1.2. Kısa Tarihçe 2
1.3. Siyasi ve İdari Yapı 3
1.3.1. Yasama 3
1.3.2. Yürütme 4
1.3.3. Yargı 4
1.4. Dış Politika 4
1.5. Sosyal Yapı 5
2.2. Dış Ticaret …9
2.2.1. Genel Durum 9
2.2.2. İhracat 10
2.2.2.1. Mal Grupları İtibariyle İhracat 10
2.2.2.2. Ülkelere Göre İhracat 11
2.2.3. İthalat 12
2.2.3.1. Ülkeler Bazında İthalat 12
2.2.3.2. Mal Grupları İtibariyle İthalat 13
2.2.4. İkili Ticaret ve Yatırım Anlaşmaları 14
2.2.5. Serbest Ticaret Bölgeleri 15
2.2.6. Dış Ticaret Esasları 16
2.2.6.1. Antidamping Vergileri ve Telafi Edici Vergiler 16
2.2.6.2. Ticarette Uygulanan Standartlar 16
2.2.6.3. Dağıtım Kanalları 17
2.3. Yabancı Sermaye 18
3.2. Ekonomik ve Ticari İlişkiler 19
3.3. Türkiye-ABD Dış Ticareti 21
3.3.1. Başlıca Maddelere Göre Türkiye’den ABD’ye İhracat 22
3.3.2. Başlıca Maddelere Göre Türkiye’ye ABD’den İthalat 23
3.4. Ticari Engeller 24
3.5. Türkiye-ABD Yatırım İlişkileri 26
3.6. Potansiyel İşbirliği Alanları 28
3.7. İşadamlarının Pazarda Dikkat Etmesi Gerekenler 30
3.8. Değerlendirme 32
3.9. Yararlı Adresler 33
BİRİNCİ BÖLÜM
ABD HAKKINDA GENEL BİLGİLER
-
ÜLKE KİMLİĞİ
Resmi Adı: Amerika Birleşik Devletleri
Yönetim Şekli: Federal Cumhuriyet
Başkan: Barack Husseyin OBAMA (20 Ocak 2009’dan beri)
Başkan Yardımcısı: Joseph BIDEN (20 Ocak 2009’dan beri)
Başkent : Washington DC (District of Colombia)
Bağımsızlık günü: 4 Temmuz 1776 (İngiltere’den)
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 4 Temmuz (1776)
Yüzölçümü : 9.826.630 km2 ( 9.161.923 km2 kara + 664.707 m2 deniz)
(Sadece 50 Eyalet ve Washington DC’yi kapsamaktadır)
Nüfus : 306,9 Milyon kişi (2009 tahmini)
Nüfus Artış Oranı: % 0.975 (2009 tahmini)
Etnik Gruplar: % 79,96 beyaz, % 12,85 siyah, % 4,43 Asya, % 0,97 Amerindian ve
Alaska kökenli, % 0,18 Havai ve diğer Pasifik Adaları kökenli, % 1,61 İki
ya da daha fazla ırklı (Hispanikler için ayrıca bir listeleme yapılmamaktadır.Hispanikler, siyah, beyaz veya Asya kökenli olabilir.
Toplam ABD nüfusunun % 15,1’i Hispaniktir)
Dil : İngilizce
% 82,1 İngilizce, % 10,7 İspanyolca, % 3,8 Indo-Avrupa,
% 2,7 Asya ve Pasifik Adaları, Diğer Diller % 0,7 (2000 verileri)
Din : % 51,3 Protestan, % 23,9 Roman Katolik, % 1,7 Mormon, % 1,7 Diğer Hıristiyanlar, % 1,7 Yahudi, % 0,7 Budist, % 0,6 Müslüman, % 2,5 Diğerleri ya da tanımlanmayan, % 12,1 Herhangi bir dine bağlı değil, % 4 Hiçbirisi
İdari Yapı : 50 Eyalet ve District of Colombia
Alabama, Alaska, Arizona, Arkansas, California, Colorado, Connecticut, Delaware, District of Columbia*, Florida, Georgia, Hawaii, Idaho, Illinois, Indiana, Iowa, Kansas, Kentucky, Louisiana, Maine, Maryland, Massachusetts, Michigan, Minnesota, Mississippi, Missouri, Montana, Nebraska, Nevada, New Hampshire, New Jersey, New Mexico, New York, North Carolina, North Dakota, Ohio, Oklahoma, Oregon, Pennsylvania, Rhode Island, South Carolina, South Dakota, Tennessee, Texas, Utah, Vermont, Virginia, Washington, West Virginia, Wisconsin, Wyoming
Bağlı Alanlar: American Samoa, Baker Adası, Guam, Howland Adası, Jarvis Adası, Johnston Atoll, Kingman Reef, Midway Adaları, Navassa Adası, Northern Mariana Adaları, Palmyra Atoll, Puerto Rico, Virgin Adaları, Wake Adası
Resmi Tatil Günleri :
1 Ocak
|
Yılbaşı Tatili
|
21 Ocak
|
Martin Luther King’in Doğum Günü
|
18 Şubat
|
George Washington’un Doğum Günü
|
26 Mayıs
|
Şehitler Günü
|
4 Temmuz
|
Bağımsızlık Günü
|
1 Eylül
|
İşçi Bayramı
|
13 Ekim
|
Columbus Günü
|
11 Kasım
|
Gaziler Günü
|
27 Kasım
|
Şükran Günü
|
25 Aralık
|
Noel Günü
|
Telefon Kodu: 1
Türkiye ile Saat Farkı: – 7 saat (Doğu Kıyısı)
1.2. KISA TARİHÇE
Amerika kıtasının 1492’de keşfinden sonra İspanya, Portekiz, Fransa, İngiltere bu kıtada toprak sahibi oldular. İngiltere başta olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinden gelen göçmenlerin oluşturduğu kolonilerin sayısı 18. yüzyılın ortalarında 13’e yükselmiş ve bu koloniler ABD’nin temelini oluşturmuştur.
İngiltere Krallığına bağlı olan koloniler, İngiliz Kralı’nın tayin ettiği bir vali tarafından yönetiliyordu. 1756-1763 yılları arasında İngiltere’nin Avusturya, Fransa ve Rusya İttifakıyla yaptığı savaşlar (Yedi Yıl Savaşları) mali durumunun bozulmasına neden olmuştur. İngiltere’nin mali durumunu iyileştirmek amacıyla yeni vergiler koyması Amerika’daki kolonilerin tepkisine sebep olmuş ve 1774’te toplanan 1. Philadelphia Kongresi’nde İngiltere Krallığı’na karşı savaşa karar verilmiştir. 1776’da yapılan 2. Philadelphia Kongresi’nde 13 koloni bağımsızlıklarını ilan etmiştir. Fransa, İspanya ve Hollanda’dan yardım alan koloniler İngilizleri barış anlaşması yapmaya zorlamış olup, 1783’te Versay Barış Antlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşma ile İngiltere Krallığı 13 koloninin bağımsızlığını tanımıştır. 1787’de bir araya gelen 13 koloni, içişlerinde serbest olmak şartıyla Amerika Birleşik Devletleri’ni kurmuşlardır. Müteakiben birliğe 37 yeni eyaletin eklenmesiyle eyalet sayısı 50’ye yükselmiştir.
-
SİYASİ VE İDARİ YAPI
ABD, çoğulcu demokrasiye dayalı, başkanlık sistemiyle yönetilen federal bir cumhuriyettir. Federal devlet yapısı 50 Eyalet ve başkent Vaşington DC’yi (District of Colombia) içermektedir. Federal sistem uyarınca federal yönetim ile iç işlerinde serbest olan eyalet yönetimlerinin görev, yetki ve sorumlulukları Anayasa’da tanımlanmıştır. Kuvvetler ayrımı prensibi hakimdir.
1.3.1. Yasama
İki yasama kuruluşundan oluşan Kongre, ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi’nden oluşmaktadır.
Senato : Her bir eyaletten 2 üye olmak üzere toplam 100 sandalye. 6 yıl görev süresi. Üçte biri her iki yılda bir seçilmektedir. Son Senato seçimleri 4 Kasım 2008 tarihinde yapılmış olup, bir sonraki 2010 yılı Kasım ayında gerçekleştirilecektir. Son seçimlerde Demokratik Parti 57 sandalye, Cumhuriyetçiler 41 sandalye ve bağımsızlar 2 sandalye almışlardır.
