Yazı dilini halkın anlayacağı dile yakınlaştırmaya çalışmışlardır. Tiyatroyu halkı aydınlatma aracı olarak görmüşlerdir



Yüklə 37,5 Kb.
tarix15.09.2018
ölçüsü37,5 Kb.
#82001
növüYazı

TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATI ÖZELLİKLERİ

  • Tanzimat Fermanının ilanından (1839) sonra bu edebiyatın tohumları serpilmeye başlamıştır.

  • Batılı tarzda ilk eserler bu dönemde verilmeye başlanmıştır.

  • Hak, adalet, özgürlük, vatan kelimeleri bu dönemde ilk defa kullanılmaya başlanmıştır.

  • Tanzimat edebiyatı kendi arasında ikiye ayrılır: Birinci ve İkinci Dönem Tanzimat Edebiyatı)

  • Yazı dilini halkın anlayacağı dile yakınlaştırmaya çalışmışlardır.

  • Tiyatroyu halkı aydınlatma aracı olarak görmüşlerdir.

  • Toplumcu bir çizgi tutmaya çalışmışlardır.

  • Divan edebiyatındaki "bölüm güzelliğine" karşın "konu bütünlüğüne, güzelliğine" önem vermişlerdir.

  • Tanzimat birinci dönem sanatçıları (Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Mithat Efendi) ikinci dönem sanatçılarına göre daha halkçı olmuşlardır.

BİRİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI VE ÖZELLİKLERİ (1860-1876)

  • Divan edebiyatını eleştirmelerine rağmen onun etkisinden kurtulamamışlardır.

  • Vatan millet, hak adalet, özgürlük gibi kavramlar ilk defa bu dönemde kullanılmaya başlanmıştır.

  • Batılı anlamda ilk esereler bu dönemde verilmeye başlanmıştır.

  • Toplumu bilinçlendirmek için edebiyatı bir araç olarak görmüşlerdir.

  • Dilin sadeleşmesi gerektiğini söylemişler ancak pek başarılı olamamışlardır bu konuda.

  • Roman, modern hikâye, tiyatro, gazete, eleştiri, anı bu dönemde kullanılmaya başlanmıştır.

  • Bu dönemin sanatçıları aynı zamanda devlet adamı sıfatı da taşıyorlardı.

  • Klasizim (Şinasi, Ahmet Vefik Paşa) romantizm (Namık Kemal, Ahmet Mithat) den etkilenmişlerdir.

BİRİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI SANATÇILARI

ŞİNASİ (1826-1871)

  • Edebiyatımıza birçok yeniliğin yerleşmesini sağlamıştır.

  • Asıl adı İbrahim'dir.

  • İlklerin yazarıdır: İlk tiyatro, ilk şiir çevirisi, Batılı anlamda ilk fabl, ilk özel gazete, ilk makale, ilk noktalama işaretini kullanan kişidir.

  • Halk için sanat görüşünü benimsemiştir.

  • İlk tiyatro eserimizi: Şair Evlenmesi'ni yazdı.

  • İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi

  • İlk özel gazetesi çıkardı: Tercüman-ı Ahval

  • Eserleri: Durub u Emsalı Osmaniyye (Osmanlı Atasözleri Kitabı), Tercüme i Manzume (Çeviriler), Müntehabat -ı Eşar(şiirleri), Divan-ı Şinasi, Tasvir i Efkâr

NAMIK KEMAL (1840-1888)

  • Vatan şairimizdir.

  • Toplumcu bir sanat çizgisindedir.

  • Vatan, millet, özgürlük kelimelerini edebiyatta ilk kullanan kişidir.

  • Tiyatroları oldukça ses getirmiştir. Tiyatroyu bir eğlence ve halkı bilinçlendirme aracı olarak görmüştür.

  • Romantizmin etkisindedir.

  • Eserleri:

  • ilk tarihi romanımız; Cezmi

  • İlk edebi romanımız; İntibah

  • Tiyatroları : Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Gülnihal, Kara Bela,Celalettin Harzermşah

  • Eleştiri eserleri: Renan Müdafenamesi, Tahrib-i Harabat (Ziya Paşa'ya karşı)

  • İrfan Paşa'ya Mektup, Takip

  • Diğer eserleri: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Büyük İslam Tarihi, Evrakı Perişan

ZİYA PAŞA (1825-1880)

  • İlk edebiyat tarihi taslağı sayılan "Harabat"eserini yazmıştır.

  • Halk şiirinin ve dilinin gerçek edebiyatımız olduğunu belirten "Şiir ve İnşa"adlı makalesini yazmasına rağmen kendisi böyle davranmamıştır.

  • Biçimce eski içerikçe yeni olmaya gayret göstermiştir.

  • Terkib-i bent, terci i bent'leri meşhurdur.

  • Bir çok dizesi halk arasında atasözü gibi kullanılmıştır.

  • Eserleri: Zafername, Harabat, Eş'ar-ı Ziya, Defter-i Amal, Terkib-i Bent, Terci-i Bent

AHMET MİTHAT EFENDİ (1844-1912)

  • Halk için roman geleneğini benimsemiştir.

  • Halkın anlayacağı bir dilde ve onları ilgilendiren konularda eserler vermiştir.

  • İlk hikâye örneklerimizden biri sayılan :"Letaif-i Rivayet"i yazmıştır.

  • Romantizmden etkilenmiştir.

  • En üretken yazarımız odur. "Yazı makinesi" olarak da bilinir. 36'sı roman olmak üzere 200'e yakın eseri vardır.

  • Eserlerinden bazıları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Felatun Bey ve Rakım Efendi, Yer Yüzünde Bir Melek, Henüz On Yedi Yaşında...

ŞEMSETTİN SAMİ ( 1850-1904 )

  • Devrinin en büyük dil bilgini sayılmıştır.

  • İlk romanımız olan: Taaşşuk-u Talat ve Fitnat adlı eseri yazmıştır.

  • Kamus u Türkî adlı sözlüğü yazmış.

  • Kamus u Fransevi ve Kamus-ı Alam'ı yazmıştır.

AHMET VEFİK PAŞA (1829-1892)

  • Tiyatromuzun en büyük kilometre taşı sayılır.

  • Bursa'da kendi adıyla tiyatro kurmuştur.

  • Halkın tiyatroyu sevmesi için özellikle Moliere'den çeviriler yapmıştır.

  • Eserleri: İnfiali Aşk, Dudu Kuşlar, Zor Nikâh, Zoraki Tabip, Kadınlar Mektebi ,Şecere-i Türk eserlerinden bazılarıdır.

İKİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATININ ÖZELLİKLERİ (1876-1895)

  • Bireysel konulara dönülmüştür.

  • Sanat, sanat içindir, görüşü benimsenmiştir.

  • Dil oldukça ağırlaştırılmıştır.

  • Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmıştır.

  • Realizm ve natüralizm baskın akımlar olarak göze çarpar.

  • Gazetecilik, ilk dönemdeki toplumsal etki ve işlevini yitirir. Gazetelerdeki siyasal ve toplumsal içerikli yazılar yerini günlük sıradan olaylara bırakır. Toplumsal makalenin yerini de edebi makale alır.

  • Birinci dönemdeki gibi hece denenmekle birlikte aruz yine egemenliğini sürdürmüştür. Birinci dönemde de kullanılan Divan edebiyatı nazım biçimleri bırakılmaya başlanmıştır.

  • Şiirin konusu genişletilmiş; ölüm, karamsarlık, aşk, felsefi düşünceler tema olarak seçilmiştir. Sanatçılar, "Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir." anlayışını savunmuşlardır. Bu dönem şiiri Servet-i Fünun şiirine de esin kaynağı olmuştur.

  • Roman ve öykü tekniği daha da gelişir. Birinci dönem göre daha nitelikli ürünler vermeye başlamıştır. Betimlemeler ilk döneme göre daha da ölçülüdür. Realizm akımının etkisiyle gözleme önem verilmiş, olay ve kişiler daha gerçekçi anlayışla anlatılmıştır.

  • Nabizade Nazım naturalizmden, Recaizade Mahmut Ekrem ve Samipaşazade Sezai realizmden, Abdülhak Hamit Tarhan ise romantizmden etkilenmiştir.

  • Tanzimatın ikinci döneminde ürünler veren Muallim Naci Divan edebiyatının tek savunucusudur.

  • Tanzimat'ın ikinci kuşak sanatçıları: Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Samipaşazade Sezai, Nabizade Nazım, Muallim Naci, Direktör Ali Bey ve Ahmet Cevdet Paşa'dır.

İKİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATININ SANATÇILARI

RECAİZADE MAHMUT EKREM (1847- 1914)

  • İlk realist romanımız olan: Araba Sevdası'nı yazmıştır.

  • Tevfik Fikret'in akıl hocasıdır.

  • Muallim Naci ile uzun yıllar süren "eski-yeni" kavgasında yeniyi savunmuştur.

  • "Sanat sanat içindir ve kafiye kulak içindir." görüşünü benimsemiştir.

  • Oğlu Nijat Ekrem'in ve diğer iki çocuğununun ölümü onu bireysel ve hüzünlü eserler vermeye zorlamıştır.

  • "Her güzel şey şiirin konusudur." diyerek şiirin konu zenginliğine katkı yapmıştır.

  • Muallim Naci'nin Demdeme'sine karşılık Zemzeme adlı kitabı yazmıştır.

  • Tiyatroları: Afife Anjelik, Çok Bilen Çok Yanılır, Vuslat (Süreksiz Sevinç)

  • Şiirleri: Zemzeme, Nağme-i Seher, Tefekkür, Yadigâr-ı Şebap

  • Romanları: Araba Sevdası, Muhsin Bey

  • İnceleme: Talim-i Edebiyat adlı eseri onun edebiyata dair görüşleri içeren en önemli eseridir. Takdir-i Elhan

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN ( 1852-1937)

  • Edebiyatımızın en bireysel şairlerindendir.

  • Batılılaşma hareketinin asıl öncüsü olarak kabul gördüğü için kendisine" şairi azam" (büyük şair) lakabı verilmiştir.

  • Gözlem ve izlenimleriyle şiir yazmıştır.

  • Düşünen adamdan çok yapan adam özelliği taşımaktadır.

  • Tiyatroları oynanmaya uygun değildir.(Macera-yı Aşk, Sabru Sebat, İçli Kızlar, Finten, Nesteren, Liberte

  • Romantizmin etkisinde, metafizik konuları, ölüm, aşk gibi temalar içeren eserler vermiştir.

  • Makber, Ölü, Bunlar O'dur, Hacle, Garam, İlham-ı Vatan şiir kitaplarıdır.

MUALLİM NACİ (1850-1893)

  • Recaizade Mahmut Ekrem'le eski- yeni kavgasında eski'yi savunmuştur.

  • Batılı tarzda şiirler de yazmıştır.

  • Dili ağırdır ;ancak başarılıdır.

  • Eserleri: Ateşpare, Füruzan (bkz. Füruzan kimin eseri?), Şerare (şiir) Demdeme, Muallim (eleştiri), Islahat-ı Edebiye (sözlük)

NABİZADE NAZIM (1862-1893)

  • İlk köy romanımız kabul edilen: Karabibik'i yazmıştır.

  • Realizm, natüralizm'in öncülerinden sayılır.

