Yeni Öğretim Programlarını İnceleme ve Değerlendirme Raporu GİRİŞ


DİĞER ÜLKELER İLE KARŞILAŞTIRMALAR



Yüklə 304,08 Kb.
səhifə3/7
tarix07.09.2018
ölçüsü304,08 Kb.
#79647
1   2   3   4   5   6   7

0.2DİĞER ÜLKELER İLE KARŞILAŞTIRMALAR

Eğitim kavramı bilgi toplumuna geçiş sürecinde yeni anlamlar kazanmaktadır. Eğitimin yeniden kavramsallaşması sürecinde; bilimsel gelişmeler, teknolojideki gelişmeler, bilginin yeniden örgütlenmesi ve akışkanlığı ile toplumsal beklentiler önemli roller oynamaktadırlar.


Eğitim, çağın temel paradigmasına göre şekillenir ve kendi sistemini bütün özellikleri ile birlikte (süreç uzun olsa da) oluşturur. Örneğin, sanayi toplumunda, eğitim ve okul ile ilgili metaforlar incelendiğinde “fabrika” sözcüğü çok sık olarak karşımıza çıkmaktadır. Öğrenciler ham maddedir ve toplumun istediği yönde ve planlanan ürün niteliğine göre biçimlendirilir. Öğrencilerin zihni boş bir kutu gibidir. Eğitim yoluyla istenilen şekilde doldurulur. Zeka sabit ve değişmez bir niteliktir. Bazıları daha zeki, bazıları değildir. Dolayısıyla bazılarının sistem içinde elenmesi onların “iyi” olmadığını gösterir ve bu beklenen bir sonuçtur. Dersler alanlara, alanlar konulara, konular alt konulara bölünmüştür ve doğrusal bir biçimde yapılanmıştır. Ölçme ve değerlendirme, sistemin en temel taşıdır.
Toplum sürekli değişim halinde bir yandan yenileşirken, bir yandan da kendi mekanizmalarını yeni durumlara uygulamaktadır. Bilgi toplumu söylemi yeni durumlara uyum sağlamak için ortaya atılan mekanizmalardan biridir; toplumun yenileşmesi ve bu yenileşmesinin yaygınlaşmasını sağlamak içindir. Bu açıdan bakıldığında, birçok alanda özellikle iş dünyasında değişimde gözle görülür sonuçlar elde edilirken, eğitim ve okulun kendi yapısını sıkı sıkıya koruduğunu söylemek yanlış olmasa gerek.
Son beş yıldır, eğitime olan etkilerin uygulamaya dönüşmesi için hemen hemen bütün ülkelerde bir yeniden yapılanma arayışı ve çabası olduğu gözlenmektedir. Eğitim politikaları belirleme çalışmalarında, bir yandan o politikanın oluştuğu çevre, ülke koşulları ve bağlamın girdileri göz önüne alınırken, bir yandan da uluslar arası ölçütler ve standartlardan yararlanılan bir sentezlemeye gidildiği anlaşılmaktadır. Tam bu noktada uluslar arası kurum ve kuruluşların dikkatle temel aldığı stratejilerden bazıları şu şekilde sıralanabilir: Yaşam boyu öğrenme, okur-yazarlık kavramının genişletilmesi ve yeniden tanımlanması, başarısızlığı engelleme, ortamların çeşitlenmesi, eğitimin içeriği, esneklik ve akışkanlık, bütünleşik ya da bileşik programlar, vb….
Türkiye’nin de bu gelişmelerin uzağında kalması beklenemez. Nitekim yeni öğretim programlarında, içinde bulunduğumuz çağ, “bilginin hızla yenilenerek üretildiği çağ” olarak betimlenmiş; bu özelliklere dayandırılarak toplumun bireylerinin sahip olmaları gereken özellikler “bilgiye ulaşma, bilgiyi kullanma ve üretme” olarak ortaya konulmuş; bireylerin bu özellikleri kazanmalarında geleneksel eğitim yaklaşımlarının yetersiz kaldığı; amaca ulaşmanın ezberlemeye değil, bilgi üretimine dayalı çağdaş bir eğitime bağlı olduğu; hızla gelişen bilim ve teknolojinin eğitimin her alanını etkilemesi gerektiği; eğitim yaklaşımlarında köklü değişimlerin zorunlu olduğu; çoklu zeka ve yapılandırmacı eğitim yaklaşımlarının ön plana çıktığı belirtilmiştir. Ayrıca yeni öğretim programlarında sıralanan becerilerin dünyada belirtilen becerilerle paralellik taşıdığı gözlenmektedir.
Yapılandırmacı görüşten etkilenen ve bu yönde öğretim programları üzerinde çalışmalar yapan ve yapmış olan bazı ülkeler Avustralya, İngiltere, İrlanda, Amerika Birleşik Devletleri, Yeni Zelanda, İspanya, Finlandiya, İrlanda, İsrail, Avusturya, Kanada ve Singapur ’dur.
Dünyadaki matematik programları incelendiğinde, geometri öğrenme alanı ve ritmik sayma alt öğrenme alanı hariç diğer unsurların güncel gelişmelerden ve araştırmalardan önemli ölçüde yararlanıldığı görülmektedir. Örneğin, aritmetik işlemlerin ve kesirlerin değişik anlamlarına ilişkin önemli vurgular vardır. Önceki programda kullanılan aritmetik işlemlerin ezberci anahtar sözcük yaklaşımı tamamen terkedilmiş ve yerine öğrencinin problem durumlarından bu işlemlerin anlamlarını oluşturmaları esas alınmıştır. Ancak, özellikle geometri öğrenme alanında konuların sıralanışı ve ağırlıkları güncel gelişmelerle uyumsuzluklar göstermektedir. Örneğin, nokta, doğru, düzlem gibi görece soyut kavramların dünyada ilköğretimin ikinci kademesinde (6.7. ve 8. sınıf) bile ele alınmasından kaçınılırken bu programda 3. sınıfta ele alınmaya başlanmıştır. Yine geometri öğrenme alanında 3 boyutlu geometrik cisimlerin işlenilmesine 1. sınıftan itibaren başlanmaktadır ki bu o yaş çocuğunun algılama alanı dışındadır. O yaş çocuğunun 3 boyutlu nesnelerle oynaması, onları kullanarak bazı modeller inşa etmesi mümkün ve gereklidir. Ancak bu nesnelerin analitik incelenmesi bazı yetişkinleri bile zorlamaktadır.
Dünyadaki gelişmeler ve araştırmalarla paralellik açısından bakıldığında, Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler programları yeni yaklaşımlara uygun olarak hazırlanmaya çalışılmış, ancak gerek kuramsal gerekse araştırmaya dayalı kaynaklarda belirtildiği gibi eğitim sistemimiz için geçerli olan diğer yaklaşımlarla bütünlük ve devamlılık içinde ve belli bir denge sağlayarak düzenlenmemiştir.
Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler programlarının toplumsal ve evrensel çevreden bağımsız olmadığını unutmamak gerekir. Gelişmiş ülkelerde dikkati çeken bir özellik, programların çekirdek nitelikteki standartlarının ulusal düzeyde genel bir çerçeve niteliğinde olması ve esnekliğin , farklılıkların yerel düzeyde ve okulda uygulamalarla gerçekleştirilmesidir. Hayat Bilgisi dersi Cumhuriyet döneminin başında okul programlarına giren özgün yönleri olan bir derstir ve dünyada aynı adla çok az ülkede okul programlarında yer almaktadır.Çeşitli ülkelerde fen ve sosyal bilgiler alanlarını bütünleştiren farklı adlar altında ya da sosyal bilgiler, fen, tarih gibi bilinen ders adları altında programlar yer almaktadır. Bazı ülkelerde ise programlar arası alanlar olarak bulunmaktadır.
Bir örnek olarak, Finlandiya’da temel eğitim düzeyi olarak ilköğretimde , tarih ve sosyal bilgiler birleştirilmiş bir alan olarak ve fen alanından ayrı olarak ele alınmaktadır. Tarih ve sosyal bilgiler alanında zaman, insan ve çevre konuları incelenmekte, Avrupa tarihi ve Fin tarihi birbiriyle ilişkili olarak toplumsal konular ve vatandaşlık özellikleriyle birlikte ele alınmakta ve diğer derslerle işbirliği içinde sürdürülmektedir. Tematik olarak ele alınan alanlarda öğrenciler konuların tarihsel temelini ve ilgili sosyal görüşleri incelemektedir. Pratik uygulamalara ve çok yönlü materyallerin kullanımına ağırlık verilmektedir. Tarih ve Sosyal Bilgiler dersinin temel amaçları genel olarak ifade edilmiştir ve öğrenciler için sosyal ve etik değerleri, zaman ve tarih bilincini, tarihi ve sosyal sorunlara ilgi duymayı ve anlamayı, insan-doğa ilişkisini anlamayı, kültürel farklılıkları anlama ve saygı göstermeyi, sosyal kararlardaki rolünü anlamayı, araştırma yaparken analitik ve yaratıcı olmayı ve eleştirel düşünmeyi içermektedir. Hollanda’da ise söz konusu dersler coğrafya, tarih, doğa bilimleri, sosyal ilişkiler/vatandaşlık bilgisi, sosyal beceriler ve trafik güvenliği gibi farklı alanlar olarak yer almaktadır. İlköğretimin sosyal boyutu ilk beş yılında ders saatleri olarak programda daha az yer kaplamasına karşın okulda ve sınıfta yaşamın bir parçası olarak yani örtük program çerçevesinde geliştirilmektedir. Sosyal bilgiler ve fen ya da çevre bilgisi dersleri farklı programlar olarak yer alsa da bu dersler arasında bütünlük sağlamaya özen gösterilmektedir.
Uzak Doğu ülkelerinden Singapur’da ilköğretimde sosyal bilgiler programı, tarih, coğrafya ve çok temel ekonomi ve sosyoloji alanlarını içermektedir. Topluma ve ülkeye bağlılık, sosyal dayanışma ve sosyal dünyayı daha iyi anlama, topluma ve çevreye etkili katılım öncelikli amaçlardır. Bu çerçevede gerekli olan bilgi, beceri ve değerler ele alınmakta, genişleyen çevre yaklaşımı ve kavramların öğretiminde sarmal yaklaşım kullanılmakta ve alana uygun değerlendirme yaklaşımları benimsenmektedir. Kore’de ise, programlarda periyodik olarak yapılan yenilemeler sonucunda merkeziyetçi yapı yerine yerel yönetimlere daha çok kontrol veren politikalar benimsenmiştir. Böylece okullara ve öğretmenlere programlarla ilgili planlama ve karar verme yetkisi verme yolunda önemli adımlar atılmıştır. İlköğretim düzeyinde 1. sınıftan itibaren Sosyal Bilgiler, 3. sınıftan itibaren Ahlak Eğitimi paralel bir biçimde “Terbiye yaşamı” alanları olarak öğretilmektedir. Ayrıca sosyal nitelikte, değerler, uluslararası anlayış, etik sorunlar gibi belli alanların bu dersler içinde kapsanması öngörülmüştür. Sosyal bilgiler dersi aynı zamanda Fen dersi ile bütünlük içinde “Düşünme/zeka yaşamı” olarak öğretilmektedir. Okulda yer alan diğer etkinliklerde de kişisel ve sosyal özelliklerin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Yeni eğitim reformunda bireysel ve yerel ihtiyaçların dikkate alınmasına, bireysel çalışma ve yaratıcılığın geliştirilmesine ve sürekli değerlendirilmesine ağırlık verilmiştir. Programda özellikle bilgi toplumunun ihtiyacı olan vatandaşların ve küresel toplumun yapıcı üyelerinin yetiştirilmesi ön planda tutulmuştur.
Bugün Avrupa ülkelerinde demokratik vatandaşlık, kalkınmada en öncelikli alanlardan biridir. Sosyal Bilgiler eğitiminin bu alana katkısı açıkça kabul edilmiştir. Çeşitli Avrupa ülkelerinde vatandaşlık eğitimi, programlar arası bir ana tema olarak alındığı gibi, bizim Hayat Bilgisi dersimiz ile örtüşen “Yaşamsal ve kültürel bilgiler”, “Kişisel, sosyal ve sağlık eğitimi”, “Çevre ve Doğa Bilgileri” içinde ve bağımsız olarak “Vatandaşlık bilgisi” ve “Sosyal bilgiler” gibi ders ve alanlarda gerçekleştirilmektedir. Örnek olarak, Finlandiya’da halen programlarda reform çalışmaları devam etmektedir. İlköğretimde öğrencilerin toplumunun bir üyesi olarak yetişmeleri amaçlanmıştır ve çerçeve program aktif, sorumlu ve eleştirel bakış sahibi vatandaş olmak için gerekli beceri ve tutumları, farklı kültürleri ve insanları tanımayı, aile , iş ve toplum yaşamı için hak ve sorumlulukları, bilimsel düşünme, kendi yaşamına uygulayarak ve işbirliğine dayalı öğrenme yoluyla geliştirmeyi vurgulamaktadır. Hollanda’da ise vatandaşlık eğitimi “İnsanlar ve Toplum/Dünya” alanı içinde “Coğrafya”, “Tarih”, “Toplum, çevre ve sağlıklı davranış” derslerinde gerçekleştirilmektedir. Bu alanda çok kültürlü toplumu öğrenme, farklı kültür, değerler ve yaşam tarzlarını tanıma, eleştirel bakış, sosyal duyarlılık ve aktif vatandaşlık üzerinde durulmaktadır.
Genel olarak, eğitim alanında başarılı olarak gözlenen Batı ve Uzak Doğu ülkelerine bakıldığında Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler derslerine karşılık yer alan programlarda çok yönlü bir yaklaşım içinde eğitimin devamlılığına önem verildiği, her ülkenin genel kuramsal çerçeve içinde kendine özgü modelleri ve uygulamaları benimsediği, eğitimde merkezi ve yerel karar verme sürecinde denge sağlandığı, reformlarla ve yeniliklerle sistemin sürdürüldüğü, ancak devamlılık ve bütünlük ilkelerine uyulduğu, söz konusu derslerin sosyal etkinlikler, okul etkinlikleri ve örtük programla desteklendiği ve sürekli olarak izlendiği ve değerlendirildiği gözlenmiştir.
Fen ve Teknoloji dersi öğretim programında, yapılandırıcı öğrenme yaklaşımının esas olarak alınması, öğrenci merkezli öğretiminin savunulması, programının vizyonunun, fen ve teknoloji okuryazarlığı olarak belirlenmesi, bilimsel süreç becerilerini ve Bilim-Teknoloji-Toplum-Çevre ilişkisinin ön plana çıkarılması, öğretimde bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılmasının önerilmesi, öğrenci çeşitliliğinin (cinsiyet, özel becerili öğrenciler, özel ihtiyacı olan öğrenciler) dikkate alınması yönünden fen eğitimdeki son gelişmelerle ve bazı ülkelerin fen programlarıyla (Amerika, İrlanda, Kanada, Singapur gibi) paralellik gösterdiği giriş yazılarındaki söylemlerden yola çıkarak söylenebilir. Program içeriği ve sarmal yaklaşımının benimsenmesi yönünden İrlanda’nın “Toplumsal, Çevresel ve Bilimsel Eğitim” (Social, Environmental and Scientific Education) programıyla büyük oranda benzerlikler göstermektedir. Yeni programda belirlenen üniteler, “Çevre Eğitimi” ünitesi hariç İrlanda programında verilen ünitelerle örtüşmektedir. Çevre ile ilgili konular ise yeni programda diğer üniteler içine yedirilerek verilmiştir. Ayrıca “Bilim, Teknoloji ve Toplum” ile ilgili olarak Kanada’lı araştırmacılar tarafından yürütülen çalışmalar doğrultusunda geliştirilen “Bilim ve Teknoloji” programı ile içerik ve söylemleri yönünden paralellik göstermektedir. Hatta bazı bölümlerde (öğretmene, öğrencilere ve velilere öneriler gibi) bu programdan direk alıntılar olduğu gözlenmektedir. Ayrıca dersin adının “Fen ve Teknoloji” olarak değiştirilmesi Kanada ve İrlanda programlarıyla da benzerlik göstermektedir. Öte yandan dersin adında “Fen” yerine “Bilim” kullanılması yani dersin adının “Bilim ve Teknoloji” olması daha da anlamlı olacaktır.

Yüklə 304,08 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin