleri çerçe­vesinde İmam Şafiî'nin fıkhî görüşlerini tenkit ettiği bu eserin yalnız bir bölümü günümüze ulaşmıştır. Tunus'ta Dârü'1-kü-tübi'l-vataniyye'de 197 kayıtlı on bir varaklık bölüm, eserin altı babdan oluşan on ikinci cüzüne ait olup Muhammed Ebü'l-Ecfân tarafından bir makalede in­celenmiştir.198

Kinânî'nin hadis ağırlıklı Kitâbü'1-Mî-zân, Kitâbü'ş-Şırât, Kitâbü'r-Rü'ye 199 gibi eserleri Mu'tezile'ye karşı yazıl­mış reddiyeler olmalıdır. İhtişârü'1-müs-tahrece İhtüûtü İbni'l-Kösım ve Eşheb, Kitâbü'n-Nisû, Faz-lü'1-vudû3 ve'ş-şalât, Kitâbü'l-Vesvese, Fezâ'ilü'l-Münestîr ve'r-ribdf, Kitâbü Ahmiyeti'î-hüşûn, er-Red 'a/e'İ-'/râ-kıyyîn, er-Red 'aie'İ-Mürci'e, er-Red 'ale'ş-Şükûkiyye de kaynaklarda anılan diğer eserleridir. Bu sonuncu kitap, Kay­revan'da İbn Sahnûn ve İbn Abdûs el-Kay-revânî arasında kişinin kendi imanı hak­kında kesin kanaate sahip olup olamaya cağı konusunda meydana gelen tartışma vesilesiyle kaleme alınmıştır.


Bibliyografya :

Yahya b. Ömer el-Kinânî, en-Nazar oe'l-ah-kâm fi cemî'i atıuâli's-sûk (nşr. Hasan Hüstıî Abdülvehhâb), Tunus 1975, neşredenin girişi, s. 5-26; Ebû BeWr el-Mâlikî, Riyâtü 'n-nüfûs (nşr Beşîr el-Bekkûş), Beyrut 1403/1983,1,

Muhammed b. Haris el-Huşenî. Kudâtu Kurtu-ba (rışr. İzzet Attâr el-Hüseynî), Kahire 1372, s. 184-185; a.mlf., Tabakâtiı

713-747 Ahmet Özel




Yüklə 1,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   41




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin