Veille media


Devlet tarafından Müslümanlaştırma politikası uygulandığını söyleyebilir miyiz? 1915’e giden yolun taşları nasıl döşendi?



Yüklə 0,82 Mb.
səhifə11/16
tarix31.05.2018
ölçüsü0,82 Mb.
#52217
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16

Devlet tarafından Müslümanlaştırma politikası uygulandığını söyleyebilir miyiz? 1915’e giden yolun taşları nasıl döşendi?

1915 öncesinde özellikle doğuda yaşanan 1894-96 yıllarındaki katliamlardan söz etmek gerekir. Tanzimat döneminden beri yapılan reformlar, Ermenileri “normal vatandaş” durumuna getirdi. Özellikle doğuda Kürt beylerinin altında iş gören unsurlarken belli haklar elde ettiler. Eski feodal Kürt beyleri ile yeni gelişen Ermeni toplumu arasında sorunlar çıktı. Onlar Ermenilerden hala haraç gibi vergi almayı düşünüyorlardı.

Abdülhamid’in politikası da Ermenileri Kürtler vasıtasıyla dizginleme şeklinde gelişti. Hamidiye Alayları denilen Kürtlerden oluşan askeri birlikler kuruldu ve doğuda pek çok katliam yaşandı. Yani 1915’e adım adım giderken pek çok olay yaşandı.

1908 devrimiyle Abdülhamid’in mutlakiyet rejimi yıkıldı. Devrimin temel sloganları, Fransız devrimindeki gibi, “hürriyet, eşitlik, kardeşlik”ti. Ama burada bize özgü olan şey eşitlik ve kardeşliğin “anasır-ı milliye” yani Osmanlıyı oluşturan milletlerin eşitliği ve birliği anlamında kullanılmasıydı. Ermeniler arasında müthiş bir ümit doğdu. Adana katliamı bile eski rejimin kalıntıları üzerine yıkıldığı için bu ümidi söndürmedi. Ama haklar çok kolay gelmedi ve özellikle doğu vilayetlerinde reform sözleri tutulmadı.

Bütün bu süreç boyunca gerginliğin arttığını görüyoruz. Savaşın kendisi de milliyetçiliği körükleyen bir olay. Yani hiçbir gerginlik yoktu, Müslüman unsurlar arasında Ermeni karşıtlığı hiç yoktu, bir gün devlet gelip onları alıp götürdü gibi bir tablo çizmek yanlış geliyor bana. İttihatçı şeflerin ve devletin rolü yadsınamaz ama en azından taşrada şehrin ileri gelen Türk Müslüman ailelerin İttihat ve Terakki Partisi’nin yerel temsilcileri olduğunu unutmayalım. Yani “ben yapmadım devlet yaptı” izahı biraz sorunlu.

1915’te sadece Ermeniler zarar görmedi”



24 Nisan diğer gayrimüslim toplumları nasıl etkiledi? 

Her şeyi tam 24 Nisan’da başlatmamak lazım. Bazı yerlerde sürgün daha önce başladı. Zeytun Ermenilerinin bir kısmının Konya-Ereğli arasındaki sazlık-bataklık bölgeye sürülmeleri Nisan başıdır. Yine Dörtyol Ermenileri de aynı tarihte Konya’ya sürülmüştür. Van’da baskılar sonucu isyan çıkması ve şehrin Ermeni mahallelerinin top atışına tutulması da 24 Nisan öncesidir. Birçok yerde sürgünün başlangıcı yaz başlarına sarkmıştır.

Tehcire benzer bir uygulama Balkan Savaşı sırasında Rumlara karşı yapılmıştı. Ege sahillerindeki Rumlar iç bölgelere sürülürken bir kısmı da ülke dışına kaçmaya zorlanmıştı.

1915’te de sadece Ermenilerin zarar görmediğini teslim etmek gerekir. Özellikle güneydoğuda Süryaniler, Nasturiler, Keldaniler de katledildi. Dahiliye Nazırı Talat Paşanın Diyarbakır valisi Doktor Reşid’e yolladığı 12 Temmuz 1915 tarihli telgraf çok ilginçtir. Talat burada “Bila tefrik-i mezheb Hıristiyanlar”ın, Ermeni, Süryani vb mezhep ayrımı yarımı yapılmaksızın bütün Hıristiyanların 700’er kişilik gruplar halinde şehrin dışına çıkarılıp boğazlandığına haberlerin geldiğini belirtir. Bunun her tarafa yayılmasından endişe duyduğunu dile getirerek sona erdirilmesini ve soruşturulmasını ister. Ama maalesef bu katliamlar Mardin’le sınırlı kalmamış, mesela Hakkari bölgesinde Nasturilere de uygulanmıştır.

Cumhuriyet, Müslüman ve Türklerin cumhuriyeti”

Geri gelenler de oldu. Anadolu’da kalanlar da oldu. Anadolu’da Ermeniler Cumhuriyet’i nasıl yaşadı?

Sürülme her yerde eşit olarak uygulanmadı. Bazı yerlerde tüm nüfus sürülüyor. Bazen yüzde 5 gibi bir oran bırakılmaya çalışılıyor. Bazı yerlerde kilit durumdaki zanaatkârlar, inşaat ustaları vb. bırakılıyor. Bazıları kendilerini Müslüman gösteriyor. Bazı yerlerde yöneticiler, örneğin Kütahya mutasarrıfı, Konya ve Ankara valileri oldukça koruyucu davranıyorlar. Her yerde az çok farklı uygulamalar oluyor.

1918’den itibaren Ermenilerin eski yerlerine dönmeleri yönünde kararlar çıkıyor. Bu kararlar akabinde bazıları memleketlerine dönüyor. Ancak bu sefer başka sorunlar yaşanıyor. Üç dört yıl çok kısa bir süre değil. Ermeni malları çoktan yağmalanmış durumda. Toprağı geri almak bir sorun, onun üzerindeki hasatın kime ait olduğu ayrı bir sorun. Sadece mal mülk de değil, tehcir sırasında Ermeni kadınlarının kızlarının bir kısmına da el konmuş durumda. Bunlar Müslümanlarla evlendirilmiş, çoluk çocuğa karışmış. Ermeniler geri döndüğünde kadınlarını, kızlarını geri almak istiyor. Hadi, kadınları aldın, bunların çocukları ne olacak? Anne Ermeni, baba Türk Müslüman. Çocuk kimde kalacak?

Yaptığım araştırmalarda özellikle Maraş’ta bunun büyük bir sorun olarak ortaya çıktığını gördüm. Bunların hepsi yeni savaş tohumlarını ortaya atan şeyler. Bu tohumlar hayatın her alanında yeni düşmanlıklar olarak filizleniyor

Maraş, Urfa, Adana, Antep oldukça sorunlu bir bölge. Mondros sonrasında önce İngiliz sonra Fransız birlikleri geliyor ve geri dönen Ermeniler bunların desteğiyle yeni bir yapı oluşturuyor. Zaten Kurtuluş Savaşı olarak adlandırılan savaş da bu yapılara karşı başlıyor.

İzmir’de Yunan’ı denize döktük diye bir söylem vardır. Aslında denize dökülen sadece Yunan ordusu ya da Rum halkı değil. 1922 Eylül’ünde İzmir’de rıhtımda toplanan halkın arasında Batı Anadolu’nun Ermeni ahalisi de var. Kütahya’da Ermenilerin mutasarrıfın onurlu tutumu sayesinde kurtulduğunu söyleriz. Kurtulmuş da ne olmuştur bu insanlar, hâlâ orada mı yaşıyorlar? Keza Karadeniz’deki milliyetçi çeteler Rum ahaliyle birlikte Ermenilere de saldırıyor.



