Orhun kitabeleri: Çinlilere karşı bağımsızlık savaşı yapan, Türk bütün
lüğünü yeniden kurmak için içte ve dışta savaşan Köktürklerin hikâyesi anlatılır bu yazıtlarda. Bu abideler 38 harfli olan Köktürk alfabesiyle yazılmıştır. Bunlardan en önemli olanları 3 tanedir.
BİLGE TONYUKUK YAZITI:
Dört Hakana vezirlik etmiş olan Tonyukuk tarafından yazılmıştır. Daha çok Çinlilerle yapılan savaşlar anlatılmaktadır.
KÜL TİĞİN YAZITI:
Köktürk hakanı Bilge Kağan’ın kardeşi Kül Tiğin’in ölümü üzerine Bilge Kağan tarafından dikilmiştir.
BİLGE KAĞAN YAZITI:
Göktürk hakanı Bilge Kağan’ın ölümünden sonra yazdırılmış bir abidedir.(bazıkaynaklar ölmeden kendisinin diktirdiğini savunur) Son iki yazar daha çok dönemin olaylarından, törelerden ve Bilge Kağan’ın ulusuna dilediği iyi dileklerden söz eder. “Türk” adının geçtiği ilk yazılı belge ve Türk Edebiyatı’nın ilk yazılı örnekleri olan Köktürk abidelerinde yazılar Prof. Thomsen ve Radloff tarafından okunmuştur.
-
Orhun Abideleri, bu Türk hanedanının Bilge Kağan devrinin mahsulle
ridir. Birincisi olan Kül Tigin abidesini ağabeyisi Bilge Kağan 732′de diktirmiş, ikincisi olan Bilge Kağan âbidesini de ölümünden bir yıl sonra 735′te kendi oğlu olan kağan diktirmiştir. Üçüncü olarak verilen Tonyukuk âbidesi ise 720-725 senelerinde kendisi tarafından dikilmiştir.
-
Orhun civarında Orhun yazısı ile yazılı daha başka kitabeler de bulun
muştur. Belli başlıları altı tanedir. Fakat bunların en büyükleri ve mühimleri bu üç tanesidir. Orhun Abidelerine Orhun kitabeleri de denir. Şüphesiz bunlar kitabedir. Fakat hem maddî bakımdan, hem manevi bakımdan bu kitabeler söz götürmez birer abidedirler. Muhtevaları gibi heybetli yapıları da Abide hüviyetindedir. Onun için bunları ifade eden en iyi isim Orhun Abideleri tabiridir.”
-
YENİSEY YAZITLARI:
6.yy.da yazıldığı bilinen Yenisey Yazıtları’nda gelişmiş bir Türkçe kullanılmadığı için bu yazıtlar ilk yazılı örnek olarak değerlendirilmez.
-
GÖKTÜRK KİTABELERİ (GÖKTÜRK ANITLARI / KÖKTÜRK
ABİDELERİ / KÖKTÜRK ANITLARI / ORHUN ABİDELERİ / ORHUN ANITLARI):
-
Türkçenin yazılı ilk edebi metinleridir.
-
Türk adının geçtiği Türkçe ilk metindir.
-
İlk nutuktur(söylev/hitabet).
-
İlk alfabemiz Göktürk alfabesidir.
-
Göktürk yazıtlarını ilk okuyan Danimarkalı bilgin Wilhelm Thomsen’dir.
-
Göktürk abidelerini yazan ‘’Yollug Tigin’’ ilk Türk yazarıdır.
Göktürk yazıtları üç taştan oluşur: Tonyukuk anıtı 716, Köl Tigin (Kültigin) anıtı 732, Bilge Kağan anıtı 735 yılında dikilmiştir. Köl Tigin yazıtı, Bilge Kağan'ın ağzından yazılmıştır. Kültigin, Bilge Kağan'ın kardeşi, buyrukçu ihtiyar Tonyukuk ise veziridir. Anıtların olduğu yerde yalnızca dikilitaşlar değil, yüzlerce heykel, balbal, şehir harabeleri, taş yollar, su kanalları, koç ve kaplumbağa heykelleri, sunak taşları bulunmuştur.
Yazıyı taşıyan en eski kitabe Kızıl şehrinde bulunmaktadır.
Göktürk Yazıtları ya da Orhun Kitabeleri, Türk tarihinin belli bir dönemini hikaye ettikten başka bilinen en eski Türk yazısının ve bilhassa Türk dil ve edebiyatının çok önemli belgesi olan Gök-Türk (Kök-Türk) yazıtları, Doğuda Çin sınırlarında yaşamış Türklerin en önemli eserleridir. Bunlar Orhun ırmağının eski yatağı yakınlarında Koço-Çaydam adlı göl civarında dikilmiş anıtlar üzerindeki yazıtlar (kitabeler) dir. Bir kilometrelik alan üzerindeki bu anıtlar, bugün Moğolistan topraklarındadır.
Göktürk alfabesi ile yazılı bulunan ilk anıtlar, 6. yy Yenisey Kırkızları’na aittir. 8. yy Orhun anıtlarında ise edebi güzelliğe ulaşmıştır. Sayfaları fazlaca olan bu taşların en önemlileri bilge Vezir Tonyukuk adında 720 yılında, kendisi tarafından yazdırılmış Tonyukuk Anıtı ile 731’de ölen Kül Tigin ve 734’te ölen Bilge Kağan Anıtı olmak üzere üç tanedir.
Bu abidelerin varlığından ilk defa 13. yy İlhanlılar devri tarihçisi Cüveyni (1226-1282) Tarih-i Cihan-Kuşa’sında söz etmiştir. Batılılarca 18. yy ortalarında bulunmuşsa da yazılar ancak 19. yy sonralarında Danimarkalı bilgin Thomsen (1842-1927) tarafından okuna bilmiştir. Türk tarihinin ilk yazılı vesikaları olan bu taşlar, tarih ve edebiyat yönünden büyük değer taşımaktadır.
Orhun Kitabeleri ya da Göktürk Yazıtları, anlattığı olaylar bakımından en dolgunu ve üslupça en güzeli İlteriş Kutluk Kağan oğlu hükümdar Bilge Kağan’ın, kardeşi Kül Tigin adına, saygı ve sevgiyle diktirip yazdırmış olduğu Kül Tigin anıtıdır. Hükümdar ailesinden bir prens (tigin) olan Yoluğ Tigin’in kaleme aldığı Kül Tigin yazıtı Türklerin o zamanki bir Kurtuluş Savaşı’nı anlatan bir edebi metindir. Arıca hükümdar Bilge Kağan ağzıyla Türk halkına seslenen eşsiz bir hitabet örneğidir.
TONYUKUK ANITI:
716 yılında dikilmiştir. Bu anıtı diktiren ve üzerindeki yazılan yazdıran Bilge Tonyukuk’tur. Anıtta Türk milletinin Çin tutsaklığından kurtuluşu ve İlteriş Kağan zamanında Göktürklerin Oğuzlarla, Kırgızlarla ve Çinlilerle yaptığı savaşlar anlatılmakta; bütün bu olaylarda Bilge Tonyukuk’un rolü özellikle belirtilmektedir.
Bilge Tonyukuk, başvezirlik ve başkumandanlık yapmış olan büyük bir siyasetçidir. Göktürk devletinin politikasına uzun zaman yön vermiş, akıllı ve hikmet sahibi bir devlet adamıdır. Bilge Tonyukuk, aynı zamanda edebiyatımıza hatıra türünün ilk temsilcisi ve ilk Türk tarihçisidir. İki parça hâlindeki anıtında, içinde bulunduğu olayları sade ve sanatsız bir şekilde, halk diliyle anlatmıştır. Olayları sözü uzatmadan, ana çizgileriyle vermiş; yeri geldikçe milletin ders alması için öğütlerde bulunmuştur. Zaman zaman atasözlerine ve deyimlere başvurmuştur.
KÜLTİGİN ANITI: 732′de Türk kağanı Kültigin için Yollug Tigin tarafından yazılmıştır. Anıtta kağanın ölümü ve adına düzenlenen yas töreni anlatılmıştır.
BİLGE KAĞAN ANITI: 735′te dikilmiştir. Bilge Kağan’ın yiğitlikleri ve Türk milletine iletmek istediği mesajlar anıtın içeriğini oluşturur. Anıtta Bilge Kağan’ın ağzından devletin nasıl büyüdüğü anlatılmıştır. Yazıt 734 yılında ölen Bilge Kağan’ın anısına Bilge Kağan’ın yeğeni Yollug Tigin tarafından yazılmıştır.
-
DİNİ METİNLER:
Uygur Metinleri
-
Köktürk devletinin yıkılmasından sonra kurulan Uygur hanlıklarından
kalma eserlerdir. Daha çok Buddha ve Mani dininin esaslarını anlatan metinlerdir. Bunlar turfan yöresinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Uygurların kâğıda kitap basma tekniğini bildikleri anlaşılmaktadır. Dönemden kalma birçok hikâyenin yanında *”kökünç” denilen bir ilkel tiyatro eserleri de vardır. Uygurlar bu eserleri 14 harfli Uygur alfabesiyle yazmışlardır.
SEKİZ YÜKMEK (SEKİZ YIĞIN): Çinceden çevrilen Sekiz Yükmek'te Burkancılığa(Budizm) ait dinî - ahlâki inanışlar ve bazı pratik bilgiler vardır. Uygurlar arasında çok yayılan bu eser; kısa cümleleriyle, içten anlatımı ve zengin söz varlığıyla dikkati çeker.
ALTUN YARUK (ALTIN IŞIK): Burkancılığın(Budizm) temellerini, felsefesini ve Buda'nın menkıbelerini içerir. Bunlardan en meşhurları "ŞEHZADE İLE AÇ PARS HİKÂYESİ" (Açlıktan ölmek üzere olan parsı kurtarmak için kendini feda eden şehzadenin hikâyesi), ‘’DANTİPALİ BEĞ HİKÂYESİ’’ (Emrindeki geyikleri kurtarmak için kendini feda eden geyikler beğini Dantipali Beğ öldürür ve korkunç alevler de Dantipali Beğ'i yutar.) ve ‘’ÇAŞTANİ BEĞ HİKÂYESİ’’ (Ülkesindeki insanlara hastalık ve bela getiren şeytanlarla Çaştani Beğ'in mücadelesidir.
IRK BİTİG (FAL KİTABI): Göktürk yazısıyla yazılmış bir fal kitabıdır. Her biri ayrı fal olarak yazılan 65 paragraftan oluşur. Çeşitli inanışlar ve masal unsurlarının bulunduğu kitapta günlük dile ait pek çok kelime de vardır.
KALYANAMKARA VE PAPAMKARA HİKÂYESİ (İYİ DÜŞÜNCELİ ŞEHZADE İLE KÖTÜ DÜŞÜNCELİ ŞEHZADE):
Burkancılığa(Budizm) ait bir menkıbenin hikâyesidir. İyi düşünceli şehzadenin bütün canlılara yardım etmek ve canlıların birbirlerini öldürmelerini engellemek için bir mücevheri elde etmek üzere yaptığı maceralı yolculuk anlatılır.
Uyarı: Bilinen ilk Türk şairi Mani dini tesirinde şiirler yazan ‘’Aprın Çor(Çur) Tigin’’dir.
İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESİNDE GELİŞEN
TÜRK EDEBİYATI
XI. – XII. YÜZYILLARDA İSLAMİYET VE TÜRK KÜLTÜRÜ
-
Türkler onuncu yüzyıldan itibaren kitleler halinde İslamiyet'i kabul
etmeye başlamışlardır. İslam kültürünün etkisiyle yavaşa yavaş yeni bir edebiyat ortaya çıkmıştır.
-
Kendine özgü nitelikleri ve kurallarıyla "Divan Edebiyatı" adını verdi
ğimiz dönemin oluşumu 13. yüzyıla kadar gelir. Daha sonra bu edebiyat anlayışı 19.yüzyıla kadar etkin bir şekilde varlığını sürdürür.
-
Diğer yandan, İslamiyet'ten önceki "Sözlü Edebiyat Dönemi", İslam
kültürünün etkisiyle içeriğinde küçük değişimlere uğrayarak"Halk Edebiyatı" adıyla gelişimini sürdürür. Yani, bir anlamda "Halk Edebiyatı" dediğimiz edebiyat, İslamiyet'ten önceki edebiyatımızın İslam uygarlığı altındaki yeni biçimlenişidir. Oysa "Divan Edebiyatı" tamamen dinin etkisiyle şekillenmiş bir edebiyattır.
-
Türklerin Müslüman olduğunu kabul ettiğimiz 10.yüzyılla, Divan ede
biyatının başlangıcı olarak kabul edilen 13. Yüzyıl arasında İslamiyet'in etkisi altında verilmiş olan, bir anlamda geçiş dönemi ürünlerimiz sayılan eserler yer almaktadır.
İSLAMİ DÖNEMDE İLK DİL VE EDEBİYAT ÜRÜNLERİ (XI. – XII. YY)
İSLAMİ DÖNEMİN İLK DİL VE EDEBİYAT ÜRÜNLERİ (11–12. yy.)
ESERLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ
1. İslamiyet öncesi kültür ve İslami kültür iç içedir.
2. Eserlerde toplum hayatını şekillendirme ve yönlendirme amacı güdülmüştür.
3. Eserlerde dini öğretme amacı esas alınmıştır.
4. Hece ölçüsüyle beraber aruz ölçüsü de kullanılmaya başlanmıştır.
5. Dile Arapça ve Farsçadan sözcükler girmiştir.
6. Nazım birimi dörtlük ve beyittir.
7. Arap ve Fars edebiyatında kullanılan nazım şekilleri ile eserler verilmeye başlanmıştır.
KUTADGU BİLİG
-
Kutadgu Bilig, Türk dilinin en temel eserlerinden ve Türk dili araştırma
larının en mühim kaynaklarındandır. İslâmî Türk edebiyatının adı bilinen ilk şair ve düşünürü Balasagun'lu Yusuf Has Hacib tarafından kaleme alınmıştır.
-
Eserini Balasagun'da yazmaya başlayan Yusuf, 1068 yılında memleke
tinden ayrılarak Doğu Karahanlı Devleti'nin merkezi olan Kaşgar'a gitmiş ve eserini 18 ay sonra, 1069 (Hicrî 462) yılında burada tamamlamıştır. Kitabını bitirince bunu, Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han'a sunmuş, Han da
eseri çok beğendiği için Yusuf'u, takdiren "Hâs Hâcib (UlugHâcib)" tayin etmiştir.
-
Kutadgu Bilig, dört ana karakter arasında geçen diyaloglardan oluş
maktadır. Eserdeki bu dört ana karakterin her birinin belirli bir sosyal rolü vardır ve her biri belirli bir değeri temsil eder.
-
Küntogdı hükümdardır ve hukuku/adaleti temsil eder; Aytoldı
vezirdir ve saadeti/devleti temsil eder; Ögdülmiş de vezirdir ve aklı temsil eder; Odgurmış ise akibeti/kanaati temsil eder.
-
"Kutadgu" kelimesi, "saadet, kut" manasındaki "kut" kelimesinin
üzerine isimden fiil yapan "+ad-" ekiyle fiilden isim yapan "-gu" ekinin eklenmesi sonucu oluşmuştur ve "bilig"le beraber "saadet, mutluluk veren bilgi/ilim" anlamını taşımaktadır.
-
Eser, insanlara dünyada tam anlamıyla kutlu olmak için gereken yolu
göstermek amacıyla kaleme alınmıştır. Yusuf Hâs Hacib, eserinde aruz ölçüsünü kullanmıştır. İlâveler ile birlikte yaklaşık 88 başlık altında toplanan eserin esas kısmını oluşturan bölüm kısaltılmış mütekarip yani fa'ulun fa'ulun fa'ulunfa'ul ve vezniyle yazılmıştır.
-
Kaside tarzında ve aa ba ca şeklinde devam etmektedir. Zamanenin bo
zukluğundan ve dostların cefasından bahseden 40 beyitlik bir parça ise evvelki parçanın vezninde ve tarzındadır.
-
Kitap sahibi Ulu Hâs Hâcib Yusuf'un kendi kendisine nasihat vermesin
den bahseden 41 beyitlik parça da kaside tarzındadır.
-
Dönem için Türk edebiyatında yeni olduğu tahmin ve tasavvur edilen
aruz ölçüsünün ilâve parçalardaki kafiye dışında, şair tarafından pürüzsüz bir şekilde kullanıldığı görülmektedir.
-
Eser, yarı hikâye ve yarı temsil tarzında yazılmış olup, arada hareketi
hazırlayıcı ve izah edici monologlara ve canlı tasvirlerin bulunduğu sahnelere yer verilmiştir.
-
Kaşgârlı Mahmut ve onun eseri Divânü Lügati't-Türk ile çağdaştır, hatta
hemen hemen aynı yıllarda yazılmış olması o dönem Türkçenin gördüğü itibar açısından da dikkate değer.
KUTADGU BİLİG (SAADET VEREN BİLGİ, MUTLULUK BİLGİSİ) (YUSUF HAS HACİP) ÖZET MADDELER HALİNDE
1. 1069–1070 yılları arasında Karahanlılar döneminde Yusuf Has Hacip tarafından Tabgaç Buğra Han’a (Satuk Buğra Han)sunulmuştur.
2. Manzum bir eserdir. Nazım birimi beyittir. 6645 beyitten oluşmuştur.
3. Mesnevi türünde ve aruz ölçüsüyle yazılmış bir eserdir. Ayrıca 173 tane mani şeklinde dörtlük vardır.
4. Arap harfleriyle yazılmıştır.
5. Karahanlı Türkçesiyle (Hakaniye-Doğu Lehçesi) yazılmıştır.
6. İslamiyet’in etkisiyle Arapça ve Farsça sözcükler etkin bir şekilde kullanılmıştır.
7. Eser didaktik ve alegorik tarzdadır. Hükümdar Kün Toğdu adaleti, Ay Toldı saadeti, Öğdülmiş zekâyı, Odgurmış akıbeti, hayatın sonunu temsil eder.
8. Din, devlet, ahlak, siyaset, toplum konularını işleyen düşüncelere yer verilmiştir.
9. Toplum yaşantısındaki bozuklukların düzeltilmesi, insanların mutlu edilmesi için devlet yöneticilerine öğütler verir.
10. Eserde Türk halkı arasında yaygın olarak kullanılan edebi söyleyişlere, deyimlere bolca yer verilmiştir. Şiirde ahenk ölçü, kafiye, redif gibi ögelerle sağlanmıştır. Birçok mısrada iç kafiye kullanıldığı görülür.
Önemli Özellikleri:
-
İslami Dönem Türk Edebiyatı’nda yazılan ilk eserdir.
-
Türkçe yazılan ilk kitaptır.
-
İlk siyasetnamedir.
-
Mesnevi tarzında yazılmış ilk eserdir.
-
Aruzla yazılan ilk eserdir.
-
İlk didaktik(öğretici) şiir örneklerimiz bu eserdedir.
-
İlk Türk dünyası ansiklopedisidir.
DİVAN-I LUGAT-İT TÜRK
-
Eserin adı, "Türk Dili'nin toplu(genel) Sözlüğü" anlamına gelir.
-
Adından da anlaşılacağı gibi, eser bir sözlüktür; Araplara Türkçeyi öğ
retmek amacıyla yazılmıştır.
-
Bundan dolayı, Türkçenin Arapça karşısında savunulduğu bir eser ola
rak değerlendirilir.
-
Eserde Türkçe sözcüklerin anlamları Arapçayla açıklanmakta ve her
maddeden sonra birtakım Türkçe metinler örnek olarak verilmektedir.
-
Kaşgarlı Mahmut tarafından XI. yüzyılda yazılan eserin asıl önemi
de, işte bu derleme Türkçe metinlerden ileri gelmektedir.
-
Eserine bir de Türk illerinin haritasını koyan Kaşgarlı Mahmut,
Türkçe Sözcüklerin açıklamalarını yaparken dört yüze yakın dörtlükten oluşan
şiirlerle atasözlerini (sav) örnek olarak verir.
-
Divan-ı Lügat-it Türk, Türk dilinin ana eseri, Türk edebiyatının ve
folklorunun bir hazinesi olarak kabul edilmektedir.
-
Hakaniye Türkçesiyle yazılmış olan eserde
-
7500 civarında Türkçe sözcük Arapça olarak açıklanmıştır.
-
Ayrıca Türk boylarının dilleri ve Türk illeri hakkında bilgi verir.
DİVÂNÜ LÛGATİ’T-TÜRK (Kaşgarlı Mahmut)(BAŞKA BİR ÖZET MADDELER HALİNDE)
1. Kaşgarlı Mahmut tarafından 1072’de yazılmaya başlanmış 1074’ta tamamlanmıştır.
2. Türkçeyi, Türk dilinin ve kültürünün zenginliğini Araplara öğretmek için yazılmıştır.
3. Arapça olarak yazılan eserde 7500’den fazla sözcüğe yer verilmiştir. Eserde Türkçe sözcüklere Arapça karşılıklar verilmiş; bu sözcüklerin anlamlarını da açıklamak için sözcüklerin geçtiği destan sagu, sav ve çeşitli dizeler örnek olarak verilmiştir. (Alper Tunga Sagusu, Oğuz Kağan Destanı vb.)
4. Türk dilinin grameri ile ilgili bilgiler içerir.
5. Sözlük niteliği dışında edebiyat, folklor ve coğrafya bilgilerini içerir. Eserde Türk boyları tanıtılmıştır. Halkın inanışı, kültürü, gelenek görenekleri, dili ile ilgili bilgiler verir. Kaşgarlı Mahmut bu bilgileri elde etmek için Türk boylarını gezmiştir. Türk boylarının isimlerinin nereden aldıklarına, Türk yer adlarına, Türk illerinin ve boylarının kullandığı ağızlara da değinilmiştir.
6. Arap harfleriyle yazılan bu eser düzyazı özelliği gösterir. Tanıtılan sözcüler ayrıntılarıyla tanıtılmıştır. Sözcükler dizilirken Arapçanın kuralları göz önünde bulundurulmuştur.
7. Doğu Lehçesi ile yazılmıştır.
8. Eser sekiz bölümden oluşmuştur. Eserin sonunda Türk dünyası ile ilgili bir harita paylaşılmıştır.
9. ESERİN TEK YAZMA NÜSHASI, İSTANBUL MİLLET KÜTÜPHANESİ’NDEDİR.
Önemli Özellikleri
-
Türk dilinin ilk dil bilgisi kitabıdır.
-
Türk dilinin ilk ansiklopedik sözlüğüdür.
-
İlk Türk dünyası haritası bu eserin sonundaki haritadır.
ATABETÜ'L-HAKAYIK
-
12. yüzyılda Edip Ahmet Yükneki tarafından aruz ölçüsü ve
dörtlüklerle yazılmıştır.
-
Atabetü'l Hakayık, Edip Ahmet Yükneki'nin, Karahanlı beylerinden
Muhammed Dâd Sipehsalar'a hediye ettiği, hadis ve Arapça beyitlere dayanarak yazdığı şiirlerle, ahlaklı insan olmanın yollarını, ahlak ilkelerini açıklamış, çeşitli ahlakî öğütlerde bulunmuş, İslamî düşünce ve görüşlere yol gösterici olmuştur.
-
'Hibetü'l-Hakayık', veya 'Aybetü'l-Akayık' olarak da isimlendirilir.
-
Eserde dünyayı, tanrıyı, insanı bilmenin sadece bilim yoluyla olabileceği anlatılır.
-
Bilginin faydası ve bilgisizliğin zararı hakkında olan konuyu işlemiş
tir.
-
Türk nazım birimi dörtlüklerle oluşan bu eserini şair, Yusuf Has Ha
cib'in 'Kutadgu Bilig'i gibi aruz vezniyle ve Kaşgar diliyle yazmıştır.
-
Şairin bu eserini nerede ve ne zaman yazdığı kesin olarak bilinme
mektedir.
-
Atabetü'l Hakayık'ın KAŞGAR DİLİYLE, UYGUR HARFLERİYLE YAZILMIŞ İLK YAZMASI İSTANBUL'DA AYASOFYA KÜTÜPHANESİ'NDE BULUNMAKTADIR.
Özellikleri:
Gerçeklerin eşiği anlamına gelir.
Konusu din ve ahlaktır.
Didaktik (öğretici) bir eserdir.
Mesnevi tarzında yazılmıştır.
Nazım birimi olarak beyit ve dörtlük kullanılmıştır.
Aruz ölçüsüyle yazılmıştır.
Arapça ve Farsça kelimeler vardır.
Telmih (hatırlatma) sanatı kullanılmıştır.
Eserin Konusu: Eser 14 bölümden oluşur. Baştaki 5 bölüm giriş, şairin adını verdiği 8 bölüm asıl konu, sondaki 1 bölüm de bitiriş bölümüdür. Giriş bölümleri kaside biçimiyle (aa ba ca da...) ,asıl konu ile ilgili bölümler ve bitiriş bölümü dörtlüklerle [aaba] yazılmıştır. Giriş bölümünde 80 beyit, asıl konu ve bitiriş bölümlerinde 101 dörtlük vardır. Eserin tamamı 484 dizeden oluşur.
DİVAN-I HİKMET
-
12. yüzyılda Ahmet Yesevi tarafından dörtlüklerle ve hece ölçüsüyle yazılmış dini, tasavvufi ve öğretici bir eserdir.
-
Dörtlüklerin her birine "hikmet" adı verilmiş ve bu hikmetler Orta As
ya ve Anadolu'da yayılarak halkı derinden etkilemiştir.
-
Yesevilik tarikatının da kurcusu olan Ahmet Yesevi daha sonra Ana
dolu'da kurulan pek çok tarikata kaynak olmuştur.
-
Genel olarak dervişlik hakkında övgülerden bu dünyadan şikâyetten
cennet ve cehennem tasvirlerinden, peygamberin hayatından ve mucizelerinden bahsedilir.
-
Dini ve ahlaki öğütler veren şiirlere de yer vermiştir. Hece ölçüsü olarak
4+3 ve 4+4+4 kullanılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |