Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə638/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   634   635   636   637   638   639   640   641   ...   877
KANDİLLİ YAZMALARI

istanbul yazmalarıyla da ün kazanmıştır. Anadolu'nun pek çok ilinde istanbul'un semt, köy ve yaka isimleriyle tanınan yazma kalıplan; Balkanlar'da "istanbulin" a-dıyla bilinen yemeniler ve pek çok gezginin anılarında, bilim adamının kitabında yer alan bilgiler bu konuda tanıklık etmektedir. 19. yy'da P. Lecomte'un "kalemkâr" baskı yazmaları anlatırken değindiği semtler arasında Samatya, Kumkapı, Yenikapi; C. E. Arseven'in övgü ile söz ettiği Üsküdar, Kanlıca, Kandilli; F. P. Akbü'in kalıplarıyla birlikte bir örneğini sergilediği Beykoz ve R. Kaya'nın İstanbul yazmaları ko-

İstanbul manzaralı bir Kandilli yazması. C. E. Arseven, L'Art Türe, ist., 1939

nusunda bilgi verirken yer verdiği Yeni-köy bilinen merkezlerdir. Bu merkezler arasında Kandilli'nin kendine özgü bir yeri vardır.

19. yy'da ve 20. yy'ın başında Kandilli kalem işi yazma türünde çok kaliteli işçilik ve artistik yaklaşımlı süslemeleriyle tekstil süsleme sanatı alanında ayrıcalıklı boyutta ürünler veren bir yerdi. Bilindiği gibi kalem işi yazma mermerşahi türü seyrek dokunmuş, ince, beyaz pamuklu dokuma üzerine kalem adı verilen tavuk, kuş, samur vb hayvanların tüylerinden yapılmış fırça ile dış ve iç konturları çizilen, sınır çizgileri içinde kalan üniteleri ise kedi, samur kuyruğu vb kalın uçlu fırçalarla boyanan motif, desen ve kompozisyonlarla o-luşturulan bir el sanatıdır. Genellikle zemini keçe ile boyanarak renklendirilen bu tür yazmaların özel, kalemtıraş adı verilen keskilerle ıhlamur, şimşir, çam vb ağaçlardan oyulmuş kalıplar kullanılarak yapılan kalıp-kalem işi adı verilen karışık teknikli uygulama biçimi de vardır. Birinci grupta fırçanın verdiği olanaklar serbest el hareketleri ile oluşturulmuş, resim sanatına yaklaşım gösteren tasarımlar, ikinci grupta ise kalıbın getirdiği sınırlama ile süslemeciliğin ön planda tutulduğu kompozisyonlar gözlenmektedir.

Kolektif çalışmanın ürünü olan Kandilli yazmalarında nakkaşın, ressamın, baskıcının, ağaç işleri ve boya işleri ustalarının beraber uygulama yaptıkları giderek atölyelere işlemecilerin, yorgancıların da katılarak politeknik (çok teknikli) bir sisteme doğru yol alındığı fark edilmektedir. Günümüze ulaşmış, müze ve özel koleksiyonlarda bulunan parçalar arasında çit, yemeni, yazma ve çember isimleriyle bilinen kare başörtüleriyle "dolama" olarak isimlendirilen dikdörtgen başörtülerinin süslemelerinin baş bağlama biçimlerine göre tasarlanmış olması; bohçaların, kavuk örtülerinin, işlevleri göz önüne alınarak süslenmesi; seccade, yastık, yorgan gibi türle-

rin genellikle köpüme, çitime (kapitone) yapılması hem güzel, hem yararlı ürünler verme yolunda atılmış adımlara işaret etmekte ve çoğaltılabilen yazma türleri ile endüstri tasarımı alanında geçmişe doğru ilginç bir projeksiyon vermektedir.

Yazmalarda genellikle konu olarak gül, nergis, yasemin, karanfil, boruçiçeği, krizantem, lale gibi çiçekler ve servi, palmiye, hayatağacı gibi ağaçlardan oluşan bitkisel bezemeler; Arap harfleriyle oluşturulmuş şerit biçiminde beyitler ya da tuğra şeklinde yazılı bezemeler; sepet, kandil, vazo vb nesneli bezemeler; balık, kuş vb figürlü bezemeler seçilmiştir. Bu arada manzara ve natürmort biçiminde sunulmuş karışık konulardan oluşan tasvirler gözden kaçmamaktadır. Genellikle antinatüralist bir üslupla yansıtılmış stilize edilmiş bitkilerle yapılmış süslemeler arasında gerçeğe yaklaşan motifler de yer almaktadır. Perspektiften yoksun motiflerle yapılmış bezemelerde iki boyutluluk söz konusudur. Kabartma biçiminde köpüme ile sırınmış seccade ve yorganlarda basılı, çizili desenlerden farklı yönlerde gelişen ikinci bir kompozisyon şemasının yüzeyi bezediği fark edilmektedir.

Süslenmek istenen örtünün türü göz ö-nüne alınarak hazırlanmış kompozisyonlar, bir motiften ya da desenden oluşan kompozisyonlar ve birden fazla motiften oluşan kompozisyonlar olarak iki ana başlık altında kümelenmektedir. Birinci grupta resimsel bir anlatımla tek bir desen, i-kinci grupta ise ya sıralamalarla ya bir merkeze doğru yönlendirmeler ya da bir merkezden dağılan yönlendirmelerle dizilmiş motiflerle kompozisyonlar tasarlanmıştır. Bir desenden oluşan kompozisyonların çevresi bazen bir bordürle bezenmiştir. En güzel örnekler seccadeler arasında yer almaktadır. Bir tür enteryör olarak nitelendirilebilecek mihrap nişinden sarkan kandil motifi dikkati çekmektedir. Sıralamalarla düzenlenen kompozisyonlarda genellikle ince bordürlerle yapılmış çerçeveler; bir merkeze doğru yönlendirilmiş ya da bir merkezden dağılan motiflerle oluşturulmuş kompozisyonlarda ise halk dilinde kenar olarak isimlendirilen enli bordürle kullanılmıştır. Bazı örneklerde örtüyü çepeçevre saran bu bordürlerin, bazı örneklerde bazı kopukluklarla yalnız köşeleri bezeyecek biçimde tasarlandığı görülmektedir. Sıralamalarla düzenlenmiş kompozisyonlarda motifler ya dikey ya yatay ya da diyagonal eksende gelişme gösteren bir düzenle dizilmiştir.

Motiflerin oluşumuna göre kalem işi, kalıp-kalem, kalıpla baskı gibi teknikten yola çıkılarak isimlendirilen yazmalar zemin rengine göre "ince iş" ve "kaba iş" adları altında uygulanan tekniklerle boyanmıştır. Genellikle polikrom (çok renkli) bir renklendirme sistemi gözlenen Kandilli yazmalarında motif, desen oluşturulup boyandıktan sonra zemin açık renkler grubu olarak nitelendirilen pembe, mavi, yeşil, sarı, tarçın, eflatun gibi renklere boyanırdı. Bazı örneklerde ince iş diğer bir deyişle kalıpla yapılan süslemelerde her renk

19. yy'm

sonuna ait

Kandilli

yazması


bir bohçadan

detay.


H. Örcün Bangta

için ayrı bir kalıp kullanılırdı. En az dört renk kalıbı, örneğin san, pembe, mor, yeşil vb kalıplarla boyanan yazmaların motiflerinin yanısıra zeminleri de sonradan keçeler boyaya batmlarak renklendirilir-di. Kalın işte ise önce zemin boyanırdı. İnce işin koyu renk boyamaları da bu yolla gerçekleştirilirdi. Kahverengi, siyah, güvez, koyu renkler grubunda ele alınır ve kalın işle boyanırdı. Kalın işte siyah plaka, mavi plaka, sarı plaka vb gibi zemin rengine göre isimlendirilmiş her bir renk için ayrı renk gruplarıyla hazırlamış kalıplarla önce karakalem desen basıldıktan sonra renklendirme yapılırdı. Siyah plaka için san, ye'şil, pembe, mor; mavi plaka için sarı, yeşil, kırmızı, mor; sarı plaka için sarı, kırmızı, mor yaygın renklerdi.



Bibi. P. Lecomte, Türkiye'de Sanatlar ve Ze-naatlar-Ondokuzuncu Yüzyıl Sonu, ist., ty, s. 80-81; C. E. Arseven, L'Art Türe, ist., 1939, s. 273, 274, 276, 277; S. "Gündüz, Yemeni ve Yazmacılık", 1949-1950, (Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-Iş Bölümü, yayımlanmamış mezuniyet tezi); F. P. Akbil, Türk El Sanatlarından Örnekler, ist., 1970; R. Kaya, Türk Yazmacılık Sanatı, İst., 1974; ay, "Kandilli Yazmaları", Sanat Dünyamız, S. 18 (1980), s. 9-14; F. P. Akbil, "Türk Yazmacılık Sanatı", Kültür ve Sanat, S. 5 (1977), s. 109-105; H. Ö. Barışta, "Yazmalar", Thema iarousse-TematikAnsiklopedi, VI, İst., 1994, s. 308, 309.

H. ÖRCÜN BARIŞTA




Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   634   635   636   637   638   639   640   641   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin