SİBERUZAYDA SENDİKALAR: YENİ OLANAKLAR, YENİ SORUNLAR
Prof. Dr. Ümit ATABEK, İletişim Fakültesi, Akdeniz Üniversitesi
uatabek@akdeniz.edu.tr
Doç. Dr. Gamze YÜCESAN-ÖZDEMİR, İletişim Fakültesi, Gazi Üniversitesi
gozdemir@gazi.edu.tr
Araş. Gör. Erman YÜCE, İletişim Fakültesi, Gazi Üniversitesi
eyuce@gazi.edu.tr
Giriş
Son yıllarda, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada, diğer bir deyişle, daha fazla toplumsal özgürlük, politik katılımı geliştirme ve güçlendirme, eğitim, sağlık, ekonomik fırsatlar ve yoksulluğun azaltılması gibi belirli hedeflere ulaşmada, iletişim teknolojilerinin önemi ve değeri sıkça dile getirilmektedir. Bu süreçte toplumun önemli bir bölümünü örgütleyen sendikaların iletişim teknolojilerinden yararlanarak daha demokratik, katılımcı ve etkin sosyal politikalar üretebilecekleri de savlanmaktadır. İletişim teknolojileri doğrultusunda yapısını ve işleyişini değiştiren sendikaların, farklı tanımlamalar altında “e-sendika”, “sanal sendika” ve/veya “siber-sendika”, üyeleriyle, diğer sendikalarla ve kamuoyuyla ilişkilerini geliştirme, üyelerinin haklarını koruma ve geliştirme, internet ağlarıyla ulusal ve uluslararası alanda mevcut bilgi bankalarına bağlanma, yeni üyeleri örgütleme ve çalışma yaşamındaki değişim ve dönüşümleri takip etme konusunda etkinleşecekleri vurgulanmaktadır.
Bu çalışmanın temel hareket noktası, “iletişim teknolojileri ve sendikalar” söyleminden yola çıkılarak yapılan çözümlemenin, konunun ancak belirli bir yerden bakınca görünen yönlerini betimleyici bir tarzda ön plana çıkarmakta olduğu ve “gerçekliğin” esas belirleyenlerini görünmez kıldığıdır. Bu çalışma, “iletişim teknolojileri ve sendikalar” ilişkisinin açıklanabilmesi ve anlaşılabilmesi için “görünmez kılınan”, “gözardı edilen” ve “yok sayılan” iktisadi, siyasi ve ideolojik mekanizmaların ve bu mekanizmaların tahayyül edilebilmesini olanaklı kılan sınıf, kapitalist üretim ilişkileri ve uluslararası işbölümü gibi kavramların analize dahil edilmesi gerekliliğinin altını çizmek istemektedir. Dolayısıyla, bu çalışma iki temel bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, “iletişim teknolojileri ve sendikalar” söyleminde yöntem, gösterge ve politika önerileri açıklanacaktır. İkinci bölümde ise bu yöntem, gösterge ve politika önerilerinin “ne”leri önvarsaydığı, “ne”leri göz ardı ettiği ve “neden” gözardı ettiği tartışmaya açılacaktır.
“İletişim Teknolojileri ve Sendikalar”a Dair Egemen Söylem
İletişim teknolojileri ile toplumsal yaşamın her alanında demokratikleşme ve etkin katılımı sağlama hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde tartışılmaktadır (Pendakur ve Harris, 2001). Kalkınma hedefleri arasında e-devlet, e-sağlık ve e-eğitim gibi konulara öncelik verilmektedir (Calabrese ve Burgelman, 1999). Bu öncelik, e-uygulamaların verimliliğin temel anahtarı olduğu varsayımına dayanmaktadır ve egemen söylemce hararetle savunulmaktadır.
Toplumun önemli bir bölümünü örgütleyen ve sosyal politikaların en önemli aktörü sendikalar da bu süreçte enformasyon ve iletişim teknolojilerini benimseme ve uyarlama dönemindedirler. Sendikaların iletişim teknolojileri alanındaki gelişmelerden sendika içi iletişim ve sendika içi demokrasi, kamuoyu oluşturma, çalışma yaşamındaki gelişmeleri ve dönüşümleri takip etme ve uluslararası platformda sendikal hareketle etkileşime girme konularında yararlandıkları gözlemlenmektedir (Waterman ve Wills, 2001). Sendikalar, iletişim teknolojileri ile üyelerin haklarını koruyabilmekte, üyeleriyle, kamuoyuyla etkin iletişim kurabilmekte, yeni üyelere ulaşabilmekte, toplu sözleşme görüşmelerinde daha etkin olabilmekte ve dolayısıyla daha demokratik, katılımcı ve etkin sosyal politikalar üretebilmektedirler.
Egemen söylem, iletişim teknolojileri ve sendikalar ilişkisini üç farklı düzeyde kapsamaktadır: sendika içi iletişim, ulusal sınırlar içinde sendikaların ilişkileri ve faaliyetleri ve uluslararası platformda sendikaların ilişkileri ve faaliyetleri. Sendika içinde yönetim, çalışanlar ve üyeleri arası iletişimi ve kurum içi demokrasiyi arttıracağı, sendikaların veri tabanlarına ulaşarak üyelerin bilgilerini arttıracağını, ulusal sınırlar içinde konfederasyonlar ve diğer sendikalarla işbirliği ve iletişimin artacağı, çalışma yaşamına dair gelişmelerin hızla takip edilerek, tavır geliştirileceği, uluslararası platformda diğer sendika, konfederasyonlarla küresel bilgilenme, işbirliği ve dayanışmanın artacağı vurgulanmaktadır (Shostak, 2002).
“İletişim Teknolojileri ve Sendikalar”a Dair Egemen Söylemin Eleştirisi
Teknolojik Determinizm ve Teknoloji Fetişizm olarak (e-)
E-sendika kavramına ilişkin tartışmalarda göze çarpan ilk nokta teknoloji tarihsiz, tarafsız, toplumsallıktan uzak bir kavram olarak ele alınmasıdır. Oysa her teknolojik ürün/uygulama (bunlara kısaca pratik diyebiliriz) gibi e- pratikler de içinde biçimlendiği ortamın ürünü olarak değerlendirilmek durumundadır. Buna göre teknolojinin üretiminden-tüketime uzanan döngüde teknoloji, toplumsal ilişkiler tarafından biçimlenen (ancak bütünüyle belirlenmeyen) bir mücadele alanı olarak görülmelidir. Özetle, üretim ilişkilerinden, başta sınıflar arasındaki olmak üzere toplumda süre giden mücadelelerden “bağımsız”, toplumda egemen kapitalist ilişkiler ağını (kapitalizmi) yok sayan bir yaklaşım e-pratikleri toplumdaki bağlamına yerleştirmekten uzak kalacağından sakıncalıdır.
Bununla bağlantılı olarak e-sendika’ya ilişkin bir diğer sorun teknoloji fetişizmi olarak adlandırılabilir. Bu bakış, toplumsal değişimin temeline teknolojik gelişmelerin/değişimlerin konmasının (teknolojik determinizm) bir diğer yönü olarak, teknolojinin değiştirme potansiyelini her şeyin üzerinde görmekte ve onu, “engellenemez bir güç” olarak algılama eğilimindedir. Oysa ki teknolojinin değiştirme potansiyelinin gerçekleşme oranını belirleyen de, toplumsal ölçekte yaşanan mücadeleler ve bu mücadelelerdeki güç dengelerindeki değişimdir. Bu çerçevede teknolojiyi “engellenemez bir güç” olarak kutsamak yerine toplumsal ilişkiler, güç dengeleri çerçevesinde biçimlenen önemli bir mücadele alanı, hem de toplumsal ilişkileri de etkileme potansiyeline sahip bir mücadele aracı olarak kavramak yerinde olacaktır.
Toplumsal bir Mücadele Örgütü Olarak Sendika
Sendikalar en genel tanımıyla işçi sınıfının ekonomik, siyasal, kültürel haklarını korumak ve geliştirmek amacıyla uzun yıllar süren mücadeleler sonucunda ortaya çıkmış toplumsal örgütlenmelerdir. Toplumun ana aktörlerinden işçi sınıfının örgütleri olmaları itibarıyla sendikalar toplumsal yapı içerisinde diğer sivil örgütlenmelerden (dernekler, vakıflar vb.) farklı, sınıfsal çözümlemeler açısından belirleyici bir konuma sahiptirler. Bu çerçevede sendikalar, kapitalist toplum yapılanması ve bu toplum yapılanması içindeki sınıfsal mücadeleler dışarıda bırakıldığında bir anlam taşımamaktadır. E- sıfatı ise “e-devlet, e-yurttaş, e-sağlık, e-eğitim” gibi kullanımlarında, az önce teknolojiye ilişkin açıkladığımız nedenlerle, egemen söylem içinde kendinden sonra gelen toplumsal olgunun/pratiğin içini boşaltmaktadır. Bu nedenle, sendikaların, e-sendika kavramından önce var olduğu sıklıkla vurgulanmasına ve e-sendikaların temelde sendikal mücadelenin formuna/biçimine ilişkin bir adlandırma olduğunun öncelikli olarak hatırlanmasına ihtiyaç vardır.
Ayrıca, sendikalar küresel kapitalizm dönemde ciddi bir kriz içindedirler. Sendikal form eskisinden farklı olarak kurgulanmak ve tasarlanmak durumdadır. “Gerçeği doğru olmayanın, sanalı doğru olamaz”. Dolayısıyla, “e-sendika” bir çıkış aracı olabilir ama çıkış yolu değildir.
Özetle; Teknolojik Determinizm + Fetişizm yerine Teknolojiyi bir mücadele alanı ve aracı olarak kavramak gerekir. Teknoloji toplumsal mücadeleler içinde biçimlendiği için taraftır. Bu nedenle tüm teknolojik pratikler de son tahlilde taraflıdır. E-sendika kavramı toplumun temel kurumlarından biri olan ve uzun sınıfsal mücadeleler sonucunda biçimlenen sendikaların, yeni iletişim teknoloji nedeniyle gündeme gelen ve formuna ilişkin bir tanımlamadır.
Katılım ve Mücadele Ekseninde Üç Eleştiri
Egemen söyleme göre e-sendikalar sayesinde sendikalar daha etkin ve verimli hale gelecektir. İletişim teknolojileri eliyle sendikaların daha “etkin” ve “verimli” olacağı tezi, kapitalizmin işleyişini bizzat üreten “işletmecilik” yaklaşımının izlerini taşımaktadır. Bu yaklaşıma göre, “etkinlik” ve “verimlilik” piyasa baskısıyla kapitalist rekabette öne geçebilmek için artı-değeri arttırma yoludur.1 Bu yaklaşım, sendikaların sınıfsal yapısını, kapitalizmin yarattığı eşitsizlikleri ve sendikaların bu eşitsizlikleri ortadan kaldırmak ya da azaltmak için örgütlendikleri göz ardı etmektedir. Bir kapitalist işletme, iletişim teknolojileri ile sistemle uyum içinde daha “etkin” ve “verimli” olabilir. Dolayısıyla, öncelikle küresel kapitalizmin onlara sundukları sınırlılıkları nasıl aşacakları noktasında muhalif öneriler ve politikalar geliştirmeleri ve sonra iletişim teknolojilerini kapitalizmi yeniden üretmek için değil; mümkünse yeniden üretememek için kullanmak durumundadırlar.
Bu çerçevede e-sendika kavramı ile birlikte kullanımı daha doğru olacak kavram ikilisinin etkinlik ve verimlilik değil katılım ve mücadele olacağı ortaya çıkmaktadır. Ancak bu noktada katılımın e-sendikanın teknolojik boyutuna indirgenmesine, mücadelenin de sanal alemle sınırlı bırakılmasına karşı durarak e-sendikayı “katılımcı bir mücadele formu” olarak ve “bütünselliği içinde” ele alan bir yaklaşımın geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
Günümüzde, kapitalizmin yeni evresinde sendikaların gerek örgütlenme gerekse mücadele formu açısından krizde olduğu konusunda yaygın bir uzlaşma söz konusudur. Ancak yukarıda sıralanan nedenlerle e-sendikalar bu krizden bir çıkış yolu olarak görülmemelidir. Bunun nedeni krizden çıkışın temelinin siyasal/toplumsal olması ve gerçek hayattaki sorunların sanal alemde çözülemeyeceğinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla e-sendikalar bir çıkış yolundan ziyade sendikaların krizlerini aşmak üzere saptadıkları çıkış yolları için uygun biçimde kullanılabilecek “çıkış aracı” olarak görülmelidir.
Ancak e-sendikaları katılım ve mücadele eksenlerinde bir çıkış aracı olarak kurgularken e-sendikaların beraberlerinde getirebileceği olumsuz etkilerin de en aza indirilmesi yönünde dikkatli olunmalı, bu risklerin gerçekleşmesini engelleyecek tedbirler oluşturulmalıdır.
E-sendika, fiziksel birliktelik önünde engel olma riski taşımaktadır. Internet kullanımı, sermayenin gittikçe parçalamak ve bireyselleştirmek amacı ile oldukça uyumluyken, emeğin bir araya getirme ve toplumsallaştırma amacı ile pek uyumlu gözükmemektedir. Internet, sendikaların tabanını oluşturan üyelerin muhalefet yapabilmek için bir araya geldikleri demokratik ortamları yok etmekte, “birlikte paylaşma ve üretme” etkinliğini ortadan kaldırırken, sendika üyelerini evlerine ve bilgisayarları başına hapsetmektedir. Böylelikle geleneksel fiziki muhalefet mekanları ve bunların katılımcıları giderek ortadan kalmakta, yerine sana muhalefet mekanları ve katılımcıları ortaya çıkmaktadır. Ancak sanal olanların muhalefetleri de sanaldır ve reel kapitalizm karşısında çoğunlukla etkin değildir.
Sendika aidatlarının banka hesabından kesilmesi vb. uygulamalarla sendikasıyla ve diğer sendika üyeleriyle iletişim kurma imkanı azalan üyelerin, fikir alışverişi, tartışma vb. etkinliklere katılım için salt internet ortamını kullanması sendikayla olan bağlarının zayıflamasına ve giderek sanallaşmasına neden olacaktır Sendikanın internet sitesindeki tartışmalara katılan ancak sendikasının adresinin değiştiğini fark etmeyen üyelerin varlığı).
İnternet ortamı üzerinden yapılacak katılımlardan ziyade internet ortamının temelde bir iletişim ortamı olarak algılanmasına yoğunlaşmak daha yararlı olacaktır. Yüzbinlerce üyeye sahip bir sendikanın üyelerinin sadece binde birinin katıldığı bir sanal ortam tartışması takip edilmesi güç, faydası tartışmalı bir etkinlik olma ihtimali yüksektir. İşçi sınıfının potansiyel gücü mücadele ettiği güçlere karşı sayısal üstünlüğünden kaynaklanmaktadır. Ancak bu sayısal üstünlüğün siyasal güce dönüştürülebilmesi sürecindeki en önemli engellerden biri büyük sayılardaki işçi sınıfının birlikte hareket etme, karar alma, uygulama noktasında karşılaşılan zorluklardır. Bu zorlukları aşma yönündeki adımlardan biri olarak değerlendirilmesi gereken “sendikal örgütlenme”nin daha küçük birimlere dayalı yapısını koruması önem taşımaktadır. “İnternet ortamına dayalı geniş katılım” düşüncesi kendi içinde olumlu bir adım olarak görülmekle birlikte bu katılımın sınırlarının ve formunun iyi ayarlanması gerekmektedir.
E-sendika, katılımcılık adı altında muhalifliği/mücadeleyi arka plana atma riski taşımaktadır. Katılımcılığın sanallaşmasının beraberinde getirdiği bir diğer risk sendika üyelerinin sanal ortamda yapılan muhalif pratiklerle kendini sınırlamaya ve dahası bunu yeterli görmeye başlamasında kendini göstermektedir. Sendikaların ilk kuruldukları dönemde internet vb. ortamlar olmadığından sendikaların internet ortamında kurulamayacağına dair bir iddia öne sürmek anlamsız olacaktır. Ancak bir mücadele örgütü olarak sendikaların hak alma, hak korumaya yönelik uğraşılarında sonuç alabilmesi için sanal ortamlarla desteklenen, büyütülen, örgütlenen fiziksel bir birlikteliğe, eylemliliğe ihtiyacı olduğunu söylemek mümkündür.
Sonuç:
Ne Yapmalı?: E-Sendika’nın Olumluluklarını İçeren Yeni bir “E-Sendika” Kavramsallaştırmasının Gerekliliği
Bu sınırlılıklarına karşın, yine de sanal sendika girişimleri reel kapitalizm tarafından bir tehdit olarak algılanabilmektedir. Bazı büyük şirketler şirket bilgisayarlarında sendika sayfalarına erişimi sınırlayabilmektedirler.2 Diğer bazıları ise, sendika forumlarında şirket yöneticilerince oluşturulan sanal kimliklerle, sendika içi tartışmalarda uzlaşı olanaklarını kısıtlayıcı/ortadan kaldırıcı iletiler göndererek bir çeşit iletişim sabotajına yönelebilmektedirler. Yani bir anlamda, örgütlü [sanal] emeğe yönelik olarak [sanal] sermaye anarşizmini gerçekleştirebilmektedirler. Bu örnekler, sanal sendika girişimlerinin şirketler tarafından da belirli bir düzeyde tehdit olarak algılandığını göstermektedir.
Literatürde bu kısıtlar dile getirilmekle birlikte, iletişim teknolojilerinin sendikal hareket açısından bazı önemli katkılar sağlayabileceğine de dikkat çekilmiştir. Örneğin Grieco ve Bhopal (2005), Malezya sendikalarının, enformasyon ve iletişim teknolojilerinin yaygın kullanımı sayesinde lokal bir ses olmakta çıkıp global bir sese dönüştüğünü, böylelikle de mücadeleyi daha etki yapabildiğini savunmaktadır. Bu sendikalar aynı zamanda ulusal ve bölgesel düzeyde de güçlü bir şebeke oluşturabilmişlerdir. Cockfield (2005) ise sendikal yeniden yapılanmada enformasyon ve iletişim teknolojilerinin önemli katkı yapabileceğine dikkat çekmektedir. Ancak Cockfield (2005), bu katkının başarılı olabilmesi için entegre bir yeniden yapılanma stratejisinin önemine dikkat çekerek sendika politikalarının yeniden yapılanmanın yönünü ve bu yeniden yapılanma içindeki teknolojinin rolünü belirlediğini vurgulamaktadır.
Enformasyon ve iletişim teknolojilerinin sendikalar için dikkat çeken bir başka tarafı da bu teknolojilerin örgüt içi iletişimdeki kullanım potansiyelleridir. Üyeler arası ve kurullar arası iletişimi hızlı, etkin ve güçlü kılabilme potansiyeli bakımından bu teknolojiler [tıpkı global şirketlerde olduğu gibi] yeni olanaklar sunar. Tartışma forumları, sohbet odaları, e-posta grupları vb. tüm seçenekler potansiyel olarak bu yönde kullanılabilirler3. Öte yandan katılımcılığı artırmak ve sitede etkileşimli gezinmeyi kolaylaştırmak için sayaç, arama motoru gibi araçların kullanımı yararlı olacaktır. Katkı yapılan yazı sayısı, yorum sayısı, kayıtlı kullanım süresi vb. verilerin sayaçlarla sayılarak kullanıcılarla ilişkilendirilmesi, kullanıcıların sorumluluk duygularını pekiştirecek ve yeni katılımcılara yol gösterici olmalarını teşvik edebilecektir.4 Arama motorları ise, giderek artan miktardaki içeriğin arasından istenilenin daha kolay bulunmasını ve izlenmesini sağlayacaktır. Arama motoruna eklenecek filtrelerle de sonuçlar daha kategorik olarak elde edilebilecektir (Kelly, 2006). Arama motoru dışında sitede gezinmeyi kolaylaştırıcı diğer unsurlar arasında, her sayfada ana sayfaya dönüş ikonuna ve temel bağlantılara yer vermek ile site haritasının/indeksinin bulunması gösterilmektedir. Ayrıca, sitenin görsel görünümü ve erişim kolaylığının yanı sıra, sorulara yanıt verme süresi ile yanıtların kalitesi de bir sitenin etkinliğinin temel göstergeleridir (Gibson ve Ward: 2000). Ancak bu potansiyelin gerçekleşmesi şüphesiz ki sendikaların kendi örgütsel yapı ve politik konumlarıyla doğrudan ilişkilidir. Katılımcılığı gerçekten isteyen bir sendika yönetimi, bu teknolojilerden yararlanarak bazı sorunları hafifletebilecektir.
Sendikalar açısından üzerinde daha çok mutabakat sağlanan yaklaşım ise, enformasyon ve iletişim teknolojilerinin klasik sendikal mücadeleden çok politik mücadele için etkin olduğudur. Ancak paradoks da buradadır. Yeni bir açılım isteyen, mevcut durumu yetersiz bulan, önemli ölçüde gerileyen sendikalar, asıl politik bakımdan yenilenmeye ihtiyaç duymalıdırlar. Bunu gerçekleştirmemekte direndikçe teknolojilerin onlara politik arenada sundukları olanağı kullanamayacaklar, aksine oluşumlara bu olanağı kaptıracaklardır.
Tüm bu noktalardan hareketle, “e-sendika” kavramını “yeniden inşa etme” zorunluluğu vardır. Bu yeniden inşa sürecinde kavramın yeni iletişim teknolojilerini temsil eden (e) ve sendika olarak yeniden kurgulanması ve bir araya getirilmesi yerinde olacaktır.
Kaynaklar
Calabrese. A. ve Burgelman, J.C. (der.) (1999) Communication,Citizenship and Social Policy: Rethinking the Llimits of the Welfare State, Lanham, Maryland: Rowman and Littlefield.
Cockfield, S. (2005) “Union Renewal, Union Strategy and Technology”, Critical Perspectives on International Business, Vol. 1, No. 2/3.
Computer Weekly (2003), “Sky Accused of Blocking Union Website Access”, 29 Temmuz 2006.
Franklin, B. (der.) (1999) Social Policy, the Media and Mispresentation, London: Routledge.
Gibson R. ve Ward S. (2000), “A Proposed Methodology for Studying the Function and Effectiveness of Party and Candidate Web Sites”, Social Science Computer Review, 18.
Grieco, M ve Bhopal, M. (2005) “Globalisation, collective action and counter-coordination”, Critical Perspectives on International Business, Vol. 1, No. 2-3.
Kelly, S.U., (2006), “Designing for Improved Social Responsibility, User Participation and Content in On-Line Communities” Social Computing Group, Microsoft, http://research.microsoft.com/scg/papers/DesigningforCommunity.pdf (erişim tarihi: 3.10.2006)
Pendakur, M. Ve Harris, R. (der.) (2000) Citizenship and Participation in the Information Age, Ontario: Garamond Press.
Shostak, A. B. (2002) (der.). The CyberUnion Handbook: Transforming Labor Through Computer Technology, Armonk (NJ): M.E. Sharpe.
Walther, J. B. (1996), “Computer-mediated Communication: Impersonal, Interpersonal, and Hyperpersonal Interaction”, Communication Research, 23, 1.
Waterman, P. ve Wills, J. (2001) (der.). Place, Space and the New Labour Internationalisms. Oxford: Blackwell.
Dostları ilə paylaş: |