Ornitoloji
Efteni Gölü Kuş Cenneti, yaklaşık 150 çeşit su kuşu türüne ev sahipliği yapan, çevresinde gölün izlenebilmesi için kuş seyir terasları ile ziyaretçilerin bilgi alabileceği bir de tanıtım merkezi bulunan eşsiz güzellikte bir doğa harikasıdır.
Termal Turizm
Derdin Kaplıcası
Düzce’nin 17 km güneyinde, 400 metre rakımlı, etrafı ormanlık alanla çevrili Derdin (Dolay) Kaplıcası çevresine şifa dağıtmaktadır. Kaplıcadaki su, duru, renksiz ve kokusuzdur. 2 lt/s debideki suyun sıcaklığı ise 42 derecedir. Derdin Kaplıcası özellikle mide, bağırsak, safra kesesi, karaciğer, böbrek, şeker ve ayrıca deri hastalıkları için oldukça şifalıdır.
Efteni Kaplıcası
Efteni Kaplıcası, Düzce-Gölyaka batı yolu üzerinde, Düzce’nin 18 km batısında, Efteni Gölü’nün kenarındadır. Değişik sıcaklıklarda üç havuzu bulunan Efteni Kaplıcası’nda konaklama evi ve pansiyonlarda bulunmaktadır. Kaplıcadaki suyun debisi 2lt/s, sıcaklığı ise 42 derecedir. Efteni Kaplıcası romatizmal hastalıklar başta olmak üzere bir çok hastalığı tedavi edici niteliktedir.
Karabük
Karabük, Cumhuriyet’le birlikte ilk planlı sanayileşme ve kentleşme örneklerinden biri olmasının yanı sıra turizm alanında da geniş bir potansiyele sahiptir. İl, önemli tarihi eserleri, kanyonları, su kemerleri, kaya mezarları, mağaraları, eşsiz güzellikteki yaylaları ve tarihi Safranbolu Evleri ile Karadeniz Bölgesi’ndeki güçlü turizm potansiyelinin bir örneğidir. UNESCO tarafından koruma altına alınan 1117 adet kültürel değere sahip Safranbolu’su, geçmiş dönem kalıntılarını günümüze aktaran ilçeleri, ormanları, göl ve göletleri ile turizm yatırımcılarını cezbeden bir turizm potansiyeline sahiptir. Bartın, Amasra, Ilgaz, Abant, ve Yedigöller’e yakınlığı da ilin potansiyelini artırmaktadır.
Turizm Potansiyeli
Ören Yerleri ve Müzeler
Kaymakamlar Müze Evi
Safranbolu’da Çarşı, Hıdırlık Yokuşu Sokağı üzerindedir. 1979 yılında Kültür Bakanlığı’nca “Safranbolu Sağlıklaştırma ve Koruma” Projesi kapsamında kamulaştırılıp, restore edilen görkemli bir Safranbolu Evinin düzenlenmesiyle oluşturulmuştur. Eğitim Merkezi ve Müze Ev olarak 198l yılında hizmete giren yapı, ilk sahibinin lakabından dolayı Kaymakamlar Evi olarak isimlendirilmiştir.
Müze Köy
Safranbolu’nun küçük bir modeli olan Yörük Köyü’nün Safranbolu’ya uzaklığı 11 km.’dir. 1997 yılında Kültür Bakanlığı tarafından bir Türkmen Köyü olması nedeniyle tamamının Kentsel Sit Alanı içerisine alınarak korunması kararlaştırılmıştır. Bu amaçla 93 adet yapı, korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir.
Hadrianapolis
Karabük ilinde arkeolojik anlamda yapılan kazılar sonucunda Eskipazar İlçesi’nin sınırları içinde Roma Dönemi’nden kalma M.Ö. 64 yılında kurulduğu zannedilen Antik Hadrianapolis Kenti’nin harabelerine rastlanılmıştır.
Geleneksel Safranbolu Evleri
Safranbolu’yu ülkemizde ve dünyada ön plana çıkaran en önemli unsur geleneksel Türk Mimarisi tarzındaki Safranbolu Evleri’dir. Bu evler bir yandan kentsel konumlarıyla, diğer yandan mimarileriyle dikkate değerdirler. Başka bir anlatımla Safranbolu Evleri yüzlerce yıllık bir süreçte oluşan Türk Kent Kültürü’nün günümüzde yaşamaya devan eden en önemli yapı taşlarıdır. Bu nedenle Safranbolu Evleri hakkında yeterli bilgi sahibi olabilmek için, yörenin ikliminden başlayarak kültürü, aile yapısı, ekonomisi ve gelenekleri hakkında bilgi edinmek gerekir. İlçe merkezinde 18 ve 19. yy. ile 20. yy. başlarında yapılmış yaklaşık 2000 Geleneksel Türk Evi bulunmaktadır. Bu eserlerin 800 kadarı yasal koruma altındadır.
Evler, Safranbolu’nun iki ayrı kesiminde gruplanmış durumdadır. Birincisi “Şehir” diye bilinen ve kışlık olarak kullanılan kesim; ikincisi “Bağlar” diye bilinen ve yazlık olarak kullanılan kesim. Şehir, yönetim merkezinin bulunduğu Kale, alışveriş merkezinin bulunduğu Çarşı, evlerin bulunduğu Akçasu, Gümüş, Musalla, Kıranköy ve Tabakhane Semtleri’nden oluşmaktadır. Bu kesim, iklimin olumsuz etkilerine karşı korunmuş, alçak rakımlı iki vadinin içindedir. Burada evler birbirine yakın inşa edilmekte ve sokaklar da dolayısıyla dar olmaktadır. Bağlar birkaç yüz metre daha yüksekte, hava akımlarına açık ve daha geniş araziler üzerindedir. Hemen hemen herkesin bir kışlık, bir de yazlık evi vardır. Yöre halkı kışın şehirdeki evinde yaşar ve yazın havaların ısınmasıyla Bağlar’daki yazlık evine göçer. Ancak “Çarşı”da üretim ve ticaret hayatı yazın da aynen sürer.
Evlerin yerleştirilmesinde, iklim gerekleri kadar evin oluşturacağı görünüm ve göreceği manzara da dikkate alınmıştır. Bir ev penceresinden, avlu dış kapısından ya da iki evin arasından görülecek manzara kesinlikle bir bütündür. İlk bakışta gözden kaçabilecek olan bu titizlik şehrin ve yapıların tümüne egemendir.Şehrin genel yapısından Safranbolu Evleri’ne doğru gidildikçe bu evlerin büyük bir kültür birikiminin, maddi zenginliğin ve yüksek düzeyde ustalığın ürünü olduğu görülmektedir. Çelik Gülersoy’un ifade ettiği gibi Safranbolu’da hiçbir ev derme çatma bir kulübe tarzında değildir. Tüm evler bahçe içinde, çoğunlukla üç katlı, 6-8 odalı, geniş hacimli insan ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlanmış ve estetikle biçimlendirilmiş büyük konaklardır.Safranbolu Evi’nin boyutu ve biçimini belirleyen üç temel unsurdan söz edilebilir: Çok nüfuslu büyük aile yapısı, yağışlı iklim, kültürel ve maddi zenginlik. Erkek evlatların evden ayrılması daha çok ekonomik yönden yeterli ve güçlü hale gelmeleriyle mümkün olur.
Mümtazlar Konağı
1888 yılında Gazi Süleyman Paşa Medresesi Baş Müderrisi Müftü ve Müderris Ziya Efendi tarafından yaptırılmıştır. Geleneksel Osmanlı-Türk mimarisinin en belirgin özelliklerini gösteren konak, alttaki hayat bölümü ile birlikte üç katlıdır. Harem ve selamlık bölümleri birbirinden ayrılan evin üç ayrı giriş yeri bulunmaktadır.
İnanç Turizmi
Köprülü Camii
Safranbolu Çarşısının içinde Çeşme Mahallesi’ndedir. Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1661/1662 yılında ibadete açılmıştır. Caminin ana mekanı kare planlıdır. Sekizgen kasnağa oturan kubbesi çinko kaplıdır. Tek şerefeli minaresi vardır.
Kıran Kilisesi (Sen Stefano Kilisesi)
Bu kilise Safranbolu'da, Kıranköy olarak bilinen mevkiindedir. 1956 yılında kilise onarılarak cami haline getirilmiş ve Ulu Cami adını almıştır. Mehmet Behçet'in Kastamonu Asar-ı Kadimesi'nde belirttiğine göre bu kilise Miladi 515 yılında inşa edilmiştir.
Dostları ilə paylaş: |