Cumhuriyet’le birlikte başlarda bir değişiklik yaşanıyor mu?

Cumhuriyet Müslüman ve Türklerin cumhuriyeti olarak kuruluyor. Zaman zaman ve bazı bölgelerde devlet eliyle zorla göndermeler cumhuriyet döneminde de yaşanıyor. Ama daha dolaylı baskılar her yerde var.

Taşradaki Ermeni okullarının kapatılması 1924’te Tevhit-i Tedrisat kanunu uygulanırken tamamlanıyor. 1930’lardan itibaren Ermenilerin yaşadıkları birçok köydeki kiliselerin yıkıldığını görüyoruz. Sadece köylerde değil şehirlerde de aynı süreç yaşanıyor. Ordu’da Ermeni kilisesinin yıkılma tarihi 1936. Bu sırada şehirde 130 kadar Ermeni ailesi yaşıyor, kiliselerinde ibadet ediyor, papazları bile var. Bir de Balkan muhacirleri olayı var. Cumhuriyet Türkiyesi sürekli olarak göç alıyor ve gelenlerin bir kısmı Ermeni köylerine yerleştirilip köyün arazisi bunlara veriliyor. Okulunu kapat, kilisesini yık, toprağını başkasına ver. Yeni bir hayat kurma umuduyla İstanbul’a veya yurtdışına göçmenin dışında bir yol kalmıyor Ermenilere.

Cumhuriyet döneminde gayrimüslimlere yapılan baskı konusunda üç dört olaydan bahsedilir. “Vatandaş Türkçe konuş” kampanyaları, “20 kura askerlik”, “Varlık Vergisi”, “6/7 Eylül olayları”. Bunlar önemli elbet ama günlük hayattaki baskılar çok daha önemli.

Üzerinde durulmayan bir konu da Kıbrıs olaylarıdır. Kıbrıs’ta ne zaman gerilim başlamıştır, taşradaki Ermeni, Süryani ve Keldanilere bu yansımıştır. Kıbrıs olaylarından sonra taşradaki Hıristiyanlık da sona ermiştir.

Bunların hepi gavur”



Kıbrıs döneminde Rumlara yapılanları biliyoruz ama Ermeniler ne gibi sıkıntılarla karşılaştı?

1964’te bütün yurt sathında ilkokul talebelerinden liselere kadar tam katılımlı “Kıbrıs Türktür Türk Kalacaktır” yürüyüşleri düzenlenerek halk mobilize edildi. Rumun olmadığı yerde bu halk Ermeni’ye, Keldani’ye, Süryani’ye saldırdı. Diyarbakır’da her yürüyüş sonrasında Makarios’un kuklakları yakılıp kiliselere atılıyormuş. Diyarbakır’daki Ermeni’nin, Keldani’nin, Midyat’taki Süryani’nin Kıbrıs’taki Rum’la ne alakası var? Ama genel bakış açısına göre “Bunların hepsi gavur”.

İşin ilginç tarafı bu baksıyı uygulayanlar sadece Türkler değildi, Kürtler ve Araplar da aynı şeyi yaptılar. “Kıbrıs Türktür Türk Kalacaktır” diye onlar da yürütüldü ve din kardeşliği üzerinden Türk milliyetçileriyle birlikte hareket ettiler. 

Ermenilerin hesabını soran mı var?”



2. Dünya Savaşı döneminde soykırımlara bakacak olursak Ermeni soykırımının rol model olduğunu söyleyebilir miyiz?

Hitler’in Yahudi soykırımını yaparken “Ermenilerin hesabını soran mı var” dediği ileri sürülür. Doğru mudur bilmiyorum ama o lafın cuk diye oturduğu bir ortam olduğu kesin.

Ermeni katliamları konusunda Alman ordusu çok bilgiliydi. Doğrudan iştirakleri olmamış olabilir ama yaşananların hepsi Alman subaylarının gözleri önünde oldu. Osmanlı Genelkurmay Başkanı Almandı, Türkiye’nin her yerinde Alman birlikleri vardı. İşin ilginç tarafı bu birlikler genellikle Ermeni mekânlarına yerleştirilmişti. Bu da çok doğal. Ermeniler yollanınca ortada bir boşluk doğuyor. Almanlar geldiğinde Ermeni kiliseleri ve zengin Ermeni evleri bunlara tahsis ediliyor. Diyarbakır Surp Giragos Kilisesi Alman karargahı haline geldi. Surp Sarkis kilisesi ise Avusturya Macaristan motorize birliğine tahsis edildi. Mardin’deki Alman karargahı Ermeni zenginlerinden İskender Atamyan’ın konağıydı. Bu evlerin kiliselerin eski sahiplerini hiç mi merak etmediler. Bir çok şey Almanların gözü önünde oldu ve tanık oldukları bir katliamın hesabının sorulmamış olması Nazilere daha rahat davranma şansı tanıdı.

Ermeni soykırımının Türkiye devlet geleneğine yansıması nasıl oldu?

Ermenilerin yok edilmesi bizde kötü bir gelenek bıraktı. Birincisi yağma düzeni hakim oldu. Hak etmediğin, sana ait olmayan bir şeye el koymak normalmiş gibi algılandı. Devlet birinin malını öbürüne vererek onu zengin etmeyi gelenek haline getirdi. Ayrıca gayrimüslimlerin ekonomideki yerini doldurabilmek için ciddi teşvikler verildi. Bu teşviklerin de hepsi çöpe gitti. Cumhuriyet tarihi bu teşviklerin yeteneksiz ellerde harcanması tarihidir.

Bir diğeri şiddet geleneği. Ermeni halkına uygulanan şiddetin hesabının sorulmaması yeni katliamların daha kolay işlenmesini sağladı. Zaten kadro olarak da bir devamlılık var. Ermeni tehcirinin başındaki unsurlar, Cumhuriyet döneminin de kadroları oldular. Benzer politikaları devam ettirdiler. (EKN)

http://www.bianet.org/bianet/azinliklar/146085-soykirim-anadolu-ya-ne-kaybettirdi#.UXdumxJ0e9Q.twitter


    1. TWITTER – AU FIL DU BOSPHORE

Twitter – Au fil du Bosphore – VI

Vous n’êtes pas un pro des ressources du web ? Le Collectif VAN vous propose de suivre ici régulièrement certaines infos postées sur Twitter par Guillaume Perrier (correspondant du journal Le Monde à Istanbul) et ses abonnés.

http://twitter.com/#!/Aufildubosphore

Accès à Twitter – Au fil du Bosphore

http://collectifvan.org/article.php?r=4&id=62603

*******************************


Guillaume Perrier @Aufildubosphore
Agenda du #24avril sur #CNNturk : Erdogan à Istanbul, obsèques de la mère du chef de l'Etat major, tour cycliste... #Amnésie
3:59 AM - 24 Avr, 13

*******************************


Serra Yilmaz @serrafine
Soykırım Anadolu’ya Ne Kaybettirdi? - Bianet / Bianet - Bianet
Retweeté par Guillaume Perrier
3:33 AM - 24 Avr, 13

*******************************


Guillaume Perrier @Aufildubosphore
Les premières régions concernées par ce retrait du #PKK devraient être les rives de la Mer Noire. #Turquie
5:43 PM - 23 Avr, 13

*******************************


Guillaume Perrier @Aufildubosphore
Le #PKK va commencer son retrait à partir du 25 avril selon le député #BDP Önder. #Turquie
5:40 PM - 23 Avr, 13

*******************************



Guillaume Perrier @Aufildubosphore
Is Turkey Overcoming The Armenian Taboo?
3:58 PM - 23 Avr, 13

*******************************


Guillaume Perrier @Aufildubosphore
#Turquie « Le processus de paix doit passer par la liberté de la presse » - Reporters sans frontières … @rsf_rwb
6:21 AM - 23 Avr, 13

*******************************


Turkey Pulse @TurkeyPulse
.@orkece questions,"Is #Turkey Overcoming The #Armenian Taboo?" http://almon.co/7pz +Is AKP doing enough to allow the "genocide" debated?
Retweeté par Guillaume Perrier

*******************************


Emre Demir @emredemirfr
La Fondation des Journalistes et des Écrivains turcs condamne les pressions du pouvoir sur la presse
Retweeté par Guillaume Perrier
8:11 AM - 19 Avr, 13

*******************************


Guillaume Perrier @Aufildubosphore
Les carnets du monde - 20/04/13 http://eur1.fr/eABa7Bw via @europe1
12:38 PM - 20 Avr, 13

*******************************


Insight Turkey @InsightTurkey
Iran-Turkey Relations, 1979-2011- Book Reviews | Insight Turkey http://ht.ly/kbAkW
Retweeté par Guillaume Perrier
5:46 PM - 19 Avr, 13

*******************************


Hurriyet Daily News @HDNER
# Turkish media given four seats in neo-Nazi trial
Retweeté par Guillaume Perrier
9:20 AM - 19 Avr, 13

*******************************


Guillaume Perrier @Aufildubosphore
L'église sainte Sophie de Trabzon va être transformée en mosquée
7:37 AM - 18 Avr, 13

*******************************


Guillaume Perrier @Aufildubosphore
#TURQUIE • Le pianiste Fazil Say dans le collimateur de la justice
5:53 PM - 16 Avr, 13

*******************************


Bleu d'Arménie @H__Boy
@Aufildubosphore Et la #Turquie vient donner des leçons de liberté d'expression à la France #Négationnisme #GénocideArménien
6:08 PM - 16 Avr, 13

*******************************


Guillaume Perrier @Aufildubosphore
James in Turkey: Fazıl Say, Emre Bukağılı and an unending conflict
3:12 PM - 16 Avr, 13

*******************************


Guillaume Perrier @Aufildubosphore
Laure Marchand et Guillaume Perrier, auteurs de "La Turquie et le fantôme arménien" http://f24.my/ZVSF0w via @FRANCE24
1:24 PM - 15 Avr, 13

*******************************


Guillaume Perrier @Aufildubosphore
La #Turquie attend de Hollande davantage de «clarté»
11:00 AM - 15 Avr, 13

*******************************


Huseyin Salih Durmus @huseyinsalih
@Aufildubosphore La Négation de la Génocide est La Génocide..!!!
12:53 PM - 15 Avr, 13

*******************************


Guillaume Perrier @Aufildubosphore
Fazil Say condamné, une nouvelle victoire symbolique pour la secte d' Adnan Oktar. #Turquie
10:56 AM - 15 Avr, 13

*******************************


Guillaume Perrier @Aufildubosphore
Le pianiste Fazil Say condamné à 10 mois avec sursis pour ses propos jugés insultant contre l'islam. #Turquie
9:14 AM - 15 Avr, 13

*******************************


Institut kurde @institutkurde
La Turquie met sa législation antiterroriste en conformité avec les normes européennes: Le Parlement turc a a...
Retweeté par Guillaume Perrier
8:02 PM - 11 Avr, 13


http://www.collectifvan.org/article.php?r=4&id=71503

  1. DOSSIERS PERMANENTS

  2. Observatoire du Négationnisme du Collectif VAN

  3. Récapitulatif des principaux faits et articles négationnistes relevés depuis 2006.

  4. http://www.collectifvan.org/article.php?id=21105



Les éphémérides du Collectif VAN (1ère partie)

Les éphémérides du Collectif VAN (2ème partie)

La rubrique "Ephéméride" du Collectif VAN a été lancée le 6 décembre 2010. Elle recense la liste d’événements survenus à une date donnée, à différentes époques de l’Histoire, sur les thématiques que l’association suit au quotidien. L’éphéméride du Collectif VAN repose sur des informations en ligne sur de nombreux sites (les sources sont spécifiées sous chaque entrée).

"Dossier Zarakolu" mis à jour sur le site du Collectif VAN



  1. Info Collectif VAN - www.collectifvan.org - Retrouvez sur le site du Collectif VAN toutes les informations sur le Dossier Ragip Zarakolu, éditeur, journaliste, militant des droits de l'homme en Turquie, arrêté à Istanbul le vendredi 28 octobre 2011 avec la sociologue Busra Ersanli, inculpé comme elle le mardi 1er novembre 2011 d'«appartenance à un groupe terroriste armé» et actuellement incarcéré dans la prison de haute sécurité de Metris. La Turquie détient le record du nombre de journalistes emprisonnés : près de 60. «Aucun pour leurs écrits, tous pour des dossiers de terrorisme», se justifie Egemen Bagis, le ministre des affaires européennes ! Le Collectif VAN vous invite expressément à signer les pétitions internationales de soutien aux intellectuels turcs et kurdes détenus arbitrairement en Turquie.

    Trouvez le Dossier Ragip Zarakolu en cliquant ici

  2. http://www.collectifvan.org/article.php?r=9&id=58378



Revue de Presse des dépêches AFP

Le Collectif VAN répertorie sur cette page toutes les dépêches AFP en lien avec le génocide arménien et la Turquie.

http://www.collectifvan.org/article.php?r=3&id=60725

    1. SITES INTERESSANTS


Visitez nos liens : http://www.collectifvan.org/liens.php?r=7

    1. RASSEMBLEMENTS
      EXPOSITIONS-CONCERTS-SPECTACLES-PARUTIONS


Agenda - LDH - Paris : Le génocide des Arméniens et la loi de pénalisation

Agenda - LDH - Paris : Le génocide des Arméniens et la loi de pénalisation - Agenda Collectif VAN - www.collectifvan.org - Le Groupe de travail « Mémoire, histoire, archives » de la LDH, la Revue arménienne des questions contemporaines et l’UGAB, en partenariat avec le Comité de vigilance sur les usages publics de l’histoire (CVUH), organisent une journée d’étude le samedi 27 avril 2013, de 9h 30 à 17h au siège de la LDH (138, rue Marcadet 75018 Paris – métro Lamarck Caulaincourt) sur « La connaissance du génocide des Arméniens et les enjeux en France d’une loi de pénalisation ». Journée présidée successivement par Me Henri Leclerc et Danièle Lochak. Inscription obligatoire avant le 23 avril. Avec Gilles Manceron, Emmanuel Naquet, Raymond Kévorkian, Vincent Duclert, Laurence De Cock, Pierre Tartakowsky, Boris Adjemian, Jean-Pierre Chrétien, Sévane Garibian, Dzovinar Kevonian, Henri Leclerc, Michel Marian, Emmanuel Terray, Sophie Wahnich et Anne Jollet.

LDH


La connaissance du génocide des Arméniens et les enjeux en France d’une loi de pénalisation

Auteur de l'article : LDH



Le Groupe de travail « Mémoire, histoire, archives » de la LDH, la Revue arménienne des questions contemporaines et l’UGAB en partenariat avec le Comité de vigilance sur les usages publics de l’histoire (CVUH) organisent une journée d’étude le samedi 27 avril, de 9h 30 à 17h au siège de la LDH (138, rue Marcadet 75018 Paris – métro Lamarck Caulaincourt) sur « La connaissance du génocide des Arméniens et les enjeux en France d’une loi de pénalisation ».

Matinée présidée par Henri Leclerc

9 h 30. Ouverture de la journée d’étude par les co-organisateurs
- Boris Adjemian pour la Revue arménienne des questions contemporaines
- Gilles Manceron et Emmanuel Naquet, co-délégués du Groupe de travail « Mémoire, histoire, archives » de la LDH
- Gérard Noiriel pour le CVUH
10 h. Le point historiographique sur les massacres des Arméniens et leur qualification, par Raymond Kévorkian
10 h 30. L’engagement des dreyfusards et des démocrates sur ce sujet et l’importance du premier génocide du XXe siècle, par Gilles Manceron et Emmanuel Naquet
11 h. La « loi Gayssot », son historique et les débats qu’elle a suscités, par Danièle Lochak
11 h 30. Le cas de la proposition de « loi Boyer », par Vincent Duclert
12 h. Retour sur la censure de la « loi Boyer » par le Conseil constitutionnel, par Sévane Garibian
12 h 30. Pause déjeuner (sur place)

Après-midi présidée par Danièle Lochak

13 h 30. L’enseignement en France de cette question, par Laurence De Cock
14 h. Faire connaître au public aujourd’hui le génocide arménien : proposition d’une institution publique d’information et de formation des enseignants, par Pierre Tartakowsky
14 h 15. Les enjeux actuels dans la société française et en Turquie, par Michel Marian
15 h. Table ronde : Les enjeux de la pénalisation en France de la négation du génocide arménien. Quelles mesures pourraient mieux faire connaître son histoire ? Avec Boris Adjemian, Jean-Pierre Chrétien, Sévane Garibian, Dzovinar Kevonian, Henri Leclerc, Michel Marian, Emmanuel Terray, Sophie Wahnich
17 h. Conclusions, par Anne Jollet

Inscription obligatoire avant le 23 avril : Christelle Poglio, Service communication LDH
communication@ldh-france.org
Participation aux frais du buffet : 12 euros

http://www.ldh-france.org/La-connaissance-du-genocide-des.html

http://collectifvan.org/article.php?r=5&id=72772

Agenda - Le mois d'avril à la Péniche Anako

Agenda - Le mois d'avril à la Péniche Anako - Agenda Collectif VAN -www.collectifvan.org - Le Collectif VAN vous présente le programme des événements culturels qui auront lieu en avril 2013 à la Péniche Anako. La Péniche Anako est amarrée à Paris, Bassin de la Vilette Face au 61, quai de la Seine, 75019 Paris, Métro. Riquet, Stalingrad ou Jaurès.

Publié le 2 avril 2013

Péniche Anako

avril 2013

-----------------------



mercredi 24 avril Commémoration du 24 avril 1915, 98e anniversaire du génocide des
arméniens (salle fermée)

-------------------------



jeudi 25 à 20h30 musique fusion world experimentale avec Adèle B., didgeridoo, et ses invités
8 euros, 6 t.r. www.facebook.com/pages/Adele-B

--------------------------



vendredi 26 à 20h30 Concert chanson française: Co-plateau avec Brazuk et Paul Ecole
10 € tarif unique http://fr.myspace.com/jabraz
http://www.noomiz.com/paulecole

-------------------------



dimanche 28 concert à 17h Venezuela Cronica avec Cristobal Soto, harpe, cuatro, mandolina et direction musicale, David Zerate et Patrick Rabiers, percussions, Hayley Soto et Elena Carvajal, voix, Marius Pibarot, violin et mandolina, Nelsón Gómez, guitarrón, Oscar Barahona, cuatro, guitarra
12 euros, t.r. 8

------------------------



mardi 30 de 18h à minuit soirée jeux
prix d'entrée joué au dé ( entre 1 et 6 euros)

-----------------------



Infos Pratiques

La Péniche Anako est amarrée à Paris, Bassin de la Vilette


Face au 61, quai de la Seine
75019 Paris
Métro. Riquet, Stalingrad ou Jaurès.


Le site de la péniche Anako

TÉLÉCHARGER :
 Le Programme http://collectifvan.org/pdf/11-55-02-2-04-13.pdf

http://collectifvan.org/article.php?r=5&id=72542

Yüklə 0,82 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin