KABAKULAK TEKKESİ
bak. RESMÎ EFENDİ TEKKESİ
KABARE TİYATROLARI
istanbul'da kabare tiyatrosu türünün ilk örneğini veren topluluk Haldun Taner, Ahmet Gülhan, Metin Akpınar ve Zeki Alas-ya'nın 1967'de kurduğu Devekuşu Kabare Tiyatrosu(->) olmuştur. 1978'de Devekuşu Kabare Tiyatrosu'ndan ayrılan Haldun Taner ve Ahmet Gülhan, Pangaltı'da-ki Gala Kulüp'te, 1980 sonlarında, Tef Kabare Tiyatrosu'nu kurdular, l yıl sonra dağılan topluluk, Hayırdır inşallah ve Kapılar adlı oyunları sahneledi. Tef Kabare Tiyatrosu'nun oyunlarında Necati Bilgiç, Berrin Koper, Gülümser Gülhan, Uğur Yücel, Cem Özer, Oya Terzi, Haluk Yüce, Alev Akay rol aldı.
Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nun başarı kazanmasından sonra, 1968'de Şişli'de Karagöz Kabare Tiyatrosu, Kulüp Kennedy' de Üç Maymun Kabare Oyuncuları, Şişli'de Nuri'nin Yeri'nde Pisi Pisi Kabare Tiyatrosu, Şişli Paşam Tavema'da Vâlâ Önen-güt'ün Ortaoyuncular'ı gibi topluluklar kısa ömürlü kabare çalışmaları yaptılar.
Ali Poyrazoğlu, Cem Özer, Uğur Yücel gibi tiyatro sanatçılarının tek kişilik gösteri özellikleri taşıyan kısa süreli kabare çalışmalarını saymazsak, Devekkuşu Kabare Tiyatrosu'nun 1991'de çalışmalarına ara vermesinden sonra ilk kez Ferhan Şen-soy'un kurduğu Ortaoyuncular topluluğu kabare çalışması gerçekleştirdi. Ortaoyuncular, Kırkambar'adlı kabarelerini 1994'te "İçinden Dalga Geçen Tiyatro" adım verdikleri, gemi tiyatrolarında sergilediler. HİLMİ ZAFER ŞAHİN
KABATAŞ
Fındıklı ile Dolmabahçe arasındaki kıyıyı ve yamaçları kapsayan semt.
Semtin, adını büyük bir taştan aldığı bellidir. Fakat taşın nerede bulunduğu ve nasıl bir cisim olduğu iyi bilinmiyor. Tay-yip Gökbilgin, Mam Ansiklopedisi'ndeki "Boğaziçi" maddesinde, antik çağda, bir kaya parçasına "Petra Thermatis" (petra: Taş) adı verildiğini, Osmanlı çağında bunun Türkçeye çevrildiğini yazar. Evliya Çelebi ve ondan naklen Hadîkatü'l Ceva-mîise, Etmeydanı'nda barut deposu olarak kullanılan Güngörmez Kilisesi 15. yy' m sonunda bir infilak ile havaya uçtuğunda, büyük bir taşının buraya kadar gelip kıyıya düşmesi ile, semtin o tarihten sonra bu adı aldığı bilgisini verir. Yine Hadî-ka, 19. yy'm başında Mustafa Necip Efendi adlı bir zatın, sahile yalısını yaptırırken, cesim taşı kestirtmiş olduğunu kaydeder.
Fındıkh(->) yönünden Dolmabahçe' ye(->) doğru gelişte, Kabataş'ın Osmanlı dönemindeki ilk büyük ve geniş yerleşimi, Çizmeciler Tekkesi olmuştu. Cengiz Orhonlu'nun arşiv incelemelerine göre, II. Mehmed'in (Fatih) çizmecibaşısı Mahmud Bedreddin Ağa tarafından 1499'da kurulan tekke, Halveti tarikatına aitti ve şehrin her yanından gelen sayısız ziyaretçilerin odağı halindeydi (bak. Halvetîlik). Yemek salonunun 1.000 kişi alacak kadar geniş tutulduğu bu dini ocak, semt yoksullarına da tablalarla yemek gönderen bir hayır kurumu işlevi görüyordu. C. Orhonlu'nun Başbakanlık Arşivi'nde bulduğu 1744 tarihli bir belgeye göre, zamanla gelirlerini kaybedip boşalan ve harap hale gelen tekkenin ihyası için I. Mah-mud'a (hd 1730-1754) başvurulmuştu. Bostancıbaşı Defterleri ise, 19. yy'm başında binanın ve eklerinin ortadan kalkmış olduğunu gösteriyor. Günümüzde trafik yolu üzerinde bir adacık içinde ve yüksek bir çınar ağacı altında kalmış olan bir tek mezar taşı, tekkenin geniş hazi-resinin son kalmasıdır.
Halen bu mevkide yer alan büyük ve anıtsal meydan çeşmesi, 1956'da Mende-
Dostları ilə paylaş: |