  • İlk psikolojik roman denemesi sayılan: Zehra'yı yazmıştır.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ (1860-1936)

  • Roman:Sergüzeşt (1889)

  • Öykü:Küçük Şeyler (1892)

  • Oyun:Şir (arslan, 1879)

DİREKTÖR ALİ BEY (1844-1899)

  • Lehçetü'l Hakayık (mizah sözlüğü-1897)

TANZİMAT EDEBİYATINDA ROMAN ve HİKÂYE

  • Bütün eserler teknik açıdan zayıftırlar.

  • Duygusal ve acıklı konular işlenmiştir.

  • Yazarlar olaylara müdahalede bulunmuştur.

  • Eserlerde karakter oluşturulamamıştır. Genellikle ya iyi ya da kötü özellik taşıyan tipler kullanılmıştır.

  • İyiler eserlerin sonunda mükâfat alırlar, kötüler de cezalarını alırlar.

  • Tanzimat ikinci dönemin sanatçıları birinci döneminkilere göre daha başarılı olmuştur.

TANZİMAT EDEBİYATINDA ELEŞTİRİ

  • Bu dönemde genellikle "eski- yeni" kavgasına dayanan eleştiriler olmuştur.

  • Namık Kemal'in Ernest Renan'ı eleştiren Renan Müdafaanamesi bu dönemin önemli eserlerindendir.

  • Muallim Naci ile Recaizade Mahmut Ekrem arasındaki Demdeme - Zemzeme tartışması da bu dönemin önemli örneklerindendir.

TANZİMAT EDEBİYATINDA TİYATRO

  • Tiyatro ilk defa bu dönemde görülmeye başlanmıştır.

  • İlk tiyatro örneği Şinasi'nin Şair Evlenmesi'dir.

  • İlk dönemin sanatçıları tiyatroyu bir eğitim aracı olarak görmüşlerdir.

  • İkinci dönemin sanatçıları da tiyatroyu eğlence olarak görmüşler; ancak onların tiyatroları oynanmak için değil okunmak için yazılmışlardır.

Servet-i Fünun Edebiyatının Oluşumu

Tanzimat; her alanda olduğu gibi edebiyatta da eski ile yeninin yan yana yaşandığı, çatıştığı bir dönemdir. Recaizade Mahmut Ekrem’in önderliğinde Servet-i Fünun dergisinde toplanan genç yazarlar, baskı ve umutsuzluk ortamından etkilenmiştir. Bu edebiyatçılar baskıyı da bahane göstererek, toplumsal ve siyasal konulardan uzak durmuşlar, eserlerinde aşk, ölüm, tabiat, yalnızlık gibi bireysel konuları işlemişlerdir. Önceleri (1895) bir “fen bilgisi” dergisi olarak yayımlanan Servet-i Fünun’u, genç sanatçıların devralmasıyla (1896) dergi bir edebiyat-sanat kimliği kazandı. Ne var ki bu topluluğun ömrü kısa olmuştur. Hüseyin Cahit’in 1901 yılında, Fransızcadan çevirdiği “Edebiyat ve Hukuk” makalesinin yayımlanması neticesinde dergi kapatılmış ve bir dönem sona ermiştir. ( Makale, o dönem Fransa’sındaki hukuksuzluğu Osmanlı Devleti’ne yakıştırmaya çalışan bir niteliktedir.)



Servet-i Fünun (Edebiyat-ı Cedide) ÖZELLİKLERİ:

  • Recaizade Mahmut Ekrem'in önderliğinde Servet-i Funun Dergisi etrafında toplanan bazı gençler Tevfik Fikret'in derginin başına getirilmesiyle edebi bir topluluk özelliği kazanır.

  • Sonraları Cenap Şahabettin, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın, Celal Sahir Erozan, Ali Ekrem Bolayır, Halit Ziya Uşaklıgil'in katılımıyla genişler.

  • Devlet yönetiminin baskıcılığını bahane ederek toplumsal konulara eğilmediler.

