Din Kelimesinin Anlamı:
‘Din’ kelimesi çok geniş bir anlam sahasına sahiptir. Kur’an’da ve hadislerde bir çok manada kullanılan bu kelime, kavram olarak insanlığın en önemli faaliyeti olan inanmayı, bir yaratıcıya itaat ve ibadet etmeyi, ahlâkí davranışları, fazilet ve iyilikleri, toplumsal düzeni, doğru yolda olmayı ifade eder.26
Sözlük Anlamı:
‘Din’ kelimesi ‘deyn’ kökünden gelir ve sözlükte şu anlamlara gelir:
Üstünlük, egemenlik, itaat, zorlamak, itaatkâr olarak kendini bir güce teslim etmek, borçlanmak.
Birinin emrine girmek, onun emrine amâde olmak, onun hakimiyet ve otoritesi altında boyun eğmeyi kabul etmek.
Şeriat, kanun, yol, millet, âdet, taklit.
Hesaba çekmek, ceza veya mükâfat vermek. 27
İsim Olarak Anlamı:
İsim olarak ‘din’ kelimesi aşağıdaki manaları kapsamaktadır:
İyi ya da kötü karşılık.
Âdet ve alışkanlık.
İtaat, zillet, bağlılık, üstünlük sağlamak, galip gelmek.
Hakimiyet, mülk ve hüküm.
Bir şeye zorlamak.
İtaat etmek, ya da tersi olarak isyan etmek.
Bir şeyi alışkanlık haline getirmek.
Şeriat ve millet, yani Tevhid inancı. 28
Din Kelimesinin Türevleri:
Aynı kökten gelen ve hadislerde Allah’ın bir ismi olarak geçen ‘Deyyân’, mutlak kudret sahibi, işlerin karşılığını veren, hikmetle yöneten, egemen olan demektir. Araplar, bir kimsenin bölgesine ve kavmine üstünlüğünü belirtmek için ‘deyyân’ sıfatını kullanırlardı. Buna göre aynı kökten gelen ‘medín’; köle, ‘medine’; şehir ve cariye, ‘temeddün’; dinli veya şehirli-medení olma, ‘tedayün’; borçlanma, ‘diyanet’; din ve millet anlamlarına gelir.
‘Mütedeyyin’; ise, boyun eğen, itaatkâr, Allah’a teslim olan demektir. 29
Din’in Kur’an’daki Anlamları:
‘Din’ kelimesi Kur’an-ı Kerim’de borç anlamına gelen ‘deyn’ hariç, dört anlamda kullanılmaktadır:
1- En Yüce Kudrete Teslim Olma, İtaat Etme, Boyun Eğme Anlamında.
“De ki: ‘Ben, Allah’a din’i halis kılarak, ibadet etmekle emrolundum. Bana Allah’a teslim olan müslümanların ilki olmam emredildi,’” (Zümer: 39/11-12)
“Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur, din de (itaat ve kulluk da) sürekli olarak O’nundur. Böyleyken Allah’tan başkasından mı ittika ediyorsunuz (korkup çekiniyorsunuz)?” (Nahl: 16/52)30
Bu âyetlerde ve benzerlerinde ‘din’, yüksek bir otoriteye boyun eğme, ona itaat etme ve ona kul olma anlamında kullanılmaktadır. Din’in Allah’a has kılınmasının manası, hakimiyeti, hüküm koyma hakkını, ibadet ve itaat edilmeye layık olmayı yalnızca Allah’a ait kabul etmektir. Kulluk anlamında Allah’tan başkasına boyun eğmemek, O’ndan başkasına ibadet etmemek, kulluğa ait bütün hükümleri O’ndan almak demektir. 31
2- Ahiret, Ceza, Yani Amellerin Karşılığını Verme Günü Anlamında:
“(İbrahim dedi ki:) Din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O’dur.” (Şuara: 26/82)
“(Şeytana hitaben) Ve şüphesiz, din (kıyametteki hesap) gününe kadar benim lanetim senin üzerindedir.” (Sad: 38/78)32
3- Hüküm, Âdet, Şeriat Ve Kanun Anlamında:
“Zina eden erkek ve zina eden kadının her birisine yüzer değnek vurun. Eğer Allah’a ve Ahiret gününe iman ediyorsanız, onlara Allah’ın dinini (hükmünü, şeriatini uygulama) konusunda sizi bir acıma tutmasın…” (Nûr: 24/2)33
4- Allah’ın Gönderdiği Tevhid Din’i Anlamında:
Kur’an’da ‘din’ en çok bu anlamda kullanılmaktadır ki, bu mana içerisinde hem Allah’ın hakimiyeti, otoritesi, hükmünün üstünlügü, hem bu üstünlüğe kulların boyun eğip itaat etmeleri, hem de Allah’tan gelen hüküm, kanun ve şeriat konuları yer almaktadır.
Din, aslında bütün bu anlamları içerisinde barındıran, Allah’ın hakimiyetine bir teslimiyet ve O’ndan gelen hükümleri kabullenmektir.
İslâm’dan önceki araplar (yukarıda geçtiği gibi) ‘din’ kelimesini çok farklı, biraz da karışık anlamlarda kullanıyorlardı. Kur’an bu kelimeye bir ıstılah (terim) anlamı kazandırdı ve bu kelime çok önemli bir ilâhí gerceği ve bu gerçek karşısında insanın konumunu ifade eder hale geldi.
Bu kelime, her ne olursa olsun yüksek bir otoriteyi ve bu otoriteye boyun eğmeyi, bu otoriteden kaynaklanan emir ve hükümleri uyulması gereken kurallar olarak kabul etmeyi, bu kurallara uyulduğu zaman mükâfat, karşı gelindiği zaman ceza alınacağına inanmayı içine alan bir hayat sisteminin genel adıdır. Bu bakımdan bu kelimeyi başka dilde karşılayacak hiç bir sözcük mevcut değildir. Batılıların kullandığı ‘religion’ sözcüğü de ‘din’ kavramının ifade ettiği derin anlamları karşılayamaz.
“Bunu İbrahim oğullarına vasiyet etti, Yakub da: ‘Oğullarım, şüphesiz Allah sizlere bu dini seçti, siz de ancak müslümanlar olarak can verin’ (diye aynı vasiyette bulundu).” (Bakara: 2/132)
“Hiç şüphesiz din, Allah katında İslâmdır…” (Âli Imran: 3/197)
“Peki onlar Allah’ın dininden başka din mi arıyorlar. Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O’na teslim olmuştur ve O’na döndürülmektedir.” (Âli İmran: 3/83)
“...Bugün size dininizi kemâle (olgunluğa ) eriştirdim, üzerinizdeki nimeti tamamladım ve size din olarak İslâmı seçip beğendim...” (Maide: 5/3)
“Ki O, kendi peygamberlerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter.” (Fetih: 48/28)34
Din Kelimesindeki Unsurlar:
‘Din’ kelimesi, ilâhí olan en mükemmel nizamı (düzeni) ifade eden en uygun bir kavramdır. Bu kavramda dört önemli unsuru görebiliriz:
a- Yüce bir hakimiyyet (egemenlik),
b- Bu yüksek hakimiyete boyun eğip itaat etmek,
c- Bu hakimiyetin şekillendirdiği inanç ve hükümler sistemi,
d- Bu sisteme uygun haraket etmekle elde edilen mükâfat, aykırı haraket etmekle karşılaşılacak ceza.
Kur’an ‘din’ kelimesini bazen bu unsurların her birinin yerine, bazen de hepsini birden kapsayacak şekilde kullanmaktadır.
Kur’an’da ‘din’ kelimesinin hangi anlamlarda geçtiğini daha iyi anlayabilmek için, Dameğâní isimli bilginin bu konudaki görüşlerini aktarmakta fayda var. Bu bilgine göre ‘din’ Kur’an’da şu anlamlarda kullanılmaktadır:
1- Tevhid anlamında:
“Hiç şüphesiz Allah katında din İslâm’dır.” Âli İmran: 3/19. âyetinde geçtiği gibi ‘din’ kelimesi tevhid dinini işaret etmektedir.35
2- Hesap anlamında:
“Onlar din (hesap) gününü yalanladılar.” (Mutaffifin: 83/11) âyetinde olduğu gibi.36
3- Hüküm ve yargı anlamında:
Yusuf: 12/76. ayetinde geçen kralın (melikin) dini, kralın uyguladığı veya uyduğu hüküm, yargı demektir.37
4- Bizzat dinin kendisi anlamında:
Bu din hayatın bütün alanlarını kapsayan bir inanç olmakla beraber, egemen düzeni, kişi ve toplum ilişkilerine ait hükümleri, insan eşya ilişkileri ve davranış kurallarını da içerisine alır.38
5- Millet (bir dine inanan topluluk) anlamında
“Oysa onlar, dini yalnızca O’na halis kılan hanifler (Allah’ı birleyenler) olarak sadece Allah’a kulluk etmek, namazı kılmak ve zekâtı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. İşte en doğru din budur.’ (Beyyine: 98/5)39
Dostları ilə paylaş: |