Temsilciler Meclisi : Toplam 435 sandalye. 2 yıl görev süresi. Son Temsilciler Meclisi üyeleri seçimi 4 Kasım 2008 tarihinde yapılmış olup, bir sonraki seçim 2010 yılının Kasım ayında gerçekleştirilecektir. Son seçimlerde Demokratik Parti 257, Cumhuriyetçiler ise 178 sandalye almışlardır.
1.3.2. Yürütme
Yürütme erkinin başı olan Başkan ile Başkan Yardımcısı 4 yıllık süreyle ve iki dereceli halk oylaması sonucunda seçilmekte ve seçilmeleri halinde en fazla 4 yıllık ikinci bir dönem daha görev yapabilmektedirler. ABD’de son başkanlık seçimi 4 Kasım 2008 tarihinde gerçekleştirilmiş olup, bir sonraki seçim 6 Kasım 2012 tarihinde gerçekleştirilecektir. 4 Kasım 2008 tarihinde yapılan seçimlerde Barack H. Obama oyların %52,4’ünü almış, John Mccain %46,3’ünü almıştır. Barack H. Obama ABD Başkanı ve Hükümet Başkanı olarak, Joseph R. Biden ise Başkan Yardımcısı olarak 20 Ocak 2009 tarihinden bu yana görev yapmaktadırlar.
Başkan tarafından atanan 15 Bakan ile Kabine üyesi seviyesinde ve bazıları Yasama erkince kurulmuş olan Bağımsız Kuruluşlar (National Science Foundation, NASA vb) federal konularda yetkilidirler. Başkanın atadığı yüksek yetkililer Senato tarafından onaylanır.
1.3.3. Yargı
ABD’deki en yüksek mahkeme olan ve Kanunların Anayasaya uygunluğunu denetleyen Anayasa Mahkemesi, bir Başkan ve 8 üyeden oluşmaktadır. Yargıçlar Başkan tarafından ömür boyunca görev yapmak üzere atanır ve Senato, tarafından onaylanırlar.
-
DIŞ POLİTİKA
ABD doğal kaynaklarının zenginliği, genç ve dinamik bir insan gücüne sahip olması nedeniyle 19. yüzyıl boyunca hızla sanayileşmiştir. Ancak 1861-1865 yılları arasında çıkan Amerikan İç Savaşı ülkeyi parçalanma tehdidi altına sokmuştur. Savaş kuzeydeki eyaletlerin başarısıyla sonuçlanmıştır ve ABD tekrar hızlı bir gelişme dönemine girmiştir. 20. yüzyıl başlarında çıkan I. Dünya Savaşı'nın İtilaf Devletleri tarafından kazanılmasında önemli bir rol oynamıştır. II. Dünya Savaşı'nda da Almanya, İtalya ve Japonya'ya karşı büyük bir başarı kazanan ABD bir süper güç haline gelmişti.
Bu iki dünya savaşından sonra dünya ülkeleri iki kutuba ayrılmıştır.
Soğuk Savaş adıyla anılan bu dönemde ABD
NATO örgütü çatısı altında Batı Bloğunun liderliğini üstlenirken,
Sovyetler Birliği Doğu Bloğunun (
Varşova Paktı) lideri durumundaydı. Soğuk Savaş yılları boyunca ABD başta
Kore Savaşı ve
Vietnam Savaşı olmak üzere birçok savaşa katılmıştır.
1989 yılında
Berlin Duvarı'nın yıkılışı ardında Soğuk Savaş sona ermiştir.
1990 yılında
Irak'ın
Kuveyt'i işgal etmesi üzerine çıkan
I. Körfez Savaşı'nda ABD Irak ordusunu yenmiştir. ABD
1994 yılında NATO ülkelerinin yardımıyla
Bosna Savaşı'na müdahale etmiştir.
2001 yılında
New York ve
Washington, DC gibi büyük ABD kentleri
11 Eylül 2001 saldırılarına sahne olmuştur. Bu saldırılara yanıt olarak ABD
2001 yılında
Afganistan Savaşı ve
2003 yılında da
Irak Savaşı'nı başlatmıştır. Bu savaşlar halen tam olarak sonuçsuz bir şekilde devam etmektedir.
Ülkenin kuruluşundan beri dış siyasetin yönetiminde başlıca söz sahibi Başkan olmuştur. Bununla birlikte, yetkileri sınırsız değildir. Giriştiği taahhütlerin Kongre tarafından tasdik edilmesi gerekir.
Amerika, Birleşmiş Milletlerin Anayasası uyarınca kurulan Kuzey Atlantik Anlaşması Teşkilatı (NATO), Amerika Devletleri Teşkilatı (OAS) gibi bölge savunma gruplarına ve barış ile gelişmeyi destekleyen diğer kuruluşlara da katılmıştır.
-
SOSYAL YAPI
Amerika Birleşik Devletleri nüfusunun ABD Sayım Bürosuna göre 11.2 milyon kaçak göçmende dahil olmak üzere 306.9 milyon kişidir.
ABD bir göçmenler ülkesidir. Göçmenler tarafından kurulmuş ve gelişmiştir. Hâlâ dünyanın en çok göç alan ülkesidir. Amerika Birleşik Devletleri'nin 4 Temmuz 1776'deki bağımsızlığından hemen önce nüfus yaklaşık 2.5 milyon kadardı. (%95 beyaz Avrupa, %5 zenci Afrika) Bu beyaz nüfusta en büyük pay İngilizlerin, sonra Almanların ve 3. olarak İskandinav ülkelerinindi.(İsveç, Norveç) Bu milletler ilk 3 grubu oluşturmaktaydılar.( Dini olarak %98 Protestan, %2 Katolik) 1720-1820 yılları arasında bu ilk gelenler karşılıklı evlilikler ve din birliği sayesinde bugün Beyaz Amerikalı dediğimiz (Anglo-protestan) siyasette ve iş dünyasında hakim konumda olan Amerikan ulusunun ana çekirdeğini oluşturdular. 2008 yılına kadar seçilen bütün ABD başkanları bu gruba dahildir.
1870-1920 yılları arası 2.göç dalgasının oluştuğu yıllardır. Bu yıllarda yukarda adı geçen devletlerden göçler devam etmektedir, fakat yoğunluk Katolik ve Ortodoks Avrupalılara (İtalyanlar, Yunanlılar, Ermeniler, Ruslar, Lehler, Avusturya-Macaristan, Sırplar, Yahudiler) ve İrlandalılara kaymıştır. 1880 yıllında nüfus 60 milyona yaklaşmıştır.(1950'de %86 beyaz Avrupa, %9 zenci Afrika, %3 Hispanik (Latin Amerikalı), %2 Yahudi Dini olarak %74 Protestan, %20 Katolik, %3 Musevi, %2 Ortodoks, %1 Budist) ABD'nin nüfusu 1935'te 100 milyon,1970'de 200 milyon, 2005'de 300 milyona ulaşmıştır.
3. göç dalgası 1970'lerin sonunda başlamıştır ve halen sürmektedir. Bu göç dalgası daha çok çeşitlilik göstermektedir. Asya'dan, Ortadoğu'dan, eski komünist ülkelerden, Latin ülkelerinden özelikle Meksika ve Karayipler'den gelen yoğun Hispanik-Latin Amerika göçüdür(yılda yaklaşık 800.000 ile 1.5 milyon arası) 2006 sayımına göre nüfusu 1 milyon ya da üzerinde olan 32 tane grup vardır. Nüfusun çoğunluğu (%65) beyaz ve Avrupalı, %15'i Hispanik-Latin Amerikalıdır. Nüfusun %12'si zenci Afrika, %4'ü Asya kökenli, %3 Yahudi, %1'i Amerikan Yerlisi'dir. Dini olarak ise; %60 Protestan, %25 Katolik, %5 ateist ya da hiçbir dine bağlı olmayan, %3.2 Ortodoks, %3 Musevi, %1.2 diğer dinler, %1.3 Budist, %0.7 Müslüman, %0.6 Hindu şeklinde bir dağılım vardır.
İKİNCİ BÖLÜM
GENEL EKONOMİK DURUM
2.1. EKONOMİK DURUM
ABD, 300 milyonu aşan nüfusu ve yaklaşık 14 trilyon dolarlık GSYİH’sı ile dünyanın en büyük ve önemli piyasalardan birisidir. ABD, dünyanın en büyük ekonomik pazarı ve ithalatçısı olma özelliğinin yanı sıra, dünyanın en büyük doğrudan yabancı sermaye kaynağı ve alıcısı konumu ile gelişmiş ülkeler yanında tüm gelişme yolundaki ülkelerin de yöneldiği bir hedef pazardır. ABD ekonomisini birebir etkileme gücüne sahip olması nedeniyle oldukça önemli ve belirleyici durumdadır.
ABD ekonomisinde çeşitlilik çok fazladır. Bu bağlamda, ABD pek çok hammadde açısından kendine yetebilen bir ülkedir. Bunun tek istisnası, çoğu ülkede olduğu gibi, petrolde dışa bağımlı olmasıdır. ABD ekonomisinde öncü sektörler, motorlu taşıtlar, uzay teknolojileri, telekomünikasyon, kimyasallar, elektronik ve bilgisayardır.
ABD’de 2007 yılında başlayan kriz, 1929 Büyük Buhranından bu yana görülen en ağır ve en derin kriz niteliğindedir. Tüm dünyayı etkisi altına alan finansal kriz ve ekonomik resesyon için yapılan tahminler en erken 2010 yılında krizden çıkılacağı yönündedir. İşsizlik oranının 2009 yılı için %9,5’e yakın olması, doların değer kaybetmesi, cari işlemler açığının ekonomik krizin etkisi ile gerileyerek 500 milyar dolar olması, 2010 yılı tahminlerinin de yeterince olumlu olmayışı ABD ekonomisi açısından potansiyel tehdit unsurlarıdır.
TABLO 1. Temel Ekonomik Göstergeler
|
2007
|
2008
|
2009*
|
GSMH (Milyar $)
|
14,077,6
|
14,441,4
|
14,266,2
|
Kişi Başına GSMH ($)
|
46,673
|
47,439
|
46,110
|
Reel GSMH Büyüme Oranı (%)
|
2,2
|
0,4
|
2,7
|
Enflasyon Oranı (TÜFE) (%)
|
2,5
|
0,1
|
3,8
|
İşsizlik Oranı (%)
|
4,6
|
5,8
|
9,3
|
Dış Ticaret (Milyar $) (mal ticareti)
İhracat
İthalat
Denge
Ticaret Hacmi
|
1.148,5
1.957,9
-731,2
3.106,4
|
1.291,4
2.112,2
-673,3
3.403,8
|
1.001,8
1.586,8
-497,0
2.588,6
|
Cari Açık (milyar dolar)
|
-731,2
|
-673,3
|
-497,0
|
Döviz Kuru (Japon Yeni:$)
|
117,8
|
103,4
|
93,8
|
Döviz Kuru ($: €)
|
1,371
|
1,471
|
1,320
|
* 2009 verileri tahminidir.
Kaynak : CIA- The World Factbook, United States, November 27, 2009
ABD ekonomisindeki kriz, 2008 yılının ilk çeyreğinde ekonominin %0,7 oranında küçülmesiyle etkisini hissettirmeye başlamıştır. İkinci çeyrekte, %1,5 oranında büyüme kaydedilmiş olsa da, ABD’de yaşanan kredi ve finans krizinin etkisiyle tüketim harcamalarının daralması sonucunda, 2008 yılının üçüncü çeyreğinde, ekonomik faaliyette %2,7 oranında daralma görülmüştür. Finans krizinin reel ekonomiye etkisinin son çeyrekte daha da artmasıyla, ekonomik daralmanın boyutu da büyümüş; ABD ekonomisi 2008’in dördüncü çeyreğinde %5,5 oranında daralmıştır. 2008 yılının tamamında ise ekonomi, %0,4 oranında büyümüş, bu 1991'den sonraki en yavaş büyüme olmuştur.
2009 yılında ise ABD ekonomisi, ilk çeyrekte yatırım ve tüketim harcamaları ile ihracattaki düşüşün etkisiyle, bir önceki yılın aynı dönemine göre %6,4 oranında; ikinci çeyrekte ise %1,0 gerilemiştir. Böylece, 2008 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren GSYH dört çeyrek üst üste gerilemiştir. Dünya ekonomisinin genel görünümüne ve ABD ekonomisine ilişkin tahminler, durgunluğun 2010 yılı başına kadar süreceğine ve ABD ekonomisinin diğer gelişmiş ülke ekonomileriyle birlikte 2009 yılında daralacağına işaret etmektedir. IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda Temmuz başında yaptığı güncellemeye göre, ABD ekonomisinin 2009 yılında %2,6 oranında küçülmesi beklenmektedir. 2009 yılının ikinci çeyrek dönem sonu itibariyle toplamda 14.150 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olan ABD ekonomisi, halen dünyanın en büyük ekonomisidir. 2009 yılının ikinci çeyrek dönem sonu itibariyle ABD’nin nüfusunun 306,9 milyon kişiye ulaştığı tahmin edilmektedir. Buna göre, kişi başına düşen GSYH tutarı 46.110 dolar olmaktadır.
2008 yılında tüketici fiyatları endeksi (TÜFE)’nde %0,1 ile 1954 yılından sonraki en düşük yıllık artış oranı kaydedilmiştir. 2009 Nisan ayında TÜFE’de Mart ayına göre değişim yaşanmamıştır. Tüketici fiyatları, Nisan ayı itibariyle 12 aylık dönemde ise %0.7 oranında gerilemiştir. Enerji ve gıda fiyatlarındaki gerilemeden kaynaklanan bu düşüş, 1957 yılı Haziran ayından bu yana yaşanan en büyük yıllık TÜFE düşüş oranı olmuştur. Fiyatların düşüyor olması deflasyon endişesini artırsa da, uzmanlar, ABD Merkez Bankası Fed’in ekonomik durgunlukla mücadele etmek için aldığı önlemlerin deflasyon tehlikesini ortadan kaldıracağına inanmaktadırlar.
ABD ekonomisinin Avrupa ekonomilerine göre en rahat olduğu gösterge, işsizlik oranları iken, 2007’de özellikle konut sektöründeki durgunluk ve ekonominin genelinde yaşanan yavaşlama, istihdamı da olumsuz etkilemiştir. Bunun sonucunda yükselişe geçen işsizlik oranı, Aralık ayında %5 olarak ölçülmüştür. 2008 yılının başlarında ortalama %5 civarında seyreden işsizlik oranı, fınansal krizin reel sektöre etkisinin iyice hissedilmeye başlamasıyla yükselişini sürdürerek Aralık ayında %7,2’ye çıkmıştır. İşsizlik oranı, 2009 Nisan ayında %8,9’a kadar tırmanarak, son 26 yılın en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Bu gösterge, dünyanın en büyük ekonomisindeki durgunluğun iyice derinleştiğini göstermektedir. Toplam işsiz sayısının 13,7 milyon ile yeni bir rekor kırdığı ABD'de durgunluğun başladığı tarih olan 2007 Aralık ayından bu yana ekonomide toplam 5,7 milyon kişi işini kaybetmiştir.
ABD ekonomisi için en önemli göstergelerden biri konut sektöründeki (housing) gelişmelerdir. 2007’nin Ağustos ayında konut sektöründeki sub-prime (yüksek riskli) tut-sat (“mortgage”) kredi taksitlerinin ödenmesinde başlayan aksamalar artarak tüm “mortgage” sektörünü etkilemiş, ve bütün finans piyasaları bundan etkilenerek global bir kriz yaşanmaya başlamıştır. “Mortgage” piyasasında başlayıp genelde finans piyasalarında dalgalanmaya neden olan kriz üzerine bankalar, kredi verme şartlarını ağırlaştırmaya başlamışlardır. Bunun sonucunda “mortgage” kredilerine başvurular azaldığından, zaten zor durumda olan konut sektörüne olan talep daha da düşmeye başlamıştır. Diğer bir ifadeyle, ‘“mortgage”’ ve konut sektöründe başlayan kriz, tüm kredi piyasasını etkilediği gibi, kaynaklandığı yere dönerek ve daha da büyüyerek konut sektörünü daha fazla etkilemeye başlamıştır. Kötü geçen 2007 yılının ardından, krizin etkisini artırması ile 2008 yılı konut sektörü için çok daha kötü sonuçlara sahne olmuştur. 2009 yılında ise endişeler halen sürse de konut sektöründeki başaşağı gidişin yavaşlamaya başladığına ve konut sektörünün kısmen bir toparlanma içine girdiğine ilişkin bazı işaretler alınmaya başlanmıştır.
Amerikan Merkez Bankası Fed’in politika belirleyici organı Açık Piyasa Komitesi (FOMC)’nin aldığı kararlarla belirlenen gösterge niteliğindeki bankalar arası gecelik borçlanma faizleri, yalnızca ABD ekonomisini değil tüm dünya ekonomilerini etkilemektedir. Küresel krizin reel ekonomiye zarar vermeye başlaması üzerine, tüketim ve yatırım harcamalarını artırarak ekonomiyi canlandırabilmek için Fed, 18 Eylül 2007’den başlayarak 16 Aralık 2008 tarihine kadar geçen sürede yaptığı on müdahale ile gösterge faiz oranını %5,25’ten % 0,25’e indirmiştir. Böylece, gösterge faiz oranı en son 1954 Temmuz ayında kaydedilen en düşük seviyeye gerilemiştir. Fed, 16 Aralık 2008 tarihinden bu yana faiz oranlarında değişikliğe gitmeyerek, %0 ile %0,25 aralığında tutmuştur.
ABD ekonomisi için dış ticaret açığı ve cari açık önemli bir problem iken, 2007 yılından itibaren küçülmeye başlamıştır. 2007 yılında 2006 yılına kıyasla gerileyerek 731,2 milyar dolar olarak gerçekleşen ABD’nin cari işlemler açığı, 2008 yılında da %7,9 oranında düşerek 673,3 milyar dolar olmuştur. 2008 yılında cari açıktaki daralma, büyük ölçüde, düşen petrol fiyatları ve ekonomik durgunluk nedeniyle ABD’li tüketicilerin yurt dışı mallara olan talebinin azalması sonucu ithalatın düşmesinden kaynaklanmıştır. Küresel ekonominin yavaşlamasıyla ihracatta da düşüş görülmektedir. Diğer taraftan, uzmanlar, cari açıktaki düzelmenin, özellikle ithalattaki hızlı düşüşler yüzünden 2009 yılında da devam etmesini beklemektedirler. Bu çerçevede tahminlere göre cari açık 500 milyar doların da altına inerek 497 milyar dolar civarında olacağı beklenmektedir. ABD’nin cari açığının en büyük kaynağı olan dış ticaret açığı, bilhassa Çin ile olan dengesiz ticaretinden kaynaklanmaktadır.
Bununla birlikte Büyük rakamlara ulaşan cari açık, ABD için finanse edilebilir niteliktedir. ABD halen dünyanın en çok doğrudan yabancı sermaye çeken ülkelerinden birisidir. 2006 yılında 236,7 milyar dolar olan doğrudan yabancı sermaye girişleri, 2007 yılında 237,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2008 yılının üçüncü çeyreği sonu itibariyle doğrudan yabancı sermaye girişleri ise 251,8 milyar dolar olmuştur. Ayrıca, Amerikan Hazinesinin çıkardığı borçlanma tahvilleri ve bonoları bütün dünya yatırımcıları açısından önemli bir yatırım aracıdır. ABD’deki sermaye piyasaları tüm dünya yatırımcılarının sermaye aktardığı piyasalardır. Dünyanın en güçlü parası olan doları basan ABD için cari açığın finansmanı sorunu, -güçlü doğrudan ve portföy şeklinde gelen yabancı sermaye yatırımları nedeniyle- şimdilik ciddi sorun teşkil etmemektedir. Ancak ABD dolarının mevcut etkinliğini yitirmesi, başka para birimlerinin (örneğin Avro) piyasalarda geçerli ve belirleyici hale gelmesi, özellikle enerji (petrol, doğal gaz) ve emtia piyasalarında ABD Doları yerine başka para birimlerinin kullanılmaya başlanması, ABD ekonomisi için büyük bir sorun oluşturabilecektir. Son yaşanan finansal krizlerden sonra, Fed’in faizleri düşürmesi ile ABD Dolarının özellikle AB para birimi ‘euro’ya karşı olmak üzere bütün dünya paralarına karşı hızla değer kaybetmeye başlaması üzerine, ellerinde dolar rezervi bulunduran ülkeler dolardan kaçmanın yollarını aramaya başlamışlardı. Bu durum, ABD Dolarının rezerv para olma özelliğini de sarsıcı nitelikte olmakla beraber, küresel krizin bütün dünyada etkisini iyice hissettirmesiyle, ABD doları ile Hazine kağıtlarının yatırımcılar nezdinde yeniden dünyadaki en güvenli yatırım aracı olarak görülmesi üzerine, ABD doları tekrar değer kazanmaya başlamıştır