  • Fransız edebiyatından etkilendiler.

  • Aruz başarıyla ölçüsü kullanılmıştır.(Sadece Tevfik Fikret "Şermin" adlı eserini hece ölçüsüyle yazmıştır.)

  • Hep uzak ülkelere gitme hayaliyle yaşadılar.

  • Sanat, sanat içindir ilkesine bağlı kaldılar.

  • Nazım (şiir) nesre (düz yazı) yaklaştırılmıştır. Konu bütünlüğüne önem verilmiştir.(bkz. Mensur Şiir )

  • Batı'dan sone ve terza-rima gibi yeni nazım şekilleri alınmıştır.

  • Roman dalında Halit Ziya oldukça başarılı eserler vermiştir.

  • Şiirde parnasizm ve sembolizmden etkilenmişlerdir.

Servet-i Fünûn Döneminde Öğretici Metinlerin Genel Özellikleri

  • Servet-i Fünûn dönemi öğretici metinlerinde bireysel ve edebi konular işlenmiştir.

  • Servet-i Fünûn öneminde edebi tenkit daha çok kendilerine yapılan eleştirilere cevap verme ve Serveti Fünun edebiyatının tanıtılması önlerinde yoğunlaşmıştır.

  • Dil, Arapça, Farsça sözcük ve tamlamalarla dolu ağır bir dildir

  • Servet-i Fünûn dönemi öğretici metinler edebî tenkit, anı türünde yoğunlaşır.

  • Gezi yazısı, mizah, hiciv ve fıkra türünde de eserler verilmiştir.

  • Hüseyin Cahit Yalçın, Cenap Şahabettin, Halit Ziya Uşaklıgil, Ahmet Şuayp, Hüseyin Suat Yalçın öğretici metin alanında eser verin sanatçılardır.

  • Oluşturulan ürünler halkın sorunlarından uzaktır.

  • Edebiyat tarihi ve felsefe alanında hiçbir çalışma yoktur.

1-Servet-i Fünûn Döneminde Tenkit (Eleştiri):

Edebiyat ve sanat tartışmaları daha çok "Dekadanlık, batı taklitçiliği, bu dönem eserlerinin dilinin anlaşılmayacak kadar ağır ve sembollerle dolu olması, bu dönemde halktan kopuk bir edebiyatın teşekkül etmesi" noktalarında yoğunlaşmıştır. Serveti Fünun öneminde edebi tenkit daha çok kendilerine yapılan eleştirilere cevap verme ve Serveti Fünun edebiyatının tanıtılması önlerinde yoğunlaşmıştır. Serveti Fünun dergisi o dönem aydınlarının bir araya geldiği, tartıştığı yer olmuştur. Tenkit türünde; Hüseyin Cahit, Cenap Şahabettin ve Ahmet Şuayip özellikle dikkat çeken isimlerdir. Hüseyin Cahit Yalçın Servet-i Fünûn'a yapılan çeşitli saldırılara aynı şiddette cevaplar vermekle ün salmıştır. Sonraları bu türde yazdıklarını bir kitap haline getirmiş ve "Kavgalarım" adını vermeyi uygun bulmuştur. Edebi çalışmalarını tenkit alanında toplayan tek şahsiyet Ahmet Şuayp'tır.



2-Servet-i Fünûn Döneminde Hatırat (Anı):

Servet-i Fünûn döneminde anı türünde başarılı eserler verilmiştir. Halit Ziya Uşaklıgil anı türünde yazdığı Kırk Yıl, Saray ve Ötesi (3 cilt), Bir Acı Hikâye adlı eserleri yazarın hayatını ve çevresini aydınlatması bakımından çok önemlidir. Hüseyin Cahit Yalçın; edebiyat hayatıyla ilgili anılarını Edebî Hâtıralar adıyla çıkarmıştır. Gazete ve dergilerde tefrika edilen siyasi anılan ölümünden bir süre sonra (19) adıyla yayınlanmıştır.



3-Servet-i Fünûn Döneminde Hiciv ve Mizah:

Servet-i Fünûn döneminde Hüseyin Suat Yalçın hiciv ve mizaha yöneldi " Gâve-i Zâlim" takma adıyla siyasi ve sosyal hicivler yazdı.



4-Servet-i Fünûn döneminde Gezi Yazısı:

Servet-i Fünûn döneminde gezi türünde başarılı örnekler verilmiştir. Cenap Şahabettin memuriyete gönderildiği Hicaz bölgesinde intibalarını anlattığı eserine "Hac Yolunda" adını vermiştir.Bu eser Servet-i Fünûndan sonra daha da gelişecek Gezi edebiyatı için bir lokomotif olmuştur. Tanzimat'tan beri Cenap Şehabettin'e kadar yazılan gezi yazılarının bir edebi değer taşımamaktaydı. Cenap'ın ayrıca Suriye'ye yaptığı geziye ait Suriye Mektupları (1917), Avrupa'ya yaptığı gezi ile ilgili Avrupa Mektupları (1919) adlı eserleri de vardır. Gezi türünde yazılmış bir başka eser de Ahmet İhsan Tokgöz'ün "Avrupa'da Ne Gördüm" (1892) adlı eseridir.



5-Servet-i Fünûn Döneminde Fıkra:

Servet-i Fünûn döneminde azda olsa fıkra örnekleri verilmiştir. Hüseyin Cahit Yalçın fıkralarını "Hayât-ı Hakikiyye Sahneleri" adlı kitapta toplamıştır.



Tanzimat ile Servet-i Fünun Edebiyatı Arasındaki Benzerlikler

  • Batı edebiyatına ait edebi türlerden etkilenilmiş ve bu türlere örnekler verilmiştir.

  • Batıya ait edebi akımlardan etkilenilmiştir.

  • Aruz ölçüsü kullanılmıştır.

Tanzimat ile Servet-i Fünun Edebiyatı Arasındaki Farklılıklar

1) Edebi Tür ve Tema

Tanzimat Edebiyatı:

Roman, hikaye, makale, tiyatro, eleştiri gibi batılı türler ilk örnekler verilmiştir. İlk örnekler olduğundan bu türlerde teknik bakımdan aksaklıklar olmuştur

Vatan, millet, adalet, hürriyet gibi sosyal temalar işlenmiştir.cemalaksoy.org

Gazeteciliğe önem verilmiştir.

Divan edebiyatı nazım biçimleri ve türleri kullanılmıştır.

Servet-i Fünun Edebiyatı:

Batı edebiyatına ait türlerin örnekleri verilmeye devam edilmiş, eseler teknik olgunluğa erişmiştir. Bu dönemde tiyatro fazla gelişmemiştir.

Aşk, tabiat, üzüntü, hayal gerçek çatışması gibi bireysel temalar işlenmiştir.

Gazetenin yerini dergi almıştır.

Batıya ait nazım biçimleri ve türleri kullanılmıştır.

2) Edebi Akımlar

Tanzimat Edebiyatı: Klasisizm, romantizm ve realizmin etkisi görülmüştür.

Servet-i Fünun Edebiyatı: Realizim, natüralizm, parnasizm ve sembolizm etkisi görülmüştür.

3) Dil ve Anlatım

Tanzimat Edebiyatı:

‘’Toplum için sanat’’ anlayışına bağlı kalınmış ve sade bir dilin kullanılması gerektiği savunulmuştur.



Servet-i Fünun Edebiyatı:

‘’Sanat için sanat’’ anlayışına bağlı kalınmış, dilde sadeleştirme taraftarı olunmadığı gibi ahenk ve biçim güzelliği oluşturmak adına Arapça, Farsça sözcük ve tamlamalar çok kullanılmıştır.
Yüklə 37,5 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin