Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə855/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   851   852   853   854   855   856   857   858   ...   877
KILIÇ ALAYLARI

556

55 7 KILIÇ ALİ PAŞA KÜLLİYESİ

Kılıç alayına katılanlar Edirnekapı'dan geçerken.



Nuri Akbayar koleksiyonu

ağası, bu sorguçlu sarığı sağa ve sola sallayarak sarık alayı gösterisini yapardı. Onu, iskemlecibaşı ve ibrikdar ağa izlerlerdi. Bunlardan sonra her biri kendi maiyetiy-le asesbaşı, subaşı, divan çavuşları, müteferrikalar, çaşnigirler, altı bölük ağaları, şikâr ağaları, kapıcıbaşılar, rikâb ağalan, daha sonra ulema sınıfını oluşturan müderrisler, kadılar, selatin şeyhleri denen büyük tarikat şeyhleri, kalemiye ve mülkiye sınıfından defterdarlar, reisülküttab efendi, çavuşbaşı, kapıcılar kethüdası, devletin en üst kadrolarında yer alan Rumeli ve Anadolu kazaskerleri, kubbe vezirleri, sadrazam ve şeyhülislam da korteje ululuk katarlardı. Padişah, silahdar, çuhadar, ri-kâbdar ağalar ve kalabalık özel maiyeti, ayrıca solak ve peyklerden oluşan korumaları arasında kortejin sonunda yer alırdı.

Mevkib, Şehzadebaşı'nda Eski Oda-lar'a(->) geldiğinde 61. orta odabaşısımn sunduğu kâseyi silahdar ağa padişaha uzatır, padişah at üstünde şerbeti içer, sadrazam ve şeyhülislam "afiyet olsun" derler, çavuşlar da "afiyet olsun" diyerek alkrş yaparlar, şerbet kâsesi padişahın emriyle altınla doldurulup odabaşına iade edildikten sonra yürüyüşe devam edilirdi. Sultan Mehmed (Fatih) Türbesi'ne gelindiğinde, padişah atından iner. sadrazamın ve yeniçeri ağasının koltuklamasryla türbeye girip Fatiha okur, alkış yapılır, bundan sonra Edirnekapı'dan çıkan kortej Eyüp'e i-nerdi. Padişah yol boyunca, saf-beste duran, sipahi, yeniçeri, cebeci, topçu, topara-bacı sınıflarından kapıkulu askerlerini zaman zaman gözucuyla selamlar, onlar da başlarını omuzları hizasına kadar indirerek selamlarlardı. Yer yer de yeni padişahın adına kesilen sikkeler alkış ve dualarla halka saçılırdı.

Eyüp'e gelindiğinde atından inen padişahı sadrazam ve yeniçeri ağası koltuk-layıp kaptan-ı derya da önlerince yürüdü-

ğü halde türbeye girilirdi. Şeyhülislam, nakibüleşraf, kazasker, şeyh efendiler ise türbede beklerlerdi. Türbe ziyareti ile duadan sonra "seyf-i mübarek" denen Hz Muhammed'in, Hz Ömer'in, Hz Halid bin Velid'in kılıçlarından veya Osman Gazi' nin, Yavuz Sultan Selim'in kılıçlarından biri ve daha önce saraydaki Hırka-i Saadet Dairesi'nden getirilmiş bulunan kılıcı, şeyhülislam veya nakibüleşraf, padişahın kemerine bağlar ya da asardı. Bu sırada dışarıda, Eyüb Sultan Camii'nin avlu duvarları önünde 40-50, bazen 100 kurban kesilir, bunların etleri türbe ve cami görevlileri ile yoksullara dağıtılırdı. Türbede kılıç kuşatma görevini ulemanın başı olan şeyhülislam, bazen kişisel saygınlığı olan bir şeyh veya çelebi efendi (Konya'daki Mevlevî şeyhi) ya da nakibüleşraf yaparlardı. IV. Murad'ın beline Celvetî şeyhi Aziz Mahmud Hüdaî, hem Hz Muhammed' in, hem Yavuz Sultan Selim'in kılıçlarını bağlamıştı. V. Mehmed'inkini (Reşad) Mevlevî çelebisi Abdülhalim Efendi, son padişah VI. Mehmed'in (Vahideddin) kılıcını da Senusî şeyhi Seyyid Ahmed Şerif kuşatmışlardır. II. Mahmud, türbede şeyhülislam ve nakibüleşraf hazırlarken, nafile namazı kılıp ayağa kalkmış, kıbleye yönelerek kendi eliyle önce sağ yanına Hz Muhammed'in kılıcını kuşanmış, uzun bir duadan sonra sol yanına da Osman Gazi'nin kılıcını asmıştı. Diğer padişahların kılıçlarım dönemin şeyhülislam veya nakibüleş-rafları kuşatmışlardır. Türbede dua edilmesinden, padişahın iki rekat nafile namazı kılmasından sonra kılıç beline bağlanırdı. Türbeden çıkışta, caminin avlu kapısından sadrazam ve yeniçeri ağasınca koltuklanan padişah rikâb taşında atına biner, Bostan İskelesi'ne gelir, burada sadrazam ve yeniçeri ağasınca bir kez daha koltuklanır, saltanat kayığına geçerdi. Saltanat kayığı iskeleden ayrılırken sadrazam diz çöküp yer öper, bu sırada alkış yapı-

lırdı. Haliç'ten Topkapı Sarayı'mn Top Kapısı denen sahil kapısına gelir, saraya çıkardı. Mevkib-i hümayun ise Divanyo-lu'ndan saraya döner ve dağılırdı.

Kılıç alayına denizyoluyla çıkışta ise padişah sabah namazından sonra haremde taht kapısı önünde atlanır, al payendazlar üstünde ilerleyerek Perde Kapısı'ndan çıkıp Sinan Paşa Köşkü'ne iner veya Orta Kapı'dan çıkrp Yalı Köşkü'ne gelirdi. Üç fenerli saltanat kayığına biner, maiyetinde silahdar, çuhadar ve musahib ağalar bulunur ve bostancıbaşı dümene geçerek Eyüp'e yönelinir, diğer kayıklarla da da-rüssaade ve babüssaade ağalan saltanat kayığını izlerlerdi. Asıl mevkib-i hümayun ise yine karadan Eyüp'e gelirdi. Sadrazam ve şeyhülislam padişahı Bostan İskelesi'n-de karşılarlar, padişahın sağ koltuğuna sadrazam, sol koltuğuna darüssaade ağası girerler, rikâb taşında atlanan padişah, ağırlanıp yemek yiyeceği ve dinleneceği rical konağına götürülür, öğleden sonra da türbeye gelinir ve kılıç kuşanma töreni yapılırdı. Bu kez karayolu ile saraya dönen padişah, Fatih'in türbesini ziyaret eder, Şehzadebaşı'nda da 61. orta odabaşısımn sunduğu şerbeti içerdi.

Kılıç alayı sırasında kapıcılar kethüdası ve mirahur ağa, türbeden saraya kadar yaya yürüyerek halkın padişaha sunmak üzere verdikleri arzuhalleri toplarlar, bunlar kapıağası tarafından mühürlenip gereklerinin yapılması için sadrazama gönderilirdi. Kılıç alayından sonra saltanat kayığı hamlacılarına, teşrifatçı, pişkeşçi, mataracı, iskemleci, seccadeci ile diğer görevlilere "hasene" (altın bahşiş) dağıtılması gelenekti. II. Mahmud (hd 1808-1839) olağanüstü koşullarda tahta çıktığından kılıç alayında da olası bir suikastı önlemek için sancak-ı şerif çıkartılmış, alayın önünde hünkâr müezzinleri tekbirler getirmişlerdi. .

Yeniçeri Ocağı'nın kapatılmasından (1826) ve Tanzimat'ın ilanından (1839) sonra, diğer birçok törende olduğu gibi kılıç alaylarında da değişiklikler yapılmıştır. Abdülmecid (hd 1839-1861) kavuksuz,'sa-rıksız, şalvarsız Avrupai kıyafetle kılıç alayına çıkan ilk padişahtır. Denizden Eyüp'e gidip Nakibüleşraf Abdurrahman Efendi tarafından kılıç kuşatıldıktan sonra karadan dönüşünü, Eğrikapı'da kurulan çadırlarda ağırlanan yabancı elçi ve temsilciler de izlemişti. Abdülaziz'e (hd 1861-1876) Şeyhülislam Sadeddin Efendi kılıç kuşattı. V. Murad için hazırlanan kılıç alayı programı, hastalığı nedeniyle ertelendi ve yapılamadı.

II. Abdülhamid'in mevkib-i hümayunu çok parlak olmuş ve tüm İstanbullular, Beşiktaş'tan Eyüp'e kadar kıyıları doldurarak izlemişlerdi. Bu alayda, peyklere ve solaklara eski tarz üniformalar giydirilmişti. Müşir üniforması giyen Abdülhamid için, Ye-nikapı Mevlevîhanesi şeyhi dua etmiştir. Bu son dönemin, tüm ayrıntıları ile kaynaklara geçen bir töreni V. Mehmed'in (Reşad) 27 Nisan 1909'da yapılan kılıç alayıdır. Dolmabahçe Sarayı rıhtımından Söğütlü Yatı ile hareket eden padişahı Mesu-

diye, Asâr-ı Tevfik, Peyk-i Şevket, Feth-i Bülend zırhlıları izlemişler, bahri (deniz) alay için köprüler açılmış, tersane önünde donanmanın selam resminde bulunması ve 21 pare top atışından sonra kortej Eyüp' teki Bostan İskelesi'ne yanaşmıştı. Tören için Eyüb Sultan Camii ve bütün semt bayraklarla donatıldığı gibi, türbe içinde de özel bir taht kurulmuştu. Padişahı iskelede nazırlar, selatin şeyhleri karşılamışlar, V. Mehmed, yanında Gazi Ahmed Muhtar Paşa olduğu halde karaya çıkarken adına bestelenen marş çalınmaya başlamış, alkışlar yapılarak türbeye gidilmişti. Türbede sadrazam, şeyhülislam, Mekke Şerifi Ali Haydar hazırlarken, Mevlevî çelebisi Abdülhalim Efendi, Hz Ömer'in kılıcım padişahın beline bağlamıştı. Bundan sonra da "tesrih-i lihye" (sakal bırakma) duası yapıldıktan sonra arabalarla karadan Dolmabahçe Sarayı'na dönülmüştü.

Halid Ziya Uşaklıgil, Saray ve Ötesi adlı anı kitabında bu törene değinirken, süslü saltanat arabası ile mevkib-i hümayunun, geçilen yoksul ve harap semtlerle o-luşturduğu paradoksu vurgular. Bu nedenle bu geleneksel törenin yapılmasından çok yapılmamasının daha uygun olacağını belirtir. Avrupa hükümdarlarının göz kamaştırıcı taç giyme törenlerinin Paris'in, Viyana'nın, Londra'nın bakımlı ve görkemli ortamlarıyla uyumuna karşılık, İstanbul'daki kılıç alayının insanı ağlamaklı ettiğini, çünkü görkemle sefaletin bir araya gelişinin insana sevinç yerine üzüntü verdiğini ekler.



Bibi. Uzunçarşılı, Saray, 189-200; D'Ohsson, Tableau, VII, 123 vd; Tayyarzâde Ahmed Ata, Tarih-i Ata, I, ist., ty, s. 35; Ahmed Rasim, Tarih ve Muharrir, Ankara, 1993, s. 89-97; Silahdar Tarihi, II, 579; Pakalın, Tarih Deyimleri, II, 259 vd; M. Zeki (Pakalın) "Taklid-i Seyf", Edebiyat-ı Umumiyye Mecmuası, S. 76 (13 Temmuz 1918), s. 848-853; H. Z. Uşaklıgil, Saray ve Ötesi, ist., 1965, s. 221-222; Tarih-iLut-fi, VI, 51 vd; S. Kumbaracılar, "Padişahlık Devrinde Alay ve Merasimler", Hayat Tarih Mecmuası, S. 6 (Temmuz 1969), s. 85-86; BOA, Teşrifatçılık Defteri, no. 676, s. 5-6; Y. Şehsu-varoğlu, "Osmanlı Padişahlarının Kılıç Kuşanma Merasimi", Resimli Tarih Mecmuası, S. 7 (Temmuz 1950), s. 270-272.

NECDET SAKAOĞLU




Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   851   852   853   854   855   856   857   858   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin