Sen altınsın ben tunç muyum
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben sac mıyım
Aşık Veysel
Bireyin, kimliğini sosyal olarak inşası bir gruba ait olmasıyla başlamaktadır. Buna göre bireyin kimliğini inşa etmesi kendisini bazı gruplara dâhil, bazılarının ise dışında olarak tanımlamasına dayanmaktadır. Gruplar, kendisiyle içeride mümkün olduğunca benzerlik kurarken diğer gruplarla arasına mesafe koymakta; farklılıklarını daha görünür kılmakta; kendi grup üyelerinin öz saygısını, grup bilincini artırmak için aidiyet grubuna olumlu özellikler yakıştırıp dış gruplara olumsuz özelliklerle yüklemektedirler. Tarihe ilişkin olayları, etnik kimlik merkezli bir tarzda yorumlayarak sosyal hayat düzenini 'biz' ve 'onlar' olarak ayrıştırmaktadırlar (Bilgin, 1994).
“Öteki”, bir veya daha fazla kişi, kültür veya toplum tarafından geçmiş veya güncel ilişkiler dikkate alınarak sınıfsal, etnik, dinsel vb. olarak farklılaştırılmış ve yalıtılmış kişi, grup, sınıf, halk şeklinde tanımlanabilmektedir. Buna göre “öteki”, bir farklılaştırma eyleminin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Ötekileştirme, farklılaştırma ve ayrıştırma sürecinde aşırı bir olumsuzlukla ön yargılar, stereotipler biçiminde olabileceği gibi, kimi zaman da damgalama şeklinde gözlemlenebilmektedir (Nahya, 2011).
Ayrıştırma ve farklılaştırma sürecini ifade eden ötekileştirme insanoğlunun her zaman en önemli sorunu olarak çeşitli gerilimlere sebep olagelmiştir. Türkiye’de ayrımcılık ve ötekileştirmeye bakılırsa Türkiye’deki etnik ve dini çeşitlilikleri tek renge indirgeyen ulus devlet anlayışının, etnik ve dini kimliklerle gerilimli ilişki içerisinde olduğu veya buna zemin hazırladığı söylenebilmektedir. Buna göre Türkiye’de kimlik üzerinden yaşanan ayrışma ve ötekileştirmenin en yaygın olanının etnik ve dini kimlik temelli olduğu söylenebilir (Ekşi,2012).
Milyonlarca kullanıcının birbiriyle neredeyse engelsiz etkileşimde bulunabildiği sosyal medya platformlarında kendi kimliklerinin sınırlarını çizerek inşa ettiği “biz” algısı, ortamın tartışmacı, çok sesli ve özgürlükçü olmasının da etkisiyle nefret suçları işlenmesine uygun ortam yaratmakta; dolaşıma sokulan mesajların farklı gruplar arasındaki etkileşime zarar vererek grupların birbirinden uzaklaşmasına veya düşmanca duygularla donanmasına neden olabilmektedir (aktaran, Torun,2015).
Ötekileştirme ve ayrımcılık temelsiz bilgi ve genellemelerden kaynaklanır. Bireylerin diğer grubun üyeleriyle ilgili bilgisini tüm gruba mal etmesi, gruplar arasında zaten var olan uzaklığın artmasına, birbirlerinden kopmalarına ve içe kapanmalarına, hatta birbirlerine karşı şiddete yönelmelerine sebep olabilmektedir
NEFRET SÖYLEMİ
“Dili, dini, rengi ne olursa olsun; iyiler iyidir.”
Hacı Bektaş Veli
Avrupa Konseyi’nin bakanlar komitesi “nefret söylemi”ni; farklı ırklara karşı kini, yabancı insanlara karşı nefreti, antisemitizmi veya azınlık olan gruplara, göçmenlere ve göçmen ailelerin çocuklarına karşı saldırgan milliyetçilik ve etnik merkezcilik, ayrımcılık ve nefretle dışa vurulan, dinsel tahammülsüzlüğü de kapsayacak şekilde hoşgörüsüzlükten beslenen diğer çeşitlerde nefret şekillerini yaymak, körüklemek, desteklemek veya meşru bir zemine oturtma niyetine sahip her türlü ifade biçimi” şeklinde tanımlamayı uygun görmüştür (Weber,2009). Nefret suçu ise direkt ön yargılı bir motivasyonla bir kişiye veya gruba karşı takındığı düşmanca tavırdır (Sosyal Değişim Derneği).
SOSYAL MEDYADA ÖTEKİLEŞTİRME VE NEFRET SÖYLEMİ
Sosyal medya, toplumun belli fikirler etrafında örgütlenmesi ve toplum mühendisliği için en önemli araçlardan biri olarak toplumsal güçlerin birbirine üstünlük kurma mücadelesine sahne olmaktadır. Burada gücü elinde tutan bu ağları ideolojik birer aygıt olarak kendi söylemlerini oluşturup yaymada kullanabilmektedir (Paçacı, 2014: 19). Bu özelliğiyle onu hem yönlendirilmeye açık kılmakta hem de ötekileştirmenin aracı haline getirmektedir. Kimlik inşası ve dönüşümünde önemli etkiye sahip olan medya, kullanılan mesajlar ile mevcut olan yahut sonradan bilinçli olarak ortaya çıkarılan dışlamayı kamçılayabilmekte, grupların diğer gruplar hakkındaki ön yargı, nefret ve ötekileştirmelerini körükleyebilmekte, kendini tehdit altında hisseden toplulukların huzursuz olmasına ve sinmesine veya tam aksine şiddete yönelmesine neden olabilmektedir (Hrant Dink Vakfı, 2011).
İnternet’in sunduğu nimetler, bireylere fikirlerini özgürce paylaşma şansını tanımaktadır. Buna karşın sahip olduğu etkileme gücüyle ön yargı, ırkçılık, damgalama, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık, cinsiyetçilik, homofobi vb. kültürel farklılıklar ve grup özelliklerini nefret söyleminin bir unsuru olarak kullanarak ötekileştirmeye hizmet etmekte, hoşgörüsüzlük ve nefret dilini yükselterek, ‘biz’ ve ‘öteki’ olarak tanımlanan grupların küfür, hakaret, “sanal linç” mecrası haline gelebilmektedir (İnceoğlu, Sözeri, 2012;2 )
İfade özgürlüğü ile nefret söylemi arasında ince bir sınır vardır. İfade özgürlüğü en temel insan haklarından biridir. Nefret söylemi ise insan hakları ihlalidir. İfade özgürlüğü, kimseye bir başkasının haklarına saldırı hakkı vermemektedir.
SONUÇ
Kimlik, “öteki”yi de beraberinde getiren bir kavramdır. İnsanlar var oluşları gereği bazı farklılıkları içlerinde barındırırlar. Ancak tüm farklılıklarına rağmen birlikte yaşamak bir toplumu oluşturan bireylere pek çok ortak kimliği de yüklemektedir. Böylece farklı kimlikler bireylere özgünlük katıp kimi zaman da ayrıştırırken ortak kimlikler onları birleştirmektedir.
Bireyler ve toplumsal gruplar etkileşim sürecinde benzeşip melezleşebilmektedir. Bununla birlikte, beraber yaşamak ve iletişim her zaman grupların yakınlaşmasını sağlamaz. Bazı durumlar ayrıştırmaya ve ötekileştirmeye neden olabilir.
Ötekileştirme, kendinden farklı olanı ayrıştırmak ve bir gruba veya bireylere karşı ön yargıyla bakmak, onları dışlamak olarak tanımlanabilir. Ötekileştirmenin en çok gözlendiği yer ise sosyal medya ağlarıdır. Geniş kitlelere hitap eden ve algı yönetimi yaratabilen sosyal medya anlık, kesintisiz ve sınırsız iletişim imkânı sunan bir araçken diğer yandan, ön yargı ve tahammülsüzlüğün, ötekileştirilmenin ve grupların birbirleri hakkında nefret söylemleri yaratıp bunu yayabilmesinin odağıdır. Bu nedenle de sosyal medyanın nasıl kullanılması gerektiği önem kazanmaktadır. Buna göre sosyal medya farklı toplumsal grupların iletişime geçebilmesine, tartışmasına ve birbirlerini tanımasına imkân yaratarak insanlar arasında köprüler kurulmasına olanak tanıyabilir.
Batı toplumları ötekileştirmeden muzdarip olmasına karşın Türk tarihinde ötekileştirmek değil, kendini bilmek ve hoşgörü kavramları öne çıkmaktadır. Osmanlı Devleti’nde yüzyıllarca Müslümanlarla gayrimüslimler birlikte ve hiçbir ayrım yapılmadan yaşayabilmiş, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yıkılan bir imparatorluktan yepyeni bir ulus yaratmak için Kürt’ü, Türk’ü, Çerkez’i, Laz’ı beraber savaşmıştır. Ayrıca Türkiye, eşsiz misafirperverliği ile beş yüz yıl önce engizisyondan kaçan Yahudilere, bugün ise ülkelerindeki zulümden ve ölümden kaçan Suriyelilere topraklarını açmıştır.
Büyük düşünür Yunus Emre insanların barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için bireyin kendini bilmesinin öncelikli olduğunu “İlim ilim bilmektir / İlim kendini bilmektir / Sen kendini bilmezsen / Ya nice okumaktır” diyerek ifade etmiştir. Ona göre kişi, dünyayı ve insanları anlamlandırabilmek için öncelikle kendi haddini bilmeli; kin, nefret, bencillik gibi olumsuzluklardan uzak durup ön yargılarını yıkmalıdır. “Yaratılanı hoş gör Yaradan'dan ötürü.” diyen Yunus Emre, “Ben gelmedim kavga için / Benim işim sevi için / Dostun evi gönüllerdir / Gönüller yapmaya geldim”, “Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım / Sevelim, sevilelim / Dünya kimseye kalmaz” diyerek tüm insanlığı sevgi, hoşgörü, birlik ve kardeşlik gibi evrensel değerler etrafında toplanmaya çağırmıştır.
“İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde anlamını bulan değerlere atıfta bulunarak insana, her şeyden önce insan olduğu için değer vermiş ve tüm kimlikleri “birbirine yaslanarak yürüyen, aksi takdirde aksayan, düşen varlıklar” olduğu anlayışıyla kaynaştırmanın öncüsü olmuş, Konya’nın manevi ev sahibi Mevlana’nın “Gel, ne olursan ol yine gel. İster kâfir ister Mecusi ister puta tapan ol, yine gel. Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel.” sözü kulaklarda hoş bir sedadır.
KAYNAKÇA
KİTAPLAR
Ahmad, F. Bir Kimlik Peşinde Türkiye. İstanbul, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2010.
Anderson, B.Hayali cemaatler Milliyetçiliğin Kökenleri ve Yayılması. İstanbul, Metis Yayınları,2009.
Aslanoğlu, R..Kent, Kimlik ve Küreselleşme. Bursa, Asa Kitabevi,1998.
Balibar,E. Ulus Bçim: Tarih ve İdeoloji” Balibar, E & Wallerstein I. (ed). Irk Ulus Sınıf; Belirsiz içinde.(107-130) İstanbul: Metis Yayınları,2007.
Bauman, G. Çokkültürlülük Bilmecesi. Ankara, Dost Kitabevi,2006.
Berger, P.& L. Luckmann T. Gerçekliğin Sosyal İnşası: Bir Bilgi Sosyolojisi İncelemesi. İstanbul, Paradigma Yayınları,2008.
Bilgin, N. Kimlik Sorunu. İzmir, Ege Yayınları,1994
Bilgin, N. Kimlik İnşası. İzmir: Aşina Yayınları,2007.
Çağaptay, S.Türkiye’de İslam, Laiklik ve Milliyetçilik. İstanbul, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları,2009.
Calhoun, C. Milliyetçilik. İstanbul, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları,2009.
Castells, M. Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür. İkinci Cilt: Kimliğin Gücü. İstanbul, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları,2008.
Erman, T.Türkiye’de Kesişen-Çatışan Dinsel ve Etnik Kimlikler” Rasim Özgür Defneli, Pınar Enmeli, Nezahat Altuntaş.(ed) Türkiye’de Kesişen-Çatışan Dinsel ve Etnik Kimlikler. İçinde (9-19) .İstanbul: Say Yayınları,2010.
Gellner, E. (1998).Milliyetçiliğe Bakmak. İstanbul, İletişim yayınları,1998.
Giddens, A. Elimizden Kayıp Giden Dünya. İstanbul, Alfa Basım Dağıtım2000.
Gülalp, H. Milliyete Karşı Vatandaşlık”.Gülalp, H. (ed) Vatandaşlık ve etnik Çatışma. İçinde (11-33) İstanbul,Metis Yayınları,2007.
Güvenç, B. Peki, Ama Kimlik ve Kimlik Orunu Nedir?” N. Bilgin (ed)Cumhuriyet, Demokrasi ve Kimlik. İçinde (23-29) İstanbul, Bağlam Yayınları,1997.
Hobsbawm, E. J. Millitler ve Milliyetçilik. İstanbul, Ayrıncı Yayınları,2006.
Huntington, P.S. Medeniyetler Çatışması. İstanbul, Okuyan Us Yayınları,2008.
İnceoğlu, Yasemin & Ceren Sözeri. “Nefret Suçlarında Medyanın Sorumluluğu: “Ya Sev Ya Terk Et Ya Da…”” Nefret Söylemi ve/veya Nefret Suçları. Ayrıntı Yayınları, 2012.
Karpat, K. Kimlik ve İdeoloj. İstanbul, Timaş Yayıncılık,2009.
Maalouf, A. Ölümcül Kimlikler. İstanbul, Yapı Kredi Yayınları,2008.
Marshall, G.Sosyoloji Sözlüğü. Ankara, Bilim ve Sanat Yayınları,1999.
Smith, A. Milli Kimlik. İstanbul: İletişim Yayınları,2009.
Turain, A. Birlikte Yaşayabilecek miyiz? İstanbul, Yapı Kredi Yayınları,2005.
Uyanık, M. Üç Tarz-ı Siyaset” Bir Üst Kimlik Tasarımı Olarak Türkiyelilik İstanbul: Metropol Yayınları,2003.
TEZLER
Ekşi,Z. (2012) “Etnik Kimlik İnşası ve Dönüşümü” Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,Sosyoloji Anabilim Dalı
MAKALELER
Akşit, B.(1998) “Türkiye’de Kent-köy, Sınıf, Din ve Etnisite Farklılaşmaları ve Toplumsal Kültürel Bunalımdan Demokratik Çıkış, Türkiye’de Bunalım ve Demokratik Çıkış Yolları” Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, s.193-225.
ELEKTRONİK KAYNAKLAR
Alakel, M.(2011) “İlk Dönem Cumhuriyet Türkiye’si Ulus İnşası Sürecinde Milliyetçilik ve Sivil-Etnik İkilemine Dair Teorik Tartışmalar” Akademik Bakış Cilt 5 Sayı 9 Kış 2011 taum.gazi.edu.tr/e107_files/sayi9/Murat_Alakel.pdf. Erişim Tarihi: 09. 07. 2016
Aydınalp, G,Ş,I “ Sosyal Medyaya Halkla İlişkiler Perspektifinden Eleştirel Bir Bakış” , İstanbul Kültür Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, Sanat Yönetimi Bölümü g.ilicak@iku.edu.trhttp://dergipark.ulakbim.gov.tr/tojdac/article/viewFile/5000047147/5000044440#page=7 Erşim Tarihi:09.07.2016.
Çildan, C. Ertemiz,M , Küçük,e. , Tumuçin,H.K., Albayrak,D., “Sosyal Medyanın Politik Katılım ve Hareketlerdeki Rolü “ Bilkent Üniversitesi, Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri Bölümü,Ankara(http://s3.amazonaws.com/academia.edu.documents/32361470/205.pdf?AWSAccessKeyId=AKIAJ56TQJRTWSMTNPEA&Expires=1466960795&Signature=K9wJMQDPFirjR9Z1wJ6hbIT0UIk%3D&response-contentdisposition=inline%3B%20filename%3DSosyal_ Medyanin_Politik_Katilim_ve_Harek.pdf) Erişim Tarihi:10.07.2016
Hrant Dink Vakfı (2011) “Medyada Nefret Söylemi: Mayıs-Ağustos 2011” Uluslararası Hrant Dink Vakfı http://www.nefretsoylemi.org/rapor/4aylik-rapor.pdf Erişim Tarihi: 27.06. 2016.
Liwerant B, J. (2003) “ Küreselleşme ve Kollektif Kimlikler” İslami Arastırmalar Dergisi, Ankara Yıl: 2003, Cilt. 16, Say:ı 2, s. 281-293 acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1699/2351.pdf. Erişim Tarihi: 10.02. 2011
Nahya, N,Z. (2011) “İmgeler ve Ötekileştirme: Cadılar, Yerliler, Avrupalılar” Atılım Sosyal Bilimler Dergisi 1(1), 27-38 2011. Erşim Tarihi: 27.06.2016 acikarsiv.atilim.edu.tr/browse/439/7.pdf
Paçacı,İ. “Elektronik İletişim Çağı ve Oluş(turul)makta Olan Yeni(!) Toplum Düzeni Üzerinde Küresel Toplum Mühendisliği Etkisi” Marmara İletişim Dergisi / Marmara University Journal of Communication • Yıl: 2014 • Sayı; 21 s. 19-56 http://e-dergi.marmara.edu.tr/maruid/article /viewFile/5000165209/5000149510 Erişim Tarihi:13.07.2016.
Sağır, M. & Akıllı, S. (2004) “Etnisite Kuramları ve Eleştirisi”, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Mayıs 2004 Cilt: 28 No:1 1-22. İnternetten eski dergi.cumhuriyet. edu.tr/makale/929.pdf. Erişim Tarihi: 15.06.2016
Sosyal Değişim Derneği “Ulusal Basında Nefret Suçları 10 Yıl 10 Örnek” Nisan 2010 http://www.aciktoplumvakfi.org.tr/pdf/medyada_nefret.pdf Erişim Tarihi: 09.07.2016.
Torun, A “Öteki ve Biz İlişkisinde Yeni Medya” http://s3.amazonaws.com/academia.edu. documents/41523581/TorunAyla_Makale_SSHIF_Varsova.pdf?AWSAccessKeyId=AKIAJ56TQJRTWSMTNPEA&Expires=1467030013&Signature=9cTR8UVG07ST sWkXYbx9Gx4QoQ%3D&response-content disposition=inline%3B%20filename%3DOTEKI_ ile_BIZ_ILISKISINDE_YENI_MEDYA.pdf Erişim Tarihi: 09.07.2016.
Weber, A. (2009) “Nefret Söylemi El Kitabı” Avrupa Konseyi. tarihinde http://ihop.org.tr/dosya/coe/nefret_soylemi.pdf. Erişim Tarihi: 17.06.2016.
Wikipedi ; (https://tr.wikipedia.org/wiki/Sosyal_medya). Erişim Tarihi: 05.07.2016.
*baksavran@hotmail.com **hazalgormus@hotmail.com ***bilgeeksii@hotmail.com
Dostları ilə paylaş: |